Ortadirek Quotes

Rate this book
Clear rating
Ortadirek (Dağın Öte Yüzü, #1) Ortadirek by Yaşar Kemal
637 ratings, 4.19 average rating, 59 reviews
Ortadirek Quotes Showing 1-2 of 2
“Şu fıkara kısmı ne de iyi olur, diye düşündü. Amma ellerine birazcık bir şey geçmesin, bitleri kanlanmasın azıcık, burunları havayı döğer. Allah bunlara diş versin de tırnak vermesin. Bunların böyle iyi, böyle masum, tertemiz, çocuk gibi kalabilmeleri için gün yüzü görmemeleri gerek. Allah da o sebepten bunlara vermez. Bozulmasınlar diye.”
Yaşar Kemal, The Wind from the Plain
“Bu köylü kısmı iyilik bilmez. Netsen neylesen faydasız. Onlar için paralan, rezil ol, köylümün bir tekinin kılma hile gelmesin diye çırpın, canını ver uğurlarına, bana mısın demezler. Azıcık açık yerini görmesinler, aç kurt gibi üstüne aldırırlar. Bunların düşük yerini buldun muydu yükleneceksin. Gözünün yaşına bakmayacaksın. Tüm suç hükümette. Hükümet yüz veriyor bunlara. Kimse değil, hükümet. Tutmuş bir de bunlara oy verdirip hükümet kurduruyor. Hükümeti bunlar yapıyormuş! Teh! Tuzlayım da kokma! Bak hele, şu uyuz Mahmudun kurduğu hükümete! Bak hele, nasıl da dediğini, istediğini yapıyorlar Uyuz Mahmudun! Seçim zamanı gelince de - yanlarından geçilmez. İki gün kapısına varıp yalvaracaksın da, öyle verecek oyunu. Bunlar oy verince ne oluyor ki? Canım bu hükümetin işi iş değil. Yanlış işler yapıyor. Bunlar kim, hükümet kim arkadaş! Anlatamazsın. Satamazsın ki, bunlar üç keçiyi sayamazlar. Güdemezler. Hep bunlar o İsmetin başının altından çıktı. Bir kocaman, atadan dededen gelme Muhtar bile, benden yana olsunlar diye onlara yüzsuyu döküyor. Ellerinden gelse, muhtarlık yapacak başka birisini bulsalar, vallahi de billahi de çeker oylarını başkasına verirler. Sümüklü Öksüze bile verirler de onu Muhtar yaparlar. Amma hükümet adamını ağırlayacak evinde yatıracak, ona güzel sözler edecek kimse yok köyde Hele bulsunlar birisini. Kaldırır atıverirler soydan muhtarlarını şuraya. Ve de bir daha yüzümüze bakmazlar.
Bu İsmetin çıkardığı bu iş olmasaydı, Taşbaşoğlu böyle ayrı baş çekebilir miydi? Hep onun yüzünden. Bir daha da hükümet yüzü görebilir misin İsmet! Başımıza çıkardıklarından bir tek oy alabilir misin İsmet! Benim şu kara canım sağ iken sana zırnık oy verdirmem. Kendi düşen ağlamaz. Sen yaptın, sen çek! Bizi bu belâya koşan sensin. Bak bakalım, şu başımıza adam diye çıkardığın, muhtarlığa karıştırdığın, oy sahibi yapıp da sözüm ona hükümeti ellerine verdiğin ayağı yalınlar, sana bir tek oy veriyorlar mı? Aaaah İsmet! Sende de azıcık akıl varsa, ben şu bıyıklarımı keserim. Paşa olmuşsun, Cumhurbaşkanı olmuşsun ya, boşuna. Adam hiç elindeki düğümü, durup dururken, götürüp de kendi ayağına düğümler mi? Yaşın da geldi geçti derler. Bir daha, enseyin kökünü görürsün de Cumhurbaşkanlığım göremezsin. Taşbaşoğlunu başıma adam diye çıkardın mı, çıkarmadın mı, ölsem yitsem de, seni babamdan çok sevsem de, senden yana olamam arkadaş! Koca Cumhurbaşkanlığını, durup dururken, iki yalınayağın oyuyla başkasına veren, koskoca bir milleti idare edemez. Koca bir Paşalığı başkasına verene ben akıllı diyemem, arkadaş, isterse ünün Firengistanı tutsun. Çok büyük siyasetçi ol! Sen bir işe yaramazsın, arkadaş! Sana da hiç bir vakit benim gönlüm doğrulmaz, arkadaş! Belli bil. Bu işi yaparken adam hiç yanma yönüne, sadıkana muhtarlarına sormaz mı? Bu millet beni ister mi istemez mi, demez mi? Az daha senin yüzünden perişan olup, köye rezil oluyorduk. Bereket ki hemen karşıya geçtik. Hükümet nerde, millet orda. Sen bunu bilmez misin? Bilmezsen, öğrendin işte arkadaş! Öğrendin ya,iş işten geçti. Taşlar alıp kara bağrın döğersin şimdi ya, devlet dediğin bir kuştur, elinden bir boşanır kaçarsa, bir daha tutamazsın arkadaş! Şimdi de tutacağım diye çırpın dur. Çırpın ha çırpın. Bir daha koklatırlar mı adama. Tüm millet seninle olsa, iki baldırıçıplağın oyuyla, bir daha Reisi cumhurluğu sana kaptırırlar mı? Taşbaşoğlu adamı ne bilir, iti ne bilir? Onu sen adam edip karşıma diktin ya, ben onun oyunu bile sana verdirmem. Bunu böylece bile de, dövünesin. Aaaah İsmet aaah! Senin zamanında olsaydı... Seni ne yapmalı bilmem ki... Belânı buldun ya, bize de mazarratın dokundu. Bir uyuz dananın kırk köye mazarratı çok olur arkadaş! Belli bil.
Yemek yemeden, soyunmadan yatağa girdi. Hınçlıydı. Uzun zaman gözleri gökyüzündeki yıldızlarda İsmet Paşayı, yaptığı kötü işleri düşündü. Kafası bu işleri, bu İsmet Paşanın işlerini bir türlü almıyordu. En sonunda şu sonuca vardı ki insan kocayınca böyle olur.”
Yaşar Kemal, The Wind from the Plain