Yavuz Hakan Tok's Blog, page 41
January 28, 2019
Günün Şarkısı 28 Ocak 2019
Ferdi Özbeğen – “Giden Sensin”

‘60 yıllarda kendi adını taşıyan orkestrasıyla adını duyurdu, 1977’de ise “Ferdi Özbeğen’le 45 Dakika” adı verilmiş ilk solo albümüyle hem tüm ülkenin tanıdığı bir isim haline geldi, hem de yeni bir müzik türünün öncüsü oldu. Sonraları taverna müziği diye adlandırılacak türün en eli yüzü düzgün, en müzikal niteliği yüksek işlerini o yaptı.

1977’den itibaren hemen her sene, bazen senede iki tane albüm yaptı. Buna karşın kendine ait çok az şarkısı oldu. Çünkü ağırlıklı olarak başkaları tarafından daha önce seslendirilmiş şarkıları seslendirdi, o şarkılara kendi ruhunu kattı, kendi stili ve kendine has ses rengiyle o şarkıları başka türlü dinlememizi sağladı.

Ferdi Özbeğen denince ilk akla gelen şarkılardan biri “Dilek Taşı”dır ki aslında bir Gülden Karaböcek şarkısıdır mesela. “Gülmek İçin Yaratılmış (Yok Yok Yalan Deme)” de bir Semiha Yankı şarkısı olmadına rağmen en çok Ferdi Özbeğen’den bilinir. Buna benzer sayısız örnek var. Bu çok sık olan bir şey de değildir.

Söz yazarı Ülkü Aker, Özbeğen’in ömürlük dostuydu ve en çok onun yazdığı şarkıları seslendirdi. Bunlar arasında sadece Ferdi Özbeğen için yazılmış bazı şarkılar da vardı. “Giden Sensin” bunlardan biriydi. İlk kez Ferdi Özbeğen söyledi, ondan sonra da söyleyen olmadı.

Ferdi Özbeğen’in 1984 yılında Yaşar Plak etiketiyle yayımlanmış “Piyanist” adlı albümünde yer alan “Giden Sensin” aslında dünya çapında popüler olmuş bir Fransızca şarkıydı. Charles Aznavour ve Jackques Plante tarafından yazılmış şarkı ilk kez 1965 yılında Aznavour tarafından plak yapılmış ve Fransızca müziğin klasiklerinden biri haline gelmişti. Şarkının ilk Türkçe versiyonu ise 1969 yılında Sezen Cumhur Önal’ın yazdığı sözlerle ve “Ayrılık Şarkısı” adıyla Özdemir Erdoğan tarafından seslendirilmişti.
O versiyon mu bu versiyon mu diye sorarsanız kesinlikle Ülkü Aker sözleri ve Osman İşmen düzenlemesiyle Ferdi Özbeğen versiyonu derim. Çünkü her zaman yaptığı gibi bu şarkıda da Özbeğen kendi sakin sularında alabildiğine sade bir biçimde ama bir o kadar da derin bir içtenlik ve duyguyla kendine ait kılıyor şarkıyı. Ferdi Özbeğen’i oldum olası çok severim ama bu şarkıyı ayrı severim. Kendine ait az sayıdaki şarkıdan biri olduğu için de ayrıca kıymetli bulurum.

Bugün Ferdi Özbeğen’in ölüm yıldönümü. 28 Ocak 2013’de kaybettiğimiz Özbeğen’in anısına saygıyla…
Published on January 28, 2019 11:00
January 27, 2019
Günün Şarkısı 27 Ocak 2019
Daniska – “Sevda Karası”

Yeni bir şarkı yapmalarını merak ve heyecanla beklediğim, her gördüğüm yeni şarkı haberinde sevindiğim, sektirmeden dinlediğim bir grup Daniska. Yeni yılı da yeni bir şarkıyla karşıladı ki değmeyin keyfime.

Daniska’nın Garaj Müzik etiketiyle yayımlanan yeni teklisi “Sevda Karası” adını taşıyor. Şarkının sözleri Gökhan Tümkaya, müziği Hüseyin Çebişci ve Gökhan Tümkaya imzası taşıyor. Düzenlemesi grup tarafından yapılan şarkıda solist Hüseyin Çebişçi.

Yine şahane bir şarkı. Yine gündelik konuşma dilinin dışına çıkabilmiş, edebi bir dil ve sıcak, yumuşak bir melodi, sakin, akustik bir düzenleme. Ve yine Kadıköy ilçe (yoksa il mi demeliyim?) sınırlarında çekilmiş bir klip.
2017’den bu yana yayımlanan yedinci tekli bu. Artık bir Daniska albümü beklemeli miyiz, onu bilemedim.
Published on January 27, 2019 10:41
January 26, 2019
Günün Şarkısı 26 Ocak 2019
Ufuk Beydemir – “Sevda Gibi”
Ufuk Beydemir, ‘70’li yılların “rock” yıldızlarını anımsatan “kirli” sesi ve şarkı söyleme biçimi ve kendine has şarkılarıyla son dönemin parlayan genç isimlerinden biri oldu. Spor Akademisinde okurken bir yandan da müzikle ilgilenen Beydemir, 2016 yılında yayınlanan Sofar videosu ile dikkatleri üzerine çekmiş, kendi bestesi olan “Ay Tenli Kadın” adlı şarkı bu video sayesinde kısa sürede bir fenomene dönüşmüştü. Bu şarkı Mabel Matiz’in menajeri Engin Akıncı’nın Ufuk Beydemir’e bir mesaj göndermesine neden oldu ve olaylar gelişti. Beydemir ilk albümü “Sevda Gibi”yi Zoom Müzik etiketiyle 2018 Mart’ında yayımladı. Albümün üçüncü klibi ise geçtiğimiz günlerde servis edildi.

Albüm çıktığından bu yana aralıksız konserlere çıkan ve kendi kitlesini çok kısa sürede yaratan Ufuk Beydemir, kendi şarkıları kadar “cover” şarkılar seslendirdiği videolarla da ilgi görüyor. Albümde ise tamamen kendi bestelerine yer vermişti. Albümün isim şarkısı olan “Sevda Gibi” de onlardan biri. Eğitimli değil ama kendi kendini eğitmiş, alaylı bir müzisyen Ufuk Beydemir. “Sevda Gibi”nin düzenlemesinde de onun imzası var nitekim.
İnternet üzerinden bir şarkıyla popülerlik kazananların karşılaştığı handikaplar oluyor. Bir taraftan aynı güçte bir başka şarkılarının olmaması gibi bir risk, bir taraftan da onları keşfettiğine inanan dinleyicinin, takipçinin popüler olmalarına gösterdiği olumsuz yaklaşım. Ufuk Beydemir bunları aşıp kendini kabul ettirebilenlerden biri olarak yolculuğunun uzun vadeli olacağını şimdiden kanıtlamış görünüyor.
Published on January 26, 2019 03:29
January 25, 2019
Günün Şarkısı 25 Ocak 2018
Tuna Kiremitçi & Yıldız Tilbe – “Gelse de Ayrılık”

“Tuna Kiremitçi ve Arkadaşları” projesi ile 2016 ve 2017’yi gayet verimli geçirdi Tuna. Uzun zamana yayılan albüm süreci, her ay yeni bir şarkı ve her bir şarkıda bir başka kadın şarkıcı ile düet, minimalist klipler, akustik “sound” gibi formüller hepsi birden işe yaradı. Tabii her şeyden önce bir kısmı Kumdan Kaleler döneminden hatırlanan ya da yeniden keşfedilen, bir kısmı ise sahiden yeni olan Kiremitçi şarkılarının bu başarıdaki payından bahsetmek lazım. Çok net, temiz, dolambaçsız, basit, bir o kadar da samimi şarkılar yazıyor Tuna Kiremitçi. Dinleyicide de karşılığını kolay buluyor bu yüzden.

Tuna Kiremitçi 2018’de önce “İstanbul Köleleri” adlı solo teklisini yayımladı, sonrasında ise “Tuna Kiremitçi ve Arakadaşları” projesinin ikincisi için start verdi. Yine aynı yöntemle her ay bir düet şarkı yayımlanıyor ve şarkılar önce Garaj Stüdyo’nun YouTube kanalından servis ediliyor, diğer dijital platformlara ise bir ay gecikmeli olarak düşüyor. Geçtiğimiz günlerde dijital platformlarda yayımlanan son şarkı Tuna Kiremitçi ve Yıldız Tilbe düeti “Gelse de Ayrılık” oldu. Yeni projenin dördüncü şarkısı bu. Söz ve müziği Tuna Kiremitçi’ye ait şarkının düzenlemesi Hüseyin Çebişçi tarafından yapılmış.
Tilbe ve Kiremitçi’nin tam olarak ne olduğunu bulamadığım bir ortak paydaları, kesişme noktaları var. Tilbe’nin İspanyol, Kiremitçi’nin İtalyan gırtlağı, haliyle de Akdeniz paydası desem doğru teşhis olur mu bilmiyorum. Fakat o her ne ise, ikisinin birlikte söylediği ilk şarkı gibi bu şarkı da daha ilk dinleyişte dinleyenin kulağını dolduruyor. Akılda kalıcı bir melodi ve kolay dile düşecek sözler de cabası. Albüm çıktıktan sonra Yıldız, Tuna’nın konserlerine konuk olur mu, birlikte sahnede canlı da söyleyebilirler mi bilmiyorum ama bu şarkının seyirci tarafından hep bir ağızdan nasıl bir coşkuyla söylendiğini şimdiden duyar gibiyim.
Aslında Garaj Stüdyo’da projenin beşinci şarkısı da yayımlandı ve hatta albüm iTunes’da ön satışa bile çıktı ama ben tüketici çoğunluğunu teşkil eden platformlara yeni düşmesi münasebetiyle bu şarkıyı gündeme almayı tercih ettim. Gerisi bir yirmi-otuz yıl sonra bu şarkıların ve albümlerin çıkış tarihlerinin dökümünü yapmaya çalışırken tepe sersemi olacak arşivcilerin sorunu.
Published on January 25, 2019 05:47
January 24, 2019
Günün Şarkısı 24 Ocak 2019
Nilüfer – “Kar Taneleri”

‘70’leri çok parlak bir şekilde geçirmişti Nilüfer. İlk plağı 1972 yılında yayımlanmış, 1974’den itibarense her yaptığı plakla popülerliğini biraz daha arttırmıştı. Onu müzik piyasasına kazandıran Nino Varon ve Odeon Müzik’ten ayrılışı ve Burç Plak’a transfer oluşu ile birlikte 1979 yılında yeni bir dönemece girmişti. 1979’da bir yüzü alaturka, 1980’de bir yüzü arabesk şarkılardan oluşan albümler yaptı, 1982’de ise bu defa Yaşar Plak’a transfer olup içinde alaturka ve arabesk şarkıların da olduğu “Sensiz Olmaz” adlı albümünü çıkardı.

Nilüfer için 1984 yılı ise yeni bir dönemeç olacaktı. Şimdi yanında Onno Tunç vardı ve yeni albümü alaturka-arabesk etkilerinden tamamen uzak olacak, Nilüfer hiç olmadığı kadar batılı bir yüzle karşımıza çıkacaktı.

Ne var ki bir süre önce, 1983 Eurovision Şarkı Yarışması için genç bir bestecinin iki şarkısını onunla birlikte seslendirmiş, başka bir işbirliği denemesi daha yapmıştı Nilüfer. Bu genç bestecinin adı Kayahan’dı. Şarkılar ilk elemeyi geçip yarı finale kalamasa da Nilüfer ve Kayahan o günlerde pek çok televizyon programında boy göstermişti. Kayahan’ın çok güzel besteleri vardı ve Nilüfer onunla da çalışmak niyetindeydi.

Öyle böyle derken Onno Tunç’un müzik direktörlüğünü yaptığı yeni Nilüfer albümüne bir de Kayahan bestesi giriverdi. Albümün bütünü içerisinde daha “yerel” tınlayacak bu şarkı Onno Tunç’un pek hoşuna gitmemiş ama Nilüfer şarkıyı çok sevmişti. Oysa albüm o günlerde aynı adlı filmiyle de fırtınalar estiren ve tüm gençlerin dilinde dolaşan sıkı bir dans şarkısı ile, “Flashdance”in Türkçe versiyonu “Varsa Söyle” ile açılıyordu. Plağın kapak resminde bile Nilüfer tayt kostümüyle kapaktan fırlayıp hemen dans etmeye başlayıverecekmiş gibi gözüküyordu. Kayahan’ın bestesi “Kar Taneleri” ise çok naif, çok dokunaklı ve bir parça da türküleri anımsatan bir melodik örgüye sahipti.

Velhasıl “Kar Taneleri” albüm sıralamasında A yüzünün son şarkısı olarak yer alacak, sonraki yıllarda Kayahan çok ama pek çok popüler olunca buna ne kadar içerlediğini anlatmaktan çekinmeyecekti. Haksız da sayılmazdı. Albüm çıktıktan sonra içindeki ona iddialı şarkıyı geride bırakarak öne çıkan şarkı “Kar Taneleri” olacaktı.

“Kar Taneleri” hem Kayahan’ın ondan sonra yapacağı şahane şarkıların ilk habercisi oldu (ki öncesinde yaptıkları tam olarak o ipucunu vermiyordu) hem de Nilüfer – Kayahan işbirliğinin kalıcı olmasına vesile oldu.
“Nilüfer ‘84” 33’lüğünde yer alan “Kar Taneleri”nin düzenlemesi Onno Tunç tarafından yapılmıştı. Şarkı daha sonra Kayahan’ın ikinci albümü “Benim Şarkılarım”da da Kayahan yorumuyla yer aldı. 2015’de yayımlanan “Kayahan’ın En İyileri 1” albümünde ise şarkıyı Azerbaycanlı şarkıcı Lale Memmedova seslendirmişti. Ben hâlâ en çok Nilüfer versiyonunu severim.
Published on January 24, 2019 03:43
January 23, 2019
Günün Şarkısı 23 Ocak 2019
Mabel Matiz Feat. Sibel Gürsoy – “Mendilimde Kırmızım Var”

Mabel Matiz 2018’de piyasaya çıkan “Maya” albümünün tadını çıkarmaya devam ediyor. Yazı konserlerle geçirdi, hâlâ devam ediyor, bir yandan da şarkılarını kliplerle dolaşıma sokuyor. Bugün itibariyle de albümdeki favori şarkılarımdan biri olan “Mendilimde Kırmızım Var” yayına verildi.

Söz ve müziği Mabel Matiz’e ait şarkının düzenlemesi Sabi Saltıel’e ait. Klip ise Erhan Arık tarafından çekilmiş. Adıyaman’da, Nemrut’ta çekilen klip bir masalı, bir destanı, bir halk öyküsünü anlatıyor adeta. Bir kısa film gibi. Şarkı da öyle değil mi zaten?
Mabel doğduğu toprakların kokusunu, rengini, tadını şarkılarına ve kliplerine nakış nakış işliyor. Çok başka şarkı yazarlığının, çok başka şarkıcılığının ve müzik piyasasında var oluş, ayakta duruş biçiminin ötesinde onu farklı ve kıymetli kılan şeylerden biri de bu. Unuttuklarımızın izini sürüyor. Ya da gözümüzün önünde olup da görmediklerimizin.
Published on January 23, 2019 09:23
January 22, 2019
Günün Şarkısı 22 Ocak 2019
Alper Gemici – “Çaresizim”

Aslında uzun zamandan beri adı aklımızın bir köşesinde. Majeste grubundan, Mabel Matiz’in ilk albümünden, Candan Erçetin, Yalın, Göksel gibi isimlerin albümlerinden… Daha ziyade aranjör ve prodüktör olarak tanıdık onu. Bu defa şarkı da söylüyor. Alper Gemici’nin ilk teklisi “Çaresizim”, geçtiğimiz günlerde Ünlü Mamüller Yapım etiketiyle yayımlandı.

Şarkının söz, müzik ve düzenlemesi Alper Gemici’ye ait. Şarkılarda pek fazla tercih edilmemiş bir konudan bahsediyor “Çaresizim”. Aldatmış ya da en azından bunu aklından geçirmiş bir erkeğin pişmanlığını, yaşadığı ikilemi ve çaresizliğini… O çaresizliğe inanıyor, hikâyenin içine giriyorsunuz dinlerken. Alper Gemici’nin dramatik anlatıcılığının payı büyük bunda. Bağlamanın devreye girdiği kısımdan itibarense şarkı başka türlü bir damarı yakalıyor ve melodi aklınıza mıhlanıveriyor.
İmzası yaptığı işin iyiliği konusunda güven veren bir isim Alper Gemici. Bu cephede de belli ki bizi iyi şeyler bekliyor. Bu ilk şarkı bunun habercisi gibi.
Published on January 22, 2019 11:36
January 21, 2019
Günün Şarkısı 21 Ocak 2019
Berksan – “Sakin”

2017’de yayımlanan “Ben adlı teklisiyle birlikte Sony Müzik’e transfer olmuştu Berksan. Aynı yıl içinde “Yok Öyle Dünyam” adlı ikinci teklisini de çıkardı ve her iki şarkı da hatırı sayılır derecede ilgi gördü. Özellikle “Ben”i yaz boyunca gittiğim her yerde duydum desem abartmış olmam.

Aslında bu teklilerle beraber yeni bir yola da girdi Berksan. 2000’lerden bu yana süregelen bir Türkçe pop şekli var biliyorsunuz, sözler, ritimler, melodik yürüyüşler… O aynılıktan sıkılmakla kalmamış, demode de bulmaya başlamıştık. İşte Berksan oradan kendini sıyırıp dünyadaki güncel ritim ve düzenleme anlayışına uygun şarkılar yapmaya başladı ve haliyle de bugünün pop dinleyicisini yakaladı. Tabii bu başarı da düzenlemeleri yapan Turaç Berkay Özer’in de payı büyük.
Berksan’ın yeni teklisi “Sakin”, geçtiğimiz günlerde yine Sony Müzik etiketiyle yayımlandı. Şarkının söz ve müziği Berksan’a, düzenlemesi Turaç Berkay Özer’e ait. İki kardeş yine modern bir “sound” ve ritim anlayışında, kulağı çabuk yakalayan, hoş bir pop şarkısı yaratmışlar. İkisini de tebrik etmek lazım.
Published on January 21, 2019 10:59
January 20, 2019
Günün Şarkısı 20 Ocak 2019
Cem Pilevneli – “Serseri (VALNTN Remix)”

Berklee Collage of Music performans bölümünden mezun olan Cem Pilevneli 10 yaşında davul çalarak müziğe başlamış. 2017 yılında kendi hesabına yayımladığı iki İngilizce tekliyle müzik piyasasına girmişti Pilevneli. 2018’de Taruk Savul’la birlikte kaydettiği “Kendimi Gecelere Veremem” Türkiye’de yükselişe geçen bir müzikal türün popüler örneklerinden biri olarak yılın özetine girecek şarkılardan biri oldu. Şarkının İngilizce versiyonu da Türkçe versiyonuyla eşzamanlı olarak Sony Müzik etiketiyle yayımlanmıştı.

2018 yaz aylarında ise “Serseri” adlı yeni bir şarkıyla dinleyici karşına çıktı Cem Pilevneli. Söz, müzik ve düzenlemesi kendisine ait bu şarkının VALNTN tarafından yapılmış “remix”i “club edit” ve “radio edit” olarak iki versiyonla yayımlandı geçtiğimiz günlerde.

“Serseri” ile Cem Pilevneli dünya üzerindeki güncel müziğin eğilimlerinden yola çıkarak bu topraklara doğru ilerliyor. Vokal tekniği, sesini kullanma biçimi ziyadesiyle yerel. Şarkı sözlerinde anlattıklarıda çok “bizden”. Bununla birlikte “sound” olarak türün yurt dışında yapılan örneklerinden hiç de geride değil.
Cem Pilevneli ismini bir kenara yazmakta fayda var. İleride sıklıkla duyacağımızı tahmin ediyorum.
Published on January 20, 2019 08:25
January 19, 2019
Günün Şarkısı 19 Ocak 2019
Jakuzi – “Şüphe”

Kutay Soyocak ve Taner Yücel’in projesi Jakuzi, ilk albümü “Fantezi Müzik”i Domuz Records etiketi ile 2016’da piyasaya çıkarmıştı. Sonrasında Alman plak firması City Slang ile yapılan anlaşma neticesinde aynı albüm yeni eklenen şarkılarla birlikte 2017 yılında uluslararası pazarda satışa sunuldu ve epeyce de ilgi gördü.

Adının verdiği ipucundan da tahmin edileceği üzere ‘80’lerin “synth” furyasının izlerini süren, sürerken içine aynı dönemin “kitsch” kültürünü de boca eden, sözgelimi kliplerinde video kaset estetiğini kullanan, Türkiye’de bir benzeri pek yapılmamış bir proje olarak karşımıza çıkmıştı Jakuzi. Deneysel, karmaşık, yer yer anlaması zor, yer yer çok içeriden, çok tanıdık…

Jakuzi’nin “Hata Payı” adı verilmiş yeni albümü 5 Nisan 2019 tarihinde piyasaya çıkacakmış. Geçtiğimiz günlerde duyurulan bu habere bir de tekli eşlik ediyordu. Albümün ilk teklisi “Şüphe” City Slang etiketiyle dijital platformlara servis edildi.

Bu kadar önceden albüm çıkış tarihini duyurmak yabancı bir plak firması ile çalışıyor olmanın farkı olsa gerek. Beklenti yaratmak adına gayet sıkı bir pazarlama taktiği. Bu arada Jakuzi’nin ilk albümünü kayda değer bulan, sevenler için zaten doğmuş bir beklenti var; ona şüphe yok. Onlardan biri de benim. Çünkü Jakuzi’nin müziğinin benim beğeni skalamda ‘80’ler çağrışımları ile dolu bir yeri var. Duran Duran mı desem Depeche Mode mu desem, The Cure mu desem…
Nitekim “Şüphe”yi ilk dinlediğim anda, zamanında her şarkısını ezber ettiğim bir albümün içinde buldum kendimi. Alphaville’in “Afternoons In Utopia” albümünün. Bir benzerlikten, replikadan söz etmiyorum. Çağrışımlardan, aklın oyunlarından söz ediyorum.

Jakuzi bu albümle internet kuşağının Türkiye’den çıkıp dünyayı yakalayacak isimlerinden biri olmaya biraz daha yaklaşacak gibi görünüyor. Albümü bilmem ama bu şarkı bu beklentiyi kaşıdı bende.
Published on January 19, 2019 10:22
Yavuz Hakan Tok's Blog
Yavuz Hakan Tok isn't a Goodreads Author
(yet),
but they
do have a blog,
so here are some recent posts imported from
their feed.
