Arzu Altınanıt's Blog, page 2

March 30, 2020

Corona Günlerinde Çeviri

[image error]

Çok kötü günler geçiriyoruz ve korkarım ki daha da kötülerinin eşiğindeyiz. Bu virüsten kurtulsak bile dünyanın dengesi değişecek gibi hissediyorum. Umudum bu dengenin daha iyi, daha insancıl yönde değişmesi ama sonrasındaki ekonomik kriz ve işsizlik boyutunu düşündüğümde bu umudum sönüyor.

Hepimiz eve kapanmış durumdayız, hepimiz paranoyak olduk. Ama şunu fark ettim ki benim (ve sanırım bütün çevirmenlerin) hayatı zaten karantina hayatıymış. Günlerce, hatta haftalarca evden çıkmadan...

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on March 30, 2020 03:52

March 8, 2020

Bir Büyüme Hikâyesi: Tatlı Hüzün

Bir kez daha farkına vardım ki hobilerini meslek haline getirmiş şanslı azınlıktanım. Okumak, yazmak, seyahat etmek ve farklı kültürlerle tanışmak öncelikli zevklerim. Kendimi bildim bileli kitap okur, bir şeyler yazarım. Kelimelerle oynamaya bayılır, bilmediğim bir kelime karşıma çıktığında hemen anlamına bakar ve unutmamak için onu kullanmaya çalışırım. Kelime yarışmaları, kelime oyunları, bulmacalar vazgeçilmezlerim. Bir de buna Shakespeare eklenince…

[image error]

Evet, tüm bunlara Shakespeare...

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on March 08, 2020 04:05

March 6, 2020

İlginç Bir Deneyim: Tayland

Temel kadro aynı… Yani Bahar, Ayşe, Ender ve ben… Ama başlangıçtaki hedef farklıydı ve Tayland gezisi baştan sona bir macera oldu denebilir.

Başlangıçtaki rotamız Çin’di. Biletler alındı, otel rezervasyonları yapıldı. Gidiş Şangay, dönüş Pekin olacak şekilde gezi programı hazırlandı. Çin vizesi için her tür araştırma yapıldı, belgeler tamamlandı ve vize randevusu alındı. Ben Bodrum’dan, diğerleri İzmir’den yola çıkılıp randevu saatinde İstanbul’daki Çin Büyükelçiliği’ne ulaşıldı. Belgeler...

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on March 06, 2020 10:42

November 7, 2019

İki Nehrin Kavuştuğu Yer: Belgrad

 

[image error]

Çok geç kalmış bir yazı bu. Geçen Mart ayında yazılmalıydı ama çevirmen düşmanı çeviri hayatımı kararttığı için bu güne kaldı. O çeviri bitti bitmesine ama sonrakileri o kadar sıkıştırdı ki hayatım hâlâ kararmış durumda. Yine de yeni gezi planlarının yapıldığı günlerde geçmişi atlamayayım dedim.

Bu kez hedef Belgrad’tı. Kadro aynı… yani Bahar, Ayşe, Ender, Sibel ve ben.

Gezi planları yapıldı, otel ayarlandı ve 4 Mart’ta uçağa atlayıp soluğu Belgrad’ta aldık. Son gezilerde Balkanlar’ı seçmemizin en büyük sebebi vize...

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on November 07, 2019 06:49

September 12, 2019

Çevirmende Beyin Bırakmayan Çeviri

[image error]

Son yazımın üzerinden aylar geçmiş, ondan bir önceki yazıyla arasında da aylar var. Bloguma o kadar uzun süredir girmemişim ki şifremi zor hatırladım. Sebep, son çevirim… Wallace Stegner’ın Angle of Repose adlı eseri. 1972 Pulitzer Ödülünü almış olan roman. 672 sayfa… Altı ayımı alan 632 sayfalık Jane Eyre çevirisinden sonra, “O klasikti, bunun dili çağdaş. Dört ayda biter,” dediğim ama on ayımı alan çalışma… Hiç abartmıyorum aylardır sosyal hayatım falan kalmadı. Kendime, aileme ve arkadaşl...

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on September 12, 2019 09:45

May 27, 2019

Bazen Hayalini Kurduğun Dünya Gerçek Olabilir

Blogumu çok ama çok uzun süredir ihmal ettiğimin farkındayım. Yazılmak için bekleyen bir sürü yazı oldu ve ben bunu sürekli erteliyorum. Bunun tek sorumlusu şu an elimdeki “bitmeyen çeviri.” Teslim tarihinin üstünden epey uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen bitmeyen, bitemeyen bir çeviriyle uğraşıyorum. Ve bu benden değil, kitabın dilinden kaynaklanıyor. Evet, ameliyatlar, hastalıklar, kısa gezilerim oldu bu arada ama günde beş sayfayı geçmeyi henüz başaramadığım 672 sayfalık bir eserin bite...

2 likes ·   •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on May 27, 2019 04:12

February 17, 2019

Ama Ben Öğrenmezsem Ben Olamam ki…

Yıllar önce birkaç kitap çevirisi yapmış olsam da çeviri ancak emekli olduktan sonra, yani 2007 yılı itibariyle tam zamanlı işim oldu. O günden beri durmadan çeviri yapıyorum desem yalan olmaz. Başlarda arka arkaya değildi elbette. Her çeviri sonrası epey bir süre yenisini bekliyordum ama artık kitaplar sırada beklemeye başladılar. 

Herman Mellvile’in Veranda Öyküleri de ilk yıllarda çevirdiğim kitaplardan biri. 2013 yılında Alakarga Yayınları’ndan çıkmıştı. Onlarla olan telif sözleşmem bitin...

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 17, 2019 02:44

December 23, 2018

Yayınevi mi? Çevirmen mi?

[image error]

Son günlerde karşıma çok çıkan bir soru var: “Şu yazarın, şu kitabını okumak istiyorum. Hangi yayınevini tavsiye edersiniz?” Ve gelen cevaplarda genelde hep birkaç yayınevinin adı oluyor. Evet, söz konusu yayınevleri gerçekten kendilerini kanıtlamış, iyi eserlere imza atmış kurumlar. Yine de bu sorunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Şöyle sorulmalı: “Hangi çevirmenin çevirisini tavsiye edersiniz?”

Bu soru öncelikle meslek olarak benim için önemli. Çünkü bu yayınevleriyle çalışmayan çevirmenler...

1 like ·   •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on December 23, 2018 02:27

October 6, 2018

Çevirmenini Geçmişe Götüren Kitap: Teneke Adam

Bundan yıllar önce, henüz bir üniversite öğrencisi olarak Walt Whitman’ı anlama ve yorumlama savaşı verirken hiç aklıma gelmemişti. Ondan uzun süre sonra çok sevdiğim Ölü Ozanlar Derneği’ni izlerken de… Hatta film sonunda masanın üzerine çıkan öğrenci, “Hey Kaptan… Canım Kaptanım!” dediğinde bile. Resimden hiç anlamayan bir genç olarak Amsterdam Van Gogh Müzesi’nde Günebakanlar karşısında hayran hayran [image error]dikilirken de hiç düşünmemiştim. Bundan birkaç sene önce güzelim Proveince bölgesini...

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on October 06, 2018 07:52

Çevirmenini Geçmişe Götüren Kitap: Tin Man

Bundan yıllar önce, henüz bir üniversite öğrencisi olarak Walt Whitman’ı anlama ve yorumlama savaşı verirken hiç aklıma gelmemişti. Ondan uzun süre sonra çok sevdiğim Ölü Ozanlar Derneği’ni izlerken de… Hatta film sonunda masanın üzerine çıkan öğrenci, “Hey Kaptan… Canım Kaptanım!” dediğinde bile. Resimden hiç anlamayan bir genç olarak Amsterdam Van Gogh Müzesi’nde Günebakanlar karşısında hayran hayran [image error]dikilirken de hiç düşünmemiştim. Bundan birkaç sene sonra güzelim Provence bölgesini dolaşı...

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on October 06, 2018 07:52