Cengiz Çandar's Blog, page 178

Tesla’nın net karının düşmesinin ardından Musk’tan DOGE kararı

ABD Başkanı Donald Trump’ın kıdemli danışmanı ve Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE) sorumlusu Elon Musk, DOGE’ye ayırdığı zamanın “büyük ölçüde” azalacağını söyledi.

Axios’un haberine göre Musk, Üst Yöneticisi (CEO) olduğu Tesla’nın finansal görüşmelerinde, sorumlusu olduğu DOGE’ye ilişkin konuştu.

Mayıstan itibaren DOGE’ye ayırdığı zamanın “büyük ölçüde” azalacağını belirten Musk, Trump istediği ve hükümete faydalı olduğu sürece haftada bir ya da iki gününü hükümet meselelerine ayırmaya devam edeceğini kaydetti.

Musk, “Durdurduğumuz israf ve dolandırıcılığın geri gelmemesini sağlamak için Başkan’ın görev süresinin geri kalanında da bunu yapmaya devam etmem gerekecek.” ifadesini kullandı.

Tesla’nın birkaç “sorunla” karşılaştığını da kabul eden Musk, şirketin geleceğinin hala parlak olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Musk’ın söz konusu ifadeleri, Tesla hisselerinin, yıl başından bu yana değer kaybetmesinin ardından geldi.

TESLA HİSSELERİ YIL BAŞINDAN BU YANA DÜŞTÜ

ABD’de 5 Kasım 2024’te yapılan başkanlık seçimlerini Trump’ın kazanmasının ardından Tesla’nın yakaladığı popülarite, şirketin sahibi Musk’ın siyasi eylemleri nedeniyle azalmıştı.

Trump’ın seçim zaferinin ardından elde ettiği kazanımların çoğunu kaybeden Tesla hisseleri, yıl başından bu yana yüzde 41 değer kaybetmişti.

Amerikan elektrikli otomobil üreticisi Tesla’nın net karı ayrıca, bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 71 düşüş kaydetmişti.

MUSK’IN SİYASİ HAMLELERİ, TESLA’YI PROTESTOLARIN HEDEFİ YAPMIŞTI

Tesla, Trump yönetiminde aktif rol alan Musk’ın siyasi eylemleri nedeniyle protesto ve boykotlara maruz kalmıştı.

Seçim kampanyası sırasında Trump’a destek olan Musk, Trump’ın yeniden başkan seçilmesiyle DOGE’nin sorumlusu olmuştu.

Musk’ın sorumlu olduğu DOGE’nin maliyetleri düşürmeye yönelik attığı adımlar ve binlerce federal çalışanın işine son vermesi tartışma konusu olmuştu.

ABD’nin farklı bölgelerinde, Musk’ın sahibi olduğu Tesla’nın otomobil bayileri önünde gösteriler düzenlenmiş, protestolarda gözaltılar olmuştu.

Trump da kıdemli danışmanı olarak atadığı Musk’a desteğini göstermek amacıyla Tesla araç satın almıştı. (AA)

Tesla’nın net karının düşmesinin ardından Musk’tan DOGE kararı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

Bakan Şimşek, ABD’de Türkiye ekonomisine ilişkin konuştu

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, “Hiçbir kriz boşa harcanmamalı” diyerek, Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme, yapay zekâ ve yeşil dönüşüm odaklı reformlarla ekonomik geleceğine yön verdiğini açıkladı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, G20, IMF ve Dünya Bankası Bahar toplantıları kapsamında geldiği ABD’de, Atlantic Council tarafından düzenlenen etkinlikte, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye ekonomisini istikrara kavuşturmak için uyguladıkları programa değinen Şimşek, “Program yolunda gidiyor.” dedi.

Şimşek, uygulanmakta olan makroekonomik istikrar ve reform programının temel amacının fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmek olduğunu vurgulayarak, bunun devam eden bir süreç olduğunu kaydetti.

⁠”ENFLASYONUN MERKEZ BANKASININ HEDEF BANDI İÇİNDE KALMASI MUHTEMEL”

Son dönemde yaşanan küresel dalgalanmaların, enflasyonu hem aşağı hem de yukarı çekebilecek faktörler barındırdığını belirten Şimşek, petrol fiyatlarındaki düşüşün ve sıkılaşan finansal koşulların enflasyonu aşağı çekebileceğini anlattı.

Bakan Şimşek, “Sonuç olarak, enflasyonun programın hedef bandı içinde kalması muhtemel.” diye konuştu.

“HARCAMA DİSİPLİNİ SÜRDÜRÜLECEK”

Bakan Şimşek, küresel ticaretteki belirsizliklerin büyümeyi ve dolayısıyla ihracatı olumsuz etkileyebileceğini kaydederek, ancak içeride sıkı finansal koşulların talebi baskılayarak ithalatı azaltabileceğini, petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte cari açığın hedefin altında kalabileceğini ifade etti.

Şimşek, büyüme tarafında ise son gelişmelerin etkisiyle aşağı yönlü risklerin olduğunu aktardı.

Bu yıl önemli bir mali disiplin sürecine girdiklerinden bahseden Şimşek, harcama disiplininin sürdürüleceğini bildirdi.

“HİÇBİR KRİZ BOŞA HARCANMAMALIDIR”

Yapısal dönüşümü hızlandırmak istediklerine değinen Şimşek, “Küresel ekonomi politikalarındaki belirsizliğe karşı yanıtımız; ihtiyatlı, sorumlu ve sürdürülebilir makroekonomik politikalarımıza sadık kalmaktır.” ifadelerini kullandı.

Şimşek, yapısal dönüşümün, dijital altyapı ve yapay zekaya hazırlığın yanı sıra petrol ve doğalgaz ithalatına bağımlılığı azaltacak yeşil dönüşüm yatırımlarını da içerdiğine işaret ederek, “Her zamanki gibi yapılacak çok iş var; hiçbir kriz boşa harcanmamalı.” dedi.

“TÜRKİYE, BATI YATIRIMLARINI VEYA SİPARİŞLERİNİ ÇEKMEK İÇİN İYİ BİR KONUMDA OLACAKTIR”

Küresel ticaretteki gelişmelere ilişkin bir soru üzerine Şimşek, “Küresel ticaretin parçalanması biz dahil kimse için iyi olmaz.” yanıtını verdi.

Şimşek, küresel ticaretin parçalanmasının küresel büyüme üzerinde bir baskı yaratma riski olduğunu ancak Türkiye’yi dirençli kılan bazı faktörler bulunduğunu anlattı.

Bakan Şimşek, Türkiye’nin büyümesinin ağırlıklı olarak iç talep, yani yatırım ve tüketime dayandığını belirtti.

Ülkenin ticaretinin büyük ölçüde kurallara bağlı yürüdüğünü vurgulayan Şimşek, Avrupa Birliği ve çevre ülkelerle imzalanan serbest ticaret anlaşmalarının, ihracatın yaklaşık üçte ikisini güvence altına aldığını söyledi.

Asya ülkelerinin ABD’nin tarifelerine nasıl karşılık vereceğinin belirsizlik yarattığını aktaran Şimşek, tarifelerdeki 90 günlük ertelemenin ardından aynı çizgide devam edilmesi halinde, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından en büyük riskin dolaylı etkiler olacağını kaydetti.

Asya ülkeleri dahil, ülkelerin üretim kapasitesini yok etmesinin çok nadir görülen bir durum olduğunu belirten Şimşek, Asya’nın elinde devasa bir ölçek olduğunu ve bunu Türkiye pazarına aktarma olasılığının yüksek olduğunu dile getirdi.

Şimşek, bu durumun bazı avantajlarının da olabileceğine işaret ederek, şunları kaydetti:

“Türkiye, güçlü üretim kültürü ve kapasitesiyle bu alanda öne çıkan sayılı ülkelerden biri. Özellikle Batı ile ilişkiler bağlamında, Türkiye’nin küresel değer zincirlerine entegrasyonunun giderek güçlendiğini gözlemliyoruz. Bu doğrultuda, doğrudan yabancı yatırımlarda artış görülebileceği gibi Asya’dan tedarik edilemeyen bazı siparişlerin Türkiye’ye kayması da mümkün. Bu da Türkiye’yi Batı’dan yatırım ve sipariş çekmek açısından stratejik bir konuma getiriyor. Aynı zamanda bazı Asyalı firmalar da bölgesel ihtiyaçları karşılamak amacıyla Türkiye’de üretim veya lojistik üssü kurma eğiliminde olabilir.”

“UZUN VADELİ PERSPEKTİFTE TÜRKİYE HALA CAZİP BİR ÜLKE”

Şimşek, Türkiye’nin büyük bir ekonomi olduğunu ve son 20-25 yılda birçok gelişmekte olan piyasa ülkesinden daha iyi bir performans sergilediğini vurguladı.

Altyapı yatırımlarına dikkat çeken Şimşek, Türkiye’nin yapay zekaya hazırlık açısından gelişmekte olan ülkelerin önünde yer aldığını, ayrıca güçlü bir beşeri sermayeye sahip olduğunu ifade etti.

Şimşek, büyük resme bakılırsa Türkiye’nin nerede konumlandığının görüleceğine, ülkenin 54 serbest ticaret anlaşmasıyla güçlü bağlantılar kurduğuna işaret ederek, “Dolayısıyla endişelerin olması anlaşılabilir. Ancak yine de uzun vadeli bir perspektiften bakacak olursak zaman zaman ortaya çıkan bazı sorunlara rağmen Türkiye’nin hala cazip bir ülke olduğunu söyleyebilirim.” değerlendirmesinde bulundu.

Uyguladıkları makroekonomik istikrar reform programında kaydedilen ilerlemeden de bahseden Şimşek, bunun da yatırım ortamını iyileştirmeye yardımcı olacağını söyledi.

AB İLE SAVUNMA ALANINDA İŞBİRLİĞİ MESAJI

Şimşek, AB’nin gelecek 4 yıl içinde 800 milyar avroluk savunma harcaması planını anımsatarak, Türkiye’nin bu güçlü ihtiyacı karşılayabilecek endüstriyel kapasite ve kabiliyete sahip sayılı ülke arasında yer aldığına dikkati çekti.

Dünya Bankası ile ilişkilere de değinen Şimşek, Dünya Bankasının Türkiye’ye olan taahhütlerini, 3 yıl içinde 17 milyar dolardan 35 milyar dolara çıkardığını anımsattı.

Türkiye’nin öncelikleriyle Dünya Bankası’nın odağının mükemmel bir şekilde uyuştuğunu kaydeden Şimşek, yeşil dönüşüm, verimlilik ve dijital altyapı gibi konulara işaret etti.

Şimşek, finansmanın da önemli olduğunu ancak Dünya Bankası ile ilişkilerde teknik bilgi paylaşımını önemsediklerini ifade ederek, “Dünya Bankası ile çok iyi ilişkilerimiz olduğunu söyleyebilirim.” dedi. (AA)

Bakan Şimşek, ABD’de Türkiye ekonomisine ilişkin konuştu yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

Türkiye ile Maldivler arasında tarihi anlaşma! Resmi Gazete’de yayımlandı

Türkiye ile Maldivler arasında imzalanan milletlerarası anlaşma, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlandı.

Taraflar arasında 27 Kasım 2023’te Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Maldivler Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması” onaylanarak Resmi Gazete’de yayımlandı.

İki ülkenin ticari ve ekonomik işbirliği teşvik etmeyi ve kolaylaştırmayı taahhüt ettiği anlaşma kapsamında, ticaret heyetleri ve iş insanlarının karşılıklı ziyaretlerini artırma, sergi, fuar ve tanıtım faaliyetlerini teşvik etme konusunda mutabık kalındı.

Anlaşma çerçevesinde karşılıklılık ilkesi kapsamında şirket ve kuruluşların bu ülkelerde ofis ve şube açmasına izin verilmesi amacıyla kolaylık sağlanacak.

Ekonomik işbirliğini geliştirmeye yönelik Türkiye-Maldivler Karma Ekonomik Komisyonu kurulmasına yönelik madde bulunan anlaşma kapsamında, toplantıların dönüşümlü olarak iki ülkede de düzenlenmesine karar verildi.

Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayıyla, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kore Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığı ile Vergiden Kaçınmaya Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Yürürlük Tarihinin 21 Temmuz 2024 Olarak Tespit Edilmesi Hakkında Karar” da Resmi Gazete’de yayımlandı.

Yürürlük tarihi 21 Temmuz 2024 olarak belirlenen anlaşma, 22 Ekim 2021’de Seul’da imzalanmıştı. (AA)

Türkiye ile Maldivler arasında tarihi anlaşma! Resmi Gazete’de yayımlandı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

23 Nisan coşkuyla kutlanıyor

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile TBMM’nin 105. açılış yıl dönümü, yurt genelinde etkinliklerle kutlanıyor.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile TBMM’nin açılışının 105. yıl dönümü dolayısıyla Meclis’teki Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, Atatürk Anıtı’na kırmızı ve beyaz karanfillerden oluşan çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.

Törene, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM Başkanvekilleri Bekir Bozdağ, Gülizar Biçer Karaca, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Yeni Yol Partisi Grup Başkanı Bülent Kaya, siyasi partilerin grup başkanvekilleri, TBMM Başkanlık Divanı üyeleri, TBMM idare amirleri ile milletvekilleri ve TBMM idari personeli katıldı.

Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirilen töreninin ardından TBMM Başkanı Kurtulmuş, Bakan Tekin, milletvekilleri, TBMM Başkanlık Divanı üyeleri ve TBMM idari personeli otobüsle Anıtkabir’e geçti.

Söz konusu uygulama, makam aracı yoğunluğunun önüne geçilmesi amacıyla geçen sene TBMM Başkanı Kurtulmuş tarafından başlatılmıştı.

Bakan Tekin Anıtkabir’i ziyaret etti

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla öğretmen ve öğrencilerle Anıtkabir’i ziyaret etti.

Bakan Tekin’in başkanlığındaki bakanlık bürokratları, öğretmen temsilcileri ve öğrencilerden oluşan heyet, Aslanlı Yol’dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine yürüdü.

Tekin’in mozoleye çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.

Ardından Misak-ı Milli Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Tekin, deftere şunları yazdı:

“Aziz Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 105. yılında ve milletimizin bağımsızlık iradesinin simgesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda, eğitim ailemizle huzurunuzdayız. Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizler, çocuklarımızı demokrasi ve milli irade şuuruna sahip, çağın gerektirdiği bilgi ve becerilerle donanmış olarak yetiştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bize bıraktığınız kutlu mirası ileriye taşımak, çağın ruhunu yakalayan, değerleriyle barışık nesiller yetiştirmek en büyük vazifemizdir. Önümüzdeki asrı ‘Türkiye Yüzyılı’ yapmak üzere aklıselim, kalbiselim, fikriselim, çalışkan ve erdemli bireyler yetiştirme azmimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Aziz hatıranız önünde çocuklarımızı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesi üzerine taşıyacak bir bilinçle ve sevgiyle yetiştirmeye devam edeceğimize söz veriyoruz. Ruhunuz şad olsun.” (AA)

23 Nisan coşkuyla kutlanıyor yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

Netanyahu’dan yargıya Şin-Bet Direktörü emri

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Yüksek Mahkeme’den, İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar’a görevi bırakmayı planladığı tarihi açıklaması talimatı vermesini istediği bildirildi.

İsrail’deki Yedioth Ahronoth gazetesinin haberinde konuya ilişkin bilgi verildi.

Haberde Netanyahu’nun, Yüksek Mahkeme’den, Ronen Bar’a görevini “ne zaman bırakacağını” açıklamasına yönelik emir vermesini istediği kaydedildi.

Bar, 21 Nisan Pazartesi günü mahkemeye sunduğu yazılı ifadesinde, ilerideki bir tarihte görevinden istifa etmeyi planladığını ifade ederek, net bir tarih belirtmemişti.

Netanyahu, geçen ay görüştüğü Şin-Bet Direktörü Bar’a hükümetin kendisini görevden alacağını bildirmiş, kararını zaman içinde büyüyen güvensizlikle gerekçelendirmişti.

İsrail Yüksek Mahkemesi, 8 Nisan’da Bar’ın görevden alınma kararını durdurmuştu. (AA)

Netanyahu’dan yargıya Şin-Bet Direktörü emri yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

2. Dünya Savaşı’nın bitmeyen hesaplaşması! Japonya’nın hamlesi Çin’i ayağa kaldırdı

Çin, Japonya Başbakanı İşiba Şigeru’nun, Japonya’nın 2. Dünya Savaşı’nda savaş suçlarıyla yargılanan bazı askerlerin mezarlarının bulunduğu tartışmalı Yasukuni Tapınağı’na adak göndermesini kınadı.

Çin’in Tokyo Büyükelçiliğinden yapılan açıklamada, söz konusu eylemin, tarihsel adalete açık bir hakaret ve Japon hükümetinin tarihsel sorunlara karşı yanlış tutumunun göstergesi olduğu belirtildi.

Yasukuni Tapınağı’nın Japonya’nın saldırganlık savaşının sorumlusu, militarizmin sembolü olduğu kaydedilen açıklamada, Çin Dışişleri Bakanlığının ve Tokyo Büyükelçiliğinin Japon hükümetini resmi kanallardan protesto ettiği vurgulandı.

Açıklamada, tapınakta Japonya’nın savaş dönemi suçlarında büyük sorumluluğu olan A-Sınıfı savaş suçlusu 14 kişinin mezarlarının olduğu hatırlatılarak, Japonya’nın saldırgan geçmişiyle yüzleşmesi, militarizm ile bağlarını koparıp yeni bir sayfa açması ve Asya’daki komşuları ile uluslararası toplumun güvenini somut eylemlerle kazanması gerektiğinin altı çizildi.

Japonya’da iktidar ve muhalefet partilerinden 70 milletvekili, 21-23 Nisan tarihlerinde kutlanan geleneksel ilkbahar festivali kapsamında dua etmek ve adaklarını sunmak üzere, dün başkent Tokyo’daki Yasukuni Tapınağı’nı ziyaret etmişti.

Japonya Başbakanı İşiba Şigeru da, 2. Dünya Savaşı’nda savaş suçlarıyla yargılanan bazı Japon askerlerinin de mezarlarının bulunması nedeniyle Çin, Güney Kore ve Japonya arasında sık sık diplomatik krize neden olan tapınağa törensel adakta bulunmuştu.

“JAPONYA’NIN GEÇMİŞ MİLİTARİZMİNİN SEMBOLÜ”

1869’da inşa edilen tapınağın, İkinci Dünya Savaşı’nda ölen 2,5 milyon kişinin anısını onurlandırdığı ancak tapınak keşişlerinin, 14 savaş suçlusunu 1978 yılında “kutsal” kabul etmesi nedeniyle tartışmalı statüsünü koruduğu biliniyor.

Çin ve Güney Kore gibi komşu ülkeler nezdinde “Japonya’nın geçmiş militarizminin sembolü” olarak görülen tarihi tapınak, savaşta yaşamını yitirenlerin anılması amacıyla ziyaret ediliyor.

Japonya’da hükümet yetkilileri ve iş dünyası yöneticilerinin yıl içinde ziyaret ettiği tapınağa, başbakan düzeyinde en son Aralık 2013’te eski Başbakan Abe Şinzo gitmişti. (AA)

2. Dünya Savaşı’nın bitmeyen hesaplaşması! Japonya’nın hamlesi Çin’i ayağa kaldırdı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

OSB’lerde çalışanları mutlu edecek lojman projesinin detayları belli oldu

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, organize sanayi bölgelerinde (OSB) kurulacak lojmanların, çalışanların memnuniyetini ve motivasyonunu artıracağını, sanayiye güç kazandıracağını belirterek, çalışanların bu imkandan şehirdeki kiraların yaklaşık üçte biri bedelle istifade edebileceğini bildirdi.

Kacır, AA muhabirine, OSB’lerde inşa edilecek lojmanlara ilişkin değerlendirmede bulundu.

Türkiye’de 366 OSB ve 60 bine yakın fabrikanın üretime devam ettiği bilgisini veren Kacır, buralarda çalışan sayısının da son 22 yılda 415 binden 2 milyon 700 bine yükseldiğini söyledi.

Kacır, OSB’lerin Anadolu’nun dört bir yanında Türkiye’nin ve Avrupa’nın üretim üsleri haline geldiğine dikkati çekerek, “Biz sanayimizin gelişimi ve rekabet gücünü sürdürebilmek adına planlı sanayi alanlarını, OSB’lerin kurulumunu ve geliştirilmesini çok önemsiyoruz. Bu hedef doğrultusunda ‘Sanayi Alanları Master Planı’nı hazırlıyoruz. Türkiye’nin farklı bölgelerinde 2053’e kadar hayata geçecek tüm ulaşım yatırımları, kara yolu, demir yolu, liman yatırımları, aynı zamanda arazi eğim haritaları, depremsellik ve su kıtlığı riskleri gibi pek çok parametreyi dikkate alarak, yeni nesil ‘mega endüstriyel parklar’ kuracağımız bölgeleri adresliyoruz.” diye konuştu.

Bununla birlikte mevcut OSB’lerin dönüşümünü de öncelikle ele alacaklarını vurgulayan Kacır, bu hedef doğrultusunda öncelikle OSB’lerdeki çalışanlar için lojman alanları oluşturacaklarını dile getirdi.

Kacır, geçen yılın eylül ayında Organize Sanayi Bölgeleri Yönetmeliği’nde ortaya koydukları kapsamlı değişikliklerle bir yandan sanayicilerin yatırım yerlerine erişimini kolaylaştırdıklarını, bir yandan da yeni OSB’lerin kurulumunu hızlandırdıklarını ifade etti.

•⁠  ⁠⁠- Kirası şehirdekilerin yaklaşık üçte biri olacak

OSB’lerde eğitim, sosyal ve barınma amaçlı yeni tesislerin yapılmasına yönelik düzenlemeleri hayata geçirdiklerine işaret eden Kacır, şu bilgiyi paylaştı:

“OSB’lerde kurulacak lojmanlar ortak hizmet alanlarında inşa edilecek. Mülkiyeti OSB’lere ait olacak ve buralardaki fabrikalarda çalışanlar lojmanlardan, yaşadıkları şehirdeki kira bedellerinin yaklaşık üçte biri nispetinde bir kullanım bedeli ödeyerek istifade etme imkanı bulacak. Aynı zamanda bu lojman alanları şehrin mimari dokusuyla, şehirleşme planlarıyla uyumlu olarak inşa edilecek. Lojman bölgelerinde sosyal ihtiyaçlara yönelik alanlar, spor tesisleri, eğitim müesseseleri de yine lojmanlarla birlikte oluşturulacak. Arzu ediyoruz ki çalışanlarımız hem trafikte vakit kaybetmesin hem barınma ihtiyacını karşılamak üzere yüksek bedeller ödemek zorunda kalmasın. OSB’lerde kurulacak lojmanlar, çalışanların memnuniyetini ve motivasyonunu artıracak, sanayimize güç kazandıracak. İnanıyorum ki atacağımız bu adım, dünyada çok kapsamlı dönüşümlerin yaşandığı ve sanayileşme kabiliyetlerinin en önemli parametrelerden biri haline geldiği bu dönemde Türkiye’nin gücüne güç katmasını hızlandıracak.”

Lojman alanlarında “sanayi ve teknoloji kolejleri”nin kurulmasını amaçladıklarını belirten Kacır, böylelikle mesleki eğitimin, fen ve teknoloji eğitiminin gelecek dönemde OSB’leri merkeze aldıkları bir yaklaşımla Türkiye genelinde güçlenmesini amaçladıklarını anlattı.

•⁠  ⁠İlk lojman Manisa’ya

Bakan Kacır, Manisa OSB’nin Türkiye’nin en büyük, en önemli organize sanayi bölgelerinden biri olduğuna dikkati çekerek, “Çalışanlarımızla, emekçi kardeşlerimizle, sanayicilerimizle inşallah hep birlikte 6 Mayıs’ta Manisa OSB’de ilk lojman projesinin temellerini atacağız.” dedi.

Burada çalışan sayısının 5 yıl içinde 90 bine çıkmasını amaçladıklarını vurgulayan Kacır, şöyle konuştu:

“Uzun dönemde Manisa OSB lojmanlarının 15 bin çalışanımızın konut ihtiyacını karşılamasını amaçlıyoruz. İlk etapta 3 bin 650 konutun inşallah temellerini atacağız. Burada öncelik yine ailelere verilecek. Malumunuz bu yıl ‘Aile Yılı’. Dolayısıyla lojman kullanımında da biz önceliğin ailelere verilmesini önemsiyoruz. Ümit ederim ki atacağımız bu temeller hem çalışanlarımız için hem sanayicilerimiz için çok hayırlı olacaktır. Önümüzdeki dönemde diğer şehirlerimize yaygınlaştıracağımız OSB lojmanları projesi, Türkiye’nin sanayinin rekabet gücünü muhafaza ederken alın teri döken, akıl teri döken çalışanlarımızın, emekçi kardeşlerimizin iş yeri memnuniyetini artıracak çok önemli bir proje olarak hayata geçecektir.”

•⁠  ⁠Lojmanların kirası üst limiti geçemeyecek

Bakanlıktan edinilen bilgiye göre, ortak hizmet alanlarının büyüklüğü, toplam OSB alanının yüzde 15’ini geçemeyecek.

Lojman alanları ortak kullanım alanları olduğu için lojmanlar ister doğrudan OSB tarafından ister katılımcılar tarafından yapılmış olsun, mülkiyetin sürekli OSB’de kalması zorunlu tutulacak, mülkiyetin OSB katılımcısına veya lojman kiracısına devredilmesi mümkün olmayacak.

Konutların aylık kira bedelinin üst limiti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca hazırlanan ve Resmi Gazete’de yer alacak ilgili yıla ilişkin Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ’de belirlenen yapının birim maliyetinin, konutun brüt inşaat alanı ile çarpılması suretiyle belirlenen tutarın 240’ta biri olacak. Lojmanların kirası üst limiti geçemeyecek.

OSB’lerde çalışanları mutlu edecek lojman projesinin detayları belli oldu yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

ABD’de vize krizi! Yargıçtan uluslararası öğrencilere geçici müjde

ABD’nin Oregon eyaletinde federal yargıç, vizesi iptal edilen iki uluslararası öğrencinin yasal statüsünün yeniden tanınması için vize iptali kararını durdurdu.

Oregon Eyalet Üniversitesi ve Oregon Üniversitesi’nde öğrenim gören iki yüksek lisans öğrencisinin vizelerinin bu ay başında iptal edilmesinin ardından açtığı davada ABD Bölge Yargıcı Michael McShane, vize iptalinin durdurulması yönünde 14 günlük geçici tedbir kararı aldı.

Yargıç McShane, federal avukatlara, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Biriminin (ICE) öğrencilerin yasal statülerini hangi düzenlemelere dayanarak sona erdirdiğini sorarak “Bu işlemlerin uygun olup olmadığını belirleyen bir düzenleme olmalı. ICE burada hangi düzenlemeyi uyguluyor?” diye uygulamaya itiraz etti.

ABD İç Güvenlik Bakanlığını temsil eden Savcı Yardımcısı Patrick J. Conti ise konuyla ilgili tüm bilgilerin toplanmasına yeterli zaman olmadığını belirtirken, nihai bir kararın henüz alınmadığını ve öğrencilerin telafisi mümkün olmayan bir zararla karşı karşıya olmadığını savundu.

Davacılar, vizelerin öğrencilere veya üniversitelerine önceden bilgi verilmeden ve yeterli açıklama sunulmadan iptal edildiğini iddia etmişti.

ABD genelinde 1000’den fazla uluslararası öğrencinin vizesi ani şekilde iptal edilirken, çok sayıda öğrenci, yasal süreç haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle farklı eyaletlerde dava açtı.

Georgia, New Hampshire, Wisconsin, Montana ve Washington eyaletlerinde de federal yargıçlar, benzer şekilde geçici tedbir kararları vererek öğrencilerin sınır dışı edilmesini engelledi.

ABD’DE YABANCI ÖĞRENCİLERİN VİZELERİNİN İPTAL EDİLMESİ

ABD Başkanı Donald Trump, 30 Ocak’ta Filistin’e destek gösterilerine katılan öğrencilerin sınır dışı edilebilmesine kapı aralayan “antisemitizmle mücadele” temalı başkanlık kararnamesine imza atmıştı.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da 27 Mart’ta “Hamas’a destek verdiklerini” ileri sürdüğü en az 300 yabancı öğrencinin vizesinin iptal edildiğini açıklamıştı.

Ülkede doktora eğitimi gören Rümeysa Öztürk, 25 Mart akşamı iftara gitmek için Massachusetts’teki evinden çıktığı anda sivil Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) görevlileri tarafından gözaltına alınmıştı.

Daha önce de Filistinli aktivist ve Columbia Üniversitesinden mezun olan Mahmud Halil gözaltına alınmıştı. (AA)

ABD’de vize krizi! Yargıçtan uluslararası öğrencilere geçici müjde yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

2025 yılı kurban kesim bedeli belli oldu

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 2025 vekalet yoluyla kurban kesim bedelinin yurt içinde 13 bin 500, yurt dışında 5 bin 450 lira olarak belirlendiğini açıkladı.

Erbaş, Başkanlık Konferans Salonu’nda düzenlenen 2025 Vekaletle Kurban Kesim Organizasyonu Toplantısı’nda, kurbanın temelleri Hz. Adem’e kadar uzanan ve insanlık tarihi ile yaşıt bir ibadet olduğunu söyledi.

Bütün ibadetlerde olduğu gibi kurbanda da asıl olanın takva olduğunu belirten Erbaş, “Bir ibadet olması yönüyle kurban hem öz hem de biçim bakımından derin anlam ve hikmetler barındırmaktadır. Bu yüzden özü ve biçimsel özelliği detaylı biçimde dini kaidelerle belirlenmiştir. Dolayısıyla kurban yerine başka bir ibadetin ikame edilmesi doğru değildir. Kurban kesmek yerine kurbanın parasını dağıtmak, fakirlere gıda yardımı yapmak veya namaz kılıp oruç tutmakla hiç kimse kurban yükümlülüğü yerine getirilmiş olmaz. Bu gibi yaklaşımların İslam’dan referans bulması mümkün değildir.” ifadelerini kullandı.

“TDV DÜNYANIN İHTİYAÇ DUYULAN HER YERİNE YARDIM ELİNİ UZATMAKTADIR”

Kurbanın Müslümanları Allah’a yaklaştırarak birlik, beraberlik ve kardeşliğe güç kattığını vurgulayan Erbaş, “Bu çerçevede Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfımız herhangi bir ayırım gözetmeksizin dünyanın ihtiyaç duyulan her yerine yardım elini uzatarak birçok alanda iyilik faaliyetlerinde bulunmaktadır. Dünyanın ihtiyaç duyulan her yerine, dil, din, ırk, mezhep, meşrep farkı gözetmeksizin yardım elini uzatmaktadır. Müslüman azınlıkların savaşlara, işgallere, afetlere maruz kalanların, yoksulların, kimsesizlerin, çaresizlerin umudu ve sevinci olmaktadır.” diye konuştu.

Türkiye Diyanet Vakfının yarım asırlık tecrübesi, deneyimli kadrosu, üstlendiği sorumluğun bilinci ve hizmet anlayışıyla faaliyet gösterdiği diğer alanlarda olduğu gibi vekaletle kurban kesimi konusunda da örneklik teşkil ettiğinin altını çizen Erbaş, “Afrika’dan Asya’ya, Uzak Doğu’dan Güney Amerika’ya hiç görmediğimiz ve tanımadığımız kardeşlerimize uzanan bu iyilik organizasyonu yüce dinimiz İslam’ın evrensel hakikatlerinin ve Müslüman kimliğinin dünyaya tanıtılması bakımından da büyük önem taşımaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.

“GEÇEN YIL 1 MİLYON 50 BİN FİLİSTİNLİYE KURBAN ETİ ULAŞTIRILDI”

Vakfın milletin kurban vekaletlerini emanet bilinci ve büyük bir hassasiyetle yürüttüğünü ve İslam’ın esaslarına uygun olarak yerine getirdiğini ifade eden Erbaş, “Geçtiğimiz yıl vakfımıza emanet edilen 747 bin 52 hisse kurban, yurt içinde 81 ilde, yurt dışında 78 ülke ve 348 bölgede kesilerek aralarında 1 milyon 50 bin Filistinli kardeşimizin de bulunduğu toplam 34 milyon 737 bin 918 kişiye ulaştırıldı. 1993’ten bugüne kadar vakfımıza emanet edilen 5 milyon 409 bin 310 hisse kurban, büyük bir titizlikle kesilerek dünyada milyonlarca ihtiyaç sahibine bayram sevinci yaşattı.” bilgisini verdi.

Bu yıl da Kurban Bayramı’nda “Kurbanını Paylaş, Kardeşinle Yakınlaş” temasıyla daha fazla insanın yüzünü güldürmek için büyük bir gayretle çalışacaklarını belirten Erbaş, şunları kaydetti:

“2025 yılı Vekaletle Kurban Programımız kapsamında 81 il ve 922 ilçemiz başta olmak üzere yaklaşık 80 ülkenin 365 bölgesinde kesim yapılmasını, ayrıca Filistin kurbanlarının da başta Gazze’deki mazlumlar olmak üzere Filistin’e ulaştırılmasını hedefliyoruz. 2025 yılı vekaletle kurban kesim bedeli yurt içinde 13 bin 500, yurt dışında 5 bin 450 lira olarak belirlenmiştir.”

Hayırseverlerin “www.tdv.org” ve “bagis.tdv.org” web adresleri, TDV mobil bağış uygulaması, il ve ilçe müftülükleri, TDV şubeleri, din görevlileri, PTT şubeleri ve anlaşmalı bankalar aracılığıyla bağışta bulunabileceklerini duyuran Erbaş, yurt dışında yaşayan vatandaşların ise din hizmetleri müşavirlikleri, ataşelikler, koordinatörlükler ve ülkelerdeki cami dernekleri ile din görevlileri vasıtasıyla vekaletlerini vakfa teslim edebileceklerini bildirdi. (AA)

2025 yılı kurban kesim bedeli belli oldu yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

Erdoğan’ın diplomasi trafiği! Bir günde 3 kıtadan üç önemli ziyaret

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bölgesel ve küresel birçok konuda kilit bir role sahip olan ülkemiz dış politikasına, çok boyutlu ve vizyoner bir bakış açısıyla liderlik etmeyi sürdürmektedir.” dedi.

Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:

“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bölgesel ve küresel birçok konuda kilit bir role sahip olan ülkemiz dış politikasına, milli menfaatlerimiz ekseninde çok boyutlu ve vizyoner bir bakış açısıyla liderlik etmeyi sürdürmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız yoğun diplomasisine devam ederken Ankara uluslararası camianın birçok farklı aktörünün ziyaretlerine ev sahipliği yapmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımız bugün sırasıyla Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Alain Berset, Avustralya Genel Valisi Sam Mostyn ve Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile Ankara’da görüşmeler gerçekleştirecektir.” (AA)

Erdoğan’ın diplomasi trafiği! Bir günde 3 kıtadan üç önemli ziyaret yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.