Nilay Örnek's Blog, page 10

Oyuncu Anne’den oyunlu yanıtlar

Bu gönderiyi Instagram'da gör

Nilay Ornek (@nornek)'in paylaştığı bir gönderi (23 Mar, 2020, 6:42öö PDT)

Nasıl Olunur adlı podcast serimin 56’ncı bölümünde konuğum sosyal mecralarda ‘Oyuncu Anne’ adıyla da tanınan yazar Şermin Yaşar. Oyunun önemi nedir? Çocuk kitabı yazmanın incelikleri nelerdir? Çocuklarla ne gibi ilginç oyunlar oynanabilir? Günümüzde annelik… Bu bölümde…

Hayatı anlamlandırma çabası, çok önemli

Kendimden saymak…
Onunla ilgili hissettiğim şey bu; Prof. Dr. Hüsamettin Koçan ile geçirdiğimiz zaman hep yetersiz ama bir taraftan da benim iyi yönde değişmeme ya da yeni bir bakışla düşünmeme yetiyor o yetersiz zamanlar.
O tam bir “Nasıl Olunur” insanı.
İlk 13’e, 26’ya gelsin istedim ama bir kaza geçirdi, korktum da çok.
Ama şükür 53’üncü bölümde onunla birlikteydik.
Fotoğrafta görünen elimdeki değnek de o sürecin sonucu; kirazdan yapılma.
.
.
Lafın özü; konuğum sanatçı, akademisyen ve şimdilerde her şeyin önüne geçen titri ile “Baksı Müzesi’nin kurucusu” Hüsamettin Koçan idi.
Ve not: Şahmeran’ın öyküsünü bir de Hüsamettin Bey’den dinleyin.

Evde ekmek nasıl yapılır? Evde leziz bir ekmek yapmanın formülü

Sinan Hamamsarılar’ın nam-ı diğer Tat Dedektifi’nin evde ekşi maya yapma yöntemi ve tarifini burada paylaşmıştım. Şimdi de o ekşi maya ile yapılan ekmek… Evde ekmek nasıl yapılır merak edenler okusun:)

Bu gönderiyi Instagram'da gör

Sinan Hamamsarılar (@tatdedektifi)'in paylaştığı bir gönderi (28 Mar, 2020, 12:45öö PDT)

Hazırlık: 22 saat
Pişirme: Isıtılmış fırında 25 dk. 250°C, 20 dk 220°C

Mutfak Gereçleri
– 1 tane büyük kase
– 1 tane mutfak havlusu
– 1 tane bez kaplı sepet (ya da kase)
– Su dolu orta boy toprak kap
– Pişirme kağıdı
– 1 tane jilet
– 1 büyük döküm tencere (yoksa metal kase)

Malzemeler
– 60 gr ekşi maya
– 300 gr oda sıcaklığında su
– 310 gr ekmeklik un (Tellioğlu Değirmen sarı buğday kullandım)
– 80 gr tam buğday un
– 8 gr tuz
– Çalışmak için fazladan un
– Çalışmak için fazladan su dolu küçük bir kase

Hazırlık
– Ekşi mayayı suda çözün ve ardından unları ekleyin.
– 4 dakika elle karıştırın ve 30 dakika üstü bezle kapalı bekleyin.
– 8 gr tuzu ekleyin, 4 dk elle karıştırın ve 30 dakika üstü kapalı bekleyin.
– Elinizi ıslatın ve dört kenarından gerip ortaya katlayın, üstü kapalı bekleyin. Her 45 dk.’da bir bunu yapın. Toplam altı defa. – Tezgahını hafifçe unlayın ve hamuru düzleyip, sekiz kenarından ortaya doğru katlayın ve 30 dakika üstü kapalı bekleyin.
– Sekiz kenarından tekrar, diker gibi ortaya toplayın, son toplamayı uçtan uca toplayıp sıkarak-sararak yapın, kabınızın seklini verin ve bez kaplı sepete kabına alın. Buzdolabında 12-16 saat üstü kapalı bekleyin.
– Fırını 250 dereceye getirin, içine toprak kapta bol su koyun. – Hamuru dolaptan çıkarın, 30 dk. dinlendirin.
– Gözükecek tarafı üstte kalacak şekilde pişirme kağıdına alın.
– Hamuru hafifçe unlayın ve jilet yardımıyla çizikler atın. – Döküm tencerede, üstü kapalı bir şekilde fırının ortasında 25 dk. pişirin.
– 20 dk. sürecek açık pişirme için ısıyı 220 dereceye düşürün, su dolu toprak kabı çıkartın ve döküm tencerenin kapağını kaldır ın ya da salata kasesi kullanıyorsanız kabı fırından çıkartın.
– Son pişirme sonrası ekmeği fırından çıkartın, pişirme teline alın ve 2 saat soğumasını bekleyin.

Nasıl Selami Şahin olunur?

Nasıl Olunur’a Selami Şahin geldi; astım bayrakları

Evde ekşi maya nasıl yapılır? İşte gün gün ekşi maya yapma formülü

Evde kendi kendinize nasıl ekşi maya yaparsınız? Elde maya olmadan ekşi maya yapmak mümkün mü? İşte bu işin formülleri, Instagram’da Tat Dedektifi olarak tanıdığımız Sinan Hamamsarılar yaptı ve gün gün tarifini verdi. İşte Sinan Hamamsarılar’ın deneyip olduğunu kanıtladığı ekşi maya tarifi

Bu gönderiyi Instagram’da gör

Sinan Hamamsarılar (@tatdedektifi)’in paylaştığı bir gönderi (25 Mar, 2020, 9:20öö PDT)

1⃣ gün
* 100 gr çavdar unu
* 150 gr oda sıcaklığında su
* = bu sizin ana mayanızın başlangıcı

2⃣ gün
* 1. gün kurduğunuz ana mayadan sadece 70 gr tutun. Geri kalanını atın. 7. güne kadar her ana maya miktarı için aynı işlemi yapın.
* 70 gr ana maya
* 50 gr çavdar unu
* 50 gr sarı buğday unu
* 115 gr oda sıcaklığında su

3⃣ gün
* 70 gr ana maya
* 50 gr çavdar unu
* 50 gr sarı buğday unu
* 115 gr oda sıcaklığında su

4⃣ gün
* 70 gr ana maya
* 15 gr çavdar unu
* 35 gr sarı buğday unu
* 50 gr tam buğday unu
* 100 gr oda sıcaklığında su

5⃣ gün
* 70 gr ana maya
* 10 gr çavdar unu
* 50 gr sarı buğday unu
* 40 gr tam buğday unu
* 100 gr oda sıcaklığında su

6⃣ gün
* 50 gr ana maya
* 50 gr sarı buğday unu
* 50 gr tam buğday unu
* 100 gr oda sıcaklığında su

7⃣ gün
* 50 gr ana maya
* 50 gr sarı buğday unu
* 50 gr tam buğday unu
* 100 gr oda sıcaklığında su .
Ve sonraki her beslemede;
* Kavanozda kalacak 1 birim ana maya için; örneğin 100 gr
* 1 birim yani 100 gr tam buğday un
* 1 birim yani 100 gr oda sıcaklığında su
.

.
* Mayanızı her gün beslemenize gerek yok. Ekmek yapmaya başlamadan bir gün 12 saat önce besleyebilirsiniz.
* Fazla mayanızı buzlukta ya da buzdolabında saklayabilirsiniz..
* Fazla mayanızı pişirme kağıdına yayıp, kurutup saklayabilirsiniz.

Bu gönderiyi Instagram'da gör

Sinan Hamamsarılar (@tatdedektifi)'in paylaştığı bir gönderi (25 Mar, 2020, 9:20öö PDT)

OPET’in kurucusu Nurten Öztürk’ten sıradışı bir Nasıl Olunur hikâyesi

Eşi Fikret Öztürk fizik, kendisi biyoloji öğretmeni idi. Öğretmenliği bırakıp Türkiye’nin en başarılı şirketlerinden birini, OPET’i kurdular; “sosyal sorumluluk” denince ilk akla gelen isimlerden biri oldular. Peki nasıl? Etkileyici bir çalışma, özveri, farklı düşünme ve başarı hikâyesi… Türkiye’nin en başarılı iş kadınlarından biri olan Nurten Öztürk, Bolu’nun bir köyünde başlayan yolculuğunu, “Nasıl Olunur?” sorusuna yanıtlar da vererek anlatıyor. Storytel ile birlikte hazırladığımız Nasıl Olunur adlı podcast’imde. Dinleme isteyenler için… İşte o bölüm

Biraz müzik iyi gelebilir

65 şarkılık bir müzik listesine ne dersiniz? Biraz klasik, biraz yenilikçi; biraz sakin, biraz dans ettiren şarkılarla… İşte güzel bir liste…

Corona günlerinde #EvdeİşSanat etiketiyle “evde kalmaya” teşvik eden, bunu sanatla buluşturan İş Sanat, benden de bir müzik listesi rica etti.

Benden bunu isterken “30 şarkı yeterli” dediler. Kendimi tutamadım 65 şarkılık, eskilerden yenilerden karışık bir liste yaptım. Uzun süredir ben de müzik listesi yapmamıştım; bana da iyi geldi;  dinlemek, seçmek, biraz dans etmek (listenin ortaları).

Merak eden buradan ulaşabilir

İyi ki doğdun Nasıl Olunur

Nasıl Olunur adlı podcastimi sevenler… 28 Mart’ta bir yılı, 56 bölümü geride bırakmışız…

365 gün önce bugün, yani 28 Mart, ilk Nasıl Olunur’un yayınladığı gün. Ben “26 bölüm bile yapamam. Arada kitap yazacağım” derken, nasıl oldu bilmem bu işe, gelen tepkilere, konuklarımdan öğrendiklerime âşık oldum. Sonuçta aradan ikinci kitabım Her Umut Ortak Arar da çıktı; podcast’ler sevildikçe devam etti. 28 Mart 2020 yıl dönümü. Daha kaç bölüm sürer bilemem ama bir teşekkürüm var…

Benim bir podcaster olmamı sağlayan (o sormasaydı belki olmaz, belki de çok geç olurdu) ve biricik dostlarımdan biri olan Berk İmamoğlu‘na. Hep yanımda olan Storytel Türkiye ekibine. (Son dönemde sesime en çok katlanan Baturalp Özcan’dan oradaki konumuna aldırmayıp konuğuma kahve getirmekten fotoğraf çekmeye hep destek olan Seda Öztürk’e tüm ekip) .

Podcast’ime konuk olan, bana, bize hayatını, öğretilerini açan çok değerli insanlara… Özellikle de bu iş başlarken sorgusuz sualsiz gelen ilk konuklarıma… Haklarını ödeyemem. Ve tabii ki dünyanın dörtbir yanında (Grönland ve Afrika’nın birkaç ülkesi hariç) dinleyen, paylaşan, hayatında ilk kez podcast ile karşılaşan ama bağımlısı olan, bana uzun uzun mesajlar yazan binlerce kişiye… .
.
İyi ki geldiler, iyi ki konuk oldular… Dinleyiciler belki kimi zaman bizimle masaya oturdu, iyi ki dinlediler, dinlettiler. Binlerce teşekkür.

Yeni başlayacaklar için de link burada…

[image error]

(Fotoğraf Corona nedeniyle evde kalınan günlerden ve evde yaptığım ilk çekimden. Erdil Yaşaroğlu ile yaptık ilk telefonlu çekimi… Fotoğrafımı çeken de Sinan Hamamsarılar)

“Evde kal” da nasıl?

“Evde kal”, “Dışarda gezmeyin” diyebiliriz biz, sen-ben, vatandaş, demeliyiz de.
Ama devlet yetkililerinin “Evde kalın; parasızlıktan, açlıktan ölmeyeceksiniz, bunu garanti ediyoruz”, “Toplu çalıştığınız iş yerlerine gitmeyin, gitmeyince işsiz kalmayacaksınız” demesi şart!

Corona / Korona günleri… Bizde varlığı açıklanalı bir hafta oldu, biraz geçiyor… Bir kısım evde kalmaktan sıkılırken, sıkıntıyı aşmaya yollar ararken bazı insanlar da “Keşke evde kalabilsem” diyor; “Korkuyorum; keşke işe gitmeme, çalışmama imkanım olsa”.
Çünkü -afedersiniz- bazı akılsızlar asker uğurlamada el ele horon teper, gereksiz yere kırda bayırda “toplaşırken”, bazıları için evde kalmak en büyük lüks. 

Sıkılsak da, para kazanamasak da, geleceğimiz için kaygılı olsak da, bize “çalışacaksın” diyen bir patronumuz yoksa, evde kalabiliyorsak bu lüks. 

Bu lüksün de değerini fark edelim. 

Sağlık çalışanının, markettekinin, bize su getirenin, bankacıların, eczacıların, şu an karşı sokağımda gördüğüm işçilerin, bankacıların, pazarcıların, kargocuların, yemekçilerin, taksiciler gibi eylem yapmasalar da toplu taşıma şoför ya da kaptanlarının, habercilerin vs vs. böyle bir lüksü yok. 

Bir süre dolanmayın; evde olmanın, balkonun, bahçenin, koltuğun değerini bilin. (“Değerli” demek için “zor durumda olanı” göstermek de ne ayıp ama anladığım bu, lazım!.

“Evde kal”, “Dışarda gezmeyin” diyebiliriz biz, sen-ben, vatandaş, demeliyiz de.
Ama devlet yetkililerinin “Evde kalın; parasızlıktan, açlıktan ölmeyeceksiniz, bunu garanti ediyoruz”, “Toplu çalıştığınız iş yerlerine gitmeyin, gitmeyince işsiz kalmayacaksınız” demesi şart!
Sadece yaş almış insanlar değil, genç, çalışan ve toplu taşıma kullanan insanlar ne yapacak?
Zaten kötü olan ekonomi daha da kötüye gidecek ama insan ölümleri zaten bunu yapar:( 

Bunun önüne nasıl geçeriz? Bu kadar sene bu kadar vergiyi niye ödedik? 

Moral bozmayayım ama bilmek, görmek okumak gerekiyor. İtalya ve ölüm gerçekleri birer sayı değil! Sayıdan fazlası var!
Muhalefet yapmak için söylemiyorum; “sol keseden” sallamıyorum, hükümeti de geçtim, biz neler yapabiliriz?

“Evdeyiz” deyip de online alışverişe (giysi, ayakkabı dahil) yüklenenler var. Koca şirketler “kapadık” diyor, online alışverişleri açık. E orada “insan” yok mu? Sadece senin evde kalman yetmez, kendi talebini başkalarının evde kalmasına göre kontrol edeceksin. 

“Gereksiz alışveriş yapmayın” desem, o işle geçinen bana kızacak ama toplu alanda çalışan herkes riskte… 

Peki biz ne yapabiliriz?

Nasıl Olunur’un 50’nci bölümünde konuk mimar Emre Arolat

Sesli kitap sistemi Storytel ile birlikte yaptığımız Nasıl Olunur’da dile kolay 50’nci bölüme geldik…
Konuğum mimar Emre Arolat. O, Türkiye’nin en yetenekli, en çok tanınan, en fazla tartışılan ve tartışan, hem proje, hem de yazın anlamında en çalışkan mimarlarından biri.
Programa “Nasıl iyi mimar olunur?” sorusunun yanıtıyla başladık Sancaklar Camii’nden Hatay’daki müze otele, “açık, dışa dönük ve kışkırtıcı” biri olma yolculuğundan Kanal İstanbul’a pek çok konuda konuştuk. Bu bölüm ‘biraz’ uzun; çünkü Emre Bey ile aslında başta istenmeyen bir arıza nedeniyle iki kere konuştuk, iki yayın çekmiş gibi olduk. (Felix Culpa:) Böyle bir sözlü kayıt varken çok kısaltmaya da gönlüm el vermedi; 110 dakika. Ama dinleyen, dinleyene… Siz de dinlemek isterseniz linki burada.