Yavuz Hakan Tok's Blog, page 23
July 22, 2019
Günün Şarkısı 22 Temmuz 2019
Ajlan Büyükburç – “Tutunup Kendime”

Neresinden baksanız hazin bir hayat hikâyesi. Şöhretli, çok ama pek çok şöhretli, bir o kadar da hızlı, çapkın, deli dolu bir babanın imam nikâhlı evliliğinden doğan kızı… Zaten varla yok arası baba figürüyle hayatı boyunca hiç barışamayacak bir kız çocuğu… Kendi başına hayata tutunmaya çalışan, debelenen bir genç kadın…
Çalışır, çabalar ve başarır da nitekim. Çocuk denecek yaşta sahneye çıkmaya başlar. Televizyonda görünmesiyle birlikte yavaş yavaş tanınır. ‘90’lı yıllarda Erol Büyükburç’un şöhreti yavaş yavaş tavsamaya başlarken kızı Ajlan Büyükburç popülerliğin kapısını aralamaktadır.

Ajlan Büyükburç’un Mine Çağlıyan’la sahne ortaklığı onları Ajlan – Mine ikilisi olarak albüm yapmaya kadar götürür. Devir pop devridir ve onlar sahne programlarında yabancı şarkılar, ağırlıklı olarak da caz söylerken, ilk (ve son olacak) “Aşk Olsun” adlı albümlerinde pop şarkılar söyleyerek furyaya dâhil olurlar.

Atilla Şereftuğ ve Fatih Erkoç gibi iki usta müzisyenin destek verdiği albüm yine de o günlerin pop ortalamasında aykırı duran bir çalışmadır. Ne var ki bu albümden bir süre sonra Ajlan ve Mine yollarını ayırır, solo kariyerlerine başlarlar.

İkisinin de ilk solo albümleri 1995 yılında piyasaya çıkar. Ajlan’ın albümünün adı “Tutunup Kendime”dir. Kent Plak etiketiyle piyasaya çıkan albüme adını veren şarkının söz ve müziği Naşide Göktürk tarafından yazılmış, düzenlemesi Selim Çaldıran tarafından yapılmıştır.

Sadece albümdeki bir şarkının adı değildir sanki bu; adeta hayatının özetidir. Nitekim bir süre sonra babasıyla gireceği çatışma magazin gündemini meşgul edecektir. Babasından hiçbir destek almadan müzik dünyasında var olmuş, kendini kabul ettirmiştir. Ama kardeşi olduğuna inandığı Esra’yı babası hiçbir şekilde kabul etmemektedir. O babalık davasında Ajlan, Esra’nın tarafındadır. Bu yüzden babasıyla arasındaki ilişki kopma noktasına gelir.

Her ne kadar pop dünyasının içine girmiş olsa da onun gönlü hâlâ cazdadır. Nitekim son kayıtlarını 1999 yılının ilk aylarında Önder Focan’ın “Tunes Sung by The Vocalist” adlı caz albümü için yapar.

22 Temmuz 1999 günü henüz üç gün önce aldığı arabasıyla Bodrum’dan Kaş’a doğru yola çıkar. Fethiye yakınlarında kontrol yağan trafik polisleriyle sohbet eder, Kaş’ta bir gazeteciyle randevusu olduğunu söyler. Eşme civarına geldiğinde ise hızla aldığı bir virajdan sonra yolun çatallanmasından paniğe kapılıp direksiyonu yeni mucur dökülmüş yola kırar. Arabası üç takla atar ve yol kenarında park halinde duran traktöre çarpar.
Çok genç yaşta, çok zamansız kaybettiğimiz Ajlan Büyükburç’un bugün ölüm yıldönümü. Huzur içinde uyusun.
Published on July 22, 2019 12:04
July 21, 2019
Günün Şarkısı 21 Temmuz 2019
Kaos Köksal – “Karanlık Günler”

“Ben kendi adıma Kaos Köksal’ın bundan sonra yapacaklarının takipçisi olacağım.”
Böyle noktalamışım Kaos Köksal’ın ilk teklisinden bahsettiğim yazıyı. Hakikaten de geçtiğimiz günlerde yeni teklisinin çıktığını görür görmez hemen dinledim. Dikkate değer bir müzisyenle karşı karşıya olduğumuza bir kez daha kanaat getirdim.

Kaos Köksal’ın Garaj Müzik etiketiyle yayımlanan yeni teklisi “Karanlık Günler” adını taşıyor. Şarkının söz, müzik ve düzenlemesi Kaos Köksal’a ait. Bir önceki teklisi “Bugün Ölemem”de Köksal’a Kalben de eşlik etmiş ancak şarkıya bir klip çekilmemişti. Bu defa klip de var. Şarkı ise bir öncekinden daha “catchy”. Günceli yakalayan “sound”unun yanı sıra enteresan sözleri ve melodik yapısıyla da çarpıcı ve tekrar tekrar dinleme isteği uyandıran bir şarkı.
Bu şarkı yazma pratiği, bu düzenleme anlayışı ve bu kendine has tavır, Kaos Köksal ismini yakın gelecekte çok daha sık duyacağımızın habercisi olabilir. Benden söylemesi.
Published on July 21, 2019 11:27
July 20, 2019
Günün Şarkısı 20 Temmuz 2019
Ajda Pekkan – “Canın Sağ Olsun”

Ajda Pekkan’ın Ozan Doğulu albümünde yer alması ve bu yazı uzun süredir beklenen yeni albümünden bir şarkıyla değil de “Yalnızlık FM”le karşılaması müzik sektörü için şaşırtıcı bir gelişmeydi. Nitekim tam da “Yalnızlık FM”i dinlemeye başladığımız günlerde Ajda’nın yakında bir Sinan Akçıl şarkısıyla karşımıza çıkacağı haberleri yapıldı. Şöyle bir haber çıktı mesela: “Müzisyen Sinan Akçıl, daha önce de şarkı verdiği Ajda Pekkan’a jest yaptı. Süper Star’ın yeni çalışması için “Canın Sağ Olsun” isimli bir eser verdi.”

Ortada bir taktik savaşı dönüyordu, orası kesindi de Twitter’da Sinan Akçıl’ın da paylaştığı ama sonra nedense sildiği bu haber neresinden baksanız yakışıksızdı. Bir kere her şeyden önce Sinan Akçıl Ajda Pekkan’a jest yapamazdı. Ortada bir jest varsa, onu da olsa olsa Sinan Akçıl’ın şarkısını seslendirerek Ajda Pekkan yapmış olabilirdi. Yoksa 55 yılın Ajda’sına jest yapmak öyle her babayiğidin harcı değildi.

Bu cümleleri aynen bu şekilde yazdım Twitter’da Sinan Akçıl’ın paylaşımının altına ama sonra “Yine öğreten adamlık yapma!” dedim kendi kendime ve daha paylaşmadan sildim o gün. Gelin görün oradaki yersiz (hadi “üstünlük” demeyeyim) “denklik” çabasından tek rahatsız olan ben değilmişim demek ki. Birkaç gün sonra “Canın Sağ Olsun” Ozinga & DMC ortak etiketiyle yayımlandı, peşi sıra klip servis edildi. Sonra klip gerisingeri yayından kaldırıldı. Yeniden yüklendiğinde bir şeyler değişmişti. Şarkıdan Sinan Akçıl’ın sesi çıkarılmıştı. Diğer dijital platformlarda şarkı bir süre ilk haliyle kaldıktan sonra, onlar da değiştirildi.
Üstüne uzun uzun yazılacak bir mesele ama ben daha fazla uzatmayacağım.

Söz ve müziği Sinan Akçıl’a ait “Canın Sağ Olsun”un düzenlemesinde Ozan Çolakoğlu, Tarık İster ve Sinan Akçıl’ın ortak imzası var. Ajda’nın yıllardır saplanıp kaldığı “kulüp şarkısı” yörüngesinden çıkamayan, klasik Ajda şarkılarını mumla aratan, gelip geçici bir “hit”. Eğlenceli, kolay ezberlenen, kolay eşlik edilebilen, ritmi ve “sound”u itibarıyla da hedef kitlesi belli bir şarkı. Geçen yıllarda yaptığı şarkılara nispetle bir tık daha derli toplu, daha eli yüzü düzgün, Sinan Akçıl’ın son dönem bestelerine bakıldığında da çıtası biraz daha yüksek ama hepsi o. Ajda kariyerinin unutulmaz şarkılarından biri olmayacağı kesin. Günü kurtarır mı? Muhtemelen.
Şarkının en iyi tarafı Ajda’nın o boğucu şarkı söyleme biçiminden uzaklaşıp bildiğimiz Ajda gibi söylemiş olması. “Yalnızlık FM” beni bu konuda çok mesut etmişti ki bu şarkıda da bir miktar o Ajda havası var. Ajda’ya bunu kim söyler nasıl söyler bilemem ama popülerin tam göbeğini yakalarken de klasik tavrını koruyabilmesinin mümkün olabileceğini, bu orta yolu bulabilecek nice besteci, şarkı sözü yazarı ve aranjör olduğunu biri söylemeli artık. Önce bir yüzünü ekşitip “Aeahaheah demode!” filan der ama zekâsıyla seni beni cebinden çıkaracağını son Cengiz Semercioğlu röportajında bir kez daha gördük, eninde sonunda anlayacaktır. Kim bilir belki de çoktan anlamıştır.
Published on July 20, 2019 13:17
Günün Şarkısı 19 Temmuz 2019
Umut Töre Bandosu – “Koza”

Umut Töre Bandosu’dan yeni bir tekli daha geldi. İlk albümün üzerinden epeyce bir zaman geçtikten sonra bir süre önce “Ayı” teklisini yayımlayarak sahalara geri dönen grup, bu defa “Koza” ile karşımızda.

Grubun takipçileri mutlaka biliyordur, aslında 2014 yılında ilk kez bir prova kaydıyla YouTube’da yayımlanmış bir şarkıydı “Koza”. O videonun altında şöyle bir not vardı: “19.05.2014 tarihindeki provada eskiz amaçlı kaydedilip, ‘müzik paylaşınca daha bir güzel’ denilerek yayımlanmıştır. Berkinlere, Alilere, Denizlere, Ahmetlere, Mehmetlere, Ethemlere, Medenilere ve gün geçtikçe sayıları artan faili malum canlarımıza selam olsun…”

Bahsi geçen çocukların genç ölümlerine dair acımız tazeydi. Uyuyanlar uyanmıyordu bir türlü, canımız sıkkındı, durduğumuz yer bizi kesmiyor, terk etsek olmuyordu. Kendi kozamızı örmekten başka çaremiz yok gibiydi.

Şarkılar tarihe şahit yazılır bazen. Tarih kitaplarının, ansiklopedilerin anlatamadığı şeyleri anlatır… Gün olup devran döndüğünde, o şarkılarda kalır zamanında yaşananların izleri… “Koza” tam da böylesi bir şarkı. Belki henüz bitmemiş ama eninde sonunda mutlaka bitecek bir dönemin, bir karanlık çağın hikâyesi…
Gri Plak etiketiyle yayımlanan şarkıyı Umut Töre ve Akif Burak Atlar yazmış. Şahane kapak tasarımında ise Berat Kösemen’in imzası var. Derdiniz sahiden müzikse, çok şey söyleyip hiçbir şey söylemeyen “şarkı”ların hâkimiyeti altında müziği arar iken karşınıza çıkmasından ziyadesiyle memnun olacağınız, kendi kozanızın içine almakta tereddüt etmeyeceğiniz bir şarkı “Koza”.
Published on July 20, 2019 13:01
July 18, 2019
Günün Şarkısı 18 Temmuz 2019
Suat Suna – “Ansızın Çektin Gittin”

Sene 1992. Türkiye’de pop müzik fevkalade bir patlama yapmış, özel radyolar, televizyon, klipler, kasetler derken pop oturup pop kalkıyoruz. O günlerin yeni televizyon kanallarından Show TV de bu furyaya bir pop müzik yarışması ile dâhil oluyor. Anonslar yapılıyor, bütün besteci, söz yazarı ve şarkıcılara açık yarışmanın şartnamesi açıklanıyor. Heyecanlanıyoruz. Öyle sevmişiz ki genç genç şarkıcıları, yeni yeni bestecileri filan her gün yenisi çıksın istiyoruz. Yarışmadan da beklentimiz büyük oluyor haliyle.

1992 yılı aralık ayında duyuruları yapılan yarışmaya 358 şarkı katılıyor. 15 Mart 1993’de jüri tarafından yapılan ön elemede ise şarkı sayısı 20’ye indiriliyor. Sonra halk oylaması için şarkılar Show TV’de yayınlanmaya başlıyor. 900’lü hatlar vasıtasıyla yapılan halk oylaması sonucu da finale 10 şarkı kalıyor.

Pop Show ’93 adı verilmiş yarışmanın finali 25 Mayıs 1993 gecesi yapılıyor ve Show TV’den canlı olarak yayınlanıyor. Finalistler arasında sonrasında adlarını sıklıkla duyacağımız ama henüz pek fazla tanımadığımız Demet Sağıroğlu, Tuba Önal, Ajlan – Mine ikilisi, Ceynur Biçer gibi genç solistler var. Fakat gelin görün ki finale damgasını vuran Suat Suna oluyor. Çünkü 10 finalist şarkının 3’ü onun bestesi ve seslendiren de o. Yani o gece üç kez sahneye çıkıyor Suat Suna. Bu üç şarkının aranjörü Doğan Kospançalı’nın ise Ceynur Biçer tarafından seslendiren bir bestesi de var finalistler arasında. Bir de Ceynur Biçer’in kendi bestesini de düzenlemiş. Yani 10 şarkının 5’inde de aranjör olarak imzası var.

İyi de kim bu Suat Suna ve Doğan Kospançalı?.. Hiç tanımıyoruz. Öğreniyoruz ki her ikisi de Saint Benoit Lisesinde öğrenci henüz. Düşünün, lise öğrencisi iki genç…
Final gecesi için uzunca bir şov hazırlanmış ve tangodan kantoya, operetlerden Türk pop bestelerine uzanan süreç sahneye konuyor. Erol Evgin mi istersiniz, Timur Selçuk mu, Ali Kocatepeler, Mazhar – Fuat – Özkanlar, Cem Karacalar… Kimler kimler çıkıyor sahneye.

Gecenin sonunda Suat Suna “Ansızın Çektin Gittin” adlı şarkısıyla birinciliği kazanmakla kalmıyor, “Yalnız Seninle” adlı şarkısıyla ikinciliği de kazanıyor. Tabii sonrasında kıyametler kopuyor. “Ansızın Çektin Gittin” (videodaki seyirci eşliğinden de anlaşılabileceği üzere) büyük bir hite dönüşüyor. Suat Suna popun en genç yeteneği olarak ülke çapında tanınır hale geliyor.
Sonrasında “Ansızın Çektin Gittin” adı verilmiş ve tamamı Suat Suna bestelerinden oluşan albüm 1 Numara Plakçılık etiketiyle piyasaya çıkıyor. Albüme adını veren şarkının düzenlemesi bu defa Sadun Ersönmez tarafından yapılmış.

Şimdi olsa Suat Suna gibi bir lise öğrencisi bırakın böyle ciddi bir deneyimle müziğe adım atmayı, bir gecede tanınmayı filan ancak YouTube’a video koyarak, kendi başına uzun uzun çabalayarak (o da belki) dikkat çekebilir. Devir çok değişti vesselam.
Published on July 18, 2019 13:16
July 17, 2019
Günün Şarkısı 17 Temmuz 2019
Yalın – “Deme Bana Yokum”

Son albümü “Bayıl Bayıla”yı 2016 yılında yayımlayan Yalın, sonrasında teklilerle ilerlemeyi tercih edenlerden oldu. 2019’da Yalın cephesinden “Deva Bize Sevişler” teklisi ve peşi sıra aynı şarkının “Doğuş Çabakçor Remix” versiyonu geldi. Yalın’ın yeni teklisi “Deme Bana Yokum” ise geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlandı.

Yalın 2004 yılında hayatımıza girmişti. Radyo sektörünün henüz bir kısır döngüye girmediği, radyoların şarkı patlatabildiği günlerdi ve o yıl “Zalim” şarkısı önce radyolarda sonra her yerde ama her yerde çalınarak Yalın’ı meşhur etti. Basit, matematiği kolay, akılda kalıcı, melodik ve romantik şarkılar yapıyordu Yalın. Yıllarca da böyle devam etti. O kredi Yalın’ı bugünlere kadar taşıdı ama Yalın müziğinde o zaman bu zaman neredeyse hiçbir şey değişmedi.

Yakın dönemde dondurma reklamları için yaptığı birbirinin benzeri şarkıları gördükçe artık tüm malzemesini tükettiğini düşünmeye başlamıştım. Bu benim düşüncemdi. Seven yine seviyor, her şarkısı kemik bir reyting yakalıyordu.

“Deme Bana Yokum” ise nihayet farklı bir Yalın çıkarıyor karşımıza. Aslına bakarsanız söz ve müziği Yalın’a ait bu şarkının da iskeleti bildik Yalın şarkılarından farklı değil ama Sabi Asltıel düzenlemesi şarkıyı bambaşka bir yere taşımış. Güçlü ritmi, bas yürüyüşü, günün modası “synth” sesler, ‘80’ler “sound”u… Hepsi çok iyi, çok yerinde…
Mabel Matiz albümü sayesinde tanıdığımız Sabi Saltıel, yakın geleceğin en parlak ve en yaratıcı genç aranjörlerinden biri olacağını o albümle fark ettirmişti. Bu şarkıyla da bir kez daha gösteriyor. Demek ki Sabi Saltıel adını önümüzdeki dönemde alternatif kulvarda olmayan işlerde de göreceğiz ki bu iyi bir şey. Popun taze kana şiddetle ihtiyacı var çünkü. Yalın da bu işini benzer bir anlayışla sürdürebilirse, 2020'li yıllara beklenmedik bir şekilde güçlü girebilir.
Published on July 17, 2019 11:35
July 16, 2019
Günün Şarkısı 16 Temmuz 2019
Yıldız Tilbe – “Dayan Yüreğim”

Muzip muzip gülümseyerek “Bir paket daha açıyorum,” der Sezen Aksu. Paketten kastı yeni yıl hediye paketidir. 1991’i 1992’ye bağlayan yılbaşı gecesi TRT’de yayınlanan 25 dakikalık konserinde seyircilere yeni yıl hediyesi olarak üç yeni ses dinletecektir. Yıldız Tilbe onlardan biridir. Henüz kimsenin adını sanını bilmediği bu genç kızı, İzmir’de bir mekânda dinlemiş, sesini çok beğenmiş ve “Hadi kalk gel, İstanbul’a” demiştir hiç tereddüt etmeden. Yıldız zaten Sezen’e öylesine hayrandır ki, kızının adını bile Sezen koymuştur.

O yılbaşı gecesi Yıldız Tilbe İlhan Şeşen’in bir bestesini söyler. Sezen Aksu şarkının adını “Yürürüm” diye anons eder. O şarkıyı bir daha Yıldız Tilbe’den hiç duymayız ama Gündoğarken’in o yılın Temmuz ayında piyasaya çıkacak “Ankara’dan Abim Geldi” albümünde “Aşka Doğru” adıyla yer alır.

Sezen Aksu, Yıldız Tilbe’yi halka ikinci kez tanıttığında ise takvimler 26 Mart 1993’ü göstermektedir. Kanal 6’da yayınlanan Sezen Aksu Show programının Yeni Umutlar köşesinde ağırladığı Yıldız’a bu defa sadece Tilbe diye hitap etmektedir. “Bu senin ilk televizyon programın, inşallah sana da uğurlu gelir,” derse de aslında ikinci televizyon programıdır ama Tilbe olarak katıldığı ilk programdır. Tilbe’yi İzmir’de dinlediği ve sesinden çok etkilendiğini de o programda anlatır Sezen Aksu. “Aslında Türk pop müziği söyleyecek bundan sonra ama kendisi için hazırladığımız şarkıdan önce ondan bir türkü dinlemenizi ben istedim,” der ve Yıldız, “Zülüf Dökülmüş Yüze” türküsünü seslendirir.

Ne var ki Aksu’nun Tilbe için yaptığı gelecek planları beklenmedik bir biçimde suya düşecek, aralarına kara kedi girecek ve 1994 yılında Yıldız Tilbe, kendi bestelerinin ağırlıkta olduğu ilk albümü “Delikanlım” ile karşımıza tek başına çıkacaktır.

O gün bugün tek tabanca devam ediyor Yıldız Tilbe. Düştü, kalktı, yine düştü, yine kalktı ama bir şekilde kitleleri peşinden sürüklemeye devam etti. Daha önce de yazmıştım, benim sevdiğim Yıldız Tilbe, ilk üç albümünde kalmıştır ama o üç albümden sonra yaptığı albüm ve şarkılarıyla da popüler müziğin içinde inkâr edilemez bir yer kapladığını görmezden gelemem elbette.

Bugün Yıldız Tilbe’nin doğum günü. Bugünü 1996 yılında Tempa & Foneks etiketiyle piyasaya çıkan “Aşkperest” albümünden bir şarkıyla kutlamak istedim. Albümün açılışında yer alan “Dayan Yüreğim”, söz ve müziği Yıldız Tilbe’ye ait bir şarkı, düzenlemesi ise Murat Yeter imzası taşıyor. Albüme tüyler ürpertici bir açılış yapan bu çok etkileyici, sıra dışı ve kuralsız şarkı bugün bile etkisini yitirmemiş bir ‘90’lar klasiği.
"İyi ki doğdun Yıldız Tilbe," diyeceğim ama Twitter’da o kendini doğum gününü herkesten güzel kutlamış zaten. Baksanıza şu yazdıklarına: “Tepe tepe 53 oldum, belki de 54’ümdür. 30 hissediyorum kendimi; 29 da olabilirim. Bu doğum günü bitmez!”
Published on July 16, 2019 12:32
July 15, 2019
Günün Şarkısı 15 Temmuz 2019
Harun Kolçak – “Gir Kanıma”

Doğduğu gün ile öldüğü gün arasında sadece 4 gün var. Ben onu doğum gününde anmak istedim. Sorabilseydik, o da böyle isterdi, eminim.

Yıllar önce “dj” olarak çaldığım bir gece onu konuk etmek istemiş, aramıştım. Henüz tanışmıyorduk. “Benim hakkımda o kadar güzel şeyler yazdın ki bugüne kadar, bende hatırın var, senin için gelirim,” demişti. Öyle başlamıştı tanışlığımız. Sonra birlikte Ankara’ya da gittik. Ankara’da bizi ağırladıkları otelin uzaklığından, havanın soğukluğundan (tipik bir buzlu Ankara kışıydı), mekânın kötü ses düzeninden ve daha bir sürü şeyden mutsuz olup biz iki huysuz, işimiz bittikten sonra söylene söylene İstanbul’a döndük.

Hastanede yattığı dönem uzun geceler geçirdik birlikte. Kâh dertleştik, kâh güldük eğlendik. Son albümünün ilk röportajını yaptığımızda hâlâ hastanedeydi. O ses kaydındaki bitkin, yorgun sesi kaldı bende. Albüm çıktıktan sonra iyiydi, mutluydu, konserlere koşturuyordu, çok sık görüşemedik. Son doğum gününde o gün doğum günü olduğunu gecenin geç bir saatinde hatırladım. Aramak istemedim o yüzden, mesaj gönderdim. Keşke o gece ya da en azından ertesi günü arasaydım diye hâlâ hayıflanırım.

Hem çok eğlenceli hem çok iyi kalpli ama bir o kadar da sert ve zor bir çocuk adamdı Harun. Hayatla alacak verecek hesabı hiç bitmemiş, kalp kırıklıkları hiç iyileşmemiş, aslına bakarsanız en çok da kendini kırmış bir adam. Huysuzluğu da bundandı belki, zorluğu da. Bir bebek gibi şefkat bekliyordu insanlardan. Ne iyi ki en azından son bir yılında o şefkati gösterebilecek insanlar vardı çevresinde. Son yıllarda yaptığı işlerin değerinin bilinmemesinden yakınırdı hep. Son albümünün değeri bilinmiş, eski parlak günlerine geri dönmüştü. Finali öyle yaptı.

Bugün Harun Kolçak’ın doğum günü. Onu o son derece ikonik görüntüsü ve şahane dansıyla aklımızda kalmış, bu neşeli şarkısıyla analım. Sözleri Leyla Tuna’ya, müziği ve düzenlemesi Onno Tunç’a ait “Gir Kanıma”, Harun’un 1991 yılında Fono Müzik etiketiyle piyasaya çıkan ilk albümü “Beni Affet” de yer alıyordu.
İyi ki doğdun, iyi ki yaşadın Harun. Huzurla uyu.
Published on July 15, 2019 11:15
July 14, 2019
Günün Şarkısı 14 Temmuz 2019
Buket Bengisu – “Drama Köprüsü”

CS Müzik Medya, sektörün göz önünde olmayan ama kıymetli müzisyenlerini dinleyicilerle buluşturan bağımsız bir müzik firması. CS Müzik Medya etiketiyle geçtiğimiz günlerde yayımlanan “Cem Session Vol.1” adlı albüm ise 7 türkünün farklı yorumlarını bir araya getiren dikkate değer bir çalışma. Albümde Şevval Sam, Gülay Sezer, Ender Balkır, Nejat Özgür, Çiğdem Özgür, Yusuf Uğurer, Cem Sayar ve Buket Bengisu’nun seslendirdiği, her biri farklı lezzette türküler var.

Albüm baştan sona dinlenilesi ama bu albümde Buket Bengisu’nun da yer alması ayrıca heyecan verici. Zira 2002 yılında sözleri Sami Hodara ve Figen Çakmak, bestesi Fani Hodara’ya ait “Leylaklar Soldu Kalbinde” adlı şarkıyla Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi temsil etmiş Buket Bengisu’nun dijital platformlara giren ilk resmi kaydı bu. Bunca yıldır müziğe hep sahada devam etmiş, sahneye çıkmış, bu konuda hatırı sayılır bir yol kat etmesine rağmen işin albüm ya da şarkı kaydetme kısmına pek el atmamış bir şarkıcı çünkü Buket Bengisu.

Geniş repertuvarı ve yüksek sahne enerjisiyle onu sahnede izlemiş herkesi kendine hayran bıraktırması bir yana, müzisyen eşi Doğan Kospançalı ile sahnedeki eşsiz uyumları da görülmeye değer. Ayrıca Buket’in Eurovision nedeniyle yurt içi ve yurt dışında kemik bir hayran kitlesine sahip olduğu da bizzat gözlemlediğimi söylemeliyim.

Sahnede şarkı söylerken ne kadar iyi bir şarkıcı olduğuna defalarca şahit olduğum Buket Bengisu “Drama Köprüsü” türküsünü, türkünün ruhundan hiç çıkmadan, hem olanca duruluğuyla hem de acısını hissettirerek seslendirmiş. Doğan Kospançalı da yersiz modernizasyon çabalarına girmeden, abartmadan, tam tadında düzenlemesiyle Buket’e bu yolu açmış. Bu türkünün sayısız versiyonunu dinledim bugüne dek. Bir kahramanlık türküsü gibi çalındığını ve söylendiğini de duydum, operatik bir biçimde icra edildiğini de. Neyse ki bu düzenleme ve yorum dengeyi çok doğru kurmuş. Parça akıp giderken Buket ve Doğan'ın vokal ve de Doğan'ın flüt partisyonlarına da ayrıca dikkatinizi çekmek isterim.
On yüz milyonlarca tıklanmaları, büyük ve iddalı lafları, şarkıları, şarkıcıları, imajları bir kenara koyup ara sıra böylesi sessiz sedasız ve iddiasız yapılmış işlere kulak kabartmakta fayda var. İnsanın içi açılıyor.
Published on July 14, 2019 10:32
July 13, 2019
Günün Şarkısı 13 Temmuz 2019

“Yok, artık bundan daha iyi bir şarkı sözü yazılamaz, bu son nokta!” dediğim ne çok şarkı sözü yazdı. Nasıl yazdı bilmiyorum. Şarkıcılığından, besteciliğinden filan çok daha önemliydi benim için şarkı sözü yazarlığı. Şarkı sözlerinde anlattıklarına yürekten inanıyordum çünkü. Bazen anlıyor ve o anladığım şeyin bir tek cümleye nasıl sığdırabildiğine hayret ediyor, bazen de içinden çıkmaya, anlamaya çalışıyordum. Bazen öğreniyordum. Bazen bilip de unuttuklarımı hatırlıyordum. Röportajlarını okuyordum sonra, izliyordum. Nasıl yaşar, ne yapar, ne yer, ne içer de böyle olurdu bir insan. Bu kadar bilge, bu kadar dilbaz?.. Bilmek marifet değildi tek başına çünkü. Bildiğini söyleyebilmek marifetti. Ve o marifet, her bilene nasip olmuyordu.

2015 yılında Sezen Aksu’nun doğum günü için benden istenen yazıya bu cümlelerle başlamışım. Bir sonraki paragrafta Sezen’in başucuma koyduğum kimi şarkı sözlerinin isimlerini de vermişim. “Farkındayım”, o şarkılardan biri. Sadece şarkının ismi bile tüm bu şarkı sözlerini nasıl yazdığını sırrını vermiş aslında: “Farkındayım”, demiş işte, daha ne desin. Onun yarısı kadar farkında olabilsek, "öteki olabilmeyi, yerine koyabilmeyi" öğrenebilsek, kendimizi hayatın sırrına ermiş sanacağız, o ayrı mevzuu.

Sözleri Sezen Aksu’ya, bestesi Sezen Aksu ve Fahir Atakoğlu’na ait bu şarkı, Aksu’nun 2003 yılında DMC etiketiyle piyasaya çıkan “Yaz Bitmeden” adlı albümünde yer alıyordu. Şarkının düzenlemesi ise Kıvanch K. tarafından yapılmıştı.

Aslında bir ara albümdü bu. Üç yeni şarkı, daha önce başkaları tarafından seslendirilmiş üç Sezen şarkısının Sezen yorumları, Karşı Pencere film müziği ve farklı versiyonlardan oluşturulmuş bir ara albüm. “Farkındayım” ise albümün en sille tokat şarkılarından biri…
Bugün Sezen Aksu’nun doğum günü. Nice doğum günlerini daha, onun şarkılarıyla yanı başımızda var olduğunu bilerek, ondan öğrenerek, ondan beslenerek, onunla büyüyerek kutlayabilmek dileğiyle. İyi ki doğdunuz Sezen Aksu!
Published on July 13, 2019 09:44
Yavuz Hakan Tok's Blog
Yavuz Hakan Tok isn't a Goodreads Author
(yet),
but they
do have a blog,
so here are some recent posts imported from
their feed.
