Cengiz Çandar's Blog, page 233

February 27, 2025

Postmodern darbenin üzerinden tam 28 yıl geçti!

Türkiye siyasi tarihine “postmodern darbe” olarak geçen 28 Şubat sürecinin üzerinden 28 yıl geçti. Refah Partisi (RP) ve Doğru Yol Partisi (DYP) koalisyonu, “rejimi tehdit ettiği” iddialarıyla sarsıldı. MGK’nin tarihi kararları ve RP’nin kapatılmasıyla sonuçlanan süreç, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal yapısını derinden etkiledi. Necmettin Erbakan’ın liderliğindeki RP, 1998’de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılarak siyasi sahneye veda etti.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Refah Partisi (RP) ve Doğru Yol Partisince (DYP) kurulan 54. Hükümet, 28 Haziran 1996’da ülke yönetimini devraldı.

Merhum Necmettin Erbakan’ın Başbakan, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in ise Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığı hükümet, “rejimi tehdit ettiği” iddiasıyla tartışmaların odağı oldu.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Erbakan’ın, 24 Ocak 1997’de Kayseri’ye yaptığı gezi sırasında, tek tip elbise giyip bere takan il örgütü görevlileriyle ilgili partiye uyarıda bulundu. Söz konusu durumun “Siyasi Partiler Yasası’na aykırı olduğunu” belirten başsavcılık, RP Kayseri İl Yönetim Kurulunun 30 gün içinde görevden el çektirilmesini istedi.

Başsavcılık, “fesih işleminin yapılmaması halinde, RP hakkında kapatma istemiyle dava açılacağını” da partiye bildirdi.

RP’li Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ın 31 Ocak 1997’de düzenlediği “Kudüs Gecesi”nde İran’ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Rıza Bagheri’nin de katılarak bir konuşma yapması ve sergilenen gösteriler, “rejim tartışmalarının” daha da alevlenmesine neden oldu.

Başbakan Erbakan, 1 Şubat 1997’de itirazlara ve DYP’li bazı bakanların “imza atmayız” tepkisine rağmen “üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan” kararnameyi, Bakanlar Kurulunda imzaya açtı.

“KUDÜS GECESİ”NE SORUŞTURMA

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı, tepkilere yol açan “Kudüs Gecesi”ni düzenleyen RP’li Belediye Başkanı Yıldız hakkında 2 Şubat 1997’de ayrı ayrı soruşturma başlattı.

Bu gecede konuşan İran’ın Ankara Büyükelçisi Bagheri, 3 Şubat 1997’de Dışişleri Bakanlığına çağrılarak protesto edildi.

Bu arada, 28 Şubat sürecinde hafızalara kazanan “Sincan’dan tankların geçmesi” olayı yaşandı. Sincan’da 4 Şubat 1997’de 15 tank ve 20 kariyer, ilçeden geçerek Yenikent’teki tatbikat alanına gitti.

“Askerin uyarısı” olarak değerlendirilen bu gelişme, Sincanlılar tarafından “darbe oluyor” şeklinde algılanarak, şaşkınlığa yol açtı.

“KOALİSYON ORTAKLARI ARASINDA SORUN”

Yaşanan gelişmeler üzerine harekete geçen dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, Sincan’dan tankların geçtiği gün Belediye Başkanı Yıldız’ı görevden uzaklaştırdı.

Ankara DGM’deki sorgusunun ardından Terörle Mücadele Şubesince gözaltına alınan Yıldız, beraberindeki 9 kişiyle “yasa dışı silahlı çeteye yardım, halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla tutuklandı.

Yaşananlar, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de dahil olduğu ciddi siyasi tartışmalara neden oldu.

Dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller’in yaşanan süreçten duyduğu rahatsızlığı Başbakan Erbakan’a iletmesi ve sonrasındaki gelişmeler, koalisyon ortakları arasında sorunlara yol açtı.

“DEMOKRASİYE BALANS AYARI…”

Siyasiler arasında yaşanan gerginlik, kamuoyuna da yansıdı. Bu kapsamda, sivil toplum örgütlerinin kadın temsilcileri tarafından Ankara’da geniş katılımlı bir miting düzenlendi.

İran Büyükelçisi Bagheri ise Kudüs Gecesi’ndeki konuşmalarının ardından artan tepkiler üzerine ülkesine gitmek zorunda kaldı.

Kudüs Gecesi’nden 4 gün sonra İçişleri Bakanlığına bir yazı gönderen dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, “belediyelerdeki kökten dinci kadrolaşmanın derhal incelenmesini” istedi. Bunun üzerine İçişleri Bakanı Meral Akşener, valiliklere gönderdiği yazıda “Cumhurbaşkanı’na bilgi verilmek üzere” konunun araştırılması talimatını verdi.

Başbakan Erbakan, 21 Şubat 1997’de, Cumhurbaşkanı Demirel ile yaptığı görüşme sonrasında “Türkiye’nin rejim meselesi yok.” açıklaması yaptı.

Aynı gün, Washington’da Türk-ABD Konseyi kapanış balosunda konuşan dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, yıllarca zihinlerden silinmeyecek “Sincan’da demokrasiye balans ayarı yaptık.” ifadesini kullandı.

“MGK TOPLANTISI 8 SAAT 45 DAKİKA SÜRDÜ”

Tartışmaların en yoğun döneminde, Cumhurbaşkanı Demirel’in, 26 Şubat’ta Başbakan Erbakan’a “rejim konusunda endişelerini dile getiren bir mektup gönderdiği” ortaya çıktı.

Yaşanan tüm bu gelişmelerin ışığında, 28 Şubat 1997’de MGK, Cumhurbaşkanı Demirel’in başkanlığında toplandı.

MGK tarihinin en uzun toplantılarından biri olan, Türkiye’ye siyasal ve sosyal anlamda yeni bir istikamet çizen bu toplantı, 8 saat 45 dakika sürdü. Çankaya Köşkü’nde saat 15.10’da başlayan toplantı, saat 23.55’te sona erdi.

MGK toplantısına Başbakan Necmettin Erbakan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan, İçişleri Bakanı Meral Akşener, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hikmet Köksal, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ahmet Çörekçi, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman Koman ve MGK Genel Sekreteri Orgeneral İlhan Kılıç da katıldı.

Toplantıda, MİT Müsteşarı Sönmez Köksal, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Onur Öymen, Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel, Olağanüstü Hal Bölge Valisi Necati Bilican ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz, Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral Çetin Taner ile MGK Genel Sekreter Başyardımcısı Korgeneral Necdet Timur da hazır bulundu.

BİLDİRİDE “TAVİZ VERİLEMEZ” VURGUSU

Toplantı sonrasında yayımlanan 4 maddelik MGK bildirisinde özetle “Cumhuriyet ve rejim aleyhtarı yıkıcı ve bölücü grupların, laik ve anti-laik ayrımı ile demokratik ve sosyal hukuk devletini güçsüzleştirmeye yeltendiklerinin müşahede edildiği” belirtilerek, “Anayasa ve Cumhuriyet yasalarının uygulanmasından asla taviz verilmeyeceği” vurgulandı.

Bildirinin en dikkati çeken ifadeleri ise şunlar oldu:

“Toplantıda bilhassa Anayasa ile Atatürk milliyetçiliğine bağlı demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olarak belirlenen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı çağ dışı bir kisve altında zemin oluşturmaya yönelik rejim aleyhtarı faaliyetler de gözden geçirilmiş; Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş medeniyet yolunda, demokratik sistem içerisinde ilerlemesini teminat altına alan Anayasa ve Cumhuriyet yasalarının uygulanmasından asla taviz verilmemesi gerektiği; Anayasa’nın tanımladığı Cumhuriyet’in demokratik, laik ve sosyal hukuk devlet ilkelerinin sağlıklı bir şekilde düzenlenmesine imkan sağlayacak güvenlik, huzur ve toplumsal barışın önem ve öncelik taşıdığı; Cumhuriyet ve rejim aleyhtarı yıkıcı ve bölücü grupların laik ve anti-laik ayrımı ile demokratik ve sosyal hukuk devletini güçsüzleştirmeye yeltendikleri; Türkiye’de laikliğin sadece rejimin değil, aynı zamanda demokrasinin ve toplumun huzurunun da teminatı ve bir yaşam tarzı olduğu; devletin yapısal özünü oluşturan sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleri anlayışından vazgeçilemeyeceği, yasalarla belirlenmiş kuralların göz ardı edilerek yapılan çağ dışı uygulamaların da hukukun üstünlüğü ilkesiyle bağdaşmayacağı; Türkiye’nin 1997 yılı içinde AB’ye tam üye olacak ülkeler listesine girmeyi öncelikli bir hedef alarak sürdürdüğü, böyle bir dönemde resmi ve sivil kurum ve kuruluşların bu sürece katkıda bulunmasının gerekli olduğu, bu sebeple, demokrasimiz hakkında kuşkulara yol açacak, Türkiye’nin yurt dışındaki imajını ve itibarını zedeleyecek her türlü spekülasyona son vermek gerektiği, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik insan haklarına saygılı, sosyal bir hukuk devleti olduğu yolundaki temel ilkelerinin Anayasamızın ve devletimizin teminatı altında olduğu; rejimin, kendisine ve geleceğine yönelik tartışmaların, içinde bulunduğumuz ortamda Türkiye’ye yarardan çok zarar verdiği; açıklanan bu esaslar aksine davranışların, toplumumuzda huzur ve güveni bozarak yeni gerginliklere ve yaptırımlara neden olacağı değerlendirilmiş, bu konularda alınacak ve alınması gereken tedbirlerin Bakanlar Kuruluna bildirilmesine karar verilmiştir.”

“ÇİLLER, ERBAKAN’I İKNAYA ÇALIŞTI”

MGK bildirisinin yayımlanmasının ardından, 1 Mart 1997’de askerlerin MGK toplantısına getirerek, hükümetten yapılmasını istediği 20 madde ortaya çıktı. Bu taleplerin arasında, “Temel eğitimin 8 yıla çıkması, imam hatip okullarının meslek okullarına dönüştürülmesi, irticai faaliyetlere karıştıkları için TSK’daki görevlerine son verilen askerlerin belediyelerde istihdam edilmesinin önüne geçilmesi” de vardı.

Erbakan, bu 20 maddedeki bazı ifadeleri kabul etmeyerek, kararları imzalamadı. 3 Mart’ta DYP’nin bazı önde gelen isimleri, hükümetten çekilme çağrısında bulundu.

Çiller, Başbakanlık’ta bir araya geldiği Erbakan’ı “MGK kararlarını imzalaması” konusunda iknaya çalıştı.

Bu süreçte bir basın toplantısı düzenleyen Erbakan, yeni hükümet arayışlarına tepki göstererek, “Hükümet TBMM’de kurulur, MGK’da kurulmaz.” dedi.

Bazı sivil toplum kuruluşları da açıklamalar yaparak, MGK kararlarına tam destek verdiklerini ifade etti.

“TARTIŞMALAR YOL AYRIMINI HIZLANDIRDI”

Çiller, Erbakan’dan Temmuz 1997’de Başbakanlık görevini kendisine devretmesini istedi. Bu isteği reddeden Erbakan, 5 Mart 1997’de MGK kararlarını imzaladı. Çiller, Başkanlık Divanı toplantısında MGK kararları ve uygulanması konusunda TBMM’de genel görüşme açılması için Erbakan ile anlaştıklarını, genel görüşme önergesini hafta başında Meclis’e sunacaklarını açıkladı. Ancak diğer partilerin sert tepki göstermesi üzerine, bu plan uygulanamadı.

Cumhurbaşkanı Demirel, MGK’nin anayasal ve kendine özgü bir kuruluş olduğunu vurgulayarak, “MGK kararlarının uygulanmaması halinde devletin yürümeyeceğini, uygulamayanların sorumlu olacağını” kaydetti.

Bunun üzerine Erbakan, MGK kararları için RP’li bakanlar Fehim Adak ve Şevket Kazan ile DYP’li Nevzat Ercan’dan oluşan bir “uygulama komitesi” kurdu.

Bundan sonraki süreçte, başta 8 yıllık kesintisiz eğitim olmak üzere MGK kararlarının uygulanmasında ortaya çıkan tartışmalar, DYP ve RP arasındaki yol ayrımını hızlandırdı.

RP’YE KAPATMA İSTEMİYLE DAVA

Başbakan Yardımcısı Çiller, DYP Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, MGK kararlarına direnilmemesini istedi. Bundan sonra DYP’de “hükümetten çekilelim” sesleri yükselmeye başladı.

Anayasa Mahkemesinin kuruluş yıl dönümünde konuşan Cumhurbaşkanı Demirel, “Kimse laik Cumhuriyet’e alternatif aramaya kalkışmasın” sözlerini sarf etti. Demirel, 22 Nisan’daki bir başka konuşmasında ise Türkiye’nin içinde bulunduğu krizden çıkış yolunu “seçim” olarak gösterdi.

MGK, 26 Nisan’da toplandı ve 28 Şubat’ta alınan kararların ne kadar uygulandığını belirleyebilmek için “İzleme Komitesi” kurulmasını kararlaştırdı. Bu komite, her ay MGK’ye bir de rapor sunacaktı.

Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, 21 Mayıs 1997’de, “Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırı eylemlerin odağı haline geldiği açıklıkla anlaşıldığı” gerekçesiyle, RP’nin sürekli kapatılması istemiyle dava açtı.

DEMİREL, HÜKÜMETİ KURMA GÖREVİNİ MESUT YILMAZ’A VERDİ

Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde 11 Haziran’da irticaya karşı “Batı Çalışma Grubu” oluşturuldu.

Haziranın 18’inde Başbakan Necmettin Erbakan ile yardımcısı Tansu Çiller, “giderek artan toplumsal gerginlik nedeniyle hükümetin nasıl devam edeceği” konusundaki görüşmelerinde uzlaştılar. Başbakanlığı Çiller devralacak, BBP hükümete girecek ve erken seçim yapılacaktı. Bu anlaşmadan sonra Erbakan aynı gün hükümetin istifasını Cumhurbaşkanı Demirel’e sundu.

Erbakan, Demirel ile görüşmesinde RP, DYP ve BBP’nin anlaştığını, Bakanlar Kurulu ve hükümet programının hazır olduğunu bildirdi ve hükümeti kurma görevinin Çiller’e verilmesini istedi.

Cumhurbaşkanı Demirel ertesi gün muhalefet lideri Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Deniz Baykal ve Hüsamettin Cindoruk ile görüştü, ardından da hükümeti kurma görevini ANAP Genel Başkanı Yılmaz’a verdi. Yılmaz’ın görevlendirilmesine RP, DYP ve BBP liderleri tepki göstererek, Demirel’i eleştirdi.

“RP’NİN 14 YIL SÜREN SİYASİ YAŞAMI SONA ERDİ”

Demirel başkanlığında 25 Haziran’da gerçekleşen MGK toplantısı, Erbakan’ın katıldığı son MGK toplantısı oldu. 30 Haziran’da 55. Cumhuriyet Hükümeti, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın başbakanlığında kuruldu.

ANAP-DSP ve DTP ortaklığıyla kurulan hükümette DSP lideri Bülent Ecevit Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı.

MGK kararlarından en çok tartışılan 8 yıllık kesintisiz eğitim ile ilgili yasa tasarısı, 16 Ağustos 1997’de, TBMM’de 242’ye karşı 277 oyla kabul edildi. 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulaması, 1997-1998 eğitim-öğretim yılının açıldığı 15 Eylül’den itibaren uygulanmaya başlandı.

Bu arada, Anayasa Mahkemesi, RP’yi, 16 Ocak 1998’de “demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı davranarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ve millet egemenliği ilkelerini çiğnediği ve irticai faaliyetlerin odağı olduğu” gerekçesiyle kapattı. Genel Başkan Necmettin Erbakan ile Şevket Kazan, Ahmet Tekdal, Şevki Yılmaz, Hasan Hüseyin Ceylan, İbrahim Halil Çelik’in milletvekillikleri düşürüldü ve 5 yıl siyaset yasağı konuldu.

Kararın, 22 Şubat 1998’de, Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla RP’nin 14 yıl süren siyasi yaşamı sona erdi. (AA)

Postmodern darbenin üzerinden tam 28 yıl geçti! yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 27, 2025 01:14

Ramazan Coşkusu AKM’de

Ramazan ayının manevi atmosferi, AKM’de unutulmaz konserlere ev sahipliği yapıyor. AKM’den yapılan açıklamaya göre, İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu, 5 Mart’ta AKM Tiyatro Salonu’nda “Ramazanağme” başlıklı konser verecek.

Solist sanatçı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Sanat Yönetmeni Ufuk Yürüç de konserde topluluğa eşlik edecek.

Lübnan doğumlu İsveçli müzisyen Maher Zain, ramazan ayının ruhunu taşıyan ilahileriyle 17 Mart’ta AKM’de sevenleriyle bir araya gelecek.

Tarihte dost, sevgi, birlik ve kahramanlık ocağı olarak kabul edilen mehterin, aynı zamanda ramazan ayında iftar ve sahur zamanında da gösteriler yaptığı biliniyor. Esnaf mehteri olarak kurulan İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu mehter bölümü, ramazan ayına özel hazırlanan repertuvarda, sevilen ilahilerle AKM’de mehter müziğinden örnekler verecek.

Sanat yönetmenliğini M. İhsan Özer’in üstlendiği konserin mehterbaşı ise Şükrü Alkan olacak. Konser 25 Mart’ta gerçekleştirilecek.

Detaylı bilgiye “www.akmistanbul.gov.tr” adresinden ulaşılabilecek. (AA)

Ramazan Coşkusu AKM’de yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 27, 2025 00:47

Trump bakır ithalatını hedef aldı! ABD’de yeni tarife fırtınası kapıda

ABD Başkanı Donald Trump, çelik ve alüminyumun ardından bakır ithalatını da mercek altına aldı. Ulusal güvenlik ve yerli sanayiyi koruma gerekçesiyle başlatılan soruşturma, bakıra yönelik yeni tarifelerin yolunu açabilir. ABD’nin bakır ithalatı geçen yıl 9,6 milyar dolara ulaşırken, Trump, “Bakırın eve dönme zamanı geldi” diyerek yerli üretimi destekleme kararlılığını vurguladı.

Ulusal çıkarlar ile yerli sanayiyi korumada tarifeleri bir araç olarak gören Trump, son olarak bakır ithalatını mercek altına aldı.

ABD Başkanı Trump, salı günü imzaladığı kararnameyle bakır ithalatına yönelik soruşturma başlatma talimatı verdi.

Söz konusu kararnameye ilişkin Truth Social hesabından değerlendirmelerde bulunan Trump, ABD’nin bakır endüstrisini yeniden inşa etmek için ABD Ticaret Bakanlığı ve ABD Ticaret Temsilciliğinden bakır ithalatını incelemelerini ve “Amerikalıları işsiz bırakan haksız ticareti sona erdirmelerini” talep ettiğini belirtti.

Bakırın “eve dönme zamanın geldiğini” savunan Trump, “Amerikan endüstrileri bakıra bağımlı ve bakır Amerika’da üretilmeli. Muafiyet yok, istisna yok.” ifadelerini kullandı.

Trump’ın son hamlesi, ABD’nin tarife uygulanacak ürünler listesine çelik, alüminyum, otomobil, ilaç, yarı iletken, kereste ve orman ürünlerinin ardından bakırın da eklenebileceğine dair endişeleri artırdı.

SORUŞTURMAYLA BAKIR İTHALATINA YÖNELİK TARİFELERE İHTİYAÇ OLUP OLMADIĞINA KARAR VERİLECEK

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, başlatılacak soruşturmayla ABD’nin her türlü ithal bakıra artan bağımlılığından kaynaklanan ulusal güvenlik riskleri ve yerli sanayiyi korumak için ticari çözümlere duyulan potansiyel ihtiyacın değerlendirileceği bildirildi.

Soruşturma sonucunda, bakırın tedarik zincirindeki kırılganlıkların tespit edildiği ve Amerika’nın yerli bakır endüstrisinin dayanıklılığını artırmaya yönelik tavsiyelerin sunulduğu bir rapor hazırlanacağı kaydedildi.

Bakırın, Trump’ın tarife radarına girmesi, küresel ve ABD’deki bakır rezervleri, üretimi ve ticaretini de gündeme getirdi.

DÜNYANIN EN BÜYÜK BAKIR ÜRETİCİSİ ŞİLİ

Şimdiye kadar kullanılan en eski metallerden ve medeniyetin gelişiminde önemli malzemelerden biri olan bakır, bina yapımında, enerji üretimi ve iletiminde, elektronik ürün imalatında ve endüstriyel makine ve ulaşım araçlarının üretiminde kullanılıyor.

Enerji iletimi ve üretimi, bina kabloları, telekomünikasyon, elektrikli ve elektronik ürünler dahil olmak üzere bakırın elektrikle ilgili kullanımları, toplam bakır kullanımının yaklaşık 4’te 3’ünü oluşturuyor. Bina inşaatı en büyük pazar olurken, bunu elektronik ürünler, ulaşım, endüstriyel makineler, tüketici ve genel ürünler takip ediyor.

İnşaat ve enerji iletimindeki önemi nedeniyle, bakır arzında yaşanacak herhangi bir aksamının etkisinin yüksek olabileceği belirtiliyor.

ABD Jeolojik Araştırma Kurumu (USGS) verilerine göre, 2024 yılı itibarıyla küresel ölçekte toplam bakır rezervinin yaklaşık 980 milyon ton olduğu öngörülüyor.

Bakır rezervleri dağılımında Şili, yüzde 19 ile en büyük orana sahip ülke konumunda bulunuyor. Şili’yi yüzde 10 ile Peru ve Avustralya takip ediyor.

Kongo, Rusya, Meksika, ABD ve Çin de bakır rezervleri açısından zengin diğer ülkeler arasında yer alıyor.

Aynı zamanda Şili madencilik yoluyla bakır üretiminde de 5,3 milyon ton ile dünyada ilk sırada bulunuyor. Bakır üretiminde Kongo 3,3 ton ile ikinci sırada, Peru ise 2,6 ton ile üçüncü sırada geliyor.

Bakırın rafineri üretiminde ise 12 milyon ton ile Çin ilk sırada yer alıyor. Çin’i 2,5 milyon ton ile Kongo ve 1,9 milyon ton ile Şili izliyor.

ABD’NİN KÜRESEL BAKIR REZERVLERİNDEKİ PAYI YÜZDE 5

ABD, 47 milyon tonluk rezerviyle küresel bakır rezervlerinin yaklaşık yüzde 5’ini oluşturuyor.

Geçen yıl ABD’de madencilik yoluyla üretilen bakır miktarının 1,1 milyon ton olduğu öngörülüyor. Bu miktarın 2023’e kıyasla yaklaşık yüzde 3 azaldığı dikkati çekiyor.

Üretilen bakırın toplam değerinin ise geçen yıl 10 milyar dolara ulaşarak, 2023’te kaydedilen 9,83 milyar dolar değerinin üzerinde olduğu hesaplanıyor.

ABD’deki bakır üretiminin yaklaşık yüzde 70’i Arizona’da gerçekleştiriliyor. Michigan, Missouri, Montana, Nevada, New Mexico ve Utah, bakır üretiminin yapıldığı diğer eyaletler arasında yer alıyor.

ABD’NİN BAKIR İTHALATININ FATURASI GEÇEN YIL 9,6 MİLYAR DOLARI BULDU

ABD’nin rafine bakır tüketimi geçen yıl 1,6 milyon ton olarak hesaplandı.

Ülkenin rafine bakır ithalatı ise aynı dönemde 810 bin tona ulaştı. Bu rakam, 2023’te 771 bin ton olarak kaydedilmişti.

Ülkenin 2023’te 33 bin ton olan rafine bakır ihracatı da geçen yıl 60 bin tona çıktı.

ABD’nin 2022 ve 2023’te yüzde 41 olan bakır ithalatına olan bağımlılığı 2024’te tüketimin yüzde 45’ine yükseldi. Beyaz Saray’ın paylaştığı bilgilerde bu oranın 1991’de neredeyse yüzde 0 olduğu kaydedildi.

ABD Ticaret Bakanlığının verilerine göre ise ABD geçen yıl 9,6 milyar dolarlık bakır ithal etti.

Ülkenin bakır ithalatının tutarı geçen yıl önceki yıla kıyasla yüzde 26,6 artarken, 2023’te 7,6 milyar dolarlık bakır ithal edilmişti.

Aynı dönemde ABD’nin bakır ihracatı ise 11,3 milyar dolar oldu. ABD, 2023’te 10 milyar dolarlık bakır ihraç etmişti.

EN ÇOK ŞİLİ’DEN BAKIR ALDI

ABD’nin bakır ithalatında Şili, Kanada ve Peru öne çıkarken, ülkenin ithal ettiği rafine bakırın yüzde 90’dan fazla bu ülkelerden geliyor.

ABD’nin 2020-2023 yıllarında en büyük rafine bakır tedarikçisi Şili olurken, bu ülkeyi Kanada, Meksika, Peru ve diğer ülkeler takip etti.

Geçen yıl ocak-ekim döneminde de ABD’nin en çok rafine bakır ithal ettiği ülke 542 bin ton ile Şili oldu.

Aynı dönemde Kanada’dan 112 bin ton, Peru’dan 55 bin 100 ton, Kongo’dan 22 bin 700 ton ve Meksika’dan 10 bin 700 ton rafine bakır ithal edildi.

ABD SAVUNMA BAKANLIĞININ TEDARİKİNDE EN ÇOK KULLANILAN İKİNCİ MALZEME

Beyaz Saray tarafından paylaşılan bilgilere göre, savunma uygulamalarında, altyapıda ve temiz enerji, elektrikli araçlar ve gelişmiş elektronik gibi gelişmekte olan teknolojilerde önemli bir rol oynayan bakır, ABD Savunma Bakanlığının tedarikinde en çok kullanılan ikinci malzeme olarak dikkati çekiyor.

Geniş bakır rezervlerine sahip olmasına rağmen Amerika’nın eritme ve rafine etme kapasitesinin küresel eritme işleminin yüzde 50’sinden fazlasını kontrol eden Çin gibi rakiplerinin gerisinde kaldığı belirtiliyor. (AA)

Trump bakır ithalatını hedef aldı! ABD’de yeni tarife fırtınası kapıda yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 27, 2025 00:36

February 26, 2025

İstanbul’da tarihi zirve! ABD-Rusya heyetleri bir araya geldi

Rus heyeti, ABD ile büyükelçiliklerin faaliyetlerini etkileyen sorunları görüşmek üzere İstanbul’daki ABD Başkonsolosluğu rezidansına ulaştı. İki ülke, Ukrayna savaşının sona erdirilmesi ve diplomatik ilişkilerin normalleşmesi için ikinci kez bir araya geldi. Türkiye, barış sürecine ev sahipliği yaparak desteğini sürdürüyor.

ABD ve Rusya arasında büyükelçiliklerin faaliyetlerini etkileyen hususların ele alınması üzerine yürütülen görüşme için Rus heyeti saat 09.50’de ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu rezidansına ulaştı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, dün yaptığı açıklamada, “Diplomatlarımız, eski yönetim döneminde biriken sistematik sorunları ele alacak. Bu sorunlar, büyükelçiliklerin çalışmasını engelleyen hususlarla ilgili. Böyle bir görüşme yarın İstanbul’da yapılacak.” ifadesini kullanmıştı.

İki ülke heyetleri arasındaki ilk görüşme, ikili ilişkiler ve Ukrayna’daki savaşı sonlandırma amacıyla 18 Şubat’ta Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yapılmıştı.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesine yönelik Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakın zamanda “muhtemelen” Suudi Arabistan’da görüşeceğini açıklamıştı.

Öte yandan Türkiye, görüşmelere ev sahipliği yapmak da dahil, barış çabalarına her türlü desteği vermeye hazır olduğunu her fırsatta yineliyor. (AA)

İstanbul’da tarihi zirve! ABD-Rusya heyetleri bir araya geldi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 26, 2025 23:34

Sahte içki faciası! Son 2 ayda acı bilanço

2025’te sahte içki yüzünden 152 kişi hayatını kaybetti. İçişleri Bakanlığı 780 operasyon yaptı, 445 bin litre sahte içki yakaladı. 983 kişi gözaltına alındı.

AA muhabirinin İçişleri Bakanlığı kaynaklarından edindiği bilgiye göre, 2025 yılında yurt genelinde 152 kişi sahte içki tüketimi nedeniyle yaşamını yitirdi.

Bakanlık sahte içki üretimi ve ticaretine karşı etkin mücadele yürüttü, bu kapsamda yurtta 780 operasyon düzenledi. Aramalarda 445 bin 16 litre sahte içki ele geçirildi.

Operasyonlarda 983 kişi gözaltına alındı, şüphelilerden 50’si tutuklandı, 75’i hakkında adli kontrol kararı verildi.

Diğer şüphelilerin işlemleri ise devam ediyor. (AA)

Sahte içki faciası! Son 2 ayda acı bilanço yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 26, 2025 23:10

Tayvan-Çin arasında gerilim tırmanıyor

Tayvan Adası’nın çevresinde Çin’e ait 45 askeri hava aracı ve 15 geminin tespit edildiği bildirildi.

Tayvan Savunma Bakanlığı, X hesabından yaptığı açıklamada, dün akşamdan bu sabah saatlerine kadar Tayvan Adası’nın çevresinde 45 askeri hava aracının görüldüğünü duyurdu.

Açıklamada, bu araçlardan 34’ünün, Tayvan Boğazı’nda tarafların etki alanlarını ayırdığı kabul edilen orta çizgiyi geçtiği ve Tayvan’ın “Hava Savunma Tanımlama Bölgesi (ADIZ)” ilan ettiği alanın orta ve güneybatı bölümlerinde uçtuğu belirtildi.

Ada çevresinde Çin donanmasına ait 14 savaş gemisi ile 1 “resmi geminin” tespit edildiği aktarılan açıklamada, Tayvan ordusunun durumu izlediği ve yanıt verdiği kaydedildi.

Uçuşlar ve gemi devriyelerinin, Çin’in Tayvan’ın güneyinde yürüttüğü muharebe hazırlık devriyesi kapsamında yapıldığı tahmin ediliyor.

Bakanlık, dün de 32 hava aracının uçuşunun tespit edildiğini, bunlardan 22’sinin orta çizginin ötesine geçtiğini ve ADIZ’da uçtuğunu bildirmişti.

– Tayvan, ön uyarı olmadan tatbikat yapılmasına tepki göstermişti

Tayvan otoriteleri, Çin ordusunun herhangi bir ön uyarı olmadan Ada’nın açığında gerçek cephane kullanılan askeri tatbikata başladığını belirterek buna tepki göstermişti.

Bakanlığın X hesabından yapılan açıklamada, söz konusu eylemin “provokasyon” olduğu, uluslararası gemi seferlerini ve uçuşları riske ettiği belirtilmişti.

Çin ordusu, Ada’nın güneyindeki Kaohsiung ve Pingtung şehirlerinin 40 deniz mili (yaklaşık 74 kilometre) açığında bir alanı, gerçek cephane ile atış yapılacak “tatbikat bölgesi” ilan etmişti.

– Çin-Tayvan anlaşmazlığı

Çin’in, topraklarının parçası olduğunu savunduğu Tayvan, 1949’dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Çin ana karası ile Tayvan arasında iç savaşın ardından ortaya çıkan ayrılık ve egemenlik ihtilafı sürüyor.

Son yıllarda Tayvan üzerindeki askeri baskıyı artıran Pekin yönetimi, Ada’nın ana kara ile yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Tayvan Boğazı’nı da kara suları olarak gören Çin, başka ülkelerin bölgedeki askeri varlığına karşı çıkıyor. Yabancı donanmaların bölgedeki seyir ve keşif faaliyetleri, ülkeler arasında gerginliğe sebep oluyor. (AA)

Tayvan-Çin arasında gerilim tırmanıyor yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 26, 2025 22:46

Şanlıurfa’da silahlı kavgada 2 kişi öldü, 2 kişi yaralandı

Şanlıurfa’da, komşular arasında arazi anlaşmazlığı nedeniyle çıkan silahlı kavgada bir kadın ve kocası hayatını kaybetti, 2 kişi de yaralandı.

Merkez Haliliye ilçesine bağlı Kısas Mahallesi’nde, iki komşu arasında arazi anlaşmazlığı nedeniyle tartışma çıktı.

Tartışmanın diğer aile fertlerinin katılmasıyla silahlı kavgaya dönüştüğü olayda, taraflar birbirlerine silahla ateş etti. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve jandarma ekibi sevk edildi

Olay yerine ulaşan ekipler, silahla vurulan Hüseyin Ö. ve eşi Dursun Ö’nün hayatını kaybettiğini tespit etti.

Yaralanan 2 kişi ise 112 Acil Sağlık ekiplerince Şanlıurfa’daki hastanelere kaldırıldı.

Jandarma ekipleri, mahallede geniş güvenlik önlemi alarak kavgaya karışanları yakalamak için çalışma başlattı. (AA)

Şanlıurfa’da silahlı kavgada 2 kişi öldü, 2 kişi yaralandı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 26, 2025 03:31

Sudan’da askeri uçak düştü! 46 kişi hayatını kaybetti

Sudan’ın başkenti Hartum’un batısındaki Umdurman bölgesinde dün askeri uçağın bir eve düşmesi sonucu 46 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Sudan resmi haber ajansının (SUNA) haberine göre, Hartum eyaleti hükümeti, dün Umdurman’da bir eve Antonov tipi askeri uçağın düşmesiyle ilgili açıklama yaptı.

Açıklamada, kazada asker ve sivillerden 46 kişinin öldüğü belirtildi.

Aralarında çocukların da bulunduğu 10 kişinin yaralandığı bilgisi paylaşılan açıklamada, yaralıların en-Nev Hastanesine kaldırıldığı ifade edildi.

Açıklamada, uçak kazasından etkilenen evlerin enkaz kaldırma işlemlerinin tamamlandığı aktarıldı.

Sudan ordusu, dün, Umdurman bölgesindeki Vadi Seyyidna askeri üssünden kalkan askeri uçağın düşmesi sonucu sivil ve askerlerden hayatını kaybedenlerin olduğunu bildirmişti. (AA)

Sudan’da askeri uçak düştü! 46 kişi hayatını kaybetti yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 26, 2025 02:35

İran duyurdu! 3 ülke ile nükleer müzakereler devam ediyor

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Almanya, İngiltere ve Fransa’yla nükleer müzakerelerinin devam ettiğini duyurdu.

İranlı Öğrenciler Haber Ajansına (ISNA) göre Erakçi, kabine toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Erakçi, “İki gün önce Cenevre’de 3 Avrupa ülkesiyle (Almanya, İngiltere, Fransa) yeni bir müzakere turu gerçekleştirdik. Bu müzakereler nükleer konular ve bazı diğer meseleler hakkında oldu. Bu görüşmeler devam edecek.” dedi.

ABD ile müzakerelere ilişkin ise Erakçi, Washington yönetiminin “maksimum baskı” politikasını sürdürdüğü müddetçe bu ülkeyle müzakerelerin gerçekleşmeyeceğini kaydetti.

İRAN İLE NÜKLEER ANLAŞMA VE MÜZAKERE SÜRECİ

İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015’te yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran’ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalanmıştı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk döneminde Washington, 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran’a yeniden yaptırım uygulamaya başlayınca Tahran da anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmuş ve yeniden yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme dahil bir dizi adım atmıştı. (AA)

İran duyurdu! 3 ülke ile nükleer müzakereler devam ediyor yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 26, 2025 01:41

Öğretmeni keşfetti! 7 ülkede sergi açtı

Kırklareli’nde yaşayan 53 yaşındaki Füsun Sünnetçioğlu, öğretmeninin yönlendirmesiyle tanıştığı resim sanatında Kazakistan, Japonya, ABD’nin de yer aldığı 7 ülkede sergi açtı.

Sünnetçioğlu, ilkokulda resme olan ilgisini fark eden öğretmeninin yönlendirmesiyle 9 yaşında resim sanatıyla tanıştı.

İlk çalışmasının beğenilmesiyle resme ilgisi artan Sünnetçioğlu, üniversite eğitimini de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde tamamladı.

Yaşamının büyük bölümünü İstanbul’da ressamlık yaparak geçiren Sünnetçioğlu, daha sakin bir yaşam sürebilmek için 2004 yılında memleketi Babaeski’ye dönerek evini atölyeye dönüştürdü.

Bugüne kadar birçok sosyal sorumluluk projesinde yer alan Sünnetçioğlu, yurt içi ve dışında 300’e yakın karma sergi açtı.

Sünnetçioğlu, Dünya Ressamlar Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayatını sanata adadığını söyledi.

İlkokulda resim yapmaya başladığını belirten Sünnetçioğlu, resim yaparken sürekli çocukluğunun aklına geldiğini anlattı.

Küçük hikayelerle bugünlere geldiğini dile getiren Sünnetçioğlu, resim yapmaya çok küçük yaşta başladığını kaydetti.

Öğretmeninin desteği ile ressamlığa yöneldiğini dile getiren Sünnetçioğlu, yaptığı eserleri yaşam haritası olarak değerlendirdiğini ifade etti.

Birçok hastane ve okul binasının duvarlarına dekorlar yaptığını belirten Sünnetçioğlu, engelli ve çocuklara yönelik birçok sosyal sorumluluk projesinde de gönüllü olarak yer aldığını aktardı.

“KİŞİSEL SERGİ PROJELERİM VAR”

Kazakistan, Japonya, ABD’nin de aralarında yer aldığı 7 ülkede karma sergilerde yer aldığını belirten Sünnetçioğlu, sanatseverlerden çok güzel tepkiler aldığını dile getirdi.

Bu yıl Fransa, Güney Kore ve Bulgaristan’da açılacak karma sergilerde yer alacağını aktaran Sünnetçioğlu, “Kişisel sergi projelerim var. 7 kişisel sergi açtım. Dünyadan pek çok sanatçı ile birlikte ortak bir sergi alanında bulunmak çok keyifliydi. Farklı diller, farklı düşünceler. ” dedi.

Bugüne kadar bine yakın eser ürettiğini aktaran Sünnetçioğlu, eserlerinin güzel tepkiler aldığını ifade etti.

Resim yapmayı çok sevdiğini belirten Sünnetçioğlu, şunları kaydetti:

“Yaşadığım alanda bana üretmek anlamlı geldi. O yüzden ev atölye düzeneğine geçtim, böyle çok daha verim alabiliyorum. Bazen uyku tutmuyor, bazen bir iş yaparken heyecandan sabahlıyorsunuz, bırakamıyorsunuz. O yüzden o düzen içerisinde üretmek benim için çok daha keyifli.

Çok hırslı bir insan değilim. Büyük hedefler koymuyorum hayatımda. Yaşadığım şeyleri değerlendirmeyi seviyorum. Büyük planlar yapmıyorum. Ürettiğim resimleri insanlarla paylaşmak için sergiler planlıyorum. Benim öncelikli beklentim bunları üretiyor olabilmek. Resimle ressamın samimi bir ilişkisi olduğu düşünüyorum. O samimi ilişki kurulduktan sonra gerisi teferruat oluyor.” (AA)

Öğretmeni keşfetti! 7 ülkede sergi açtı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 26, 2025 01:08

Cengiz Çandar's Blog

Cengiz Çandar
Cengiz Çandar isn't a Goodreads Author (yet), but they do have a blog, so here are some recent posts imported from their feed.
Follow Cengiz Çandar's blog with rss.