Yavuz Hakan Tok's Blog, page 13

October 24, 2019

Günün Şarkısı 24 Ekim 2019


Sevinç Tevs – “Ve Ben Yalnız”

1927 yılında Ankara’da doğdu. Ankara Devlet Konservatuarı Şan Bölümünü bitirdi. Ablası Sevim Tevs’le birlikte Ankara Radyosu’nda yaptığı programlarla tanındı. 

İstanbul’da ilk konserini Saray Sineması’nda verdi ve büyük ilgi gören bu konseri diğerleri izledi. Taksim Gazinosu ile imzaladığı üç aylık sözleşme sonrasında da müzik yaşantısına İstanbul’da devam etti.

1948 yılında Arif Mardin’in “For You” adlı bestesiyle katıldığı New York Caz Festivali’nde birinci oldu. 1957 yılında BBC Radyosu’nun Türkçe yayınlar servisi için iki program yaptı. 

1958 yılında gazeteci Cüneyt Sermet, Milliyet gazetesindeki köşesinde ondan “Türkiye’nin en iyi kadın caz şarkıcısı” diye söz ediyor ve onun dünyaca ünlü caz solisti Sarah Vaughan’la aynı kalibrede olduğunu söylüyordu.   

Türkiye'nin ilk madencisi iş adamı Siham Kemali Söylemezoğlu ile evliliğinden doğan kızının adını Şehrazat koydu. Önceleri şarkı söyleyerek müzik dünyasında adını duyuracak Şehrazat, sonrasında Türkiye’nin en önemli pop müzik bestecilerinden biri olarak anılmaya başlanacaktı. 

1968 yılında Yunanistan’da düzenlenen Apollonia Şarkı Festivali’nde Türkiye’yi temsil etmek üzere seçilen iki besteden biri olan Özdemir Erdoğan’ın bestesi “Özleyiş”i Ajda Pekkan seslendirirken, Selmi Andak’ın bestesi “Ve Ben Yalnız” ise Sevinç Tevs tarafından seslendiriliyordu. Ancak festivalden sonra şarkıyı plak yapan Sevinç Tevs değil, Gönül Turgut oldu. Tevs ise uzun yıllardır sahnede olmasına rağmen hâlâ bir plak kaydı yapmamıştı.

Kariyeri boyunca Amerika, Fransa, Küba, Portekiz, Mısır ve Belçika başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde konserler veren, televizyon programları yapan Tevs, 1972’de Elmadağ’da kendi açtığı gece kulübü Club The Rythm Section’da program yapmaya başladı. Ancak bir süre sonra kulübü kapattı ve üç yıl kadar bir süre sahneden uzak kaldı.

1976 yılında ölümünden çok kısa bir süre önce çıktığı son televizyon programında hastalığından bahsederken şu cümleleri kuracaktı: “Sıkı durun, ürkmeyin ha! Kanserim ama korkmuyorum. Onunla altı ay önce vedalaştık, bir daha karşılaşacağımızı sanmıyorum. İnsan isterse hastalık konusunda bir yere kadar geciktirme yapabilir,” demişti. Ancak 24 Ekim 1976 günü hayata gözlerini yumdu.

İlk ve tek plağı ise ölümünden birkaç ay sonra düzenlenecek anma gecesi için basıldı. Türk Kanser Vakfı yararına yapılan gece için basılan plakta Tevs’in iki caz standardı kaydı yer alıyordu. 

Sevinç Tevs’in sesinden kaydedilmiş ve hiç yayımlanmamış “Ve Ben Yalnız” ise 2009 yılında sürpriz bir biçimde gün ışığına çıktı. 1968’de yapılmış bu kayıt, Selmi Andak bestelerinin orijinal kayıtlardan oluşan iki albümden birinde, “O Şarkıyı Henüz Yazmadım”da ilk kez yayımlandı.

Ne yazık ki bu benzersiz sesten, bu dünya çapında caz yorumcusundan elimizde kalan kayıt sayısı çok ama çok az. Umarım ve dilerim ki varlığını bildiğim kimi kayıtlar da zaman içerisinde yayımlanır.
Bugün Sevinç Tevs’in ölüm yıldönümü. Ruhu şâd olsun.   
 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on October 24, 2019 11:52

October 23, 2019

Günün Şarkısı 23 Ekim 2019


Ansızın Bi’ İnfilak – “Kimse Kimseyi Sevmesin”

Emre Yasak, Onur Gülanber, Barış Eskikaya, Anıl Ulusoy ve Kaan Yol’dan kurulu Ansızın Bi’ İnfilak, “indie” sularında eli yüzü düzgün işler yapan bir grup. 2016’da kurulan ve 2018’de ilk albümünü yayımlayan grubun ikinci albümü “Retro Bahar” ise geçtiğimiz bahar aylarında piyasaya sürülmüştü. Adı üzerinde, içinde “retro” tınılar da barındıran, yer yer ‘70’lerin saykodelik “rock” formuna selam gönderen ve ilk albümden çok daha olgun bir tavır gösteren bu albüm, Ansızın Bi’ İnfilak’ın uzun ömürlü olmaya niyet ettiğinin de bir göstergesiydi.

Yakın zamana kadar bir albümü canlı tutmanın, uzun vadeye yaymanın yolu şarkılara belirli aralıklarla klip çekmekti. Şimdilerde bunun yerini şarkıların akustik versiyonlarını yapmak aldı. Akustik furyası devam ettikçe bu taktik işe yarayacak gibi görünüyor. Nitekim Ansızın Bi’ İnfilak da bu furyaya uyarak albümün öne çıkan şarkılarından birini yeniden kaydetmiş. Söz ve müziği grup elemanlarınca yazılmış olan “Kimse Kimseyi Sevmesin”in YouTube’da bir de “hafif elektrikli” diye tanımlanmış bir canlı kayıt videosu var ama bu teklideki kayıt farklı.

Hiç Ansızın Bi’ İnfilak konserine denk gelip gidemedim ama bu şarkının konserlerde bir ağızdan söylendiğini tahmin ediyorum. Söylenmiyorsa bile şimdiden sonra söylenecektir çünkü sloganı güçlü, sözleri ve melodisi kolay akılda kalan, yeri sağlam bir şarkı.

Akustik versiyonları zaman zaman yersiz bulsam da bir yandan da işe yaradığını böylece görmüş oldum zira albümü dinlerken diğer şarkıların arasından bana fazladan göz kırpmamıştı bu şarkı ama şimdi onlarca farklı şarkıdan oluşan çalma listemin içinden kendini hemen fark ettirdi. Bu da bir itiraf.
 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on October 23, 2019 11:48

October 22, 2019

Günün Albümü 22 Ekim 2019


“Evrencan Gündüz – “Sabah Şarkıları / Sade”

Bizim kuşak için devrin en “rock’n roll” adamlarından biriydi Asım Can Gündüz. Belki biraz erken doğmuştu, belki de yanlış yerde... Ne çare, kıymeti yeterince bilinemedi. Gel gelelim öyle bir miras bırakmış ki geriye, hayatın kusursuz dengesine bir kez daha şaşası geliyor insanın.

Asım Can Gündüz’ün oğlu Evrencan Gündüz’den bahsediyorum, evet. Öyle böyle bir yetenek değil. Güçlü genetik mirasının hakkını sonuna kadar veriyor. Doğal olarak müziğin içine doğan ve çok küçük yaşlarda önce piyano, sonra gitar çalmayı öğrenerek işe başlayan Evrencan Gündüz, henüz sadece 23 yaşında. 2015 yılında Ve Kazanan adlı kısa ömürlü bir yetenek yarışmasında adını ilk kez geniş kitlelere duyuruyor hem vokal hem de gitar tekniğiyle dikkatleri üzerine çekiyor.

Müzik çevrelerinin de gözünden kaçmıyor tabii yeteneği. Ben de çok kişi gibi Sertab Erener’le kaydettiği birkaç videoyla tanıdım onu; özellikle de “Everyway That I Can”in çok acayip yeniden yorumuyla fark ettim saçtığı ışığı. Sonrasında bir sürü YouTube kaydı ve 2017’de ilk kısaçalar “Evrencan ve Uzaylılar”. “Soul”, “blues”, “caz”, “reggae” ve türevlerinde, öyle açık, ferah, neşe veren müzikal yelpazede dolaşan şarkılar… İyi ve temiz bir vokal tekniği, düzgün Türkçe…

2018’de yine bir kısaçalar, “Mevsim Çiçekleri”. Nice müzisyenin yıllar içerisinde edinebildiği yetkinlikte bir müzikalite. Aynı yıl türkülerden oluşan bir başka kısaçalar, mükemmel bir caz albümü “Bu Toprağın Sesleri”.

Evrencan Gündüz, 2019 yılında ise “Sabah Şarkıları” adını verdiği bir proje başlattı ve ilk olarak “Orta Şeker” alt başlığı verilmiş üç şarkılık ilk kısmı yayımladı. Geçtiğimiz günlerde ise projenin ikinci kısmı “Sabah Şarkıları / Sade”yi kendi hesabına yayımladı. 

Altı şarkıdan oluşan bu yeni kısacalarda üç yeni şarkı, üç de eski şarkının akustik versiyonu var. “Bulutlar Gidin”, “Sen Beni Yine” ve “Seni Sevecek Kadar” ilk kısacalardan bildiğimiz şarkılar. Evrencan Gündüz gitarını eline almış ve bu şarkılarını akustik bir biçimde çalıp söylemiş. “Uyan”, “Mutluluk” ve “Kıvırcık” adını taşıyan üç yeni şarkıyı da benzer bir sadelikte seslendirerek bütünü tamamlamış.

Diğer albümleri gibi bu albümü de ilk dinleyişte defalarca dinleme isteği uyandırıyor, arkasına koyacak benzer türde başka bir albüm ya da şarkı gelmiyor aklınıza. Bununla birlikte şöyle bir eleştiri getirebilirim sadece: Belli ki çok eğlenerek ve çok içten gelen bir yaratıcılıkla yaptığı doğaçlamalar, şarkıları oradan oraya çekip sürüklemesi şahane ama yer yer fazla uzuyor. Böyle şeyleri sahnede ya da iyi ihtimalle bir videoda izlemek / dinlemek çok cazip gelebilir ama bir albüm kaydı için soru işareti olabilir. Onu biraz tadında bırakmak daha doğru olurmuş sanki.

Evrencan Gündüz müziği, şarkıları, tekniği ve vokaliyle şu an müzik piyasasının içinde benzersiz bir yerde duruyor. Bunu bu şarkıları dinlediğinizde bir kez daha görüyorsunuz. Daha 23 yaşında böyleyse, ilerleyen yaşlarında nasıl olacak diye merak etmiyor değilim doğrusu.  
 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on October 22, 2019 14:03

October 21, 2019

Günün Şarkısı 21 Ekim 2019


Merve Deniz – “Yüzyıllık Yalnızlık”

Merve Deniz’in bu yıl bahar aylarında piyasaya çıkan “Haberin Yok” teklisine dair yazarken popun elektronik kanadına doğru yol almaya başlamasının doğru bir hamle olduğunu söylemiştim. Her müzisyenin kendi yeteneğini parlatabildiği bir yer var ve onu bulmak elbette zaman alabiliyor. Yeni teklisi “Yüzyıllık Yalnızlık”, Merve Deniz’in o yeri bulduğunu gösteriyor.


Geçtiğimiz günlerde Avrupa Müzik etiketiyle yayımlanan “Yüzyıllık Yalnızlık”, sözleri Merve Deniz ve Arel Koray Nalbant tarafından yazılmış bir şarkı. Bestede Merve Deniz, Arel Koray Nalbant, Can Oflaz ve Gürsel Çelik’in ortak imzası var, düzenleme ise Gürsel Çelik’e ait. Genç müzisyenlerin Gürsel Çelik gibi işinin ehli bir müzisyenin vizyonundan da destek alarak ortak ürettikleri bu şarkı, güncel “sound”uyla türün dünyada yapılan örneklerinden farksız tınlıyor.

Şarkı, Nobel ödüllü Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez’in en popüler romanı Yüzyıllık Yalnızlık’ın ismini ödünç almış. Şarkının kitapla bir ilgisi yok belki ama yan yana gelmiş iki kelime bazen bir kitap kadar çok şey anlatabilir ya, “Yüzyıllık Yalnızlık” da öyle bir isim. Şarkı öylesi büyük ve derin bir yalnızlıktan kurtulabilme ihtimalini hem umutlu hem bir o kadar umutsuz bir aşk hikâyesine bağlarken, dinleyenin üzerinde etki yaratabilmeyi başarıyor. Bunda Merve Deniz’in abartısız, sakin ve naif şarkıcılığının da payı var şüphesiz.


 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on October 21, 2019 10:51

October 20, 2019

Günün Şarkısı 20 Ekim 2019

Gökhan Türkmen – “Aşkın Enkazı”


Gökhan Türkmen dört koldan farklı işler, projelerle gündemi sürekli sıcak tutuyor. Bu hem çalışkanlık ve üretkenlikle doğrudan ilgili bir strateji hem de zamanın ruhu bunu istiyor belki. Daha geçtiğimiz günlerde beş şarkısının tek bir gitarla çalınıp söylenmiş versiyonlarından oluşan “Gökhan Türkmen’le Az Biraz” adlı kısaçalar servis edilmişti. Benzer bir konseptte Serkan Ölçer’le birlikte yapacağı “Hemdem” konserleri de başlamıştı ki Türkmen cephesinden bir de yeni tekli geldi.

GTR Müzik etiketiyle yayımlanan “Aşkın Enkazı”, söz ve müziği Birkan Nasuhoğlu’na, düzenlemesi ise Ahmet Faik Dökmeci’ye ait bir şarkı. Söz ve müziğini kendisi yazmamış olsa bile tam bir Gökhan Türkmen şarkısı; onun yıllar içerisinde tavrını ve tarzını bulmuş, farklı arayışlardan da sürekli beslenmiş müziğinin 2020’li yıllara bir selamı belki de. Zira bu şarkı, on şarkıdan oluşacak yeni Türkmen albümünün de habercisiymiş aynı zamanda.

Her şeyden önce şarkının düzenlemesi çok zengin, çok doyurucu. Özellikle yaylıların kullanılış biçimi, kontrşanlar filan inceden bir Onno Tunç tadı bırakıyor kulakta. Nefesliler ve vokallerin armonisi de müthiş. Bu kadar dört başı mamur, tam tekmil kayıtlar pek az yapılır oldu artık. Ben kendi adıma ne kadar özlediğimi fark ettim. Hep akustik, hep gitar, nereye kadar?

Şarkı için Bora Çifterler tarafından çekilen klip ise üç parçalık bir serinin ilk kısmıymış ve hikâye üç kliple tamamlanacakmış. Klibin sonundaki “devam edecek” ibaresi de bu sebeptenmiş. Düzenlemesinden icrasına, kaydından klibine dek incelikli, özenli bu iş için Gökhan Türkmen’i ve emeği geçen herkesi tebrik etmek lazım.  


 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on October 20, 2019 12:05

October 19, 2019

Günün Şarkısı 19 Ekim 2019


Emir Yargın – “Mevzu Kriz”


2012 yılından bu yana iki albüm iki de tekli yayımladı, film müzikleri yaptı ama YouTube’daki Çakal Lezzetler adlı eğlenceli yemek programı şarkıcılığının önüne geçti gibi. Yetenekli, yaratıcı ve komik. Müziği de öyle… Emir Yargın’ın yeni teklisi “Mevzu Kriz” geçtiğimiz günlerde Burusvillis Company etiketiyle piyasaya sürüldü.

Elektronik müziğin daha melodik ve söze de dayalı tarafından ses veriyor Emir Yargın. Sözleri Emir Yargın, müziği Emir Yargın ve Arel Koray Nalbant imzalı “Mevzu Derin” de böyle bir şarkı. Hatta bu defa daha önce hiç olmadığı kadar sloganlı, bir ağızdan söylemeye müsait bir şarkı yazmış ve her zaman olduğu gibi işin eğlencesini de çıkarmış. Daha ilk dinleyişte aklınıza takılıyor, dilinize dolanıyor.

Emir Yargın ve Arel Koray Nalbant birlikte yaptıkları film müziği çalışmaları esnasında bu şarkının “Mevzu Kriz”in melodisini bulup bir kenara koymuş, sonrasında da bu şarkıyı ortaya çıkarmışlar. Parçanın prodüktörlüğünü de Arel Koray Nalbant yapmış. 

Şarkının bir de klibi var ki evlere şenlik. Tanıdık yüzlerinde yer aldığı ve adeta Flash TV tipi bir “boiler room” canlandırması olarak tanımlanabilecek klipte Ellum Guy ve Solomun esprileri de kullanılmış. Emir Yargın’sa yönetmenliğini de yaptığı bu klipte baştaki anons sonrasında figüran olarak kalmayı tercih etmiş. Şarkının esprili enerjisi ve parti havası kliple de perçinlenmiş böylece. “Trap”in “rap”in karanlık sokaklarından içimiz şişti. Biraz eğlenelim, ne var?

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on October 19, 2019 12:11

October 18, 2019

Şenay Lambaoğlu Röportajı

"Kendimi Bir Yere Ait Hissetmiyorum"

"Ben caza da popa da alternatif olduğumu düşünüyorum. Bu anlamda durduğum noktanın beni çok doğru anlattığını da düşünüyorum çünkü ben Almanya doğumlu bir Türk çocuğuyum. Orada kendimi oraya ait hissetmiyordum, buraya geldiğimde de buraya ait hissetmedim. Yaptığım müzikte de kendimi bir yere ait hissetmiyorum."

Geçenlerde röportaj bahane, sohbete oturduk Şenay’la. Yine donandım, öğrendim, tazelendim, zihin jimnastiği yaptım. Payını almak isteyen için de yazıya döktüm. Dedim ya, röportaj bahane.
Röportajın tamamını okumak için bu cümlenin üzerini tıklayabilirsiniz. 
 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on October 18, 2019 13:58

Günün Şarkısı 18 Ekim 2019


Özgür Ordulu Orka Orkestrası – “Kime Ne?”

Orka Orkestrası, Özgür Ordulu’nun sahibi olduğu olduğu Orka Müzik ve Organizasyon şirketinin bünyesinde organizasyon ve etkinliklerde sahneye çıkan bir orkestra imiş ve 2013 yılında kurulmuş. Orkestranın 12 kişiden oluştuğu bilgisini okudum ama tabii bilirsiniz etkinlik orkestraları, etkinliklerin gerektirdiği şekilde büyüyüp küçülebilecek esneklikte olur genellikle. Her teldeni her türden, geniş bir repertuar da şarttır ki Orka’da da öyleymiş. “Miş” kullanıyorum çünkü ben de okuduklarımın yalancısıyım, Orka Orkestra’sını hiç sahnede izlemedim.

Orka Orkestra’sı ilk kez 2018 yılında “Ayrıcalığın Ne?” adlı tekliyle albüm sektörüne adım atmıştı. İkinci tekli ise geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlandı. Bu defa bildik bir şarkı tercih edilmiş. Söz ve müziği Şehrazat’a ait olan ve ilk Kenan Doğulu tarafından 2001 yılında seslendirilen “Kime Ne?”yi 18 yıl sonra (Vay be! O kadar olmuş mu?) Orka Orkestrası’ndan dinliyoruz bu defa.

Önümüzde bir ENBE örneği var. Kimlerden oluştuğunu hiçbir zaman bilmediğimiz, bestecilerin, aranjörlerin ve hatta solistlerin dışarıdan misafir olduğu albümler yapmış bir “orkestra” olarak ENBE tuhaf bir kulvar açmıştı sektörde. Neyse ki Orka’nın en azından solistleri kendinden. Hatta isimlerini de yazayım: Neylan Yedikel, Petek Akçakaya ve Mehmet Kılınç.

Buna karşın düzenleme Erhan Bayrak tarafından yapılmış. Haliyle altyapıda orkestra elemanlarının çaldıklarını pek zannetmiyorum; en azından aksi yönde bir bilgiye rastlamadım. Erhan Bayrak’ın dinamik ve güncel “sound”ların izini süren düzenlemesi şarkıyı bugüne hakkıyla taşımış, o ayrı. Solistlerin performansları ve enerjileri de 2019 model “Kime Ne?”yi Kenan Doğulu versiyonuyla kıyaslamadan dinlememizi sağlıyor. Eğlenceli ve neşeli bir yeni versiyon olmuş, ben sevdim.
 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on October 18, 2019 07:31

October 17, 2019

Günün Şarkısı 17 Ekim 2019

Hülya Avşar – “Bu Gece Uzun Olacak”

Herkes onun birinci seçildiği güzellik yarışması sayesinde şöhret olduğunu zanneder ama aslında hikâyenin başlangıcı biraz daha öncesine dayanmaktadır. Televizyon ekranında ilk kez 1982 yılında İntibah adlı dizide oyuncu olarak çıkar. 

Henüz oyunculukla ilgisi yoktur aslında. Reklam filmlerinde görünmek, fotomodellik yapmaktır niyeti. Nitekim kısa bir rolde göründüğü o televizyon dizisi değil ama bir reklam çekimi değiştirir hayatını. Reklamcı Nail Keçili Blendax reklam çekiminde tanıdığı bu genç kız çok beğenir. Tam da o günlerde Keçili, Bulvar gazetesinin düzenleyeceği güzellik yarışması için Nazlı Ilıcak’tan bir telefon alır. Ilıcak, yarışmaya katılacak “eli yüzü düzgün” genç kızlar aramaktadır.

Hülya Avşar Bulvar gazetesinin güzellik yarışmasına böylece katılır ve birinci olur. Ancak çok zaman geçmeden Avşar’ın evlenip boşanmış olduğu ortaya çıkar. Bu tür yarışmalarda anlamsız bir şekilde hiç evlenmemiş olma şartı vardır bu da kural ihlalinden dolayı Hülya’nın kraliçeliğinin düşmesi demektir. 

Düşer de… Tacı gelir alınır, yarışmada ikinci olan Dilara Haraçcı’ya verilir. Ne gam! Bu küçük çaplı “skandal” genç kızın gazete manşetlerine çıkmasına yetip de artmıştır bile. Teklifler ardı ardına gelir. Öyle ki daha ilk filminin çekimlerine başlamadan İzmir Fuarı’nda sahneye çıkma teklifini cebine koymuştur bile.

Nitekim Osman Seden’in yönetmenliğinde çekilen Haram adlı filmin çekimleri tamamlanır tamamlanmaz soluğu İzmir’de alır. Fuar Göl Gazinosu’nda, Muazzez Abacı’nın kadrosunda ilk kez sahneye çıkar ama şarkıcı olarak değil. 

Programının komedyenleri Uğur Böcekleri ile birlikte minik bir skeçle çıkar izleyici karşısına. Skeçin içinde o günlerin çok popüler şarkısı “Bir Sevgi İstiyorum”u da bir kuble okur. Maksat sahnede boy göstermektir sadece. Çünkü halk sadece “taçsız kraliçe”yi merak etmektedir; yeteneklerini değil.

Gelgelelim sonrasında hem güzelliği hem de rol yeteneği ile sinemada umulmadık bir başarı kazanıp, filmleri çok iyi iş yapınca sahneye çıkmak artık kaçınılmaz olur. Sürekli gündemdedir, sürekli konuşulmaktadır ve dönemin gazinoculuk anlayışında sahneye çıkmak için biçilmiş kaftandır. Üstelik sesi şahane olmasa da şarkıcılık yeteneği de fena değildir. Nitekim ilk kez 1986’yı 87’ye bağlayan yılbaşı gecesi televizyonun yılbaşı programında şarkıcı olarak izleyici karşısına çıkarak bunu herkese gösterir.

1988 yılının şubat ayında yıllarca yasaklı kaldıktan sonra ilk kez sahneye çıkan Bülent Ersoy’un alt kadrosunda ilk gazino sınavını verir. Aynı yılın Kasım ayında ise bu defa Büyük Maksim Gazinosu’nda assolist olur. İlk albümü “Her Şey Gönlünce Olsun” 1989 yılında yayımlanır. Sinemada Yeşilçam geleneğinin star sisteminin bitme noktasına geldiği o günlerde Hülya Avşar adının yanına “şarkıcı” sıfatını da ekleyerek geleceğini garanti altına alır böylece.

Avşar’ın şarkıcılığı önceleri pek de ciddiye alınmaz, albümleri meraklısından başkasına hitap etmez. 1990 yılında “Hatırlar mısın?”, 1991 yılında “Hülya Gibi”, 1993 yılında “Dost musun Düşman mısın?” adlı albümleri yayımlanır ama hiçbiri müzik piyasasında ses getiren işler olmaz. 

Ta ki 1995 yılında yayımlanan “Yarası Saklım” adlı albüme kadar. Adını Sezen Aksu’nun aynı adlı şarkısından alan bu albümle nihayet şeytanın bacağını kırar. Bu albüm hem “hit” şarkılar çıkarır, hem de Hülya Avşar’ın şarkıcı olarak kendini kabul ettirmesini sağlar.

Sözleri Olcayto Önder’e, beste ve düzenlemesi Taşkın Sabah’a ait “Bu Gece Uzun Olacak” Avşar’ın ilk büyük “hit”i olur. Şarkı hem onun sesinin sınırları içinde çok doğru bir şarkıdır, akılda kalıcı ve eğlencelidir hem de şarkı için en ilgisizin bile ilgisini çekecek bir klip çekilmiştir. Nitekim şarkı kulaklarımızdan, klip de ikonik hafızamızdan uzun yıllar silinmeyecektir.


 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on October 17, 2019 13:00

October 16, 2019

Günün Şarkısı 16 Ekim 2019

Can Ozan & Moawk Feat. Sedef Sebüktekin – “Sen Kocaman Çöllerde (Moawk Remix)”


Son dönemin “gizli” yıldızlarından biri Can Ozan. “Gizli” diyorum çünkü adını öyle her dakika bangır bangır duymuyorsunuz, alternatifin popülere evrildiği şu zamanda bile sessiz sedasız, gürültüsüz patırtısız kendi dinleyicisine işler sunuyor, kendine açtığı alanda görünürlüğüyle değil, müziğiyle adım adım ilerlemeyi tercih ediyor.

Cephesini hiç boş da bırakmıyor bu arada. 2015’den bu yana üç albüm ve çok sayıda tekliden oluşan uzun uzadıya bir diskografisi var. Alternatif kulvardan farklı isimlerle yaptığı ortak çalışmalar da cabası.

Geçtiğimiz günlerde Avrupa Müzik etiketiyle piyasaya sürülen yeni teklisi de böyle bir çalışma. Can Ozan’ın Özdemir Asaf’ın şiirinden uyarlayarak bestelediği Ve Sedef Sebüktekin’le birlikte kaydettiği “Sen Kocaman Çöllerde” adlı bu şarkı geçtiğimiz mayıs ayında tekli olarak yayımlanmıştı. Bu yeni teklide ise şarkının Moawk imzalı “remix” versiyonunu dinliyoruz.

“Sen Kocaman Çöllerde” birkaç melodi cümlesinden kurulu, minimalist bir şarkı aslına bakarsanız. Can Ozan’ın böylesi şarkılarının yanı sıra daha komplike, daha yerel ezgiler barındıran şarkıları da var ya da “Ön Koltuk” gibi “Yaz Şarkısı” gibi daha eğlenceli ve daha “funky” şarkıları da. Kalemiyle yarattığı dünyanın içinde farklı müzikal renklerin içinden geçmeyi seviyor. Nitekim bu şarkı da bu düzenlemesiyle “synth-pop” sularına girmiş.

Böylesi düzenlemeleri seviyorum çünkü bana ‘80’leri anımsatıyor. “Synthesizer”ın müziğe damgasını vurduğu o yıllarda deli gibi dinlediğimiz grupların (popçusundan “rock”çısına hemen hepsinin) müziğinden bir şekilde geçen o sesler, o ritimler, o elektronik “sound” şimdi bir kuşak tarafından yeniden keşfediliyor ve haliyle bizim kuşağın da kulağına hoş geliyor. Uzun zamandır bir Can Ozan şarkısını yazmayı planlarken bu “remix” versiyonun çıkıp gelmesi de hoş bir sürpriz oldu. Dinleyin, seveceksiniz.         
 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on October 16, 2019 11:48

Yavuz Hakan Tok's Blog

Yavuz Hakan Tok
Yavuz Hakan Tok isn't a Goodreads Author (yet), but they do have a blog, so here are some recent posts imported from their feed.
Follow Yavuz Hakan Tok's blog with rss.