Cengiz Çandar's Blog, page 29
September 19, 2025
AB’den Rusya’ya tarihi yaptırım dalgası
Avrupa Birliği (AB), Rusya’nın sıvılaştırılmış doğal gazını (LNG), bankaları, kripto işlemleri ve petrol taşıyan gölge filoyu hedef alan yeni yaptırım paketi hazırladı. İşte detaylar…
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya’ya yönelik hazırladıkları 19’uncu yaptırım paketinin detaylarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Rusya’nın diplomasi ve uluslararası hukuka saygı göstermediğine işaret eden von der Leyen, Rusya’nın Kiev’deki AB temsilciliğine de saldırı gerçekleştirdiğini anımsattı.
Von der Leyen, Rusya’nın AB’ye yönelik tehditlerinin arttığını hatırlatarak, “Son iki haftada Rus Şahid İHA’ları, hem Polonya hem de Romanya’da Birliğimizin hava sahasını ihlal etti. Bunlar barış isteyen birinin eylemleri değil.” değerlendirmesinde bulundu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in gerilimi tırmandırdığına dikkati çeken von der Leyen, “Avrupa buna karşı baskısını artırıyor. Bu nedenle bugün 19. yaptırım paketimizi sunuyorum.” dedi.
RUSYA’DAN LNG İTHALAT YASAĞI
Von der Leyen, enerji alanında yeni adımlar attıklarını belirterek, “Rusya’nın savaş ekonomisi fosil yakıtlardan elde edilen gelirlerle ayakta duruyor. Bu gelirleri azaltmak istiyoruz. Bu nedenle Rus LNG’sinin Avrupa pazarlarına ithalatını yasaklıyoruz. Musluğu kapatmanın zamanı geldi. Buna hazırız.” ifadelerini kullandı.
Rusya ham petrolüne yönelik tavan fiyatı 47,6 dolara kadar düşürdüklerini anlatan von der Leyen, “Gölge filodan 118 gemiye daha yaptırım uyguluyoruz. Toplamda 560’tan fazla gemi AB yaptırımları kapsamında listelendi. Büyük enerji ticaret şirketleri Rosneft ve Gazpromneft’e tam işlem yasağı uygulanacak. Diğer şirketlerin varlıkları da dondurulacak.” diye konuştu.
Von der Leyen, “Şimdi, yaptırımları ihlal ederek ve petrol satın alarak Rusya’nın savaşını körükleyenlerin peşine düşüyoruz. Çin dahil üçüncü ülkelerdeki rafinerileri, petrol tüccarlarını ve petrokimya şirketlerini hedef alıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Üç yıl içinde, Rusya’nın Avrupa’daki petrol gelirlerini yüzde 90 azalttıklarını anlatan von der Leyen, “artık bu sayfayı tamamen kapattıklarını” söyledi.
BANKALARA İŞLEM YASAĞI
Von der Leyen, “Rusya’nın yaptırımlardan kaçınmak için kullandığı finansal açıkları hedef alıyoruz. Rusya’daki diğer bankalara ve üçüncü ülkelerdeki bankalara işlem yasağı getiriyoruz. Yaptırımların çevresinden dolaşılmasına karşı mücadelemizi güçlendiriyoruz.” dedi.
KRİPTOLARA YAPTIRIM
Kripto işlemlere karşı da yaptırım uygulayacaklarını anlatan von der Leyen, “Kısıtlayıcı önlemlerimiz ilk kez kripto platformlarını etkileyecek ve kripto para birimlerinde işlemleri yasaklayacak. Rus alternatif ödeme hizmet sistemlerine bağlı yabancı bankaları listeliyoruz. Ayrıca, özel ekonomik bölgelerdeki kuruluşlarla yapılan işlemleri kısıtlıyoruz.” diye konuştu.
Von der Leyen, savaş alanında kullanılan ürün ve teknolojilere yönelik ihracat kısıtlamalarını geliştirdiklerini, Rus askeri sanayi kompleksine doğrudan veya dolaylı olarak destek sağlayan Rusya ve üçüncü ülkelerdeki 45 şirketi de yaptırım listesine eklediklerini bildirdi.
AB yaptırımlarının Rusya ekonomisini ciddi şekilde etkilediğini savunan von der Leyen, Rusya’ya Ukrayna ile adil ve kalıcı bir barış için müzakere masasına oturana kadar yaptırımları uygulamaya devam edeceklerini söyledi.
Von der Leyen, “Ukrayna’nın savunma çabalarını finanse etmek için, dondurulmuş Rus varlıklarını temel alan yeni bir çözüm üzerinde çalışıyoruz. Bu, Rusya’nın savaşıdır ve suçlu bunun bedelini ödemelidir. Rus varlıklarına ait birikmiş nakit bakiyelerle Ukrayna’ya bir tazminat kredisi sağlayabiliriz. Burada, varlıkların kendisine dokunulmayacak. Risk ise toplu olarak üstlenilecek. Ukrayna, Rusya tazminatı ödediğinde krediyi geri ödeyecek. Bu konuda yakın zamanda bir teklif sunacağız.” ifadelerini kullandı.
Söz konusu yaptırım paketinin yürürlüğe girmesi için AB üyesi 27 ülkenin oy birliği gerekiyor.
AB, şimdiye kadar savaş nedeniyle Rusya’ya yönelik 18 yaptırım paketini hayata geçirdi. Bu çerçevede Rusya’ya, ticaret, finans, petrol ve kömür de dahil enerji, sanayi, teknoloji, ulaşım, çift kullanımlı ve lüks ürünlerle altın ve elması da içeren geniş yelpazeye yayılmış kısıtlamalar uygulanıyor.
Deniz yoluyla taşınan ham petrol ile bazı petrol ürünlerinin Rusya’dan AB’ye gönderilmesine yönelik yasak, bazı Rus bankalarının uluslararası ödeme sistemi SWIFT’ten çıkarılması ve çok sayıda yayın kuruluşunun faaliyetlerinin askıya alınması da yaptırımlar arasında bulunuyor.
AB’nin yaptırım listesinde 2 bin 500’den fazla kişi ve kurum yer alıyor. (AA)
AB’den Rusya’ya tarihi yaptırım dalgası yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Erdoğan: Kooperatiflerimize 3 milyar liralık kredi imkanı sunacağız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “TESKOMB tarafından yatırılacak 100 milyon liralık fonla kooperatiflerimize toplam 3 milyar liralık kredi imkanı sunacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanlığınca Haliç Kongre Merkezi’nde “Türkiye Yüzyılı’nda Kooperatiflerimizle Büyüyoruz” mottosuyla gerçekleştirilen Türkiye Kooperatifler Buluşması 2025-2029 Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı Tanıtım Töreni’nde yaptığı konuşmada, programa katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonuna programın gerçekleştirilmesindeki emekleri için teşekkür eden Erdoğan, 2025-2029 Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı’nın ülke, millet ve kooperatifçiler için hayırlı uğurlu olmasını diledi.
Türkiye’nin kalkınma çabalarına alın teri, sermayesi ve emeğiyle destek olan tüm girişimcilere ve kooperatiflere minnettar olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bu ülkenin, bu milletin bir ferdi olarak esnaf ve sanatkar kardeşlerimle yol yürümekten her zaman gurur ve şeref duydum. Asırlardır Anadolu’yu ve Trakya’yı mamur eden, dahası ebedi vatanımız olan bu topraklarda dayanışmanın bir nevi kitabını yazan, ahilik geleneğimizin günümüzdeki temsilcileri sanatkar ve esnaf kardeşlerimizdir. Hırsın, tamahın, fırsatçılığın, bir an evvel köşeyi dönmenin dünyada veba gibi yayıldığı şu günlerde bu köklü geleneğimizin temsil ettiği ticaret ahlakına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz.” diye konuştu.
“KOOPERATİFÇİLİK KİŞİNİN EMEĞİNİ KOLEKTİF GÜCE DÖNÜŞTÜREN ADİL BİR SİSTEMDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ahilik kültürünün özünde yer alan dürüstlük, paylaşma, karşılıklı yardım ve güven ilkelerinin bugünün kooperatifçilik ruhunu şekillendirdiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Milletimizin yüzyılların içinden süzülüp gelen, imece kültürünün de ete kemiğe büründüğü modern yapıların başında kooperatifler geliyor. Kooperatifçilik birlikte üretme, birlikte yönetme, birlikte kazanma felsefesiyle kişinin emeğini kolektif güce dönüştüren adil bir sistemdir. Bu sistem özellikle dezavantajlı grupların ekonomik hayatına katılımını kolaylaştıran, yerel kalkınmayı destekleyen özgür bir işbirliği modelidir. Küçük üretici de girişimci kadın da genç çiftçi de kooperatif çatısı altında birdir, beraberdir, tek başına olduğundan çok daha güçlüdür.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak çok dinamik bir ticari hayata sahip olduklarını, insanların yetiştirip, üretip, satış yaptığını, 81 vilayetin birlikte dünyaya el emeği, göz nuru ürünlerini ulaştırmanın mücadelesini verdiğini söyledi.
Kadınların, gençlerin ve üreticilerin kooperatifler bünyesinde güç birliği yaparak zorlukları birlikte aştıklarını belirten Erdoğan, “Aynı zamanda birlikte kazanıyorlar. Özellikle tarımdan sanayiye, kadın girişimciliğinden enerjiye, birçok alanda kooperatifler yerel kalkınmanın temel aktörleri haline gelmiş durumda. Halihazırda ülkemizde 6,5 milyonu aşkın vatandaşımızın ortağı olduğu 62 bin kooperatif faaliyet gösteriyor. Bunu Türkiye’nin ticari ve ekonomik hayatı adına çok kıymetli bir kazanım olarak gördüğümüzü hassaten ifade ediyorum. Ancak Avrupa Birliği’nde 165 milyonu aşkın kooperatif ortağı ile 250 bin kooperatif olduğu düşünüldüğünde bu alanda henüz arzu edilen seviyede olduğumuzu ne yazık ki söyleyemeyiz.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kooperatiflerin sadece Türkiye’de değil son yıllarda dünyada da ön plana çıkmaya başladığını, vahşi kapitalizmin acımasız dişlileri arasında ezilmek istemeyen yerel üreticilerin güvenli bir liman olarak kooperatiflere sığındığını kaydetti.
“KOOPERATİFLERİN TOPLAM CİROSU İSE 2,4 TRİLYON DOLARI GEÇİYOR”
Bilhassa bütçe, network, teknolojik kapasite itibarıyla pek çok devleti geride bırakan küresel şirketlerle rekabette bireylerin, makro işletmelerin ve yerel ölçekte büyük firmaların çoğu zaman yetersiz kaldığını kaydeden Erdoğan, belli başlı alanlarda tekelleşen bu şirketlerin agresif fiyat politikalarıyla küçükleri yuttuğuna şahit olduklarını belirtti.
Giderek daha ürkütücü boyutlara ulaşan bu durumun kooperatifçiliği teşvik eden temel faktör olduğunu söyleyen Erdoğan, “Şu rakamlar küresel düzeyde bir arayışın en somut işaretidir. Uluslararası Kooperatif Birliğinin verilerine göre dünya genelinde 3 milyon kooperatif bulunuyor. Dünya nüfusunun yüzde 12’si bir kooperatifin iş ortağıdır. Kooperatiflerin toplam cirosu ise 2,4 trilyon doları geçiyor. 2025 yılının Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edilmesini bu bakımdan çok yerinde bir karar olarak görüyoruz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Hükümet olarak bu anlamlı yılı vesile kılarak kooperatifçilik kültürünü daha da yaygınlaştırmaya özel önem veriyoruz. 2012 yılında açıkladığımız eylem ve strateji planımızın önceliği, mevzuatla ilgili sıkıntıların aşılması ve dağınıklığın giderilmesiydi. Hamdolsun bu doğrultuda ciddi yol aldık. Ama halen önümüzde katetmemiz gereken bir mesafe var. 2025-2029 yıllarını kapsayan yeni planla inşallah bunu başaracağız. Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı’nın ülkemizin kooperatifçilik vizyonunu bir adım daha ileriye götüreceğine inanıyorum. Strateji belgesinin temel gayesi kooperatifçiliğe daha elverişli bir ortam oluşturma, sektöre olan güveni artırma, kooperatifleri daha verimli, etkin, sürdürülebilir, rekabet edebilir bir yenilikçi kılmaktır. Plan, 5 politika ekseninde 2 amaç, 6 hedef ve 23 faaliyet ile bunlara ilişkin performans göstergelerinden oluşuyor.”
Strateji belgesinde, dijitalleşmeden yeni kooperatif türlerine, mevzuatın güncel gelişmelere uyarlanmasından kooperatiflerin kurumsal ve finansal kapasitelerinin arttırılmasına kadar pek çok hedefe yer verdiklerini belirten Erdoğan, Türk kooperatifçiliğinin gelecek 5 yılına kılavuzluk yapacağına inandığı planın hazırlanmasında emeği geçenleri gönülden tebrik ettiğini kaydetti.
“ÜLKEMİZ GENELİNDE 772 KOOPERATİFİN 826 PROJESİNE TOPLAM 110,5 MİLYON LİRALIK HİBE DESTEĞİ VERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kooperatiflerin kuruluşunu teşvik etmek, mevcut kooperatiflerin ise ticari kapasitelerini arttırmak üzere çalışmaya devam ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Bu minvalde 5 sene önce 2020 yılında Kooperatiflerin Desteklenmesi Programı KOOP-DES’i uygulamaya geçirdik. KOOP-DES ile ülkemiz genelinde 772 kooperatifin 826 projesine toplam 110,5 milyon liralık hibe desteği verdik. Geçtiğimiz yıl başında kooperatiflerin faydalanabileceği destek kalemlerinde iki kat artışa gitmiştik. Bu yıl destek rakamını 2,5 katına çıkardık. Kooperatiflerimize sunulan makine, ekipman, demirbaş alım desteğini 400 bin liradan 1 milyon liraya, sergi ve fuar katılım desteğini 60 bin liradan 150 bin liraya, nitelikli personel istihdamı desteğini bir personel için yıllık 204 bin liradan 266 bin 400 liraya, iki personel için 408 bin liradan 532 bin 800 liraya yükselttik.”
Kooperatiflerin merakla beklediği 2025 yılı için başvuru sonuçlarını 22 Eylül’de açıklayacaklarını duyuran Erdoğan, “Kooperatiflerimizden gelen yoğun talep üzerine önümüzdeki sene inşallah desteğe ayırdığımız bütçeyi kayda değer ölçüde artıracağız. Bir diğer müjdemiz şudur. Destek programından bir defa faydalanan kooperatiflerimizin 5 sene geçmeden tekrar başvuru yapamaması kuralını 4 yıla indiriyoruz. Ayrıca kredi garanti fonu bünyesinde kooperatiflerimizin kullanımına münhasır yeni bir destek mekanizması oluşturuyoruz. TESKOMB tarafından yatırılacak 100 milyon liralık fonla kooperatiflerimize toplam 3 milyar liralık kredi imkanı sunacağız. İhracat desteklerinden kooperatiflerimizin yararlanabilmesi için de ayrı bir çalışma yürütülüyor. Yöresel ürünlerin perakende sektöründeki payının arttırılması bir başka önceliğimizdir.” şeklinde konuştu.
“SOSYAL KOOPERATİFÇİLİK, KANUN TASLAĞI İÇİN ÇALIŞMALARA BAŞLIYORUZ”
Büyük mağaza ve zincir mağazaların satış alanlarında yöresel ürünlere ayrılan en az yüzde 1’lik raf oranını kooperatifler tarafından üretilen ürünlere ayırdıklarını ve bu oranı yüzde 2’ye çıkarttıklarını açıklayan Erdoğan, yine kadın kooperatiflerinin ürünlerindeki barkod ücretleriyle gıda kontrol laboratuvarlarınca yapılan gıda analizi için ödedikleri ücretlerde indirime gittiklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın kooperatiflerinin elektronik ticaret pazar yerlerine ödedikleri komisyon oranlarının düşürülmesi için Ticaret Bakanlığı ile elektronik ticaret firmaları arasında işbirliği protokolü yapılacağını belirterek, “Engelli kardeşlerimiz ile gençlerimizi de tabii ki unutmadık. Yüzde 80 engelli ve 18-24 yaş arası gençlerin emek ve ticari gayretlerinin ekonomiye kazandırılması gayesiyle sosyal kooperatifçilik, kanun taslağı için çalışmalara başlıyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yılda el ele vererek çok güzel işler başardıklarını dile getirdi.
İlk açıklandığında “İmkansız, yapılamaz, hayal.” denilen nice hedefe ulaştıklarını belirten Erdoğan, “Zorluklar karşısında pes etmedik. Engellerin bizi yolumuzdan alıkoymasına müsaade etmedik. Ticaretten turizme, ihracattan istihdama, akla gelen her alanda ülkemizi 23 sene önce hayal dahi edilemeyen seviyelere getirdik. Henüz yolun başındayız. Özel sektörümüz bir yandan, biz bir yandan Türkiye’yi daha da büyütecek, kalkındıracak inşallah güzel başarılarla beraberce buluşturacağız.” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN ARTIK NE İSTİKRAR VE GÜVEN ORTAMINI ZEDELEMEYE NE DE PATİNAJ YAPMAYA TAHAMMÜLÜ VARDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasette istikrar, ekonomide güven olduğu müddetçe Türkiye’nin önünün de ufkunun da sonuna kadar açık olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Ancak istikrar ve güven olmadığında çamura saplanmış bir araç misali sürekli patinaj yapmamız kaçınılmazdır. Geçmişte ülkemiz bunu çok yaşadı. Türkiye’nin artık ne istikrar ve güven ortamını zedelemeye ne de patinaj yaparak enerji ve vakit kaybetmeye tahammülü vardır. Ana muhalefetin son 6 aydır bütün çabası ülkemizin 23 yılda ağır bedeller ödeyerek elde ettiği istikrar ve güven atmosferini dinamitlemektir. Milli markaları hedef gösterdikleri boykot çağrılarından Batılı medya kuruluşlarına ülkemizin şikayet edilmesine, Alevi canlarımıza yönelik edepsizliklerden sokaklarımızı karıştırma gayretlerine kadar bütün yaptıkları sadece ve sadece bunun içindir. Kendileri kargaşa, kaos ve kriz içindeler. İstiyorlar ki Türkiye de aynı girdabın içinde debelenip dursun. Şimdiye kadar bu uğurda her yolu denediler ama muvaffak olamadılar. Kendi şahsi ikbal kavgalarının faturasını millete ödetmeyi başaramadılar. Bundan sonra da ülkemize ve ekonomimize zarar veremeyecekler.”
“Kalbi ülkemiz için çarpan tüm kardeşlerimi Türkiye Yüzyılı ve Ticaretin Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda daha güçlü, daha müreffeh bir gelecek için dayanışma ruhunu büyütmeye ben sizleri davet ediyorum.” ifadesini kullanan Erdoğan, vatanın dört bir ucunda büyük özveriyle çalışan tüm esnafa ve kooperatiflere teşekkür etti.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, YARIŞMADA DERECEYE GİRENLERE ÖDÜLLERİNİ VERDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, Ticaret Bakanlığınca “Kooperatifçilik” konusunda düzenlenen kısa film ve fotoğraf yarışmasında dereceye girenlere ödüllerini verdi.
Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı tanıtım filminin gösterildiği programda, Ticaret Bakanı Ömer Bolat da konuşma yaptı.
Bolat, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Ankara Tasarım ve El Sanatları Merkezi Küçük Sanat Kooperatifinin tezhip sanatçısı Mükerrem Taşkapılıoğlu tarafından bir yılda hazırlanan Ayetel Kürsi yazılı tabloyu hediye etti.
Programda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, İstanbul Valisi Davut Gül, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir ve kooperatif temsilcileri yer aldı. (AA)
Erdoğan: Kooperatiflerimize 3 milyar liralık kredi imkanı sunacağız yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Bakan Uraloğlu duyurdu: İlk yerli 6 akslı elektrikli lokomotif geliyor
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii AŞ (TÜRASAŞ) tarafından geliştirilen Milli CoCo Tipi Anahat Lokomotifi’nin, Türkiye’nin yerli ve milli ilk 6 akslı elektrikli lokomotifi olacağını açıkladı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yaptığı yazılı açıklamada, TÜRASAŞ tarafından yürütülen yeni ana hat lokomotif projesine ilişkin bilgi verdi.
Türkiye’nin en güçlü elektrikli ve dizel elektrikli lokomotiflerini üreteceklerini vurgulayan Uraloğlu, “Milli CoCo Tipi Anahat Lokomotifi, ülkemizin ilk yerli ve milli 6 akslı elektrikli lokomotifi olacak. Konsept ve ön tasarım aşamalarını tamamladık.” ifadelerini kullandı.
“DİZEL ELEKTRİKLİ VERSİYONU SINIFININ EN GÜÇLÜSÜ OLACAK”
Uraloğlu, bu lokomotifin, 4 akslı E-5000’e göre yaklaşık yüzde 50 daha fazla güce sahip olacağını belirterek tasarım hedeflerinin, 7,2 megavat güce ulaşmak olduğunu aktardı.
Dizel elektrikli versiyonun ise 3 bin 750 beygir gücünde tasarlanarak sınıfının en güçlüsü olacağına dikkati çeken Uraloğlu, şunları kaydetti:
“Modüler tasarım ile elektrikli ve dizel elektrikli lokomotifin boji ve şasi alt ana aksamlarını ortak tasarladık. Böylece üretim süresini kısaltıp maliyeti düşürmeyi hedefledik. E-5000’de edindiğimiz tecrübeyi bu projeye aktarıyoruz. Aynı ürün ailesini kullanarak yedek malzeme çeşitliliğini de azaltacağız. Bu lokomotif, ülkemizde sınıfının en güçlüsü olacak.” (AA)
Bakan Uraloğlu duyurdu: İlk yerli 6 akslı elektrikli lokomotif geliyor yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Oryantal Asena boşandı mı? Instagram hesabından paylaştı
Eski oryantal Asena-Hasan Dere çiftinin sessiz sedasız boşandığı iddia edilmişti. Asena Çakmak’tan Instagram hesabından açıklama geldi.
Bir dönem magazin gündeminde sıkça yer alan eski oryantal Asena Çakmak ve iş insanı Hasan Dere çiftinin boşandığı iddiaları doğru çıktı. Çift, uzun süredir merak edilen konuya ilişkin sessizliğini bozdu.
Asena Çakmak, Instagram hesabından yaptığı açıklamada sekiz yıllık evliliklerini noktalamış olduklarını duyurdu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Sekiz yıl boyunca sürdürdüğümüz evliliğimizi bir süre önce yine aynı sevgi, saygı ve dostlukla yasal olarak noktaladık. Hâlâ birbirimizi çok seviyoruz, her zaman yan yana, dost ve arkadaş kalmaya devam edeceğiz. Sebebi özelimizdir, farklı sebepler aranmamasını ve saygı duyulmasını rica ederiz. Özel hayatımıza göstereceğiniz hassasiyet ve anlayış için şimdiden çok teşekkür ederiz.”
Çift açıklamayı birlikte imzalayarak paylaştı. Böylece, uzun süredir gözlerden uzak yaşam süren ikilinin evliliğinin sessiz sedasız sona erdiği netleşmiş oldu.
ASENA ÇAKMAK KİMDİR?
Asena Çakmak 1977 yılında İstanbul’da doğdu. Küçük yaşlardan itibaren dansa ilgi duydu ve özellikle oryantal dans alanında Türkiye’nin en bilinen isimlerinden biri haline geldi. 1990’lı yılların sonu ve 2000’li yıllarda sahne performanslarıyla tanınan Asena, kısa sürede magazin dünyasının gözdesi oldu.
Kariyerinde dansın yanı sıra televizyon programları, röportajlar ve çeşitli şovlarla da gündeme geldi. Zamanla sahne hayatını geri plana çekerek daha sakin ve objektiflerden uzak bir yaşamı tercih etti. Asena Çakmak, uzun yıllardır göz önünde olmaktan çok özel hayatına ağırlık vermesiyle biliniyor.
Oryantal Asena boşandı mı? Instagram hesabından paylaştı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Türkiye Varlık Fonu, dünyanın en büyük 10 varlık fonu arasına girdi
Türkiye Varlık Fonu (TVF), 2024 yılını 360 milyar dolar büyüklükle kapatarak dünyanın en büyük 10 varlık fonu arasında yerini aldı.
Global Sovereign Wealth Funds (Global SWF), “Türkiye Varlık Fonu: 2024 Performansı, 2025 Stratejisi ve Yol Haritası” başlıklı bir analiz yayımladı.
Hesaplamalarda 2024 yılına ait dolar/TL kuru baz alınan rapora göre, 2024 sonu itibarıyla TVF’nin konsolide varlıkları 12,7 trilyon liraya (360 milyar dolar) ulaştı. Bu gelişmeyle TVF, Abu Dhabi merkezli Mubadala’yı geride bırakarak küresel ölçekte ilk kez en üst sıralarda yer aldı. TVF’nin öz kaynakları 2 trilyon lira (58 milyar dolar) seviyesine çıkarken, yıllık net karı 371,4 milyar lira (11,3 milyar dolar) oldu. 1,3 trilyon liralık güçlü nakit pozisyonu ve düşük borçluluk oranı, fonun sağlam mali yapısını destekledi.
ULUSLARARASI PİYASALARDA GÜÇLÜ TALEP
2024 yılında da TVF, düzenli ihraç takvimiyle uluslararası yatırımcılardan yoğun ilgi gördü. TVF’nin eylül ayında gerçekleştirdiği 1 milyar dolarlık eurobond ihracına yaklaşık 10 milyar dolarlık talep geldi. Fonun 2024 sonunda başlayan sukuk programı, 2025’te 1 milyar dolar büyüklüğe ulaştı. Ayrıca, 600 milyon dolar tutarındaki murabaha işlemi, İslami finansman alanındaki çeşitliliği artırdı.
TVF’nin uluslararası sendikasyon kredisi ise 12 ülkeden 20 bankanın katılımıyla başarıyla tamamlandı. Bu gelişmeler, TVF’nin güvenilir ve planlı bir ihraççıya dönüşmesini sağladı.
PORTFÖY ŞİRKETLERİNDE DÖNÜŞÜM
TVF, Türk Telekom refinansmanı sayesinde şirketin 150 milyon dolardan fazla faiz yükünü azaltırken, temettü dağıtımını daha esnek hale getirdi. Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik için yürütülen finansman süreci de tamamlanarak sektörün uzun vadeli derinliği güçlendirildi.
STRATEJİK KATKILAR VE GELECEK PERSPEKTİFİ
Raporda, fonun yapısal ve stratejik gelişmeleri de öne çıkıyor. TVF’nin, uluslararası yatırımcının güvenini artıran düzenli ihraç modeliyle tanındığına ve ayrıca sigorta ve telekom sektöründeki adımların, Türkiye’nin sermaye piyasalarının gelişimine katkı sağladığına değinildi.
Dünyanın en büyük varlık fonlarının isimleri ve bağlı oldukları ülkeler şöyle:

(AA)
Türkiye Varlık Fonu, dünyanın en büyük 10 varlık fonu arasına girdi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Pakistan: Nükleer gücümüz Suudi Arabistan için hazır
Pakistan Savunma Bakanı Khavaja Asıf, ülkesinin nükleer kapasitesinin Suudi Arabistan’la yapılan savunma anlaşması kapsamında kullanılabileceğini söyledi. Asıf, “Elimizdeki kapasite bu anlaşma kapsamında kesinlikle kullanılabilir” dedi.
Geo News televizyonuna konuşan Asıf, Pakistan’ın nükleer varlıklarının da anlaşma kapsamında kullanılıp kullanılmayacağı sorusuna, “Elimizde olan kapasitemiz, bu anlaşma kapsamında kesinlikle kullanılabilir.” şeklinde yanıt verdi.
Başka Arap ülkelerinin anlaşmaya katılma ihtimaline ilişkin de Asıf, “Henüz kesin bir şey söyleyemem ama şunu belirtmeliyim ki kapılar açık.” ifadesini kullandı.
Asıf, Müslüman ülkelerin bölgelerini ve halklarını birlikte savunmalarının “temel bir hak” olduğunu vurguladı.
Anlaşmanın, herhangi bir ülkeye karşı olmadığını ve savunma amaçlı bir düzenleme olduğunun altını çizen Asıf, Pakistan veya Suudi Arabistan’a yönelik olası saldırılara birlikte yanıt verileceğini belirtti.
Bakan Asıf ayrıca, Afganistan topraklarının Pakistan’a yönelik terör saldırılarında kullanılmaya devam ettiğini savunarak “Net bir şekilde söylüyorum, Afganistan tehlikeli bir ülkedir.” diye konuştu.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, 17 Eylül’de “Ortak Stratejik Savunma Anlaşması” imzalamıştı.
Başkent Riyad’da imzalanan anlaşmanın, iki ülke arasında savunma işbirliğini geliştirmeyi, herhangi bir saldırıya karşı ortak caydırıcılığı artırmayı hedeflediği belirtilmişti. (AA)
Pakistan: Nükleer gücümüz Suudi Arabistan için hazır yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Gazze’de son durum: İsrail kentin dört bir yanını kuşattı
İsrail ordusunun Gazze’deki kara saldırıları kritik bir aşamaya ulaştı. Kuzeyden güneye onlarca mahallede konuşlanan İsrail güçleri, sivillerin yaşadığı bölgelere bombalı araçlar yerleştiriyor ve evleri havaya uçuruyor. İşte “ölüm yolu”na dönen Gazze’deki son durum…
AA muhabirlerinin, görgü tanıkları, sağlık ekipleri ve yerel kaynaklardan edindiği bilgilere göre, İsrail ordusu kentin birçok farklı bölgesinde konuşlanmış durumda.
Kuzeyde, 17 Eylül akşamı askeri araçların Cella ve Saftavi caddelerinin kesiştiği Saruh kavşağı civarında görülen İsrail güçleri, buradan sık sık evlere ateş açtı.
İSRAİL BİRÇOK SİVİL ALANA BOMBALI ARAÇ YERLEŞTİRDİ
Kuzeydoğuda, Şeyh Rıdvan Mahallesi’ndeki Berake bölgesi çevresindeki okullara giren İsrail askerleri, çevredeki sivil alanlara bombalı araçlar yerleştirdi.
Kuzeybatıda, Kerame Mahallesi’nde konuşlanan İsrail güçleri, Muhaberat Bölgesi ve Mekkus Kuleleri çevresinde ise günlerdir kesintisiz top atışları ve binalara yönelik saldırılarını devam ettiriyor.
Güneybatıda, İsrail ordusunun 8. Cadde üzerindeki Dahduh Kavşağı ve üniversite çevresinde bulunduğu, buradan Tel el-Hava’daki Hur Dönel Kavşağı’na doğru ateş açtığı aktarıldı.
Son saatlerde Tel el-Hava Mahallesi’nde 5 bombalı aracın patlatıldığı kaydedildi.
Doğuda da Zeytun, Şucaiyye, Tuffah mahallelerinde çok sayıda konut havaya uçurulurken güneydoğuda ise ordu Sabra Mahallesi yönüne doğru ilerleme kaydetti.
Gazze’nin kuzeybatısındaki bazı yeni bölgelerde 17 Eylül akşamı, tanklar ve ağır askeri araçların ilerlediği gözlemlendi.
İSRAİL’İN GAZZE ŞERİDİ’NE YÖNELİK SALDIRILARI
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten bu yana düzenlediği saldırılarda en az 65 bin 141 Filistinli hayatını kaybetti, 165 bin 925 kişi de yaralandı.
İsrail’in ateşkesi bozduğu 18 Mart’tan itibaren Gazze’ye düzenlediği saldırılarında ise 12 bin 590 kişi yaşamını yitirdi, 53 bin 884 kişi yaralandı.
Gazze’de 27 Mayıs’tan bu yana İsrail-ABD güdümlü “Gazze İnsani Yardım Vakfı” tarafından insani yardım adı altında kurulan dağıtım bölgelerinde Filistinlilerin hedef alındığı sistematik saldırılar sonucu ölenlerin sayısı 2 bin 513’e çıktı, yaralıların sayısı da 18 bin 414 oldu.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde işgali genişletecek ve kalıcı hale getirecek saldırı planını uygulamaya başladı. Başbakan Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi’nin tamamını işgal edeceklerini duyurdu.
İsrail Güvenlik Kabinesi, 8 Ağustos’ta bölgenin kuzeyindeki Gazze kentinin işgal edilmesine yönelik plana onay vermişti.
İsrail Savunma Bakanı Katz, 15 Eylül’de yaptığı açıklamada, yeniden kara saldırılarına başladıkları Gazze kentini yok etme tehdidinde bulunmuştu.
İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzeyine yönelik yoğun bombardımanı ve zorunlu tahliye uyarıları nedeniyle yüzlerce Filistinli ailenin kuzeyden güneye doğru göçü devam ediyor.
Filistinliler, saatler süren zorlu yürüyüşte çocuklarını kucaklarında taşıyarak bombardıman ve insansız hava araçlarının tehdidi altında güneye doğru ilerliyor.
Güneye ulaşan Filistinliler ise gıda, temiz su ve ilaç sıkıntısının yaşandığı geçici barınma merkezlerinde zor şartlarla karşı karşıya kalıyor.
“Ölüm yolu” olarak nitelendirilen göç sırasında çok sayıda sivil hayatını kaybederken, hayatta kalanlar bugün güvenli bir barınaktan ve temel insani ihtiyaçlardan yoksun bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor. (AA)
Gazze’de son durum: İsrail kentin dört bir yanını kuşattı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Diyanet’te yeni dönem: Safi Arpaguş görevi Erbaş’tan devraldı
Diyanet İşleri Başkanlığına atanan Safi Arpaguş, görevi Ali Erbaş’tan devraldı. İşte yeni dönemde Diyanet’in yol haritası…
Diyanet İşleri Başkanlığının konferans salonunda gerçekleştirilen devir teslim töreni, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Arpaguş, törende yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Başkanlığı görevini bugüne kadar büyük bir fedakarlık, samimiyet ve gayretle yürüten Erbaş’a teşekkür etti.
Erbaş’ın kurum hafızasında kalıcı izler bıraktığını, ilmi, tecrübeyi ve gayreti birleştirerek örnek hizmet anlayışı ortaya koyduğunu belirten Arpaguş, bu hizmetlerin sürekliliği ve daha ileriye taşınmasının ancak kurum çalışanlarının güçlü desteğiyle mümkün olacağını söyledi.
Arpaguş, “Diyanet İşleri Başkanlığımızın üstlendiği vazife, yalnızca idari bir görev değil aynı zamanda ilim, irfan ve hikmetle yoğrulmuş bir sorumluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Kur’an’ın aydınlığı, sevgili Peygamber’imizin sünneti ve rehberliğinde milletimizin dini hayatına rehberlik eden bu kurum, tarih boyunca olduğu gibi bugün de toplumumuzun birlik, beraberlik ve kardeşliğini pekiştiren müstesna bir mihver olmuştur.” ifadelerini kullandı.
Bilgi ve teknoloji çağında yaşayan insanlığın, çoğu zaman bunu yeryüzünde iyiliğin hakim olması için kullanmadığını, istismar ettiğini ve bilgi ahlakından uzak adımlar attığını anlatan Arpaguş, şunları kaydetti:
“Bilgi, ahlaktan yoksunlaştıkça insanlık değer kaybetmektedir. Eğitimin ruhundan, ilmin mana ve gayesinden mahrum bırakılan nice genç, bağnazlık, şiddet ve teröre savrulabilmektedir. Bu hususta hepimize düşen sorumluluk, öncelikle doğru bilginin ve sağlam kaynağın peşine düşmek, ilmi ehil ellerden almak, sonradan öğrendiğimiz ile amel etmektir. Türkiye Yüzyılı ve Terörsüz Türkiye ideali, sloganı ‘yeryüzünde iyilik hakim oluncaya kadar’ olan bu kurum ve fedakar neferlerinin çaba ve gayretleri sayesinde vücut bulacaktır.”
Arpaguş, görevi kendisine tevdi eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarını sundu.
“TEŞKİLATIMIZI HER ALANDA DAHA İYİ BİR NOKTAYA TAŞIMANIN MÜCADELESİNİ VERDİK”
Görevini devreden Ali Erbaş da 19 yaşındayken imam olarak göreve başladığı Diyanet İşleri Başkanlığında 25 yılı aşkın süre çalışmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Görev süresi boyunca İslam’ın hayat veren ilke ve değerlerini insanlıkla buluşturmanın gayreti içinde olduğunu anlatan Erbaş, “İlk günden itibaren birlikte çalıştığımız çok kıymetli hocalarımızla çok güzel işler yaptığımızı düşünüyorum. Yurt içinde ve yurt dışında eğitimden yayıncılığa, aileden gençliğe, camilerin inşasından gönüllerin ihyasına kadar pek çok hizmetin içinde bulunduk. Teşkilatımızı her alanda daha iyi bir noktaya taşımanın mücadelesini verdik.” diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığı görevini iki dönem boyunca kendisine tevdi eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şükranlarını sunan Erbaş, bu ulvi emaneti Arpaguş’a devretmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Din hizmetinin herhangi bir mevki, makam ve statüye bağlı olmadığını belirten Erbaş, “Bilakis kulluğumuzun bir gereği ve bizim için bir hayat tarzıdır. Dolayısıyla bu alanda son nefesimize kadar çalışmayı ihmal edilemez bir vazife olarak telakki etmeliyiz. Başlangıçtan günümüze kadar Diyanet İşleri Başkanlığı gibi ülkemizin en önemli kurumlarından birisi olan bu kurumun başında reislik yapmış, ahirete irtihal etmiş olan bütün reislerimize Cenabıhak’tan rahmet diliyorum. Hayatta olan bütün diyanet işleri başkanlarımıza hayırlı, bereketli, uzun ömürler diliyorum.” ifadelerini kullandı.
Devir teslim törenine Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanları katıldı. (AA)
Diyanet’te yeni dönem: Safi Arpaguş görevi Erbaş’tan devraldı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
TEKNOFEST İstanbul’da üçüncü gün coşkusu
Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST İstanbul, üçüncü gününde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı, SOLOTÜRK gösterileri ve Kıraç konseriyle ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatıyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) öncülüğünde gerçekleştirilen, Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda ziyaretçilerini ağırlamayı sürdürüyor. Etkinliğin üçüncü gününde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TEKNOFEST’e katılarak ziyaretçilere hitap edecek.
1 MİLYON 100 BİN YARIŞMACI BAŞVURUDA BULUNDU
TEKNOFEST İstanbul, kritik alanlarda teknolojik gelişimi destekleyen yarışma kategorileriyle öne çıkarken, 58 ana, 137 alt kategoride yapılacak yarışmalarda ön eleme aşamasını geçen takımlar toplamda 85 milyon lirayı aşkın maddi destekten yararlanacak. Dereceye giren takımlara ise toplamda 65 milyon liranın üzerinde ödül verilecek.
TEKNOFEST İstanbul kapsamındaki teknoloji yarışmalarına, hayallerini gerçeğe dönüştürmek isteyen 565 binden fazla takım ve 1 milyon 100 bin yarışmacı başvuruda bulundu.
HAVA GÖSTERİLERİNDEN KONSERLERE KADAR BİRÇOK ETKİNLİK YAPILACAK
Bugüne kadar 11 milyona yakın ziyaretçiyi ağırlayan TEKNOFEST, çocuk, genç, yaşlı, her yaştan teknoloji tutkununa hitap eden aktivitelere ev sahipliği yapıyor.
Festivalde, hava gösterileri, konserler, sahne gösterileri, eğitici atölyeler, simülasyon deneyim alanları, planetaryum, bilim şovları, TEKNOFEST Zaman Tüneli, milli deniz, kara ve hava araçları sergisinin yanı sıra öğrencilere özel ilk uçuş deneyim fırsatı sunuluyor.
Ayrıca şarkıcı Kıraç da bugün saat 19.00’da festival sahnesinde vereceği konserle müzikseverlerle buluşacak.
SOLOTÜRK VE TÜRK YILDIZLARI GÖKLERDE OLACAK
TEKNOFEST İstanbul, havacılık ve savunma sanayisinin hava gösterilerine de sahne olacak. Etkinliğin üçüncü gününde SOLOTÜRK ve Türk Yıldızları’nın yanı sıra F-16 savaş uçakları uçuş gösterisi yapacak.
Festivalde, ATAK helikopterleri, Hürkuş, ANKA, Bayraktar TB2, Bayraktar TB3 ve Bayraktar AKINCI da yer alacak.
Katılımın ücretsiz olduğu TEKNOFEST İstanbul’a giriş için ziyaretçilerin çevrim içi kayıt yaptırması gerekiyor. Etkinlik alanına ziyaretçi giriş-çıkışları 09.00-19.00 saatlerinde olacak.
Ulaşımda toplu taşıma araçlarının kullanılması, ziyaretçilerin festival alanına hızlı ve kolay erişmesini sağlayacak. (AA)
TEKNOFEST İstanbul’da üçüncü gün coşkusu yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Efsane filmler yeniden beyazperdede! Altın Koza’da nostalji rüzgarı
22-28 Eylül tarihlerinde düzenlenecek 32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, yarışma dışı özel gösterimler ve belgesel seçkileriyle sinemaseverlere unutulmaz anlar yaşatacak.
Festival komitesinden yapılan açıklamaya göre, 22-28 Eylül’de düzenlenecek festival kapsamında yarışma dışı programda 15 özel gösterim ve belgesel seçkisi izleyiciyle buluşacak.
Festivalde bu yıl hayatını kaybeden yönetmen Ali Özgentürk anısına “At” ve “Bekçi” filmleri ile Sinematek-Sinemaevi işbirliğiyle 1936 yapımı “Aysel, Bataklı Damın Kızı” filmi restore edilmiş versiyonuyla gösterim programında yer alacak.
Geçen yıl festivalde ödül kazanan “Gecenin Kıyısı” ve “Hakkı” filmleri de bu yıl yeniden gösterime sunulacak.
Belgesel gösterimlerinde “Çocuk Yıldızlar”, “Ceyar’ı Kim Öldürdü?”, “Bir Orkestranın İzinde”, “Kavak Ağacının Gölgesinde”, “Bir Sözün İzinde” ve “Adana’da Bir Efsane Ercan Kont” adlı yapımlar izleyiciyle buluşacak.
“Dört Dörtlük Adanmışlık” başlıklı özel seçkide ise “Fısıldayan Duvarlar”, “Sisler Bulvarı’ndan Geçtim: Biket İlhan”, “Sıra Dışı Bir Cerrah” ve “Bölük Pörçük – Bir Tuncel Kurtiz Biyografisi” belgeselleri izlenebilecek. (AA)
Efsane filmler yeniden beyazperdede! Altın Koza’da nostalji rüzgarı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Cengiz Çandar's Blog
- Cengiz Çandar's profile
- 6 followers

