Yavuz Hakan Tok's Blog, page 33
April 19, 2019
Günün Şarkısı 19 Nisan 2019
Adamlar – “Yoruldum”
Tolga Akdoğan, Berkan Tilavel, Emre Malikler, Emir Ongun ve Gürhan Öğütücü’den kurulu Adamlar, ilk albümü “Eski Dostum Tankla Gelmiş”i 2014 yılında yayımlamıştı. Tuhaf isimli grupların tuhaf sözlü şarkılarının moda olduğu o günlerde zeki ve ironik şarkı sözleri ve zengin melodili şarkılarıyla dikkat çekici bir çıkış yapmışlar, bu çıkışı da 2016 yılında en az ilk albüm kadar sağlam ikinci albüm “Rüyalarda Buruşmuşuz”la devam ettirmişlerdi. 2018’de “Hikâye” teklisini yayımlayan grubun yeni albümü “Dünya Günlükleri” geçtiğimiz günlerde Garaj Müzik etiketiyle piyasaya sürüldü.

Bugüne dek yayımlanan işlerinde yarattıkları çizgiyi bu albümde de sürdürürken, albümün çıkış şarkısı “Yoruldum”da da görüldüğü üzere, bu defa farklı müzikal arayışlardan da geçmiş yolları. Tutucu dinleyici kitlesinin buna tepkili yaklaştığı internette albüm hakkında yapılan yorumlardan görülebiliyorsa da ben aynı fikirde değilim. Adamlar’ı bu albümdeki başka türlü şarkılarla keşfedecek başka bir potansiyel kitlenin olması ihtimali bana kötü gelmiyor. Kaldı ki her grubun müziğinde zaman içerisinde kendi içinde bir devinim olur, olması da gerekir. Alternatif işler yapanlar için günün müzikal eğilimlerini yakalayan küçük tuzaklar da çoğu zaman fayda getirir ki albümün açılışında yer alan “Zombi” ile çıkış şarkısı “Yoruldum” tam da böylesi şarkılar.
Düzenlemesini grubun yaptığı “Yoruldum”un söz ve müziği Tolga Akdoğan’a ait. Sadece bu şarkıyı dinleyerek albüm konusunda bir fikir edinemeyebilirsiniz. Albümün bütününü dinleyince de grubun müziği konusunda kafanız karışabilir. Adamlar külliyatını şöyle bir elden geçirmek, bu albümde yapılmak isteneni daha iyi anlatabilir. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bence 2019’da şu ana kadar yayımlanmış en iyi albümlerden biri “Dünya Günlükleri”.
Published on April 19, 2019 12:24
April 18, 2019
Günün Şarkısı 18 Nisan 2019
Yaşar Özel – “Hani Yosun Rengi Gözlerin”

Önceki gün internette dolaşan ölüm haberini görünce “Yaşar Özel kim ki?” diye soran olmuştur muhtemelen. Ne yazık ki Yaşar Özel de kendi döneminin birçok alaturka yıldızı gibi televizyonlarda görünme şansını son olarak ‘90’ların başında, özel televizyonlar yeni açıldığında ortalığı saran eğlence programları furyası sırasında yakaladı. Peşi sıra gelen Televole yıllarında TRT’den başka kanallar için iyi birer reyting malzemesi değildi. Herkes ekranda kepazelik görmek istiyordu. Yaşar Özel fazla beyefendiydi. Her şeyde olduğu gibi müzikte de cehalet ve yeteneksizlik kutsanıyordu. Yaşar Özel ise radyo eğitimi ve terbiyesi almış, musikinin ağır aksağını da gazino usulü ticarisini de bilen, hakkıyla şarkı söyleyen ve sesiyle kimselere benzemeyen “özel” bir adamdı.

Alaturka müzikte yıldız olmuş erkek solist sayısı kadın solist sayısına göre bir hayli azdır. Çünkü gazino literatüründe assolistlik kavramı neredeyse kadınlıkla eşti. Yaşar Özel buna rağmen yıldız olabilmiş ve kalabilmiş birkaç erkek solistten biriydi. Alaturkayı hiç deforme etmeden, üslubunu ve tavrını hiç bozmadan, alaturka dışında hiçbir müzik türüne meyletmeden, başından sonuna dek hep o radyo terbiyesi sınırları içinde kalmış sayılı solistten biri.

Onun radyodan, televizyondan, plaklardan çınlayan sesi birden fazla kuşak için çok fazla şey ifade ediyor. Bu yazıyı yazmadan önce tekrar oturup dinlediğimde bunu bir kez daha fark ettim.

“Hani Yosun Rengi Gözlerin (Bir Nisan Akşamında)” adlı şarkı Yaşar Özel tarafından ‘70’lerin ortalarında plak yapılmış. Özel, dönemin en üretken firması Odeon Plak’ın yıldızlarından biri. Sıklıkla plak yayımlıyor ve genellikle o günlerin güncel alaturka şarkılarını seslendiriyor. Bu şarkı da onlardan biri. Güftesi Ergun Evren tarafından yazılan nihâvend makamındaki bu şarkının bestesi ise İrfan Özbakır’a ait. Şarkı Odeon tarafından 2000 yılında CD formatında yayımlanan "Yaşar Özel Odeon Yılları" albümünde yıllar sonra yeniden yayımlanmıştı.

Şarkının TRT videosundaki kaydı ile albüm kaydı arasında fark var. Sebebini açıklayayım. O dönemde TRT, alaturka şarkıların çok sesli olmasına, içinde Batı enstrümanları kullanılmasına izin vermezdi. O yüzden de TRT programları için ayrı kayıt yapılır, şarkılar motomot çalınır ve söylenir, plaklardaysa biraz fanteziye kaçılabilirdi. Bu da öylesi bir kayıt. Plak kaydında piyano sesini duyuyorsunuz mesela. TRT’de mümkün mü böyle bir şey?
Yaşar Özel 18 Nisan 2019 günü toprağa verildi. Ruhu şâd olsun.
Published on April 18, 2019 11:57
April 17, 2019
Günün Şarkısı 17 Nisan 2019
Melisa Uzunarslan & Can Algeç – “Sadece Senin Olmak”

“Sadece Senin Olmak”, Yavuz Çetin’in 2001 çıkışlı ikinci ve son albümü “Satılık”ta yer alan şarkılardan biriydi. Yavuz Çetin aramızdan ayrıldıktan sonra onun klasikleşen şarkılarından biri oldu. Aynı zamanda içine alaturka ve arabesk karışmamış halis mulis Türkçe “rock” müziğin de klasikleşen şarkılarından biri.

Şarkıyı geçtiğimiz yıllarda İlyas Yalçıntaş ve What Da Funk’la beraber Can Gox da söyledi. Geçtiğimiz günlerde ise Melisa Uzunarslan ve Can Algeç düetiyle yapılmış yeni kayıt çıktı karşımıza. Tekli formatında yayımlanan şarkı DMC etiketiyle servis edildi.

Şimdilerde ayak uydurması kolay ve zahmetsiz bir moda olarak evde yapımı akustik kayıtlar tekli olarak da yayımlanıyor. Böylesi videolar YouTube’ta alıp başını gidince bu belki de bir mecburiyet haline geldi. Nitekim “Sadece Senin Olmak” da böyle bir kayıt. Can Algeç’in çaldığı gitar eşliğinde, canlı olarak kaydedilmiş şarkı. Muhtemelen de Can Algeç’in evinde.

Dinleyici bam güm dım tıs tak tuk pop müzikten nasıl bezdiyse artık, bu tür minimalist kayıtları sever oldu bir süredir. Bir itirazım yok. İyi çalınmış ve söylenmişse tadından yenmiyor üstelik. Zaten canlı kayıt olduğunu bildiğiniz ve gördüğünüz için kusursuzluk da beklemiyorsunuz. Tıpkı bu şarkıda olduğu gibi.
Melisa Uzunarslan keman çalar ve vokal yaparken de sahneye çok yakışan ama tek başına bir solist olarak da hem kendine has şarkıları hem de sesiyle kendini gösteren bir isim. Can Algeç ise yıllardır müzik piyasasının içinde olmasına rağmen bugüne dek sadece bir tek albüm yaptı ve fakat o bir tek albümle bile varlığını gösterdi. Bu şarkıda bu iki müzisyenin düeti (ki Uzunarslan’ın albümünde de Algeç aranjör olarak vardı) iki gücün bir araya gelip üçüncü bir güç yaratmalarına güzel bir örnek olmuş.
Published on April 17, 2019 11:56
April 16, 2019
Günün Şarkısı 16 Nisan 2019
Ayfer Vardar – “Al Ömrümü”

“O yıllarda televizyon dizileri, şarkılar için klip vazifesi görür, birçok şarkı diziler sayesinde keşfedilirdi…”
Artık 10 yıl sonra mı olur 20 yıl sonra mı orasını bilemem ama günün birinde birileri bugünlerin müziğini anlatırken bu cümleyi kuracak muhakkak.

Şu sıra en çok Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz ve Çukur dizilerinin müzikleri gidiyor mesela. Neredeyse her hafta yeni bir şarkı patlatıyorlar.
Ayfer Vardar’ın seslendirdiği ve geçtiğimiz günlerde Kalan Müzik etiketiyle tekli olarak da yayımlanan “Al Ömrümü” Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz sayesinde yeniden keşfedilen şarkılardan biri oldu. Yeniden keşfedilen diyorum çünkü şarkının epeyce sükseli bir evveliyatı var aslında.

Şarkı ilk kez 2011 yılında dinleyici karşısına çıkıyor. Hem söz yazarı ve bestecisi Cevdet Bağca’nın “Nuda” adlı albümünde hem de Kıvırcık Ali’nin ölümünden hemen sonra yayımlanan “On Bir İki Bin On Bir / Veda” adlı albümde. Bu ikinci albümde şarkıyı Kıvırcık Ali ve Yıldız Tilbe birlikte söylüyorlar. 2016 yılında ise Kubat bu şarkıyı yeni albümünün isim şarkısı yapıyor. Şarkının Kubat versiyonu Kurtlar Vadisi dizisinde de kullanılıyor ve o dönem epeyce ses getiriyor. 2017 yılında Zülfükâr’ın “Çirkin” adlı albümünde yer alan şarkı 2019 başında da Handan Şahin’in “Alem” adlı albümünde bir kez daha dinleyici karşısına çıkıyor.
Rağbet gördüğü kadar var. “Al Ömrümü” dile kolay takılan, bir o kadar da dokunaklı bir türkü formunda beste. Ayfer Vardar da her zamanki gibi tertemiz, pırıl pırıl söylemiş. Bu türü sevenler için her bakımdan tatmin edici bir çalışma.
Published on April 16, 2019 09:14
April 15, 2019
Günün Şarkısı 15 Nisan 2019
Jabbar – “Cesaretsizce Olmuyor”

Deeperise ile ortak çalışmaları “Raf” ve “Geçmiş Değişmez” ile bir hayli ses getirmişti Jabbar. Peşi sıra Ekim 2018’de EMI etiketiyle yayımlanan ilk albümü “Yineleme” ile dinleyici karşısına çıktı. Albümün ikinci videosu “Cesaretsizce Olmuyor” ise geçtiğimiz günlerde servis edildi.

Jabbar ya da gerçek adıyla Mücahit Turan, albümdeki bütün şarkılar gibi bu şarkıyı da kendisi yazmış. Düzenlemeleri ise Safa Hemdem’le birlikte yapmış. Bundadır ki albümde “Raf” ve “Geçmiş Değişmez”i Deeperise versiyonlarıyla değil, akustik versiyonlarıyla dinliyoruz. Zaten Deeperise’la yaptıklarından farklı olarak bazı parçalarda elektro-funk sularda geziyor Jabbar. “Cesaretsizce Olmuyor” da böyle bir şarkı. Türkiye’de pek fazla müzisyenin üzerine kafa yormadığı bir türde, son derece doğru tasarlanmış, yazılmış ve çalınmış bir şarkı.
Kendi türünde iyi bir şarkı yazarı, incelikli düzenlemelerden de görüldüğü üzere iyi de bir “sound designer”. Bu yönüyle şarkıcılığının kusurlarını kapattığı söylenebilir. Albümü henüz keşfetmediyseniz Jabbar’ın dünyasına giriş biletiniz bu şarkı olabilir.
Published on April 15, 2019 10:59
April 14, 2019
Günün Şarkısı 14 Nisan 2019
Can Gox – “Ah Bir Ataş Ver”

Yıllardır çalınıp söylenen, etkisini hiç yitirmeyen türkülerden biridir “Ah Bir Ataş Ver”. 1953 yılında tatbikat dönüşü Çanakkale Boğazı’nda İsveç bandıralı bir şileple çarpışarak batan Dumlupınar denizaltısı içinde 81 kişilik mürettebatla birlikte karanlık sulara gömülür.

Çarpışmadan sağ çıkan ve kurtarılmayı bekleyen 22 kişi, o günlerin şartlarında kurtarma çalışmalarının yetersiz kalması nedeniyle göz göre göre ölüme terkedilir ve sığındıkları torpido dairesinde havasızlıktan ölür. İrtibatı sağlayan telefon hattından onlara söylenen “Mümkün olduğunca konuşmayın, şarkı türkü söylemeyin ve sigara içmeyin,” komutu umutlar tükenince “Konuşabilirsiniz, şarkı türkü söyleyebilirsiniz, sigara içebilirsiniz”e dönüşür. Sigaralar yakılır ve bu türkü söylenir.

Bu yürek yakan hikâyeyle özdeşleşmiş bu yürek yakan türkü, bir kez de Can Gox’un sesinden çıktı karşımıza. 1877 Müzik Yapım etiketiyle yayımlanan tekli, geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Türkünün düzenlemesi Erdem Tarabuş tarafından yapılmış.

İlk albümünü 2013 yılında piyasaya çıkaran Can Gox, sonrasında “cover” şarkılar söylediği tekliler yayımlayarak devam etti yoluna. Her yaptığı “cover”, onu takip edenler için “Acaba bunu nasıl söylemiş?” merakıyla dinlendi ve hiç hayal kırıklığı yaratmadı.
Can Gox adeta ’60 ve ‘70’lerin Anadolu pop akımının günümüze ışınlanmış bir örneği gibi. Sesi, tavrı, söylediği şarkılar hep bu minvalde. Ama asla taklit değil, özenti değil, suyunun suyu değil. Uzun yıllardır Anadolu pop yolundan yürüme iddiasıyla ortaya çıkmış nicesiyle kıyaslanmayacak kadar sahici. Onu özel kılan da bu. Nitekim bu türküye getirdiği yorumda da bunu bir kez daha görmek mümkün.
Published on April 14, 2019 04:00
April 13, 2019
Günün Şarkısı 13 Nisan 2019
Aynur Aydın – “Düşüne Düşüne”

Son olarak 2018 yılında “Salla” teklisiyle karşımıza çıkan Aynur Aydın’ın yeni teklisi “Düşüne Düşüne”, geçtiğimiz günlerde Seyhan Müzik etiketiyle yayımlandı. Şarkının söz ve müziği Çağrı ve Berk Telkıvıran’ın ortak imzasını taşıyor, düzenleme ise Çağrı Telkıvıran tarafından yapılmış.

Başından beri ortalama Türk popunun bir tık üzerinde, Batı “sound”unda işler yapmaya çalıştı Aynur Aydın. Onu bu nedenle sevenler oldu. Ama bence bir taraf da hep eksik kaldı. Neydi o eksiklik? Bence sıcaklık ve samimiyet. Yapmak istediği, yaptığı müzik zaten yapısı itibariyle “cool”, ona kabul ama onun sınırı doğru çizilmezse geniş kitlelere sevdirmek zor. Hele ki fiziksel olarak da soğukkanlı, mesafeli bir görünüşünüz varsa daha da zor.

“Düşüne Düşüne” bu handikabı büyük ölçüde ortadan kaldıran bir şarkı. Hem düzenlemesiyle, ritmik yapısıyla yine “cool”, hem de inceden yerli bir melodik yapısı var; sözler de ona keza. Beni Aynur Aydın şarkılarından uzak durmaya itmiş telaffuz problemi de neredeyse yok bu defa. Yani ortalama dinleyicinin kulağını daha kolay yakalayabilecek, nispeten sıcak gelebilecek bir şarkı bulmuş bu defa Aynur Aydın. Bu anlamda kariyerinin en şanslı şarkılarından biri olabilir “Düşüne Düşüne”.

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, “dalı tutunmak” diye bir tabir yok. Olsa olsa “dala tutunmak” ya da “dalı tutmak” olabilir o. Konuşma dilinde “esame”ye evrilmiş kelimenin doğru kullanımı da “esami”dir. “Esame”, “esami”nin çoğuludur çünkü.
Ben olsam klibi de bir moda çekimi gibi değil, daha hayatın içinden, gündelik görüntülerle bezer, şarkıya böyle de sıcaklık katardım. O yapay artistik duruşların, bakışların eskisi kadar rağbet görmediği bir dönemden geçiyoruz çünkü.
Published on April 13, 2019 12:10
April 11, 2019
Günün Şarkısı 11 Nisan 2019
Zerrin Özer – “Seni Seviyorum”

Zerrin Özer’in ilk 33’lük plağı “Seni Seviyorum”, yayımlandığı 1980 yılından bu yana sadece plaklarda kalmıştı. Ne dijital platformlarda vardı ne de CD olarak basılmıştı. Türk pop müziğinin ‘80’li yıllarında yapılmış en güzel albümlerden biri olan ve o dönemde Kent Plak tarafından yayımlanan bu plak tam 39 yıl sonra EMI ve Rainbow45 Records işbirliğiyle yeniden plak olarak basıldı ve dijital platformlara da servis edildi.

Bu albüm, 1979 yılında yayımlanan “Gönül” 45’liğinin kazandığı başarının peşi sıra, aceleyle piyasaya sürülmüş ve albümde aslında 45’lik olarak yayımlanması planlanan ve bu maksatla kaydedilen şarkılar bir araya getirilmişti. Öyle ki Zerrin’in bile böyle bir albümün piyasaya çıkacağından haberi olmamıştı o günlerde.

Yayımlandığı dönemde uzun süre liste başlarında kalan ve Hey dergisinin 1980 yılı müzik ödüllerinde okuyucu oylarıyla yılın en iyi ikinci yerli albümü olarak seçilen “Seni Seviyorum” Zerrin Özer’in “Gönül”le yakaladığı başarının tesadüf olmadığını, Türk pop müziğinin çok güçlü, çok özel, farklı bir ses ve yorumcu kazandığını gösteren bir albüm olarak pop tarihinde yerini alacaktı.
Sözleri Çiğdem Talu, bestesi Melih Kibar imzası taşıyan “Seni Seviyorum” ilk kez bu albümde Esin Engin’in düzenlemesiyle Zerrin tarafından seslendirilmiş ve ikilinin klasikleşip bugünlere dek gelen şarkılarından biri olmuştu. Bu albümün bunca zaman sonra gün ışığına çıkışını albüme adını veren şarkıyla kutlarken, darısı diğer Zerrin Özer albümlerinin başına diyelim.
Meraklısına not: Plağın tıpkıbasımında Zerrin’in ilk dönem kariyerine ve bu plağa ait bir yazı da yer alıyor. Yazıyı da ben yazdım, ayıptır söylemesi.
Published on April 11, 2019 11:11
April 10, 2019
Günün Şarkısı 10 Nisan 2019
Ayşe Hatun Önal – “Katakulli”

Ayşe Hatun Önal, kişisel karizması, “cool” duruşu ve başından bu yana tercih ettiği müzik türüyle kendini farklı bir yere konumlandırmayı başardı. Beklenti çıtasını da yükseltti haliyle. Müziğe ne kadar dört elle sarıldığı konusunda şüphem baki. Zira birkaç sene önce onu bir ödül töreninde izlediğimde (“playback” yapmasına rağmen) sahnede elini ayağını nereye koyacağını bilemeyen bir amatör görünce şaşırmıştım. Sanki stüdyo şarkıcısı olmak ona yetiyor gibi. Onu da canı istediğinde şanı yürüsün diye yapıyor gibi.

Nitekim Önal’ın DMC etiketiyle piyasaya çıkan yeni şarkısı "Katakulli" de kocaman bir iddia taşıyor. Mabel Matiz gibi şu sıralar elini nereye dokundursa altın eden birinden şarkı almak, onunla böyle bir işbirliğine gitmek az şey değil. Üstelik ilk bakışta nasıl tutar ki bu kimya diye düşündürten bir teşebbüs bu. Sonuç; Mabel’in zekâsı ve yaratıcılığının bir kez daha ispatı. Ayşe Hatun Önal imajı için ancak böylesi bir şarkı yapılabilirdi. Hem eğlenceli, hem sürükleyici hem de o nispette “cool” bir dans şarkısı. Mabel’in Sabi Saltiel’le yaptığı düzenleme mükemmel. Uzun zamandır bu kulvardan böyle güçlü şarkı çıkmadı.
Gelin görün ki Ayşe Hatun Önal imajı için biçilmiş kaftan bu şarkının Ayşe Hatun Önal şarkıcılığı için doğru seçim olup olmadığı kocaman bir soru işareti. Fazla da geniş ses aralığı gerektirmeyen soğuk elektronik şarkılara çok yakışan ses rengi bu şarkıda çok doğru yerden tınlamıyor gibi. Belki de bunun üstünü örtmek için geriye itilen sesin ne söylediğini anlamak da mesele. Bir rabarbadır gidiyor. Geriye kulakta hoş bir ritim, melodi, tekrar dinleme isteği kalıyor kalmasına ama keşke bu şarkıyı bir başkası söyleseymiş diye de düşündürüyor. Önümüzdeki yaz her yerde çalınacak şarkılardan biri olacağı kesin, o ayrı.
Published on April 10, 2019 09:02
April 9, 2019
Günün Şarkısı 9 Nisan 2019
İzel – “Bizim Ağaç”

Uzun zaman olmuştu İzel’den yeni bir şarkı dinlemeyeli. Yeni albümü ha bitti ha bitecek, ha çıktı ha çıkacak derken de aylar geçti. Bu kadar uzun aradan sonra geri dönmek kolay değildi, hak vermek lazımdı. Ama keşke ‘90’ların ikinci, 2000’lerin ilk yarısı boyunca koştuğu kulvarı bu kadar kolay terk etmese, kendine bu haksızlığı yapmasa ve bu kadar uzun ara vermeseydi. Çünkü her zaman kredisi yüksekti dinleyici nezdinde.

Olan oldu, bitti. Önümüzdeki maçlara bakmamız gerekiyorsa şayet, İzel’in geçtiğimiz günlerde yayımlanan yeni şarkısını ve belki yarın belki yarından da yakın bir tarihte piyasaya çıkacak yeni albümünü merak ve özlemle dinleyebiliriz.

Bazı şarkıcılar böyledir; akıllı prodüktörlerin, işi bilen yapımcıların elinde parlar, güç kazanırlar. Bu da doğaldır çünkü her şarkıcı aynı zamanda işin ticari matematiğini bilmek zorunda değil. İzel’in şanssızlığı galiba uzunca bir süre doğru bir ekiple çalışamaması oldu. Nitekim ne zaman ki Arpej Yapım’la anlaşma imzaladığını duydum, İzel’in bu defa doğru bir biçimde geri döneceğine inancım arttı. Tabii albümü dinlemeden bundan emin olmak mümkün değil ama albümden yayımlanan ilk tekli “Bizim Ağaç” aşağı yukarı bir fikir veriyor.

Sözleri Meral Turan’a, müziği Gökçer Turan’a ait şarkının düzenlemesi Serdar Ayyıldız tarafından yapılmış ve bu genç ekibin elinden genç, taze, ferah bir şarkı çıkmış. Şarkıyı dinlerken en az İzel’in şarkının klibindeki elbisesinin yeşili kadar yeşilleniyor içiniz. Ama bir “hit” mi? Değil. Albümün en güçlü şarkısı mı? Onu da bilemiyoruz. Belki böyle sakin bir ilk adım atmayı özellikle tercih etmişlerdir.
Ne olursa olsun İzel’in o kendine has ses rengini, o naif, ürkek, kırılgan ve dokunaklı şarkıcılığını yeniden, yeni bir şarkıda duymak, dinlemek mutluluk verici.
İzel’in klipte giydiği o elbise de üzerinde fazlaca oynanmış kapak fotoğrafı ve fazla şakrak kapak tasarımı da anlaşılabilir kaygılarını gösteriyor. Ama bence hiç gerek yoktu. Çünkü İzel pop-star ambalajına sarmalanmadan da dinlenebilecek bir ses, bir şarkıcı. Gerçek bir şarkıcıyı öncelikli sevme nedenimiz bedeni, yüzü, kaşı, gözü değildir ki. Öyleyse zaten orada bir sorun vardır. Ben kendi adıma kulaklığımı takıp şarkısını dinlediğimde bana hissettirdiklerini yüz bin ultra mega şahane klip, bir o kadar da şahane fotoğrafa değişmem. Benim gibi düşünenlerin az olmadığını da biliyorum.
Published on April 09, 2019 13:03
Yavuz Hakan Tok's Blog
Yavuz Hakan Tok isn't a Goodreads Author
(yet),
but they
do have a blog,
so here are some recent posts imported from
their feed.
