Mutlu Binark's Blog, page 38

March 14, 2016

Dünyada Akıllı Telefona Sahip Olma ve İnternete Erişim Oranları

Hazırlayan: Aysel Yıldız, Gazi Ünv. İletişim Fakültesi


Pew Araştırma Merkezi’nin Şubat 2016’da yayınladığı rapora göre gelişmekte olan ekonomilerde akıllı telefona sahip olma ve interneti kullanma oranı artmaya devam ediyor. Fakat gelişmiş ekonomilerde teknoloji kullanım oranı hala daha yüksek.


Pew Araştırma Merkezi’nin gelişmekte olan ve gelişen ülkelerde yapmış olduğu araştırmaya göre geçen 2 yılda internet kullanım oranı ve akıllı telefon sahip olma durumu önemli derecede arttı. Gelişmiş ekonomiye sahip insanlar dünyanın geri kalanına göre hala daha fazla internet kullanım oranına ve daha fazla yüksek teknolojili aletlere sahipler.


2013’de gelişmekte olan ve gelişen 21 ülkede internet kullanımı ya da akıllı telefon sahip olma ortalaması % 45’di. 2015 yılında bu rakam T oldu. Malezya, Brezilya ve Çin gibi büyük gelişmiş ekonomilerde bu oran daha da artıyor.


2015’te akılı telefon sahip olma durumuna baktığımızda az gelişmiş ekonomiler ile gelişmiş ekonomiler arasındaki dijital uçurum 31 puandır. Fakat araştırmaya göre akıllı telefona sahip olma gelişmekte olan ülkelerde inanılmaz oranda artmaktadır. 2013’de % 21 olan oran 2015’e gelindiğinde % 37’lere kadar yükselmiştir.


Gelişmekte olan ülkelerde internete erişim artmaktadır. 2015’te 40 ülkede yapılan araştırmaya göre; yetişkin internet kullanıcılarının 4/3’ü günde en az bir defa internete erişim sağlamaktadır. İnternet kullanıcılarının % 76’sı online olduklarında ilk olarak Facebook, Twitter gibi sosyal medya sitelerini kullanmaktadır ve sosyal medya kullanıcılarının çoğu internet kullanım oranının düşük olduğu bölgelerdendir. Ortadoğu % 86, Latin Amerika % 82, Afrika v ve Amerika % 71’dir. Bu sonuçlara göre gelişmekte olan ülkelerdeki internet kullanıcıları gelişmiş ülkelere oranla sosyal medyayı daha çok kullandığı ortaya çıkmaktadır.


Dünyada Internet Erişimi Artıyor Fakat Gelişmiş Ekonomilerde Bu Oran Daha Yüksek


İnternet erişimi, bölgelere ve ülkelere göre değişiklik göstermektedir. En yüksek internet erişimine % 94 ile Güney Kore sahiptir. Bu ülkeyi % 93 ile Avustralya ve % 90 ile Kanada takip etmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde nüfusun en az % 60’ı internet kullanıyor. Bu ülkeler arasında Rusya % 72, Türkiye % 68, Malezya e ve Brezilya ile Çin % 60’dır. Genel olarak yoksul ülkelerde internet oranı düşüktür. En düşün internet erişiminin olduğu ülkeler arasında sırasıyla Pakistan % 15, Uganda % 11 ve Etiyopya % 8 olarak görülür.


İnternet Kullanımı Gelişmekte Olan Ülkelerde Artıyor


2013’ten itibaren birçok gelişmekte olan ülkede internet erişiminde büyük artışlar yaşanmaktadır. 2013 ile 2015 yılları arasında 16 ülkede yapılan araştırmaya göre internete erişen insan sayısında önemli artışlar olmuştur. En büyük artış ise Türkiye’de yaşanmaktadır. 2013’de nüfusun % 41’i internete erişim sağlarken 2015’te bu rakam % 72 gibi çok yüksek seviyelere ulaşmıştır. Türkiye’yi Ürdün, Malezya, Şili, Brezilya ve Çin takip etmektedir.


Gençler, eğitimliler ve yüksek gelirli olanların dünyanın her yerinde internete erişimi oranı daha yüksektir. Yaş, internete erişimde önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. 18-34 yaş aralığında bulunanların, 35 yaş ve üstüne göre interneti kullanma ya da akıllı telefona sahip olma eğilimleri daha fazladır. Yaşla ilgili ortaya çıkan bu fark bölgelere ya da ülkeler göre değişiklik göstermektedir. Örneğin, Vietnam’da 18-34 yaş ile 35 yaş ve üstünün internete erişimlerinin arasındaki fark % 56’dır. Türkiye’de durum ise % 40’lardadır. Amerika, İngiltere ve Kanada gibi zengin ülkelerde yaşlar arasında belirgin farklılıklar olmamasına rağmen gelişmiş ülkelerde (İtalya, İspanya, Almanya, Avustralya ve Güney Kore ) de internet kullanımında yaşlar arasında büyük istatiksel farklar bulunmaktadır.


İnternet erişimiyle ilgili eğitim durumuna baktığımızda, eğitimliler ile daha az eğitimliler arasındaki internet kullanım farkı dünya genelinde benzerlik göstermektedir. Eğitimli insanların daha az eğitimlilere göre internete daha çok erişim sağladığı görülmektedir. Bu insanlar arasındaki fark Şili, Senegal, Peru, Lübnan, Ürdün, Malezya, Meksika, Kenya ve Polonya gibi ülkelerde % 50’lere ulaşıyor. Gelişmiş ülkelerde bu farkta düşüş olmasına karşın hala mevcuttur.


Yüksek gelirlilerin daha çok internet kullandığı ve akıllı telefona sahip olduğu görülmektedir. Burada ülkenin zengin olup olmamasından ziyade insanların kendi gelir durumları belirleyici rol oynamaktadır. Örneğin Lübnan’da yüksek gelirli kişiler ile düşük gelirli kişilerin internet kullanma ya da akıllı telefona sahip olma oranları arasında 51 puanlık bir fark bulunmaktadır.


Çoğu Ülkede Erkekler Kadınlara Göre Daha Fazla İnternet Erişimine Sahip


İnternet erişiminde cinsiyet faktörü, eğitim, gelir ve yaş faktörlerine göre daha az belirleyici iken çalışmanın yapıldığı ülkelerin yarısında önemli cinsiyet farklılıklarına rastlanmaktadır. Cinsiyet ayrımı Sahra altı tüm Afrika ülkelerinde görülür. En büyük fark Nijerya’dadır; erkeklerin % 48’i, kadınların % 29’u internet kullanıyor. Bu ülkeyi Kenya, Gana, Vietnam, Tanzanya ve Pakistan izliyor. Ancak Avrupa’nın önde gelen Fransa, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerinde de cinsiyetler arasında belirgin farklar vardır.


Tüm Dünyada Günlük İnternet kullanımı Oldukça Yaygın


Dünya geneline bakıldığında insanların interneti yoğun olarak kullandıkları görülmektedir. Bu oran özellikle gelişmiş ülkelerde daha yüksektir Gelişmiş ekonomilerdeki kullanıcıların çoğu interneti günde bir defadan daha çok kullanıyor. Örneğin; Avustralya’da % 77, Lübnan, Kanada ve İtalya’da ki kullanıcıların % 70’i interneti günde birden fazla kullanmaktadır.


Güney Kore’de internet erişimi yüksek olmasına rağmen internete günde birden çok defa erişim yalnızca % 58’dir. Benzer oranlar Arjantin, Nijerya, Brezilya, Çin ve Türkiye’de de görülür. Yine Sahra altı Afrika, Güney ve Güneydoğu Asya ülkelerinde de bu oranlar en düşük seviyelere ulaşmaktadır.


Afrika’nın ve Asya’nın bazı ülkelerinde kullanıcıların internete günde birden çok defa erişimlerinde artışlar yaşanmaya başlamıştır. Örneğin Nijerya’da 2013’te % 38 olan rakam 2015’te % 58’e çıkmıştır. Tüm bunlara bağlı olarak eğitim ve gelirin yalnızca internete erişimde değil aynı zamanda internette geçirilen zaman üzerinde de önemli rol oynadığı anlaşılmaktadır.


Akıllı Telefona Sahip Olma Oranı Gelişmekte Olan Ülkelerde Aşırı bir Şekilde Yükseldi. Ancak Dijital Uçurum Aynı Seviyede Kaldı


Son 2 yılda gelişmekte olan ülkelerde akıllı telefona sahip olma oranında büyük artışlar yaşanmıştır. Bu artışlara rağmen zengin ülkelerdeki akıllı telefona sahip olma oranı yoksul ülkelerle kıyaslandığında hala yüksektir. 40 ülkede gerçekleştirilen araştırmaya göre; Iphone ve Android gibi internet erişimi olan telefonlara sahip olanların oranı % 43’tür. % 45’inin cep telefonu vardır ancak akıllı telefon değildir. % 12’si ise herhangi bir cep telefonuna sahip değildir.


Akıllı telefona sahip olma oranı en çok zengin ekonomilerde görülmektedir. Akıllı telefona sahip olmanın yüksek olduğu ülkeler arasında % 88 ile Güney Kore, % 77 ile Avustralya, % 74 ile İsrail, % 72 ile Amerika ve % 71 ile İspanya gelmektedir. Türkiye % 59 ile dünyada akıllı telefona sahip olma durumunda 12. sırada yer almaktadır. Akıllı telefona sahip olmada yine internet erişiminde de olduğu gibi Afrika ve Güney Asya ülkeleri son sıralarda yer almaktadır. Pakistan % 11, Uganda ve Etihopya % 4’lük orana dâhildir. Yani internet kullanımıyla birlikte, ülkenin zenginliği ile akıllı telefona sahip olanların oranının yüksek olması arasında güçlü ilişkiler bulunmaktadır.


Son yıllarda akıllı telefona sahip olma oranında gelişmekte olan ülkeler yükseliş göstermektedir. 2013’te bu ülkelerde akıllı telefon satışı çok az iken 2015’e geldiğimiz zaman, içinde Türkiye’nin de bulunduğu Malezya, Şili ve Çin gibi ülkelerde kullanıcıların çoğu akıllı telefona sahip olmuştur. Araştırmaya katılan 18 ülkede 2013 ile 2015 yılları arasında akıllı telefon sahip olma oranında ciddi artışlar görülmektedir. Ülkemiz bu kategori içinde ilk sırada yer almaktadır. Türkiye’de 2013 yılında akıllı telefon sahip olma oranı % 17 iken bu rakam 2015 yılında % 59’lara ulaşmış, iki yıl kadar kısa bir süre içinde 42 puanlık bir yükseliş meydana gelmiştir.


18-34 yaş arasındaki kişilerin akıllı telefona sahip olma oranı, 35 yaş ve üstüne göre daha fazladır. Eğitimlilerin ve yüksek gelirlilerin daha az eğitimlilere ve düşük gelirlilere göre akıllı telefona sahip olma oranı yüksektir. Akıllı telefona sahip olma durumu ile ilgili cinsiyet faktörüne baktığımızda özelikle Meksika, Nijerya, Kenya ve Gana’da erkekler kadınlarla kıyaslandığında daha yüksek oranlarda akıllı telefona sahip olduğunu görmekteyiz.


Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Yetişkin İnternet Kullanıcıları Arasında Sosyal Ağlar Çok Popüler


Gelişmekte olan ülkelerde, yetişkin internet kullanıcılarının % 76’sı Facebook ve Twitter gibi sosyal ağ sitelerini kullanıyor. Bu sosyal ağ siteleri en çok Ürdün (% 90), Endonezya (% 89), Venezuela (% 88) ve Türkiye (% 87) gibi ülkelerde kullanılmaktadır.


18- 34 yaş arasındaki internet kullanıcıları, sosyal ağ sitelerini 35 yaş ve üstüne göre daha fazla kullanmaktadır. Örneğin, Almanya’da 18-34 yaş arasındakilerin % 81’i sosyal medya sitelerini kullanıyorken 35 yaş ve üstünün yalnızca % 39’u kullanıyor. Türkiye’de bu iki yaş kategorisi arasındaki fark daha az görülmektedir (18-34 yaş arasındakilerin % 93’ü, 35 yaş ve üstünün % 78’i sosyal ağ sitelerini kullanıyor).


Kaynak: Pew Research Feb.2016


 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on March 14, 2016 09:53

Dünyada Akıllı Telefona Sahip Olma ve İnternete Erişim Oranları

Hazırlayan: Aysel Yıldız, Gazi Ünv. İletişim Fakültesi


Pew Araştırma Merkezi’nin Şubat 2016’da yayınladığı rapora göre gelişmekte olan ekonomilerde akıllı telefona sahip olma ve interneti kullanma oranı artmaya devam ediyor. Fakat gelişmiş ekonomilerde teknoloji kullanım oranı hala daha yüksek.


Pew Araştırma Merkezi’nin gelişmekte olan ve gelişen ülkelerde yapmış olduğu araştırmaya göre geçen 2 yılda internet kullanım oranı ve akıllı telefon sahip olma durumu önemli derecede arttı. Gelişmiş ekonomiye sahip insanlar dünyanın geri kalanına göre hala daha fazla internet kullanım oranına ve daha fazla yüksek teknolojili aletlere sahipler.


2013’de gelişmekte olan ve gelişen 21 ülkede internet kullanımı ya da akıllı telefon sahip olma ortalaması % 45’di. 2015 yılında bu rakam T oldu. Malezya, Brezilya ve Çin gibi büyük gelişmiş ekonomilerde bu oran daha da artıyor.


2015’te akılı telefon sahip olma durumuna baktığımızda az gelişmiş ekonomiler ile gelişmiş ekonomiler arasındaki dijital uçurum 31 puandır. Fakat araştırmaya göre akıllı telefona sahip olma gelişmekte olan ülkelerde inanılmaz oranda artmaktadır. 2013’de % 21 olan oran 2015’e gelindiğinde % 37’lere kadar yükselmiştir.


Gelişmekte olan ülkelerde internete erişim artmaktadır. 2015’te 40 ülkede yapılan araştırmaya göre; yetişkin internet kullanıcılarının 4/3’ü günde en az bir defa internete erişim sağlamaktadır. İnternet kullanıcılarının % 76’sı online olduklarında ilk olarak Facebook, Twitter gibi sosyal medya sitelerini kullanmaktadır ve sosyal medya kullanıcılarının çoğu internet kullanım oranının düşük olduğu bölgelerdendir. Ortadoğu % 86, Latin Amerika % 82, Afrika v ve Amerika % 71’dir. Bu sonuçlara göre gelişmekte olan ülkelerdeki internet kullanıcıları gelişmiş ülkelere oranla sosyal medyayı daha çok kullandığı ortaya çıkmaktadır.


Dünyada Internet Erişimi Artıyor Fakat Gelişmiş Ekonomilerde Bu Oran Daha Yüksek


İnternet erişimi, bölgelere ve ülkelere göre değişiklik göstermektedir. En yüksek internet erişimine % 94 ile Güney Kore sahiptir. Bu ülkeyi % 93 ile Avustralya ve % 90 ile Kanada takip etmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde nüfusun en az % 60’ı internet kullanıyor. Bu ülkeler arasında Rusya % 72, Türkiye % 68, Malezya e ve Brezilya ile Çin % 60’dır. Genel olarak yoksul ülkelerde internet oranı düşüktür. En düşün internet erişiminin olduğu ülkeler arasında sırasıyla Pakistan % 15, Uganda % 11 ve Etiyopya % 8 olarak görülür.


İnternet Kullanımı Gelişmekte Olan Ülkelerde Artıyor


2013’ten itibaren birçok gelişmekte olan ülkede internet erişiminde büyük artışlar yaşanmaktadır. 2013 ile 2015 yılları arasında 16 ülkede yapılan araştırmaya göre internete erişen insan sayısında önemli artışlar olmuştur. En büyük artış ise Türkiye’de yaşanmaktadır. 2013’de nüfusun % 41’i internete erişim sağlarken 2015’te bu rakam % 72 gibi çok yüksek seviyelere ulaşmıştır. Türkiye’yi Ürdün, Malezya, Şili, Brezilya ve Çin takip etmektedir.


Gençler, eğitimliler ve yüksek gelirli olanların dünyanın her yerinde internete erişimi oranı daha yüksektir. Yaş, internete erişimde önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. 18-34 yaş aralığında bulunanların, 35 yaş ve üstüne göre interneti kullanma ya da akıllı telefona sahip olma eğilimleri daha fazladır. Yaşla ilgili ortaya çıkan bu fark bölgelere ya da ülkeler göre değişiklik göstermektedir. Örneğin, Vietnam’da 18-34 yaş ile 35 yaş ve üstünün internete erişimlerinin arasındaki fark % 56’dır. Türkiye’de durum ise % 40’lardadır. Amerika, İngiltere ve Kanada gibi zengin ülkelerde yaşlar arasında belirgin farklılıklar olmamasına rağmen gelişmiş ülkelerde (İtalya, İspanya, Almanya, Avustralya ve Güney Kore ) de internet kullanımında yaşlar arasında büyük istatiksel farklar bulunmaktadır.


İnternet erişimiyle ilgili eğitim durumuna baktığımızda, eğitimliler ile daha az eğitimliler arasındaki internet kullanım farkı dünya genelinde benzerlik göstermektedir. Eğitimli insanların daha az eğitimlilere göre internete daha çok erişim sağladığı görülmektedir. Bu insanlar arasındaki fark Şili, Senegal, Peru, Lübnan, Ürdün, Malezya, Meksika, Kenya ve Polonya gibi ülkelerde % 50’lere ulaşıyor. Gelişmiş ülkelerde bu farkta düşüş olmasına karşın hala mevcuttur.


Yüksek gelirlilerin daha çok internet kullandığı ve akıllı telefona sahip olduğu görülmektedir. Burada ülkenin zengin olup olmamasından ziyade insanların kendi gelir durumları belirleyici rol oynamaktadır. Örneğin Lübnan’da yüksek gelirli kişiler ile düşük gelirli kişilerin internet kullanma ya da akıllı telefona sahip olma oranları arasında 51 puanlık bir fark bulunmaktadır.


Çoğu Ülkede Erkekler Kadınlara Göre Daha Fazla İnternet Erişimine Sahip


İnternet erişiminde cinsiyet faktörü, eğitim, gelir ve yaş faktörlerine göre daha az belirleyici iken çalışmanın yapıldığı ülkelerin yarısında önemli cinsiyet farklılıklarına rastlanmaktadır. Cinsiyet ayrımı Sahra altı tüm Afrika ülkelerinde görülür. En büyük fark Nijerya’dadır; erkeklerin % 48’i, kadınların % 29’u internet kullanıyor. Bu ülkeyi Kenya, Gana, Vietnam, Tanzanya ve Pakistan izliyor. Ancak Avrupa’nın önde gelen Fransa, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerinde de cinsiyetler arasında belirgin farklar vardır.


Tüm Dünyada Günlük İnternet kullanımı Oldukça Yaygın


Dünya geneline bakıldığında insanların interneti yoğun olarak kullandıkları görülmektedir. Bu oran özellikle gelişmiş ülkelerde daha yüksektir Gelişmiş ekonomilerdeki kullanıcıların çoğu interneti günde bir defadan daha çok kullanıyor. Örneğin; Avustralya’da % 77, Lübnan, Kanada ve İtalya’da ki kullanıcıların % 70’i interneti günde birden fazla kullanmaktadır.


Güney Kore’de internet erişimi yüksek olmasına rağmen internete günde birden çok defa erişim yalnızca % 58’dir. Benzer oranlar Arjantin, Nijerya, Brezilya, Çin ve Türkiye’de de görülür. Yine Sahra altı Afrika, Güney ve Güneydoğu Asya ülkelerinde de bu oranlar en düşük seviyelere ulaşmaktadır.


Afrika’nın ve Asya’nın bazı ülkelerinde kullanıcıların internete günde birden çok defa erişimlerinde artışlar yaşanmaya başlamıştır. Örneğin Nijerya’da 2013’te % 38 olan rakam 2015’te % 58’e çıkmıştır. Tüm bunlara bağlı olarak eğitim ve gelirin yalnızca internete erişimde değil aynı zamanda internette geçirilen zaman üzerinde de önemli rol oynadığı anlaşılmaktadır.


Akıllı Telefona Sahip Olma Oranı Gelişmekte Olan Ülkelerde Aşırı bir Şekilde Yükseldi. Ancak Dijital Uçurum Aynı Seviyede Kaldı


Son 2 yılda gelişmekte olan ülkelerde akıllı telefona sahip olma oranında büyük artışlar yaşanmıştır. Bu artışlara rağmen zengin ülkelerdeki akıllı telefona sahip olma oranı yoksul ülkelerle kıyaslandığında hala yüksektir. 40 ülkede gerçekleştirilen araştırmaya göre; Iphone ve Android gibi internet erişimi olan telefonlara sahip olanların oranı % 43’tür. % 45’inin cep telefonu vardır ancak akıllı telefon değildir. % 12’si ise herhangi bir cep telefonuna sahip değildir.


Akıllı telefona sahip olma oranı en çok zengin ekonomilerde görülmektedir. Akıllı telefona sahip olmanın yüksek olduğu ülkeler arasında % 88 ile Güney Kore, % 77 ile Avustralya, % 74 ile İsrail, % 72 ile Amerika ve % 71 ile İspanya gelmektedir. Türkiye % 59 ile dünyada akıllı telefona sahip olma durumunda 12. sırada yer almaktadır. Akıllı telefona sahip olmada yine internet erişiminde de olduğu gibi Afrika ve Güney Asya ülkeleri son sıralarda yer almaktadır. Pakistan % 11, Uganda ve Etihopya % 4’lük orana dâhildir. Yani internet kullanımıyla birlikte, ülkenin zenginliği ile akıllı telefona sahip olanların oranının yüksek olması arasında güçlü ilişkiler bulunmaktadır.


Son yıllarda akıllı telefona sahip olma oranında gelişmekte olan ülkeler yükseliş göstermektedir. 2013’te bu ülkelerde akıllı telefon satışı çok az iken 2015’e geldiğimiz zaman, içinde Türkiye’nin de bulunduğu Malezya, Şili ve Çin gibi ülkelerde kullanıcıların çoğu akıllı telefona sahip olmuştur. Araştırmaya katılan 18 ülkede 2013 ile 2015 yılları arasında akıllı telefon sahip olma oranında ciddi artışlar görülmektedir. Ülkemiz bu kategori içinde ilk sırada yer almaktadır. Türkiye’de 2013 yılında akıllı telefon sahip olma oranı % 17 iken bu rakam 2015 yılında % 59’lara ulaşmış, iki yıl kadar kısa bir süre içinde 42 puanlık bir yükseliş meydana gelmiştir.


18-34 yaş arasındaki kişilerin akıllı telefona sahip olma oranı, 35 yaş ve üstüne göre daha fazladır. Eğitimlilerin ve yüksek gelirlilerin daha az eğitimlilere ve düşük gelirlilere göre akıllı telefona sahip olma oranı yüksektir. Akıllı telefona sahip olma durumu ile ilgili cinsiyet faktörüne baktığımızda özelikle Meksika, Nijerya, Kenya ve Gana’da erkekler kadınlarla kıyaslandığında daha yüksek oranlarda akıllı telefona sahip olduğunu görmekteyiz.


Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Yetişkin İnternet Kullanıcıları Arasında Sosyal Ağlar Çok Popüler


Gelişmekte olan ülkelerde, yetişkin internet kullanıcılarının % 76’sı Facebook ve Twitter gibi sosyal ağ sitelerini kullanıyor. Bu sosyal ağ siteleri en çok Ürdün (% 90), Endonezya (% 89), Venezuela (% 88) ve Türkiye (% 87) gibi ülkelerde kullanılmaktadır.


18- 34 yaş arasındaki internet kullanıcıları, sosyal ağ sitelerini 35 yaş ve üstüne göre daha fazla kullanmaktadır. Örneğin, Almanya’da 18-34 yaş arasındakilerin % 81’i sosyal medya sitelerini kullanıyorken 35 yaş ve üstünün yalnızca % 39’u kullanıyor. Türkiye’de bu iki yaş kategorisi arasındaki fark daha az görülmektedir (18-34 yaş arasındakilerin % 93’ü, 35 yaş ve üstünün % 78’i sosyal ağ sitelerini kullanıyor).


Kaynak: Pew Research Feb.2016


 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on March 14, 2016 09:53

March 8, 2016

Bilişime yön veren kadınlar

Yazan: İlden DİRİNİ


AdaLovelace


Kadınlar, bilişim dünyasının da ‘öteki’leri…


Kadından yazılımcı olmaz”, “Kadın dediğin teknolojiden anlamaz” iddialarını; “kadın için en uygun meslek öğretmenlik, tatili de bol, çocuğuna bakarsın” ‘öğütleri’ni aşıp mühendis, yazılımcı olursun ama yine de bitmez o ‘bık bık’lar. Sözlüklerde obez, çirkin, dişleri sarı, iş ortamında erkek sayısını dengeleyen faktör olarak etiketlenirsin, çalıştığın yerlerdeyse sürekli bir ‘kendini ispatla’ mobingine maruz kalırsın. Toplumun bütün o baskılarına baş kaldırıp inatla klavyenin başına geçersin, yine de bitmez o yargılar. Yıl 2016 olur, bir bilişim konferansında iş bulmanın yollarının anlatıldığı öne sürülen bir sunumda, sanki endemik bir türmüşsün gibi “çiçek” ilan edilirsin.


Toplumsal cinsiyetçilik kuşkusuz yaşamımızın her alanında. Ama bazı meslekler var ki yapmak için erkek doğmak gerek! Bilişim alanı da ne yazık ki bunların başında geliyor. Kodların konuştuğu bu dünyada, kadınların yeri olmadığı alttan alta söylenegeliyor. Ne komiktir ki bu iddiaya en güçlü ‘dayanak’ olarak da kadınların duygusallığı, iletişim kabiliyeti gösteriliyor. Kadınlar bu alanda görünürlüklerini, varlıklarını artırdıkça, “Kadından yazılımcı olmaz, kadından geliştirici olmaz” klişesi üniversite kürsülerinden dahi hortlatılıyor. Kadınların kod yazamayacağı hurafesi akıllarda öyle bir yer etmiş ki, yazılım ile uğraşanlar dahi önce koda değil cinsiyete bakıyor. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir araştırmaya göre, github repolarına kadınların gönderdiği kodların kabul oranı daha yüksek. Ancak araştırmaya göre kadınların kodlarının kabul edilme oranı, yazanın cinsiyeti bilindiğinde düşüyor. Kod aynı kod, lakin yazanın kadın olması o kodları tartışılır, eksiği aranır hale getiriveriyor…


Genç bir kadın yazılımcı tüm bu hurafelere, çevresinin yapamazsın’ yönlendirmelerini geçip de iş aramaya başlarsa karşısına daha düşük ücret, daha yüksek mobbing, kariyerde yükselememe sorunları çıkıyor. Kadınlara geliştiricilik değil, tasarımcılık, müşteriyle ilişkiler gibi alanlar uygun görülüyor. İşe alınırken, “Evlenecek misin? Çocuk yapacak mısın?” sorularına maruz bırakılıyor.


Teknolojinin ucuzlaması, İnternetin yaygınlaşması ile geçmişe oranla daha çok kadın kendini geliştirmeye fırsat bulabiliyor. Neyse ki bu alanda da kadınlar bir araya gelip, birbirlerine güç veriyor, bu alanda da “kadınlar vardır” diyor.


Kadınların görünürlüğünün az olmasının bir sebebi de başarılarının pek dile getirilmemesi. Mesela dünyanın ilk bilgisayar programcısı bir kadın Ada Lovelace… Wi-fi teknolojisinin mucidi de Holywood yıldızı bir kadın Hedy Lamarr. Bilişim tarihinde önemli rol oynayan sadece bu iki kadın değil. İşte o kadınlar ve sırada bekleyenler…


ADA LOVELACE

Dünyanın ilk bilgisayar programcısı, belki de bu alanın adı en çok anılan kadını Ada Lovelace. Hem adına kurulan vakıfların yaptığı çalışmalar, hem de Google doodleları sayesinde haber olan, bilinirliği yüzyıllar sonrasına taşınan bir isim. Augusta Ada King, Lovelace Kontesi (d. 10 Aralık 1815 – ö. 27 Kasım 1852), Augusta Ada Byron adıyla doğan ve günümüzde yaygın olarak Ada Lovelace adıyla bilinen, İngiliz matematikçi ve yazar. İnternette ismini arattığınızda karşınıza evliliğinden, kötü geçen çocukluğundan, hastalığından bahseden uzun uzun metinler çıkar. Ancak Lovelace’ın onyıllar sonra hatırlanmasını sağlayan çalışmalarıdır. Lovelace, İngiltere’de 1832 yılına kadar kadınların bilimsel tartışmalara katılmalarına izin verilmediği ve akademik yayın yapmanın hayal olduğu bir dönemde, kadın olduğunun belli olmaması amacı ile isminin baş harfleri olan “A.A.B.”yi kullanarak, bilgisayar üzerine bilimsel bir dergide akademik yayını yapan ilk kadın olma başarısını da gösterdi.


Lovelace’ın ilk bilgisayar programcısı olarak anılmasının nedeni ise mekanik bir bilgisayar tasarlayan İngiliz Charles Babbage ile yürüttüğü çalışmadır. Lovelace’a göre bu tür bir makine uygun şekilde programlanırsa karmaşık müzik eserleri bestelemek, grafik üretmek ve karmaşık matematiksel problemleri çözmek vb. için kullanılabilirdi. Ada’nın bu analizi , bilgisayarın yetenekleri hakkındaki önceki fikirlerden kavramsal bir sıçramaydı ve modern bilgisayarın imasının hatta yeteneklerinin habercisiydi. Lovelace, Babbage’a gönderdiği yazışmalarda Bernoulli sayılarını hesaplamak için Analitik Motor’un algoritmasını tanımlamıştır. Ada Lovelace’ın yazdığı bu algoritma, bilgisayar için yazılmış ilk algoritma olarak kabul edilmiştir. Bu yüzden de Ada ilk bilgisayar programcısı olarak kabul edilmiştir.


GRACE MURRAY HOPPER

Grace_Hopper


Grace Murray Hopper’ın katkıları da yazılım dünyası bakımından kilometre taşı sayılabilecek niteliktedir. Harvard Mark I bilgisayarının ilk programcılarından biri olan Hopper, bilgisayar programlama dilleri için ilk derleyiciyi geliştirmiştir. 1943 yılında ABD donanmasına katılan Grace, Mark I, Mark II ve Mark III bilgisayarları üzerinde geliştirdiği programlardan ötürü donanma nişanı ile ödüllendirilmiş, koramiral olmuştur. Başarılarına rağmen Hopper’ın yenilikçi önerileri kolaylıkla kabul ettirdiğini söyleyemeyiz. Hopper’ın kodlama konusunda getirdiği “kolay anlaşılabilir, İngiliz dilinden komutlar içeren programlama dili” önerisi çevresindeki bilgisayarcılar ve matematikçiler tarafından ‘alay konusu’ yapılmıştır. Bunun üzerine Grace üç yıl sonra, 1952’de, COBOL programlama dilini ve derleyicisini ortaya koyabilmiştir. Dönemin devasa bilgisayarlarında programların düzgün çalışmasını engelleyen gerçek, fiziksel bir böcek bulan Dr. Grace Murray Hopper bilgisayar hatası anlamına da gelen “böcek” (“bug”, “debugging”, vs.) terimini de kültürümüze armağan etmiştir. 


Hedy Lamar

Hedy_Lamarr


Hedy Lamar ise günümüz Wi-fi, GPS teknolojilerinin gelişmesini sağlayan icadı ile tarihteki yerini almıştır. Holywood yıldızı olan Lamarr, “Beyaz Perdede İlk Orgazm Canlandıran Kadın” unvanını da taşır. Hedy Lamarr, müzisyen George Antheil ile 1947 yılında “Frekans atlamalı yayılı spektrum” teknolojisini geliştirmiştir. Lamarr’ın bu icadı sayesinde GSM, Wi-Fi ve GPS teknolojileri oluşturulur. 1997 yılında Elektronik Öncüsü ödülüne layık görülür. Ünlü oyuncu aynı zamanda trafik lambalarını ve sandozu da geliştirmeye yardımcı olmuştur.




ENIAC’ı programlayan 6 kadın
Operating ENIAC Computer

ca. 1940s — Computer operators program ENIAC, the first electronic digital computer, by plugging and unplugging cables and adjusting switches. | Location: Mid-Atlantic USA. — Image by © CORBIS


ENIAC, elektrikle çalışan ve elektronik veri işleme kapasitesine sahip ilk bilgisayardır. Askeri amaçlarla yapılmış olan ve ‘hesap makinesi’ işlevini taşıyan ENIAC, yaklaşık 167 m² bir alana sığıyordu ve ağırlığı 30 tondu. O günlerde 60 saniye yol alan bir topun rotasının hesaplanması için, yaklaşık 20 saatlik çalışma gerekiyordu. ENIAC bu hesaplama süresini 15 saniyeye indirdi. ENIAC’ın bu başarısı ise 6 kadın matematikçi sayesinde idi. Kathleen McNulty, Mauchly Antonelli, Jean Jennings Bartik, Frances Synder Holber, Marlyn Wescoff Meltzer, Frances Bilas Spence ve Ruth Lichterman Teitelbaum 30 tonluk bu koca makineyi, elle takılıp çıkarılan fişler, kablolar ve kumanda edilen düğmelerle programlamıştır.


Radia Perlman

Radia Perlman (d.1952) “İnternetin annesi” olarak da tanıtılsa da Perlman İnternet’in doğası gereği bu tanımlamanın doğru olmadığını söyler. Annesi de bir bilgisayar programcısı olan Perlman, yazılım tasarımcısı ve network mühendisidir. Spanning Tree Protocol ‘un (STP) mucidi olan Perlman, TRILL gibi farklı bağ durumu protokollerinin geliştirmesine büyük katkı sağladı.


Sophie Wilson

Sophie Wilson (d.1957) İngiliz yapımı ilk mikrobilgisayarlardan Acorn System 1’ı 1970’lerde tasarlayan Wilson, 1981’de programlama dilini Acron Proton’a çevirdi. 1983’te ARM olarak bilinen Acorn Risk Machine’i tasarladı. Burada kullanılan komut seti 21. yyda akıllı telefonlarına model olmuştur.


Karen Sparck Jones

Günümüz arama motorlarının geliştirilmesine önemli katkı sağlayan Jones, 1974-2002 yılları arasında Cambridge Bilgisayar Laboratuvarı’nda çalıştı. Doğal dil işleme ve bilgi geri çağırımı alanlarına odaklanan Jones bu alanda en önemli katkıyı IDF (Inverse Document Frequency) konseptini ortaya atarak yaptı. 2007 yılında yaşamını yitirdi.


Günümüz tarihine yaklaştıkça örneklerin sayısı artıyor. 1970’li yıllara gelindiğinde yoğun bir şekilde çalışmakta olan kadın bilgisayarcılardan biri de Dr. Adele Goldberg idi. Alan Kay ile Smalltalk isimli ilk nesneye yönelik programlama dilini geliştiren Adele Goldberg, XEROX PARC (Palo Alto Research Center) laboratuarlarında çalıştı. Katkıda bulunduğu Smalltalk dili ile WIMP (Windows, Icons, Menus, Pointers) sisteminin prototipleri üretildi. WIMP sistemi bugün Microsoft Windows, Apple, KDE, GNOME, vs. gibi grafik kullanıcı arayüzlerinin atası idi.


Meltem Yılmaz Toral, ABD’de AskJeeves arama motoru sisteminin web yüzünü tasarladı ve programladımıştır. Akkanna Peck, Mozilla Firefox’un geliştirilimesinde önemli rol oynamıştır. GNU/Linux’un masaüstü yazılımlarının geliştirilmesi konusunda çalışmaya devam etmektedir. Valerie Anita Aurora ise Linux çekirdeğine yaptığı katkıların yanı sıra ZFS isimli yeni ve yüksek performanslı bir dosya sisteminin geliştirilmesinde önemli rolü olmuştur. Aurora ya da Val Henson Mary Gardiner ile Ada Initiative’ı kurmuştur. Kadınların maruz kaldığı ayrımcılığa karşı kadınların güçlendirilmesini hedeflemiştir. Deniz Akkuş Kanca ve Nilgün Belma Bugüner ise GNU/Linux tabanlı sistemler için (how-to) belgelerini Türkçe’ye kazandırmıştır. Yerelleştirme adına çok önemli bir çaba olan belgeler.org üzerinden iki kadının da çalışmaları devam etmekte.


Daha bahsedecek onlarca kadın yazılımcı ve öyküsü var. Konu ilginizi çektiyse açık kaynak yazılımlara katkı veren kadınları http://geekfeminism.wikia.com/wiki/Category:Women_in_Open_Source adresinden okuyabilirsiniz. “Kadından yazılımcı olmaz” diyenlere kızıp, kadın yazılımcıları bir araya getiren Kadın Yazılımcı bloğunu ise http://www.kadinyazilimci.com/ buradan takip edebilirsiniz. Özgür yazılım dünyasında ise debian, linux, kde kadınlarını sitelerinden takip edebilirsiniz.


Dipnotlar:


    https://peerj.com/preprints/1733v1.pdf


    https://tr.wikipedia.org/wiki/Ada_Lovelace


[3]    http://www.bilisimdergi.com/Kadin-ve-Bilisim-6-11.html


    https://tr.wikipedia.org/wiki/Hedy_Lamarr


    http://www.theatlantic.com/technology/archive/2014/03/radia-perlman-dont-call-me-the-mother-of-the-internet/284146/


    http://bianet.org/bianet/kadin/53214-kadinlar-ve-bilgisayarlar


 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on March 08, 2016 14:18

Bilişime yön veren kadınlar

Yazan: İlden DİRİNİ


AdaLovelace


Kadınlar, bilişim dünyasının da ‘öteki’leri…


Kadından yazılımcı olmaz”, “Kadın dediğin teknolojiden anlamaz” iddialarını; “kadın için en uygun meslek öğretmenlik, tatili de bol, çocuğuna bakarsın” ‘öğütleri’ni aşıp mühendis, yazılımcı olursun ama yine de bitmez o ‘bık bık’lar. Sözlüklerde obez, çirkin, dişleri sarı, iş ortamında erkek sayısını dengeleyen faktör olarak etiketlenirsin, çalıştığın yerlerdeyse sürekli bir ‘kendini ispatla’ mobingine maruz kalırsın. Toplumun bütün o baskılarına baş kaldırıp inatla klavyenin başına geçersin, yine de bitmez o yargılar. Yıl 2016 olur, bir bilişim konferansında iş bulmanın yollarının anlatıldığı öne sürülen bir sunumda, sanki endemik bir türmüşsün gibi “çiçek” ilan edilirsin.


Toplumsal cinsiyetçilik kuşkusuz yaşamımızın her alanında. Ama bazı meslekler var ki yapmak için erkek doğmak gerek! Bilişim alanı da ne yazık ki bunların başında geliyor. Kodların konuştuğu bu dünyada, kadınların yeri olmadığı alttan alta söylenegeliyor. Ne komiktir ki bu iddiaya en güçlü ‘dayanak’ olarak da kadınların duygusallığı, iletişim kabiliyeti gösteriliyor. Kadınlar bu alanda görünürlüklerini, varlıklarını artırdıkça, “Kadından yazılımcı olmaz, kadından geliştirici olmaz” klişesi üniversite kürsülerinden dahi hortlatılıyor. Kadınların kod yazamayacağı hurafesi akıllarda öyle bir yer etmiş ki, yazılım ile uğraşanlar dahi önce koda değil cinsiyete bakıyor. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir araştırmaya göre, github repolarına kadınların gönderdiği kodların kabul oranı daha yüksek. Ancak araştırmaya göre kadınların kodlarının kabul edilme oranı, yazanın cinsiyeti bilindiğinde düşüyor. Kod aynı kod, lakin yazanın kadın olması o kodları tartışılır, eksiği aranır hale getiriveriyor…


Genç bir kadın yazılımcı tüm bu hurafelere, çevresinin yapamazsın’ yönlendirmelerini geçip de iş aramaya başlarsa karşısına daha düşük ücret, daha yüksek mobbing, kariyerde yükselememe sorunları çıkıyor. Kadınlara geliştiricilik değil, tasarımcılık, müşteriyle ilişkiler gibi alanlar uygun görülüyor. İşe alınırken, “Evlenecek misin? Çocuk yapacak mısın?” sorularına maruz bırakılıyor.


Teknolojinin ucuzlaması, İnternetin yaygınlaşması ile geçmişe oranla daha çok kadın kendini geliştirmeye fırsat bulabiliyor. Neyse ki bu alanda da kadınlar bir araya gelip, birbirlerine güç veriyor, bu alanda da “kadınlar vardır” diyor.


Kadınların görünürlüğünün az olmasının bir sebebi de başarılarının pek dile getirilmemesi. Mesela dünyanın ilk bilgisayar programcısı bir kadın Ada Lovelace… Wi-fi teknolojisinin mucidi de Holywood yıldızı bir kadın Hedy Lamarr. Bilişim tarihinde önemli rol oynayan sadece bu iki kadın değil. İşte o kadınlar ve sırada bekleyenler…


ADA LOVELACE

Dünyanın ilk bilgisayar programcısı, belki de bu alanın adı en çok anılan kadını Ada Lovelace. Hem adına kurulan vakıfların yaptığı çalışmalar, hem de Google doodleları sayesinde haber olan, bilinirliği yüzyıllar sonrasına taşınan bir isim. Augusta Ada King, Lovelace Kontesi (d. 10 Aralık 1815 – ö. 27 Kasım 1852), Augusta Ada Byron adıyla doğan ve günümüzde yaygın olarak Ada Lovelace adıyla bilinen, İngiliz matematikçi ve yazar. İnternette ismini arattığınızda karşınıza evliliğinden, kötü geçen çocukluğundan, hastalığından bahseden uzun uzun metinler çıkar. Ancak Lovelace’ın onyıllar sonra hatırlanmasını sağlayan çalışmalarıdır. Lovelace, İngiltere’de 1832 yılına kadar kadınların bilimsel tartışmalara katılmalarına izin verilmediği ve akademik yayın yapmanın hayal olduğu bir dönemde, kadın olduğunun belli olmaması amacı ile isminin baş harfleri olan “A.A.B.”yi kullanarak, bilgisayar üzerine bilimsel bir dergide akademik yayını yapan ilk kadın olma başarısını da gösterdi.


Lovelace’ın ilk bilgisayar programcısı olarak anılmasının nedeni ise mekanik bir bilgisayar tasarlayan İngiliz Charles Babbage ile yürüttüğü çalışmadır. Lovelace’a göre bu tür bir makine uygun şekilde programlanırsa karmaşık müzik eserleri bestelemek, grafik üretmek ve karmaşık matematiksel problemleri çözmek vb. için kullanılabilirdi. Ada’nın bu analizi , bilgisayarın yetenekleri hakkındaki önceki fikirlerden kavramsal bir sıçramaydı ve modern bilgisayarın imasının hatta yeteneklerinin habercisiydi. Lovelace, Babbage’a gönderdiği yazışmalarda Bernoulli sayılarını hesaplamak için Analitik Motor’un algoritmasını tanımlamıştır. Ada Lovelace’ın yazdığı bu algoritma, bilgisayar için yazılmış ilk algoritma olarak kabul edilmiştir. Bu yüzden de Ada ilk bilgisayar programcısı olarak kabul edilmiştir.


GRACE MURRAY HOPPER

Grace_Hopper


Grace Murray Hopper’ın katkıları da yazılım dünyası bakımından kilometre taşı sayılabilecek niteliktedir. Harvard Mark I bilgisayarının ilk programcılarından biri olan Hopper, bilgisayar programlama dilleri için ilk derleyiciyi geliştirmiştir. 1943 yılında ABD donanmasına katılan Grace, Mark I, Mark II ve Mark III bilgisayarları üzerinde geliştirdiği programlardan ötürü donanma nişanı ile ödüllendirilmiş, koramiral olmuştur. Başarılarına rağmen Hopper’ın yenilikçi önerileri kolaylıkla kabul ettirdiğini söyleyemeyiz. Hopper’ın kodlama konusunda getirdiği “kolay anlaşılabilir, İngiliz dilinden komutlar içeren programlama dili” önerisi çevresindeki bilgisayarcılar ve matematikçiler tarafından ‘alay konusu’ yapılmıştır. Bunun üzerine Grace üç yıl sonra, 1952’de, COBOL programlama dilini ve derleyicisini ortaya koyabilmiştir. Dönemin devasa bilgisayarlarında programların düzgün çalışmasını engelleyen gerçek, fiziksel bir böcek bulan Dr. Grace Murray Hopper bilgisayar hatası anlamına da gelen “böcek” (“bug”, “debugging”, vs.) terimini de kültürümüze armağan etmiştir. 


Hedy Lamar

Hedy_Lamarr


Hedy Lamar ise günümüz Wi-fi, GPS teknolojilerinin gelişmesini sağlayan icadı ile tarihteki yerini almıştır. Holywood yıldızı olan Lamarr, “Beyaz Perdede İlk Orgazm Canlandıran Kadın” unvanını da taşır. Hedy Lamarr, müzisyen George Antheil ile 1947 yılında “Frekans atlamalı yayılı spektrum” teknolojisini geliştirmiştir. Lamarr’ın bu icadı sayesinde GSM, Wi-Fi ve GPS teknolojileri oluşturulur. 1997 yılında Elektronik Öncüsü ödülüne layık görülür. Ünlü oyuncu aynı zamanda trafik lambalarını ve sandozu da geliştirmeye yardımcı olmuştur.




ENIAC’ı programlayan 6 kadın
Operating ENIAC Computer

ca. 1940s — Computer operators program ENIAC, the first electronic digital computer, by plugging and unplugging cables and adjusting switches. | Location: Mid-Atlantic USA. — Image by © CORBIS


ENIAC, elektrikle çalışan ve elektronik veri işleme kapasitesine sahip ilk bilgisayardır. Askeri amaçlarla yapılmış olan ve ‘hesap makinesi’ işlevini taşıyan ENIAC, yaklaşık 167 m² bir alana sığıyordu ve ağırlığı 30 tondu. O günlerde 60 saniye yol alan bir topun rotasının hesaplanması için, yaklaşık 20 saatlik çalışma gerekiyordu. ENIAC bu hesaplama süresini 15 saniyeye indirdi. ENIAC’ın bu başarısı ise 6 kadın matematikçi sayesinde idi. Kathleen McNulty, Mauchly Antonelli, Jean Jennings Bartik, Frances Synder Holber, Marlyn Wescoff Meltzer, Frances Bilas Spence ve Ruth Lichterman Teitelbaum 30 tonluk bu koca makineyi, elle takılıp çıkarılan fişler, kablolar ve kumanda edilen düğmelerle programlamıştır.


Radia Perlman

Radia Perlman (d.1952) “İnternetin annesi” olarak da tanıtılsa da Perlman İnternet’in doğası gereği bu tanımlamanın doğru olmadığını söyler. Annesi de bir bilgisayar programcısı olan Perlman, yazılım tasarımcısı ve network mühendisidir. Spanning Tree Protocol ‘un (STP) mucidi olan Perlman, TRILL gibi farklı bağ durumu protokollerinin geliştirmesine büyük katkı sağladı.


Sophie Wilson

Sophie Wilson (d.1957) İngiliz yapımı ilk mikrobilgisayarlardan Acorn System 1’ı 1970’lerde tasarlayan Wilson, 1981’de programlama dilini Acron Proton’a çevirdi. 1983’te ARM olarak bilinen Acorn Risk Machine’i tasarladı. Burada kullanılan komut seti 21. yyda akıllı telefonlarına model olmuştur.


Karen Sparck Jones

Günümüz arama motorlarının geliştirilmesine önemli katkı sağlayan Jones, 1974-2002 yılları arasında Cambridge Bilgisayar Laboratuvarı’nda çalıştı. Doğal dil işleme ve bilgi geri çağırımı alanlarına odaklanan Jones bu alanda en önemli katkıyı IDF (Inverse Document Frequency) konseptini ortaya atarak yaptı. 2007 yılında yaşamını yitirdi.


Günümüz tarihine yaklaştıkça örneklerin sayısı artıyor. 1970’li yıllara gelindiğinde yoğun bir şekilde çalışmakta olan kadın bilgisayarcılardan biri de Dr. Adele Goldberg idi. Alan Kay ile Smalltalk isimli ilk nesneye yönelik programlama dilini geliştiren Adele Goldberg, XEROX PARC (Palo Alto Research Center) laboratuarlarında çalıştı. Katkıda bulunduğu Smalltalk dili ile WIMP (Windows, Icons, Menus, Pointers) sisteminin prototipleri üretildi. WIMP sistemi bugün Microsoft Windows, Apple, KDE, GNOME, vs. gibi grafik kullanıcı arayüzlerinin atası idi.


Meltem Yılmaz Toral, ABD’de AskJeeves arama motoru sisteminin web yüzünü tasarladı ve programladımıştır. Akkanna Peck, Mozilla Firefox’un geliştirilimesinde önemli rol oynamıştır. GNU/Linux’un masaüstü yazılımlarının geliştirilmesi konusunda çalışmaya devam etmektedir. Valerie Anita Aurora ise Linux çekirdeğine yaptığı katkıların yanı sıra ZFS isimli yeni ve yüksek performanslı bir dosya sisteminin geliştirilmesinde önemli rolü olmuştur. Aurora ya da Val Henson Mary Gardiner ile Ada Initiative’ı kurmuştur. Kadınların maruz kaldığı ayrımcılığa karşı kadınların güçlendirilmesini hedeflemiştir. Deniz Akkuş Kanca ve Nilgün Belma Bugüner ise GNU/Linux tabanlı sistemler için (how-to) belgelerini Türkçe’ye kazandırmıştır. Yerelleştirme adına çok önemli bir çaba olan belgeler.org üzerinden iki kadının da çalışmaları devam etmekte.


Daha bahsedecek onlarca kadın yazılımcı ve öyküsü var. Konu ilginizi çektiyse açık kaynak yazılımlara katkı veren kadınları http://geekfeminism.wikia.com/wiki/Category:Women_in_Open_Source adresinden okuyabilirsiniz. “Kadından yazılımcı olmaz” diyenlere kızıp, kadın yazılımcıları bir araya getiren Kadın Yazılımcı bloğunu ise http://www.kadinyazilimci.com/ buradan takip edebilirsiniz. Özgür yazılım dünyasında ise debian, linux, kde kadınlarını sitelerinden takip edebilirsiniz.


Dipnotlar:


    https://peerj.com/preprints/1733v1.pdf


    https://tr.wikipedia.org/wiki/Ada_Lovelace


[3]    http://www.bilisimdergi.com/Kadin-ve-Bilisim-6-11.html


    https://tr.wikipedia.org/wiki/Hedy_Lamarr


    http://www.theatlantic.com/technology/archive/2014/03/radia-perlman-dont-call-me-the-mother-of-the-internet/284146/


    http://bianet.org/bianet/kadin/53214-kadinlar-ve-bilgisayarlar


 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on March 08, 2016 14:18

March 5, 2016

March 1, 2016

Sivil toplum için video aktivizmi eğitimi: “Ses Sensin”

Sivil toplum kuruluşlarına yönelik video aktivizmi eğitimi 13-15 Mayıs’ta Ankara’da düzenlenecek.


STK olarak videoyu daha etkin kullanmak ister misiniz? Alternatif Bilişim Derneği, Sivil Düşün AB Programı’nın katkılarıyla sivil toplum kuruluşlarına yönelik olarak video aktivizmi eğitimi düzenliyor. 13-15 Mayıs 2016 tarihlerinde Ankara’da düzenlenecek “Ses Sensin”: Video Aktivizmi Atölyesi (Eğitimcilerin Eğitimi) başlıklı atölyede video aktivistleri ve eğitimciler STK temsilcileriyle bir araya gelerek bilgi ve deneyim paylaşacaklar.


İlk kez düzenlenecek atölye çalışmasında STK’ların video aktivizmine yönelik farkındalığını artırmak ve etkinliklerinde bir hak aracı olarak videoyu daha etkin kullanmaları amaçlanıyor. Üç günlük eğitim programına çeşitli üniversitelerden öğretim üyeleri ve uzmanların yanı sıra Türkiye’den Kamera Sokak, Seyr-i Sokak, Bak.ma, Ankara Eylem Vakti ile yurtdışından Witness, Papertiger.tv ve Americas Media Initiative’den video aktivistleri katılacaklar.


Ses Sensin” atölyesinde video aktivizmi farklı boyutlarıyla ele alınacak. Eğitimin birinci günü, Prof. Dr. Mutlu Binark (Hacettepe Üniversitesi) ile Ar. Gör. Tuğrul Çomu’nun (Ankara Üniversitesi) Alternatif Bilişim Derneği’ni tanıtımıyla başlayacak. Ardından Yrd. Doç. Dr. Perrin Öğün Emre (Kadir Has Üniversitesi) ile Yrd. Doç. Dr Gülüm Şener (Arel Üniversitesi) video aktivizmi kavramını, tarihsel gelişimini ve kuramsal yaklaşımları, dünyadan ve Türkiye’den video aktivizmi örneklerini, Av. Faruk Çayır da görsel-işitsel malzemelerin üretim ve paylaşım süreçlerinde yaşanan hukuki sorunları ele alacaklar. Witness video aktivisti Raja Althaibani ise küresel video aktivizmini anlatacak.


İkinci gün Yrd. Doç. Dr. Nihan Gider Işıkman (Başkent Üniversitesi) video çekim ve kurgu teknikleri, sosyal ağlarda video paylaşımı, dijital yayıncılık, web tv, özgür yazılım vb. teknik konularda katılımcılara bilgi verdikten sonra video aktivizmi kolektifleriyle deneyim paylaşımları gerçekleştirilecek. Atölyenin son gününde PaperTiger.tv’nin ve Yrd. Doç. Dr. Gülsüm Depeli’nin (Hacettepe Üniversitesi) katılımıyla video aktivizminde etik sorunlar ve ifade özgürlüğü tartışıldıktan sonra Americas Media Initiative Yöneticisi Alexandra Halkin, Latin Amerika’da video aktivizmi deneyimini aktaracak. STK’ların video aktivizmi deneyimlerini paylaşmasıyla sürecek atölye, katılım belgesi töreni ile son bulacak.


Eğitime kimler katılabilir?



“Ses Sensin”: Video Aktivizmi Atölyesi (Eğitimcilerin Eğitimi) programına Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarında çalışanlar başvurabilirler. Atölye özellikle STK’ların iletişim ve sosyal medya departmanlarında çalışanlara yöneliktir.

Eğitim detayları:



Atölyeye katılım ücretsizdir.
Başvurular 15 Nisan 2016 gece yarısına kadar http://goo.gl/forms/K66R7aaBOQ adresinde yer alan form kullanılarak yapılmalıdır.
Atölye ve başvuruyla ilgili tüm sorular için sessensin@alternatifbilisim.org e-posta adresiyle iletişim kurulabilir.
Atölyeye ilişkin eğitim kitleri, atölyenin ilk gününde katılımcılara sunulacaktır.
Yurtdışından gelen video aktivistlerinin sunumlarında ardıl çeviri yapılacaktır.
Öğle yemeği ve çay-kahve servisi ücretsizdir.
Atölyeye katılım 25 kişiyle sınırlıdır. Başvuru sonuçları 22 Nisan 2016 günü e-posta yoluyla duyurulacaktır.

 


 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on March 01, 2016 04:40

Sivil toplum için video aktivizmi eğitimi: “Ses Sensin”

Sivil toplum kuruluşlarına yönelik video aktivizmi eğitimi 13-15 Mayıs’ta Ankara’da düzenlenecek.


STK olarak videoyu daha etkin kullanmak ister misiniz? Alternatif Bilişim Derneği, Sivil Düşün AB Programı’nın katkılarıyla sivil toplum kuruluşlarına yönelik olarak video aktivizmi eğitimi düzenliyor. 13-15 Mayıs 2016 tarihlerinde Ankara’da düzenlenecek “Ses Sensin”: Video Aktivizmi Atölyesi (Eğitimcilerin Eğitimi) başlıklı atölyede video aktivistleri ve eğitimciler STK temsilcileriyle bir araya gelerek bilgi ve deneyim paylaşacaklar.


İlk kez düzenlenecek atölye çalışmasında STK’ların video aktivizmine yönelik farkındalığını artırmak ve etkinliklerinde bir hak aracı olarak videoyu daha etkin kullanmaları amaçlanıyor. Üç günlük eğitim programına çeşitli üniversitelerden öğretim üyeleri ve uzmanların yanı sıra Türkiye’den Kamera Sokak, Seyr-i Sokak, Bak.ma, Ankara Eylem Vakti ile yurtdışından Witness, Papertiger.tv ve Americas Media Initiative’den video aktivistleri katılacaklar.


“Ses Sensin” atölyesinde video aktivizmi farklı boyutlarıyla ele alınacak. Eğitimin birinci günü, Prof. Dr. Mutlu Binark (Hacettepe Üniversitesi) ile Ar. Gör. Tuğrul Çomu’nun (Ankara Üniversitesi) Alternatif Bilişim Derneği’ni tanıtımıyla başlayacak. Ardından Yrd. Doç. Dr. Perrin Öğün Emre (Kadir Has Üniversitesi) ile Yrd. Doç. Dr Gülüm Şener (Arel Üniversitesi) video aktivizmi kavramını, tarihsel gelişimini ve kuramsal yaklaşımları, dünyadan ve Türkiye’den video aktivizmi örneklerini, Av. Faruk Çayır da görsel-işitsel malzemelerin üretim ve paylaşım süreçlerinde yaşanan hukuki sorunları ele alacaklar. Witness video aktivisti Raja Althaibani ise küresel video aktivizmini anlatacak.


İkinci gün Yrd. Doç. Dr. Nihan Gider Işıkman (Başkent Üniversitesi) video çekim ve kurgu teknikleri, sosyal ağlarda video paylaşımı, dijital yayıncılık, web tv, özgür yazılım vb. teknik konularda katılımcılara bilgi verdikten sonra video aktivizmi kolektifleriyle deneyim paylaşımları gerçekleştirilecek. Atölyenin son gününde PaperTiger.tv’nin ve Yrd. Doç. Dr. Gülsüm Depeli’nin (Hacettepe Üniversitesi) katılımıyla video aktivizminde etik sorunlar ve ifade özgürlüğü tartışıldıktan sonra Americas Media Initiative Yöneticisi Alexandra Halkin, Latin Amerika’da video aktivizmi deneyimini aktaracak. STK’ların video aktivizmi deneyimlerini paylaşmasıyla sürecek atölye, katılım belgesi töreni ile son bulacak.


Eğitime kimler katılabilir?



“Ses Sensin”: Video Aktivizmi Atölyesi (Eğitimcilerin Eğitimi) programına Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarında çalışanlar başvurabilirler. Atölye özellikle STK’ların iletişim ve sosyal medya departmanlarında çalışanlara yöneliktir.

Eğitim detayları:



Atölyeye katılım ücretsizdir.
Başvurular 15 Nisan 2016 gece yarısına kadar http://goo.gl/forms/K66R7aaBOQ adresinde yer alan form kullanılarak yapılmalıdır.
Atölye ve başvuruyla ilgili tüm sorular için sessensin@alternatifbilisim.org e-posta adresiyle iletişim kurulabilir.
Atölyeye ilişkin eğitim kitleri, atölyenin ilk gününde katılımcılara sunulacaktır.
Yurtdışından gelen video aktivistlerinin sunumlarında ardıl çeviri yapılacaktır.
Öğle yemeği ve çay-kahve servisi ücretsizdir.
Atölyeye katılım 25 kişiyle sınırlıdır. Başvuru sonuçları 22 Nisan 2016 günü e-posta yoluyla duyurulacaktır.

 


 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on March 01, 2016 04:40

Mutlu Binark's Blog

Mutlu Binark
Mutlu Binark isn't a Goodreads Author (yet), but they do have a blog, so here are some recent posts imported from their feed.
Follow Mutlu Binark's blog with rss.