Arzu Altınanıt's Blog, page 9
October 2, 2015
Alıntı mı? Kopyala, yapıştır mı?
Bugün şöyle bir linkle karşılaştım:
http://listekitap.com/inceleme/cevirmen-gozuyle-kafes-kitabi/
Anlayacağınız benimKafesile ilgili blog yazım bir kitap satış sitesinde kopyalanmış. Bunun beni gurulandırmadığını söylersem haksızlık etmiş olurum. Demek ki dikkat çekici bir yorum yazmışım. :)
Ancak sorun şu ki: Bu bir kitap satış sitesi, yani ticari bir site. Yani blog yazım ticari bir amaç için kullanılmış. Oysa ben ticari bir çıkar güderek yazmıyorum bu yazıları. Dolayısıyla yazımı ticari bi...
Ben Demiyorum, Üstadlar Söylemiş
Bu seferki yazım bana ait değil. İki üstada ait. Bir bizden, diğeri yurtdışından. Biri yıllar öncesinden, diğeri günümüzden. Hasan Ali Yücel ve Tim Parks.
Ben yorumsuz paylaşıyorum, yorum okurun.
Bu iki paylaşım için sevgili meslektaşlarım Zuhal İnan Baycılı ve Aslı Dağlı’ya teşekkürler. Ben onlardan çaldım. :D
Sanat şubeleri içinde edebiyat, zihin unsurları en zengin olanıdır. Bunun içindir ki bir milletin diğer milletler edebiyatını kendi dilinde, daha doğrusu kendi idrakinde tekrar etmesi,...
September 30, 2015
Çevirmen Demek…
Bugün dünya çevir
menler günü…Wikipediaşöyle açıklamış:
“Uluslararası Çeviri Günü, çevirmenlerin azizi olarak kabul edilen İncil çevirmeni Aziz Jerome adına her yıl 30 Eylül’de düzenlenen kutlamadır. Kutlama ilk başladığı 1953 yılından bu yana FIT (İng. kısaltma, Uluslararası Çeviri Federasyonu) tarafından düzenlenir. 1991 yılında FIT farklı ülkelerdeki uzman çevirmenleri (Hıristiyan olması gerekli değil) desteklemek için uluslararası bir dayanışma günü fikriyle ortaya çıktı. Bu, giderek küres...
September 28, 2015
Sakın Gözlerini Açma
Gördüğünüz şey ne tür bir manzara olursa olsun… İster karşıdaki bir bina, ister bir park, ister akıp giden trafik, ister bir sokak, bir orman, bir bahçe ya da bir deniz… Sabah kalkıp pencereden dışarı bakmak, yaşamı hissetmek, yaşamı koklamak, o yaşamın bir parçası olduğunuz için tebessüm etmek…
Şimdi de bunları asla göremediğiniz, göremeyeceğiniz, gözleriniz açık dışarı çıkmayacağınız, hatta evinizin tüm pencerelerinin battaniye ile kapalı olduğu bir dünya hayal edin. Hayatın renkleri görme...
September 27, 2015
Meslek mi? Hobi mi?
Meslektaşlarımın çoğu (hatta hepsi) şu tür konuşmaları sık sık duyuyordur:
-Ne iş yapıyorsun?
“Çevirmenim.
-Aaa öyle mi? Ne üzerine?
-Kitap çeviriyorum.
-Hangi dil?
-İngilizceden Türkçeye.
-Çok iyi İngilizce bilmek gerek, değil mi?
-Elbette ama asıl kendi dilini çok iyi bilmelisin.
-Yaa çok zor. Sıkılmıyor musun?
İşte bu son soruya genellikle “Yoo, büyük keyif alıyorum,” diye cevap veriyordum. Ta ki geçen güne kadar. Geçen gün ağzımdan şöyle bir cümle çıktı. “Yoo. Tam tersi ben hobimlerimle u...
September 13, 2015
Ondan, Bundan
Uzun süredir yazmıyormuşum. Bir türlü düzenli yazı yazan bir blogger olamadım. Oysa çoğu işimde sistemli ve düzenliyimdir ama yazı yazmak farklı bir şey. İçinizden gelmesi lazım. Kelimeler akıp gitmiyorsa yazılmıyor. Zorla yazılırsa da okunmuyor. Dolasıyla da düzenli olmuyor. Ne diyeyim… Af ola. :)
Bugün ondan, bundan söz edelim dedim. Neler oluyor, neler yaşıyorum, neler yapıyorum.
Yaz ayları bitti bitmesine de Bodrum cephesinde değişen bir şey yok. Hala sıcak, hala yaz… Beni tanıyanlar kışı...
August 28, 2015
Havada Barış Kokusu
Normalde çok geç kalkmayan biriyim. Günü kaçırmayı sevmem. Ama bu sabah durum farklı. Çok daha erken açıldı gözlerim. Gün henüz doğmuştu. Uzaklardan bir horoz sabahı müjdelercesine durmaksızın ötüyordu. “Henüz çok erken, yat uyu,” dedim kendi kendime. Havada öylesi bir dinginlik, öylesi bir tarifsiz bir sevinç vardı ki kapanmadı gözlerim. Kalktım.
Her sabahki gibi kahvemi koydum. Ancak bu sefer farklı bir şey yapıp haberleri dinlemek için televizyonu açmadım, balkona çıktım. İçimden öyle geld...
August 3, 2015
Bir varmış… Bir yokmuş…
Ne güzel bir andır bu… Ne güzel bir duygudur…
Uzun sürenizi birlikte geçirdiğiniz herhangi bir şeylevedalaşmak zordur ama bunda durum farklı. Çünkü gerçekte vedaşlaşmıyor, onun doğumuna şahit oluyorsunuz. Vedalaşmıyor, yaşama merhaba desin diyegüvenilir ellere teslim ediyorsunuz.
Şu an hissettiğim de tam olarak bu. Asladeğişmeyen, her seferinde içimi pır pır ettiren bir duygu…
Bir çeviriyle vedalaşma anından söz ediyorum. Yoksa merhaba deme anı mı demeliyim?
Bir dosya gelir elinize. Henüz tan...
July 23, 2015
Bir Kız Vardı…
Adı Kuyruk…
Bu adı kuyruğu yüzünden mi vermişlerdi, kuyruk gibi peşimizden ayrılmasın diye mi bilmiyorum. Hiç sormadım. Sebep hangisi olursa olsun adını sonuna kadar hak ediyordu.
Soru işareti kuyruklu bir kızdı.
Sevdiklerin peşinden hiç ayrılmayan bir kuyruktu.
Benim dört ayaklı torunumdu.
Cin bakışlarından ne cin olduğunu anlamamak mümkün değildi.
Yapmaması gereken bir şey yaptığında kendi cezasını kendi veren bir şaşkolozdu o. Üstelikte cezayı biz vermişiz gibi “haydi, biti...
May 30, 2015
Bir Yanlış Anlaşılmayı Düzeltelim
Dün bir okur, bir blogger bir yazı paylaştı. Çevirmenler adımız da adımız deyip duruyor, bundan rahatsız diyordu özet olarak. Çevirmen adı ve çeviri yorumu konusunda en ses çıkartan çevirmenlerden biri olarak buna bir yanıt vermek ve yanlış anlaşılmayı düzeltmek isterim.
Doğrudur. Bazı blog yazılarını paylaşırken “Yazar bu kitabı Türkçe yazmış herhalde” notuyla paylaşıyoruz. Ya da “Çevirmenin adı yok”, “Çevirmene saygı” gibi notlarla. Ancak dikkat edilirse bu her blog yazısı için geçerli deği...



