Göçmüş Kediler Bahçesi Quotes

Rate this book
Clear rating
Göçmüş Kediler Bahçesi Göçmüş Kediler Bahçesi by Bilge Karasu
1,104 ratings, 4.26 average rating, 89 reviews
Göçmüş Kediler Bahçesi Quotes Showing 1-8 of 8
“Düşündüğüm bir şey daha var;
Sevmenin simgesel olarak da, gerçek olarak da yemekten başka bir anlama gelmediği...”
Bilge Karasu, The Garden of the Departed Cats
“Nicedir sisin içinde yürüyorum. Düşüncelerimin bu yola girmiş olması boşuna değil. Sis demek, biliyorum, doruğa yaklaşmakta olmak demek.”
Bilge Karasu, The Garden of the Departed Cats
“Masallar, alışılagelmiş bir düzen içinde
(gerçekte, her gün yineleyip durduğumuz birkaç devinime bile alışık olduğumuz söylenemez ya, birtakım temel olguların -kabaca da olsa- yineleneceğini düşünegelmenin yaşamı kolaylaştırır gibi olmasından başka bir dayanağı yoktur bu "alışılagelmiş"in)
alışılagelmiş bir düzen içinde akıp giden yaşamın
(yaşamın inişli yokuşlu akıp gittiği imgesine gereğinden çok bel bağlarız, unutmamalı)
alışılagelmiş bir düzen içinde akıp giden yaşamın bir yerinde, bu düzen, bu alışılmışlık dokusunun yırtılıvermesinden ortaya çıkmıştır hep.

Bilgiyi ne için kullandığını unutanlar, güçsüzlüğünü güç sananlar, sevgiyi bayatlatanlar bu dokuyu yırtarken,
korku, ördüğümüz duvarların her iki yanında da, duradurur.”
Bilge Karasu, The Garden of the Departed Cats
“Önce yatanların arasında dolaştı, sonra dış avluya çıkıp nöbet tutanlara baktı bu adam. Genç sayılır daha; saçı sakalı ağarmamış, omuzları çökmemiş, belini dik tutuyor. Ama uyuyamadığına da bakılırsa, gençlikten epey uzaklaşmış olmalı.”
Bilge Karasu, The Garden of the Departed Cats
“Bitmezdi bu. Aynalarda çoğalır gibi çoğalıyorum; yorgunluğa, öfkeye, üst üste yığılan tersliklere vermeli bunu.”
Bilge Karasu, The Garden of the Departed Cats
“Ustası karşısında yitip gitmek üzereyken...Bekliyordu.Ustanın son adımı atmasını bekliyordu hâlâ.Ustası,orta ipin altındaki halkaya tutunmuştu bile.Ama seyircilerin çepeçevre sardığı,ince kum döşeli oyun alanı kendisine hızla yaklaşırken,bağırtıların,çığlıkların içinde seçemedi ustasının "vah şaşkın oğlum" diyen sesini.İşitemedi.”
Bilge Karasu, The Garden of the Departed Cats
“Ölüler her şeyi bilir; öğrenmenin yolu da ölmektir. Ölüp yok olan, ölülere karışan, yerin, suyun altına inip onlardan salık alan, gökyüzüne, onun da ötesine çıkıp ışığı, aydınlığı, bilgeliği oradan, çiçek derer gibi, yanına alıp gövdesinin dağılmış parçalarını yeniden bir araya getirerek tazelenip yeniden doğmuş gibi yeryüzüne dönerek insan arasına karışandır ki bilinecek her şeyi bilir.”
Bilge Karasu, The Garden of the Departed Cats
“Balıkçı denize çıktığında, diyebiliriz örneğin, sular, neredeyse kırışıksız, ince ince akıyordu kıyı ile karşı adalar arasından... Deniz, çoğu zaman, balıkçıyı kollar, kayırırdı. Balıkçı ise işinin rastgittiği bu zamanları denizden değil, kendi bahtının açıklığından bilir usta denizci olmasına verir, övünürdü. Deniz, kişioğlunun kimi şeyi anlamamakta gösterdiği direnimi bilirdi. kendisine göre alıklık olan şeyin kişioğlunda neredeyse zeyreklik sayıldığını bilirdi. Bilenler, susar.”
Bilge Karasu, The Garden of the Departed Cats