Cengiz Çandar's Blog, page 301
December 11, 2024
Blinken: Suriye’nin parçalanması bizim çıkarımıza değil
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Suriye’deki siyasi geçiş sürecinden ümitli olduklarını belirterek, “Suriye’nin aksi yönde gitmesi ve parçalanması durumunda daha fazla kitlesel göç, terörizm ve aşırıcılık merkezi haline gelen bir bölge göreceğiz. Bunların hiçbiri bizim çıkarımıza değil.” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde gerçekleştirilen Afganistan konulu oturumda Suriye’deki son durumu değerlendirdi.
Blinken, Suriye’deki geçiş sürecini yakından izlediklerini ve ülkede istikrarın sağlanabilmesi noktasında ümitli olduklarını kaydetti.
“Suriye’yi son birkaç on yılın felaketlerinden uzaklaşarak birleşmiş ve ülkeyi oluşturan tüm farklı toplulukları yansıtan bir ulus haline gelmesini içtenlikle ümit ediyorum, böylece herkesi bir araya getiren ve kapsayıcı bir siyasi geçişi sağlayabiliriz.” şeklinde konuşan Blinken, Suriye’nin parçalanmasının kimsenin çıkarına olmadığını söyledi.
Blinken, “Suriye’nin aksi yönde gitmesi ve parçalanması durumunda daha fazla kitlesel göç, terörizm ve aşırıcılık merkezi haline gelen bir bölge göreceğiz. Bunların hiçbiri bizim çıkarımıza değil.” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye’de DEAŞ’ın yeniden canlanmasına imkan verecek bir ortamın oluşmasını asla istemediklerini anlatan Blinken, YPG/PKK’nın ismini zikreden, bu konuda terör örgütü ile ortak çalıştıklarını dile getirdi.
Blinken, önceki başkanlar Barack Obama ve Donald Trump döneminde Suriye’de DEAŞ tehdidinin sona erdirilmesine yönelik adımların başarılı olduğunu ve Biden yönetiminin de bu konuda kararlı davrandığını ifade ederek hassasiyetlerinin sürdüğünü belirtti.
Esed siyasi süreçlere katılmamasının bedelini ödediBeşşar Esed rejiminin yıkılmasına yönelik de değerlendirmelerden bulunan Blinken, Esed’in en yakın iki “hamisi” konumundaki Rusya ve İran’ın Ukrayna savaşı ve Hizbullah’tan dolayı “dikkatlerinin dağınık olduğunu” kaydetti.
Blinken ayrıca Esed’in, ülkeyi bir araya getirmeye yönelik herhangi bir siyasi sürece katılmayı reddetmesinin de rejimin çöküşünde önemli rol oynadığını vurguladı.
ABD Dışişleri Bakanı, HTŞ lideri Ahmed eş-Şera’nın (Ebu Muhammed el-Culani) azınlıkları ve kadınları koruyup korumama konusundaki sözlerinin “cesaret verici” olduğunu, ancak bu konuda HTŞ’nin sözlerine değil eylemlerine bakacaklarını söyledi. (AA)
Blinken: Suriye’nin parçalanması bizim çıkarımıza değil yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
İnşaat maliyetlerinde 3.5 yılın en düşük artışı
Konut fiyatlarında belirleyici olan inşaat maliyetlerinde artış hızı aydan aya yavaşlıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı inşaat maliyet endeksi, Ekim 2024’te bir önceki aya göre yüzde 1.48, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 37.94 arttı.
Mayıs ayındaki yüzde 72.78’lik artışla yılın en yüksek seviyesi görüldükten sonra gerileme başladı ve ekimde yılın en düşük artışı yaşandı. Bu oran aynı zamanda Nisan 2021’den bu yana görülen en düşük artış oldu. İnşaat maliyetlerindeki yükselişin azalması, konut fiyatlarındaki yükselişi de frenliyor.
2023 depremlerinden sonra işçilerin bölgenin yeniden inşasında görev almasıyla işçi sorunu yaşanmaya başlamıştı. Bu dönemde inşaat işçilerinin de ücretleri yükselmiş, bu da işçilik endeksini maliyet endeksinin önüne geçirmişti.
Ekimde bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 1.73, işçilik endeksi yüzde 0.98 arttı. Yıllık bazda ise malzeme endeksi yüzde 30.67, işçilik endeksi yüzde 55.62 yükseldi. Merkez Bankası verilerine göre; ülke genelinde ortalama metrekare fiyatı 33 bin 892 lira. Yani 100 metrekare evde ortalama rakam 3 milyon 382 bin lira olarak hesaplanıyor.
İnşaat maliyetlerinde 3.5 yılın en düşük artışı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Trakya’da barajlar alarm veriyor
Kırklareli’nde yağışların azlığı nedeniyle 4 barajın doluluk oranı yüzde 27 olarak ölçüldü.
DSİ Edirne 11. Bölge Müdürlüğünden alınan verilere göre, kuraklığın etkisini göstermeye başladığı haziran ayından itibaren barajların su seviyesi azalmaya başladı.
Depolama hacmi 343 milyon 430 bin metreküp olan Kırklareli, Kayalıköy, Armağan ve Çayırdere barajlarında 91 milyon 410 bin metreküp su bulunuyor. Son ölçümlerde barajların doluluk oranları yüzde 27 olarak belirlendi.
Söz konusu barajlar arasında su seviyesi en fazla azalan baraj Kayalıköy oldu. Edirne’ye içme suyu da sağlayan Kayalıköy Barajı’nın su seviyesi ise yüzde 13’e geriledi.
Trakya’da barajlar alarm veriyor yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
İtalya’dan ödülle döndü
Ahsen Eroğlu başrolünü üstlendiği “Başlangıçlar” filmiyle İtalya’da ödüle layık görüldü.
Ahsen Eroğlu, İtalya’da gerçekleşen 14. Asti Uluslararası Film Festivali’nde ‘en iyi kadın oyuncu’ seçildi.
Ozan Yoleri’nin yönetmenliğini üstlendiği filmde Ahsen Eroğlu, Hazal Subaşı ve Özlem Zeynep Dinsel ile kamera karşısına geçti. Aysın Kadirbeyoğlu ve Ozan Yoleri’nin senaryosunu beraber kaleme aldığı filmde beklenmeyen bir kaza sonucu akademik ve özel hayatı altüst olduğu için Paris’ten İstanbul’a dönen, yirmili yaşlarının ortasında bocalayan, genç resim restoratörü Defne’nin hikâyesi anlatılıyor. “Başlangıçlar” bu cuma ülkemizde de vizyona girecek
İtalya’dan ödülle döndü yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Putin’in ajanları kaçırmış
Suriye’de rejimin devrildiği 8 Aralık günü Beşar Esad’ın Rus ajanlar tarafından hazırlanan planla Hmeymim hava üssü üzerinden Rusya’ya kaçırıldığı öne sürüldü.
İsmi açıklanmayan iki Rus kaynağa dayandırılan haberde; Esad’ın Rusya istihbarat servisinin operasyonuyla ülkeden ayrıldığı iddia edildi.
Suriye’de faaliyet yürüten Rus istihbarat servisi ajanları rejiminin düşmek üzere olduğunu görünce Beşar Esad’a son uyarıyı yapmış.
Esad, 8 Aralık günü sabaha karşı IL-76 nakliye uçağıyla Şam’ı terk ettikten sonra Humus şehri üzerinde kaza süsü veren manevralar yaparak Rusların kontrolündeki Hmeymim üssüne inmiş. Buradan Rus kuvvetlerin üstten çekilme kisvesi altında Esad ve ailesi ajanlar eşliğinde yine Rus nakliye uçağıyla Moskova’ya ulaştırılmış.
Öte yandan Wall Street Journal gazetesinE göre sarayı basan kalabalık Esad’ın ofisinde Rus askeri tarihi, kuzeydoğu Suriye ile ilgili harita, Esad biyografi kitabı ve antidepresan ilaçlar bulmuş.
Putin’in ajanları kaçırmış yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Gerilim tırmanıyor: Denizde Çin Seddi
Uzakdoğu’da Tayvan ile Çin arasında yıllardır süren gerilim yeni bir boyuta taşındı. Tayvan Adası’nın çevresinde Çin’e ait 34 askeri hava aracı ve 16 geminin tespit edildiği bildirildi. Bölgede ‘abluka’ gerginliği her geçen dakika artıyor.
Tayvan Savunma Bakanlığının sosyal medya platformu X’teki hesabından yapılan açıklamada, dün akşamdan bu sabah saatlerine kadar 34 askeri hava aracının Ada çevresinde görüldüğü, bunlardan 22’sinin Tayvan Boğazı’nda tarafların etki alanlarını sınırladığı varsayılan “orta çizgi”nin ötesine geçtiği ve Tayvan’ın “Hava Savunma Tanımlama Bölgesi” ilan ettiği sahanın kuzey, güneybatı ve doğu bölümlerinde uçtuğu belirtildi.
Açıklamada, Ada çevresinde ayrıca Çin donanmasına ait 16 savaş gemisinin tespit edildiği bilgisi verildi.
Bakanlık, hafta başındaki paylaşımında da Çin Halk Kurtuluş Ordusunun (ÇHKO), Tayvan Adası’nın karşı kıyısındaki Cıciang ve Fucien eyaletlerinin doğusundaki 7 hava sahası bölgesini kapattığını, ÇHKO’nun Doğu, Kuzey ve Güney Cephe Komutanlıklarından donanma unsurlarının sahil güvenlik gemileriyle birlikte Tayvan Boğazı çevresi ve Batı Pasifik’teki sulara giriş yaptığının tespit edildiğini bildirmişti.
Askeri hareketliliğin Ada çevresinde bir tatbikatın habercisi olabileceği değerlendiriliyor.
GERGİNLİK GEÇEN HAFTA YENİ BİR BOYUTA TAŞINMIŞTI
Çin, Tayvan lideri Lai Ching-te’nin geçen hafta Pasifik ada ülkeleri Marshall Adaları, Tuvalu ve Palau’yu ziyaretinde ABD’nin Hawaii ve Guam adalarına uğrayarak burada temaslarda bulunmasına tepki göstermişti.
Çin’in topraklarının parçası olduğunu savunduğu Tayvan, 1949’dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Çin ana karası ile Tayvan arasında iç savaşın ardından ortaya çıkan ayrılık ve egemenlik ihtilafı sürüyor.
Son yıllarda Tayvan üzerindeki askeri baskıyı artıran Pekin yönetimi, Ada’nın ana kara ile yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanımını dışlamayacağını vurguluyor.
Gerilim tırmanıyor: Denizde Çin Seddi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
December 9, 2024
2025 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulu’nda
TBMM Genel Kurulunda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin görüşmelerine başlandı. Genel Kurul, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, oturumun açılışında yaptığı konuşmada, Isparta’daki helikopter kazasında şehit olanlara Allah’tan rahmet diledi.
Suriye’de Baas rejiminin devrilmesine değinen Kurtulmuş, Suriye halkının diktatörce yönetim altında çileler çektiğini ve mücadele verdiğini hatırlattı.
Suriye halkının, ülkesini yeni bir sürece getirdiği tarihi bir dönüm noktasına tanıklık edildiğini belirten Kurtulmuş, “Türkiye olarak burnumuzun dibinde olan Suriye’deki gelişmeleri dikkatle, hiçbir şekilde birtakım hissiyatlara kapılmadan, milli menfaatlerimizin gerektirdiği perspektiften değerlendirip, Suriye’nin bundan sonraki süreçte, geçmiş bütün acıları geride bırakarak, özgür ve demokratik bir Suriye’nin inşası için Türkiye olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye gayret edeceğiz.” dedi.
Suriye’nin toprak bütünlüğünün Türkiye’nin en önemli önceliklerinden olduğuna işaret eden Kurtulmuş, Orta Doğu’da bölünmenin, parçalanmanın değil, işbirliğinin, güç birliğinin ve entegrasyonun esas alınması gerektiği bir sürece girildiğini ifade etti.
Kurtulmuş, Suriye’nin egemenliğinin korunması ve toprak bütünlüğünün temin edilmesinin, Suriye halkının ve Türkiye’nin milli menfaatleri bakımından önemli ve öncelikli olduğunu vurguladı.
“Türkiye üzerine düşen sorumlulukları yerine getirecektir”Tüm kesimlerin söz hakkının olduğu, hiçbir kesimin dışlanmadığı Suriye’nin inşasının önemli öncelikler arasında yer alacağının altını çizen Kurtulmuş, şunları ifade etti:
“Bölgenin olgun ve gerçekten bedeli ödenmiş bir demokrasiye sahip ülkesi olarak Türkiye, Suriye halkına, dost ve kardeş Suriye milletine demokratik rehberlik noktasında, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirecektir. Bir diğer önceliğimiz ise terörden ve terör örgütlerinden bütünüyle arındırılmış bir Suriye’nin tesis edilmesi mecburiyetidir. Uzun yıllar boyunca birtakım güçlerin ellerine silah vererek, istihbari ve lojistik destekler sağlayarak, bölge ülkelerini istikrarsızlaştırma aracı olarak kullandıkları terör ve terör örgütlerinin artık Suriye sahasında bir daha söz hakkının olmadığı, bir daha etkin olmadığı Suriye’nin inşası, böylece vekalet savaşlarının kirli araçları olan terör örgütlerinin tamamının Suriye’den temizlenmesi herhalde bölgenin ve Türkiye’nin de menfaatinin gereğidir.”
Kurtulmuş, huzur ve barış ortamının sağlanması için özel bir dikkatle hareket eden muhalif grupların bundan sonra “Nasılsa yönetimi değiştirdik, iktidarı ele geçirdik” diyerek birtakım dengesiz, birliği, beraberliği, huzuru ve barışı bozacak çalışmaların, uygulamaların içerisinde olmamasını tavsiye ettiklerini söyledi.
Bundan sonraki en önemli önceliklerden birisinin de huzur ve barışın sağlanması, bunun için de muhalif grupların halkın güvenini artıracak tedbirleri ve uygulamaları ortaya koymasının diğer önceliklerden birisi olduğunu belirten Kurtulmuş, “Türkiye için hiç şüphesiz en temel önceliklerden birisi de ülkemizde uzun yıllardır misafir ettiğimiz göçmenlerin onurlu ve güvenli bir şekilde geri dönüşünü sağlayacak sürecin hızlandırılmasıdır.” dedi.
Kurtulmuş, bu çerçevede Türkiye’nin, Suriye’de oluşacak yeni yönetimle her türlü işbirliğini gerçekleştirmek ve Türkiye, Lübnan ve Ürdün’de bulunan mültecilerin güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönüşünün sağlanması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini vurguladı.
TBMM olarak en büyük beklentilerinin, Suriye’nin daha fazla acılar yaşamaması, bütünleşik Suriye olarak Suriye’nin demokratik sisteminin inşa edilmesi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, Suriye’deki yeni dönemin Suriyelilere hayırlı olmasını diledi.
“Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeler 39 gün sürdü”Plan ve Bütçe Komisyonundaki bütçe görüşmelerinin 39 gün sürdüğünü hatırlatan Kurtulmuş, görüşmelerde TBMM’deki milletvekillerinin yüzde 45’inin söz aldığını belirtti.
Kurtulmuş, komisyon toplantılarında 3 bin 5 sayfa tutanak tutulduğunu dile getirdi.
Genel Kurul görüşmelerinin de olgunluk ve nezaket içerisinde, kaba ve yaralayıcı sözlerden, saldırılardan, fiili sataşmalardan, müdahalelerden uzak şekilde devam etmesini ümit ettiğini aktaran Kurtulmuş, görüşmelerin ardından TBMM’nin bütçeyle ilgili kararını vereceğini kaydetti.
Numan Kurtulmuş, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin görüşmelerinin hayırlı olmasını dileyerek, hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.
Görüşmeler 12 gün sürecekDaha sonra Genel Kurulda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bütçeyle ilgili sunumuna başladı.
Genel Kurulda bugün, bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler gerçekleştirilecek.
Aralıksız 12 gün sürecek bütçe görüşmeleri, 20 Aralık Cuma günü sona erecek. Bakanlıkların, bağlı kurum ve kuruluşların bütçe ve kesin hesapları üzerindeki müzakereler 8 turda ele alınacak.
2025 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulu’nda yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
ANALİZ: Esad gitti peki Suriye’de yeni dönem nasıl şekillenecek?
“Türkiye, Suriyeli sığınmacılara kapı açması ve muhalif bölgelerde sivillere istikrarlı alanlar oluşturması sonrası bu yeni sürecin en büyük kazananı olarak ortaya çıkıyor…”
Türkiye Araştırmaları Vakfından Ahmet Arda Şensoy, Suriye’de Baas rejiminin devrilmesi sonrası sürecin nasıl ilerleyebileceğini AA Analiz için kaleme aldı.
Suriye’de 27 Kasım’da rejim karşıtı silahlı gruplar ile Beşşar Esad güçleri arasında çatışmalar yoğunlaştı. Gruplar, 30 Kasım-7 Aralık tarihlerinde Halep, Idlib, Hama ve Humus gibi en büyük illerde üstünlük kurdu.
Başkent Şam’a 7 Aralık’ta girmeye başlayan gruplara halk kitlelerinin de destek vermesiyle rejim, Şam ve diğer birçok bölgede kontrolü tümüyle kaybederek çöktü.
Baas Partisi’nin 61 yıllık iktidarı sona ererken rejim lideri Esed, başkentten kaçtı. Peki Esad sonrası Suriye’de nasıl şekillenecek?
İşte Ahmet Arda Şensoy’un Anadolu Ajansı için kaleme aldığı o analiz;
“Sıra sende doktor!” Bu cümle 2011’de Arap ayaklanmalarının Suriye’ye sıçraması sonrası Dera kentindeki protestolarda 13 yaşındaki Hamza el Hatip’in duvara yazdığı sözdü. Hamza daha sonra rejim güvenlik güçleri tarafından alındı. Türlü işkenceler sonrası ölü bedeni ailesine teslim edildiğinde Suriye’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Suriyeli muhaliflerin 8 Aralık itibarıyla Şam’a girmesi ve Baas rejiminin devrik lideri Beşşar Esed’in ülkeyi terk etmesiyle 61 yıllık Baas rejimi ve 53 yıllık Esed rejimi devrildi. Kanlı iç savaşta görevde kalabilmek için Rusya ve İran’ın desteğiyle çabalayan rejim, 13 gün gibi kısa bir sürede hızlı bir çöküş yaşadı. Ancak muhaliflerin kesin ve hızlı zaferine rağmen Suriye’de bundan sonra ne olacağıyla ilgili çok fazla belirsiz nokta var.
Esed nasıl ve nereye kaçtı?“Türkiye, Suriyeli sığınmacılara kapı açması ve muhalif bölgelerde sivillere istikrarlı alanlar oluşturması sonrası bu yeni sürecin en büyük kazananı olarak ortaya çıkıyor…”
Rus basınında 8 Aralık itibarıyla çıkan haberlere göre Rusya, Moskova’ya gelen Esed ve ailesine insani gerekçelerle sığınma hakkı verdi. İnsani gerekçelerin ne olduğu açıklanmadı.
Esed, görece çatışmasız geçen son 5 yılda Şam rejimine tekrar uluslararası tanınırlık kazandırmak, ekonomik yaptırımları kaldırmak ve normalleşme anlaşmalarının sağlanması için bir diplomasi yürütüyordu. Ancak geçen sürede kangren olan ekonomik, sosyal, siyasi ve askeri sorunları gideremeyince rejimin hızlı çöküşü kaçınılmaz oldu. Dolayısıyla Esed, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte günümüzün en büyük savaş suçlularından biri olarak 13 yıllık iç savaş sonunda iktidardan çekilmek zorunda kaldı.
Bundan sonra ne olacak?Her ne kadar 61 yıllık Baas rejimi devrilse de Suriye’de 13 yıllık iç savaşın bittiğini söylemek için henüz erken. Tüm muhalif gruplar başkent Şam’ı ele geçirse de bundan sonra muhaliflerin önünde birçok sorun ve gündem maddesi bulunuyor.
Suriye 27 Kasım öncesi pratikte rejim bölgeleri, muhalif bölgeleri ve PKK/YPG terörünün kontrolündeki bölgeler olmak üzere üçe bölünmüştü. Rejimin devrilmesiyle muhalifler Fırat Nehri’nin batısını tamamen kontrol altına alarak yeniden birleştirilmiş üniter bir Suriye için önemli bir adım attı. Üniter yapının önündeki son engel, Fırat’ın doğusunda ABD’nin desteğiyle bulunan PKK/YPG terörüdür. Suriye’nin petrol kaynaklarının büyük bir çoğunluğunun bu bölgelerde bulunması, yeni Şam yönetimi için terörle mücadeleyi olmazsa olmaz hale getiriyor. Dolayısıyla Şam’da bir geçiş yönetimi için başarılı adımlar atıldıktan sonra askeri grupların YPG’ye yönelik harekata başlamasını bekleyebiliriz.
Bu noktada bir geçiş hükümetinin kurulması ise zorlu bir süreç olarak görünüyor. Şu an gelen haberler, yeni bir yönetim belirlenene kadar mevcut Başbakan Muhammed Gazi el-Celali’nin görevine devam etmesi yönünde. Suriyeli muhalif grupların aralarındaki müzakereler ise çok parçalı yapıları, yerelde aşiretlerin güçlü olması ve azınlık gruplarının da varlığı sebebiyle çok katılımlı bir duruma işaret ediyor. Burada kritik olan, bu çok parçalı yapının, geçmişte Libya örneğinde olduğu gibi yeni çatışmalara yol açmaktansa, sivil bir geçiş yönetimiyle pürüzsüz bir şekilde sürece dahil edilmesi olacaktır. Kısacası askeri alanda ilk gündem PKK/YPG terörüne karşı Türkiye ile birlikte mücadeleyken siyasi olarak ise geçiş yönetimi üzerine uzlaşma çabaları öne çıkacaktır.
Rejimin düşüşünden hangi ülke nasıl etkilendi?Baas rejiminin devrilmesinin ardından gözler ilk olarak, rejimin en büyük destekçileri olan Rusya ve İran’a çevrildi. Rusya için Suriye, özellikle doğrudan müdahil olduğu 2015 sonrası yeni anlamlar kazanmıştı. Sovyetler Birliği döneminden gelen ilişkilere rağmen Rusya, 2015 sonrası rejimi ayakta tuttuktan sonra Tartus ve Hmeymim üslerine yerleşerek ciddi bir kazanım elde etmişti. Bu deniz aşırı üsler Rusların tekrar küresel güç olma iddiasının en büyük kanıtı olarak anlam kazanmıştı. Bu üsler, yalnızca Suriye için değil, Rusya’nın Afrika’da artan faaliyetleri için de önemli bir lojistik merkez olmuştu. Ancak rejimin düşmesiyle Rusya, soğuk savaş döneminden kalan önemli bir müttefikinden ve bu üslerden oldu. Bu yüzden zaten Ukrayna savaşında ciddi zorluklar yaşayan Rusya’nın küresel güç olma iddiası da ciddi darbe aldı.
İran ise Suriye’yi ulusal güvenliğini sınır ötesinde kurma temelli politikasının bir parçası olarak görüyordu. İran’dan Lübnan’daki Hizbullah’a kara yolu bağlantısını sağlamak için kritik olan Esed rejiminin düşmesi, İran’ın ülkedeki tüm nüfuzunu kaybetmesine ve bölge politikasının yıkılmasına sebep oldu.
Baas rejiminin çökmesi, İsrail için yeni tehditlerin ortaya çıkmasına yol açarken İsrail’in bu tehditleri Suriye’de yeni yayılmacı politikalar için kullanma riski bulunuyor.
ABD’nin ise DEAŞ’la mücadele adı altında desteklediği ve Suriye’nin bölünmesiyle zemin bulan terör örgütü PKK/YPG’yi destekleme politikası iflas etti. Tarihsel olarak da terör örgütünün en yakın müttefiklerinden olan Esed rejiminin yıkılması ve yerine tüm Suriye’yi özgürleştirme iddiasındaki muhaliflerin gelmesi, YPG terörünün hem kuzeyden Türkiye ve SMO hem de güneyden yeni yönetim unsurları tarafından baskı altına alınacağı bir düzlem oluşturdu.
Son olarak Türkiye ise bu denklemde yıllarca Suriye kaynaklı terör ve güvenlik sorunları nedeniyle önemli bedeller öderken, Suriyeli sığınmacılara kapı açması ve muhalif bölgelerde sivillere istikrarlı alanlar oluşturması sonrası bu yeni sürecin en büyük kazananı olarak ortaya çıkıyor. Hem ahlaki hem de politik olarak kazanan Türkiye’nin, terör örgütü PKK/YPG’yle mücadelesini tamamlamasıyla da güneyinde dost ve istikrarlı bir komşuya sahip olacağı söylenebilir.
Sonuç olarak Suriye’de “Sıra doktora geldi” ve Esed rejimi devrildi. Yeni dönemin bir süre daha soru işaretleriyle devam etmesi beklenirken iç savaşa müdahil aktörlerden kazanan ve kaybedenlerin apaçık bir şekilde ortada durduğunu söylemek hiç de yanlış olmayacaktır.
ANALİZ: Esad gitti peki Suriye’de yeni dönem nasıl şekillenecek? yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Isparta’da askeri helikopter düştü: 5 şehit
Isparta Valisi Abdullah Erin, eğitim uçuşu sırasında bir askeri helikopterin düştüğünü, 5 askerin şehit olduğunu duyurdu.
Isparta’da Kara Havacılık Okulu’na ait askeri helikopter, Keçiborlu ilçe merkezinde bir akaryakıt istasyonunun yanına düştü.
Isparta Valisi Abdullah Erin, olayla ilgili yaptığı ilk açıklamada, eğitim uçuşu sırasında bir askeri helikopterin düştüğünü, 4 askerin şehit olduğunu bildirdi.
Vali Emin acı olayla ilgili yaptığı ikinci açıklamada ise şehit sayısının 5’e yükseldiğini duyurdu. Vali Erin, kazada Eğitim Komutanı’nın da şehit olduğunu söyledi.
Isparta’da askeri helikopter düştü: 5 şehit yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Kültür-Sanat rehberi: Bu hafta neler var?
İstanbul’da bu hafta, geniş bir yelpazede, birbirinden farklı birçok etkinlikle yerli ve yabancı sanatçıların katılacağı konser, sergi, tiyatro gösterisi ve performans sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
İstanbul Devlet Tiyatrosu, 10-14 Aralık’ta Mecidiyeköy Büyük Sahne’de “Ebedi Barış”, Mecidiyeköy Stüdyo Sahne’de “Mumyalar”, 10-15 Aralık’ta Üsküdar Tekel Sahnesi’nde “Sonbahara Son Güller”, Üsküdar Stüdyo Sahne’de 10-13 Aralık’ta “Bir Nefes Dede Korkut”, Garibaldi Salon’da ise 12-15 Aralık’ta “Tamamen Doluyuz” oyunlarını sahneleyecek.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatrolarında 11-14 Aralık’ta Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde “Savaş ve Barış”, Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde “Tartuffe”, Müze Gazhane Meydan Sahne’de “İkinci Perdenin Başı”, Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde “Ağrı Dağı Efsanesi”, Ümraniye Sahnesi’nde “Yenilmez”, Müze Gazhane Prof. Dr. Sevda Şener Sahnesi’nde “Gök Kubbe”, Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi’nde “Yaftalı Tabut”, Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde ise 14 Aralık’ta “Oscar” oyunları tiyatroseverlerle buluşacak.
Maximum Uniq Açıkhava’da bugün ve yarın “Bir Mor ve Ötesi Müzikali: Araf”, 15 Aralık’ta da “Zengin Mutfağı” oyunları izlenebilecek.
Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) 13-15 Aralık’ta “Profesyonel” oyunu sahnelenecek, 11 Aralık’ta “Don Giovanni” opera gösterisi, 14 Aralık’ta “Fındıkkıran” bale gösterisi, 15 Aralık’ta ise “Khan Sultan Operası” sanatseverlerle buluşacak.
KONSERLER
Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nda 11 Aralık’ta “Piatango ft. Melis Sökmen, Şirin Vatan”, 14 Aralık’ta “İBB Kent Orkestrası”, 15 Aralık’ta ise “Kebyart Saksafon Dörtlüsü-Pablo Barragan-Amadeus Wiesensee” konserleri müzikseverlerin beğenisine sunulacak.
“Kozmoz Opera Halkası Kış Konseri” KKM Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi’nde, “Mor ve Ötesi Akustik” konseri İş Sanat İş Kuleleri Salonu’nda 11 Aralık’ta gerçekleşecek.
Melike Şahin, Volkswagen Arena’da 11-12 Aralık’ta, Cem Adrian, IF Performance Hall’de 13 Aralık’ta, Hande Yener JJ Arena’da 14 Aralık’ta konser verecek.
İstanbul Filarmoni Derneğinin “80. Yıl Konserleri” kapsamında, 13 Aralık’ta Surp Asdvadzadzin Ermeni Katolik Katedrali’nde “IFD Quartet Konseri”, 14 Aralık’ta Kadıköy Surp Levon Ermeni Katolik Kilisesi’nde “Brooklyn Chamber Opera-Kış Konseri” düzenlenecek.
İtalyan opera sanatçısı Alessandro Safina, 15 Aralık’ta İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Oditoryumu’nda hayranlarıyla buluşacak.
Özbek müzisyen Alisher Nazirov 15 Aralık’ta Maximum Uniq Açıkhava’da sahne alacak.
AKM’de yarın “Şeb-i Arus Hz. Mevlana’nın 751. Vuslat Yıl Dönümü Özel Sema Mukabelesi” ve “Yücel Paşmakçı’ya Vefa Konseri”, 12 Aralık’ta “İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Denizbank Konserleri-Holst Gezegenler”, 14 Aralık’ta “Türk Telekom Prime Kahve Konserleri 3 Hisar” izlenebilecek.
SERGİLER
“Konuşan Resimler: 10 Yılın Vedası” sergisi, 13 Aralık’ta AKM’de sanatseverlerle buluşacak.
Kış atmosferini sanatla buluşturmayı hedefleyen “Winter Tale” sergisi, The Stay Boulevard Nişantaşı’nda görülebilecek.
Ressam Ertuğrul Ateş’in, Denizbank iş birliğinde hazırladığı “40. Yıl Ertuğrul Ateş” sergisi, Galeri Deniz’de sanatseverlerle buluşuyor.
Hattat Hasan Çelebi ve Muhammet Mağ’ın eserlerinden oluşan “Kadim Şehrin Sanatkarları” sergisi Erzurumlular Kültür ve Dayanışma Vakfı Sanat Galerisi’nde ziyaret edilebiliyor.
Yerli ve yabancı sanatçıların eserlerine yer verilen, karma resim sergisi “Vizyon”, Kelimat Sanat Galerisi’nde sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.
Hattat Mustafa Cemil Efe’nin “Tecelli” isimli 13. kişisel hüsnühat sergisi, Saray Koleksiyonları Müzesi Dolmabahçe Sanat Galerisi’nde 18 Aralık’a kadar devam edecek.
Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin 100. yılı dolayısıyla düzenlenen “Wabi-Sabi-Lotus 5 Grubu Japon Sanat Sergisi”, Beyoğlu Belediyesi 6. Daire Sanat Galerisi’nde devam ediyor.
Rahmi M. Koç Müzesi’nin 30. yıl kutlamaları kapsamında, binek araçların kronolojik değişimini ele alan, “Beygir Gücü” sergisi Rahmi M. Koç Müzesi’nde görülebilecek.
İngiliz sanatçı Ian Berry’nin “Denim Ötesi” (Beyond Denim) sergisi, Kalyon Kültür’de 14 Şubat 2025’e kadar açık olacak.
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin “NATO’ya ve savaşa karşı kaleminle, boyanla, fırçanla ses ver!” çağrısı kapsamında 5 Filistinli sanatçının hazırladığı “Filistin Halkı Direniyor” sergisi, Kadıköy Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde devam ediyor.
Fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar’ın bir buçuk milyona yakın kareyi içeren arşivinden bir seçkinin yer aldığı “Renklerin Yolculuğu” sergisi, İstanbul Modern’de ziyaret edilebilir.
İtalyan ressam Fausto Zonaro’nun eşi, fotoğraf sanatçısı Elisa Zonaro’nun eserlerine odaklanan “Elisa Zonaro’nun İstanbul’u” sergisi, Kazlıçeşme Sanat’ta 31 Ocak 2025’e kadar görülebilecek.
AKM Galeri’de yer alan “Pablo Picasso: Resimden Seramiğe Bir Serüven” sergisi, ünlü sanatçının orijinal gravürleri, çizimleri, posterleri, litografileri ve fotoğraflarından oluşan 170 eserini, 31 Aralık’a kadar sanatseverlerle buluşturuyor.
Kültür-Sanat rehberi: Bu hafta neler var? yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Cengiz Çandar's Blog
- Cengiz Çandar's profile
- 6 followers

