Cengiz Çandar's Blog, page 77
August 2, 2025
Bakan Bolat: Tarihimizin en yüksek temmuz ayı ihracat rekorunu kırdık
Ticaret Bakanı Bolat, “Tarihimizin en yüksek aylık mal ihracat rekorunu temmuzda kırdık. Dolayısıyla tarihimizin en yüksek temmuz ayı ihracat rekorunu kırdık” şeklinde konuştu.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Samsun’da temmuz ayı dış ticaret verilerini açıkladı.
Bakan Bolat, “Tarihimizin en yüksek aylık mal ihracat rekorunu temmuzda kırdık. Dolayısıyla tarihimizin en yüksek temmuz ayı ihracat rekorunu kırdık” ifadesini kullandı.
Ticaret Bakanı Bolat, “Tüm zamanların en yüksek aylık ihracatı (temmuz) 25 milyar dolar. Geçen yılın aynı dönemine göre bu yüzde 11’lik artışa tekabül ediyor” diye konuştu.
TİCARET BAKANLIĞI TEMMUZ AYI VERİ BÜLTENİNİ YAYIMLADI
Ticaret Bakanlığının temmuz ayına ilişkin geçici dış ticaret istatistiklerinden oluşan veri bülteni yayımlandı.
GTS esas alınarak hazırlanan verilere göre, ihracat temmuzda 2024’ün aynı ayına kıyasla yüzde 11 artışla 24 milyar 952 milyon dolar, ithalat yüzde 5,4 artarak 31 milyar 376 milyon dolar oldu.
Aynı dönemde dış ticaret hacmi yüzde 7,8 artarak 56 milyar 327 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret açığı, bu dönemde yüzde 12,1 azalışla 6 milyar 424 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.
İhracatın ithalatı karşılama oranı, geçen ay yıllık bazda 4,1 puan artarak yüzde 79,5’e yükseldi. Enerji verileri hariç tutulduğunda söz konusu oran 3,2 puan artışla yüzde 89,9 olurken enerji ve altın verileri hariç tutulduğunda 4,2 puan yükselerek yüzde 91,5’e çıktı.
ÜRÜN, ÜLKE VE ÜLKE GRUPLARINA GÖRE İHRACAT
Geçen ay en çok ihracat yüzde 9,3 artışla ve 12 milyar 811 milyon dolarla “ham madde (ara mallar)” grubunda gerçekleşti. Bu grubu yüzde 1,2 artış ve 7 milyar 941 milyon dolarla “tüketim malları”, yüzde 40,7 artış ve 3 milyar 699 milyon dolarla “yatırım (sermaye) malları” takip etti.
Söz konusu ayda sektörlere göre ihracatın payı, imalat sanayisinde yüzde 95,5 (23 milyar 827 milyon dolar), tarım, ormancılık ve balıkçılıkta yüzde 2,2 (558 milyon dolar), madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 1,6 (403 milyon dolar) oldu.
Temmuzda en fazla ihracat yapılan ülke 1 milyar 968 milyon dolarla Almanya olarak öne çıktı. Bu ülkenin ardından 1 milyar 663 milyon dolarla İngiltere ve 1 milyar 569 milyon dolarla ABD geldi.
İhracatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ihracat içindeki payı yüzde 48,5 olarak hesaplandı.
Temmuzda en fazla ihracat yapılan ülke grupları, 10 milyar 128 milyon dolarla Avrupa Birliği (AB), 4 milyar 324 milyon dolarla Yakın ve Orta Doğu ülkeleri, 3 milyar 910 milyon dolarla diğer Avrupa ülkeleri olarak kayıtlara geçti.
İTHALAT VERİLERİ
Temmuzda en çok ithalat yüzde 0,1 artış ve 20 milyar 472 milyon dolarla “ham madde (ara mallar)” grubunda gerçekleştirildi. Bu grubu yüzde 13,8 artış ve 5 milyar 376 milyon dolarla “yatırım (sermaye) malları”, yüzde 17,2 artış ve 5 milyar 345 milyon dolarla “tüketim malları” izledi.
Sektörlere göre ithalat payları yüzde 83,6 ile imalat sanayisinde (26 milyar 223 milyon dolar), yüzde 10,9 ile madencilik ve taş ocakçılığında (3 milyar 426 milyon dolar), yüzde 3,2 ile tarım, ormancılık ve balıkçılıkta (1 milyar 7 milyon dolar) hesaplandı.
Temmuzda en fazla ithalat yapılan ülkeler, 4 milyar 637 milyon dolarla Çin, 3 milyar 566 milyon dolarla Rusya ve 2 milyar 994 milyon dolarla Almanya oldu.
İthalatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ithalat içindeki payı yüzde 60,4 olarak kaydedildi.
Söz konusu ayda en fazla ithalat yapılan ülke grupları, 10 milyar 875 milyon dolarla AB, 8 milyar 822 milyon dolarla Asya ülkeleri ve 5 milyar 332 milyon dolarla diğer Avrupa ülkeleri olarak sıralandı.
OCAK-TEMMUZ DÖNEMİNDE DIŞ TİCARET AÇIĞI YÜZDE 12,2 ARTTI
GTS kapsamında ocak-temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre ihracat, yüzde 5,2 artarak 156 milyar 360 milyon dolar, ithalat yüzde 6,9 yükselerek 212 milyar 221 milyon dolar, dış ticaret hacmi de yüzde 6,2 artışla 368 milyar 581 milyon dolar olarak kaydedildi.
Söz konusu dönemde, dış ticaret açığı yüzde 12,2 yükselişle 55 milyar 860 milyon dolara çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 73,7 olarak hesaplandı. (AA)
Bakan Bolat: Tarihimizin en yüksek temmuz ayı ihracat rekorunu kırdık yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
THY ve AJet 100 bin turisti Kuzey Kıbrıs’a taşıdı
THY ve AJet Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, “Ada Kıbrıs” projesine destek protokolünü imzaladıkları 7 Temmuz’dan bugüne kadar düzenlenen 550 seferle yaklaşık 100 bin turisti Kuzey Kıbrıs’a ulaştırdıklarını açıkladı.
THY ve AJET, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) tanıtımı, markalaşması, turistik bir çekim merkezi haline gelmesi ve turizmde hak ettiği yere ulaşması için hayata geçirilen “Ada Kıbrıs” projesini desteklemeyi sürdürüyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan THY ve AJet Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, AJet ile “Ada Kıbrıs” projesine destek protokolünü imzaladıkları 7 Temmuz’dan itibaren geçen sürede 550 seferle yaklaşık 100 bin turisti Kuzey Kıbrıs’a taşıdıklarını açıkladı.
İlk bir aylık sonuçların önemine dikkati çeken Bolat, “Hedefimiz yıl sonu itibarıyla Kuzey Kıbrıs’a ulaştıracağımız turist sayısını 1,5 milyona çıkarmak.” dedi.
Bolat, bununla birlikte THY, AJet ve THY ekosisteminde bulunan SunExpress ile birlikte KKTC’ye haftada 200 sefer düzenlediklerinin altını çizerek, THY’nin İstanbul ve Antalya’dan haftada 70, AJet’in Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan, Esenboğa ve Çukurova havalimanlarından haftada 89, SunExpress’in Antalya, Adnan Menderes ve Çukurova havalimanlarından haftada 41 uçuş gerçekleştirdiğini belirtti.
“ŞİMDİYE KADAR 60 KKTC’Lİ GENCİMİZİ AJET BÜNYESİNDE İSTİHDAM ETTİK”
“Ada Kıbrıs” projesi kapsamında imzaladıkları protokolün, sadece erişilebilir ulaşım olanağı sunmadığına değinen Bolat, “Bu protokol ile ‘Yavru Vatan’daki gençlerimize iş fırsatı sağladık. Şimdiye kadar 60 KKTC’li gencimizi AJet bünyesinde istihdam ettik, bu istihdam süreci devam edecek. Ada Kıbrıs logolu 2 uçağımızla projenin tanıtımına da büyük katkı sunuyoruz.” ifadesini kullandı.
Ahmet Bolat, projenin global ölçekte de tanınması için önemli bir adım attıklarına işaret ederek, 4 Ağustos Pazartesi günü Londra’da “Ada Kıbrıs” için bir tanıtım etkinliği yapacaklarını anlattı.
Bunun yanında hizmet ihracatında aktör olan iş, kültür ve sanat camiasının önemli temsilcilerinin de bu projeye katkı sunmalarına öncülük ettiklerini vurgulayan Bolat, Londra’daki tanıtım programına Hizmet İhracatçıları Birliğinden geniş bir heyetin katılacağını bildirdi.
“AJET UÇUŞLARI İLE LONDRA’DAN KKTC’YE SEYAHATLERDE ÖZEL İNDİRİMLİ FİYATLAR VE FIRSATLAR SUNACAĞIZ”
Bolat, Londra’da düzenlenecek lansman ile ilgili detayları da paylaştı.
KKTC Cumhurbaşkanlığı’nın ev sahipliğinde THY ve AJet’ten yöneticilerinin de katılımıyla söz konusu programı gerçekleştireceklerini belirten Bolat, “Etkinlikle, KKTC’nin yabancı turistler için de cazibe merkezi haline gelmesi için farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz. Yerli turistlerin yanı sıra yabancı turistler için de KKTC’ye erişilebilir ulaşım olanaklarını artıracağız. AJet uçuşları ile Londra’dan KKTC’ye seyahatlerde özel indirimli fiyatlar ve fırsatlar sunacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Londra-Lefkoşa gidiş dönüş bilet ücretlerinin 250 pound olacağını açıklayan Bolat, Londra’dan KKTC’ye yapılacak İstanbul aktarmalı uçuşlar ile KKTC ile Avrupa arasında bir hava köprüsü kuracaklarını belirtti.
Bolat, KKTC’yi sadece bir destinasyon olarak görmediklerini ifade ederek, Kuzey Kıbrıs’a turist getirmenin yanı sıra sosyal sorumluluklar da yüklendiklerinden bahsetti.
THY olarak, KKTC makamları ile geçen günlerde “Gazi ve Şehit Yakınları Protokolü” imzaladıklarını belirten Bolat, “Yaklaşık 30 bin kişiden oluşan KKTC şehit yakınları ve gazilerine yüzde 50 indirim sağlamaya başladık. Önümüzdeki dönemde de KKTC’de okuyan öğrencilerin ailelerine indirimli bilet kampanyası düzenlemeyi planlıyoruz.” açıklamasında bulundu.
“BİNLERCE TURİSTİ ERİŞİLEBİLİR FİYATLARLA KKTC’YE TAŞIYACAĞIZ”
Ahmet Bolat, KKTC ile olan güçlü bağların kendilerini “Ada Kıbrıs” projesinde aktif rol oynamaya teşvik ettiğine değinerek, bu nedenle projeyi yalnızca bir tanıtım hamlesi olarak görmediklerini, aynı zamanda Türkiye ile KKTC arasındaki kardeşliğin ve ortak kaderin somut bir göstergesi olarak kabul ettiklerini ifade etti.
Bolat, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Biz, KKTC’nin kendine has ada kültürünü, eşsiz doğasını, tarihi mirasını ve gastronomik zenginliklerini uluslararası turizm arenasında hak ettiği yerde olmasını arzuluyoruz. Kuracağımız güçlü hava koridoruyla, binlerce turisti erişilebilir fiyatlarla KKTC’ye taşıyacağız.”
THY ve AJet’in “Ada Kıbrıs” projesine desteklerini içeren protokol, 7 Temmuz’da Kuzey Kıbrıs’ta KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ile THY ve AJet Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat tarafından imzalanmıştı. (AA)
THY ve AJet 100 bin turisti Kuzey Kıbrıs’a taşıdı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
ABD’li Kongre üyesi Khanna: Filistin’i tanıma zamanı geldi
ABD Temsilciler Meclisi üyesi Ro Khanna, “Filistin devletinin tanınması zamanı geldi” diyerek BM Genel Kurulu öncesi harekete geçeceklerini açıkladı. 11 Demokrat kongre üyesinin de imzaladığı mektupta, Trump’tan Gazze’deki savaşı durdurması ve müzakereleri başlatması istendi.
Khanna, X hesabından Jewish Insider gazetesinin bir haberini paylaştı.
Söz konusu haberde, ABD’li 11 Demokrat Temsilciler Meclisi üyesinin, Filistin devletinin tanınması çağrısıyla ABD yönetimine mektup gönderdiği bilgisi yer alıyor.
Khanna, bu haberin “sabotaj” amaçlı sızdırıldığını öne sürerek, bunun işe yaramayacağını ifade etti.
Eylül ayındaki BM toplantısı öncesi Filistin’in tanınması konusunda destek toplayıp girişimde bulunacaklarını paylaşan Khanna, “Filistin devletinin tanınması artık zamanı gelmiş bir fikirdir. Meslektaşlarımın buna tepkisi çok büyük oldu.” açıklamasında bulundu.
ABD’Lİ DEMOKRATLARDAN TRUMP’A GAZZE’DEKİ SAVAŞI BİTİRME ÇAĞRISI
Öte yandan ABD Temsilciler Meclisi’nden 4 Demokrat üye, ABD Başkanı Donald Trump’a Gazze konusunda bir mektup gönderdi.
Temsilciler Meclisi’nin Demokrat üyelerinden Gregory Meeks, Rosa DeLauro, Jim Himes ve Jamie Raskin imzalı mektupta, Trump’a, “Gazze’deki savaş, çok derin bir insani kriz, coğrafi istikrarsızlık ve taraflar için vahim bir risk halini aldı. Amerikan diplomasisinin tüm ağırlığını bu çatışmaya acil, kesin ve kalıcı bir son getirmek için koymaya davet ediyoruz.” çağrısı yapıldı.
Gazze’deki savaşın sürmesinin insani felaketi artırdığına işaret edilen mektupta, “(Trump’a hitaben) Daha fazla gecikmeden İsrail, Filistinli liderler, bölgesel paydaşlar dahil tüm ilgili tarafları tekrar müzakere masasına getirmelisiniz.” ifadesi yer aldı. (AA)
ABD’li Kongre üyesi Khanna: Filistin’i tanıma zamanı geldi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Endonezya’daki Lewotobi Laki-Laki Yanardağı’nda patlama
Endonezya’nın Doğu Nusa Tenggara eyaletindeki Lewotobi Laki-Laki Yanardağı tekrar faaliyete geçti ve püskürttüğü küller 18 kilometre yüksekliğe ulaştı.
Endonezya Jeoloji Ajansına göre, yanardağ ilk küllerini dün püskürtmeye başlattı ve bu küller 10 kilometre yüksekliğe ulaştı.
Bu sabah tekrar yanardağdan püsküren küllerin yüksekliği ise 18 kilometreye çıktı ve çevredeki köyler küllerle kaplandı.
İlk belirlemelere göre can kaybı yaşanmazken, çevredeki turistlere bölgeden uzak durma çağrısı yapıldı.
Yanardağın 18 Haziran’daki patlaması sonrası alarm durumu en üst seviyeye çıkarılmış ve yasak bölge kapsama alanı 7 kilometreye genişletilmişti.
1584 metre yüksekliğindeki “Lewotobi Laki-Laki”, bölgede “Lewotobi Perempuan Dağı” ile “ikiz yanardağ” olarak biliniyor.
“Pasifik Ateş Çemberi” deprem ve volkan kuşağındaki Endonezya’da yaklaşık 130 aktif yanardağ bulunuyor.
Lewotobi Laki-Laki Yanardağı’nın Kasım 2024’te patlaması sonucu 9 kişi ölmüş, onlarca kişi yaralanmıştı. (AA)
Endonezya’daki Lewotobi Laki-Laki Yanardağı’nda patlama yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
‘Huzur İstanbul’ uygulamasında 830 kişi yakalandı
“Huzur İstanbul” uygulaması kapsamında gerçekleştirilen denetimlerde 830 kişi gözaltına alındı.
İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğünün koordinesinde dün gerçekleştirilen uygulama, iki aşamalı olarak yapıldı.
İlk aşamada, saat 20.00-22.00 arasında 212 noktada 1385 personelin katılımıyla sabit yol uygulaması gerçekleştirildi. Uygulamaya ayrıca bir polis helikopteri ile Deniz Limanı Şube Müdürlüğüne bağlı 5 bot da destek verdi.
İkinci aşamada ise saat 22.00-23.59 arasında 1323 personelin katılımıyla umuma açık yerlere yönelik denetimler yapıldı.
Uygulama kapsamında 335 bin 512 kişinin Genel Bilgi Toplama (GBT) sorgulaması gerçekleştirildi. Aralarında çeşitli suçlardan aranan 347 şüphelinin de bulunduğu toplam 830 kişi gözaltına alındı.
Denetimlerde 23 ruhsatsız tabanca, 3 tüfek, 18 kurusıkı tabanca, 50 fişek ile 1158 gram uyuşturucu, 210 uyuşturucu hap ve uyuşturucudan elde edildiği değerlendirilen bir miktar para ele geçirildi.
Umuma açık 368 iş yerini denetleyen ekipler, 3 yabancı uyruklu kişi hakkında da işlem yaptı.
Trafik denetimlerinde ise 41 bin 845 araç ve 3287 motosikletin kontrolü gerçekleştirildi. 2317 araç ve motosiklet ile 17 sürücüye işlem uygulanırken,12 araç trafikten men edildi.
Denetimlerde toplam 1 milyon 5 bin 779 lira trafik cezası kesildi. (AA)
‘Huzur İstanbul’ uygulamasında 830 kişi yakalandı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
BAE ve Ürdün harekete geçti! Gazze’ye havadan yardım ulaştı
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Ürdün, bazı Avrupa ülkelerinin desteğiyle, İsrail’in uyguladığı ambargo nedeniyle kıtlıkla boğuşan Gazze’ye havadan yardım ulaştırdı.
BAE Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, BAE ve Ürdün, Fransa, Almanya, İtalya ile İspanya’dan 7 uçağın katılımıyla Gazze’ye havadan insani yardım malzemesi indirdi.
Bu bağlamda BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid, Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safedi ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek, Gazze’deki son gelişmeleri ve yardım çalışmalarında ortak koordinasyonu güçlendirme yollarını görüştü.
İsrail ordusu, geçen cuma gününden itibaren yabancı ülkelerin Gazze Şeridi´ne havadan yardım atmasına izin vereceğini açıklamıştı.
İsrail’in açlığı dayattığı Gazze Şeridi’ne daha önce havadan paraşütlerle atılan yardımların sivillerin üzerine düşerek can kaybına neden olduğu görülmüştü.
Uçaklardan atılan yardımların bazılarının denize düşmesi sebebiyle açlık çeken sivil halk sahillere ve denizlere akın etmiş ve paraşütle yardım bırakma yöntemi eleştirilmişti.
İsrail’in son günlerde Gazze Şeridi’ne girişine izin verdiği sınırlı hava yardımı, Filistinliler tarafından da “aşağılama, göz boyama ve tiyatro” olarak değerlendiriliyor.
GAZZE’DE AÇLIK KRİZİ YAŞANIYOR
İsrail’in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı kuşatması altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su, ilaç, tıbbi gereçler ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor.
Gazze Şeridi’nde başta çocuklar olmak üzere açlık nedeniyle ölümler artıyor.
İsrail’in kıtlığı dayattığı Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023’ten bu yana açlık nedeniyle 92’si çocuk 162 kişi hayatını kaybetti.
Yerel ve uluslararası çevreler, İsrail’in “açlığı ve susuzluğu silah olarak” kullandığını belirtiyor. (AA)
BAE ve Ürdün harekete geçti! Gazze’ye havadan yardım ulaştı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
August 1, 2025
Trump’tan Gazze açıklaması: ‘Gerçek açlık var, yardım için harekete geçtik’
ABD Başkanı Trump, Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un, Gazze’ye yaptığı ziyarette, “bölgedeki kıtlık ve gıda temini” konusuna odaklandığını ve ilgili kişilerle “çok verimli” toplantılar gerçekleştirdiğini belirtti.
Trump, hafta sonu tatilini New Jersey’de geçirmek üzere Beyaz Saray’dan ayrılırken, basın mensuplarına gündemi değerlendirdi.
Donald Trump, Orta Doğu Özel Temsilcisi Witkoff’un, İsrail ve Gazze’ye yaptığı son ziyaretin çok iyi geçtiğini söyleyerek, “Steve Witkoff ile konuştum. Birçok kişiyle harika toplantılar yaptı. Toplantının ana konusu (Gazze’ye) gıda yardımıydı, bunları size daha sonra anlatacağım, ama temelde halka gıda ulaştırmak için toplantılar yaptı.” ifadesini kullandı.
Trump, daha önce Gazze’de “gerçek bir açlık” olduğunu kabul etmiş ve perşembe günü, “Orada olanlar korkunç. Evet, korkunç bir şey. İnsanlar çok açlık çekiyor.” demişti.
ABD Başkanı Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Witkoff, Gazze’yi ziyaret amacının Trump’a bölgedeki durumu net bir şekilde aktarmak olduğunu kaydetmişti. Trump’ın talimatıyla İsrailli yetkililerle bir araya gelerek Gazze’deki insani durumu görüştüklerini ifade eden Witkoff, dünkü Gazze ziyaretinin 5 saat sürdüğünü aktarmıştı.
Witkoff’un, İsrail-ABD güdümlü GHF’nin Gazze’nin Refah kentindeki dağıtım merkezine gittiği, oradan da Han Yunus’taki merkeze gideceği belirtilmişti.
Sosyal medyada yer alan fotoğrafta, Witkoff’un ziyareti sırasında Refah’taki dağıtım noktasında yardım için bekleyen kişi sayısının, diğer günlerde olana nazaran oldukça düşük olması dikkati çekmişti.
TRUMP, HİNDİSTAN’IN ARTIK RUSYA’DAN PETROL ALMAYACAĞINI SÖYLEDİ
Trump, bir soru üzerine, “Hindistan’ın artık Rusya’dan petrol almayacağını anlıyorum. Öyle duydum, doğru mu değil mi bilmiyorum. Bu, iyi bir adım. Bakalım neler olacak.” diye konuştu.
ABD Başkanı Trump, Hindistan’a uygulayacağı tarifeyi yüzde 25 olarak açıklamış ve bu ülkenin Rusya’dan petrol almasından memnun olmadığını belirtmişti.
Öte yandan Hindistan’ın devlet petrol rafinelerinin Rusya’dan petrol satın alma işlemlerini kademeli olarak azaltmaya başladığı haberleri kamuoyuna yansımıştı.
MEDVEDEV’İN NÜKLEERLE İLGİLİ AÇIKLAMALARINA KARŞILIK VEREN TRUMP’TAN “HAZIRLIKLI OLMALIYIZ” MESAJI
Trump, eski Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in açıklamalarına atıf yaparak, söz konusu nükleer olunca her anlamda hazır olmaları gerektiğini söyledi.
ABD Başkanı, “O (Medvedev), nükleer silahlar hakkında konuşuyordu, nükleer silahlar hakkında konuştuğunuzda buna hazırlıklı olmalıyız. Biz tamamen hazırız. Bir tehditte bulunuldu, bize göre bu uygunsuzdu ve biz de halkımızın güvenliği için bunu (iki nükleer denizaltının yeniden konuşlandırılması) yaptık.” diye konuştu.
Trump, dün yaptığı açıklamada, eski Rusya Devlet Başkanı Medvedev’in açıklamalarına tepki olarak “iki nükleer denizaltının uygun bölgelere konuşlandırılması” emrini verdiğini açıkladı.
Trump, açıklamasında, “Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı olan eski Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in son derece kışkırtıcı açıklamaları üzerine iki nükleer denizaltının uygun bölgelere konuşlandırılmasını emrettim.” ifadesini kullanmıştı.
Medvedev, pazartesi günü yaptığı açıklamada, Trump’a sert çıkarak, Washington’ın politikalarının “Rusya ile ABD arasında daha geniş çaplı bir çatışmayı tetikleme riski taşıdığını” savunmuştu.
Medvedev, X hesabından yaptığı açıklamasında, “50 gün ya da 10 gün… Trump iki şeyi unutmamalı: 1. Rusya, İsrail ya da İran değil. 2. her yeni ültimatom bir tehdit ve savaşa doğru atılmış bir adımdır. Rusya ile Ukrayna arasında değil, kendi ülkesiyle Rusya arasında.” değerlendirmesinde bulunmuştu. (AA)
Trump’tan Gazze açıklaması: ‘Gerçek açlık var, yardım için harekete geçtik’ yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Nesrin Cavadzade Mısır’da! Pozlarına beğeni yağdı
Ünlü oyuncu Nesrin Cavadzade, tatil için gittiği Mısır’dan paylaştığı karelere beğeni yağdı. 43 yaşındaki Cavadzade’nin son paylaşımına kısa sürede peş peşe yorum yağdı.
‘Al Yazmalım’, ‘Küçük Ağa’, ‘Bizim Hikaye’, ‘Aşk Tesadüfleri Sever 2’, ‘Yasak Elma’ ve Sandık Kokusu gibi birçok projede izleyici karşısına çıkan Nesrin Cavadzade, aşk hayatı ve kariyeriyle gündeme gelmeye devam ediyor.
AŞK KISA SÜRDÜ
Son olarak Sandık Kokusu dizisinde rol alan ve dizideki rol arkadaşı Pamir Pekin ile kısa süreli aşk yaşamıştı.
YOLLAR AYRILDI
2 aydır birlikte olan ünlü çiftin yollarını ayırdıkları ortaya çıkmıştı. Nesrin Cavadzade, ayrılık sonrası tek başına tatile gitmişti.

43. YAŞINI KUTLADI
Güzel oyuncu, 43 yaşına girdi. Cavadzade, doğum gününü yakın dostlarının katıldığı bir yemekle kutladı.
MISIR’A TATİLE GİTTİ
Sosyal medyayı aktif olarak kullanan isimlerden olan Cavadzade, tatil için Mısır’a gitti.

ÇÖLDEN PAYLAŞTI
Ünlü isim, çölde çektirdiği yeni fotoğrafları Instagram hesabından sevenlerinin beğenisine sundu. Pozlara kısa sürede beğeni yağdı.
Nesrin Cavadzade Mısır’da! Pozlarına beğeni yağdı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Petrol zengini Angola’da kanlı protesto! Akaryakıt zamları 22 can aldı
Afrika kıtasında en fazla petrol üreten ilk üç ülke arasında yer alan Angola’da, hükümetin akaryakıt zammının ardından başkent Luanda başta olmak üzere çeşitli eyaletlerdeki protestolarda 22 kişi hayatını kaybetti.
Angola üzerine çalışmalar yürüten akademisyen Dr. Hasan Aydın, AA muhabirine süreci değerlendirdi.
Aydın, Angola’nın Afrika’nın önde gelen petrol zengini ülkelerinden biri olduğunu hatırlatarak, buna rağmen hükümetin petrol sübvansiyonlarını kaldırma yönünde adım attığını ve zam kararının temelinde ise ülkenin kamu maliyesini düzenleme çabasının yattığını söyledi.
Angola’nın petrole aşırı bağımlı bir ekonomiye sahip olduğunu belirten Aydın, petrol dışı sektörlerin zayıf olması nedeniyle ülkenin fiyat dalgalanmalarından doğrudan etkilendiğini kaydetti.
Aydın, 2009 finans krizi ve 2014 petrol krizinin ardından Angola’nın ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığını anlatarak, “Angola, özellikle bütçesi bağlamında ciddi ekonomik krizlerle karşı karşıya kaldı. Bunun yüksek enflasyon gibi, yoksulluk sınırının düşmesi yahut halkın önemli bir kısmının yoksulluk sınırının altında yaşaması gibi ekonomik olarak birçok olumsuz yansıması da oluyordu ülkeye.” dedi.
Angola’nın bu krizlerin ardından Çin’den petrol karşılığında aldığı devasa kredilerle kalkınma arayışına giriştiğini ancak bunun da tek başına yeterli olmadığını aktaran Aydın, “Uluslararası Para Fonu ile tekrar masaya oturuldu 2017-2018 gibi yaklaşık 3,7 milyar dolar yani bir Afrika ülkesinin o dönem o zamana kadar tek seferde aldığı en büyük kredi miktarı kadar bir kredi alındı.” diye konuştu.
Aydın, kredinin koşulları arasında kamu harcamalarının kısılması ve akaryakıt sübvansiyonlarının azaltılmasının da yer aldığını vurgulayarak, hükümetin bu nedenle petrolü iç piyasada sübvanse etmek yerine yüksek fiyatlarla ihraç etmeyi tercih ettiğini belirtti.
“AKARYAKIT ZAMLARI ÖZELLİKLE DÜŞÜK GELİRLİ KESİMLERİ OLUMSUZ ETKİLİYOR”
Zam sonrası Luanda ve diğer şehirlerde ulaşım ücretlerinin yüzde 50’ye varan oranlarda arttığını ve bu durumun özellikle düşük gelirli kesimleri olumsuz etkilediğini ifade eden Aydın, “Şu an Angola’da çok ciddi bir genç işsizlik var. Nüfusun önemli bir kısmı günde ortalama 3-4 dolar kadar bir miktarla hayatını sürdürmeye çalışıyor. Ülke bir yandan evet kalkınıyor, gökdelenler, devasa apartmanlar dikiliyor ama öbür yandan sosyal eşitsizlik almış başını gidiyor.” açıklamasında bulundu.
Aydın, protestoların temelinde sadece ekonomik nedenlerin değil, siyasi hoşnutsuzluğun da bulunduğunun altını çizerek, “Ülke bağımsızlığını kazandığı tarihten bu yana aynı parti tarafından yönetiliyor. Seçimler yapılıyor ama seçimlerin de büyük oranda yürütülmesi ve denetimi yine aynı parti tarafından atanan ve bu partiye sadakat derecesinde bağlı çeşitli kurumlar ya da kişiler tarafından gerçekleştiriliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Ekonominin kötüye gitmesi ve ülkenin mevcut siyasi ikliminin daha çoğulcu, daha demokratik bir yapıya evrilmemesi nedeniyle, politika ve politik kurumların doğrudan protestoların hedefi olabildiğini aktaran Aydın, “Belki bu zamana kadar bu kadar kitleselleşmemişti ama irili ufaklı çeşitli protesto gösterileriyle karşılaşmışlardı. Buradaki temel problem Angola hükümeti bunu ulusal güvenliğine yönelik bir tehdit olarak algılayabiliyor ve bu algıladığı tehdide karşı da çok sert bir reaksiyon verebiliyor.” dedi.
Aydın, protestoların güç kullanılarak bastırılmaya çalışıldığını belirterek, “Temel problem biraz da aslında rejimin güvenliğine yönelik duyduğu bir kaygı ve bu kaygıyı protesto gösterileri ile karşılaştığı anda çok sert bir şekilde eyleme dökmesi.” diye konuştu.
“İÇ SAVAŞIN YIKICI TESİRİ BUGÜNKÜ ORTAMIN ŞEKİLLENMESİNDE ETKİLİ”
Angola’nın bağımsızlık mücadelesi ve iç savaş geçmişinin bugünkü ortam üzerinde etkili olduğunu dile getiren Aydın, şunları kaydetti:
“Angola, 1961’de Portekiz egemenliğine baş kaldırmasının ardından 1975’te bağımsızlığını elde etmeyi başarabildi ancak tekrar bir anda kendisini bir iç savaşın ortasında buldu. Bu Soğuk Savaş’ın dinamikleri tarafından, ABD ve Sovyetler Birliği olmak üzere çeşitli uluslararası aktörler tarafından da çok yönlü bir şekilde desteklenen bir savaştı. Soğuk Savaş 1991’de sona erdi ama Angola İç Savaşı 2002 yılına kadar çeşitli uzantılarıyla devam etti. Yani Angola 1961’den 2002’ye kadar yaklaşık 40 yılı aşkın süre boyunca bir şiddet sarmalının ortasında kaldı. Bu etnik huzursuzluklardan da beslendi, liderlerin kişisel hırslarından da beslendi, politik anlayış farklılıklarından da beslendi ya da diğer bölgesel ve küresel aktörlerle olan ilişkilerden de beslendi.”
Bu süreçte çok sayıda insanın hayatını kaybettiğini, yerinden edilenlerin olduğunu ve ülkenin altyapısının tahrip edildiğini aktaran Aydın, iç savaşın yıkıcı etkisinin ve savaş sonrası iktidar partisinin muzaffer görüntüsünün, bugünkü ortamın şekillenmesinde en azından psikolojik düzeyde etkili olduğunu düşündüğünü belirtti.
Mevcut reformların hedefinin petrole bağımlılığı azaltmak ve yolsuzlukla mücadele olduğunu söyleyen Aydın, kısa vadede büyük değişim beklemediğini ifade etti.
Angola’da hükümetin pahalı yakıt sübvansiyonlarının baskısını hafifletmek amacıyla dizel fiyatını üçte bir oranında artırma kararının ardından 28 Temmuz’da başkent Luanda’da başlayan akaryakıt zammı protestolarında 22 kişi ölmüş, 1214 kişi gözaltına alınmıştı.
Otobüs ve taksi şoförleri zammı protesto etmek için 3 günlük grev başlatmış, minibüs ve taksi birlikleri de ücretleri yüzde 50 artırmıştı. (AA)
Petrol zengini Angola’da kanlı protesto! Akaryakıt zamları 22 can aldı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Türkiye, demiryolu ihracatında vites yükseltti: Bakan Uraloğlu rakamları açıkladı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’de geçen yıl sınır kapılarından 2 milyon 104 bin ton, liman bağlantılı 4 milyon 562 bin ton olmak üzere demir yoluyla 6 milyon 666 bin ton ihracat taşıması yapıldığını duyurdu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AA muhabirine geçen yıl demir yolu ile yapılan ihracat taşımalarına ilişkin bilgi verdi.
Türkiye’de 2024’te yaklaşık 4,6 milyon ton liman bağlantılı kombine ihraç taşıması gerçekleştirildiğini bildiren Uraloğlu, “İthalat kapsamında da 3,2 milyon ton kombine yük taşıması yapıldı. 2024’te ithalat ve ihracat olmak üzere toplam 7,8 milyon ton liman bağlantılı kombine yük taşımacılığı gerçekleştirildi.” ifadesini kullandı.
Uraloğlu, demir yolu sisteminin, yüksek emniyet düzeyi, sürdürülebilir maliyet avantajları, planlı ve konforlu seyahat imkanlarıyla ulaşım ağının vazgeçilmez parçası olduğunu söyledi.
Demir yoluyla ihracat taşımalarının, hem sınır kapılarından hem de limanlara demir yolu bağlantısıyla kombine yapıldığını anlatan Uraloğlu, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde geçen yıl demir yollarıyla sınır kapılarından 2 milyon 104 bin ton, liman bağlantılı 4 milyon 562 bin ton ihracat taşıması gerçekleştirildi. Böylece, demir yoluyla 6 milyon 666 bin ton ihracat taşıması yapıldı. Demir yoluyla ihracat Bakü-Tiflis-Kars (Canbaz/Ahılkelek), İran (Kapıköy) ve Avrupa (Kapıkule) sınır kapılarından gerçekleştiriliyor. Liman bağlantılı demir yolu ihracatı da Atakaş ve Aliağa limanları, Mersin International Port (Tırmıl), İsdemir, Assan, Gübretaş, Ekinciler iskeleleri, Limak Port, Çelebi Port (Bandırma), TCDD Alsancak Limanı, Safi Port, DP World, Evyap Port, Tekirdağ Asya Port, Samsun Port, Samsun Yeşilyurt Limanı, NemPort, Zonguldak TTK ve Çatalağzı Eren limanlarından gerçekleştiriliyor.”
“YÜK TAŞIMACILIĞINDA EN YÜKSEK PAY CEVHER VE METAL ARTIKLARDAN OLUŞTU”
Uraloğlu, Türkiye’nin demir yolu ağını güçlendirmek için çalışmalara durmaksızın devam ettiklerini belirterek, yakın zamanda Türkiye’nin bölgesel demir yolu bağlantısını güçlendirecek Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demir Yolu Projesi için 2,4 milyar avroluk dış finansman temin edildiğini hatırlattı.
Gelecekte karşı karşıya kalınacak iklim kriziyle etkin mücadele edebilmek ve dünya ticaretinden daha fazla pay alabilmek için demir yolu altyapı yatırımlarının artırılmasının büyük önem taşıdığına dikkati çeken Uraloğlu, “Karasal taşımacılıkta demir yolunun payını artırmak, üretici ve sanayicilere rekabet avantajı sağlamak, maliyetleri azaltmak ve sürdürülebilir bir lojistik yapıyı teşvik etmek öncelikli hedeflerimizden.” diye konuştu.
Uraloğlu, bu doğrultuda, liman bağlantılarının güçlendirilmesi, yük taşımacılığının demir yoluna yönlendirilmesi ve uluslararası ticaret koridorlarına entegrasyon sağlanması için çalışmaların titizlikle sürdürüldüğünü dile getirdi.
Demir yoluyla taşınan yüklere ilişkin de bilgi veren Uraloğlu, şunları kaydetti:
“2024’te yük taşımacılığının madde cinslerine göre dağılımı netton bazında incelendiğinde, en yüksek payın yüzde 36,5 ile cevher ve metal artıklardan oluştuğu görüldü. Bu grupta en fazla taşınan ürünler arasında demir cevheri, borasit ve krom yer aldı. Bunu yüzde 20,5 ile üretilmiş mineraller, inşaat malzemeleri takip etti. Bu alanda en fazla taşınan ürünler arasında alçı ve alçı taşı, klinker, kum, çimento ve inşaat malzemeleri yer aldı. Bunu yüzde 13,9 ile araç-makine grubundaki boş konteyner, diğer şahıslara ait vagon taşımaları ile makineler ve demir yolu araçları izledi. Ardından da yüzde 10,7 ile kömür, linyit ve kokun yer aldığı katı mineral yakıtlar grubu geldi. Akaryakıt, zift ve katranın yer aldığı kimyasal maddeler grubunun taşımadaki payı ise yüzde 5,6 olarak kaydedildi. Diğer taşınan ürün gruplarında yer alan kereste ve ağaç ürünleri ile gıda maddeleri ve demir çelik ürünleri de taşıma payında önemli yer tuttu.” (AA)
Türkiye, demiryolu ihracatında vites yükseltti: Bakan Uraloğlu rakamları açıkladı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Cengiz Çandar's Blog
- Cengiz Çandar's profile
- 6 followers

