Huzursuzluk Quotes
Huzursuzluk
by
Zülfü Livaneli9,854 ratings, 4.03 average rating, 792 reviews
Huzursuzluk Quotes
Showing 1-18 of 18
“Harese nedir, bilir misin oğlum?
Arapça eski bir kelimedir.
Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir.
Harese şudur evladım:
Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan
üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür;
o kadar dayanıklıdır yani.
Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır.
Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar.
Keskin diken devenin ağzında yaralar açar,
o yaralardan kan akmaya başlar.
Tuzlu kan dikenle karışınca bu tat devenin daha çok hoşuna gider.
Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına
doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve.
Bunun adı haresedir.
Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir.
Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, boyunca birbirini öldürür
ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz.
Kendi kanının tadından sarhoş olur.”
― Huzursuzluk
Arapça eski bir kelimedir.
Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir.
Harese şudur evladım:
Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan
üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür;
o kadar dayanıklıdır yani.
Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır.
Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar.
Keskin diken devenin ağzında yaralar açar,
o yaralardan kan akmaya başlar.
Tuzlu kan dikenle karışınca bu tat devenin daha çok hoşuna gider.
Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına
doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve.
Bunun adı haresedir.
Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir.
Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, boyunca birbirini öldürür
ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz.
Kendi kanının tadından sarhoş olur.”
― Huzursuzluk
“Tüketen insanın üreten insandan daha değerli olduğu bu yanlış ve ahlaksız döneme tahammülüm kalmamıştı artık. Değişmiştim, Mardin beni değiştirmişti. İnsanlar bunca acı çekerken, İstanbul'da en iyi suşinin nerde yenilebileceğini konuşanlara dayanamıyordum.”
― Huzursuzluk
― Huzursuzluk
“Merhamet zulmün merhemi olamaz.”
― Huzursuzluk
― Huzursuzluk
“Asil insanların en neşeli zamanlarında bile bir hüzün vardır, daha düşük ruhlar ise en sefil zamanlarında bile neşelidir.”
― Huzursuzluk
― Huzursuzluk
“daha üzüm asması yaratılmadan sarhoş olanım ben
sen doğmadan önce aşkınla berduş olanım ben”
― Huzursuzluk
sen doğmadan önce aşkınla berduş olanım ben”
― Huzursuzluk
“İnsanlık ağacının kırılmış dalıyız...”
― Huzursuzluk
― Huzursuzluk
“Huzursuzdum, İstanbul’daki huzursuzluğumdan farklı bir şeydi bu ancak yine de huzursuzluktu. Tam tersi sanılır ama zaten hayatta normal olan huzursuzluk durumudur, huzur ise çok ender yakalanan geçici anlardır olsa olsa.”
― Huzursuzluk
― Huzursuzluk
“…bütün bunlar olurken bu kadar dinin tanrısı ne yapıyordu diye sordum kendime ve cevabı buldum. Tanrı o sırada dinleniyordu çünkü yedinci gündü, altı günde evreni yaratmıştı ve yedinci gün dinlenmeye çekilmişti. Herhalde bu yüzden çığlıkları duymamıştı.”
― Huzursuzluk
― Huzursuzluk
“Artık insanların Gılgamış’ı, Enkidu’su, Hera’sı, Afrodit’i yok; onların yerine hip hop, futbol, müzik ve sinema tanrıçaları var. Tanrılar ve tanrıçalar gibi onların aşk, evlenme, boşanma, kavga, kıskançlık, cinayet maceralarını izliyorlar.”
― Huzursuzluk
― Huzursuzluk
“Melek Tavus'un diğer meleklerden farkını sorma cesaretini gösteriyorum. Çünkü diyor, hem iyiliği hem kötülüğü barındırır, aynen insan gibi. Her insanın içinde iyi ve kötü, yan yana durur. Hangisini beslersen o galip gelir. Diğer dinlerin tanrıları da öyle değil mi? Hem ödüllendirici, hem cezalandırıcı bir tanrı o da. Büyük dinlerin tanrısı gibi. "Bana inanmayanın boğazından aşağı erimiş kurşun dökerim" diyen bir tanrı, sadece iyi olabilir mi sence evladım? Kullarını en ağır işkencelerle korkutan bir tanrıya iyi diyebilir misin? Bak sana bir kıssa vereyim: Sizin İslam dininizin bir kadın evliyası, bir eline bir kova su, ötekine de bir kova ateş almış, yola çıkmış. Nereye gittiğini soranlara da, bu kovayla cehennem ateşini söndüreceğim, bu ateşle de cenneti tutuşturacağım demiş. Çünkü insanların sadece cennet vaadi ve cehennem korkusu yüzünden riyakârlık yapmasını istemiyormuş. Biz Ezidiler iyiliğin ve kötülüğün ötesinde bir yer olduğuna inanırız.”
― Huzursuzluk
― Huzursuzluk
“Sevişirken iç içe geçen, solukları karışan, birbirine en yakın hale gelen insanların, sonradan bu kadar yabancılaşmasına, hatta can yakmaya çalışmasına hep hayret etmişimdir. Önce en büyük haz, sonra en büyük can yakma, ne tuhaf.”
― Huzursuzluk
― Huzursuzluk
“Merhamet keskin bir kılıç; merhamet gösterenin kabzasından tuttuğu ama karşı tarafı yaralayan bir kılıç.”
― Huzursuzluk
― Huzursuzluk
“Sonra gözlerine bakarak, çünkü sana yardım etmek istiyorum Meleknaz, dedim beni de şaşırtan bir cesaretle, yanlış anlama, senden çok kendime yardım etmek istiyorum, tekrar insan olduğumu hatırlamak istiyorum”
― Huzursuzluk
― Huzursuzluk
“ah o marul, diyormuş Hüseyin, ah o marul, bir yeşilliğin hayatımı böylesine altüst edeceğini nasıl bilebilirdim.”
― Huzursuzluk
― Huzursuzluk
“allah uyuz versin de tırnak vermesin!”
― Huzursuzluk
― Huzursuzluk
“Oysa mahlepli Süryani şaraplarıyla ünlü bir yerdi buralar; dizlerini bir sağa bir sola çevirerek yere doğru yavaş yavaş, müziğin ritmine uyarak çöküp sonra aynı şekilde yukarı kalkarken, hüner sahiplerinin göğe dönmüş alınlarının üstündeki dolu rakı bardağından bir damla bile dökmemekle övündükleri Reyhani danslarının memleketiydi.”
― Huzursuzluk
― Huzursuzluk
