Büyük DeÄiÅim â (3) Ekonomi
Ekonomi, tanımı gereÄi üretim ve daÄıtım süreçlerinin organizasyonu ve bu süreçlerde yer alan kurum ve iliÅkilerin oluÅturduÄu sistemdir. Bu tanıma göre ekonominin özünde üretim vardır. Bir Åeylerin üretilmesi gerekmektedir ki, geri kalan her Åey bunun üzerine inÅa edilebilsin.
İlkçaÄ ve OrtaçaÄ ekonomisi basitti. Yerel üretim ve daÄıtım yüzyıllar boyunca hemen hemen hep aynı ölçekte ve aynı biçimde gerçekleÅiyordu. DaÄınık ve küçük yerleÅimlerde kapalı ve genellikle kendine yeten ekonomi yüzlerce yıl boyunca deÄiÅmedi. Ekonominin daha geniŠölçekli olduÄu imparatorluk merkezleri ise, hem köle emeÄinin, hem de ticaretin yoÄunlaÅtıÄı yerlerdi. Bilinen eski dünyanın Akdeniz kıyısındaki kentler, Fenikeli ve Lidyalı tüccarlarca bir ticaret aÄı içinde birleÅmiÅ, birbiriyle ticaret yapıyordu. Bunun yanı sıra, bilinen en eski zamanlardan beri DoÄu ile Batı arasında kurulan ticaret aÄları sayesinde ürünler doÄudan batıya, batıdan doÄuya taÅınıyordu. En güçlü imparatorluklar, bu ticaret yollarına hakim olanlardı.
OrtaçaÄın sonlarına doÄru, Türklerin batıya yürüyüÅleri ile Avrupa’da baÅlayan arayıÅlar, Avrupalı denizcileri okyanuslara açılmaya teÅvik etti. Böylece Eski Dünya’nın tanımadıÄı yeni ticaret yolları ve coÄrafyalar keÅfedildi. Ãzellikle Amerika kıtasının Avrupalılarca keÅfedilmesinin ardından, Avrupa, Afrika ve Amerika arasında bir ticaret üçgeni oluÅtu: Afrika’dan köleler Amerika’ya taÅınıyor, Amerika’da çıkartılan madenler, çiftliklerde, tarlalarda üretilen mallar Avrupa’ya taÅınıyordu. Afrika’nın güney ucundaki Ãmit Burnunu dolaÅarak Hint Okyanusuna ve Asya’ya ulaÅan Avrupalı tüccarlar, bu bölgeleri de kolonileÅtirmeye baÅladılar.
15. yüzyılın sonlarında baÅlayan bu dönem, 17. yüzyılda zirveye ulaÅtı. Misyonerler, askerler, tüccarlar, denizciler, meraklılar, maceracılar Avrupa’dan dünyanın dört bir yanına yayılırken, madenler, tarım ürünleri, mücevherat, ipekli kumaÅlar, mineraller, egzotik hayvanlar ve daha pek çok Åey Avrupa’ya aktı.
Binlerce yıl boyunca deniz aÅırı ticaret sadece Akdeniz havzası ile sınırlıyken, dünyanın “yedi denizi” bir anda karmaÅık bir ekonominin muhtelif unsurlarını oluÅturmak üzere doldu, taÅtı. İspanya, İtalya, Portekiz, İngiltere gibi denizci toplumların önemi artarken, bu hızlı deÄiÅime ayak uyduramayan Ãin, Hindistan, Osmanlı, İran gibi eski güçler önemsizleÅti.
18. yüzyılda Britanya’dan baÅlayarak önce kara Avrupa’sına, oradan Amerika’ya, Okyanusya’ya ve Japonya’ya yayılan sanayi devrimi, dünya ekonomisine yeni bir ivme kattı. Sanayi devrimi sayesinde mal üretimi mislilerce katlanırken, ekonomi de nitelik deÄiÅtirmeye baÅladı. Sanayi Devrimi’nin yol açtıÄı pek çok deÄiÅimden özellikle üçü, sonraki yüzyılları belirlemesi bakımından önemlidir: 1) Sanayi Devrimi, çok karmaÅık bir iÅbölümünü ortaya çıkarttı. Bu iÅbölümü, uzmanlıklara dayanıyordu ve her bir iÅçi, nihai ürünün belli bir üretim aÅamasında çalıÅıyordu. 2) Sanayi Devrimi tarihte ilk defa baskın ekonomik iliÅkinin biçimini, ihtiyaç için üretimden pazar için üretime çevirdi. Bu üretim tarzında temel amaç yüksek kazanç elde ederek sermaye biriktirmektir; adına kapitalizm diyoruz. 3) Sermaye birikimine dayalı ekonomik model, para ekonomisinin ortaya çıkıÅına yol açtı. Bir kaç yüzyıl içinde para ekonomisi, yeryüzündeki bütün insanların yaÅamlarının temel unsuruna dönüÅtü.
Sanayi Devriminin Åüphesiz ki çok önemli baÅka sonuçları da oldu: 18. yüzyıldan baÅlayarak milyonlarca insan köylerden sanayi merkezlerine akmaya, topraÄa baÄlı çalıÅan ve yaÅayan köylülerden, sanayi iÅçilerine dönüÅtü. Bu demografik deÄiÅime baÄlı olarak önce kalabalık kentler, yirminci yüzyıldan sonra da milyonlarca insanın yaÅadıÄı mega-kentler ortaya çıktı. Mal ve hizmet üretimi, bir kaç yüzyıl içinde olaÄanüstü hızlandı, daha önceki yüzyıllarda hayal bile edilemeyen ürün ve hizmetler, sıradan insanların kullanımına sunuldu, gündelik eÅyalara ve hizmetlere dönüÅtü. Sanayi Devriminin doÄrudan bir sonucu olarak atmosfere salınan karbon sonucu iklim deÄiÅti, doÄaya salınan atık maddeler sonucu okyanuslar, nehirler kirlendi, her ikisinin sonucu olarak yeryüzündeki bitki örtüsü ve hayvan çeÅitliliÄi azaldı. Kalabalık insan kitlelerinin uzak coÄrafyalarla iletiÅime geçmesi sonucu kapalı köy ekonomileri çözüldü, daÄıldı, ulusal ve uluslararası ekonomik iliÅkiler belirleyici olmaya baÅladı. Yönetim sistemleri ve yönetici belirleme süreçleri deÄiÅti.
Ancak biz günümüzde yaÅanan Büyük DeÄiÅimi anlayabilmek için, sanayi devrimi ile yaÅantımıza giren yaygın ve karmaÅık iÅbölümü, pazar ve sermaye birikimi için üretim ve para ekonomisine yoÄunlaÅalım.
Günümüz dünyasında, birbirinin tıpatıp aynısı iÅleri yapan çok az insan var ve bunu sanayi devrimine borçluyuz. Her sabah milyonlarca insan evinden çıkıyor, iÅyerlerine gidiyor ve birbirinden çok farklı iÅler yapıyor. Oysa sadece on nesil önce, yeryüzündeki insanların ezici çoÄunluÄu birbirine benzer iÅlerle uÄraÅıyordu. Yaygın ve yoÄun iÅbölümünün bir baÅka sonucu, birbirinden çok farklı iÅler yapan bu insanların her biri farklı aletler kullanıyor, ya da benzer aletler kullansa bile, bu aletlerin farklı fonksiyonlarına yoÄunlaÅıyor. Bir aleti büyük beceri ile kullanabilen bir insan, baÅka bir aleti kullanırken aynı beceriyi gösteremiyor. Dolayısıyla alet kullanma becerisi, kiÅilerin yeteneklerine deÄil, eÄitim ve deneyimlerine baÄlı. Bu da, daha erken yaÅlardan itibaren her bir insanın çok iyi yetiÅtirilmesini zorunlu kılıyor. Yaygın iÅbölümünün olumlu yanı, iÅlerin önceki yüzyıllara göre daha verimli yapılabilmesi, olumsuz yanı ise, insanları ve toplumları birbirlerine, önceki yüzyıllardan daha baÄımlı hale getirmesi. Bir örnek vermek gerekirse, hepsi birbirinden becerikli cerrahlardan oluÅan bir toplum düÅünelim. Bir baÅka toplum da hepsi birbirinden yetenekli musluk tamircilerinden oluÅsun. Bir üçüncü toplum ise her bir uzmanlık alanında ortalama yetenekli bireylere sahip olsun. İlk toplumda ameliyatlar baÅarıyla yapılır ve ikinci toplumda damlayan musluk bulunamaz ama, Åüphesiz ki yaÅamın daha sorunsuz akıp gittiÄi üçüncü toplum daha fazla tercih edilir. O halde, her toplumun daha büyük beceriyle iÅ yapan bireyleri olsa da, modern toplumlarda amaç, her uzmanlık alanından bireylere sahip olabilmektir.
Pazar için meta üretimi ve bu üretimin sonucu sermaye biriktirmeye dayalı kapitalizm, yaklaÅık 300 yıldır yeryüzünde egemen sistem. Kapitalizme rakip olma iddiasıyla ortaya çıkan, baÅta 20. yüzyıl reel sosyalizmi de, pazar için üretim ve sermaye birikimi motivasyonunu deÄiÅtiremedi. İhtiyaçları tespit etmeye ve bu tespitlere göre planlamaya dayalı ekonomik model, 1980’lerden itibaren pazar için meta üreten kapitalizmle rekabet edemedi. Sermaye birikimi ise deÄiÅmeden sürdü. 20. yüzyıl reel sosyalizmi sermayenin özel mülkiyette birikmesine izin vermedi; sermayeyi biriktiren ise devlet oldu. 1990’larda da devletin biriktirdiÄi sermaye, kısacık bir on yılın içinde yaÄmalandı, özelleÅti. Bu Åekilde bakıldıÄında 400 yıl boyunca ne pazar için meta üretimine, ne de sermaye birikimine rakip olabilecek bir sistem çıkmadı. Ulusal ve uluslararası rekabette sermaye biriktirme yarıÅı yavaÅlamak ve zayıflamak bir yana, günümüz dünyasında vahÅi bir mücadele halinde sürüp gidiyor. Tarihte ilk defa bazı insanlar, binlerce yıldır hüküm süren krallardan, imparatorlardan daha büyük servetler biriktirdi. Günümüz dünyasında sıradan bir insanın bile, “tanrının yeryüzündeki gölgesi” padiÅahlardan, imparatorlardan, tanrı firavunlardan daha fazla eÅyası ve konforu var. Zamanında yedi düvele hükmetmiÅ, ancak bir yüzyıl önce tarihe karıÅmıŠbüyük imparatorlukların baÅındakilerin kiÅisel eÅyalarının sergilendiÄi günümüz müzelerini gezen küçük bir çocuk bile, daha fazla ve daha iyi eÅyaları olduÄunu, ısınma, barınma, saÄlık ve eÄitim hizmeti alma, kiÅisel bakım, ev konforu, ulaÅım ve daha pek alanda, geçmiÅ zaman sultanlarından daha iyi durumda olduÄunu kolayca görebilir. Sanayi Devrimi ve onunla beraber gelen kapitalizmin insanlara sefalet deÄil konfor getirdiÄi açıktır; ancak bu konforun bedelleri yüksek olmuÅtur: Ãevresel yıkımdan yukarıda söz etmiÅtim. Bütün yaÅamımız boyunca belli bir düzen ve disiplin içinde yaÅama zorunluluÄumuz, düzenin sürdürülebilmesi adına uygulanan zihinsel ve fiziksel Åiddet, savaÅlar, bazı özgürlük alanlarının kısıtlanması, toplumlar arası aÅırı rekabet ve ahlaki çürüme, bizi bir kaç yüzyıl içinde sultanlardan daha iyi yaÅar hale getiren ekonomik sistemin, akla ilk gelen bedelleri oldu.
Para ekonomisine geçiÅ ise, insanlık tarihinin hiç bir döneminde olmadıÄı kadar büyük ölçüde, üretilen meta veya hizmetleri gölgeleyecek ölçüde, bu meta ve hizmetlere ulaÅmada bir araç olan parayı öne çıkarttı. Paranın genel kabul gören üç özelliÄinden ikisi, yani paranın bir servet saklama aracı olması ve gelecek ödemelerde de bir ölçek iÅlevi gören hesap birimi olma özelliÄi, bir mübadele aracı olma özelliÄini önemsizleÅtirdi. Günümüzde mesleklerin önemli bir yüzdesi, parasal hizmetlerin yürütülmesi ile ilgili; bankacılıktan, sermaye piyasası iÅlemlerine, muhasebecilikten finansal kiralamaya, sigortacılıktan emeklilik iÅlemlerine uzanan bu geniÅ yelpazedeki meslek ve uzmanlıklar, tarihin hiç bir döneminde olmadıÄı kadar yaygınlaÅtı. Ãzellikle son 50 yılda yaÅanan geliÅmeler sonucu ekonomi neredeyse sadece para hareketlerine ve parasal büyüklüklerdeki deÄiÅimlere indirgendi. FinansallaÅmanın yaygınlaÅması ile parasal iÅlemlerden elde edilen kazançlar, üretim, daÄıtım ve diÄer hizmetlerden elde edilen kazançları mislilerce aÅtı. Modern bankacılıÄın yaklaÅık 500 yıllık tarihinde, bankacılık ve finansal hizmetler büyük riskler içeren bir faaliyet alanı idi. Modern bankacılıÄın erken aÅamalarında bankacıların müÅterileri, öncelikli olarak ordularını finanse etmek zorunda olan krallardı. Daha sonra ticaretin yaygınlaÅması ile beraber deniz aÅırı seferlere giriÅen tüccarlar, sanayi devriminden sonra da sanayi ve altyapı yatırımlarına giriÅen sermayedarlar bankacıların faaliyetlerini yoÄunlaÅtırdıkları müÅteriler oldu. 20. yüzyıldan itibaren tasarruf sahibi sıradan insanlar, çiftçiler, esnaf, küçük ve orta boy sanayiciler derken herkes, bankacılık ve finansal hizmetler faaliyetlerinin müÅterisi haline geldi. Yirminci yüzyılın sonlarından itibaren geliÅtirilen borçlanma Åemaları, gündelik harcamaların kredilendirilmesi, tasarrufların para ve sermaye piyasasına aktarılması, emeklilik fonları, hisse senetleri, türev piyasaları, kripto varlıklar, dijital varlıklar derken para ekonomisi, Yirmi Birinci Yüzyıl insan yaÅamının her alanını iÅgal eden, kesintisiz, devasa, ülkeler, uluslar, kurumlar üstü bir olguya dönüÅtü. Bu hızla ve bu ölçeklerde büyüyen para ekonomisi olgusu, insanlar arasında yüzyılladır bilinen iliÅki biçimlerini, deÄerler sistemini, meÅruiyet kriterlerini kökünden sarstı, devamlılıÄının saÄlanması için gerektiÄinde toplumların, ulusların, kurum ve kuralların feda edilebileceÄi ve her Åeyin gözden çıkartılabileceÄi bir “Minotor’a” dönüÅtü.
Büyük DeÄiÅim yazı dizimizin daha önceki bölümlerinde incelenen demografik ve teknolojik deÄiÅim de bu ekonomik/finansal deÄiÅime kuvvetlendirici etkide bulundu. Ortalama yaÅam süresi uzadıkça tasarrufların saklanma süresi uzadı, yeni nesillere aktarılma hızı düÅtü. Emeklilik fonlarında biriken devasa miktarda finansal varlık, finans dünyasına yakıt saÄlamakla kalmadı, nesiller arası varlık uçurumlarının da derinleÅmesine yol açtı. DiÄer taraftan teknoloji, neredeyse bütün yaÅam alanlarının finansallaÅmasına yardımcı oldu, yeryüzündeki bütün varlık ve iliÅkileri finansın konusu haline getirdi. Böylece her Åeye parasal deÄer biçilebilen bir dünyada yaÅamaya baÅladık. Para, her türlü iliÅkiyi, deÄeri, meslek grubunu, geleneÄi, göreneÄi, ulusu, cemaati, ülke yöneticilerini ve akla hayale gelecek her Åeyi satın alabilecek bir güç haline geldi. Bu gücün neredeyse sınırsız ve ölçüsüz bir Åekilde belli insan, çevre ve sınıflarda toplanması, verimli bir ekonomiyi sürdürme ve gelecekte barıŠiçinde yaÅamayı sürdürmenin önündeki en büyük engele dönüÅtü.




dediğiniz gibi goodreads'ın son güncellemelerden birinde bozduğu bişey galiba.daha önce böyle bir sorun yoktu çünkü