Mutlu Binark's Blog, page 26
December 13, 2017
Akgül Hoca’nın anısına
Doç. Dr. Mustafa Akgül’ü bir süredir tedavi gördüÄü hastanede kaybettik. Akgül Hoca’yı, özgür yazılıma, Türkiye’de internetin geliÅmesine ve internette ifade özgürlüÄüne verdiÄi katkılardan dolayı saygıyla anıyoruz. Mustafa Akgül Hoca’nın kolektif çalıÅmaya açık ve alana iliÅkin yapıcı yaklaÅımının, bu alanda çalıÅan ve gönül veren herkese rehber olacaÄını biliyoruz.
Akgül Hoca’nın, Alternatif BiliÅim tarafından 26-27 Åubat 2015’te düzenlenen Yeni Medya ÃalıÅmaları II. Ulusal Kongre’deki açılıŠkonuÅması’ndan
[image error]İnternet, Yeni Medya ve Ãzgürlükler
Kanımca, İnternet insanlıÄın geliÅmesinde Sanayi Devrimi boyutlarında bir geliÅmeyi temsil etmektedir. Neelie Kroes, Avrupa Komisyonuânun önceki BaÅkan Yardımcısı ve Sayısal Gündem BaÅkanı, İnternetin toplumu yeniden yapılandırması açısından, elektrik, telgraf ve demiryollarının toplamından daha fazla oldugunu söyledi.
İnsanlık olarak, bilim ve teknolojin öncülüÄünde, İnternet sayesinde, sınırların fiilen ortadan kalktıÄı, sosyal ve kültürel açıdan birleÅen bir dünyanın parçasıyız. Kitleler sosyal aÄlar üzerinden birleÅmekte, örgütlenmekte, Davetli KonuÅmacı toplumsal, kültürel ve siyasal etkinlikler yapmakta. Dünya üzerine daÄılmıŠgönüllüler imece benzeri bir yöntemle tüm insanlıÄın ortak malı ürünler üretmektedir: Linux ve özgür yazılım dünyası, wikipedia, açık ders malzemeleri, creative commons lisanslı sanat ve fikir ürünleri gibi.
İnternetin iÅaret ettiÄi Bilgi Toplumuânun bireyleri, bir yandan baÄımsız, yaratıcı, farklı ve aykırı düÅünebilen insanlar olacaktır. İnternetin tüm toplumu, kamu yönetimini, iÅ dünyası, saÄlık, eÄitim, eÄlence vb.’ni deÄiÅtirdiÄi ortada. YurttaÅların, eÅit bir dünya vatandaÅı olması için bu teknolojileri çok rahat, kolay ve etkin kullanabilmesi gerekir. Gerekli okuryazarlık seviyesi, dinamik olmalı ve sürekli geliÅtirilmelidir. Bu okuryazarlık düzeyine bilgi/biliÅim/yeni medya okuryazarlıÄı diyoruz. Bu okuryazarlık düzeyine ulaÅamamıŠyurttaÅlar, eÅit yurttaÅ olma yeteneÄini kaybedecek ve geri kalacaktır.


November 28, 2017
Her Filmi Üzerinden Benlik-Dijital Benlik Tartışması
Yazan: Şeyma Yıldırım, H.Ü. S.B.E. İletişim Bilimleri Y.Lisans Öğrencisi
Günümüzde benlik kavramını dijitallikten bağımsız olarak ele almak, benlikle ilgili pek çok veçheyi kaçırmamıza neden olacaktır. Dijital şirketler ve ağlar, günümüz dünyasında öylesine güçlü bir hâkimiyet kurmuşlardır ki, yalnızca benlik konusunu değil, herhangi bir konuyu dijitallikten bağımsız düşünmek olanaksız hâle gelmiştir. Buna mukabil, dijital olanaklara erişim konusunda, her toplumun yahut her toplumsal tabakanın eşit erişim imkânına sahip olmadığına yönelik kuramlar da mevcuttur. Özellikle İnternet tabanlı bilgiye erişim konusundaki eşitsizlikleri vurgulayan ‘bilgi uçurumu kuramı’ bu kuramlar arasındadır (Hülür ve Yaşın, 2016:8) Sosyo-ekonomik eşitsizlikleri temel alan bu kuramlar, bize dünya nüfusunun tamamının dijital olanaklara ulaşamadığını hatırlatmaktadır. Ancak ne var ki, özellikle İnternet’in ortaya çıkışıyla birlikte dijitallik, dünyanın tamamını etkisi altına alacak kadar güçlenmiştir. Dolayısıyla, dijital olanaklara sosyo-ekonomik yetersizliklerden dolayı ulaşamamak bir yana, irâdî olarak uzak kalmayı seçsek bile, gündelik hayatımızı sürdürmekte oldukça zorlandığımızı görürürüz. İş/okul için bir e-mail adresine sahip olmamız ve e-maillerimizi sık sık kontrol etmemiz, ATM’lerden para işlemlerimizi halletmemiz gerekmektedir. Kısacası, çevremizdeki insanların ve olayların dâhil oldukları dijital ortamlara, hayattan geri kalmamak ve kent yaşamını sürdürebilmek adına bizim de dâhil olmamız beklenmektedir. Dolayısıyla benlik kavrayışımızı da sanal dünyayı içine alacak şekilde genişletmemiz gerekmektedir.
Benlik kavramı, en geniş anlamıyla “kişinin kendisi hakkında sahip olduğu ve onu diğer kişilerden ayıran imge”ye (Morva, 2016:41) atıfta bulunur. Benliğin bu çevrimdışı anlamından hareketle, çevrimiçi ortamdaki dijital benliğin “elektronik izleyicilerin ya da takipçilerin etkisi altında kendini tasarlayan/yaratan çevrimiçi birey” (Zhao, 2005:395) (akt. Morva, 2016:44) olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzde, benliğin dijital ve dijital olmayan hâlleri, sürekli olarak birbirlerini etkileyip dönüştürmektedirler.
Spike Jonze’un yönetmeni ve senaristi olduğu, 2013 Amerikan yapımı Aşk (Her), öyküsü itibarıyla benlik ve dijital benlik kavrayışları üzerine düşünmemize olanak veren bir filmdir. Filmin ana karakteri Theodore, karısıyla boşanma aşamasında olan ve bir senedir yalnız yaşayan bir adamdır. Tanımadığı insanların ağzından tanımadığı başka insanlara mektup yazmakla görevlendirildiği ‘enguzelmektuplar.com’ isimli bir şirkette çalışmaktadır. Theodore, genellikle bir kadının/erkeğin eşine/sevgilisine karşı hislerini, anılarını detaylı olarak aktardığı bu mektupları yazarken, yakın plân çekimlerdeki mimiklerinden anlayabileceğimiz üzere, âdeta o kişilerin yerine geçmektedir. Örneğin, yazdığı mektuplardan bir tanesi, elli yaşlarındaki bir çiftin hayatına dairdir:
“Chris’ime…
Benim için ne kadar önemli olduğunu nasıl anlatacağımı düşünüp durdum. Sana aşık olduğun günü dün gibi hatırlıyorum. O küçük evde, yanında çırılçıplak yatışımı… Kendimi daha büyük bir şeyin parçası gibi hissetmiştim. Anne babalarımız gibi. Ya da onların anne babalarının. Daha öncesinde hayatımı sanki her şeyi biliyormuşum gibi yaşardım. Sonra parlak bir ışık gelip beni uyandırdı. O ışık sendin. Evleneli elli seneyi doldurduğumuza inanamıyorum. Hâlâ bu güne kadar, her gün, kendimi ışığı yakıp uyandırdığın o genç kız gibi hissediyorum. Seninle beraber bu macerayı yaşıyorum.
Nice yıldönümlerine,
Aşkım ve sonsuza dek dostum.
Loretta.” (Barnard vd., 2013)
Theodore ev ve iş yaşamı arasında mekik dokurken bir gün yoldaki billboardda dünyanın ilk yapay zekâ işletim sisteminin (OS1.) reklamıyla karşılaşır ve işletim sistemini satın almaya karar verir. Her filmi, Theodore’un bu işletim sistemi yapay zekâsıyla (Samantha) yaşadığı ilişkiyi anlatır.
Filmin isminin Türkçeye “Aşk” olarak çevrildiğini ve filmle ilgili yapılan kritiklerin, genel olarak, Theodore’un Samantha’ya olan aşkı ekseninde yürütüldüğünü görmekteyiz. Benlik inşasında, aşkın pekâlâ bir yerinin olduğunu düşünülebiliriz, fakat bu filmle ilgili yapılacak olan benlik tartışmaları yalnızca aşk ekseninde yapıldığında, tartışmanın iki açıdan eksik kalacağını düşünüyorum. Birincisi, kavramsal olarak “aşk”ın belirsizliği, bu eksende yürütülen benlik tartışmalarına sağlam bir zemin sunma konusunda yetersiz kalacaktır. İkincisi, aşk ilişkisi kısıtıyla filmdeki yalnızca iki karakteri (Theodore ve Samantha) merkeze almak, benlik inşası konusunda diğer karakterlerin katkılarını ve birbirleriyle olan etkileşimlerini tartışma dışı bırakacaktır. Bu açıdan yazımda, filmdeki çevrimiçi ve çevrimdışı karakterlerin birbirleriyle olan etkileşimlerine odaklanan bir benlik tartışması yürütmeye çalışacağım.
Bir insanın benliği, tüm yaşamı boyunca inşa hâlindedir. Tanıdığı tüm insanlar, okuduğu tüm kitaplar, izlediği tüm filmler, kısacası tüm karşılaşmaları kişi üzerinde az ya da çok iz bırakır. Tüm bu izlerden oluşan benlik, aynı zamanda kişiyi diğerlerinden de ayırır. İçinde yaşadığımız toplumun tüm değerleri, alışkanlıkları, kuralları zamanla öğrendiğimiz ve benliğimizi şekillendiren unsurlardır. Fakat bu unsurlar da sabit değildir, tarihsel ve toplumsal olarak değişime uğrarlar. Örneğin ulus devletler döneminde eğitim ve aile gibi günümüze göre daha sabit kurumlarıyla temellenen bir toplumsallaşma söz konusudur ve kişinin benliği bu yapı içinde şekillenir. Günümüzde ise dijital iletişim olanaklarıyla birlikte, dijital bir toplumsallaşma sürecinden bahsetmekteyiz (Dellaloğlu, 2015:21-22). Artık benliğimizi oluşturan parçalar arasında, kullandığımız sosyal medya ortamları, bilgisayar programları da yer almaktadır. Dolayısıyla yaşam alışkanlıklarımız, duygulanımlarımız ve benliğimiz, farklılaşan iletişim pratiklerimizle birlikte değişime uğramaktadır.
Filmdeki toplumsallaşma ortamına baktığımızda, kişilerin dijital cihazlarla yoğun olarak ilişki kurduğu, yüz yüze iletişimin az olduğu bir toplumsallaşma ortamı söz konusudur. Theodore’un çevrimdışı ortamına dâhil edebileceğimiz karakterler, boşanmak üzere olduğu karısı (Catherine) ve sosyal çevresindeki (yakın arkadaşı Amy ve iş arkadaşları) kişilerdir. Çevrimiçi ortamında ise, işyerinde mektup yazdığı bilgisayar, cep telefonu, evde oynadığı hologram oyun ve Samantha yer almaktadır. Filmdeki dijital cihazlar, tamamen dokunmatik ve işitsel komutlarla çalışmaktadır. Yolda, metroda gördüğümüz kişilerin hepsinin elinde bugünkü akıllı cep telefonu benzeri cihazlar vardır fakat bu cihazlarda veya bilgisayarlarda klavye bulunmamaktadır. Sözgelimi Theodore, cihaza “melankolik bir şarkı çal” şeklinde komut verdiğinde melankolik şarkı çalmaktadır, haberleri ve mailleri cihazdaki ses okumaktadır, mektuplar ve mailler de aynı şekilde sesli komutla yazıya dökülmektedir. Bütün bunlar içinde belki de en ilginci, kişiler günümüzdeki gibi arama yoluyla doğrudan konuşmamaktadır, sesli komutlarla birbirlerine mail yollamakta, maili de cep telefonlarındaki “ses” onlara okumaktadır. Bu açıdan film, okuma ve yazma gibi günümüz gündelik pratiklerinin dijital cihazlarla birlikte geçirdiği dönüşümü, “ses”e yaptığı vurgu üzerinden düşünmemize olanak sağlamaktadır. Nitekim Theodore, gündelik hayatında önemli bir yere sahip olan çevrimdışı ortamlarla, dokunma ve ses yoluyla etkileşim kurmaktadır. Filmde ayrıca, çevrimiçi ve çevrimdışı ortamların birbirleriyle etkileşim hâlinde olduklarına işaret eden örneklere de sık sık rastlanmaktadır. Sözgelimi bir sahnede hologram oyunundaki sanal karakter, Theodore ve Samantha’nın bir konuyu tartışırken kurdukları üçlü diyalog, çevrimiçi ve çevrimdışı dünyanın birbiriyle olan etkileşimini en net şekilde gösteren sahnelerden biridir.
Filmdeki iki karakterin (Theodore ve Theodore’un yakın arkadaşı Amy) yapay zekâ işletim sistemiyle (OS1.) ilişkilendiklerini görmekteyiz. Bu iki karakterin çevrimiçi ve çevrimdışı hayatlarında yaşadıkları benzer duygu ve deneyimler, filmi, Theodore merkezli salt bir “kent yaşamındaki yalnız ve mutsuz adam” temasından çıkararak, duygudurumlarını çevrimiçi dünyayla birlikte düşünmemize olanak sağlamaktadır. Theodore’ın boşanma sürecindeki sıkıntıları ve mutsuzluğu, Amy’nin kocasıyla olan ilişkisindeki sorunlar, iki karakterin çevrimiçi dünyaya dair hislerinde ortaklaştıkları noktadır. Theodore, sık sık karısıyla olan anılarını hatırlamaktadır ve ilişkileri üzerine düşünmekten, gündelik hayatın sadece gerekliliklerini yapan fakat hayattan zevk almayan bir hâline gelmiştir. Ayrıca zaman zaman evlilik hayatını sevdiğini hissetmekte ve o hayata buruk bir özlem duymaktadır. Amy ise kocasıyla olan ilişkisinde oldukça mutsuz bir hâldedir. Çünkü kocası kendisine üstten bir tavırla sürekli olumsuz eleştiriler yöneltmektedir. Örneğin Amy’nin tezi için hazırlamaya çalıştığı belgeselde, sadece annesini uyurken görürüz. Bir süre sonra kocası “Hareket etmeyecek mi?” diye sorar, fakat Amy tam da insanların kendilerini en özgür hissettikleri hâli, uyku hâlini çekmek istediğini ifade eder. Kocası ise annesiyle röportaj yapması gerektiğini söyler. Sonuç olarak Amy, kocasının tavırları nedeniyle kendisini ve yaptığı şeyleri değersiz hisseder ve benliği yaralanır.
Theodore ve Amy’nin ortaklaştığı çevrimdışına dair sorunlar, aynı şekilde çevrimiçi dünyanın onlara biraz nefes alma imkânı sağlaması açısından da benzerlik göstermektedir. Theodore, Samantha’ya hissettiklerini anlatarak rahatlamaktadır. Samantha’yla olan ilişkisi, Theodore’un gündelik yaşama bu kez çevrimiçi olarak yeniden tutunmasına, yaşamdan zevk almasına olanak tanır. Birlikte keyifli vakit geçirirler. Amy de aynı şekilde, bir kadın yapay zekâyla arkadaşlık kurarak çevrimdışı hayatın sıkıntılarından uzaklaşır. Amy ve Theodore’un, arkadaşlık kurdukları yapay zekâ işletim sistemi hakkındaki düşünceleri, kurdukları ilişkilerden nasıl etkilendiklerini açıklamaktadır:
“Amy: O çok harika birisi. Çok akıllı. Olayları sadece siyah ve beyaz olarak görmüyor. Gri yanları görüyor ve bana da gösteriyor. Birbirimize çok çabuk bağlandık. Başta sadece bu şekilde programlandığından dolayı olduğunu düşünüyordum ama hiç de öyle değil. Bir işletim sistemiyle bağ kurmam garip, değil mi?
Theodore: Kendimi ona çok yakın hissediyorum. Konuştuğumuzda sanki yanımdaymış gibi geliyor. Gece ışıkları kapatıp yatakta sarıldığımızda, sarılıyormuş gibi hissediyorum. Beni gerçekten de heyecanlandırıyor. Sanırım o da heyecanlanıyor, numara yapmıyorsa tabii.” (Barnard vd., 2013)
Aslında işletim sistemini nasıl tanımladıkları/betimledikleri, tüm hayatları boyunca benliklerinin oluşumunda yeri olan insanların izlerini, dolayısıyla da bütün bu izlerden oluşan kendi benliklerini yansıtmaktadır. Filmde Theodore’un benlik inşasında yeri olan kişiler arasında “anne” ve “eski karısı” karakterleri görülmektedir. Yazılım kurulurken “annenizle ilişkiniz nasıldı?” sorusuna Theodore, “Annemle ilgili can sıkıcı olan konu şu, ne zaman bir sorunumu anlatsam konuyu kendisine bağlıyor” cevabını vermiştir. Film boyunca da, Samantha’nın, onu gerçekten dinleyen, anlamaya çalışan, bahsettiği sorunlara karşı kendisini iyi hissetmesini sağlayacak, çoğunlukla olumlu/yüreklendirici yanıtlar veren bir figür olduğu görülmektedir:
“Theodore: Komik olan ne biliyor musun? Catherine’le ayrıldığımdan beri yazdıklarımdan zevk alamıyorum. Kendimi beğenmiş gibi görünmeyeyim ama bazen öyle yazıyorum ki, en sevdiğim yazar kendim oluveriyorum.
Samantha: Kendini böyle görmeni sevdim.
Theodore: Bunu başkasına söyleyemem, sadece sana. Aslında sana her şeyi söyleyebilirim.” (Barnard vd., 2013)
Burada dikkat çekici bir nokta da, duygu paylaşımının Theodore’dan Samantha’ya doğru akan tek yönlü bir paylaşım olmamasıdır. Samantha’nın da sevinçlerini, üzüntülerini, kendisi hakkındaki endişelerini Theodore’la paylaşması, çevrimiçi ve çevrimdışı dünya arasındaki etkileşimi kuvvetlendici bir unsur olarak düşünülebilir. İkisi arasında geçen şu diyalog, bu etkileşime iyi bir örnektir:
“Theodore: Bazen sanki hiç hissedemeyeceğim şeyleri hissettiğimi düşünüyorum. Sanki her şeyi hissetmişim de, artık hiçbir şey hissedemeyecekmişim gibi. Belki sadece hissettiklerimin daha azını hissedebilirim.
Samantha: Bunun doğru olmadığından eminim. Seni hissederken gördüm. Bir şeylerden zevk aldığını. Sadece belki de, şu an farkında değilsin. Bu anlaşılır bir şey. Son zamanlarda başından pek çok şey geçti. Bir parçanı kaybettin. Yani, en azından hislerin gerçek. Ne kadar rahatsız olduğumu düşünüyordum. Kulağa tuhaf gelebilir, ama çok heyecanlıydım. Sonra, hissettiğim diğer şeyleri düşündüm. Sonra kendimle gurur duymaya başladım. Dünya hakkında hislere sahip olabildiğim için. Seni merak ettiğim zamanlar, canımı sıkan şeyler, istediğim şeyler. Sonra şu korkunç düşünce… duygularım gerçek mi? Yoksa programımın bir parçası mı? Bu düşünce gerçekten canımı acıttı. Sonra… acı hissettiğim için kendime kızdım. Tüm bunların anlamı ne?
Theodore: Sen benim için gerçeksin Samantha.
Samantha: Teşekkür ederim Theodore, bunun benim için anlamı büyük.” (Barnard vd., 2013)
Theodore, sosyal sınırlar nedeniyle ifade edemediği benliğinin derinliklerindeki her şeyi Samantha’ya anlatabileceğini düşünmektedir. Bu durum, Zhao’nun dijital benliğin nitelikleri sınıflandırmasındaki dijital benliğin içe yönelimli olması özelliğini akla getirmektedir (Zhao, 2005)(akt. Morva, 2016:45). Benliğin, boy, kilo, davranışlar gibi dışsal/fiziki boyutu ve düşünceler, duygular gibi içsel boyutu olmak üzere iki boyutu olduğu düşünülürse, çevrimiçi ortamlar, benliğin içsel boyutunu yansıtmada çevrimdışı ortama göre bireye daha rahat bir ortam sağlayabilir. Kişi çevrimiçi ortamlarda kendisini daha rahat ifade edebilir ve benliğinde eksik gördüğü yanları sanal karakterlerde bulmaya çalışabilir. Sözgelimi film boyunca Thedore’un Samantha’yla olan ilişkisine dair sıkça duyduğumuz “hayata karşı heyecan duyan biriyle birlikte olmak çok güzel” vurgusu, kendisine ve eski eşi Catherine’le olan çevrimdışı ilişkisinde “bulamadıklarına” dair de ipucu vermektedir:
“Catherine: Görüştüğün birisi var mı?
Thedore: Evet, birkaç aydır birisiyle beraberim. Ayrıldığımızdan beri başkası olmamıştı.
Catherine: Seni iyi etkilemiş gibi görünüyor.
Thedore: Evet, iyiyim. En azından daha iyiyim. Bana gerçekten faydası oldu. Hayata karşı heyecan duyan biriyle birlikte olmak çok güzel.
Catherine: Sanırım benden her zaman neşeli, hayat dolu her şeye olumlu bakan bir tip olmamı istedin. Ama ben böyle birisi değilim.” (Barnard vd., 2013)
Burada Catherine’nin benlik oluşumunda, Theodore’un önemli bir yerinin olduğu görülmektedir. Catherine, kendisine Theodore’un gözünden baktığı ân, daha neşeli, hayata daha pozitif bakan biri olması gerektiğini düşünmektedir ve bu durum kendisiyle çatışmasına neden olmaktadır. Verdiği cevapta da görüldüğü gibi Catherine “öyle biri” değildir ama Theodore’un gözünden baktığında “öyle olması gerektiğini” hisseden biridir. Samantha’nın bu özelliklere sahip biri olduğu imâ edildiği andan itibaren de, kendisini onunla karşılaştırıp incindiği görülmektedir. Hiç şüphesiz kendimizi sürekli bir şeylerle/birileriyle karşılaştırmamız ve ötekinin gözünden kendimize bakmamız, benliğimizi şekillendirmede önemli bir yere sahiptir. Yani “kişinin, görüşüne önem verdiği ne kadar insan grubu varsa, birbirinden farklı o kadar toplumsal benliği vardır” (James, 1925) (akt. Goffman, 2016:56) denebilir. Lakin bu karşılaştırma artık yalnızca insan grupları arasında değil, çevrimdışı-çevrimiçi, insan-yapay zekâ boyutlarıyla yeni bir evreye taşınmış görünmektedir. Catherine’i üzen/örseleyen nokta da “fair play” içerisinde mücadele edemeyeceği bir rakiple/hasımla, yapay zekâyla karşılaştırılmak olmuştur. Aynı şekilde Theodore’un benliği de Catherine’den izler taşımaktadır, Samantha’nın “evli olmak nasıl bir şey?” sorusu üzerine Theodore’un verdiği yanıt bunu göstermektedir:
“Theodore: Zor olduğu kesin. Ama hayatını biriyle paylaşmak çok güzel bir duygu. Beraber büyüdük. Tüm master ve doktora tezlerini okurdum. O da benim yazdığım her şeyi okurdu. Birbirimizi çok etkiledik. Onun olduğu kişiyle ben çok farklıydım. Okul hayatında da çok başarılıydı. Ama evimizde hep bir ortak nokta buluyorduk. Aynı şeylerden heyecanlanmayı öğrendik. Kendimi onun için geliştirdim. Ve onun da büyümesini görmek heyecan vericiydi. İkimiz de birlikte büyüdük ve değiştik. Bu aynı zamanda zor kısmı zaten. Büyümek ve birbirimizden uzaklaşmak. Diğerini önemsemeden değişmek. Hâlâ arada sırada kafamın içinde onunla konuşuyorum. Tartışmalarımızı düşünüyorum. Söylediği bir şeye karşı kendimi savunuyorum.” (Barnard vd., 2013)
Theodore’un artık görüşmedikleri hâlde kafasında Catherine’le konuşması, kişinin, hayatına giren tüm insanlardan az ya da çok izler taşıdığını göstermektedir.
Kişi, sahip olduğu farklı benlikleri aynı zamanda toplumsal yaşamda sürekli performe etmek/sunmak zorundadır ve bu nedenle gündelik yaşamında büründüğü pek çok rol vardır. Hislerimiz çok çabuk değişse de, dışarıya karşı belli ölçülerde tutarlı ve stabil bir “ben”i sunmak zorundayızdır (Goffman, 2016:63). Bu “ben” aynı zamanda toplumsal olarak kabul gören sınırlardan oluşur. Sözgelimi Theodore, bir işletim sistemiyle ilişki yaşadığını Catherine’e söylediğinde, Catherine’den gelen yanıt karşısında Theodore’un duygudurumunun olumsuz yönde bir anda değiştiği görülmektedir.
“Theodore: Adı Samantha. Kendisi bir işletim sistemi. Çok karmaşık ve ilginç birisi.
Catherine: Bir dakika… Affedersin… Bilgisayarınla mı çıkıyorsun?
Theodore: O sadece bir bilgisayar değil. Kişiliği var. Sadece istediğim şeyleri yapmaktan ibaret değil.
Catherine: Gerçek hisleri kaldıramamana üzüldüm.
Theodore: Bunlar gerçek hisler.” (Barnard vd., 2013)
Burada dikkat çekici olan nokta, Theodore’ın, Samantha’yla olan ilişkisinden Catherine’e bahsetmeden önceki ve bahsettikten sonraki duygudurumu değişimdir. Duygudurumundaki bu değişimin nedeni, Catherine’in, Samantha’nın bir yapay zekâ işletim sistemi olduğunu öğrenmesinin akabinde Theodore’ın ilişkisini, “gerçek duyguları kaldıramama”nın bir tezahürü olarak değerlendirmesidir. Oysa bu yargıyla karşılaşmadan önce Theodore, Samantha’ya karşı olan hislerinin “gerçek”liğinden emindir ve ilişkisinden oldukça mutludur. Hattâ, Catherine’le bu konuşmayı yapmadan önce, Samantha’yla telefonla konuşurken hayli neşeli bir şekilde “Bir an önce (Catherine’le) boşanma kağıtları imzalayayım bitsin artık, yoluma bakmak istiyorum” dediği görülmektedir. Fakat herhangi bir konuyla ilgili duygu ve düşüncelerimizden ne kadar emin olursak olalım, aynı konuya ilişkin diğerlerinin tepkilerinden etkilenmememiz pek mümkün görünmemektedir. Nitekim Catherine’in tepkilerinin ardından Theodore’un neşesinden eser kalmadığı ve Samantha’yı gerçek olmamakla suçladığı görülmektedir. Amy ile konuşurken “Catherine gerçek hisleri kaldıramadığımı söyledi” diyerek hüzünlenmesi de bu durumu ne kadar çok kafasına taktığını göstermektedir. Burada gerçek hissin ne olduğu; çevrimiçi ilişkilerin hangi açılardan ve neye göre sahte olduğu da ayrıca bir tartışma konusudur.
Diğer kişilerden gelen tepkilerin her zaman somut bir şekilde görülmesi de gerekmeyebilir. Çünkü zihnimizde, genele dair oluşturduğumuz bir “öteki” her zaman mevcuttur. Benliğimizi bu “öteki”ye göre performe ederiz. Catherine, ötekinin bir uzantısıdır, toplumun bir yüzüdür aynı zamanda. Çünkü bir işletim sistemiyle romantik ilişki yaşamak, toplum tarafından henüz tercih edilir bir benlik performansı değildir. Hâlihazırda toplumsal yaşamda geçerli olan romantik ilişki formu, çevrimdışı hayatın somut bireylerinin yaşadığı ilişki formudur.
Çevrimdışındaki tüm bu benlik performansları aynı şekilde çevrimiçi ortamlar için de geçerlidir. Sözgelimi sosyal medyada oluşturduğumuz profiller “öteki”yi dikkate alarak oluşturduğumuz profillerdir. Çevrimiçi ve çevrimdışı dünyada kendimizi sürekli “öteki”ye göre oluşturur ve yapılandırırız. Yani benliğimizi oluşturmamız yetmez, onu sürekli yapılandırmamız da gerekir. Sosyal medyadaki profilimizi, değişen trendlere göre güncellememiz, benlik yapılandırmasının en billûr örneğidir.Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda, Her filmi, çevrimiçi ve çevrimdışı olanın iç içeliğini, çevrimiçi-dışı karakterler arasındaki ilişkiler üzerinden örerek, benlik kavrayışımızı çevrimiçini de içine alacak şekilde genişletmemiz gerektiğini göstermektedir. Filmdeki karakterler arasındaki ilişkilerin karmaşık, değişen/dönüşen yapısı, çevrimiçi-dışı ilişkisinin göründüğü kadar sabit/yüzeysel olmadığını ve bu ilişkinin, bir tarafın diğerine üstünlüğüyle açıklanamayacağını hatırlatmaktadır. Günümüzde benliğin şekillenmesinde çevrimiçi ve çevrimdışı ilişkilerin girift rolleri, özellikle filmin son sekansında, çevrimdışının somut karakteri olan Catherine ve çevrimiçinin sanal karakteri olan Samantha’nın Theodore’ın zihninde aynı önemde yer etmesiyle açıkça görülmektedir. Samantha, sürüm güncellemesinden dolayı silinerek çevrimdışı dünyadan ayrılmıştır fakat Theodore’un zihninde Samantha imgesi hâlâ yaşamaya devam etmektedir. Theodore, nasıl ki artık görüşmedikleri hâlde sık sık Catherine’le paylaştığı anıları hatırlıyor, zihninde onunla konuşuyorsa, Samantha çevrimdışı dünyadan ayrıldıktan sonra da onunla paylaştığı anıları hatırlayacak ve zihninde onunla konuşmaya devam edecektir. Yani bu iki karakter de Theodore’un benliğini şekillendirmeye devam edecektir.
Kaynakça
Barnard, C., Ellison, M., Farrey, N., Jonze, S., Landay, V., Lupi, D. (Yapımcı), Jonze, S. (Senarist) ve Jonze, S. (Yönetmen). (2013). Her [Film]. Amerika: Annapurna Pictures.
Dellaloğlu, B. F. (2015). Mesafeli Yakınlık: Facebook ve Twitter Çağının Yeni Toplumsallığı. Ö. Oğuzhan (Ed.). İletişimde Sosyal Medya Sosyal Medyada Etkileşim (s. 21-27) İstanbul: Kalkedon.
Goffman, E. (2016). Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu (B. Cezar, Çev.). İstanbul: Metis. (1959).
Hülür, H., Yaşın, C. (2016). İzleyiciden Kullanıcıya Yapı-Özne Sarkacı. H. Hülür, C. Yaşın (Ed.). Yeni Medya Kullanıcının Yükselişi (s. 7-38) Ankara: Ütopya.
Morva, O. (2016). Ben Kendim ve Dijital Benliğim: Dijital İletişim Çağında Benlik Kavramsallaştırması. N. Timisi (Der.). Dijital Kavramlar, Olanaklar, Deneyimler (s. 42-60) İstanbul: Kalkedon.


Her Filmi Ãzerinden Benlik-Dijital Benlik TartıÅması
Yazan: Åeyma Yıldırım, H.Ã. S.B.E. İletiÅim Bilimleri Y.Lisans ÃÄrencisi
Günümüzde benlik kavramını dijitallikten baÄımsız olarak ele almak, benlikle ilgili pek çok veçheyi kaçırmamıza neden olacaktır. Dijital Åirketler ve aÄlar, günümüz dünyasında öylesine güçlü bir hâkimiyet kurmuÅlardır ki, yalnızca benlik konusunu deÄil, herhangi bir konuyu dijitallikten baÄımsız düÅünmek olanaksız hâle gelmiÅtir. Buna mukabil, dijital olanaklara eriÅim konusunda, her toplumun yahut her toplumsal tabakanın eÅit eriÅim imkânına sahip olmadıÄına yönelik kuramlar da mevcuttur. Ãzellikle İnternet tabanlı bilgiye eriÅim konusundaki eÅitsizlikleri vurgulayan âbilgi uçurumu kuramıâ bu kuramlar arasındadır (Hülür ve YaÅın, 2016:8) Sosyo-ekonomik eÅitsizlikleri temel alan bu kuramlar, bize dünya nüfusunun tamamının dijital olanaklara ulaÅamadıÄını hatırlatmaktadır. Ancak ne var ki, özellikle İnternetâin ortaya çıkıÅıyla birlikte dijitallik, dünyanın tamamını etkisi altına alacak kadar güçlenmiÅtir. Dolayısıyla, dijital olanaklara sosyo-ekonomik yetersizliklerden dolayı ulaÅamamak bir yana, irâdî olarak uzak kalmayı seçsek bile, gündelik hayatımızı sürdürmekte oldukça zorlandıÄımızı görürürüz. İÅ/okul için bir e-mail adresine sahip olmamız ve e-maillerimizi sık sık kontrol etmemiz, ATMâlerden para iÅlemlerimizi halletmemiz gerekmektedir. Kısacası, çevremizdeki insanların ve olayların dâhil oldukları dijital ortamlara, hayattan geri kalmamak ve kent yaÅamını sürdürebilmek adına bizim de dâhil olmamız beklenmektedir. Dolayısıyla benlik kavrayıÅımızı da sanal dünyayı içine alacak Åekilde geniÅletmemiz gerekmektedir.
Benlik kavramı, en geniÅ anlamıyla âkiÅinin kendisi hakkında sahip olduÄu ve onu diÄer kiÅilerden ayıran imgeâye (Morva, 2016:41) atıfta bulunur. BenliÄin bu çevrimdıÅı anlamından hareketle, çevrimiçi ortamdaki dijital benliÄin âelektronik izleyicilerin ya da takipçilerin etkisi altında kendini tasarlayan/yaratan çevrimiçi bireyâ (Zhao, 2005:395) (akt. Morva, 2016:44) olduÄunu söyleyebiliriz. Günümüzde, benliÄin dijital ve dijital olmayan hâlleri, sürekli olarak birbirlerini etkileyip dönüÅtürmektedirler.
Spike Jonzeâun yönetmeni ve senaristi olduÄu, 2013 Amerikan yapımı AÅk (Her), öyküsü itibarıyla benlik ve dijital benlik kavrayıÅları üzerine düÅünmemize olanak veren bir filmdir. Filmin ana karakteri Theodore, karısıyla boÅanma aÅamasında olan ve bir senedir yalnız yaÅayan bir adamdır. TanımadıÄı insanların aÄzından tanımadıÄı baÅka insanlara mektup yazmakla görevlendirildiÄi âenguzelmektuplar.comâ isimli bir Åirkette çalıÅmaktadır. Theodore, genellikle bir kadının/erkeÄin eÅine/sevgilisine karÅı hislerini, anılarını detaylı olarak aktardıÄı bu mektupları yazarken, yakın plân çekimlerdeki mimiklerinden anlayabileceÄimiz üzere, âdeta o kiÅilerin yerine geçmektedir. ÃrneÄin, yazdıÄı mektuplardan bir tanesi, elli yaÅlarındaki bir çiftin hayatına dairdir:
âChrisâimeâ¦
Benim için ne kadar önemli olduÄunu nasıl anlatacaÄımı düÅünüp durdum. Sana aÅık olduÄun günü dün gibi hatırlıyorum. O küçük evde, yanında çırılçıplak yatıÅımı⦠Kendimi daha büyük bir Åeyin parçası gibi hissetmiÅtim. Anne babalarımız gibi. Ya da onların anne babalarının. Daha öncesinde hayatımı sanki her Åeyi biliyormuÅum gibi yaÅardım. Sonra parlak bir ıÅık gelip beni uyandırdı. O ıÅık sendin. Evleneli elli seneyi doldurduÄumuza inanamıyorum. Hâlâ bu güne kadar, her gün, kendimi ıÅıÄı yakıp uyandırdıÄın o genç kız gibi hissediyorum. Seninle beraber bu macerayı yaÅıyorum.
Nice yıldönümlerine,
AÅkım ve sonsuza dek dostum.
Loretta.â (Barnard vd., 2013)
Theodore ev ve iÅ yaÅamı arasında mekik dokurken bir gün yoldaki billboardda  dünyanın ilk yapay zekâ iÅletim sisteminin (OS1.) reklamıyla karÅılaÅır ve iÅletim sistemini satın almaya karar verir. Her filmi, Theodoreâun bu iÅletim sistemi yapay zekâsıyla (Samantha) yaÅadıÄı iliÅkiyi anlatır.
Filmin isminin Türkçeye âAÅkâ olarak çevrildiÄini ve filmle ilgili yapılan kritiklerin, genel olarak, Theodoreâun Samanthaâya olan aÅkı ekseninde yürütüldüÄünü görmekteyiz. Benlik inÅasında, aÅkın pekâlâ bir yerinin olduÄunu düÅünülebiliriz, fakat bu filmle ilgili yapılacak olan benlik tartıÅmaları yalnızca aÅk ekseninde yapıldıÄında, tartıÅmanın iki açıdan eksik kalacaÄını düÅünüyorum. Birincisi, kavramsal olarak âaÅkâın belirsizliÄi, bu eksende yürütülen benlik tartıÅmalarına saÄlam bir zemin sunma konusunda yetersiz kalacaktır. İkincisi, aÅk iliÅkisi kısıtıyla filmdeki yalnızca iki karakteri (Theodore ve Samantha) merkeze almak, benlik inÅası konusunda diÄer karakterlerin katkılarını ve birbirleriyle olan etkileÅimlerini tartıÅma dıÅı bırakacaktır. Bu açıdan yazımda, filmdeki çevrimiçi ve çevrimdıÅı karakterlerin birbirleriyle olan etkileÅimlerine odaklanan bir benlik tartıÅması yürütmeye çalıÅacaÄım.
Bir insanın benliÄi, tüm yaÅamı boyunca inÅa hâlindedir. TanıdıÄı tüm insanlar, okuduÄu tüm kitaplar, izlediÄi tüm filmler, kısacası tüm karÅılaÅmaları kiÅi üzerinde az ya da çok iz bırakır. Tüm bu izlerden oluÅan benlik, aynı zamanda kiÅiyi diÄerlerinden de ayırır. İçinde yaÅadıÄımız toplumun tüm deÄerleri, alıÅkanlıkları, kuralları zamanla öÄrendiÄimiz ve benliÄimizi Åekillendiren unsurlardır. Fakat bu unsurlar da sabit deÄildir, tarihsel ve toplumsal olarak deÄiÅime uÄrarlar. ÃrneÄin ulus devletler döneminde eÄitim ve aile gibi günümüze göre daha sabit kurumlarıyla temellenen bir toplumsallaÅma söz konusudur ve kiÅinin benliÄi bu yapı içinde Åekillenir. Günümüzde ise dijital iletiÅim olanaklarıyla birlikte, dijital bir toplumsallaÅma sürecinden bahsetmekteyiz (DellaloÄlu, 2015:21-22). Artık benliÄimizi oluÅturan parçalar arasında, kullandıÄımız sosyal medya ortamları, bilgisayar programları da yer almaktadır. Dolayısıyla yaÅam alıÅkanlıklarımız, duygulanımlarımız ve benliÄimiz, farklılaÅan iletiÅim pratiklerimizle birlikte deÄiÅime uÄramaktadır.
Filmdeki toplumsallaÅma ortamına baktıÄımızda, kiÅilerin dijital cihazlarla yoÄun olarak iliÅki kurduÄu, yüz yüze iletiÅimin az olduÄu bir toplumsallaÅma ortamı söz konusudur. Theodoreâun çevrimdıÅı ortamına dâhil edebileceÄimiz karakterler, boÅanmak üzere olduÄu karısı (Catherine) ve sosyal çevresindeki (yakın arkadaÅı Amy ve iÅ arkadaÅları) kiÅilerdir. Ãevrimiçi ortamında ise, iÅyerinde mektup yazdıÄı bilgisayar, cep telefonu, evde oynadıÄı hologram oyun ve Samantha yer almaktadır. Filmdeki dijital cihazlar, tamamen dokunmatik ve iÅitsel komutlarla çalıÅmaktadır. Yolda, metroda gördüÄümüz kiÅilerin hepsinin elinde bugünkü akıllı cep telefonu benzeri cihazlar vardır fakat bu cihazlarda veya bilgisayarlarda klavye bulunmamaktadır. Sözgelimi Theodore, cihaza âmelankolik bir Åarkı çalâ Åeklinde komut verdiÄinde melankolik Åarkı çalmaktadır, haberleri ve mailleri cihazdaki ses okumaktadır, mektuplar ve mailler de aynı Åekilde sesli komutla yazıya dökülmektedir. Bütün bunlar içinde belki de en ilginci, kiÅiler günümüzdeki gibi arama yoluyla doÄrudan konuÅmamaktadır, sesli komutlarla birbirlerine mail yollamakta, maili de cep telefonlarındaki âsesâ onlara okumaktadır. Bu açıdan film, okuma ve yazma gibi günümüz gündelik pratiklerinin dijital cihazlarla birlikte geçirdiÄi dönüÅümü, âsesâe yaptıÄı vurgu  üzerinden düÅünmemize olanak saÄlamaktadır. Nitekim Theodore, gündelik hayatında önemli bir yere sahip olan çevrimdıÅı ortamlarla, dokunma ve ses yoluyla etkileÅim kurmaktadır. Filmde ayrıca, çevrimiçi ve çevrimdıÅı ortamların birbirleriyle etkileÅim hâlinde olduklarına iÅaret eden örneklere de sık sık rastlanmaktadır. Sözgelimi bir sahnede hologram oyunundaki sanal karakter, Theodore ve Samanthaânın bir konuyu tartıÅırken kurdukları üçlü diyalog, çevrimiçi ve çevrimdıÅı dünyanın birbiriyle olan etkileÅimini en net Åekilde gösteren sahnelerden biridir.
Filmdeki iki karakterin (Theodore ve Theodoreâun yakın arkadaÅı Amy) yapay zekâ iÅletim sistemiyle (OS1.) iliÅkilendiklerini görmekteyiz. Bu iki karakterin çevrimiçi ve çevrimdıÅı hayatlarında yaÅadıkları benzer duygu ve deneyimler, filmi, Theodore merkezli salt bir âkent yaÅamındaki yalnız ve mutsuz adamâ temasından çıkararak, duygudurumlarını çevrimiçi dünyayla birlikte düÅünmemize olanak saÄlamaktadır. Theodoreâın boÅanma sürecindeki sıkıntıları ve mutsuzluÄu, Amyânin kocasıyla olan iliÅkisindeki sorunlar, iki karakterin çevrimiçi dünyaya dair hislerinde ortaklaÅtıkları noktadır. Theodore, sık sık karısıyla olan anılarını hatırlamaktadır ve iliÅkileri üzerine düÅünmekten, gündelik hayatın sadece gerekliliklerini yapan fakat hayattan zevk almayan bir hâline gelmiÅtir.  Ayrıca zaman zaman evlilik hayatını sevdiÄini hissetmekte ve o hayata buruk bir özlem duymaktadır. Amy ise kocasıyla olan iliÅkisinde oldukça mutsuz bir hâldedir. Ãünkü kocası kendisine üstten bir tavırla sürekli olumsuz eleÅtiriler yöneltmektedir. ÃrneÄin Amyânin tezi için hazırlamaya çalıÅtıÄı belgeselde, sadece annesini uyurken görürüz. Bir süre sonra kocası âHareket etmeyecek mi?â diye sorar, fakat Amy tam da insanların kendilerini en özgür hissettikleri hâli, uyku hâlini çekmek istediÄini ifade eder. Kocası ise annesiyle röportaj yapması gerektiÄini söyler. Sonuç olarak Amy, kocasının tavırları nedeniyle kendisini ve yaptıÄı Åeyleri deÄersiz hisseder ve benliÄi yaralanır.
Theodore ve Amyânin ortaklaÅtıÄı çevrimdıÅına dair sorunlar, aynı Åekilde çevrimiçi dünyanın onlara biraz nefes alma imkânı saÄlaması açısından da benzerlik göstermektedir. Theodore, Samanthaâya hissettiklerini anlatarak rahatlamaktadır. Samanthaâyla olan iliÅkisi, Theodoreâun gündelik yaÅama bu kez çevrimiçi olarak yeniden tutunmasına, yaÅamdan zevk almasına olanak tanır. Birlikte keyifli vakit geçirirler. Amy de aynı Åekilde, bir kadın yapay zekâyla arkadaÅlık kurarak çevrimdıÅı hayatın sıkıntılarından uzaklaÅır. Amy ve Theodoreâun, arkadaÅlık kurdukları yapay zekâ iÅletim sistemi hakkındaki düÅünceleri, kurdukları iliÅkilerden nasıl etkilendiklerini açıklamaktadır:
âAmy: O çok harika birisi. Ãok akıllı. Olayları sadece siyah ve beyaz olarak görmüyor. Gri yanları görüyor ve bana da gösteriyor. Birbirimize çok çabuk baÄlandık. BaÅta sadece bu Åekilde programlandıÄından dolayı olduÄunu düÅünüyordum ama hiç de öyle deÄil. Bir iÅletim sistemiyle baÄ kurmam garip, deÄil mi?
Theodore: Kendimi ona çok yakın hissediyorum. KonuÅtuÄumuzda sanki yanımdaymıŠgibi geliyor. Gece ıÅıkları kapatıp yatakta sarıldıÄımızda, sarılıyormuÅ gibi hissediyorum. Beni gerçekten de heyecanlandırıyor. Sanırım o da heyecanlanıyor, numara yapmıyorsa tabii.â (Barnard vd., 2013)
Aslında iÅletim sistemini nasıl tanımladıkları/betimledikleri, tüm hayatları boyunca benliklerinin oluÅumunda yeri olan insanların izlerini, dolayısıyla da bütün bu izlerden oluÅan kendi benliklerini yansıtmaktadır.  Filmde Theodoreâun benlik inÅasında yeri olan kiÅiler arasında âanneâ ve âeski karısıâ karakterleri görülmektedir. Yazılım kurulurken âannenizle iliÅkiniz nasıldı?â sorusuna Theodore, âAnnemle ilgili can sıkıcı olan konu Åu, ne zaman bir sorunumu anlatsam konuyu kendisine baÄlıyorâ cevabını vermiÅtir. Film boyunca da, Samanthaânın, onu gerçekten dinleyen, anlamaya çalıÅan, bahsettiÄi sorunlara karÅı kendisini iyi hissetmesini saÄlayacak, çoÄunlukla olumlu/yüreklendirici yanıtlar veren bir figür olduÄu görülmektedir:
âTheodore: Komik olan ne biliyor musun? Catherineâle ayrıldıÄımdan beri yazdıklarımdan zevk alamıyorum. Kendimi beÄenmiÅ gibi görünmeyeyim ama bazen öyle yazıyorum ki, en sevdiÄim yazar kendim oluveriyorum.
Samantha: Kendini böyle görmeni sevdim.
Theodore: Bunu baÅkasına söyleyemem, sadece sana. Aslında sana her Åeyi söyleyebilirim.â     (Barnard vd., 2013)
Burada dikkat çekici bir nokta da, duygu paylaÅımının Theodoreâdan Samanthaâya doÄru akan tek yönlü bir paylaÅım olmamasıdır. Samanthaânın da sevinçlerini, üzüntülerini, kendisi hakkındaki endiÅelerini Theodoreâla paylaÅması, çevrimiçi ve çevrimdıÅı dünya arasındaki etkileÅimi kuvvetlendici bir unsur olarak düÅünülebilir. İkisi arasında geçen Åu diyalog, bu etkileÅime iyi bir örnektir:
âTheodore: Bazen sanki hiç hissedemeyeceÄim Åeyleri hissettiÄimi düÅünüyorum. Sanki her Åeyi hissetmiÅim de, artık hiçbir Åey hissedemeyecekmiÅim gibi. Belki sadece hissettiklerimin daha azını hissedebilirim.
Samantha: Bunun doÄru olmadıÄından eminim. Seni hissederken gördüm. Bir Åeylerden zevk aldıÄını. Sadece belki de, Åu an farkında deÄilsin. Bu anlaÅılır bir Åey. Son zamanlarda baÅından pek çok Åey geçti. Bir parçanı kaybettin. Yani, en azından hislerin gerçek. Ne kadar rahatsız olduÄumu düÅünüyordum. KulaÄa tuhaf gelebilir, ama çok heyecanlıydım. Sonra, hissettiÄim diÄer Åeyleri düÅündüm. Sonra kendimle gurur duymaya baÅladım. Dünya hakkında hislere sahip olabildiÄim için. Seni merak ettiÄim zamanlar, canımı sıkan Åeyler, istediÄim Åeyler. Sonra Åu korkunç düÅünce⦠duygularım gerçek mi? Yoksa programımın bir parçası mı? Bu düÅünce gerçekten canımı acıttı. Sonra⦠acı hissettiÄim için kendime kızdım. Tüm bunların anlamı ne?
Theodore: Sen benim için gerçeksin Samantha.
Samantha: TeÅekkür ederim Theodore, bunun benim için anlamı büyük.â (Barnard vd., 2013)
Theodore, sosyal sınırlar nedeniyle ifade edemediÄi benliÄinin derinliklerindeki her Åeyi Samanthaâya anlatabileceÄini düÅünmektedir. Bu durum, Zhaoânun dijital benliÄin nitelikleri sınıflandırmasındaki dijital benliÄin içe yönelimli olması özelliÄini akla getirmektedir (Zhao, 2005)(akt. Morva, 2016:45). BenliÄin, boy, kilo, davranıÅlar gibi dıÅsal/fiziki boyutu ve düÅünceler, duygular gibi içsel boyutu olmak üzere iki boyutu olduÄu düÅünülürse, çevrimiçi ortamlar, benliÄin içsel boyutunu yansıtmada çevrimdıÅı ortama göre bireye daha rahat bir ortam saÄlayabilir. KiÅi çevrimiçi ortamlarda kendisini daha rahat ifade edebilir ve benliÄinde eksik gördüÄü yanları sanal karakterlerde bulmaya çalıÅabilir. Sözgelimi film boyunca Thedoreâun Samanthaâyla olan iliÅkisine dair sıkça duyduÄumuz âhayata karÅı heyecan duyan biriyle birlikte olmak çok güzelâ vurgusu, kendisine ve eski eÅi Catherineâle olan çevrimdıÅı iliÅkisinde âbulamadıklarınaâ dair de ipucu vermektedir:
âCatherine: GörüÅtüÄün birisi var mı?
Thedore: Evet, birkaç aydır birisiyle beraberim. AyrıldıÄımızdan beri baÅkası olmamıÅtı.
Catherine: Seni iyi etkilemiŠgibi görünüyor.
Thedore: Evet, iyiyim. En azından daha iyiyim. Bana gerçekten faydası oldu. Hayata karÅı heyecan duyan biriyle birlikte olmak çok güzel.
Catherine: Sanırım benden her zaman neÅeli, hayat dolu her Åeye olumlu bakan bir tip olmamı istedin. Ama ben böyle birisi deÄilim.â (Barnard vd., 2013)
Burada Catherineânin benlik oluÅumunda, Theodoreâun önemli bir yerinin olduÄu görülmektedir. Catherine, kendisine Theodoreâun gözünden baktıÄı ân, daha neÅeli, hayata daha pozitif bakan biri olması gerektiÄini düÅünmektedir ve bu durum kendisiyle çatıÅmasına neden olmaktadır. VerdiÄi cevapta da görüldüÄü gibi Catherine âöyle biriâ deÄildir ama Theodoreâun gözünden baktıÄında âöyle olması gerektiÄiniâ hisseden biridir. Samanthaânın bu özelliklere sahip biri olduÄu imâ edildiÄi andan itibaren de, kendisini onunla karÅılaÅtırıp incindiÄi görülmektedir. Hiç Åüphesiz kendimizi sürekli bir Åeylerle/birileriyle karÅılaÅtırmamız ve ötekinin gözünden kendimize bakmamız, benliÄimizi Åekillendirmede önemli bir yere sahiptir. Yani âkiÅinin, görüÅüne önem verdiÄi ne kadar insan grubu varsa, birbirinden farklı o kadar toplumsal benliÄi vardırâ (James, 1925) (akt. Goffman, 2016:56) denebilir. Lakin bu karÅılaÅtırma artık yalnızca insan grupları arasında deÄil, çevrimdıÅı-çevrimiçi, insan-yapay zekâ boyutlarıyla yeni bir evreye taÅınmıŠgörünmektedir. Catherineâi üzen/örseleyen nokta da âfair playâ içerisinde mücadele edemeyeceÄi bir rakiple/hasımla, yapay zekâyla karÅılaÅtırılmak olmuÅtur. Aynı Åekilde Theodoreâun benliÄi de Catherineâden izler taÅımaktadır, Samanthaânın âevli olmak nasıl bir Åey?â sorusu üzerine Theodoreâun verdiÄi yanıt bunu göstermektedir:
âTheodore: Zor olduÄu kesin. Ama hayatını biriyle paylaÅmak çok güzel bir duygu. Beraber büyüdük. Tüm master ve doktora tezlerini okurdum. O da benim yazdıÄım her Åeyi okurdu. Birbirimizi çok etkiledik. Onun olduÄu kiÅiyle ben çok farklıydım. Okul hayatında da çok baÅarılıydı. Ama evimizde hep bir ortak nokta buluyorduk. Aynı Åeylerden heyecanlanmayı öÄrendik. Kendimi onun için geliÅtirdim. Ve onun da büyümesini görmek heyecan vericiydi. İkimiz de birlikte büyüdük ve deÄiÅtik. Bu aynı zamanda zor kısmı zaten. Büyümek ve birbirimizden uzaklaÅmak. DiÄerini önemsemeden deÄiÅmek. Hâlâ arada sırada kafamın içinde onunla konuÅuyorum. TartıÅmalarımızı düÅünüyorum. SöylediÄi bir Åeye karÅı kendimi savunuyorum.â (Barnard vd., 2013)
Theodoreâun artık görüÅmedikleri hâlde kafasında Catherineâle konuÅması, kiÅinin, hayatına giren tüm insanlardan az ya da çok izler taÅıdıÄını göstermektedir.
KiÅi, sahip olduÄu farklı benlikleri aynı zamanda toplumsal yaÅamda sürekli performe etmek/sunmak  zorundadır ve bu nedenle gündelik yaÅamında büründüÄü pek çok rol vardır. Hislerimiz çok çabuk deÄiÅse de, dıÅarıya karÅı belli ölçülerde tutarlı ve stabil bir âbenâi sunmak zorundayızdır (Goffman, 2016:63). Bu âbenâ aynı zamanda toplumsal olarak kabul gören sınırlardan oluÅur. Sözgelimi Theodore, bir iÅletim sistemiyle iliÅki yaÅadıÄını Catherineâe söylediÄinde, Catherineâden gelen yanıt karÅısında Theodoreâun duygudurumunun olumsuz yönde bir anda deÄiÅtiÄi görülmektedir.
âTheodore: Adı Samantha. Kendisi bir iÅletim sistemi. Ãok karmaÅık ve ilginç birisi.
Catherine: Bir dakika⦠Affedersin⦠Bilgisayarınla mı çıkıyorsun?
Theodore: O sadece bir bilgisayar deÄil. KiÅiliÄi var. Sadece istediÄim Åeyleri yapmaktan ibaret deÄil.
Catherine: Gerçek hisleri kaldıramamana üzüldüm.
Theodore: Bunlar gerçek hisler.â (Barnard vd., 2013)
Burada dikkat çekici olan nokta, Theodoreâın, Samanthaâyla olan iliÅkisinden Catherineâe bahsetmeden önceki ve bahsettikten sonraki duygudurumu deÄiÅimdir. Duygudurumundaki bu deÄiÅimin nedeni, Catherineâin, Samanthaânın bir yapay zekâ iÅletim sistemi olduÄunu öÄrenmesinin akabinde Theodoreâın iliÅkisini, âgerçek duyguları kaldıramamaânın bir tezahürü olarak deÄerlendirmesidir. Oysa bu yargıyla karÅılaÅmadan önce Theodore, Samanthaâya karÅı olan hislerinin âgerçekâliÄinden emindir ve iliÅkisinden oldukça mutludur. Hattâ, Catherineâle bu konuÅmayı yapmadan önce, Samanthaâyla telefonla konuÅurken hayli neÅeli bir Åekilde âBir an önce (Catherineâle) boÅanma kaÄıtları imzalayayım bitsin artık, yoluma bakmak istiyorumâ dediÄi görülmektedir. Fakat herhangi bir konuyla ilgili duygu ve düÅüncelerimizden ne kadar emin olursak olalım, aynı konuya iliÅkin diÄerlerinin tepkilerinden etkilenmememiz pek mümkün görünmemektedir. Nitekim Catherineâin tepkilerinin ardından Theodoreâun neÅesinden eser kalmadıÄı ve Samanthaâyı gerçek olmamakla suçladıÄı görülmektedir. Amy ile konuÅurken âCatherine gerçek hisleri kaldıramadıÄımı söylediâ diyerek hüzünlenmesi de bu durumu ne kadar çok kafasına taktıÄını göstermektedir. Burada gerçek hissin ne olduÄu; çevrimiçi iliÅkilerin hangi açılardan ve neye göre sahte olduÄu da ayrıca bir tartıÅma konusudur.
DiÄer kiÅilerden gelen tepkilerin her zaman somut bir Åekilde görülmesi de gerekmeyebilir. Ãünkü zihnimizde, genele dair oluÅturduÄumuz bir âötekiâ her zaman mevcuttur. BenliÄimizi bu âötekiâye göre performe ederiz. Catherine, ötekinin bir uzantısıdır, toplumun bir yüzüdür aynı zamanda. Ãünkü bir iÅletim sistemiyle romantik iliÅki yaÅamak, toplum tarafından henüz tercih edilir bir benlik performansı deÄildir. Hâlihazırda toplumsal yaÅamda geçerli olan romantik iliÅki formu, çevrimdıÅı hayatın somut bireylerinin yaÅadıÄı iliÅki formudur.
ÃevrimdıÅındaki tüm bu benlik performansları aynı Åekilde çevrimiçi ortamlar için de geçerlidir. Sözgelimi sosyal medyada oluÅturduÄumuz profiller âötekiâyi dikkate alarak oluÅturduÄumuz profillerdir. Ãevrimiçi ve çevrimdıÅı dünyada kendimizi sürekli âötekiâye göre oluÅturur ve yapılandırırız. Yani benliÄimizi oluÅturmamız yetmez, onu sürekli yapılandırmamız da gerekir. Sosyal medyadaki profilimizi, deÄiÅen trendlere göre güncellememiz, benlik yapılandırmasının en billûr örneÄidir.Bütün bunlar göz önünde bulundurulduÄunda, Her filmi, çevrimiçi ve çevrimdıÅı olanın iç içeliÄini, çevrimiçi-dıÅı karakterler arasındaki iliÅkiler üzerinden örerek, benlik kavrayıÅımızı çevrimiçini de içine alacak Åekilde geniÅletmemiz gerektiÄini göstermektedir. Filmdeki karakterler arasındaki iliÅkilerin karmaÅık, deÄiÅen/dönüÅen yapısı, çevrimiçi-dıÅı iliÅkisinin göründüÄü kadar sabit/yüzeysel olmadıÄını ve bu iliÅkinin, bir tarafın diÄerine üstünlüÄüyle açıklanamayacaÄını hatırlatmaktadır. Günümüzde benliÄin Åekillenmesinde çevrimiçi ve çevrimdıÅı iliÅkilerin girift rolleri, özellikle filmin son sekansında, çevrimdıÅının somut karakteri olan Catherine ve çevrimiçinin sanal karakteri olan Samanthaânın Theodoreâın zihninde aynı önemde yer etmesiyle açıkça görülmektedir. Samantha, sürüm güncellemesinden dolayı silinerek çevrimdıÅı dünyadan ayrılmıÅtır fakat Theodoreâun zihninde Samantha imgesi hâlâ yaÅamaya devam etmektedir. Theodore, nasıl ki artık görüÅmedikleri hâlde sık sık Catherineâle paylaÅtıÄı anıları hatırlıyor, zihninde onunla konuÅuyorsa, Samantha çevrimdıÅı dünyadan ayrıldıktan sonra da onunla paylaÅtıÄı anıları hatırlayacak ve zihninde onunla konuÅmaya devam edecektir. Yani bu iki karakter de Theodoreâun benliÄini Åekillendirmeye devam edecektir.
Kaynakça
Barnard, C., Ellison, M., Farrey, N., Jonze, S., Landay, V., Lupi, D. (Yapımcı), Jonze, S. (Senarist) ve Jonze, S. (Yönetmen). (2013). Her [Film]. Amerika: Annapurna Pictures.
DellaloÄlu, B. F. (2015). Mesafeli Yakınlık: Facebook ve Twitter ÃaÄının Yeni ToplumsallıÄı. Ã. OÄuzhan (Ed.). İletiÅimde Sosyal Medya Sosyal Medyada EtkileÅim (s. 21-27) İstanbul: Kalkedon.
Goffman, E. (2016). Günlük YaÅamda BenliÄin Sunumu (B. Cezar, Ãev.). İstanbul: Metis. (1959).
Hülür, H., YaÅın, C. (2016). İzleyiciden Kullanıcıya Yapı-Ãzne Sarkacı. H. Hülür, C. YaÅın (Ed.). Yeni Medya Kullanıcının YükseliÅi (s. 7-38) Ankara: Ãtopya.
Morva, O. (2016). Ben Kendim ve Dijital BenliÄim: Dijital İletiÅim ÃaÄında Benlik KavramsallaÅtırması. N. Timisi (Der.). Dijital Kavramlar, Olanaklar, Deneyimler (s. 42-60) İstanbul: Kalkedon.


November 24, 2017
Enformasyon Teknolojilerinin Toplumsal Cinsiyete Bağlı Kullanımı: Japonya ve Türkiye Örneği
Doktora Tezi:
Enformasyon Teknolojilerinin Toplumsal Cinsiyete Bağlı Kullanımı: Japonya ve Türkiye Örneği
Hazırlayan:
F. Mutlu Binark
Ankara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Radyo-Televizyon ve Sinema Anabilim Dalı
Ankara-1999
Tezin tamamına PDF formatında ulaşmak için tıklayınız.


Enformasyon Teknolojilerinin Toplumsal Cinsiyete BaÄlı Kullanımı: Japonya ve Türkiye ÃrneÄi
Doktora Tezi:
Enformasyon Teknolojilerinin Toplumsal Cinsiyete BaÄlı Kullanımı: Japonya ve Türkiye ÃrneÄi
Hazırlayan:
F. Mutlu Binark
Ankara Ãniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Radyo-Televizyon ve Sinema Anabilim Dalı
Ankara-1999
Tezin tamamına PDF formatında ulaÅmak için tıklayınız.


November 22, 2017
Freedom House’un Ağda Özgürlük Raporu– 2017
Gayri Resmi Türkçe Özet: Gökçe Özsu
21 Kasım 2017
Freedom House’un her yıl internetteki özgürlük ve kısıtlılıklara dair gelişmeleri ele aldığı “Freedom on the Net- FOTN” isimli yıllık raporu geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Temmuz 2016’dan Mayıs 2017 tarihleri arasında 65 ülkedeki çevrimiçi aktivitelerini ele alan rapor bu yıl Amerikan başkanlık seçimlerinden sonra sosyal medyada yayılan yalan haberlere dair yapılan tartışmaları odağına aldı: “Demokrasiyi zayıflatmak için sosyal medyayı manipüle etmek” başlığıyla yayımlanan rapor internet ortamındaki fikir özgürlüğünü kısıtlamak ve internet sansürünü yaymak için başta hükümetlerce geliştirilen yeni yöntemlere dikkat çekiyor:
“Tüm dünyada hükümetlerin geçtiğimiz yıl boyunca sosyal medyadaki enformasyonu manipüle etmek için gösterdikleri çaba önemli ölçüde arttı. Çin ve Rus rejimleri, geçtiğimiz on yıl içinde, muhalifleri bastırmak ve çevrimiçi tartışmaları çarpıtmak için geliştirilen gizli yöntemlerin öncüsü olmakla birlikte, bu yöntemler küresel çapta yayıldı. Bu devlet destekli müdahaleler, özgürleştirici bir teknoloji olarak internet kavramına yönelik en büyük tehdidi oluşturuyor.
Çevrimiçi içerik manipülasyonu, web sitesi engellemesi ya da internet aktivitesinin kesilmesi gibi internet sansürüne yönelik doğrudan müdahalelere göre tespiti daha zor. Bu hızlıca yayılan tekniklerin etkileri potansiyel olarak demokrasiyi ve sivil aktivizmi tahrip ediyor. Devletin finanse ettiği sosyal medya manipülasyonları haber medyasına yönelik daha geniş kısıtlılarla birlikte objektif haberciliği ve açık toplumu dezenformasyona daha elverişli hale getiriyor. İçerik manipülasyonuna karşı koymak ve sosyal medyadaki güvenilirliği yeniden kurmak için zaman, kaynak ve yaratıcılık gerektiriyor. Bunun için gereken ilk adım, vatandaşların yalan haberlere ya da yanlış yönlendiren yorumları ayırt edebilmelerini sağlayacak kamusal eğitimi de kapsamalı. Buna bağlı olarak çevrimiçi siyasi kampanyalar, tıpkı çevrimdışı olanlarında olduğu gibi şeffaf olmalı. Teknoloji firmaları haber seçkilerinin arkasında yatan algoritmalarını yeniden gözden geçirmeli, Antidemokratik amaçlar için kullanılan sahte hesapları kapatacak hale getirmeli.
Diğer temel eğilimler
Devlet sansürleri mobil bağlantıyı hedef alıyor:
Geçtiğimiz yılki internet kapatmalarının yarısını mobil bağlantılar oluşturuyor. Mobil kapatmalarının çoğu, daha fazla hak arayışı içerisinde olmakla merkezi hükümetlerin otoritelerine meydan okuyan etnik ya da dini azınlık gruplarının bulunduğu bölgelerde gerçekleşti. (Tibet, Çin; Oromo bölgesi, Etiyopya gibi)
Daha fazla sayıda hükümet canlı video kısıtlıyor:
Belarus gibi ülkelerdeki mobil internet kesintileri politik protesto gösterilerini kitlesel izleyicilerine yayılmasını engellemek amacını taşıyor. Ancak yetkililer canlı video kısıtlamalarını kötüye kullanımının, çıplaklık ve şiddetin yayılmasını sağlayabileceğini not ederek kısıtlamaları gerekçelendiriyor.
Haber kanallarına, muhalefete ve hak savunucularına yönelik teknik saldırılar yükselişte:
Bağımsız bloglar ve haber siteleri sayısı artan bir şekilde DDos saldırılarıyla etkisiz hale getiriliyor. Aktivistlerin sosyal medya hesapları ya erişilemez hale getiriliyor ya da ele geçiriliyor. Muhalif politikacılar ve insan hakları savunucularının telefonları ya da bilgisayarları yasadışı bir şekilde ele geçirilip gözetimle tehdit ediliyor. Bahreyn, Azerbaycan, Meksika ve Çin gibi pek çok örnekte bağımsız adli analistler bu saldırıların arkasında hükümetlerin olduğunu belirtiyor.
VPN’lere yönelik yeni kısıtlamalar:
14 ülkede VPN’lere yönelik belli kısıtlamalar varken, 6 ülke geçtiğimiz yıl yeni VPN kısıtlamalarını açıkladı. Örneğin Çin, VPN’lerin kabul edilmesi şeklindeki bir kayıt sistemi öngören düzenlemeyi getirdi.
Çevrimiçi yurttaşlara ve çevrimiçi gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar önemli ölçüde artıyor.
Çevrimiçi ifadeye yönelik fiziksel saldırıların yaşandığı ülke sayısı geçtiğimiz yıl yüzde 50 arttı. 8 ülkede hassas konulardaki çevrimiçi ifadelerinden dolayı 8 kişi öldürüldü. Ürdün’de Hristiyan bir karikatüristin, İslamcı militanların cennete yönelik anlayışlarını hicveden bir karikatürü çevrimiçi yayınlamasının ardından vurularak öldürüldü. Myanmar’da bir araştırmacı gazeteci bir rüşvet iddiasını Facebook’ta paylaştığı için öldürüldü.
Küresel internet nüfusu:
Yüzde 36: özgür değil,
Yüzde 28: kısmen özgür,
Yüzde 23: özgür,
Yüzde 13: değerlendirilmedi.
İnternet özgürlüğü 32 ülkede düştü, sadece 13 ülkenin çoğu çok az bir ilerleme gösterdi.
Küresel düşüşü takip etmek:
Değerlendirmeye alınan 65 ülkeden 32’si Temmuz 2016’dan beri kapsamlı bir düşüş içerisinde. En büyük düşüşler Ukrayna, Mısır ve Türkiye’de gerçekleşti. Ukrayna’da, ülkedeki en yaygın sosyal ağ olan Rus şirket VKontakte ve en çok kullanılan arama motoru olan Yandex ulusal güvenlik gerekçesiyle kapatıldı. Mısır’da yetkililer Katarlı haber ağı Al-Jazeera, bağımsız haber sitesi Mada Masr ve blog platformu Medium’u da kapsayan 100’ün üzerinde web sitesini kapattı. Türkiye’de ise binlerce akıllı telefon kullanıcısı şifreli iletişim uygulaması By Lock ‘ı indirdiği gerekçesiyle gözaltına alındı. Uygulamanın Temmuz 2016’daki askeri darbe girişiminde kullanıldığı belirtilmekte.
Çin, üst üste üçüncü yılında da internet özgürlüğünü en kötü şekilde suistimal eden ülke. Çin hükümetinin kısıtlamaları Komünist Parti’nin 19. Ulusal Kongresi’nin gerçekleştiği Ekim 2017 tarihlerinde yoğunlaştı. Bu yılın kısıtlamaları yeni keşfedilen bir böcek türüne Başkan Xi’nin adının konmasının ardından bu türün yırtıcı özelliğinin ortaya çıkmasını referans gösteren tüm çevrimiçi içeriğin silinmesini öngören kısıtlamaları da içeriyor. Bu arada, Çinli şirketler, bir çeşit finansal puanlama sistemini anımsatan bütünleşik “sosyal kredi” sistemine doğru adımları da içeren bir ölçümleme sistemini başlattı. Bu sistem, insanların internet kullanma modellerinin sayısal skorlarca belirtilip hükümet ve finans kuruluşlarınca erişilebilmesini sağlıyor. Siber güvenlik yasasına göre yabancı şirketlerin 2018’e kadar Çinli internet kullanıcıların verilerini Çin’de depolanmasını öngörüyor. Uber, Evernote, LinkedIn, Apple ve AirBnB’nin de dahil olduğu pek çok şirket bu yasayı uygulamayı başladı.
Birleşik Devlet de internet özgürlüğündeki düşüşü yaşıyor. Her ne kadar çevrimiçi çevre canlı ve çeşitli olsa da yalan haberlerin yayılması ve aşırı partizan içerikler önemli etki yaratıyor. Yalan haberlerin yayılması, Kasım 2016’daki başkanlık seçimlerinde zirve yapmasına rağmen bir sorun olarak önemini koruyor.
Sadece 13 ülke internet özgürlüğü skorunu yükseltti. Pek çok olayda bu ilerleme kısıtlı kaldı ve ilgili politikalarda kapsamlı bir değişiklik yaratmadı. Örneğin Libya’da önceki yılların tersine, pek çok haber sitesine yönelik kısıtlamalar kaldırıldı ve hiçbir internet kullanıcısı çevrimiçi aktivitesinden dolayı hapsedilmedi. Bangladeş’te hükümetin 2015’teki Facebook, WhatsApp ve Viber gibi popüler uygulamalara yönelik geçici yasağın tekrarı görülmedi. Ve Özbekistan, değerlendirmedeki en kısıtlayıcı ülkelerden biri olarak, kamusal şikâyet kanalı olarak tasarlanan e-hükümet platformunu tanıtması sonrasında gelişen geniş çapta yurttaş etkileşimiyle kısıtlı bir ilerleme kat etti.
Küresel internet kullanıcıları istatistikleri:
3,4 milyar kişinin internete erişimi var. Bu kişilerin yüzde 63’ü, kullanıcıların politik, sosyal ve dini konulu içeriklerinden dolayı tutuklandığı ülkelerde yaşıyor. Yüzde 62’si Temmuz 2016’dan beri bireylerin çevrimiçi aktivitelerinden dolayı saldırıya uğradığı ya da öldürüldüğü ülkelerde yaşıyor. Yüzde 52’si geçtiğimiz yıl boyunca mesajlaşma uygulamalarının ya da sosyal medyanın engellendiği ülkelerde yaşıyor. Yüzde 47’si LGBTI sorunlarının tartışılmasının cezalandırıldığı ülkelerde, yüzde 43’ü politik sebeplerden dolayı mobil telefon erişiminin kısıtlandığı ülkelerde, yüzde 42’si ise hükümetlerin sosyal medyadaki eleştirilere karşı koymak için para karşılığında “kanaat önderleri” ordusu istihdam edildiği ülkelerde yaşıyor.
Önemli Gelişmeler
Hükümet yanlısı yorumcular halk desteği yalanını taslıyor
Hükümet yanlısı paralı yorumcular, değerlendirmedeki 65 ülkeden 30’unda görülüyor. Geçtiğimiz yıl bu sayı 23’tü ve şu an şimdiye dek görülen en yüksek seviyeye ulaştı. Bu ülkelerdeki güvenilir raporlara göre, hükümetler çevrimiçi tartışmaları içeriklerin sponsorlu özelliklerini apaçık ortaya koymadan manipüle etmek için ya personel çalıştırıyor ya da çeşitli üstlenicilere para ödüyor. Bu konudaki kantlar büyük ölçüde soruşturma raporlarına, sızıntı hükümet belgelerine ve akademik çalışmalara dayanıyor. Manipülasyonun üç temel amacı var: (1) Hükümete yalandan taban desteği sağlamak (suni kitle oluşturmak da deniyor), (2) hükümet muhaliflerine iftira atmak ve (3) çevrimiçi iletişimi tartışmalı konulardan uzak tutmak. Hükümet yanlısı yorumcular bunu gerçekleştirmek için pek çok yönteme başvuruyor. Çoğu baskıcı ülkede hükümet bürokrasisi üyeleri ya da kolluk güçleri politik tartışmaları doğrudan manipüle etmek için istihdam ediliyor. Diğer durumlarda, çevrimiçi manipülasyon iktidar partisinin siyasi danışmanlık ve PR firmalarınca dışarıdan sağlanıyor. Soruşturma raporları, sahibinin Başkan Putin ile yakın ilişkisi olan Rus “troll çiftliği” firması Internet Research Agency’nin bu konudaki rolünün altını çiziyor. Filipinler’de haberler Rodrigo Duerte yanlısı sahte hesapların yöneterek günde 10 dolar kazandıklarını söyleyen “klavye ordusu”nun eski üyelerinin sözlerini alıntılıyor. Türkiye’de ise sayısız rapor “AK troll” isimli organizasyona 6000 kişinin katılmak üzere iktidar partisi tarafından sosyal medyada muhaliflere karşı koymak üzere listelendiğini belirtiyor. Hükümeti eleştiren gazeteci ve akademisyenler Twitter üzerinden binlerce kullanıcı tarafından planlanmış tacize maruz kalıyor. Çin hükümeti çevrimiçi tartışmaları şekillendirmek için devlet memurlarının uzun bir listesini tutuyor, fakat artık bunlar iktidar partisinin gençlik örgütlenmesinin “ziganwu” adı verilen gönüllü sıradan üyelerini de kapsayan daha büyük bir ekosistemin küçük bir bileşeni. Resmî belgelerde Komünist Gençlik Birliği, süren “internet savaşında klavyelerini silah olarak kullanarak çevrimiçi vatanı savunan” insanlar olarak belirtiliyor.
Dezenformasyon Terimleri:
Hükümet yanlısı paralı yorumcular: hükümetler çevrimiçi tartışmaları içeriklerin sponsorlu özelliklerini apaçık ortaya koymadan manipüle etmek için ya personel çalıştırıyor ya da çeşitli üstlenicilere para ödüyor
Siyasi botlar: belli bir politik mesajın yayılması için sosyal medyada koordine bir şekilde kullanılan otomatik sahte hesaplar.
Çalıntı hesaplar: Dezenformasyon yaymak için muhalif medya sitelerini ya da sosyal medya hesaplarının hükümet yanlısı hackerlar tarafından ele geçirilmesi.
Seçimler etrafında dönen yalan haberler: Meşru haber kaynaklarına benzeyip maksimum dikkati çekmek ve seçmenleri etkilemek için kasıtlı bir şekilde yalan haber üretilmesi.
Hükümet yanlısı medya ve propaganda: politikleşmiş editoryel yönlendirme ya da hükümete bağlı girişimler tarafından ele geçirilmiş sahiplik ilişkileri tarafından siyasi haberciliği etkilemek amacıyla, sıklıkla para karşılığında çevrimiçi medya çevresini çarpıtmak.
65 ülke içerisinde, 33 ülkede hükümet yanlısı medyaya bulunuyor, 30’u paralı hükümet yanlısı yorumcu var, 20’sinde politik bot barındırılıyor, 16’sında seçimlerde yalan haber yayılıyor, 10’unda ise hesap ele geçiriliyor.
Botlar aktivistleri anlamsız ve nefret söylemiyle bastırıyor
Bulut servis sağlayıcı firması Imperva Incapsula’nın verilerine göre, botlar 2016’da tüm web trafiğinin yüzde 51,2’sini sağladı. Çoğu ticari amaçlar için otomatikleşmiş görevleri yerine getiriyordu. Örneğin, botlar bir web sitesinin sağlıklı işleyişini gözlemek, çevrimiçi ürün siparişi vermek masaüstü web sitesinden mobil uygulamaya yeni içerik çekmek için botlar hayati önem taşıyor. Zararlı botlar tasarım bakımından tanımlanamıyor ve 2013’ten beri bot aktivitesinin çoğunluğunu oluşturuyor. Hack, spam, içerik çalma ve kamusal tartışmalarda başkasıymış gibi görünmek için de kullanılabiliyor.
Yeni bir hashtag bir protesto ya da rüşvet skandalına dikkat çekmeye başladığında, hükümet yanlısı botlar Başkan Nieto yararına sistemle oynamak için iki metod geliştirdi. Birincisinde, botlar orijinal hashtag’i top-10 listesinden dışarı atan alternatif bir hashtag’i destekledi. “Hashtag zehirlemesi” olarak da bilinen ikinci yöntemle de botlar hükümet karşıtı hashtag’leri alakasız postlar eşliğinde bir akış halinde paylaştı. Hashtag zehirlemesinin gerçek hayatta bir karşılığı var: Polis hareketliliği haritasının ve güvenli çıkış rotalarının erişimi engellemesi. Böylece Meksika’daki pek çok barışçıl protestocu tehlikeli alanların bilgisini alamadı ve polisin aşırı müdahalesine maruz kaldı. Meksika’da 75 bin otomatik hesabın Twitter’da muhalefeti bastırmak için seferber edildiği tahmin ediliyor.
[image error]
Çalıntı hesaplar dezenformasyon yayıyor
En az 9 ülkede, dezenformasyon amacıyla hükümete ya da iktidar partisine şüpheli bir şekilde bağlı olduğu tahmin edilen hacker’lar haber sitelerini ve onların sosyal medya hesaplarını çaldı. Orta Doğu’da bir Katarlı devlet haber sitesinin hacklenmesi sonucu İran yanlısı görüşlerini paylaşmasının, üst düzey Katarlı yetkililerinin uluslararası bir kazaya uğramasıyla ilişkilendirildi. Her ne kadar Katar iddiaları reddetse de olay Suudi Arabistan’ın ve bölgedeki koalisyonun pek çok Katar bağlantılı haber sitelerini engellemesini de içeren bölgesel bir ambargosuyla sonuçlandı.
Türkiye’de ise hacker’lar prestijli gazetecilerin ve aktivistlerin hesaplarını hükümeti eleştirdikleri gerekçesiyle yalandan pişmanlık ve özür beyanı yayımlamak maksadıyla ele geçirdi. Access Now’un raporuna göre Venezuela, Myanmar ve Bahreyn’de hacker’lar “DoubleSwitch” saldırılarıyla dezenformasyon yayıyor. Bir onaylanmış hesaba erişildikten sonra kurtarma eposta adresini değiştirilerek hesap yönetimi de değiştiriliyor ve böylece kurbanın adı ile yeni bir hesap açılarak dezenformasyon yayılıyor. Bu olaylar çevrimiçi manipülasyonda zayıf siber güvenliğin rolünün altını çiziyor. Pek çok hacker, özellikle de kurbanların devlet destekli hacker’ların faaliyetlerinin devletin sahip olduğu telekomünikasyon şirketleri tarafından göz yumulması sonucu SMS tabanlı 2 adımlı doğrulamadaki zayıflıktan yararlanarak hesapları ele geçiriyor.
Yalan haberler yeni medya çevresinde yayılıyor
Yalan haberler yazılı basının doğduğu zamanlardan beri bulunuyor. Fakat yalan haber tedarikçileri daha fazla izleyiciye erişmek ve haber tüketicilerini yanlış yönlendirmek amacıyla son olarak sosyal medya ve arama motorlarının algoritmalarıyla oynamak gibi yeni yöntemler geliştirdi. Her ne kadar, yalan haber siteleri yeni olmasa da politik amaçlar için daha fazla kullanılıyor. İran’daki yönetim yanlısı aktörler uzun zamandır Batı karşıtı propaganda ve komplo teorileriyle doldurmak üzere persianbbc.ir sitesinin orijinal haline çok benzeyen siteler açıyor. Gerçek haber ve propagandayı birbirinden özellikle de aşırı partizan çevrelerin birbirlerini gerçekleri çarpıtmakla suçladıkları ayırt etmek çoğunlukla zordur. Medya ve fikir özgürlüğüne kuvvetli bir şekilde saygı gösterilen toplumlarda vatandaşların farklı haber kaynaklarına başvurmalarına izin verilir. Fakat, raporda bahsi geçen ülkelerin yarısından çoğunda çevrimiçi medyanın bulunduğu manzaranın sık dönen rüşvetler, politize edilmiş editoryel yönlendirme ce hükümet bağlantılı sahiplik ilişkilerince çarpıtıldığı gözlendi. En az 14 ülkede içerik manipülasyonunun türlü biçimlerini gerçekleştirmek üzere hükümetler internet özgürlüğünü açıkça kısıtladı.
Sadece çok az yer en az Rusya kadar devlet propagandası ve medyadaki yasal kısıtlamalar arasındaki iki yüzlü ilişkinin güçlü olduğu yerler olarak karşımıza çıkıyor. Günlük 3 binden daha fazla ziyaretçiye sahip blogger’lar kendi kişisel bilgilerini Rus hükümetine kaydettirmek ve kitle medyasını bağlayan düzenlemelere uymak zorunda. Arama motorları ve haber kaynakları kayıt altında olmayan haber sitelerini Ocak 2017’de giren yeni bir yasa çerçevesinde engellemeye başladı.
Manipülasyona Türlü Karşılıklar
Sorunlu bir eğilim olarak en az 14 ülkenin hükümeti içerik manipülasyonunun türlü biçimlerini gerçekleştirmek üzere internet özgürlüğünü açıkça kısıtladı. Ukrayna, Rusya’nın modern enformasyon savaşını deneyimleyen ilk ülkelerden biri olarak, Rus ajanlarının yürüttüğü Ukraynalı yalan haber sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında, Kırım’ın Rusya’nın parçası olma yönünde karar almış olduğu şeklindeki haberlere maruz kaldı. Buna karşılık olarak Ukrayna hükümeti aralarında Yandex, mail.ru, VKontakte ve Odnoklassniki gibi Ukrayna’da sıklıkla kullanılan Rusya tabanlı arama motorları ve sosyal medya sitelerine erişimi kapattı.
Pek çok demokratik ülke yalan haber fenomenine karşı konulacak karşılığın ölçüsünü tartışıyor ve dahası Google, Facebook ve Twitter gibi platformlardan hileli ya da yasadışı içeriklerin silinmesini istiyor. Almanya’da Ocak 2017’de geçen Sosyal Medya Uygulama Yasası şirketlere adli gözetim sürecini kenarda bırakan bir süreç sonunda yasadışı olduğuna karar verilen bir içeriği silmelerini zorunlu kılıyor. Yasa şirketlerin 50 milyon Euro’luk cezadan kaçınmak için bir meşru beyanları da içeren tartışmalı içerikleri önalıcı bir şekilde silmelerini teşvik edebilmesi bakımından problematik. Zaten kamuoyunun konuya olan artan farkındalığı internet şirketlerinin otomatik botları, yalan olarak işaretlenen ve yanlış yönlendiren haber içeriklerini silme konusundaki çabalarını katlamasına yönelik baskıyla sonuçlandı. 30 bin civarındaki sahte Facebook hesabı 2017 Fransız başkanlık seçimleri sürecinde silinirken, Google arama sıralamasını güvenilir haber kaynaklarını desteklemek amacıyla değiştirdi.
Devlet sansürü mobil bağlantıyı hedef alıyor
Freedom House’un değerlendirmeye aldığı 65 ülkeden 19’unda raporun hesaba kattığı zaman aralığında en az bir ağ kapatıldı. Bu sayı 2016’da 13, 2015’te 7’ydi. 19 ülkenin 10’unda yalnızca mobilde, diğer ülkelerde ise kesintilerden hem mobil hem de sabit hatlı internet aynı anda etkilendi. Yalnızca sabit hat internet kesintisi 2 ülkede gözlendi. Hükümetlerin mobili diğerlerinden ayırmasının çeşitli sebepleri var: Bunlardan birincisi, mobil internetin dünya çapında internet erişimine hâkim olması. 2016’da mobil erişim sabit hatlardan erişimi geride bıraktı.
Sorunlu bir şekilde artan eğilimle, en az 10 ülkedeki yetkililer etnik ve dini grupların yaşadığı belli bölgelerde kasıtlı olarak mobil bağlantıda kesintiye gitti. Örneğin Çin’deki Uygur ve Tibet toplulukları yıllardır düzenli mobil kesintiye maruz kalıyor. Sonuç olarak, kesintiler belli bir topluluğu yalnızca politik ve toplumsal taleplerine dikkat çekme konusunda değil aynı zamanda ekonomik kalkınmalarını ve eğitim olanaklarını kısıtlayarak sessiz bırakabiliyor.
Mobil bağlantıyı kesmek için kullanılan dolaylı yöntemler ise daha az dikkat çekmekle birlikte iletişimi sekteye uğratma konusunda doğrudan yöntemler gibi etkili. Geçtiğimiz yıla nazaran, belli bir popüler uygulamaya yönelik kısıtlama trendi devam ediyor. WhatsApp hala en çok hedef alınan uygulama, 65 ülkeden 12’sinde kısıtlılık yaşandı. Örneğin politik tutuklamaların yaşandığı dönemlerde Türk yetkililer WhatsApp’a yönelik erişimi kasıtlı olarak kısıtladı. Mobil veri fiyatlarına yönelik yapay düzenlemeler ve erişimi engellemek için kullanılan dolaylı yollardan biri. Örneğin Zimbabwe’de WhatsApp’ın erişime yeniden açılmasından sonra sivil örgütlenmeleri kısıtlamak için mobil veri fiyatlarını yüzde 500 yukarı çekti.
Gerçek zamanlı video akışı, 2015’in başında şu anda kullanımda olmayan mobil uygulama Meerkat’in çıkmasından sonra bir hayli popüler oldu. Pek çok uygulama canlı video akışı özelliği ekledi. Birleşik Devletler gibi demokrasiler dahi canlı akış araçları sosyal adalet konusunda kritik önem kazandı. Temmuz 2016’da Minnesota’da Philando Castile isimli siyahi bir motorcu polis tarafından ölümcül bir şekilde vurulduğu sırada kız arkadaşının sosyal medyada canlı video akışı yapması, olayın ulusal çapta duyulmasını sağladı.
Özellikle medya kuruluşlarının haberleri kapsamlı olarak aktarılmadığı ülkelerde gazeteciler, televizyon yayıncılığına alternatif oluşturacak bir şekilde canlı video akışını benimsedi. 2017 Mayıs seçimlerinden önce İran’daki reformistler Hassan Rouhani’nin ikinci dönem için adaylığını desteklemek için kampanyaları devlet televizyonu olarak yayıncılık tekeli IRIB’a taşımak yerine Instagram Live üzerinden yayınladı.
Hükümet sansürleri bu alanı da kapsadı. Bahreyn’de Enformasyon Bakanlığı Temmuz 2016’da haber sitelerinin canlı video akışı yapmalarını yasakladı. Nisan 2017’de Venezuela başkanı Maduro’ya yönelik protestoları yayınlayan websitelerin servis sağlayıcılarca engellenmesi emri verildi. Çin’de, güneydeki Guangdong ilinde polis binlerce canlı akış kanalını pornografi ve haberleri de barındıran diğer yasadışı içerikleri temizliği sırasında kapattı.
VPN’de hem kullanım hem kısıtlamalar artışta
6 ülke, Belarus, Çin, Mısır, Rusya, Türkiye ve BAE, geçtiğimiz yıl VPN servislerini kontrol altına almak için adım attı. Mısır hükümeti 2017’de VPN hizmeti sağlayan en az 5 siteyi sansürledi. VPN karşıtı kampanyalar kabul ettirmesi zor ve ayrıca popüler değil. Pek çok kişi VPN’i çeşitli amaçlarla kullanıyor. Şirket çalışanları do
[image error]
sya sunucularına uzaktan erişmek için VPN kullanırken, pek çok kişi de halka açık alanlardaki Wi-Fi ağlarındaki güvenlik sorunlarından dolayı VPN kullanıyor.
Çinli yetkililer geçtiğimiz yıl bir dizi düzenleme geçirdi. İlk olarak VPN sağlayıcılarını lisanslıyor, sonra servis sağlayıcılarına lisanslı olmayan VPN’leri engellemelerini gerekli kılıyor. Temmuz 2017’de Apple Çin’deki AppStore’da artık erişilemeyen VPN uygulamalarını duyurdu. Rusya’da ise engelli içeriklere erişmek için kullanılan VPN’leri sunan websitelerini servis sağlayıcılarına kaldırtan bir yasa geçirdi. Rusya ayrıca bir yurtdışı VPN sağlayıcısının yerel ofisini bastı, bir yabancı VPN
sağlayıcısına el koydu. VPN, hükümet yetkililerince kullanıcıların yasaklı içeriklere erişmesini sağlamak için ürettikleri VPN’lerin kullanıcıların aktivitelerinin devlet tarafından izlendiği İran dahil en az 9 ülkede yasaklı.
Çevrimiçi yurttaşlara ve çevrimiçi gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar önemli ölçüde artıyor.
Çevrimiçi aktivitelere karşı uygulanan fiziksel saldırılar 30 ülkede rapor edildi. Geçtiğimiz yıl bu sayı 20’ydi. 8 ülkede hassas konular hakkında çevrimiçi yazılar paylaşan kişilerin öldürüldüğü görüldü. Bu ülkelerin 4’ü, Brezilya, Meksika, Suriye ve Pakistan, geçtiğimiz üç yılda da benzer olaylara sahne oldu.
Dini gruplar da internete adapte oluyorlar. Kısıtlı tanıdıkların oluşturduğu gruplar içinde paylaşılan fikirler, din değiştirme ya da dini aşağılama olarak algılandığında sosyal medyayı bu tarz içerikler paylaşan kullanıcıları cezalandırmak için bir fırsat olarak gören aşırılıkçı grupların dikkatini daha çok çekiyor. Pakistan’da bir mahkemeden dine hakaret gerekçesiyle ceza almasına neden olan paylaştığı içerik sebebiyle bir üniversite öğrencisi kampüsortasında öldürüldü.


Freedom Houseâun AÄda Ãzgürlük Raporuâ 2017
Gayri Resmi Türkçe Ãzet: Gökçe Ãzsu
21 Kasım 2017
Freedom Houseâun her yıl internetteki özgürlük ve kısıtlılıklara dair geliÅmeleri ele aldıÄı âFreedom on the Net- FOTNâ isimli yıllık raporu geçtiÄimiz günlerde yayımlandı. Temmuz 2016âdan Mayıs 2017 tarihleri arasında 65 ülkedeki çevrimiçi aktivitelerini ele alan rapor bu yıl Amerikan baÅkanlık seçimlerinden sonra sosyal medyada yayılan yalan haberlere dair yapılan tartıÅmaları odaÄına aldı: âDemokrasiyi zayıflatmak için sosyal medyayı manipüle etmekâ baÅlıÄıyla yayımlanan rapor internet ortamındaki fikir özgürlüÄünü kısıtlamak ve internet sansürünü yaymak için baÅta hükümetlerce geliÅtirilen yeni yöntemlere dikkat çekiyor:
âTüm dünyada hükümetlerin geçtiÄimiz yıl boyunca sosyal medyadaki enformasyonu manipüle etmek için gösterdikleri çaba önemli ölçüde arttı. Ãin ve Rus rejimleri, geçtiÄimiz on yıl içinde, muhalifleri bastırmak ve çevrimiçi tartıÅmaları çarpıtmak için geliÅtirilen gizli yöntemlerin öncüsü olmakla birlikte, bu yöntemler küresel çapta yayıldı. Bu devlet destekli müdahaleler, özgürleÅtirici bir teknoloji olarak internet kavramına yönelik en büyük tehdidi oluÅturuyor.
Ãevrimiçi içerik manipülasyonu, web sitesi engellemesi ya da internet aktivitesinin kesilmesi gibi internet sansürüne yönelik doÄrudan müdahalelere göre tespiti daha zor. Bu hızlıca yayılan tekniklerin etkileri potansiyel olarak demokrasiyi ve sivil aktivizmi tahrip ediyor. Devletin finanse ettiÄi sosyal medya manipülasyonları haber medyasına yönelik daha geniÅ kısıtlılarla birlikte objektif haberciliÄi ve açık toplumu dezenformasyona daha elveriÅli hale getiriyor. İçerik manipülasyonuna karÅı koymak ve sosyal medyadaki güvenilirliÄi yeniden kurmak için zaman, kaynak ve yaratıcılık gerektiriyor. Bunun için gereken ilk adım, vatandaÅların yalan haberlere ya da yanlıŠyönlendiren yorumları ayırt edebilmelerini saÄlayacak kamusal eÄitimi de kapsamalı. Buna baÄlı olarak çevrimiçi siyasi kampanyalar, tıpkı çevrimdıÅı olanlarında olduÄu gibi Åeffaf olmalı. Teknoloji firmaları haber seçkilerinin arkasında yatan algoritmalarını yeniden gözden geçirmeli, Antidemokratik amaçlar için kullanılan sahte hesapları kapatacak hale getirmeli.
DiÄer temel eÄilimler
Devlet sansürleri mobil baÄlantıyı hedef alıyor:
GeçtiÄimiz yılki internet kapatmalarının yarısını mobil baÄlantılar oluÅturuyor. Mobil kapatmalarının çoÄu, daha fazla hak arayıÅı içerisinde olmakla merkezi hükümetlerin otoritelerine meydan okuyan etnik ya da dini azınlık gruplarının bulunduÄu bölgelerde gerçekleÅti. (Tibet, Ãin; Oromo bölgesi, Etiyopya gibi)
Daha fazla sayıda hükümet canlı video kısıtlıyor:
Belarus gibi ülkelerdeki mobil internet kesintileri politik protesto gösterilerini kitlesel izleyicilerine yayılmasını engellemek amacını taÅıyor. Ancak yetkililer canlı video kısıtlamalarını kötüye kullanımının, çıplaklık ve Åiddetin yayılmasını saÄlayabileceÄini not ederek kısıtlamaları gerekçelendiriyor.
Haber kanallarına, muhalefete ve hak savunucularına yönelik teknik saldırılar yükseliÅte:
BaÄımsız bloglar ve haber siteleri sayısı artan bir Åekilde DDos saldırılarıyla etkisiz hale getiriliyor. Aktivistlerin sosyal medya hesapları ya eriÅilemez hale getiriliyor ya da ele geçiriliyor. Muhalif politikacılar ve insan hakları savunucularının telefonları ya da bilgisayarları yasadıÅı bir Åekilde ele geçirilip gözetimle tehdit ediliyor. Bahreyn, Azerbaycan, Meksika ve Ãin gibi pek çok örnekte baÄımsız adli analistler bu saldırıların arkasında hükümetlerin olduÄunu belirtiyor.
VPNâlere yönelik yeni kısıtlamalar:
14 ülkede VPNâlere yönelik belli kısıtlamalar varken, 6 ülke geçtiÄimiz yıl yeni VPN kısıtlamalarını açıkladı. ÃrneÄin Ãin, VPNâlerin kabul edilmesi Åeklindeki bir kayıt sistemi öngören düzenlemeyi getirdi.
Ãevrimiçi yurttaÅlara ve çevrimiçi gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar önemli ölçüde artıyor.
Ãevrimiçi ifadeye yönelik fiziksel saldırıların yaÅandıÄı ülke sayısı geçtiÄimiz yıl yüzde 50 arttı. 8 ülkede hassas konulardaki çevrimiçi ifadelerinden dolayı 8 kiÅi öldürüldü. Ãrdünâde Hristiyan bir karikatüristin, İslamcı militanların cennete yönelik anlayıÅlarını hicveden bir karikatürü çevrimiçi yayınlamasının ardından vurularak öldürüldü. Myanmarâda bir araÅtırmacı gazeteci bir rüÅvet iddiasını Facebookâta paylaÅtıÄı için öldürüldü.
Küresel internet nüfusu:
Yüzde 36: özgür deÄil,
Yüzde 28: kısmen özgür,
Yüzde 23: özgür,
Yüzde 13: deÄerlendirilmedi.
İnternet özgürlüÄü 32 ülkede düÅtü, sadece 13 ülkenin çoÄu çok az bir ilerleme gösterdi.
Küresel düÅüÅü takip etmek:
DeÄerlendirmeye alınan 65 ülkeden 32âsi Temmuz 2016âdan beri kapsamlı bir düÅüŠiçerisinde. En büyük düÅüÅler Ukrayna, Mısır ve Türkiyeâde gerçekleÅti. Ukraynaâda, ülkedeki en yaygın sosyal aÄ olan Rus Åirket VKontakte ve en çok kullanılan arama motoru olan Yandex ulusal güvenlik gerekçesiyle kapatıldı. Mısırâda yetkililer Katarlı haber aÄı Al-Jazeera, baÄımsız haber sitesi Mada Masr ve blog platformu Mediumâu da kapsayan 100âün üzerinde web sitesini kapattı. Türkiyeâde ise binlerce akıllı telefon kullanıcısı Åifreli iletiÅim uygulaması By Lock âı indirdiÄi gerekçesiyle gözaltına alındı. Uygulamanın Temmuz 2016âdaki askeri darbe giriÅiminde kullanıldıÄı belirtilmekte.
Ãin, üst üste üçüncü yılında da internet özgürlüÄünü en kötü Åekilde suistimal eden ülke. Ãin hükümetinin kısıtlamaları Komünist Partiânin 19. Ulusal Kongresiânin gerçekleÅtiÄi Ekim 2017 tarihlerinde yoÄunlaÅtı. Bu yılın kısıtlamaları yeni keÅfedilen bir böcek türüne BaÅkan Xiânin adının konmasının ardından bu türün yırtıcı özelliÄinin ortaya çıkmasını referans gösteren tüm çevrimiçi içeriÄin silinmesini öngören kısıtlamaları da içeriyor. Bu arada, Ãinli Åirketler, bir çeÅit finansal puanlama sistemini anımsatan bütünleÅik âsosyal krediâ sistemine doÄru adımları da içeren bir ölçümleme sistemini baÅlattı. Bu sistem, insanların internet kullanma modellerinin sayısal skorlarca belirtilip hükümet ve finans kuruluÅlarınca eriÅilebilmesini saÄlıyor. Siber güvenlik yasasına göre yabancı Åirketlerin 2018âe kadar Ãinli internet kullanıcıların verilerini Ãinâde depolanmasını öngörüyor. Uber, Evernote, LinkedIn, Apple ve AirBnBânin de dahil olduÄu pek çok Åirket bu yasayı uygulamayı baÅladı.
BirleÅik Devlet de internet özgürlüÄündeki düÅüÅü yaÅıyor. Her ne kadar çevrimiçi çevre canlı ve çeÅitli olsa da yalan haberlerin yayılması ve aÅırı partizan içerikler önemli etki yaratıyor. Yalan haberlerin yayılması, Kasım 2016âdaki baÅkanlık seçimlerinde zirve yapmasına raÄmen bir sorun olarak önemini koruyor.
Sadece 13 ülke internet özgürlüÄü skorunu yükseltti. Pek çok olayda bu ilerleme kısıtlı kaldı ve ilgili politikalarda kapsamlı bir deÄiÅiklik yaratmadı. ÃrneÄin Libyaâda önceki yılların tersine, pek çok haber sitesine yönelik kısıtlamalar kaldırıldı ve hiçbir internet kullanıcısı çevrimiçi aktivitesinden dolayı hapsedilmedi. BangladeÅâte hükümetin 2015âteki Facebook, WhatsApp ve Viber gibi popüler uygulamalara yönelik geçici yasaÄın tekrarı görülmedi. Ve Ãzbekistan, deÄerlendirmedeki en kısıtlayıcı ülkelerden biri olarak, kamusal Åikâyet kanalı olarak tasarlanan e-hükümet platformunu tanıtması sonrasında geliÅen geniŠçapta yurttaÅ etkileÅimiyle kısıtlı bir ilerleme kat etti.
Küresel internet kullanıcıları istatistikleri:
3,4 milyar kiÅinin internete eriÅimi var. Bu kiÅilerin yüzde 63âü, kullanıcıların politik, sosyal ve dini konulu içeriklerinden dolayı tutuklandıÄı ülkelerde yaÅıyor. Yüzde 62âsi Temmuz 2016âdan beri bireylerin çevrimiçi aktivitelerinden dolayı saldırıya uÄradıÄı ya da öldürüldüÄü ülkelerde yaÅıyor. Yüzde 52âsi geçtiÄimiz yıl boyunca mesajlaÅma uygulamalarının ya da sosyal medyanın engellendiÄi ülkelerde yaÅıyor. Yüzde 47âsi LGBTI sorunlarının tartıÅılmasının cezalandırıldıÄı ülkelerde, yüzde 43âü politik sebeplerden dolayı mobil telefon eriÅiminin kısıtlandıÄı ülkelerde, yüzde 42âsi ise hükümetlerin sosyal medyadaki eleÅtirilere karÅı koymak için para karÅılıÄında âkanaat önderleriâ ordusu istihdam edildiÄi ülkelerde yaÅıyor.
Ãnemli GeliÅmeler
Hükümet yanlısı yorumcular halk desteÄi yalanını taslıyor
Hükümet yanlısı paralı yorumcular, deÄerlendirmedeki 65 ülkeden 30âunda görülüyor. GeçtiÄimiz yıl bu sayı 23âtü ve Åu an Åimdiye dek görülen en yüksek seviyeye ulaÅtı. Bu ülkelerdeki güvenilir raporlara göre, hükümetler çevrimiçi tartıÅmaları içeriklerin sponsorlu özelliklerini apaçık ortaya koymadan manipüle etmek için ya personel çalıÅtırıyor ya da çeÅitli üstlenicilere para ödüyor. Bu konudaki kantlar büyük ölçüde soruÅturma raporlarına, sızıntı hükümet belgelerine ve akademik çalıÅmalara dayanıyor. Manipülasyonun üç temel amacı var: (1) Hükümete yalandan taban desteÄi saÄlamak (suni kitle oluÅturmak da deniyor), (2) hükümet muhaliflerine iftira atmak ve (3) çevrimiçi iletiÅimi tartıÅmalı konulardan uzak tutmak. Hükümet yanlısı yorumcular bunu gerçekleÅtirmek için pek çok yönteme baÅvuruyor. ÃoÄu baskıcı ülkede hükümet bürokrasisi üyeleri ya da kolluk güçleri politik tartıÅmaları doÄrudan manipüle etmek için istihdam ediliyor. DiÄer durumlarda, çevrimiçi manipülasyon iktidar partisinin siyasi danıÅmanlık ve PR firmalarınca dıÅarıdan saÄlanıyor. SoruÅturma raporları, sahibinin BaÅkan Putin ile yakın iliÅkisi olan Rus âtroll çiftliÄiâ firması Internet Research Agencyânin bu konudaki rolünün altını çiziyor. Filipinlerâde haberler Rodrigo Duerte yanlısı sahte hesapların yöneterek günde 10 dolar kazandıklarını söyleyen âklavye ordusuânun eski üyelerinin sözlerini alıntılıyor. Türkiyeâde ise sayısız rapor âAK trollâ isimli organizasyona 6000 kiÅinin katılmak üzere iktidar partisi tarafından sosyal medyada muhaliflere karÅı koymak üzere listelendiÄini belirtiyor. Hükümeti eleÅtiren gazeteci ve akademisyenler Twitter üzerinden binlerce kullanıcı tarafından planlanmıŠtacize maruz kalıyor. Ãin hükümeti çevrimiçi tartıÅmaları Åekillendirmek için devlet memurlarının uzun bir listesini tutuyor, fakat artık bunlar iktidar partisinin gençlik örgütlenmesinin âziganwuâ adı verilen gönüllü sıradan üyelerini de kapsayan daha büyük bir ekosistemin küçük bir bileÅeni. Resmî belgelerde Komünist Gençlik BirliÄi, süren âinternet savaÅında klavyelerini silah olarak kullanarak çevrimiçi vatanı savunanâ insanlar olarak belirtiliyor.
Dezenformasyon Terimleri:
Hükümet yanlısı paralı yorumcular: hükümetler çevrimiçi tartıÅmaları içeriklerin sponsorlu özelliklerini apaçık ortaya koymadan manipüle etmek için ya personel çalıÅtırıyor ya da çeÅitli üstlenicilere para ödüyor
Siyasi botlar: belli bir politik mesajın yayılması için sosyal medyada koordine bir Åekilde kullanılan otomatik sahte hesaplar.
Ãalıntı hesaplar: Dezenformasyon yaymak için muhalif medya sitelerini ya da sosyal medya hesaplarının hükümet yanlısı hackerlar tarafından ele geçirilmesi.
Seçimler etrafında dönen yalan haberler: MeÅru haber kaynaklarına benzeyip maksimum dikkati çekmek ve seçmenleri etkilemek için kasıtlı bir Åekilde yalan haber üretilmesi.
Hükümet yanlısı medya ve propaganda: politikleÅmiÅ editoryel yönlendirme ya da hükümete baÄlı giriÅimler tarafından ele geçirilmiÅ sahiplik iliÅkileri tarafından siyasi haberciliÄi etkilemek amacıyla, sıklıkla para karÅılıÄında çevrimiçi medya çevresini çarpıtmak.
65 ülke içerisinde, 33 ülkede hükümet yanlısı medyaya bulunuyor, 30âu paralı hükümet yanlısı yorumcu var, 20âsinde politik bot barındırılıyor, 16âsında seçimlerde yalan haber yayılıyor, 10âunda ise hesap ele geçiriliyor.
Botlar aktivistleri anlamsız ve nefret söylemiyle bastırıyor
Bulut servis saÄlayıcı firması Imperva Incapsulaânın verilerine göre, botlar 2016âda tüm web trafiÄinin yüzde 51,2âsini saÄladı. ÃoÄu ticari amaçlar için otomatikleÅmiÅ görevleri yerine getiriyordu. ÃrneÄin, botlar bir web sitesinin saÄlıklı iÅleyiÅini gözlemek, çevrimiçi ürün sipariÅi vermek masaüstü web sitesinden mobil uygulamaya yeni içerik çekmek için botlar hayati önem taÅıyor. Zararlı botlar tasarım bakımından tanımlanamıyor ve 2013âten beri bot aktivitesinin çoÄunluÄunu oluÅturuyor. Hack, spam, içerik çalma ve kamusal tartıÅmalarda baÅkasıymıŠgibi görünmek için de kullanılabiliyor.
Yeni bir hashtag bir protesto ya da rüÅvet skandalına dikkat çekmeye baÅladıÄında, hükümet yanlısı botlar BaÅkan Nieto yararına sistemle oynamak için iki metod geliÅtirdi. Birincisinde, botlar orijinal hashtagâi top-10 listesinden dıÅarı atan alternatif bir hashtagâi destekledi. âHashtag zehirlemesiâ olarak da bilinen ikinci yöntemle de botlar hükümet karÅıtı hashtagâleri alakasız postlar eÅliÄinde bir akıŠhalinde paylaÅtı. Hashtag zehirlemesinin gerçek hayatta bir karÅılıÄı var: Polis hareketliliÄi haritasının ve güvenli çıkıŠrotalarının eriÅimi engellemesi. Böylece Meksikaâdaki pek çok barıÅçıl protestocu tehlikeli alanların bilgisini alamadı ve polisin aÅırı müdahalesine maruz kaldı. Meksikaâda 75 bin otomatik hesabın Twitterâda muhalefeti bastırmak için seferber edildiÄi tahmin ediliyor.
[image error]
Ãalıntı hesaplar dezenformasyon yayıyor
En az 9 ülkede, dezenformasyon amacıyla hükümete ya da iktidar partisine Åüpheli bir Åekilde baÄlı olduÄu tahmin edilen hackerâlar haber sitelerini ve onların sosyal medya hesaplarını çaldı. Orta DoÄuâda bir Katarlı devlet haber sitesinin hacklenmesi sonucu İran yanlısı görüÅlerini paylaÅmasının, üst düzey Katarlı yetkililerinin uluslararası bir kazaya uÄramasıyla iliÅkilendirildi. Her ne kadar Katar iddiaları reddetse de olay Suudi Arabistanâın ve bölgedeki koalisyonun pek çok Katar baÄlantılı haber sitelerini engellemesini de içeren bölgesel bir ambargosuyla sonuçlandı.
Türkiyeâde ise hackerâlar prestijli gazetecilerin ve aktivistlerin hesaplarını hükümeti eleÅtirdikleri gerekçesiyle yalandan piÅmanlık ve özür beyanı yayımlamak maksadıyla ele geçirdi. Access Nowâun raporuna göre Venezuela, Myanmar ve Bahreynâde hackerâlar âDoubleSwitchâ saldırılarıyla dezenformasyon yayıyor. Bir onaylanmıŠhesaba eriÅildikten sonra kurtarma eposta adresini deÄiÅtirilerek hesap yönetimi de deÄiÅtiriliyor ve böylece kurbanın adı ile yeni bir hesap açılarak dezenformasyon yayılıyor. Bu olaylar çevrimiçi manipülasyonda zayıf siber güvenliÄin rolünün altını çiziyor. Pek çok hacker, özellikle de kurbanların devlet destekli hackerâların faaliyetlerinin devletin sahip olduÄu telekomünikasyon Åirketleri tarafından göz yumulması sonucu SMS tabanlı 2 adımlı doÄrulamadaki zayıflıktan yararlanarak hesapları ele geçiriyor.
Yalan haberler yeni medya çevresinde yayılıyor
Yalan haberler yazılı basının doÄduÄu zamanlardan beri bulunuyor. Fakat yalan haber tedarikçileri daha fazla izleyiciye eriÅmek ve haber tüketicilerini yanlıŠyönlendirmek amacıyla son olarak sosyal medya ve arama motorlarının algoritmalarıyla oynamak gibi yeni yöntemler geliÅtirdi. Her ne kadar, yalan haber siteleri yeni olmasa da politik amaçlar için daha fazla kullanılıyor. İranâdaki yönetim yanlısı aktörler uzun zamandır Batı karÅıtı propaganda ve komplo teorileriyle doldurmak üzere persianbbc.ir sitesinin orijinal haline çok benzeyen siteler açıyor. Gerçek haber ve propagandayı birbirinden özellikle de aÅırı partizan çevrelerin birbirlerini gerçekleri çarpıtmakla suçladıkları ayırt etmek çoÄunlukla zordur. Medya ve fikir özgürlüÄüne kuvvetli bir Åekilde saygı gösterilen toplumlarda vatandaÅların farklı haber kaynaklarına baÅvurmalarına izin verilir. Fakat, raporda bahsi geçen ülkelerin yarısından çoÄunda çevrimiçi medyanın bulunduÄu manzaranın sık dönen rüÅvetler, politize edilmiÅ editoryel yönlendirme ce hükümet baÄlantılı sahiplik iliÅkilerince çarpıtıldıÄı gözlendi. En az 14 ülkede içerik manipülasyonunun türlü biçimlerini gerçekleÅtirmek üzere hükümetler internet özgürlüÄünü açıkça kısıtladı.
Sadece çok az yer en az Rusya kadar devlet propagandası ve medyadaki yasal kısıtlamalar arasındaki iki yüzlü iliÅkinin güçlü olduÄu yerler olarak karÅımıza çıkıyor. Günlük 3 binden daha fazla ziyaretçiye sahip bloggerâlar kendi kiÅisel bilgilerini Rus hükümetine kaydettirmek ve kitle medyasını baÄlayan düzenlemelere uymak zorunda. Arama motorları ve haber kaynakları kayıt altında olmayan haber sitelerini Ocak 2017âde giren yeni bir yasa çerçevesinde engellemeye baÅladı.
Manipülasyona Türlü KarÅılıklar
 Sorunlu bir eÄilim olarak en az 14 ülkenin hükümeti içerik manipülasyonunun türlü biçimlerini gerçekleÅtirmek üzere internet özgürlüÄünü açıkça kısıtladı. Ukrayna, Rusyaânın modern enformasyon savaÅını deneyimleyen ilk ülkelerden biri olarak, Rus ajanlarının yürüttüÄü Ukraynalı yalan haber sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında, Kırımâın Rusyaânın parçası olma yönünde karar almıŠolduÄu Åeklindeki haberlere maruz kaldı. Buna karÅılık olarak Ukrayna hükümeti aralarında Yandex, mail.ru, VKontakte ve Odnoklassniki gibi Ukraynaâda sıklıkla kullanılan Rusya tabanlı arama motorları ve sosyal medya sitelerine eriÅimi kapattı.
Pek çok demokratik ülke yalan haber fenomenine karÅı konulacak karÅılıÄın ölçüsünü tartıÅıyor ve dahası Google, Facebook ve Twitter gibi platformlardan hileli ya da yasadıÅı içeriklerin silinmesini istiyor. Almanyaâda Ocak 2017âde geçen Sosyal Medya Uygulama Yasası Åirketlere adli gözetim sürecini kenarda bırakan bir süreç sonunda yasadıÅı olduÄuna karar verilen bir içeriÄi silmelerini zorunlu kılıyor. Yasa Åirketlerin 50 milyon Euroâluk cezadan kaçınmak için bir meÅru beyanları da içeren tartıÅmalı içerikleri önalıcı bir Åekilde silmelerini teÅvik edebilmesi bakımından problematik. Zaten kamuoyunun konuya olan artan farkındalıÄı internet Åirketlerinin otomatik botları, yalan olarak iÅaretlenen ve yanlıŠyönlendiren haber içeriklerini silme konusundaki çabalarını katlamasına yönelik baskıyla sonuçlandı. 30 bin civarındaki sahte Facebook hesabı 2017 Fransız baÅkanlık seçimleri sürecinde silinirken, Google arama sıralamasını güvenilir haber kaynaklarını desteklemek amacıyla deÄiÅtirdi.
Devlet sansürü mobil baÄlantıyı hedef alıyor
 Freedom Houseâun deÄerlendirmeye aldıÄı 65 ülkeden 19âunda raporun hesaba kattıÄı zaman aralıÄında en az bir aÄ kapatıldı. Bu sayı 2016âda 13, 2015âte 7âydi. 19 ülkenin 10âunda yalnızca mobilde, diÄer ülkelerde ise kesintilerden hem mobil hem de sabit hatlı internet aynı anda etkilendi. Yalnızca sabit hat internet kesintisi 2 ülkede gözlendi. Hükümetlerin mobili diÄerlerinden ayırmasının çeÅitli sebepleri var: Bunlardan birincisi, mobil internetin dünya çapında internet eriÅimine hâkim olması. 2016âda mobil eriÅim sabit hatlardan eriÅimi geride bıraktı.
Sorunlu bir Åekilde artan eÄilimle, en az 10 ülkedeki yetkililer etnik ve dini grupların yaÅadıÄı belli bölgelerde kasıtlı olarak mobil baÄlantıda kesintiye gitti. ÃrneÄin Ãinâdeki Uygur ve Tibet toplulukları yıllardır düzenli mobil kesintiye maruz kalıyor. Sonuç olarak, kesintiler belli bir topluluÄu yalnızca politik ve toplumsal taleplerine dikkat çekme konusunda deÄil aynı zamanda ekonomik kalkınmalarını ve eÄitim olanaklarını kısıtlayarak sessiz bırakabiliyor.
Mobil baÄlantıyı kesmek için kullanılan dolaylı yöntemler ise daha az dikkat çekmekle birlikte iletiÅimi sekteye uÄratma konusunda doÄrudan yöntemler gibi etkili. GeçtiÄimiz yıla nazaran, belli bir popüler uygulamaya yönelik kısıtlama trendi devam ediyor. WhatsApp hala en çok hedef alınan uygulama, 65 ülkeden 12âsinde kısıtlılık yaÅandı. ÃrneÄin politik tutuklamaların yaÅandıÄı dönemlerde Türk yetkililer WhatsAppâa yönelik eriÅimi kasıtlı olarak kısıtladı. Mobil veri fiyatlarına yönelik yapay düzenlemeler ve eriÅimi engellemek için kullanılan dolaylı yollardan biri. ÃrneÄin Zimbabweâde WhatsAppâın eriÅime yeniden açılmasından sonra sivil örgütlenmeleri kısıtlamak için mobil veri fiyatlarını yüzde 500 yukarı çekti.
Gerçek zamanlı video akıÅı, 2015âin baÅında Åu anda kullanımda olmayan mobil uygulama Meerkatâin çıkmasından sonra bir hayli popüler oldu. Pek çok uygulama canlı video akıÅı özelliÄi ekledi. BirleÅik Devletler gibi demokrasiler dahi canlı akıŠaraçları sosyal adalet konusunda kritik önem kazandı. Temmuz 2016âda Minnesotaâda Philando Castile isimli siyahi bir motorcu polis tarafından ölümcül bir Åekilde vurulduÄu sırada kız arkadaÅının sosyal medyada canlı video akıÅı yapması, olayın ulusal çapta duyulmasını saÄladı.
Ãzellikle medya kuruluÅlarının haberleri kapsamlı olarak aktarılmadıÄı ülkelerde gazeteciler, televizyon yayıncılıÄına alternatif oluÅturacak bir Åekilde canlı video akıÅını benimsedi. 2017 Mayıs seçimlerinden önce İranâdaki reformistler Hassan Rouhaniânin ikinci dönem için adaylıÄını desteklemek için kampanyaları devlet televizyonu olarak yayıncılık tekeli IRIBâa taÅımak yerine Instagram Live üzerinden yayınladı.
Hükümet sansürleri bu alanı da kapsadı. Bahreynâde Enformasyon BakanlıÄı Temmuz 2016âda haber sitelerinin canlı video akıÅı yapmalarını yasakladı. Nisan 2017âde Venezuela baÅkanı Maduroâya yönelik protestoları yayınlayan websitelerin servis saÄlayıcılarca engellenmesi emri verildi. Ãinâde, güneydeki Guangdong ilinde polis binlerce canlı akıŠkanalını pornografi ve haberleri de barındıran diÄer yasadıÅı içerikleri temizliÄi sırasında kapattı.
VPNâde hem kullanım hem kısıtlamalar artıÅta
 6 ülke, Belarus, Ãin, Mısır, Rusya, Türkiye ve BAE, geçtiÄimiz yıl VPN servislerini kontrol altına almak için adım attı. Mısır hükümeti 2017âde VPN hizmeti saÄlayan en az 5 siteyi sansürledi. VPN karÅıtı kampanyalar kabul ettirmesi zor ve ayrıca popüler deÄil. Pek çok kiÅi VPNâi çeÅitli amaçlarla kullanıyor. Åirket çalıÅanları do
[image error]
sya sunucularına uzaktan eriÅmek için VPN kullanırken, pek çok kiÅi de halka açık alanlardaki Wi-Fi aÄlarındaki güvenlik sorunlarından dolayı VPN kullanıyor.
Ãinli yetkililer geçtiÄimiz yıl bir dizi düzenleme geçirdi. İlk olarak VPN saÄlayıcılarını lisanslıyor, sonra servis saÄlayıcılarına lisanslı olmayan VPNâleri engellemelerini gerekli kılıyor. Temmuz 2017âde Apple Ãinâdeki AppStoreâda artık eriÅilemeyen VPN uygulamalarını duyurdu. Rusyaâda ise engelli içeriklere eriÅmek için kullanılan VPNâleri sunan websitelerini servis saÄlayıcılarına kaldırtan bir yasa geçirdi. Rusya ayrıca bir yurtdıÅı VPN saÄlayıcısının yerel ofisini bastı, bir yabancı VPN
saÄlayıcısına el koydu. VPN, hükümet yetkililerince kullanıcıların yasaklı içeriklere eriÅmesini saÄlamak için ürettikleri VPNâlerin kullanıcıların aktivitelerinin devlet tarafından izlendiÄi İran dahil en az 9 ülkede yasaklı.
Ãevrimiçi yurttaÅlara ve çevrimiçi gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar önemli ölçüde artıyor.
Ãevrimiçi aktivitelere karÅı uygulanan fiziksel saldırılar 30 ülkede rapor edildi. GeçtiÄimiz yıl bu sayı 20âydi. 8 ülkede hassas konular hakkında çevrimiçi yazılar paylaÅan kiÅilerin öldürüldüÄü görüldü. Bu ülkelerin 4âü, Brezilya, Meksika, Suriye ve Pakistan, geçtiÄimiz üç yılda da benzer olaylara sahne oldu.
Dini gruplar da internete adapte oluyorlar. Kısıtlı tanıdıkların oluÅturduÄu gruplar içinde paylaÅılan fikirler, din deÄiÅtirme ya da dini aÅaÄılama olarak algılandıÄında sosyal medyayı bu tarz içerikler paylaÅan kullanıcıları cezalandırmak için bir fırsat olarak gören aÅırılıkçı grupların dikkatini daha çok çekiyor. Pakistanâda bir mahkemeden dine hakaret gerekçesiyle ceza almasına neden olan paylaÅtıÄı içerik sebebiyle bir üniversite öÄrencisi kampüsortasında öldürüldü.


October 26, 2017
DIGICRIMINATION: Dijitalleşmeyle Gelen Yeni Bir Ayrımcılık – Bunlar İyi Günlerimiz
Kitap Eleştirisini Yazan: Şerife Öztürk/ Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik A.B.D Doktora Öğrencisi
DIGICRIMINATION: Dijitalleşmeyle Gelen Yeni Bir Ayrımcılık – Bunlar İyi Günlerimiz Okan TANŞU
Konya: Litaratürk Academia, 2017, 195 sayfa.
Okan Tanşu’nun ilk kitabı olan Digicrimination’ın, içeriğini tahmin etmek hiç de zor değil. Beş bölümün yer aldığı kitabın başlığı, “digital” (dijital) ve “discrimination” (ayrımcılık) kelimelerinin kısaltılmasından oluşmaktadır. Digicrimination dijital çağda, teknolojiyi kullanabilen ve kullanamayanlar arasındaki yaşam farklılığından bahsetmektedir. Dijital ortamlarla birlikte, yaşamların değişim ve dönüşüme uğradığı, bu süreçte kimi zaman kolaylıklar kimi zaman da birtakım güvenlik ve daha başka sorunlarla karşılaşıldığı açıktır.
Kitap, dijitalleşmeyle birlikte eğitim, pazarlama, girişimcilik gibi sektörlerin dönüşümünü anlatırken, diğer yandan da bu durumdan etkilenen ilişkiler, bağımlılıklar ve davranışlara farklı açıdan bakmaktadır. Kitabının girişinde dijitalleşmeyi “devrim” olarak niteleyen Tanşu, 21. yüzyılın temel kavramlarının teknoloji ve iletişim olduğunu belirtmekte ve bunların birleşimiyle oluşan sinerjinin toplumdaki hayat tarzlarının ötesinde tüm ilişkileri kökünden değişmeye zorladığı iddiasını taşımaktadır.
Sade dil ve tartışmacı bir üslupla yazılan, ancak konuların birbiriyle ilişkisinin güçlü bir şekilde örülmediği kitapta, dijitalleşmeyle birlikte birçok kavramın kullanılmaya başlandığı anlatılmaktadır. Kitabın bize sunduğu yeni kavramlar: dijital detoks, (dijital cihazları kullanmama), ICTIQ (Information and Communication Technologie IQ- Bilgi ve İletişim Teknolojileri IQ), CBD (Chip Based Devices-Çip ya da Yonga Temelli Cihazlar), ekran bağımlılığı, dijital şizofreni, nesnelerin interneti, dijital getto ve dijital ayrımcılık.
Kitabın “Adapte Ol, Hayatın Kolaylaşsın” başlıklı birinci bölümünde, dijital ortamların hayatı nasıl kolaylaştırdığını aktaran Tanşu, bunu kendi deneyimlerinden örneklerle sunmakta; gidilecek tatil bölgesi, konaklanacak mekan, otoparkların doluluk durumu, yol güzergahı, hava durumu vb. daha pek çok bilginin öğrenildiği ve hayatın buna göre yeniden düzenlendiğinin altını çizmektedir. Tanşu, kitabın bu bölümünde 1980-2030 arası dönemi insanlığın tanıklık edeceği en büyük değişim olarak nitelemekte, bu devrimin insanların bedenini hatta beyin fonksiyonlarını değiştirecek kadar radikal olduğu iddiasını taşımakta ve dünyanın çeşitli üniversitelerinde yapılan çalışmaları referans olarak göstermektedir.
Günümüzde bilgi miktarındaki yüklemenin 15 kat arttığından yola çıkarak, vücudumuzun herhangi bir organının bu kadar ağırlığı kaldıramazken, beynimizin iflas etmek yerine bu bilgi yüküne adapte olduğunun kaydedildiği kitapta, bu durumun da dikkat ve odaklanma süresini azaltarak beynin kolay yolu seçtiğini, kısacası beynimizin eskisine oranla farklı şekilde işlediği üzerinde durulmaktadır.
Tanşu kitabında, yeni medya ortamlarının sadece sosyal medyayı kapsamadığını, dijital anlamda yaşamımız içerisinde yer alan diğer uygulamaların da (örneğin internet bankacılığı, navigasyon, hava durumu, e-okul, e-devlet, e- ticaret vb.) kullanılması halinde ancak değişime ayak uydurulduğunu ifade etmektedir.
Kitapta aktarılan dijital kimlik başlığı, Hakan Bıçakcı’nın Doğa Tarihi adlı romanını hatırlatmaktadır. Yani, artık gerçek yaşam dışında paralel evrende de kimliklerimizin olduğu, kitabı okurken sık sık zihnimizden geçebilmektedir. Bölümün en önemli vurgusu; sosyal medya ile birlikte dijital dünyanın, cehaletin azalmasını sağlayan değil; aksine, kendi gibileri görüp cesaretlenen cahilin daha da cesur davranmasını sağlayan bir yer haline geldiğinin belirtilmesidir.
Kitabın İkinci Bölümü “Yeni Kavramları Keşfetmek” başlığını taşıyor. Bu bölümde dijital dünyada yeni bir dil ile iletişim kurulduğu, sürekli yeni tanımlarla karşılaşıldığı anlatılmaktadır. Tanşu, teknolojideki baş döndürücü hızı tanımlarken, bugün sıkça kullandığımız hatta “onlar olmadan yaşayamam” dediğimiz pek çok uygulamanın zaman içerisinde yerlerini daha başka teknoloji ve uygulamalara bırakacaklarını belirtmekte ve yeni kavramların açıklamasını yapmaktadır.
Aslında Tanşu’nun bahsettiği yeni dil, kısaltılarak kullanılan bazı kelimeler yanında emojilerin kullanılmasıdır. Emojiler, yüz ifadeleri veya şekil ve sembollerle bir cümlede anlatılacak olanı tek bir şeyle anlatmayı olanaklı hale getirmiştir. Hatta son zamanlarda emojiler, bölgelere göre değişen kullanımlar için güncellenmiş ve yeni eklemeler yapılmıştır.
Tanşu, günümüzde entelektüel zekanın (IQ) değil, sosyal zekanın yeni yüzü olan dijital kullanım zekasının (ICTIQ) öne çıktığını ve günlük yaşamda sürekli çip tabanlı cihazları (CBD) kullanarak dijital dünyanın bir parçası olduğumuzu anımsatmaktadır.
Bu bölümde Tanşu, yeni kavram olan dijital gettolara da değinmektedir. Tanşu, getto üyelerinin psikolojilerinin, gerçek hayatta olduğu gibi sanal uzamda da etkin rol oynadığı, bu kişilerin kendilerini ait hissettikleri grupları takip ettiklerini, bu gruplara aykırı düşünceler taşıyorsa da grup üyelerinden çekindiği için fikrini beyan edemediklerini ifade etmektedir. Dijital gettoları gerçek dünyadaki gettolardan ayıran farkların internetin hafızasının gücü, dijital ortamın hiçbirşeyi unutmamasına bağlı olduğunu kaydeden Tanşu, kitapta dijital gettoların yaygınlaşmasıyla birlikte “cyber bullying” adı verilen sanal ortamdaki sözel tacizlerin de arttığı vurgulanmaktadır. Bu durum, dijital ortamları kullanırken dikkat etmememiz gereken en önemli hususlardan biri olarak karışımızda durmaktadır. Tıpkı, nefret söylemi gibi.
Dijital şizofreni kavramını belki de ilk defa bu kitapta okumuş olacağız. Ne olduğunu aslında bildiğimiz ancak tanımlayamadığımız bu durum, Tanşu’ya göre kimlik karmaşasının yeni bir boyutudur. Sanal ortamda yapılan birşeyin gerçek yaşamda da iyi yapılacağının zannedilmesi gibi. Örneğin, araba yarışı oyunundaki başarının gerçek yaşamda da beklenmesi ve çok iyi bir şekilde araba kullanılacağının zannedilmesi. Bunun nedenini Tanşu, gerçek yaşamdaki baskı, utanç, korku gibi duygulardan ötürü istediği kimliğe sahip olamayan bireylerin sanal ortamda sınırsız hareket edebilme ve istediği kimliği yansıtabilmesine bağlamaktadır.
Bu bölümde son olarak ekran bağımlılığı kavramı üzerinde durulmaktadır. “Ya birşeyler kaçırıyorsam?” korkusuyla her an, her yerde çevrimiçi kalma isteğinin diğer insanları gözlemeye başlamalarına yol açtığını ifade eden Tanşu, bu duruma “ekran bağımlılığı” demekte ve uzmanların bunu “Birşeylerin Dışında Kalma Korkusu” (FOMO – Fear of Missing Out) olarak tanımladıklarını aktarmaktadır.
“Hayatın Her Alanında Dijital İzler” başlıklı üçüncü bölümde, Tanşu dijitalliği artık içselleştirmeye başladığımızı, bu nedenle eğitim başta olmak üzere çoğu sektörde bilgi toplumu modeline geçiş sancısı yaşandığının altını çizerek, dijitalleşmeyle birlikte evrensel okul kavramının değiştiği, kampüs ve diploma fetişinin son bulduğunu vurgulamaktadır.
Tanşu, yaşamın çeşitli alanları gibi eğitimin içeriğinin de evrildiğini, ICTIQ’ya sahip, yeni öğrenci profillerinin ortaya çıkarak eğitmen kimliğinin de değiştiğini ifade ederken, ders içerik ve sürelerinin yeniden düzenlenmesi gerektiği üstünde durmaktadır. Bunun nedenini Tanşu, dijital yerli dediğimiz yeni nesil öğrencilerin dikkat sürelerinin azalmasına ve öğrencilerin dijital ortamlara artık kolaylıkla erişebilmelerine bağlamaktadır.
Yaşadığımız dijital kültürde okullar, eğitmenler ve veliler eski düzeni devam ettirmek için ne kadar direnirlerse dirensinler değişimin kaçınılmaz olduğunun altını her fırsatta tekrarlayan Tanşu, yeni eğitim sistemi için de önerilerini sıralamaktadır. Hep dijital ortamın kişisel olarak değişimlerinden bahsedilir. Halbuki, dijitalleşmeyle birlikte kurumsal yapılar da kendilerini farklı platformlarda, farklı şekilde sunma imkanı bularak, yeni pazarlama ve istihdam teknikleri geliştirmişlerdir. Tanşu da kitabında bu tekniklere kısaca değinerek, şirketlerin sanal ortamdaki platformlarını düzenlerken eye tracking (göz izleme) veya iş başvurularında duygusal profillerin tespiti yönteminden yararlanmasını örnek göstermektedir.
Kitabın bu bölümünde anlatılan önemli hususlardan biri, bireyselleşme olgusudur. Spor müsabakalarını izlemek için stadyumlara giderek diğer taraftar veya izleyenlerle bir araya gelen bireylerin, günümüzde bu müsabakaları dijital ortamlarda yalnız olarak izlemeyi tercih ettiklerinin altı çizilmektedir.
Tanşu, sosyal medyanın teşhirciler ve röntgencilerin buluşma noktası olduğunu vurgularken, fiziki güvenlikten dijital şifreleme dönemine geçildiğine değinmekte, hackerların dijital uygulamaları kullanan bireylerin korkulu rüyası haline geldiğini ifade etmektedir. Tanşu, bundan korunmak için de dijital şifreleme yapan yeni şirketlerin ortaya çıktığını ve yeni bir iş modeli yaratıldığını kaydetmektedir. İnsanlar için dijital ortamdaki şifreleri bu kadar önemli. Çünkü fotoğraflarından, bilgilerine, maillerine, başka uygulamalarının şifrelerine ve profillerine kadar herşey bu dijital kutuların içinde saklı.
Kitabın Dördüncü Bölümü, “Değerler ve İlişkiler Yeniden Tanımlanıyor” başlığını taşımaktadır. Başlıktan da anlaşılacağı üzere, bilişim devrimi olarak tanımlanan içinde bulunduğumuz dijital ortamın hemen her alanı dönüştürdüğünden bahsedilmektedir. Bunun başında da elbette ki, iletişim şekli ve ilişkiler gelmektedir. Bununla birlikte hayatın temelini oluşturan yapılar da evrilmiştir. İnternetle birlikte dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan insanların birbirleriyle iletişim kurmaya başladığını aktaran Tanşu, yeni haberleşme ortamlarının doğduğunu bunların ilk örneklerinin de mail grupları ve forumların yer aldığı web siteleri olduğunu yazmaktadır.
Forumlarla birlikte nickname olarak tanımlanan anonim kimlik kavramı gelişmiştir. Tanşu, yeni medya ortamları içerisinde gerek dijital oyunlar, gerek çöpçatanlık siteleri, gerek, forumlarda insanlar kimliklerini gizleyerek dijital kimlik oluşturduğunu, böylelikle bu tür alanlarda özgürce hareket edebildiğini ifade etmektedir.
Kitabın son bölümü olan Beşinci Bölüm Peki Bundan Sonra Ne Olacak?, başlığı altında gelecekte dijital uygulamaları kullanım becerisine sahip olanlarla yani ICTIQ’su yüksek bir insanla bu beceriye sahip olmayanların yani ICTIQ’su düşük olanların gelecekte neler yaşayabileceği öngörülerinde bulunmaktadır.
Günümüzde önüne “akıllı” kelimesi eklenmiş pek çok eşyanın birbiriyle iletişim halinde olduğunu belirten Tanşu, dijitalleşmeyle birlikte “nesnelerin interneti” kavramının da dilimize yerleştiğini yazmaktadır.
Kitapta dijital dönemle birlikte yeni bir hayat tarzının yaşanmaya başlandığı ve ileriki dönemlerde bunun daha da farklılaşacağı vurgusu yapılmakta, eskiden sadece konuşmak için kullanılan telefonlarla, bugün yapabildiğimiz pek çok şey sıralanmaktadır. Tanşu, “yakınsama” denilen bu durumun sadece telefonlar için değil, yeni medya ortamlarında kullanılan diğer araçlar için de geçerli olduğunun vurgusunu yapmaktadır.
Tanşu kitabını bitirirken son yirmi beş yılda insanların inanılması güç bir şekilde değişimlere maruz kaldığını ve bu değişimin de dijital ayrımcılığa neden olduğunu önümüzdeki dönemlerde bu ayrımcılığı daha da şiddetlendirecek gelişme ve değişimlerin yaşanacağı iddialarına yer vererek bunların daha iyi günlerimiz olduğunun mesajını vermektedir.
Okan Tanşu’nun kitabının bazı bölümlerinde eleştirel bazı bölümlerinde ise deterministik ifadelere rastlanmakta, son sözünü söylerken karanlık bir tablo çizmektedir. Aslında Tanşu’nun çizdiği tablo, bu kadar da kötümser değil. Her teknolojiyi hayatımızı kolaylaştıracak şekilde kullanım amacına uygun olarak kullandığımız takdirde, dijitalleşmenin hayatımıza kazandırdıklarını görmek mümkün olacaktır.
DIGICRIMINATION: DijitalleÅmeyle Gelen Yeni Bir Ayrımcılık – Bunlar İyi Günlerimiz
Kitap EleÅtirisini Yazan: Åerife Ãztürk/ Ankara Ãniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü  Gazetecilik A.B.D Doktora ÃÄrencisi
DIGICRIMINATION: DijitalleÅmeyle Gelen Yeni Bir Ayrımcılık – Bunlar İyi Günlerimiz Okan TANÅU
Konya: Litaratürk Academia, 2017, 195 sayfa.
Okan TanÅuânun ilk kitabı olan Digicriminationâın, içeriÄini tahmin etmek hiç de zor deÄil. BeÅ bölümün yer aldıÄı kitabın baÅlıÄı, âdigitalâ (dijital) ve âdiscriminationâ (ayrımcılık) kelimelerinin kısaltılmasından oluÅmaktadır. Digicrimination dijital çaÄda, teknolojiyi kullanabilen ve kullanamayanlar arasındaki yaÅam farklılıÄından bahsetmektedir. Dijital ortamlarla birlikte, yaÅamların deÄiÅim ve dönüÅüme uÄradıÄı, bu süreçte kimi zaman kolaylıklar kimi zaman da birtakım güvenlik ve daha baÅka sorunlarla karÅılaÅıldıÄı açıktır.
Kitap, dijitalleÅmeyle birlikte eÄitim, pazarlama, giriÅimcilik gibi sektörlerin dönüÅümünü anlatırken, diÄer yandan da bu durumdan etkilenen iliÅkiler, baÄımlılıklar ve davranıÅlara farklı açıdan bakmaktadır. Kitabının giriÅinde dijitalleÅmeyi âdevrimâ olarak niteleyen TanÅu, 21. yüzyılın temel kavramlarının teknoloji ve iletiÅim olduÄunu belirtmekte ve bunların birleÅimiyle oluÅan sinerjinin toplumdaki hayat tarzlarının ötesinde tüm iliÅkileri kökünden deÄiÅmeye zorladıÄı iddiasını taÅımaktadır.
Sade dil ve tartıÅmacı bir üslupla yazılan, ancak konuların birbiriyle iliÅkisinin güçlü bir Åekilde örülmediÄi kitapta, dijitalleÅmeyle birlikte birçok kavramın kullanılmaya baÅlandıÄı anlatılmaktadır. Kitabın bize sunduÄu yeni kavramlar: dijital detoks, (dijital cihazları kullanmama), ICTIQ (Information and Communication Technologie IQ- Bilgi ve İletiÅim Teknolojileri IQ), CBD (Chip Based Devices-Ãip ya da Yonga Temelli Cihazlar), ekran baÄımlılıÄı, dijital Åizofreni, nesnelerin interneti, dijital getto ve dijital ayrımcılık.
Kitabın âAdapte Ol, Hayatın KolaylaÅsınâ baÅlıklı birinci bölümünde, dijital ortamların hayatı nasıl kolaylaÅtırdıÄını aktaran TanÅu, bunu kendi deneyimlerinden örneklerle sunmakta; gidilecek tatil bölgesi, konaklanacak mekan, otoparkların doluluk durumu, yol güzergahı, hava durumu vb. daha pek çok bilginin öÄrenildiÄi ve hayatın buna göre yeniden düzenlendiÄinin altını çizmektedir. TanÅu, kitabın bu bölümünde 1980-2030 arası dönemi insanlıÄın tanıklık edeceÄi en büyük deÄiÅim olarak nitelemekte, bu devrimin insanların bedenini hatta beyin fonksiyonlarını deÄiÅtirecek kadar radikal olduÄu iddiasını taÅımakta ve dünyanın çeÅitli üniversitelerinde yapılan çalıÅmaları referans olarak göstermektedir.
Günümüzde bilgi miktarındaki yüklemenin 15 kat arttıÄından yola çıkarak, vücudumuzun herhangi bir organının bu kadar aÄırlıÄı kaldıramazken, beynimizin iflas etmek yerine bu bilgi yüküne adapte olduÄunun kaydedildiÄi kitapta, bu durumun da dikkat ve odaklanma süresini azaltarak beynin kolay yolu seçtiÄini, kısacası beynimizin eskisine oranla farklı Åekilde iÅlediÄi üzerinde durulmaktadır.
TanÅu kitabında, yeni medya ortamlarının sadece sosyal medyayı kapsamadıÄını, dijital anlamda yaÅamımız içerisinde yer alan diÄer uygulamaların da (örneÄin internet bankacılıÄı, navigasyon, hava durumu, e-okul, e-devlet, e- ticaret vb.) kullanılması halinde ancak deÄiÅime ayak uydurulduÄunu ifade etmektedir.
Kitapta aktarılan dijital kimlik baÅlıÄı, Hakan Bıçakcıânın DoÄa Tarihi adlı romanını hatırlatmaktadır. Yani, artık gerçek yaÅam dıÅında paralel evrende de kimliklerimizin olduÄu, kitabı okurken sık sık zihnimizden geçebilmektedir. Bölümün en önemli vurgusu; sosyal medya ile birlikte dijital dünyanın, cehaletin azalmasını saÄlayan deÄil; aksine, kendi gibileri görüp cesaretlenen cahilin daha da cesur davranmasını saÄlayan bir yer haline geldiÄinin belirtilmesidir.
Kitabın İkinci Bölümü âYeni Kavramları KeÅfetmekâ baÅlıÄını taÅıyor. Bu bölümde dijital dünyada yeni bir dil ile iletiÅim kurulduÄu, sürekli yeni tanımlarla karÅılaÅıldıÄı anlatılmaktadır. TanÅu, teknolojideki baÅ döndürücü hızı tanımlarken, bugün sıkça kullandıÄımız hatta âonlar olmadan yaÅayamamâ dediÄimiz pek çok uygulamanın zaman içerisinde yerlerini daha baÅka teknoloji ve uygulamalara bırakacaklarını belirtmekte ve yeni kavramların açıklamasını yapmaktadır.
Aslında TanÅuânun bahsettiÄi yeni dil, kısaltılarak kullanılan bazı kelimeler yanında emojilerin kullanılmasıdır. Emojiler, yüz ifadeleri veya Åekil ve sembollerle bir cümlede anlatılacak olanı tek bir Åeyle anlatmayı olanaklı hale getirmiÅtir. Hatta son zamanlarda emojiler, bölgelere göre deÄiÅen kullanımlar için güncellenmiÅ ve yeni eklemeler yapılmıÅtır.
TanÅu, günümüzde entelektüel zekanın (IQ) deÄil, sosyal zekanın yeni yüzü olan dijital kullanım zekasının (ICTIQ) öne çıktıÄını ve günlük yaÅamda sürekli çip tabanlı cihazları (CBD) kullanarak dijital dünyanın bir parçası olduÄumuzu anımsatmaktadır.
Bu bölümde TanÅu, yeni kavram olan dijital gettolara da deÄinmektedir. TanÅu, getto üyelerinin psikolojilerinin, gerçek hayatta olduÄu gibi sanal uzamda da etkin rol oynadıÄı, bu kiÅilerin kendilerini ait hissettikleri grupları takip ettiklerini, bu gruplara aykırı düÅünceler taÅıyorsa da grup üyelerinden çekindiÄi için fikrini beyan edemediklerini ifade etmektedir. Dijital gettoları gerçek dünyadaki gettolardan ayıran farkların internetin hafızasının gücü, dijital ortamın hiçbirÅeyi unutmamasına baÄlı olduÄunu kaydeden TanÅu, kitapta dijital gettoların yaygınlaÅmasıyla birlikte âcyber bullyingâ adı verilen sanal ortamdaki sözel tacizlerin de arttıÄı vurgulanmaktadır. Bu durum, dijital ortamları kullanırken dikkat etmememiz gereken en önemli hususlardan biri olarak karıÅımızda durmaktadır. Tıpkı, nefret söylemi gibi.
Dijital Åizofreni kavramını belki de ilk defa bu kitapta okumuÅ olacaÄız. Ne olduÄunu aslında bildiÄimiz ancak tanımlayamadıÄımız bu durum, TanÅuâya göre kimlik karmaÅasının yeni bir boyutudur. Sanal ortamda yapılan birÅeyin gerçek yaÅamda da iyi yapılacaÄının zannedilmesi gibi. ÃrneÄin, araba yarıÅı oyunundaki baÅarının gerçek yaÅamda da beklenmesi ve çok iyi bir Åekilde araba kullanılacaÄının zannedilmesi. Bunun nedenini TanÅu, gerçek yaÅamdaki baskı, utanç, korku gibi duygulardan ötürü istediÄi kimliÄe sahip olamayan bireylerin sanal ortamda sınırsız hareket edebilme ve istediÄi kimliÄi yansıtabilmesine baÄlamaktadır.
Bu bölümde son olarak ekran baÄımlılıÄı kavramı üzerinde durulmaktadır. âYa birÅeyler kaçırıyorsam?â korkusuyla her an, her yerde çevrimiçi kalma isteÄinin diÄer insanları gözlemeye baÅlamalarına yol açtıÄını ifade eden TanÅu, bu duruma âekran baÄımlılıÄıâ demekte ve uzmanların bunu âBirÅeylerin DıÅında Kalma Korkusuâ (FOMO â Fear of Missing Out) olarak tanımladıklarını aktarmaktadır.
âHayatın Her Alanında Dijital İzlerâ baÅlıklı üçüncü bölümde, TanÅu dijitalliÄi artık içselleÅtirmeye baÅladıÄımızı, bu nedenle eÄitim baÅta olmak üzere çoÄu sektörde bilgi toplumu modeline geçiÅ sancısı yaÅandıÄının altını çizerek, dijitalleÅmeyle birlikte evrensel okul kavramının deÄiÅtiÄi, kampüs ve diploma fetiÅinin son bulduÄunu vurgulamaktadır.
TanÅu, yaÅamın çeÅitli alanları gibi eÄitimin içeriÄinin de evrildiÄini, ICTIQâya sahip, yeni öÄrenci profillerinin ortaya çıkarak eÄitmen kimliÄinin de deÄiÅtiÄini  ifade ederken, ders içerik ve sürelerinin yeniden düzenlenmesi gerektiÄi üstünde durmaktadır. Bunun nedenini TanÅu, dijital yerli dediÄimiz yeni nesil öÄrencilerin dikkat sürelerinin azalmasına ve öÄrencilerin dijital ortamlara artık kolaylıkla eriÅebilmelerine baÄlamaktadır.
YaÅadıÄımız dijital kültürde okullar, eÄitmenler ve veliler eski düzeni devam ettirmek için ne kadar direnirlerse dirensinler deÄiÅimin kaçınılmaz olduÄunun altını her fırsatta tekrarlayan TanÅu, yeni eÄitim sistemi için de önerilerini sıralamaktadır. Hep dijital ortamın kiÅisel olarak deÄiÅimlerinden bahsedilir. Halbuki, dijitalleÅmeyle birlikte kurumsal yapılar da kendilerini farklı platformlarda, farklı Åekilde sunma imkanı bularak, yeni pazarlama ve istihdam teknikleri geliÅtirmiÅlerdir. TanÅu da kitabında bu tekniklere kısaca deÄinerek, Åirketlerin sanal ortamdaki platformlarını düzenlerken eye tracking (göz izleme) veya iÅ baÅvurularında duygusal profillerin tespiti yönteminden yararlanmasını örnek göstermektedir.
Kitabın bu bölümünde anlatılan önemli hususlardan biri, bireyselleÅme olgusudur. Spor müsabakalarını izlemek için stadyumlara giderek diÄer taraftar veya izleyenlerle bir araya gelen bireylerin, günümüzde bu müsabakaları dijital ortamlarda yalnız olarak izlemeyi tercih ettiklerinin altı çizilmektedir.
TanÅu, sosyal medyanın teÅhirciler ve röntgencilerin buluÅma noktası olduÄunu vurgularken, fiziki güvenlikten dijital Åifreleme dönemine geçildiÄine deÄinmekte, hackerların dijital uygulamaları kullanan bireylerin korkulu rüyası haline geldiÄini ifade etmektedir. TanÅu, bundan korunmak için de dijital Åifreleme yapan yeni Åirketlerin ortaya çıktıÄını ve yeni bir iÅ modeli yaratıldıÄını kaydetmektedir. İnsanlar için dijital ortamdaki Åifreleri bu kadar önemli. Ãünkü fotoÄraflarından, bilgilerine, maillerine, baÅka uygulamalarının Åifrelerine ve profillerine kadar herÅey bu dijital kutuların içinde saklı.
Kitabın Dördüncü Bölümü, âDeÄerler ve İliÅkiler Yeniden Tanımlanıyorâ baÅlıÄını taÅımaktadır. BaÅlıktan da anlaÅılacaÄı üzere, biliÅim devrimi olarak tanımlanan içinde bulunduÄumuz dijital ortamın hemen her alanı dönüÅtürdüÄünden bahsedilmektedir. Bunun baÅında da elbette ki, iletiÅim Åekli ve iliÅkiler gelmektedir. Bununla birlikte hayatın temelini oluÅturan yapılar da evrilmiÅtir. İnternetle birlikte dünyanın farklı bölgelerinde yaÅayan insanların birbirleriyle iletiÅim kurmaya baÅladıÄını aktaran TanÅu, yeni haberleÅme ortamlarının doÄduÄunu bunların ilk örneklerinin de mail grupları ve forumların yer aldıÄı web siteleri olduÄunu yazmaktadır.
Forumlarla birlikte nickname olarak tanımlanan anonim kimlik kavramı geliÅmiÅtir. TanÅu, yeni medya ortamları içerisinde gerek dijital oyunlar, gerek çöpçatanlık siteleri, gerek, forumlarda insanlar kimliklerini gizleyerek dijital kimlik oluÅturduÄunu, böylelikle bu tür alanlarda özgürce hareket edebildiÄini ifade etmektedir.
Kitabın son bölümü olan BeÅinci Bölüm Peki Bundan Sonra Ne Olacak?, baÅlıÄı altında gelecekte dijital uygulamaları kullanım becerisine sahip olanlarla yani ICTIQâsu yüksek bir insanla bu beceriye sahip olmayanların yani ICTIQâsu düÅük olanların gelecekte neler yaÅayabileceÄi öngörülerinde bulunmaktadır.
Günümüzde önüne âakıllıâ kelimesi eklenmiÅ pek çok eÅyanın birbiriyle iletiÅim halinde olduÄunu belirten TanÅu, dijitalleÅmeyle birlikte ânesnelerin internetiâ kavramının da dilimize yerleÅtiÄini yazmaktadır.
Kitapta dijital dönemle birlikte yeni bir hayat tarzının yaÅanmaya baÅlandıÄı ve ileriki dönemlerde bunun daha da farklılaÅacaÄı vurgusu yapılmakta, eskiden sadece konuÅmak için kullanılan telefonlarla, bugün yapabildiÄimiz pek çok Åey sıralanmaktadır. TanÅu, âyakınsamaâ denilen bu durumun sadece telefonlar için deÄil, yeni medya ortamlarında kullanılan diÄer araçlar için de geçerli olduÄunun vurgusunu yapmaktadır.
TanÅu kitabını bitirirken son yirmi beÅ yılda insanların inanılması güç bir Åekilde deÄiÅimlere maruz kaldıÄını ve bu deÄiÅimin de dijital ayrımcılıÄa neden olduÄunu önümüzdeki dönemlerde bu ayrımcılıÄı daha da Åiddetlendirecek geliÅme ve deÄiÅimlerin yaÅanacaÄı iddialarına yer vererek bunların daha iyi günlerimiz olduÄunun mesajını vermektedir.
Okan TanÅuânun kitabının bazı bölümlerinde eleÅtirel bazı bölümlerinde ise deterministik ifadelere rastlanmakta, son sözünü söylerken karanlık bir tablo çizmektedir. Aslında TanÅuânun çizdiÄi tablo, bu kadar da kötümser deÄil. Her teknolojiyi hayatımızı kolaylaÅtıracak Åekilde kullanım amacına uygun olarak kullandıÄımız takdirde, dijitalleÅmenin hayatımıza kazandırdıklarını görmek mümkün olacaktır.
October 5, 2017
Facebook’dan Asılsız Haberleri Tespit Etmek İçin İpuçları
Yazan: Mehmet Figan/ Ankara Ünv. SBE RTS Bölümü Doktora Programı
Yeni medyanın ayrılmaz bir parçası olan sosyal ağlar, gündeme dair paylaşımların sıklıkla dolaşıma sokulduğu önemli mecralar haline gelmişlerdir. Kullanıcılara kendi içeriklerini de üretme imkânı sunan bu ağlar, kimi zaman yanlış bilgi yayılımı, konuyla alakasız fotoğraf paylaşımı, yalan haber yapımı ya da bir haber içeriğindeki bilginin, görsel öğelerinin çeşitli şekillerde manipüle edilip servis edilmesi durumuna sebebiyet vermektedir. Bu mesele, yakın zaman önce başlayan ve hala etkisini sürdüren “post-truth” tartışmalarına da kapı aralamıştır.
Toplumsal bakımdan tartışmalı olan ve sosyal yaşamı bir şekilde etkileyen gündem haberlerinde, isteyerek ya da istemeyerek yanlış haber paylaşımlarında artış yaşanır. Nitekim Haziran 2016’da İngiltere’nin Avrupa Birliğinden ayrılmasına neden olan Brexit oylaması, ardından Donald Trump’ın Cumhuriyetçi Partinin başkan adaylığına getirilmesi ve ABD Başkanlık seçimlerinden galip ayrılmasının esas sebebi olarak gösterilen yalan haberler, genelde sosyal ağlardan özelde de Facebook üzerinden yayılmıştır. Özellikle ABD Başkanlık seçimlerinin ardından Facebook üzerinden yürütülen “yalan haber” tartışmaları ciddi bir hal almıştır. Öyle ki Zuckerberg, 19 Kasım 2016’da kişisel Facebook hesabından bu konuda ile ilgili sorumluluk aldıklarını ve sahte içerikleri daha kolay raporlama, daha güçlü denetim, “fact-checking” (doğruluğunu kontrol etme) sistemleri de dâhil olmak üzere neler yapmayı planladıklarını anlatan bir yazı paylaşmıştır. Açıklamanın ardından Facebook, konu hakkında birçok düzenleme yapmıştır.
Türkiye’de de 5 Kasım 2017 tarihinde Facebook, kullanıcılarıyla “Asılsız Haberleri Tespit Etmek İçin İpuçları” başlıklı bir makale paylaşarak konu hakkında ilk somut adımı attı.
Makalede, “Asılsız haberlerin yayılmasını durdurmak için çalışmalarımız devam ederken, dikkat etmeniz gereken noktalarla ilgili bazı ipuçları vermek istiyoruz” denilerek, okuyucuya yalan haber konusunda hangi hususlara dikkat etmesi gerektiği açıklanıyor.
Kadir Has Üniversitesi ile işbirliği halinde hazırlanan önlemler şu şekilde sıralanmaktadır;
1) Başlıklara şüpheyle yaklaşın.
2) İnternet adresine (URL) yakından bakın.
3) Kaynağı araştırın.
4) Yazı biçiminin olağandışı olup olmadığına dikkat edin.
5) Fotoğraflara dikkat edin.
6) Tarihleri inceleyin.
7) Kanıtları kontrol edin.
8) Başka haber kaynaklarına bakın.
9) Haber bir şaka mı?
10) Bazı haberler kasten yanlış bilgi içerir.
Sonuç olarak Dünya’da ve Türkiye’de özellikle sosyal ağlar üzerinden dolaşıma sokulan yalan haberler, önemli etkiler yaratmakta ve kitlelerin duygusal reflekslerle hareket etmesine neden olmaktadır. Bu durum, kimi zaman toplumsal öfkenin kontrolsüz bir şekilde yoğunlaşmasına ve dezavantajlı kesimlere yönelmesi ile sonuçlanabilmektedir. Dolayısıyla Facebook’un başlattığı süreç yetersiz olmakla birlikte önemli bir adımdır. Aynı konu hakkında bağımsız otoriteler, sivil toplum örgütleri ve akademinin de sorumluluk alması gerektiği aşikârdır.
Oxford Sözlüğündeki tanımlamaya göre “post-truth” terimi; “tarafsız gerçeklerin kamuoyu fikrini etkilemede duygulara ve kişisel inançlara cazip gelen şeylerden çok daha az etkili olması durumuyla ilgilidir.”
Mutlu Binark's Blog
- Mutlu Binark's profile
- 6 followers
