Cengiz Çandar's Blog, page 100

July 10, 2025

Trump’tan Liberya liderine şaşırtan soru: Çok iyi İngilizce konuşuyorsun, nerede öğrendin

ABD Başkanı Trump’ın, ülkesinin resmi dili İngilizce olan Liberya Devlet Başkanı Joseph Boakai’ye “Çok iyi İngilizce konuşuyorsun, nerede öğrendin?” diye sorması, sosyal medyada gündem oldu.

Gabon, Gine-Bissau, Liberya, Moritanya ve Senegal’den oluşan 5 Afrika ülke liderini dün Beyaz Saray’da ağırlayan Trump, Liberya Devlet Başkanı Boakai’nin İngilizcesini övdü.

Trump, “Çok güzel İngilizce konuşuyorsun, harika. Bu kadar güzel konuşmayı nereden öğrendin? Çok ilginç.” dedi.

Sosyal medya kullanıcıları, İngilizcenin Liberya’nın resmi dili olması nedeniyle ABD Başkanı’nı eleştirdi.

Öte yandan Trump’ın, Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled Gazvani’nin konuşmasını, “Bu harika ama sadece adınızı ve ülkenizi söylerseniz harika olur.” cümlesiyle kesmesi de eleştirilere neden oldu.

Buna karşın Trump’ın sözlerinin olumsuz bir düşünce içermediğini düşünenler de oldu.

Nijerya’nın önde gelen gazetelerinden Leadersip, “Trump, Liberya Devlet Başkanı’nın akıcı İngilizcesini övdüğü için tepkilerle karşı karşıya” manşetini attı.

CNN muhabiri Larry Madowo ise önce “Başkan Trump, Liberya Devlet Başkanı’na İngilizceyi nereden öğrendiğini sordu. Ne kadar iyi İngilizce. Güzel İngilizce. Bu kadar güzel konuşmayı nereden öğrendin?” Liberya’da resmi dil İngilizcedir.” paylaşımını yaparak Trump’a tepkisini gösterdi.

Sonrasında ise Madowo, Liberya Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin kendisine, Liberya Devlet Başkanı’nın, Başkan Trump’ın İngilizce sorusundan rahatsız olmadığını ilettiklerini açıkladı.

Diğer bir sosyal medya kullanıcısı da Trump’ı eleştirerek kendisinin entelektüel açıdan ne kadar yoksun olduğunu belirtti ve “Bir Amerikalı olarak, Liberya Başkanı’ndan özür dilerim.” ifadesini kullandı.

Redi Telhabi isimli gazeteci ise Trump’ı şu ifadelerle eleştirdi:

“Trump, Liberya Devlet Başkanı’nı ‘iyi İngilizcesi’ için mi övdü? İngilizce, Liberya’nın resmi dili ama mesele bu değil. Liberya’nın nasıl kurulduğunu kimse ona söylemedi mi? Özgürleştirilmiş köleler mi? Özgürleştirilmiş Afrikalı Amerikalılar mı? Amerikan Kolonizasyon Derneği mi? Liberya ve Amerika mı? Bilen var mı?”

Bir diğer sosyal medya kullanıcısı da “Bu, çok utanç verici! Trump, Liberya Devlet Başkanı’na ‘Çok iyi İngilizce konuşuyorsun, nerede eğitim aldın?’ diyor. Trump, Liberya’nın nerede olduğunu veya resmi dilinin İngilizce olduğunu bile bilmiyor!” açıklamasını yaptı.

AMERİKA’DAN DÖNEN AFRİKALILAR TARAFINDAN KURULDU

1822 yılında Amerikan Kolonizasyon Derneği tarafından ‘özgürlüğüne kavuşmuş Afrikalı Amerikalılar’ için bir yerleşim yeri olarak kurulan Liberya, ABD ile kültürel ve dilsel olarak ilişkilerini sürdürüyor.

Öyle ki, iki ülke bayraklarının benzerlikleri dikkati çekiyor.

Ülke, 1847’de bağımsızlığını ilan ederek Afrika’nın, Afroamerikalı insanların yönettiği ilk cumhuriyeti oldu.

Americo-Liberians olarak bilinen bu yerleşimciler, ülkeye İngilizce de dahil olmak üzere Amerikan tarzı bir yönetim ve kültür getirdi.

Ülkede 20’den fazla yerel dil konuşulmasına rağmen İngilizce, Liberya’nın tek resmi dili olmaya devam ediyor ve hükümet, yasal belgeler, eğitim ve medyada kullanılıyor. (AA)

Trump’tan Liberya liderine şaşırtan soru: Çok iyi İngilizce konuşuyorsun, nerede öğrendin yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on July 10, 2025 02:22

Aile hekimliği takibinde süre uzatıldı! İşte yeni kural

Sağlık Bakanlığı, aile hekimliği sisteminde önemli değişikliklere gitti. Artık son 6 ay değil, 1 yıl boyunca aile hekimine gitmeyenler izlem listelerine alınacak. Kadınlar, yaşlılar ve kronik hastalar içinse mevcut takip süreleri korunacak.

“Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, aile hekimliği birimlerine yapılan başvuruların takibine esas süre uzatıldı. Son 6 ayda aile hekimliğine başvurmama kriteri 1 yıla çıkarıldı. 15-49 yaş arası kadınlar veya kronik hastalığı olan kişiler gibi daha sık izlenmesi gereken gruplar için ise mevcut hizmet süreleri korunacak.

AİLE HEKİMİNİN HİZMET SUNDUĞU NÜFUS YAPISI DEĞERLENDİRMEYE ALINDI

Aile hekimliği birimlerinin hizmet sunduğu nüfusun yapısı da değerlendirmeye alındı.

Özellikle gebe, bebek, çocuk, yaşlı gibi daha sık izlenen ve kapsamlı hizmet sunulan kişilerin bulunduğu veya bu oranların düşük olduğu bölgelerdeki farklı iş yükleri dikkate alınarak parametreler güncellendi.

Yönetmelikle, nüfusu yüksek fakat özellikli gruptaki kişi sayısının az olduğu aile sağlığı birimlerinin iş yükü de dikkate alınarak nüfus sayısı karşılığı oluşan puan sınırı 3 bine kadar yükseltildi.

AKILCI İLAÇ KULLANIMINDA KRİTERLER GENİŞLETİLDİ

Öte yandan yönetmelikle, akılcı ilaç kullanımı kapsamında yapılan değerlendirmelerde geçerli olan kriter sayısı da artırıldı.

Buna göre, akılcı ilaç kullanımında sadece il ortalaması değil, Türkiye ortalaması, geçmiş dönem performansı ve uluslararası karşılaştırmalar gibi farklı ölçütler de değerlendirmeye dahil edilecek.

Söz konusu değişiklikle, bu alandaki kriter sayısı 4’e çıkarıldı.

Yönetmelikle, günlük muayene sayısı ve hedef muayene sayısı hesaplama usulleri de düzenlendi.

Bu kapsamda hesaplamalar artık doğrudan kişi sayıları üzerinden yapılacak. Ayrıca, kronik hastalık taramaları ve muayene oranlarına ilişkin süreçlerde aile sağlığı çalışanları teşvik edilecek. (AA)

Aile hekimliği takibinde süre uzatıldı! İşte yeni kural yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on July 10, 2025 02:17

AB’ye sert uyarı: İsrail’in veri paylaşım yetkisi iptal edilsin

Aralarında Avrupa Dijital Haklar Birliği (EDRi) ve Access Now’ın bulunduğu 17 sivil toplum kuruluşu (STK), İsrail’in Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü’ne (GDPR) uyup uymadığının incelenmesini talep etti.

AB Komisyonunun GDPR kapsamında yeterli veri koruma sağladığını kabul ettiği ülkeler arasında İsrail’in yer alması, STK’lerden tepki çekiyor.

İsrail’in tüzüğe uyduğunun kabul edilmesi nedeniyle AB üyesi ülkeler ve İsrail arasında kişisel veriler paylaşılabiliyor.

STK’ler bu durumun Gazze’deki soykırıma ve Filistinlilerin gözetlenmesine katkıda bulunan İsrailli şirketleri “meşrulaştırdığını” belirterek Tel Aviv’in GDPR kapsamındaki “yeterlilik statüsünün” kaldırılması gerektiğini ifade ediyor.

İsrail’in Filistinlilerin verilerini, AB müktesebatını ihlal ederek işlediğini, bu şekilde “dijital baskı” uyguladığını kaydeden STK’ler, AB’den İsrail’in GDPR’ye uyup uymadığını tekrar incelemesini talep ediyor.

STK’LER AB KOMİSYONUNA MEKTUP GÖNDERDİ

STK’ler AB Komisyonunun Demokrasi, Adalet ve Hukukun Üstünlüğünden sorumlu üyesi Michael McGrath’a hitaben yazdıkları mektupta, AB’den İsrail’e aktarılan kişisel verilerin “baskıcı uygulamalarda operasyonel olarak” kullanıldığını ve bunun Tel Aviv’in GDPR kapsamındaki statüsünün güvenilirliğini zayıflattığını kaydetti.

Mektupta, İsrail’de dijital sektörün ekonominin yüzde 20’sini oluşturduğuna dikkat çekilerek Waze (navigasyon şirketi), MyHeritage (genetik testi şirketi) ve Wix (internet sitesi geliştirme şirketi) gibi İsrailli şirketlerin AB’den gelen hassas kişisel verileri işlediği belirtildi.

İsrail’de kişisel verilerin işlenmesi konusunda zayıf denetim mekanizmaları ve “kapsamlı ulusal güvenlik muafiyetlerinin” bulunduğu kaydedilen mektupta, bunun AB’den aktarılan verilerin İsrail ordusu veya istihbaratına ulaşmamasının garantisi olmadığı anlamına geldiği vurgulandı.

Mektupta, İsrail merkezli bazı teknoloji şirketlerinin İsrail hükümetiyle “yakın bağları olduğuna” işaret edilerek “Bu durum, AB verilerine şeffaflık, hesap verebilirlik veya telafi olmaksızın yasadışı erişim, bu verilerin yeniden kullanımı veya ileriye dönük aktarımı konusunda yapısal bir risk oluşturmakta.” ifadesi kullanıldı.

İSRAİL’İN FİLİSTİNLİLERE KARŞI UYGULADIĞI “DİJİTAL BASKI”

Mektuba imza atan STK’lerden EDRi’de politika danışmanı olarak görev alan Itxaso Dominguez de Olazabal, AA muhabirinin sorularını yazılı yanıtladı.

Olazabal, İsrail’in Filistinlilere karşı biyometrik sistemler, gözetleme teknolojileri ve yapay zekayı kullanarak “dijital baskı” oluşturduğunu belirtti.

İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’daki El Halil kentinde kullandığı Red Wolf ve Blue Wolf’un da aralarında bulunduğu biyometrik yüz tanıma sistemleri gibi “aşırı müdahaleci” gözetlemeyle Filistinlileri hedef aldığını kaydeden Olazabal, “Daha da rahatsız edici olan, Lavender ve Gospel gibi yapay zeka sistemlerinin Gazze’de ölümcül saldırılar için hedeflerin belirlenmesini otomatikleştirmesi.” değerlendirmesini yaptı.

Olazabal, bu teknolojilerin işgal altındaki Filistin topraklarında yaşam hakkı dahil temel hakların ihlaline katkıda bulunduğuna işaret ederek “dijital baskının” yasal hesap verebilirlik mekanizmasının olmadığı ve Filistinlilerin verilerinin nasıl kullanıldığına itiraz edemediği bir bağlamda ortaya çıktığını vurguladı.

Ayrıca Olazabal, “Bu dijital araçlar, insan hakları örgütleri tarafından apartheid olarak tanımlanan ve Uluslararası Adalet Divanına (UAD) göre soykırım olarak nitelendirilebilecek daha geniş bir sistemin parçasını oluşturmakta.” ifadesini kullandı.

İSRAİL’DE VERİ KORUMA SORUNU

İsrail’de veri koruma konusundaki yönetmeliklerin “oldukça parçalı ve ayrımcı” olduğunu vurgulayan Olazabal, “İsrail vatandaşları Mahremiyetin Korunması Kanunu kapsamında bazı korumalardan yararlanırken bunlar, işgal altındaki topraklardaki Filistinlileri kapsamamakta.” değerlendirmesini yaptı.

Olazabal, İsrail ordusu, iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet ve diğer kurumların gizli ve yargı denetimi dışında “acil durum düzenlemeleri ve şeffaf olmayan yasal yetkiler” sayesinde faaliyet gösterdiğini kaydetti.

İsrail’in işgalci güç olarak kontrol ettiği Filistin topraklarında kendi hukukunu uygulamaması gerektiğini ve böyle bir uygulamanın uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirten Olazabal, “İsrail ayrıca, Filistinlilere karşı gözetleme teknolojilerinin kontrolsüz kullanımına ve veri toplanmasına izin veren kapsamlı bir ulusal güvenlik muafiyetini sürdürmekte.” dedi.

İSRAİL’İN “DİJİTAL BASKISINA” KATKI SAĞLAYAN ŞİRKETLER

Olazabal, AB Komisyonunun İsrail’in veri korumada yeterli önlemleri aldığını kabul etmesi nedeniyle kişisel verilerin AB’den İsrail’e aktarılmasında yasal bir problem olmadığını kaydederek bunun bazı İsrailli şirketlerin kendilerini “güvenilir aktörler” olarak sunmasına olanak sağladığını belirtti.

NSO Group ve Cellebrite gibi İsrail merkezli teknoloji şirketlerin aktivistler ve gazetecilerin “hedef alınmasına olanak veren” casus yazılım geliştirdiğini belirten Olazabal, söz konusu şirketlerin dünya çapında “insan hakları ihlallerine karıştığını” vurguladı.

Olazabal, bu şirketlerin İsrail’in Filistinliler üzerinde “test ettiği teknolojik sistemler sayesinde siber alanda uluslararası markalaşmadan” faydalandığını belirterek şunları kaydetti:

“(AB’nin verdiği) Yeterlilik kararı, verilerin gerçek dünyadaki kullanımını ve kötüye kullanımını hesaba katmayarak bu modeli etkili bir şekilde meşrulaştırmakta ve AB menşeli verilerin işgal altındaki topraklar da dahil olmak üzere baskıcı bağlamlarda erişilmesi veya yeniden kullanılması riskini açık bırakmakta.”

İSRAİL’İN GDPR’YE UYUP UYMADIĞININ GÖZDEN GEÇİRİLMESİ TALEBİ

GDPR’nin 45. maddesinde, AB’den veri transferi için üçüncü ülkelerin sadece hukuken değil aynı zamanda uygulamada da veri koruması sağlaması gerektiğini aktaran Olazabal, İsrail’in bu iki konuda da “yetersiz” olduğunu belirtti.

Olazabal, İsrail’in veri koruma alanındaki kanunlarının denetim, bağımsızlık ve hata halinde telafi etme konularında “ciddi boşluklar” içerdiğini vurgulayarak “Uygulamada bu boşluklar, özellikle uluslararası insan hakları hukukunun geçerli olmaya devam ettiği işgal altındaki topraklarda, gözetimin ayrımcı ve askeri şekilde uygulanmasıyla daha da artmakta.” ifadesini kullandı.

İsrail’in veri koruma kanunun güncel olmadığını, temel GDPR güvencelerinden yoksun olduğunu ve gizliliğin korunması kanununda yapılan 13. değişikliğin veri korumayı zayıflattığını belirten Olazabal, Tel Aviv’in GDPR’ye uyup uymadığının AB tarafından gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.

Olazabal ayrıca, “Soykırıma varması muhtemel eylemler dahil Gazze’de devam eden durum, yeterlilik değerlendirmelerinde göz ardı edilemez. UAD’nin kararları ve uluslararası hukuk yükümlülükleri, AB’nin hukuka aykırı durumların sürdürülmesine katkıda bulunmamasını gerektirmekte.” ifadesini kullandı.

AB ADIM ATMAZSA DEĞERLERİ VE EYLEMLERİ ARASINDAKİ “KOPUKLUK DERİNLEŞECEK”

AB’nin dijital politikada insan haklarını savunduğunu ancak bu değerlerle uzlaşmayan hükümetlere veri akışını kolaylaştırdığını aktaran Olazabal, “Bu aynı zamanda AB’nin belirtilen değerleri ile dış eylemleri arasındaki kopukluğu da derinleştirecek.” ifadesini kullandı.

Olazabal, AB Komisyonu’nun STK’lerın inceleme talebine tatmin edici cevap vermemesi halinde bunun “temel haklar, jeopolitik ya da ekonomik çıkarlarla çatıştığında hakların kaybedeceği” anlamına geleceğini ifade etti. (AA)

AB’ye sert uyarı: İsrail’in veri paylaşım yetkisi iptal edilsin yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on July 10, 2025 01:51

Yeni kitap Kim Jong-un’un aile sırrını ortaya çıkardı

Japonya’da yayımlanan bir kitapta, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un anne tarafından dedesi Ko Gyo-taek’in, kaçakçılık yaptığı suçlamasıyla Japonya’dan sınır dışı edildiği, bu yüzden gençlik yıllarında Kuzey Kore’ye yerleştiği anlatıldı.

Hong Kong merkezli South China Morning Post (SCMP) gazetesinin haberine göre, Yoji Gomi tarafından kaleme alınan “Ko Yong-hui: The Zainichi Korean Who Became Kim Jong-un’s Mother [Ko Yong-hui: Zainichi (Japonya’daki Koreli) ve Kim Jong-un’un Annesi]” isimli kitap, Kim’in aile geçmişini anlatıyor.

Kitapta, aslen bugün Güney Kore’nin güneyindeki Jeju Adası doğumlu olduğu yazılan dede Ko Gyo-taek’in Japonya’da bir hayat kurmaya çalıştığı, bu yüzden anne Ko’nun, 1952’de Japonya’nın Osaka kentinde o dönem Kore mahallesi olarak bilinen “Tsuruhashi”de doğduğu aktarılıyor.

Japonya’da kaçak giysi ticareti yaptığı belirtilen dede Ko’nun, gözaltına alındığı ve sınır dışı edildiği belirtiliyor.

Kitapta, geçim kaynağını tamamen yitiren Ko’nun, Kuzey Kore’nin yurt dışında yaşayan Korelileri geri dönmeye davet ettiği bir dönemde, 10 yaşındaki kızını yani Kim’in annesi Ko Yong-hui’yi de yanına alarak yeni bir hayat kurmak için Kuzey Kore’ye göçtüğü anlatılıyor.

Kitapta, anne Ko’nun 1970’lerin başında Pyongyang’daki “Mansudae Sanat Topluluğu’na” katıldığı ve burada Kuzey Kore liderinin babası Kim Jong-il ile tanıştığı ifade ediliyor.

Anne Ko’nun, çok düşünceli ve yetenekli bir kadın olarak tanımlandığı kitapta, oğlunun ülkenin başına geçmesini sağlamak için “şiddetli güç mücadelelerine giren iradeli bir kişi” olarak tasvir ediliyor.

Yazar Gomi’nin, kitabında, Ko’nun Kim Jong-un’a Japonca konuşmayı ve şarkı söylemeyi öğrettiği fotoğraflara da yer verdiği görülüyor.

Kitapta yer alan bilgiler, Kim’in ismini vermek istemeyen Japonya’daki akrabalarıyla yapılan röportajlarına dayanıyor. (AA)

Yeni kitap Kim Jong-un’un aile sırrını ortaya çıkardı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on July 10, 2025 01:41

UEFA, Beşiktaş’ın cezasını onadı

Beşiktaş, UEFA’nın 01.12.2023-30.11.2024 dönemi kadro maliyeti kuralı ihlali nedeniyle verdiği 900 bin Euro para cezasına yaptığı itirazın reddedildiğini ve cezanın onaylandığını açıkladı.

Siyah-beyazlı kulüpten konuyla ilgili Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada, “Şirketimizin UEFA Kulüp Finansal Kontrol Organı Temyiz Dairesi’nde devam eden 01.12.2023-30.11.2024 dönemi için kadro maliyeti kuralı ihlal sürecine ilişkin dava sonuçlanmıştır. Dava sonucu aşağıdaki gibidir:

Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin yaptığı itirazın reddine, Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye verilen 900.000 Euro tutarındaki para cezasının onaylanmasına karar verilmiş olup hukuki süreç tamamlanmıştır” denildi.

UEFA, Beşiktaş’ın cezasını onadı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on July 10, 2025 01:40

AP üyesi Nemec’ten Albanese’ye Nobel çağrısı

Avrupa Parlamentosu milletvekili Matjaz Nemec, Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese’yi 2026 Nobel Barış Ödülü için önerdiğini belirterek, parlamenterlerden destek istedi.

AP’nin İsrail’in Gazze’deki soykırımı karşısında ses yükselten üyelerinden Slovenyalı milletvekili Nemec, Strazburg’da AP Genel Kurul toplantıları sürerken sosyal medya hesabından Albanese ile ilgili açıklama yaptı.

Nemec, “Albanese, Gazze ve Batı Şeria’daki durumla ilgili mesajları ve BM Özel Raportörü olarak yayınladığı raporlarla, kanıtlanmış gerçeklere ve argümanlara dayanarak soykırımcı İsrail hükümetine karşı yaptırım talep eden milyonlarca insanın sesi oluyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa ve ABD’deki birçok politikacının ise sessiz kalarak Albanese’nin aksine soykırım ortağı olduğunu vurgulayan Nemec, şunları ifade etti:

“Albanese, özellikle Avrupa ve ABD’deki siyasetin ikiyüzlülüğüne karşı bir denge unsuru. Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinli katliamını sona erdirme çabaları beklenirken, çoğu politikacının desteklediği, hoş gördüğü ve görmezden geldiği ikiyüzlülüğe karşı bir denge unsuru. Albanese, 1,5 yıldır Gazze ve Batı Şeria’da akıl almaz boyutlarda terör ve insanlık dışı muameleye maruz kalan Filistin halkına yönelik vahşetin ilk sesidir.”

Nemec, “Albanese’yi 2026 Nobel Barış Ödülü için öneriyor, AP üyelerini imza atmaya davet ediyorum.” ifadesini kullandı.

ABD, ALBANESE’Yİ YAPTIRIM LİSTESİNE DAHİL ETTİ

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Albanese’nin yaptırım listesine alındığını duyurmuştu.

Rubio, yaptığı paylaşımda, “Bugün, BM İnsan Hakları Konseyi Özel Raportörü Francesca Albanese’ye, UCM’nin ABD ve İsrail’in yetkilileri, şirketleri ve yöneticilerine karşı harekete geçmesini sağlamaya yönelik gayrimeşru ve utanç verici çabaları nedeniyle yaptırım uyguluyorum.” ifadesini kullanmıştı. (AA)

AP üyesi Nemec’ten Albanese’ye Nobel çağrısı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on July 10, 2025 01:11

2025 NBA Kupası’nda gruplar belli oldu

2025 NBA Kupası’nda gruplar belli oldu. Grup aşamasındaki müsabakalar 31 Ekim’de başlayacak ve 28 Kasım’da sona erecek. Final ise 16 Aralık’ta Las Vegas’ta yapılacak. NBA’de yer alan 30 takım, 2024-2025 sezonundaki derecelerine göre kendi konferanslarında 5’erli gruplarda yer aldı. Her takım, 2’si evinde, 2’si de deplasmanda toplam 4 karşılaşma oynayacak. Gruplarını lider tamamlayan 6 takım ile iki konferansta en iyi ikinci 1’er ekip, bir üst tura çıkacak.
Geçtiğimiz sezon NBA Kupası’nı finalde Oklahoma City Thunder’ı 97-81’lik skorla mağlup eden Milwaukee Bucks kazandı.

2025 NBA Kupası’nda gruplar şöyle:

Batı Konferansı
Batı Grubu A

Oklahoma City Thunder
Minnesota Timberwolves
Sacramento Kings
Phoenix Suns
Utah Jazz

Batı Grubu B
Los Angeles Lakers
Los Angeles Clippers
Memphis Grizzlies
Dallas Mavericks
New Orleans Pelicans

Batı Grubu C
Houston Rockets
Denver Nuggets
Golden State Warriors
Portland Trail Blazers
San Antonio Spurs

Doğu Konferansı
Doğu Grubu A

Cleveland Cavaliers
Indiana Pacers
Atlanta Hawks
Toronto Raptors
Washington Wizards

Doğu Grubu B
Boston Celtics
Detroit Pistons
Orlando Magic
Brooklyn Nets
Philadelphia 76ers

Doğu Grubu C
New York Knicks
Milwaukee Bucks
Chicago Bulls
Miami Heat
Charlotte Hornets

2025 NBA Kupası’nda gruplar belli oldu yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on July 10, 2025 01:09

July 9, 2025

Öcalan, silah bırakma çağrısını yineledi

Bölücü terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan, terör örgütüne silah bırakmaları yönünde çağrısını bir kez daha yineledi.

Hakkındaki ömür boyu hapis cezasının infazına İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda devam edilen Öcalan, bölücü terör örgütüne yönelik çağrısında, 27 Şubat’ta yaptığı “PKK’ya silah bırakma ve kendini feshetme” çağrısını savunmaya devam ettiğini söyledi.

Öcalan, gelinen noktanın değerli ve tarihi nitelikte sayılması gerektiğini, bu gelişmelerin İmralı’da gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde yaşandığını, görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine dikkat gösterildiğini aktardı.

Terör örgütü elebaşı Öcalan, varılan aşamanın yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kıldığını belirterek, “Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir.” ifadelerini kullandı.

PKK’nın ulus devletçi bir amaçtan vazgeçtiğini, varlığını sona erdirdiğini bildiren Öcalan, şöyle devam etti:

“Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir. Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır.”

Silah bırakmaya ilişkin detayların belirleneceğini ve hızlıca hayata geçirileceğini söyleyen Öcalan, “Meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır. Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum. Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor.” dedi. (AA)

Öcalan, silah bırakma çağrısını yineledi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on July 09, 2025 03:00

Zelenskiy: Rusya, Ukrayna’ya 1 günde 728 İHA ve 13 füze ile saldırdı

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rus ordusunun, ülkesine yönelik 13 füze ve 728 insansız hava aracıyla (İHA) saldırı düzenlediğini bildirdi.

Zelenskiy, Telegram hesabından yaptığı paylaşımında, Rusya’nın, gece saatlerinde Ukrayna’ya yoğun hava saldırısı düzenlediğini belirtti.

Rus ordusunun saldırıda 13 “İskender” ve “Kinjal” tipi balistik ve aerobalistik füzeler ile 728 İHA kullandığını aktaran Zelenskiy, bunun, bugüne kadar Ukrayna’ya bir gün içinde yapılan en yoğun saldırı olduğunu ifade etti.

Saldırının önlenmesi için yerli üretim “önleyici” İHA’ların da kullanıldığına işaret eden Zelenskiy, çoğu hedefin vurulduğunu aktardı.

Zelenskiy, Rus saldırıların ana hedefinin Ukrayna’nın Lutsk şehri olduğunu belirterek, ayrıca Dnipropetrovsk, Jitomir, Kiev, Kirovograd, Mıkolayiv, Sumi, Harkiv, Hmelnitski, ​​​Çerkassi ve Çernigiv bölgelerinde saldırılar nedeniyle hasar oluştuğunu kaydetti

Müttefik ülkelere Rusya’ya baskıyı artırma çağrısını yineleyen Zelenskiy, “Barış isteyen herkes harekete geçmeli.” ifadesini kullandı.

Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinden yapılan yazılı açıklamaya göre, hava savunma kuvvetlerince 7 füze imha edildi, 718 İHA vuruldu veya yönü değiştirilerek etkisiz hale getirildi. (AA)

Zelenskiy: Rusya, Ukrayna’ya 1 günde 728 İHA ve 13 füze ile saldırdı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on July 09, 2025 02:18

Bakan Kacır: Yerel kalkınma için devrim niteliğinde bir adım attık

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Yerel kalkınma için devrim niteliğinde bir adım attık. Kalkınma Ajanslarımız eliyle yürüteceğimiz Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programı ile şehirlerimizi uzmanlaştıracak, yeni istihdam alanları oluşturacak, üretimi teşvik edecek, illerin sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyesini yükselteceğiz.” dedi. 

Bakan Kacır, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, yerel kalkınma için devrim niteliğinde bir adım atıldığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: 

“81 ilimizin potansiyelini harekete geçirmek, bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmak ve her bir ilimizi kalkınma seferberliğimize dahil etmek amacıyla Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programını uygulamaya alıyoruz. Resmî Gazete’de yayımlanan uygulama tebliğleriyle her şehrimiz için 4 öncelikli yatırım konusu belirledik. Bu başlıklarda yatırımları destekleyerek tüm yurtta topyekûn bir kalkınma hamlesini hızlandırıyoruz. Kalkınma Ajanslarımız eliyle yürüteceğimiz programımızla, şehirlerimizi uzmanlaştıracak, yeni istihdam alanları oluşturacak, üretimi teşvik edecek, illerin sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyesini yükselteceğiz. Türkiye Yüzyılı, kalkınmanın ve refahın yüzyılı olacak.”

Bakan Kacır: Yerel kalkınma için devrim niteliğinde bir adım attık yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on July 09, 2025 01:34

Cengiz Çandar's Blog

Cengiz Çandar
Cengiz Çandar isn't a Goodreads Author (yet), but they do have a blog, so here are some recent posts imported from their feed.
Follow Cengiz Çandar's blog with rss.