Mutlu Binark's Blog, page 3
September 4, 2023
Yaşlılar Çevrimiçi Dolandırıcılıktan Nasıl Korunabilir?
Yazar: Wendy L. Patrick, J.D., Ph.D.
Türkçeleştirip Özetleyen: Beren Kandemir, Hacettepe Üniversitesi SBE İletişim Bilimleri Doktora Programı
Birçoğumuzun, şüpheli bir e-posta veya gerçek olamayacak kadar iyi bir “anlaşma” teklifi hakkında bize soru soran yaşlı bir ebeveyni veya büyükanne-büyükbabası olmuştur. Buradaki kurtarıcı nokta ise, bu yakınımızın durup bize bu soruyu soracak kadar bilgi sahibi olmasıdır. Çünkü bu kulağa gerçek olamayacak kadar iyi gelen tekliflerin çoğu genellikle gerçek değildir.
Ancak çok sayıda yaşlı her gün internet dolandırıcılığının kurbanı olmaktadır, çünkü siber suçlular dolandırıcılık faaliyetlerini sahtekarlığı tespit etmenin neredeyse imkansız olduğu bir noktaya kadar kusursuzlaştırmışlardır, özellikle de kurban hakkında genellikle çevrimiçi olarak elde ettikleri doğru bilgilere sahip oldukları durumlarda. Neyse ki siber dolandırıcılık alanında çalışan araştırmacılar, savunmasız yetişkinleri korumak için, özellikle yaşlıları hedef alan, internet hırsızları tarafından kullanılan en son hileleri sürekli olarak takip etmektedirler.

Dijital İstismar
Tianyi Zhang ve diğer. (2023), yaşlıların maruz kaldıkları dolandırıcılık konusunu “Dijital Çağda Yaşlıların Finansal Sömürüsü” başlıklı bir çalışmada araştırmışlardır.* Araştırmacıların fark ettikleri ilk noktalardan bir tanesi, COVID sırasında yaşlıların finansal istismarına ilişkin ihbarların artmasıdır. Covid-19 salgını, birçok yaşlının sağlıkları ve mali durumları hakkında endişelenmekle kalmayıp aynı zamanda yakınlarından da izole oldukları bir dönemdi. Geleneksel iletişim yöntemleri kullanımı konusunda daha rahat olan birçok kişinin dijital teknolojiye olan görece yabancılığı da eklenince, yaşlılar finansal saldırganlara karşı emsali görülmemiş bir şekilde savunmasız hale gelmişlerdir.
Zhang ve diğer. (2023), toplumsal krizler dışında ayrıca birçok yaşlının başkalarına bağımlı olma durumları nedeniyle de doğal olarak risk faktörlerine maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. Bu risk faktörleri arasında; gençlere göre daha az sosyal desteğe sahip olmak, bilişsel işlevlerdeki zayıflamalar, finansal konularda yardım da dahil olmak üzere gündelik yaşamın temel yönleri için başkalarına bağımlı olmak ve finansal karar alma süreçlerinde zayıflamalar yer almaktadır. Yaşlılar dijital teknoloji ve sosyal medya kullanma konularında giderek daha yetkin hale gelseler de, yaşla beraber artan bazı kaçınılmaz risk faktörleri nedeniyle birçoğu hala savunmasız durumdadır.
Romantizm ve E-Ticaret
Yaşlılar en çok hangi tür dolandırıcılıklara kanma eğilimindedir? Bir kısmı geri kalanlarımızın da başına gelenlerden bazıları belki de. Zang ve diğerleri, aşk dolandırıcılığının yaşlıların maruz kaldığı en maliyetli finansal dolandırıcılık olduğunu ve bunun 2020 yılında 139 milyon dolarlık kayıpla sonuçlandığını belirtiyorlar. Bu, pandemi sırasında yaşlılar için çekici bir sosyalleşme yöntemi de olan, çevrimiçi flört, sosyal medya ve diğer çevrimiçi platformların kullanımındaki artıştan kaynaklanmaktadır. Dolandırıcı talipler, “acil bir durum” için mali destek talep etmek amacıyla, potansiyel yaşlı kurbanlarının ilgi, yakınlık ve şefkat arzularını besleyecek şekilde dijital kur yapmaya girişmektedirler. Zhang ve diğer., pandemi dolandırıcılarının, yüz yüze buluşmaktan kaçınmak için ek bir bahane olarak Covid endişelerini kullandıklarına işaret ediyorlar.
Ticari dolandırıcılıklar, hırsızların yaşlıları hedef almasının bir başka yoludur. Zhang ve diğerleri, çevrimiçi alışveriş dolandırıcılıklarının yaşlıları etkileyen en yaygın dolandırıcılık biçimi olduğunu ve pandemi sırasında vakaların öncekinin iki katından daha fazla arttığını belirtmişlerdir. Sosyal mesafe ve artan çevrimiçi alışverişle birlikte, mobil uygulamalarda ve sosyal medyada sahte reklamların yanı sıra, reklamı yapılandan daha düşük kalitede ürünler sunan ve bazen de ürünleri hiç teslim etmeyen sahte çevrimiçi mağazalarda da bir artış olduğunu eklemişlerdir. Ayrıca yaşlıları hedef alan dolandırıcılar, yaşlıların çevrimiçi iş yapma biçimlerini takip ederek, odaklarını çek ve nakit paradan, hediye ve kredi kartlarına çevirmişlerdir.
Yaygın dolandırıcılık kalıpları hakkında bilgi sahibi olmak ve sağlıklı ölçüde durumsal farkındalık, hem kendimizi hem de en savunmasız olanları korumamızı sağlayacaktır.
Kaynaklar:
*Elder Financial Exploitation in the Digital Age. Tianyi Zhang, Nathaniel P. Morris, Dale E. McNiel and Renée Binder Journal of the American Academy of Psychiatry and the Law Online June 2023, 51 (2) 173-180
Orijinal Metin
YaÅlılar Ãevrimiçi Dolandırıcılıktan Nasıl Korunabilir?
Yazar: Wendy L. Patrick, J.D., Ph.D.
TürkçeleÅtirip Ãzetleyen: Beren Kandemir, Hacettepe Ãniversitesi SBE İletiÅim Bilimleri Doktora Programı
BirçoÄumuzun, Åüpheli bir e-posta veya gerçek olamayacak kadar iyi bir âanlaÅmaâ teklifi hakkında bize soru soran yaÅlı bir ebeveyni veya büyükanne-büyükbabası olmuÅtur. Buradaki kurtarıcı nokta ise, bu yakınımızın durup bize bu soruyu soracak kadar bilgi sahibi olmasıdır. Ãünkü bu kulaÄa gerçek olamayacak kadar iyi gelen tekliflerin çoÄu genellikle gerçek deÄildir.
Ancak çok sayıda yaÅlı her gün internet dolandırıcılıÄının kurbanı olmaktadır, çünkü siber suçlular dolandırıcılık faaliyetlerini sahtekarlıÄı tespit etmenin neredeyse imkansız olduÄu bir noktaya kadar kusursuzlaÅtırmıÅlardır, özellikle de kurban hakkında genellikle çevrimiçi olarak elde ettikleri doÄru bilgilere sahip oldukları durumlarda. Neyse ki siber dolandırıcılık alanında çalıÅan araÅtırmacılar, savunmasız yetiÅkinleri korumak için, özellikle yaÅlıları hedef alan, internet hırsızları tarafından kullanılan en son hileleri sürekli olarak takip etmektedirler.

Dijital İstismar
Tianyi Zhang ve diÄer. (2023), yaÅlıların maruz kaldıkları dolandırıcılık konusunu “Dijital ÃaÄda YaÅlıların Finansal Sömürüsü” baÅlıklı bir çalıÅmada araÅtırmıÅlardır.* AraÅtırmacıların fark ettikleri ilk noktalardan bir tanesi, COVID sırasında yaÅlıların finansal istismarına iliÅkin ihbarların artmasıdır. Covid-19 salgını, birçok yaÅlının saÄlıkları ve mali durumları hakkında endiÅelenmekle kalmayıp aynı zamanda yakınlarından da izole oldukları bir dönemdi. Geleneksel iletiÅim yöntemleri kullanımı konusunda daha rahat olan birçok kiÅinin dijital teknolojiye olan görece yabancılıÄı da eklenince, yaÅlılar finansal saldırganlara karÅı emsali görülmemiÅ bir Åekilde savunmasız hale gelmiÅlerdir.
Zhang ve diÄer. (2023), toplumsal krizler dıÅında ayrıca birçok yaÅlının baÅkalarına baÄımlı olma durumları nedeniyle de doÄal olarak risk faktörlerine maruz kaldıklarını belirtmiÅlerdir. Bu risk faktörleri arasında; gençlere göre daha az sosyal desteÄe sahip olmak, biliÅsel iÅlevlerdeki zayıflamalar, finansal konularda yardım da dahil olmak üzere gündelik yaÅamın temel yönleri için baÅkalarına baÄımlı olmak ve finansal karar alma süreçlerinde zayıflamalar yer almaktadır. YaÅlılar dijital teknoloji ve sosyal medya kullanma konularında giderek daha yetkin hale gelseler de, yaÅla beraber artan bazı kaçınılmaz risk faktörleri nedeniyle birçoÄu hala savunmasız durumdadır.
Romantizm ve E-Ticaret
YaÅlılar en çok hangi tür dolandırıcılıklara kanma eÄilimindedir? Bir kısmı geri kalanlarımızın da baÅına gelenlerden bazıları belki de. Zang ve diÄerleri, aÅk dolandırıcılıÄının yaÅlıların maruz kaldıÄı en maliyetli finansal dolandırıcılık olduÄunu ve bunun 2020 yılında 139 milyon dolarlık kayıpla sonuçlandıÄını belirtiyorlar. Bu, pandemi sırasında yaÅlılar için çekici bir sosyalleÅme yöntemi de olan, çevrimiçi flört, sosyal medya ve diÄer çevrimiçi platformların kullanımındaki artıÅtan kaynaklanmaktadır. Dolandırıcı talipler, âacil bir durumâ için mali destek talep etmek amacıyla, potansiyel yaÅlı kurbanlarının ilgi, yakınlık ve Åefkat arzularını besleyecek Åekilde dijital kur yapmaya giriÅmektedirler. Zhang ve diÄer., pandemi dolandırıcılarının, yüz yüze buluÅmaktan kaçınmak için ek bir bahane olarak Covid endiÅelerini kullandıklarına iÅaret ediyorlar.
Ticari dolandırıcılıklar, hırsızların yaÅlıları hedef almasının bir baÅka yoludur. Zhang ve diÄerleri, çevrimiçi alıÅveriÅ dolandırıcılıklarının yaÅlıları etkileyen en yaygın dolandırıcılık biçimi olduÄunu ve pandemi sırasında vakaların öncekinin iki katından daha fazla arttıÄını belirtmiÅlerdir. Sosyal mesafe ve artan çevrimiçi alıÅveriÅle birlikte, mobil uygulamalarda ve sosyal medyada sahte reklamların yanı sıra, reklamı yapılandan daha düÅük kalitede ürünler sunan ve bazen de ürünleri hiç teslim etmeyen sahte çevrimiçi maÄazalarda da bir artıŠolduÄunu eklemiÅlerdir. Ayrıca yaÅlıları hedef alan dolandırıcılar, yaÅlıların çevrimiçi iÅ yapma biçimlerini takip ederek, odaklarını çek ve nakit paradan, hediye ve kredi kartlarına çevirmiÅlerdir.
Yaygın dolandırıcılık kalıpları hakkında bilgi sahibi olmak ve saÄlıklı ölçüde durumsal farkındalık, hem kendimizi hem de en savunmasız olanları korumamızı saÄlayacaktır.
Kaynaklar:
*Elder Financial Exploitation in the Digital Age. Tianyi Zhang, Nathaniel P. Morris, Dale E. McNiel and Renée Binder Journal of the American Academy of Psychiatry and the Law Online June 2023, 51 (2) 173-180
Orijinal Metin
August 19, 2023
YAŞLILAR DA İYİ BİR MÜŞTERİ DENEYİMİNİ HAK EDİYOR
Çeviri: Beren Kandemir-Hacettepe Üniversitesi SBE İletişim Bilimleri Doktora Programı
Ürün ve dijital deneyim tasarımcıları, olanaklarını yaşlılar için de işlevsel hale getirmek için yeterince çaba sarf ediyor mu?
Yaşlı Dostu Teknolojinin Esasları
Değişimi benimseyin: Yaşlı dostu teknoloji bir lüks değil, büyüyen dijital çağda halihazırda sahip olunması gereken bir şey.
Eksikliklere dikkat edin: Yaşlılar için teknolojinin kullanılabilirliğini iyileştirmek, dijital bölünme için bir köprü görevi görerek, kapsayıcı inovasyonu mümkün kılıyor.
Potansiyeli görün: Yaşlılar, yaşlı dostu teknoloji şirketleri için henüz el değmemiş bir pazardır ve önemli büyüme fırsatları sunar.
Teknoloji Ürünleri Yaşlıların İhtiyaçlarını Karşılamakta Yetersiz mi Kalıyor?
Bir anne olarak, okul çağındaki iki çocuğumun bilgi işlem cihazları, video oyunları ve diğer teknolojiler konusunda ne kadar sezgisel olduklarına sürekli hayret ediyorum. Hiç zorlanmadan, her türlü aleti nasıl kullanacaklarını ve keyfini çıkaracaklarını öğreniyorlar.
Ama 70’lerinin sonlarında olan kendi annemin hikayesi daha farklı. Son zamanlarda sıcak içeceklerini sıcak tutacak bir şey istedi. Bu yüzden ona, sıcaklığı ve sıvı seviyesini algılayan sensörleri olan ve içme sıcaklığını saatlerce belli bir seviyede tutmak için için konveksiyon akımları gönderebilen “akıllı kupa” almayı düşündüm. Hatta bu kupa bir uygulama ile kontrol edilebiliyor. Bende bir tane var ve en başta annem için de çok uygun olacağını düşündüm.
Ancak, annemin bu deneyim ve cep telefonu ile cihaz arasındaki etkileşimler yüzünden usanacağını ve sonunda bu kupanın asla kullanılmayacağını anladım. Bunun yerine, ona eski moda, analog bir ısıtıcı aldım.
Bu deneyim, ürün ve dijital deneyim tasarımcılarının olanaklarını eski nesiller tarafından kullanılabilir hale getirmek için yeterince çaba sarf edip etmediğini merak etmeme neden oldu. Özellikle 21 Ağustos Ulusal Yaşlılar Günü* yaklaşırken bu yerinde bir soru.
Teknoloji Yaşlılık Pazarını Iskalıyor: Bu Kaçırılmış Bir Fırsat mı?
Yaşlılıkta bireyler; azalan tepkisellik, görme bozuklukları, işitme güçlükleri, hareket kısıtlılığı ve güncel teknolojiye ayak uydurmayı zorlaştıran diğer zorluklarla mücadele ediyorlar.
Tüketicilerin ürün ve hizmetlerle etkileşim kurma biçiminde devrim yaratan akıllı ev cihazları, giyilebilir cihazlar, bağlantılı araçlar (connected vehicle) ve diğer tüm teknolojilerin tedarikçileri yaşlanmayı ne ölçüde dikkate alıyor? Bu tedarikçiler yaşlı dostu teknolojiye odaklanıyor mu?
Kimsenin buna net bir yanıtı var mı bilmiyorum ama bütün teknoloji şirketlerinin daha fazlasını yapabileceğini söylemek yanlış olmaz. Ve bu sadece bunu yapmak doğru olduğu için değil, aynı zamanda yaşlılar için teknoloji kullanılabilirliğini geliştirmenin, akıllıca bir ticaret anlayışı olmasından dolayı da.
Nüfus sayım rakamlarına göre, ABD yaşlı nüfusu 1920’den 2020’ye kadar olan 100 yıllık sürede toplam nüfustan yaklaşık beş kat daha hızlı arttı. 2010’dan 2020’ye kadar olan on yılda ise, 1880-1890 aralığından beri, ülkenin yaşlı nüfusundaki en hızlı artış görüldü. 65 yaş üstü nüfus, 55,8 milyona yani toplam nüfusun ,8’ine ulaştı. 2020 ile 2060 yılları arasında ise, yaşlı yetişkin sayısının i artarak 100 milyona yaklaşacağı öngörülüyor.
Nüfus Referans Bürosu tarafından, 65 yaş ve üstü nüfusun mevcut artışının ABD tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir hızda olduğu ve bu durumun politika yapıcılar için önemli sonuçları olduğu belirtiliyor.
Yaşlı Nesiller Teknolojiyi Benimsiyor, Şirketler Buna Adapte Olmalı
Nüfus bir bütün olarak önemli ölçüde yaşlanıyorsa, çoğu işletmenin müşterilerinin de yaşlanıyor olduğunu anlamak zor değil. Şirketler rekabet edebilmek istiyorlarsa, sundukları yeniliklerin yaşlı insanların yaşamlarına sorunsuz bir şekilde entegre olmasını sağlamaktan başka seçenekleri yok.
Araştırmalar giderek daha fazla yaşlı insanın yeni teknolojileri kullanma talebi olduğunu gösteriyor.
*ABD’de her yıl 21 Haziran, Ulusal Yaşlılar Günü olarak kutlanmaktadır.
YAÅLILAR DA İYİ BİR MÃÅTERİ DENEYİMİNİ HAK EDİYOR
Çeviri: Beren Kandemir-Hacettepe Üniversitesi SBE İletişim Bilimleri Doktora Programı
Ürün ve dijital deneyim tasarımcıları, olanaklarını yaşlılar için de işlevsel hale getirmek için yeterince çaba sarf ediyor mu?
Yaşlı Dostu Teknolojinin Esasları
Değişimi benimseyin: Yaşlı dostu teknoloji bir lüks değil, büyüyen dijital çağda halihazırda sahip olunması gereken bir şey.
Eksikliklere dikkat edin: Yaşlılar için teknolojinin kullanılabilirliğini iyileştirmek, dijital bölünme için bir köprü görevi görerek, kapsayıcı inovasyonu mümkün kılıyor.
Potansiyeli görün: Yaşlılar, yaşlı dostu teknoloji şirketleri için henüz el değmemiş bir pazardır ve önemli büyüme fırsatları sunar.
Teknoloji Ürünleri Yaşlıların İhtiyaçlarını Karşılamakta Yetersiz mi Kalıyor?
Bir anne olarak, okul çağındaki iki çocuğumun bilgi işlem cihazları, video oyunları ve diğer teknolojiler konusunda ne kadar sezgisel olduklarına sürekli hayret ediyorum. Hiç zorlanmadan, her türlü aleti nasıl kullanacaklarını ve keyfini çıkaracaklarını öğreniyorlar.
Ama 70’lerinin sonlarında olan kendi annemin hikayesi daha farklı. Son zamanlarda sıcak içeceklerini sıcak tutacak bir şey istedi. Bu yüzden ona, sıcaklığı ve sıvı seviyesini algılayan sensörleri olan ve içme sıcaklığını saatlerce belli bir seviyede tutmak için için konveksiyon akımları gönderebilen “akıllı kupa” almayı düşündüm. Hatta bu kupa bir uygulama ile kontrol edilebiliyor. Bende bir tane var ve en başta annem için de çok uygun olacağını düşündüm.
Ancak, annemin bu deneyim ve cep telefonu ile cihaz arasındaki etkileşimler yüzünden usanacağını ve sonunda bu kupanın asla kullanılmayacağını anladım. Bunun yerine, ona eski moda, analog bir ısıtıcı aldım.
Bu deneyim, ürün ve dijital deneyim tasarımcılarının olanaklarını eski nesiller tarafından kullanılabilir hale getirmek için yeterince çaba sarf edip etmediğini merak etmeme neden oldu. Özellikle 21 Ağustos Ulusal Yaşlılar Günü* yaklaşırken bu yerinde bir soru.
Teknoloji Yaşlılık Pazarını Iskalıyor: Bu Kaçırılmış Bir Fırsat mı?
Yaşlılıkta bireyler; azalan tepkisellik, görme bozuklukları, işitme güçlükleri, hareket kısıtlılığı ve güncel teknolojiye ayak uydurmayı zorlaştıran diğer zorluklarla mücadele ediyorlar.
Tüketicilerin ürün ve hizmetlerle etkileşim kurma biçiminde devrim yaratan akıllı ev cihazları, giyilebilir cihazlar, bağlantılı araçlar (connected vehicle) ve diğer tüm teknolojilerin tedarikçileri yaşlanmayı ne ölçüde dikkate alıyor? Bu tedarikçiler yaşlı dostu teknolojiye odaklanıyor mu?
Kimsenin buna net bir yanıtı var mı bilmiyorum ama bütün teknoloji şirketlerinin daha fazlasını yapabileceğini söylemek yanlış olmaz. Ve bu sadece bunu yapmak doğru olduğu için değil, aynı zamanda yaşlılar için teknoloji kullanılabilirliğini geliştirmenin, akıllıca bir ticaret anlayışı olmasından dolayı da.
Nüfus sayım rakamlarına göre, ABD yaşlı nüfusu 1920’den 2020’ye kadar olan 100 yıllık sürede toplam nüfustan yaklaşık beş kat daha hızlı arttı. 2010’dan 2020’ye kadar olan on yılda ise, 1880-1890 aralığından beri, ülkenin yaşlı nüfusundaki en hızlı artış görüldü. 65 yaş üstü nüfus, 55,8 milyona yani toplam nüfusun ,8’ine ulaştı. 2020 ile 2060 yılları arasında ise, yaşlı yetişkin sayısının i artarak 100 milyona yaklaşacağı öngörülüyor.
Nüfus Referans Bürosu tarafından, 65 yaş ve üstü nüfusun mevcut artışının ABD tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir hızda olduğu ve bu durumun politika yapıcılar için önemli sonuçları olduğu belirtiliyor.
Yaşlı Nesiller Teknolojiyi Benimsiyor, Şirketler Buna Adapte Olmalı
Nüfus bir bütün olarak önemli ölçüde yaşlanıyorsa, çoğu işletmenin müşterilerinin de yaşlanıyor olduğunu anlamak zor değil. Şirketler rekabet edebilmek istiyorlarsa, sundukları yeniliklerin yaşlı insanların yaşamlarına sorunsuz bir şekilde entegre olmasını sağlamaktan başka seçenekleri yok.
Araştırmalar giderek daha fazla yaşlı insanın yeni teknolojileri kullanma talebi olduğunu gösteriyor.
*ABD’de her yıl 21 Haziran, Ulusal Yaşlılar Günü olarak kutlanmaktadır.
July 26, 2023
Geleceğe Mektuplar: Yaşlılık ve Dijital Eşitsizlikler
TÜBİTAK tarafından desteklenen 120K613 numaralı “Covid-19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyon Değerlendirmesi” projesinin yürütücülüğünü üstlenen Prof. Dr. Mutlu Binark; 25.07.2023 tarihinde, TRT Radyo-1’de, Mustafa Eroğlu tarafından hazırlanıp sunulan “Geleceğe Mektuplar” programına konuk oldu. Program kapsamında yaşlılık ve dijital eşitsizlikler üzerine bilgilendirmeler yapan Prof. Dr. Mutlu Binark; dijital eşitsizlik kavramsallaştırmasının günümüzde çok daha kapsamlı bir şekilde çalışılmaya başlandığını, erken dönem çalışmalarda sıklıkla odaklanılan erişim eşitsizliğinin yanısıra güncel çalışmalarda, kullanım becerilerinin ele alındığı ikinci düzey eşitsizlik ile kullanıcıların yaşamlarını olumlu yönde dönüştürecek kullanım pratiklerini benimseme düzeylerine yönelik üçüncü düzey dijital eşitsizlik çalışmalarının da öne çıkmaya başladığını vurguladı. COVID-19 Salgını sırasında gerçekleştirilen 120K613 Projesi’ne de değinen Binark, dijital eşitsizliklerle yaşlılıkta daha sık karşılaşıldığına dikkat çekerek; medya okuryazarlığı, dijital okuryazarlık ve yeni medya okuryazarlığı kazanımına yönelik sosyal politikalar geliştirilmesinin önemli olduğunu belirtti.

GeleceÄe Mektuplar: YaÅlılık ve Dijital EÅitsizlikler
TÃBİTAK tarafından desteklenen 120K615 numaralı âCovid-19 Sürecinde YaÅlıların Enformasyon ArayıÅı ve Enformasyon DeÄerlendirmesiâ projesinin yürütücülüÄünü üstlenen Prof. Dr. Mutlu Binark; 25.07.2023 tarihinde, TRT Radyo-1’de, Mustafa EroÄlu tarafından hazırlanıp sunulan “GeleceÄe Mektuplar” programına konuk oldu. Program kapsamında yaÅlılık ve dijital eÅitsizlikler üzerine bilgilendirmeler yapan Prof. Dr. Mutlu Binark; dijital eÅitsizlik kavramsallaÅtırmasının günümüzde çok daha kapsamlı bir Åekilde çalıÅılmaya baÅlandıÄını, erken dönem çalıÅmalarda sıklıkla odaklanılan eriÅim eÅitsizliÄinin yanısıra güncel çalıÅmalarda, kullanım becerilerinin ele alındıÄı ikinci düzey eÅitsizlik ile kullanıcıların yaÅamlarını olumlu yönde dönüÅtürecek kullanım pratiklerini benimseme düzeylerine yönelik üçüncü düzey dijital eÅitsizlik çalıÅmalarının da öne çıkmaya baÅladıÄını vurguladı. COVID-19 Salgını sırasında gerçekleÅtirilen 120K613 Projesi’ne de deÄinen Binark, dijital eÅitsizliklerle yaÅlılıkta daha sık karÅılaÅıldıÄına dikkat çekerek; medya okuryazarlıÄı, dijital okuryazarlık ve yeni medya okuryazarlıÄı kazanımına yönelik sosyal politikalar geliÅtirilmesinin önemli olduÄunu belirtti.

April 22, 2023
KORE’DE İDOL SİSTEMİ, İNTİHARLAR VE #MOONBİNWELOVEYOU
Alptekin KESKİN, Dr., Sosyolog, Bağımsız Araştırmacı
Güney Kore, popüler kültür ürünleri K-pop, K-drama, K-food ve K-oyunlar ile adından son yıllarda sıkça söz ettirmekte. Dünyada her bir Kore popüler kültür ürününün milyonlarca hayranı bulunmakta. Hemen hemen her gün yeni medya platformlarında K-pop gruplarının haberlerini sıkça duymaktayız. K içerikler hayranlarına eğlenceli, sempatik, renkli ve pozitif bir dünya sunmakta. Acaba masum, bebeksi, neşeli ve eğlenceli görünen K-pop yıldızlarının içinde bulunduğu K-pop müzik endüstrisinin arka planında neler bulunmakta?

Kore Dalgası’nın gelişmesinde ve tüm dünyaya yayılımında K-pop yıldızları ve şöhret yaratım endüstrisinin oldukça büyük bir payının olduğu bilinmektedir (Binark, 2019). Güney Kore yaratıcı içerik endüstrisi her ne kadar ülkeye milyarlarca dolar katkı sunsa da değişmeyen bir gerçek mütemadiyen su yüzüne çıkmakta: Endüstrideki şöhret yaratım süreci ve idol sistemindeki sorunlar. K-pop’un, hiper kapitalizmin günümüzdeki en renkli, canlı ve eğlenceli tarafının olduğunu bilmekteyiz. Ancak durum hiç de eğlenceli pop grupları ve eğlenen hayranlardan oluşmuyor. Kore yıldız üretim sürecinin müthiş sistematize olmuş tarafı “insan” olmaya ilişkin temel unsurları es geçmekte. Bunu Kore ile ilgili intihar istatistiklerden ve bu istatistikler içerisinde K-idollerin medyada sıkça yer bulan intihar haberlerinden görmekteyiz. Son olarak bu durum K-Pop yıldızı Moonbin’in ölümünde bir kez daha anlaşıldı. 19 Nisan 2023 tarihinde ünlü K-Pop grubu Astro’nun 25 yaşındaki solisti Moonbin’in evinde ölü bulunması ve intihar etmiş olmasının konuşulması yaklaşık 2 yıl içerisinde 6. K-pop grubu üyesinin intihar etmesiyle ilişkilendirildiğinde Türkiye’de tekrar sosyal medyada K-Pop’un yasaklanmasıyla ilgili haberlerin artmasına ve idol sisteminin tartışılmasına yol açtı (K-pop gruplarının intihar etmesini de söylem mekanizmasının içerisine alarak Türkiye’de K-Pop’un yasaklanmasını temele alan -ve halen devam eden- #kpopyasaklansın etiketi ile Twitter’da dolaşıma sokulan söylemin analizi ile ilgili bir çalışma için bkz. Keskin ve Binark, 2021)

Moonbin’in intiharından önce Kore yıldız üretim sürecindeki intihar olayları ile ilgili bazı bilgileri paylaşmak gerekmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar intihar düşüncesi ile zorbalık (özellikle siber zorbalık) mağduriyeti arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir (Hinduja ve Patchin, 2010). Özellikle K-pop yıldızlarına rekabetin en üst safhada olduğu K-pop endüstrisi endüstri tarafından yüklenen mükemmel ve biricik olma gibi baskıların, idollerin sosyal hayatında sıfır hata ile yaşamalarını mecbur kıldığı bilinmektedir. Yıldız intiharlarına yalnızca bireysel açıdan da yaklaşılmamalıdır. Kore toplumundaki hegemonik ve sosyal panoptik yapının da bu bağlamda sorgulanması gerekmektedir. Nitekim Kore’de idollerinin sosyal medya platformlarında maruz kaldığı siber zorbalık, nefret söylemleri, depresyon ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi konularla yıldız intiharı olaylarının gerçekleşmesi arasında ilişki kuran kimi çalışmalar mevcuttur (bkz. Park ve Kim, 2021; Zysik, 2021; Saeji. C.T. vd., 2018 ).

Şimdi tekrar Moonbin’in intihar olayına gelelim. Moonbin’in intihar olayından sonra daha önceki idol intiharlarına benzer şekilde Twitter’da Astro ve Moonbin hayranları tarafından #Moonbin ve #MoonBinWeLoveYou etiketleri açıldı ve oldukça geniş yankı buldu. Hatta #MoonBinWeLoveYou etiketi Twittter Türkiye’de TT oldu. Twitter Türkiye’de hayranlar Moonbin’in intiharından sonra ünlü yıldıza iyi dileklerini ve üzüntülerini içeren mesajlar paylaştılar. Tayland’ta ve Endonezya’da Moonbin hayranları sokaklara, açık alanlara ve Kore Büyükelçiliği önüne çiçekler bıraktılar, Moonbin’i andılar (Hayranların Kore Büyükelçiliği önüne çiçek buketlerini bırakmaları K-Pop gruplarının Kore kültürel diplomasisindeki önemine de işaret etmektedir). Tüm bunlar aslında bir taraftan K-pop hayranlığında hayran-ünlü etkileşimini ve ünlülerin hayranların günlük yaşamlarında yalnızca basit birer müzik grubu/fenomen olmadığını göstermekte. Diğer taraftan K-Pop şöhret yaratım endüstrisinde ünlülerin idealize edilmiş mükemmelliklerinin onların birer insan olduğunu ne kadar görmezden geldiği noktasındaki tecimselliğini ve yine bu konuyla ilişkili olmak üzere K-pop endüstrisindeki hayran katılımı ve etkileşimini esas alan hayran yönetim sisteminin ünlülerin ilk sahneye çıkışından ölümüne kadar ne kadar etkili olduğu hakkında da bize oldukça açık bilgiler sunmakta.
KAYNAKÇA
Binark, M. (2019). Kültürel Diplomasi ve Kore Dalgası: Hallyu. Siyasal Kitabevi: Ankara.
Hinduja, S.& Patchin, J. W. (2010). “Bullying, cyberbullying, and suicide”. Archives of suicide research, v. 14(3): 206-221. https://doi.org/10.1080/13811118.2010.494133
Keskin, A. & Binark, M. (2021). Türkiye’de K-Pop Karşıtı Söylem ve K-Pop Hayranlarının Taktiksel Mücadelesi . Moment Dergi Erkeklikler – 1 , 144-167 . DOI: 10.17572/mj2021.1.144167 https://dergipark.org.tr/tr/pub/moment/issue/72740/1181738
Park, S.& Kim, J. (2021). “Tweeting about abusive comments and misogyny in South Korea following the suicide of Sulli, a female K-pop star: Social and semantic network analyses”. Profesional de la información, 30(5), e300505.https://doi.org/10.3145/epi.2021.sep.05
Saeji, C.T., Choi, G., Selinger, D., Shababo, G., Cheung, E.Y.N., Khalaf, A., Owens, T. Ve Tang, K. (2018). Regulating the Idol: The Life and Death of a South Korean Popular Music Star. The Asia-Pasific Journal 16/13/3:1-29.
Zysik, C. (2021). K-Pop And Suicide—Marginalization And Resistance In The Korean Pop Industry. Sample, 19:1-18.
KORE’DE İDOL SİSTEMİ, İNTİHARLAR VE #MOONBİNWELOVEYOU
Alptekin KESKİN, Dr., Sosyolog, BaÄımsız AraÅtırmacı
Güney Kore, popüler kültür ürünleri K-pop, K-drama, K-food ve K-oyunlar ile adından son yıllarda sıkça söz ettirmekte. Dünyada her bir Kore popüler kültür ürününün milyonlarca hayranı bulunmakta. Hemen hemen her gün yeni medya platformlarında K-pop gruplarının haberlerini sıkça duymaktayız. K içerikler hayranlarına eÄlenceli, sempatik, renkli ve pozitif bir dünya sunmakta. Acaba masum, bebeksi, neÅeli ve eÄlenceli görünen K-pop yıldızlarının içinde bulunduÄu K-pop müzik endüstrisinin arka planında neler bulunmakta?

Kore Dalgasıânın geliÅmesinde ve tüm dünyaya yayılımında K-pop yıldızları ve Åöhret yaratım endüstrisinin oldukça büyük bir payının olduÄu bilinmektedir (Binark, 2019). Güney Kore yaratıcı içerik endüstrisi her ne kadar ülkeye milyarlarca dolar katkı sunsa da deÄiÅmeyen bir gerçek mütemadiyen su yüzüne çıkmakta: Endüstrideki Åöhret yaratım süreci ve idol sistemindeki sorunlar. K-popâun, hiper kapitalizmin günümüzdeki en renkli, canlı ve eÄlenceli tarafının olduÄunu bilmekteyiz. Ancak durum hiç de eÄlenceli pop grupları ve eÄlenen hayranlardan oluÅmuyor. Kore yıldız üretim sürecinin müthiÅ sistematize olmuÅ tarafı âinsanâ olmaya iliÅkin temel unsurları es geçmekte. Bunu Kore ile ilgili intihar istatistiklerden ve bu istatistikler içerisinde K-idollerin medyada sıkça yer bulan intihar haberlerinden görmekteyiz. Son olarak bu durum K-Pop yıldızı Moonbinâin ölümünde bir kez daha anlaÅıldı. 19 Nisan 2023 tarihinde ünlü K-Pop grubu Astroânun 25 yaÅındaki solisti Moonbinâin evinde ölü bulunması ve intihar etmiÅ olmasının konuÅulması yaklaÅık 2 yıl içerisinde 6. K-pop grubu üyesinin intihar etmesiyle iliÅkilendirildiÄinde Türkiyeâde tekrar sosyal medyada K-Popâun yasaklanmasıyla ilgili haberlerin artmasına ve idol sisteminin tartıÅılmasına yol açtı (K-pop gruplarının intihar etmesini de söylem mekanizmasının içerisine alarak Türkiyeâde K-Popâun yasaklanmasını temele alan -ve halen devam eden- #kpopyasaklansın etiketi ile Twitterâda dolaÅıma sokulan söylemin analizi ile ilgili bir çalıÅma için bkz. Keskin ve Binark, 2021)

Moonbinâin intiharından önce Kore yıldız üretim sürecindeki intihar olayları ile ilgili bazı bilgileri paylaÅmak gerekmektedir. Son yıllarda yapılan çalıÅmalar intihar düÅüncesi ile zorbalık (özellikle siber zorbalık) maÄduriyeti arasında bir baÄlantı olduÄunu göstermektedir (Hinduja ve Patchin, 2010). Ãzellikle K-pop yıldızlarına rekabetin en üst safhada olduÄu K-pop endüstrisi endüstri tarafından yüklenen mükemmel ve biricik olma gibi baskıların, idollerin sosyal hayatında sıfır hata ile yaÅamalarını mecbur kıldıÄı bilinmektedir. Yıldız intiharlarına yalnızca bireysel açıdan da yaklaÅılmamalıdır. Kore toplumundaki hegemonik ve sosyal panoptik yapının da bu baÄlamda sorgulanması gerekmektedir. Nitekim Kore’de idollerinin sosyal medya platformlarında maruz kaldıÄı siber zorbalık, nefret söylemleri, depresyon ve toplumsal cinsiyet eÅitsizliÄi  gibi konularla yıldız intiharı olaylarının gerçekleÅmesi arasında iliÅki kuran kimi çalıÅmalar mevcuttur (bkz. Park ve Kim, 2021; Zysik, 2021; Saeji. C.T. vd., 2018 ).

Åimdi tekrar Moonbinâin intihar olayına gelelim. Moonbinâin intihar olayından sonra daha önceki idol intiharlarına benzer Åekilde Twitterâda Astro ve Moonbin hayranları tarafından #Moonbin ve #MoonBinWeLoveYou etiketleri açıldı ve oldukça geniÅ yankı buldu. Hatta #MoonBinWeLoveYou etiketi Twittter Türkiyeâde TT oldu. Twitter Türkiyeâde hayranlar Moonbinâin intiharından sonra ünlü yıldıza iyi dileklerini ve üzüntülerini içeren mesajlar paylaÅtılar. Taylandâta ve Endonezyaâda Moonbin hayranları sokaklara, açık alanlara ve Kore BüyükelçiliÄi önüne çiçekler bıraktılar, Moonbinâi andılar (Hayranların Kore BüyükelçiliÄi önüne çiçek buketlerini bırakmaları K-Pop gruplarının Kore kültürel diplomasisindeki önemine de iÅaret etmektedir). Tüm bunlar aslında bir taraftan K-pop hayranlıÄında hayran-ünlü etkileÅimini ve ünlülerin hayranların günlük yaÅamlarında yalnızca basit birer müzik grubu/fenomen olmadıÄını göstermekte. DiÄer taraftan K-Pop Åöhret yaratım endüstrisinde ünlülerin idealize edilmiÅ mükemmelliklerinin onların birer insan olduÄunu ne kadar görmezden geldiÄi noktasındaki tecimselliÄini ve yine bu konuyla iliÅkili olmak üzere K-pop endüstrisindeki hayran katılımı ve etkileÅimini esas alan hayran yönetim sisteminin ünlülerin ilk sahneye çıkıÅından ölümüne kadar ne kadar etkili olduÄu hakkında da bize oldukça açık bilgiler sunmakta.
KAYNAKÃA
Binark, M. (2019). Kültürel Diplomasi ve Kore Dalgası: Hallyu. Siyasal Kitabevi: Ankara.
Hinduja, S.& Patchin, J. W. (2010). âBullying, cyberbullying, and suicideâ. Archives of suicide research, v. 14(3): 206-221. https://doi.org/10.1080/13811118.2010.494133
Keskin, A. & Binark, M. (2021). Türkiyeâde K-Pop KarÅıtı Söylem ve K-Pop Hayranlarının Taktiksel Mücadelesi . Moment Dergi Erkeklikler – 1 , 144-167 . DOI: 10.17572/mj2021.1.144167 https://dergipark.org.tr/tr/pub/moment/issue/72740/1181738
Park, S.& Kim, J. (2021). âTweeting about abusive comments and misogyny in South Korea following the suicide of Sulli, a female K-pop star: Social and semantic network analysesâ. Profesional de la información, 30(5), e300505.https://doi.org/10.3145/epi.2021.sep.05
Saeji, C.T., Choi, G., Selinger, D., Shababo, G., Cheung, E.Y.N., Khalaf, A., Owens, T. Ve Tang, K. (2018). Regulating the Idol: The Life and Death of a South Korean Popular Music Star. The Asia-Pasific Journal 16/13/3:1-29.
Zysik, C. (2021). K-Pop And SuicideâMarginalization And Resistance In The Korean Pop Industry. Sample, 19:1-18.
February 26, 2023
Afet Anında İlk Kurtarılacaklar: Ãzel İletiÅim Vergisinden Deprem Vergisine!
Yazar: BarıŠGençyılmaz
Gündem herkesin malûmu. En azından bir süre birçok konu depremle, deprem de birçok meseleyle iliÅkili olacak. Bu nedenle afetin yıkıcı etkilerini tekrarlamayı, yıkımın boyutlarını açmayı veya kayıplarımız için kalıplaÅmıŠcümleler kurmayı es geçiyorum. Bu yazı, depremin ilk dakikalarından itibaren kritik öneme sahip olduÄu tekrar anlaÅılan bilgi iletiÅim teknolojileri ve halkın bu hizmet ve araçlara ulaÅabilmesine iliÅkindir.
Sosyal eÅitsizliÄi pekiÅtiren bir alt kol olan dijital eÅitsizliÄin, insan hayatına mâl olabileceÄi hakikatiyle yüzleÅmemiz, teorinin gri alanından yaÅam aÄacının yeÅilliklerine tekrar bakmamızı saÄladı. Yazı, haberleÅme hakkının savunulması fikri etrafında basit gözlemler içermektedir.
1. Krizler ve Kurumlar
Bir kent hakkı savunucusu olan Gezi tutsaÄı Mücella Yapıcı, 2020âde yaÅadıÄımız Ege(İzmir) depreminin ardından çekilen bir belgeselde âkurumlar, STKâlar, bireyler arasında dikey deÄil yatay bir aÄın yaratılmasıâ gereÄini vurguluyordu. Yapıcı, âDemokrasi, kurumlar ve kurallar rejimidirâ hatırlatmasıyla tarihe not düÅerken; tek adam rejimi ise kitlesel ölüme yol açan krizler ve bürokrasi rejimi olarak tarihe geçiyor.
KRTâde yayınlanan âNe oldu? – Deprem GerçeÄiâ bölümünde
Mücella Yapıcıânın ilgili görüÅleri:
1.1 Acil Durum Planı
Depremin hemen ardından haberleÅme aÄının sekteye uÄraması bir noktada kabul edilebilir. Ancak sorunun tıpkı AFAD yönetmeliÄinde yazdıÄı gibi ilgili resmi kurumlar ve GSM Åirketleri ile birlikte ivedilikle çözülmesi gerekir. İletiÅim ve haberleÅmeden sorumlu kurumları ve görevlerini, ilgili yönetmelikte sırasıyla inceleyebilirsiniz: UlaÅtırma ve Altyapı BakanlıÄı, İletiÅim BaÅkanlıÄı, Bilgi Teknolojileri ve İletiÅim Kurumu BaÅkanlıÄı, GSM operatör Åirketleri:
Afet ve Acil Durum Müdahale Hizmetleri YönetmeliÄi: (https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/02/20220224-31.pdf)


Resmi kurumların, yukarıda tanımlanan görevlerini sahada ne ölçüde yerine getirdiÄini söylemek Åu an güç. Ancak âaltın saatlerâ de denilen ilk 72 saatin izaha muhtaç olduÄu kesin. Bunun yanı sıra İletiÅim BaÅkanlıÄının bu kritik sürecin önemini defaatle dile getirenlere yönelik aldıÄı Twitterâı eriÅime kapatma kararı akıllardan hiç çıkmayacak. HaberleÅme hakkının, bizzat bu hakkı savunmakla görevli kurumlarca yok sayılmasının krizi nasıl derinleÅtirdiÄini görmüŠolduk.
1.2. GSM Operatörleri
Enkaz altında kalan bazı yurttaÅların mobil telefonlar sayesinde hayata tutunabildiklerini (https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/depremde-cep-telefonlari-hayat-kurtariyor-1793982) not düÅmeliyiz. AFADâın bu amaçla kullanıma sunduÄu AFAD Acil Uygulaması bulunuyor. Ayrıca Appleâın ardından Android telefonların üst modelleri de uydu baÄlantılı olacak Åekilde (https://www.bbc.com/turkce/articles/cz9vv5y15m6o) tasarlanmaya baÅlandı.
Türkiyeânin son haftalarına dönecek olursak; 6 Åubat ve devamında, kritik süreç kabul edilen ilk 72 saat boyunca haberleÅme ve iletiÅim sorunlarının giderilememiÅ olması, durumun vahametini artırdı. Mobil Telekomünikasyon Operatörleri DerneÄi(m-TOD) depremden ancak 48 saat sonra yayımladıÄı basın bülteninde Åu bilgileri paylaÅtı:
â
Bölgede oluÅan enerji kesintileri iletiÅimi de etkilemektedir.DaÄıtım Åirketlerince bölgeye elektrik verilememesi, baz istasyonları için gerekli enerjinin jeneratörlerle saÄlanmasını gerektirmektedir.Enerji ihtiyacının karÅılanması için operatörler tarafından bölgeye acilen 3.485 adet jeneratör sevk edilmiÅtir.İletiÅim ancak seyyar enerji kaynakları ve bu kaynakların çalıÅması için gerekli olan enerji tedariki sayesinde sürdürülebildiÄinden, hizmet süreçlerinde bazı aksaklıklar yaÅanabilmektedir.Enerji iletimi konusundaki onarım çalıÅmaları hızla devam etmektedir.DiÄer yandan, ne yazık ki, depremler nedeniyle üç operatörümüzün depremden etkilenen 10 ilde yer alan 8.900 baz istasyonundan 2.451 adedi aldıkları ciddi hasar sebebiyle devre dıÅı kalmıÅtır. Baz istasyonları onarım çalıÅmaları tüm hızıyla devam etmektedir. Ayrıca, bölgeye toplam 190 adet mobil baz istasyonu sevk edilmiÅtir. â (https://m-tod.org/operatorler-deprem-bolgesinde/)
11 Åubatâta yani depremden 5 gün sonra yayımladıkları bültende ise bölgedeki baz istasyonlarının âının çalıÅır duruma geldiÄini ancak iÅlemlerin devam ettiÄini belirttiler. Sevk edilen mobil baz istasyonu sayısını da artırmak durumunda kaldıkları görüldü.
(https://m-tod.org/deprem-bilgilendirme-11022023/)
Sorunun kamu kaynaklarının kullanımıyla doÄrudan iliÅkili olan kısmı, en az kötü yaÅam koÅullarına sahip evlerde oturmaya zorlanmamız kadar korkunç. Türkiyeâdeki haberleÅme aÄının iyileÅtirilmesi için vergilendirilen yurttaÅların afet anında telefonlarını kullanamaması, kelimenin gerçek anlamıyla âölümcülâ bir problem. Bu soruna iliÅkin en derli toplu yazılardan biri herhangi bir can kaybının yaÅanmadıÄı 5,8âlik İstanbul depreminin ardından 2019 eylülünde yazılmıÅ:
1.3. Türk Telekom
Füsun S. Nebilâin detaylı yazısının, maalesef 4 yıl sonra yaÅanan baÅka bir deprem sürecindeki sorunları harfiyen açıklayabiliyor olması düÅündürücü.
Devletin GSM operatörü Åirketlere yüklediÄi âkamudan vergi toplama iÅiâ varken hiçbir firma bölgelere olması gerektiÄi kadar teknik altyapı yatırımı yapmıyor. Ayrıca yatırımların önündeki en büyük engel de yine devlet tekeli olan Türk Telekom. BaÅka bir alternatifi olmayan bu altyapı çöktüÄünde insanlar tamamen çaresiz kaldı. Fiber aÄların yetersizliÄi, afet planlamasına göre devreye girmesi gereken yedek kuvvetlerin azlıÄı/yokluÄu ve yetkili tek Åirket bulunduÄu için sahadaki personel sayısının yetersizliÄi gibi sorunlar nedeniyle günlerce süren maÄduriyetlerin boyutu katlandı. Ayrıca Elon Muskâın Starlink uydu teklifinin âTürksatâın yeterli olduÄuâ açıklamasıyla reddedildiÄi(https://cutt.ly/l8aQgbO) iddia edildi.
BBC Türkçeânin burada da isimleri geçen bazı muhataplarla yaptıÄı haber:                                                                                              https://www.bbc.com/turkce/articles/czvy09w0zgxo
2. HaberleÅme Anayasal Haktır
Bir cep telefonu almak için en az 4 farklı vergi/zorunlu ücret ödeniyor. Matrahı, kullanmak istediÄiniz telefonun özellikleri ve fiyatına göre deÄiÅen (otomobillerde olduÄu gibi) Ãzel Tüketim Vergisi uygulanıyor. ÃTVânin kapsamı AB ile uyum sürecinde belirlenmiÅ; Lüks, saÄlıÄa ve çevreye zararlı ürünlerin son kullanıcı tarafından satın alınmasında alıcıya yükleniyor.
Lüks tüketim malları kedi kumundan gazlı içeceÄe kadar geniÅletilmiÅken kimse akıllı telefonun lüks sayılmasına ÅaÅırmayabilir. Ancak mobil iletiÅim cihazlarının son depremde ne iÅe yaradıÄını hatırlayalım. SMS, multimedya gönderileri, internet baÄlantısı, Bluetooth teknolojisi sayesinde konum ve durum bildirerek yaÅama tutunan insanlar oldu. Bilgi iletiÅim teknolojileri, teknik kapasiteyi artırmasıyla arama-kurtarma ekiplerinin zaten eli ayaÄı durumunda. Bölgede bizzat bulunmasa dahi haberleÅme, yönlendirme, ihtiyaç belirleme gibi koordinasyonları saÄlayan gönüllülerin(https://deprem.io) önünü açan yine bu teknolojiler oldu. âAsrın ihmâliânde bir nevî âmedium is a messageâ hadisesi yaÅandı ve medium ortadan kalktıÄında mesajın, mesajın içeriÄinin ve hatta canlı kanlı gönderenin de yok olabileceÄi tecrübe edildi.
Sözün özü, teknoloji ve hizmetlere bakıÅımız da demokratikleÅmeli. Zira ülkemizde bir akıllı telefona sahip olmayı hâlâ âlüksâ kabul edenlerin bulunduÄu unutmayalım. Aslında neye âlüksâ dediÄimizin mevcut iktisadî koÅullarımızın yansıması olduÄunu da.
2.1. Telefonunu Ãıkart!â Diyen YurttaÅ
Makarayı birazcık geri sarıp depremden önce ülke gündemi nasıldı ve ne ile Åekilleniyordu, hatırlamaya çalıÅalım. EÄer bu afetler dizisi yaÅanmasaydı Türkiyeânin gündemini büyük ölçüde âseçimâ tartıÅmaları iÅgal edecekti. Adaylar, vaatler, kampanyalar, kamplaÅmalar vs. ile günler geçecek ve âsıradanâ yurttaÅ da yeni medya ortamlarının sunduÄu filtreli akıÅtan bu konulardaki enformasyonları alacak ve kendisi de etkileÅime girip çeÅitli datalar üreterek bu döngüye katılacaktı. Ãzellikle son dönemde âhalkın nabzını tutmaâ iÅini geleneksel medyadan devralmıŠgibi görünen sokak röportajları; TikTok, Instagram Reels, Twitter, YouTube gibi ortamlarda en sık rastlanılan içerikler olmaya devam edecekti. Ve biz olası bir varsıllık-yoksulluk tartıÅmasında âTelefonunu çıkart!â diyen bir yaÅlı erkek ile bu çaÄda akıllı telefon sahibi olmanın normal bir Åey olduÄunu açıklamaya çalıÅan gencin karikatürüne denk gelecektik.
Åimdi âTelefonunu çıkart!â meselesini biraz deÅmek gerek. Ãzellikle âeski Türkiyeâyiâ deneyimlediÄini her fırsatta dile getiren jenerasyon için bir akıllı telefona sahip olmak âyüksek statüâ iÅareti. Oysa bir yüksek statünün tabanda bu denli yaygın olmaması beklenir. İroninin ötesinde, haberleÅmenin anayasal bir hak; haberleÅme araçlarına sahip olmanın da aynı Åekilde temel yurttaÅlık hakkı olduÄu gerçeÄini sürekli dile getirmeliyiz. Bilgi iletiÅim teknolojilerinin her satıŠiÅleminde, kullanım için gereken her abonelik taahhütünde, her ay kesilen faturada yurttaÅlara ciddi bir maliyet yüklenir. Hele hele bu maliyetin maddi anlamının ötesinde kamu adına vergi ve zorunlu ödemeler kapsamında toplanıyor olması, kamusal çıkarların takibini Åart kılar. Ãünkü bu maliyetin takibinin yapılmaması, ne yazık ki son depremde de gördüÄümüz gibi binlerce insanımızın hayatına karÅılık gelebilir.
2.2. âTelefondan Ãıkarıâ Olan Devlet
Eylül 2022 verilerine göre vergi hariç fiyatı 10.000 TL olan bir akıllı telefon için; %1 Kültür BakanlıÄı Payı (100 TL), TRT Bandrol Ãcreti (1.212 TL), P ÃTV (5.656 TL), KDV (3.054 TL) ödemesi yapmak gerekiyor. Böylelikle telefonun fiyatı 20.022 TLâye yükseliyor. Bir akıllı telefon edinmek istediÄimizde kamu adına ödememiz gereken bedellerin bolluÄu herkesin dikkatini çekecektir. Bold yazılan ifadelerden anlaÅılacaÄı üzere en az 4 farklı kalemde zorunlu ödeme söz konusu.
Yukarıda sayılanlar akıllı telefon cihazının donanımına ve yazılımına karÅılık ödenen zorunlu tutarlar. İÅin bir de operatör kısmı var ki kamunun âDeprem vergileri nerede?â diyerek hatırlattıÄı sorunun esasını oluÅturuyor.
Mobil servis hizmeti aldıÄım TTNETâin geçen ayki faturamın arka yüzünde yer alan bilgi Åöyle:
âDevlete Ãdenen Vergiler: Kanun gereÄi KDV, Ãzel İletiÅim Vergisi ile Telsiz Kullanım ve Ruhsat Ãcretleri olarak devlete aktarılan tutarlardan oluÅmaktadır.â
Bilinçli tüketiciler ve yurttaÅlar isek iÅgal ettiÄimiz frekans aralıÄına dahi tarafımızca ücret ödendiÄini bilmemiz gerek. Türkiyeâde 90 milyon civarında mobil abonelik bulunmakta. Bu kitlesellikle beraber vergileri yeniden düÅünelim. BTK tarafından yayınlanan Telekomünikasyon Hizmetleri Ãcret Tarifesinde yer alan âTelsiz Kullanım Ãcretiâ 2023 yılı itibariyle mevcut GSM kullanıcıları için yıllık 113,14 TL iken yeni abone olacaklar için 260 TLâye çıkartıldı. Yukarıda belirtilen ücretlere ek olarak cihaz veya kampanya satın almıŠtüketicilere bir kereye mahsus damga vergisi (oranı: %0,948) de uygulanmakta.
Son bölümde depremzede insanlarımız için anlamı çok büyük olan bir vergiye ayrı bir parantez açalım. Halkın âdeprem vergisiâ dediÄi, iktidarın âO isimle toplanan özel bir vergi yokâ Åeklinde savurmaya çalıÅtıÄı Ãzel İletiÅim Vergisi.
2.3. Deprem Vergisi
İlk kez 1999 depreminin ardından farklı ek vergilerle birlikte toplanmaya baÅlanan ancak diÄer kardeÅleri daha sonra kaldırılırken kendisinin toplanmasına devam edilen vergi: ÃİV. Kamuoyunda âdeprem vergisiâ olarak bilinen bu verginin, eleÅtirilerin odaÄındaki haberleÅme hakkı ile ilgili olması ayrıca manidar.
Ãzel İletiÅim Vergisini hesaplama ve toplama yükümlülüÄü GSM operatörü ve internet servis saÄlayıcı Åirketlere yıkılmıŠdurumda. Hâl böyle olunca devlet, toplanması neredeyse maliyetsiz olan bu vergiyi kalıcılaÅtırmıÅ. Ancak GSM Åirketleri devlet kadar memnun deÄil. Vergi tahsilat iÅini de üstlendiklerini belirterek gerekli altyapı çalıÅmaları için sarf edecekleri enerjiyi buraya harcadıklarını ileri sürüyorlar.
Devlet, 99 depremi ile birlikte baÅlattıÄı bu vergiyi toplamaya devam ediyor ancak bunu deprem ve afet risklerine uygun Åekilde harcama zorunluluÄu olduÄuna inanmıyor. GSM Åirketleri de bölgelerde Türk Telekom tekeli bulunması, vergi tahsildarlıÄı yapmaları gibi nedenlerle haberleÅme aÄlarını geliÅtirmeye imkân bulamadıklarını öne sürüyor. Yani yurttaÅ, hem Åirketlere hem devlete ücret ödeyip hem de en çok ihtiyaç duyduÄu anda uydu ve internet baÄlantısından mahrum kalıyor. Bunun kabul edilemez olduÄunu söylemek bile zulümdür, bu kabul edilemez.
Son Olarak
AÅaÄıdaki haritalardaki bilgiler 3 farklı operatörün mobil internet hızı kapsayıcılıÄına ait. Daha detaylı verilerle çalıÅmak doÄru olacaktır ancak buradan dahi görünen bir Åey var. Sesini duyurması en zor olan kırsal bölgelerdeki mobil aÄ kalitesi ve kapsayıcılıÄı merkezlere göre çok daha düÅük.
Gönlü geniÅ halkımızın bandı geniÅ deÄil maalesef…

Turk Telekom

Turkcell

Vodafone
https://www.nperf.com/tr/map/TR/-/-/signal/?ll=39.029696892211625&lg=35.240000000000016&zoom=6Metin içinde verilmeyen bazı kaynaklar:
Cep Telefonunda Güncel Vergi Yükü: https://vergiyedair.com/2022/09/14/cep-telefonunda-guncel-vergi-yuku/
1999âdan Günümüze Ãzel İletiÅim Vergisi: https://vergiyedair.com/2022/08/18/1999dan-gunumuze-ozel-iletisim-vergisi/
Bir GSM operatör Åirketinin âVergilerâ bilgilendirme sayfası: https://www.vodafone.com.tr/tarifeler/Vergiler#:~:text=Ãzel iİetiÅim Vergisi oranı, her,'u alınarak oluÅturulmaktadır.
İlk tesis mobil hatta âözelâ özel iletiÅim vergisi için: https://www.turmob.org.tr/mevzuat/Pdf/20187
February 17, 2023
KİTLESEL TRAVMA SIRASINDA VE SONRASINDA SOSYAL MEDYA KULLANIMI
Uzm. Psk. Beren Kandemir/ Hacettepe Ãniversitesi SBE İletiÅim Bilimleri Doktora Programı
6 Åubat 2023âte KahramanmaraÅâın Pazarcık ilçesi ve Elbistan ilçesi merkezli olarak meydana gelen 7,8 ve 7,6 Åiddetindeki iki büyük deprem GüneydoÄu Anadoluâdaki 10 ilimizi ve yaklaÅık 15 milyon nüfusu etkiledi. Bölgeden, anlık haber almak isteyen birçok internet kullanıcısı ise baÅta Twitter olmak üzere çeÅitli sosyal medya platformlarına yöneldi. Depremin ilk saatlerinden itibaren, yardım ve destek çaÄrılarının da yayımlanmaya baÅladıÄı sosyal medya platformlarının bu süreçte, bilgi akıÅının saÄlanması ve dayanıÅma organizasyonlarının örgütlenmesi için birincil kaynak olarak öne çıktıÄını söylemek mümkün.
Bunun yanında, afetten etkilenen kiÅilerin kiÅilik hakları ve etik açısından paylaÅılan görseller ve yanlıŠyönlendirmelere yol açabilecek, yanlıŠveya güncel olmayan içerikli teyitsiz paylaÅımların dolaÅımda olması da tartıÅılan konular arasında yer aldı.
Sosyal medyanın, hashtagâler, videolar, anlık mikroblog paylaÅımları gibi olanaklarla, haberin hızla ve geniÅ bir kullanıcı kitlesine yayılmasını ve kitlesel travmalardan etkilenenlerin seslerinin duyulmasını saÄlayacak güçlü bir araç olduÄu yadsınamaz bir gerçek. Ancak tam da bu yaygın ve güçlü etkisinden dolayı, zarar verici olabilecek içeriklerin de aynı hızla geniÅ kitlelere yayılarak, istenmedik sonuçlara neden olabileceÄi riskinin de göz ardı edilmemesinde fayda var. Bu baÄlamda sosyal medyanın kitlesel travmalara verdiÄimiz tepkilerin Åekillenmesinde oynadıÄı role iliÅkin farkındalıÄımızın artması; bu etkin rolün, söz konusu platformların iyileÅme ve dayanıÅmayı teÅvik edecek biçimde kullanılmasındaki sorumluluÄumuzu da daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.
Sosyal medya kitlesel travmatik olaylar sırasında ve sonrasında bilgi akıÅını ve paylaÅımı için alan oluÅturmak, kiÅilerin birbirleri ile baÄlantı kurmasını saÄlamak ve destek organizasyonları için güçlü bir araç haline gelmiÅtir. Sosyal medyanın kitlesel travmadaki rolüne geçmeden önce, kitlesel travmanın tanımını ve kapsamını yeniden gözden geçirmekte fayda var.
Kitlesel travma; deprem, sel gibi doÄal afetler, terör saldırıları, savaÅ, toplu silahlı saldırılar gibi çok sayıda insanı etkileyen travmatik bir olay veya olaylar dizisi anlamına gelir. Kitlesel travmanın bireyler ve toplum üzerinde psikolojik, sosyal ve fiziksel açıdan önemli ve uzun süreli etkileri olabilir.
Kitlesel travma sırasında ve sonrasında insanlar inkar, öfke, kaygı, depresyon gibi bazı psikolojik travma asonrası stres bozukluÄu tepkilerinin yanında, baÅ aÄrısı, mide bulantısı ve uyku bozuklukları gibi fiziksel semptomlar yaÅayabilirler. Bunun yanında kitlesel travmanın; sosyal ve ekonomik aksaklıklar, sosyal aÄların ve destek sistemlerin çökmesi, iÅlevsiz kalması, insanların yaÅam alanlarından ve dahil oldukları topluluklardan ayrılmak zorunda kalmaları gibi toplumsal ölçekte etkileri de olabilir.
Kitlesel travmalarda birincil etkili müdahale; durumdan etkilenen kiÅilerin fiziksel ve psikolojik olarak iyi oluÅlarını saÄlamaya yönelik tedavi, bakım ve destek hizmetleri, barınma, gıda ve diÄer temel ihtiyaçlarının karÅılanması için acil destek ve kaynak saÄlanmasını içerir. Uzun vadede etkili müdahale ise planlı uygulanan psikososyal destek hizmetleri, mevcut durumu toplum lehine iyileÅtirme odaklı sosyal politikaların geliÅtirilmesi, sosyal aÄları ve destek sistemlerini yeniden inÅa etme ve güçlendirme çalıÅmaları gibi daha geniŠölçekte ve zamana yayılan giriÅimler olarak düÅünülebilir.
Kitlesel travmalar sırasında ve sonrasında sosyal medya kullanımının hem olumlu hem de olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bir kitlesel travma sırasında ve sonrasında sosyal medyanın iÅlevlerinden en öne çıkanları Åu Åekilde sıralayabiliriz:
Kitlesel Travma Sırasında:
Farkındalık Yaratmak : Sosyal medya, durumla ilgili farkındalıÄın artırılmasına ve insanların olup bitenler hakkında bilgi almasına, yani bilgi akıÅının saÄlanmasına yardımcı olabilir. İnsanlar diÄerler sosyal medya kullanıcılarını bilgilendirmek ve bilgi akıÅını güncel tutmak için haberler, fotoÄraflar ve videolar paylaÅabilir. Yardım ArayıÅı: Sosyal medya, krizler sırasında yardım ve destek aramanın hızlı ve etkili yollarından biridir. 6 Åubatâta yaÅanan deprem sırasında baÅta Twitter olmak üzere, çeÅitli sosyal medya platformları aracılıÄıyla paylaÅılan destek ve yardım çaÄrıları; gönüllü yazılımcılar ve programcılar tarafından enkaz altında kalan kiÅilerin bulunması, yardım ve destek çaÄrılarının doÄru yönlendirilmesi için haritalama ve derleme çalıÅmalarında kullanılmıÅ, çaÄrıların doÄru ve etkili yönlendirmesinde önemli bir rol oynamıÅtır.* Bilgi PaylaÅımı: Sosyal medya, krizler esnasında birbirlerinden haber alma ihtiyacı içerisinde olan kiÅiler arasındaki iletiÅimi ve güncel duruma iliÅkin enformasyon paylaÅımını kolaylaÅtırabilir. Konum paylaÅımı, güvende olma durumuyla ilgili güncellemelerin paylaÅımına olanak vermesinin yanında; tahliye yolları, acil durum hizmetleri, temel ihtiyaçların saÄlanmasına yönelik destek alınabilecek kaynaklar gibi konularda bilgi paylaÅımı için de hızlı bir aracıdır.Kitlesel Travma Sonrasında:
DayanıÅma ve Destek: Sosyal medya, insanların benzer deneyimlerden geçmiÅ diÄer kiÅilerle baÄlantı kurmaları için de alan açmaktadır. Bu durum, özellikle travma sonrasında kendini izole ve yalnız hissedenler için oldukça faydalı olabilir. Benzer yaÅantıları deneyimleyen bireylerle iletiÅim kurmak veya benzer deneyimlerin varlıÄından haberdar olmak; kiÅilerin bu yalıtılmıÅlık duygusu ile baÅ etme süreçlerinde yardımcı olabilir. Hikaye PaylaÅımı: Sosyal medya aracılıÄı ile travmayla ilgili kiÅisel hikayeleri ve deneyimleri paylaÅmak; insanların kendi duygularını iÅlemesine yardımcı olabilir. Bireyin kendi travma deneyimini, kendi sesiyle aktarmasına da olanak saÄlayan sosyal medya, bu yönüyle iyileÅme sürecine destek verebilir. Hak Odaklı Savunuculuk: Sosyal medya, hak odaklı savunuculuk ve aktivizm için güçlü bir araçtır. Kitlesel travma sonrasında kiÅiler; mesajların daha geniÅ kitlelere, daha hızlı ve etkin bir biçimde ulaÅılmasını saÄlamasından dolayı, sosyal medyayı farkındalık yaratarak deÄiÅimi tetiklemek için kullanabilir.Ancak, kitlesel travma sırasında ve sonrasında sosyal medya kullanımının potansiyel bazı olumsuz yanlarının da olduÄunu unutmamak önemlidir. Bunlardan bazıları:
Misenformasyon: Günümüzde kitlesel bir travma yaÅantısı sırasında ve sonrasında insanların bilgi almak ve deneyimlerini paylaÅmak için sosyal medyaya yönelmeleri beklendik bir durumdur. Ancak, sosyal medyadaki enformasyon yoÄunluÄundan dolayı, böyle zamanlarda neyin doÄru neyin yanlıŠolduÄunu ayırt etmek zaman zaman oldukça zorlayıcı olabilir. İnsanların enformasyonu teyit etmeden, yani doÄru ve güncel olup olmadıÄını kontrol etmeden, yanlıŠve güncel olmayan enformasyonu paylaÅması; bu yanlıŠveya güncel olmayan enformasyonun daha geniŠölçekte yayılmasına ve sürekli olarak dolaÅımda kalmasına neden olabilir. Misenformasyon; kabaca doÄru olmayan bilginin kasıtlı olarak yayılması Åeklinde tanımlanabilecek dezenformasyondan bu yönüyle farklıdır. Misenformasyonda kiÅiler, kasıt gözetmeksizin, iyi niyetle fakat teyit etmeden paylaÅtıkları yanlıŠbir enformasyonun dolaÅımda kalmasına aracı olabilirler.Kitlesel bir travma olayı sırasında ve sonrasında sosyal medyadaki yanlıŠenformasyonların ciddi ve istenmedik sonuçları olabilir. Panik ve kafa karıÅıklıÄına yaratarak insanların yanlıŠenformasyona dayalı kararlar almasına neden olabilir, bireylerin veya kuruluÅların itibarına zarar verebilecek yanlıŠsöylentilerin yayılmasına aracılık edebilir, hatta kimi durumlarda polarizasyona neden olup, Åiddet ve linçe dahi yol açabilir.
Bu yüzden, gerek kiÅilerin gerek kurum ve kuruluÅların, paylaÅımlarını yayımlamadan önce doÄruluÄunu ve güncelliÄini kontrol etmeleri oldukça önemlidir.
Uzun vadede ise, sosyal medya kullanıcılarının dolaÅımda olabilecek doÄru olmayan enformasyon konusunda farkındalıklarının artırılması da önemli bir noktadır. Bireylerin güvenilir enformasyon kaynaklarını nasıl belirleyecekleri ve edindikleri enformasyonun doÄruluÄunu, güncelliÄini nasıl kontrol edecekleri konusunda bilinçlenmeleri; yanlıŠenformasyonun sosyal medyada yayılımını ve dolaÅımını azaltmaya yardımcı olacaktır.
İkincil Travma: İkincil travma; kiÅilerin, baÅkalarının baÅına gelen travmatik olaylara tanık olmaları veya bunları duymaları, görmeleri, izlemeleri sonucunda yaÅayabilecekleri duygusal ve psikolojik duruma iÅaret eder. İkincil travma yaÅantısı sonucunda; anksiyete, depresyon, öfke, uyku güçlüÄü, flashbackler, halsizlik, içe kapanma, unutkanlık, konsantre olmada güçlükler gibi kiÅinin iyi oluÅ halini olumsuz etkileyen belirtiler görülebilir. Bir kiÅi; aile üyesi, arkadaÅı, meslektaÅı gibi birebir etkileÅim halinde olduÄu birinin travmasına tanıklık etmesi sonucunda ikincil travma yaÅayabileceÄi gibi, sosyal medyada travmatik içeriÄe sürekli maruz kalmak da bireylerin ikincil travma yaÅamasına neden olabilir.Sosyal medyanın yaygın kullanımı, insanların ikincil travma semptomlarını tetikleyebilecek Åiddet içeren veya grafik görüntüler, videolar veya hikayeler gibi travmatik olaylara ve bunların sonuçlarına maruz kalma olasılıklarını önemli ölçüde artırmaktadır. Sosyal medyada travmatik içeriÄe maruz kalmanın; maruz kalma düzeyleri, baÅa çıkma stratejileri ve algılanan sosyal destek gibi faktörlere baÄlı olarak farklı bireyler üzerinde farklı etkileri olmakla birlikte, dolaÅımda olan söz konusu travmatik içeriklere sürekli maruz kalmak bireylerin çaresiz ve endiÅeli hissetmelerine neden olabilir, stres düzeylerini artırabilir. Bunun yanında anonim enformasyon, doÄruluÄu teyit etmeyi zorlaÅtırabilir. Bu durum da daha fazla kafa karıÅıklıÄına ve strese yol açabilir.
Sosyal medyadan kaynaklanan ikincil travma riskini azaltmak için, öz bakıma dikkat etmek ve sınırlar belirlemek önemlidir. Bu önlemler, sosyal medya kullanımını sınırlamayı, tetikleyici içerik yayımlayan kaynakları takip etmeyi bırakmayı veya sessize almayı, güvenilir enformasyon kaynakları aramak ve çevrimiçi destekleyici topluluklarla etkileÅim kurmayı içerebilir. Bunun yanında kiÅinin öz bakımına ve uyku düzenine dikkat etmesi, gündelik rutinini devam ettirmeye çalıÅması, destek alabileceÄi kiÅilerle zaman geçirmesi ve onlarla duygularını, düÅüncelerini paylaÅabilmesi de ikincil travma deneyimini önlemeye ve baÅ etmeye yardımcı olacaktır. İkincil travma belirtilerinin devam etmesi veya yoÄunlaÅması durumunda profesyonel yardım alınması faydalı olacaktır.
Kötüye Kullanım: Kitlesel travma sırasında ve sonrasında sosyal medyada kötüye kullanım birçok farklı Åekilde görülebilir. Bu istismar biçimleri arasında; olayla ilgili yanlıŠbilgi veya söylentilerin yayılması (dezenformasyon), ilgili kiÅilerin rızası olmadan grafik veya rahatsız edici görüntü veya videoların paylaÅılması veya travmanın belirli bir gündemi veya bakıŠaçısını desteklemek için bir araç olarak kullanılması gibi durumlar bulunur. Kitlesel travma sırasında ve sonrasında sosyal medyada kötüye kullanımın bir örneÄi olan sahte haberlerin veya komplo teorilerinin yayılması, halihazırda travmatize olmuÅ kiÅilerde daha fazla endiÅeye yol açabilir, ayrıca olay sonrası destek saÄlamaya çalıÅan ilk müdahale ekiplerinin ve acil hizmetlerin çabalarını engelleyebilir, yavaÅlatabilir.Bir baÅka örnek de, ilgili kiÅilerin rızası olmadan grafik veya rahatsız edici görüntülerin ya da videoların paylaÅılmasıdır. Bu durum, travmadan etkilenen kiÅilerin kendileri, aile üyeleri, arkadaÅları, yakınlarının yanı sıra içeriÄe maruz kalan kiÅiler için tetikleyici olabilir. Ãevrimiçi ortamda dolaÅıma giren görsellerin olaydan uzun süre geçtikten sonra dahi maÄdur olan kiÅilerin karÅılarına çıkabilecek olması riski de ilerleyen dönemlerde travmaların tetiklenmesine yol açabilir.
Kitlesel travma sırasında sosyal medyada kötüye kullanım biçimlerinden biri de, bazı bireyler ve gruplar kitlesel travmayı kendi gündemlerini veya bakıŠaçılarını desteklemek için bir araç olarak kullanmaya çalıÅmalarıdır. Bunlar arasında bazı siyasi, dini vb. gruplar gibi oluÅumların yanı sıra olayın yarattıÄı ilgiden faydalanmak isteyen bireyler de yer alabilir.
Kitlesel travma sırasında ve sonrasında sosyal medyada kötüye kullanımla mücadele etmek için, bireylerin paylaÅtıkları içerikler konusunda dikkatli olmaları ve bilgileri paylaÅmadan önce mutlaka doÄruluÄunu ve güncelliÄini teyit etmeleri önemlidir. Travmadan etkilenen kiÅilerin mahremiyetine ve kiÅisel haklarına saygı duyulması, sosyal medya üzerinden gerçekleÅtirilecek eylemlerin kısa ve uzun vadede baÅkalarını nasıl etkileyebileceÄinin göz önünde bulundurulması da dikkat edilmesi gereken noktalardır.
Toparlamak gerekirse; genel olarak, sosyal medya kitlesel travma sırasında ve sonrasında iletiÅim, destek ve dayanıÅmanın örgütlenmesi ve haberleÅme açısından kıymetli ve iÅlevsel, hızlı bir kaynaktır. Bununla birlikte, potansiyel olumsuz etkilerinin de farkında olarak, özellikle kriz dönemlerinde sosyal medyanın sorumlu bir Åekilde kullanılması önemlidir.
*Kaynak: Alternatif BiliÅim DerneÄi (2023). Bant Daraltma Yeni Sansür Uygulamasıdır! Alternatif BiliÅim DerneÄiânden Basın Açıklaması. Son EriÅim Tarihi: 16.02.2023 EriÅim Adresi: https://yenimedya.wordpress.com/2023/02/09/bantdaraltma-yeni-sansur-uygulamasidir-alternatif-bilisim-derneginden-basin-aciklamasi/
Mutlu Binark's Blog
- Mutlu Binark's profile
- 6 followers
