Atina Günlükleri 7
18 Åubat 2020
Atina
[image error]Little Tree and Books – TartıÅmasız en sevgili kahvem
Sevgili Günlük okurları,
Bugün çok güzel bir gün olarak baÅladı ve son bir kaç saate kadar da öyle sürdü. Hatta ben bu bloÄa yazmaya baÅladıÄımda ümitli ve sevinçliydim. Osman Kavala, YiÄit AksakoÄlu ve tüm dostlarımızın Gezi davasından beraat ettiklerinin haberini almıÅtım. Bu müjde telefonuma mesaj olarak düÅtüÄünde ben bakkalın önünde bisikletimi çözüyordum. O anda sadece bisikletin deÄil, içimin de zincirleri boÅaldı ve aÄlamaya baÅladım. Demek adaletsizlik ve iyiliÄin böyle hunharca katledilmesi çabası içimde koca bir yumruymuÅ.
Sonra hevesimiz kursaÄımızda kaldı. Beraat kararı çıkmıŠama Osman Kavala salınmayacakmıÅ. Bu haberin doÄru olmadıÄını umarak Arundathi Roy’un yazısını hatırlıyorum. Ãzellikle de Åu cümlesini:
“BirçoÄumuz âBaÅka bir dünya mümkünâün hayalini kurarken, bu adamlar da aynı Åeyin hayalini kuruyorlar. Ve onların rüyası âbizim kabusumuzâ ne yazık ki gerçekleÅmek üzere.” (Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz)
Sonra eve koÅtum ve müjdeyi Bey’e, o sırada bizim evde buluna kayınvalideme ve hatta bugün iÅ baÅı yapan yeni bakıcımıza vermek istedim. Verdim de. Ama sevincimi paylaÅamadılar. PaylaÅamazlar. Bu da yabancı bir damada varmanın dayanılmaz hafifliÄi. Neyse ki Facebook var ve herÅeye raÄmen iyi ki var! İnstagrama dudak büküp, twitter’dan ÅaÅmasak da Facebook bunların arasında en samimi mecra olarak yerini buldu mu ne? Benim Facebook’da bir bayram havası ki sormayın! Sevincimiz katlanarak çoÄalsın dilerdim. Hala da diliyorum.
Bizim domestik cephede de haberler iyi. Yeni bakıcımız, biz yaÅlarda, akıllı bir kadın. Sabah 9’da geldi, öÄleden sonra üçe kadar kaldı. Hızlı öÄreniyor. Bugün ben demo yaptım, o seyretti. OrtalıÄı toplayıp temizledi. Temizlik tekniÄi dersinde kaynanamdan geçer not aldı. Beraber kahvaltı ettik. Bey’i kaldırdık, yıkadık, giydirdik. Kedilerle oynadık. Ancak o gittiÄinde ben çok yorulmuÅtum. Yükselen duygulardan sersemlemiÅ bi biçimde, saat 4 gibi yediÄimiz erken akÅam yemeÄimizden sonra kanepeye uzandım, alarmı 24 dakikaya kurdum (24 dakika=1 gatika=yoga bir zaman birimi). O gatika boyunca sanıtım hayatımın ennn derin uykusunu uyudum. 24 dakika sonra alarm çalarken nerede olduÄumu, neden uyandıÄımı filan uzun süre hatırlayamadım. Kara deliÄe düÅmüÅüm sanki. Nihayet ayaklandıÄımda gördüm ki kediler ve Bey de derin bir uykunun kucaÄına düÅmüÅler. Artık yıldızlara ne olduysa o sırada….
Ãantamı hazırlayıp evden çıktıÄımda saat 5 buçuk olmuÅtu. Bugün Atina’nın toplu taÅıma araçları genel greve girdi. Metro, otobüs, troleybüs, tramvay hiç biri çalıÅmıyor. Sabah trafik felçti, herkes arabasını almıŠçıkmıŠtabii. AMa akÅam 5 buçukta ortalık süt liman. Belki de millet korkup erkenden evine döndü, bilmiyorum. Kolaylıkla bir taksi bulup Little TRee and Books’a geldim. Badem sütlü kakaomu içerken Salman Rushdie’nin yeni kitabu Quichotte’tan bir kaç sayfa okudum. Kitap çok iyi. Ursula le Quin demiÅ ki Rushdie bizim Åehrazat’ımızdır. Katılıyorum sevgili Ursula’ya. Rushdie bizim Åehrazat’ımız. Bir hikayeden diÄerine kayar gibi geçiyorsun ve her biri hayalinde yıllarca yaÅıyor. Bu iÅte ustalık.
Bir kaç sayfa okuduktan sonra baktım, kendi öyküme baÅlamak için sabırsızlanıyorum. Pansiyonda geçen öykü. Ne vapur, ne tren, ne otogar. Sorry. AMa biliyorum siz heveslendiniz. Siz yazın o öyküleri. Ben pansiyona baÅladım. Ãykünün veya ilk bölümün adı Eylül Konukları. 1000 kelime yazdım. Aktı gitti. Yarın biraz Åekil veririm bu ilk 1000 kelimeye. Åimdilik üst üste yıÄdıÄım çamur gibi. Yarın bıçakla gireceÄim. Biraz da yeni bölüm yazarım.
Gece çöktü artık. Eve dönme vakti. Bu saatlere kadar sokakta kaldıÄım görülmüŠÅey deÄildir ama bugün özel bir gündü. Ãyle sürmesi dileÄimle…
Hepinize sevgiler.