Yeşil Peri Gecesi Quotes

Rate this book
Clear rating
Yeşil Peri Gecesi (Kapak Kızı, #2) Yeşil Peri Gecesi by Ayfer Tunç
3,713 ratings, 4.33 average rating, 374 reviews
Yeşil Peri Gecesi Quotes Showing 1-30 of 43
“Delirmemek için ilaç alıyordum. Delirmekten kastım, aklımın başımda olmayışı değildi. Aksine, aklımın fazlasıyla başımda olduğu için delirmekten korkuyordum. İyice gerilmiş bir lastiğin kopması gibi ikiye bölünmekten, iki ayrı yöne şiddetle savrulmaktan, parçalarımın duvara çarpmasından korkuyordum.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Nereye gidiyoruz?" dedim.
"Yürüyoruz işte," dedi. "Yürüyebildiğimiz kadar yürüyelim."
Öyle yaptık.
Onunla beraberliğimiz yürüyebildiği kadar yürüdü. Ben daha çok yürüyecek, sonsuza kadar sürecek sanıyordum. Ama bir gün elimi bıraktı, çekip gitti.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Allahtan kolayca bağışlayabiliyordum. Hep kolayca bağışlamıştım. Bağışlayıp unutmak hesaplaşmaktan çok daha kolaydı. Bağışlıyordum ve bitiyordu. Kaldığın yerden aynen devam ediyordun. Spotless mind oluyordun. Lekesiz zihin. Ne güzeldi. Sonsuz gün ışığı!”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Oysa hayat naz maz tanımıyordu. Kendimden biliyordum. Hayat hiç beklemediğin anda öyle kafa atardı ki, ağzın burnun dağılırdı. O zaman anlardın işte büyümek neymiş. Nasıl acı ve erken bir şeymiş.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Ben unutabilen biri değilim. Beynim, unutamadıklarımla unutamayacağım şeylerin ayrıntılarıyla dolu. Beynim çatlayacak kadar dolu.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Ya zekamı kullanabileceğim fırsatlar karşıma çıkmıyordu ya da ben nerede kullanmam gerektiğini bilecek kadar zeki değildim. Aslında zekamdan çok güzelliğime güveniyordum. Güzelliğimi kullanmak zahmetsizdi. İspat etmem gerekmiyordu, hemen görülüyordu. Hem zaten zekamı isteyen de yoktu.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“ما نطلق عليه المشاعر هي أشياء تظهر ثم تختفي بسرعة شديدة في مكان ما في كياننا،تأتي وتذهب ،ولكنها تترك ألما رهيبا”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Bazı ruhlar dışbükeydir, bazı ruhlar içbükey. Biz içbükey ruhlarız, babamla ben. İçimize doğru kapanırız, istiridye gibi. İçimizin tam ortasında duran, patlamayan, patlayıp da ortalığa saçılmayan, saçılıp da herkesi kirletmeyen incimiz-çıbanımız kistleşir içimizde.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilirdi.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Beni kimin mahvettiğini bilmiyorum. Sadece mahvolduğumu biliyorum.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Ben kendimi aşkın içinde kaybedemezdim. Ben kendimi hayatın içinde kaybederdim.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Hayata hep kendimi birilerine aşık olduğuma inandırmaya çalışarak tahammül etmiştim. Ama hep birilerine aşık olmaya çalışarak sefil olmuştum.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Birlikte düşenler birbirlerinden ayrılamazlar.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Umut bundan böyle ancak kısa ve öfkeli anların hükümdarlığı olabilir.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Ben hayatta bir kurban olarak var olmuştum. Kurban olmayı kabul etmeyebilirdim. Ama etmiştim. Dünyaya kurban edilmeye hazır gözlerle bakmak, hayır demekten kolaydı. Mağdur olmak cesur olmaktan çok daha kolaydı. İnsan cesareti seçemezse kurban olmayı kendiliğinden seçmiş oluyordu. İnsan mağdur olmanın suçsuz olmak anlamına geldiğini sanıyordu. Oysa mağdur olmak, suçsuz olmak değildi.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Başka türlü olamazmıydı?"
Soru eki mi bitişik olmalı. Ayrı yazarsam gözüne batar. Scotland Yard'da filan mesleki görgü bilgi artırma kurslarına katılmış, kendisine lazım olan ingilizceyi iyi kötü kıvırmıştır Uluçmüdürüm. ama Türkçesi zayıftır. Hem köküne kadar milliyetçidir bunlar, hem kendi dillerini bilmezler. Ayrı yazarsam cümlede bir tuhaflık olduğu hissine kapılır. Anlam yerini bulmayabilir. Eğer dilbilgisi sağlamsa (değildir ya) hoşlanmaz. Bu türden iktidarlı ilişkilerde kadınca marifetlerin dışında, kadının erkekten daha iyi bildiği hiçbir şey olmamalıdır. Olsa bile kadın asla belli etmemelidir. İktidar her yerdedir, her andadır. Sözcüğün içinde, anlamın kenarında, doğasında, dilbilgisinin ayrıntısındadır. (Tanrım, deliriyorum!)”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Açık hesaplar açık yaralara benzer hocam. Açık kalırsa mikrop kapar, enfekte olur. Sağlıklı bir gelecek için, açık yaraları ve açık hesapları kapatmak gerekir.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Cioran’dan söz etti sonra. “Doğmuş olduğum için kendimi bağışlayamıyorum” diyen adamdan.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Pek çok evliliğin temelindeki kâr-zarar tablosunu örnek alarak baktığında, Teoman zarar hanesine bir nevi içgüveylik yazmış, ama kâr hanesinin doluluğundan gözleri kamaşmıştı.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Onun hem annesi hem karısı oldum. Onu kucakladım, başını göğsüme yasladım, avuttum. Sanki bende çok varmış gibi ona umut verdim. Ona bir ninni söylemediğim kaldı. Onu bir yeniden doğurmadığım kaldı. (Bösodobeni! Hatırladın mı? Ezberden okurdun bana bunu.)”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk / Hiçbir yere gitmiyor,” dedi. “Dün gibi hatırlıyorum. Hisar’daydık.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Bizde itiraf yoktur. Bizde bahane, mazeret, sebep, kulp, kılıf, bir dokun bir ah işit vardır. "Yaptım ama bir sor, niye yaptım"dır bizde itirafın karşılığı. Madem yakaladın suçumu, sor ki sebebini anlatayım, kıvırayım, dolandırayım, böyle asıl mağdurun ben olduğumu gör! (Anladım, mağdur olmak sadece benim karakterim değilmiş, mağdur olmak genetik karakterimizmiş.)”
Ayfer tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Paris’te seni beklemesini umduğun kişi, bekliyor muydu?"
"Evet. Ama gerisi umduğum gibi olmadı."
Öyle olmuş, böyle olmuş. Bekleyenle beklenenin beklentilerinin birbirine uymadığı çabuk anlaşılmış. Bir kadından diğerine geçilmiş, bir evden başka bir eve, bir işten ötekine, bir umuttan bir umuda, bir yıldan bir yıla. Ama yarın dediğimiz şey ısrarla yüründüğünde illa ki varılacak ferah bir düzlük değilmiş. Yaşamak, ağzında tuttuğu kendi kuyruğunun peşinde koşan bir köpek olmakmış. Zaten dünya da yuvarlakmış, başladığı yere dönmek eşyanın tabiatıymış.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Ruhla bedenin birbirinden ayrılması için ille de ölmek gerekmez. İnsan yaşarken de ruhuyla bedeni birbirinden ayrılabilir. Ama asıl sorulması gereken soru, ruhla bedenin ölmeden birbirinden ayrılmasının mümkün olup olmadığı değil, bu ikisinin nasıl olup da tekrar birleşebildiğidir.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Duygular andır, gelir geçer, İnsansak eğer, bir duygudan bir duyguya geçeriz. Her birinde sonsuza kadar kalacağımızı sanırız. Aşk mı? Hiç bitmeyecek ki.. Ölüm mü? Hiç gelmeyecek ki.. Ömür boyunca defalarca doğarız ve ölürüz.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Bazı ruhlar dışbükeydir, bazı ruhlar içbükey. Biz içbükey ruhlarız. İçimize doğru kapanırız, istiridye gibi. İçimizin tam ortasında duran, patlamayan, patlayıp da ortalığa saçılmayan, saçılıp da herkesi kirletmeyen incimiz-çıbanımız kistleşir içimizde. Kistleşen bu inci-çıbanımız varlığımızın özüdür, habis.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Basit sözcük oyunlarıyla gülünçleştirmeye çalışırım zamanın etkisini. Zaman deyip geçme. Zaman bir çocuktur, sahilde çakıl taşlarıyla oynar.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Onu görmek istemiyorum. Onu unutmak istiyorum. Ama unutamıyorum. Ben unutabilen biri değilim. Beynim unutamadıklarımla, unutamadığım şeylerin ayrıntılarıyla dolu. Beynim çatlayacak kadar dolu.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Geçmişimi, belki yolumu bulurum diye, Hansel ile Gretel'in kurda kuşa yem olan ekmek kırıntıları gibi arkamda ufalamıştım.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi
“Karşıdaki apartmanın ikinci katına denk gelen sokak lambasının beyaz ışığında kitabımı okumak istiyorum. Ama ışık bana ulaşmıyor. Hiç uykum yok. Ben de ışıksızlıktan okuyamadığım kitabın devamında neler olabileceğini hayal ediyorum. Ertesi gün hayal ettiklerim olmuş mu diye okuyorum. Hiçbiri olmuyor. Doğru hayal etmeyi beceremiyorum.”
Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi

« previous 1