Yolda olmak

Eskiden yolculuk etmek zordu. Gidebilen, yollara düşebilen,“dünya görmüş” insan az bulunurdu. Kaşifler biz çocuklar için yeryüzünün enbüyük serüvencileriydi. Gençliğimde beat kuşağının yolculuklarını marazi birilgiyle okur, hac’dan dönen amcaların hikâyelerini merakla dinlerdim. Oyaşlarda anladığım ilk  şey yolculuklarınsadece mekânsal olmadığıydı, mesele bir yerden başka bir yere gitmek değildi, oyolculuktan dönenler başka birisi oluyordu (!) ve bu iddiası nedeniyle romaneskti.

Çocukluğumdan bu yana bir huyum var: bir yere gitmedenönce kimseyle küs kalmamaya güzel vedalaşmaya çalışırım. Bilinçaltımda, “ölürkalırsam helalleşmiş olayım” duygusu yer etmiş olmalı. İnsanın yolculukları birtür ölüm provası gibi kodladığı aşikar. Düşünün, hac’dan dönenlerin “yenidendoğmuş” sayılması da bundan. Birini öldürüyor, diğerini doğuruyor... Pratikte ne olduğunun önemi yok, niyettenbahsediyorum.

J.G.Ballard bir söyleşisinde, bilim kurguyla ilgisiningezegenlerle ya da roketlerle değil, yolculuklarla ve insanın kendiniarayışıyla ilgili olduğunu söyler. Çok severim bu yorumu. Çünkü aslında her dışyolculuk bir iç yolculuğun metaforudur. Sokrates’ten Bektaşiliğe kadar yineleneno kadim öğüt “kendini bil” içe yapılan bir seferi anlatır. Dışarıya giderekiçeriye ulaşmaya çalışırız.

Yola çıkmak, yaşadığımız konforu terk etmektir. Bilineningüvenli alanından belirsizliğe adım atmaktır. Rasyonellikten, planlı olmaktan kopmak cesaret ister. Belirsizlik, bir arayış biçimidir ve bir yere varmanıngarantisi yoktur. Nietzsche “yoldayız, hedef yok” derken, anlamın varıştadeğil, yürüyüşün kendisinde olduğunu ima eder. Yolculuk bu yüzden etik bir arayışve bir tür sanat biçimidir: varlığın kendi hikâyesini kurgulama çabasıdır.

İnsan neden yola çıkar?” diye sorun kendinize. Buaslında “insan neden yerinde duramaz?” anlamına da gelir. Bana “neden her gün yürüyorsun?”diye sorduklarında “sağlık için” dersem eğer konu kapanıyor, son derece makul veherkesin aklına yatan bir argüman çünkü, burayı gülerek yazıyorum, hiçbirimiz ölmekistemiyoruz… İnsanı yürüten de yola çıkartan da aslına bakarsanız aynı şey, tekkelimeyle “eksiklik”… Ne yaşarsanız yaşayın, bir noktada dünya size dar geliyor.Durduğunuz yeri tanımlayamadığınız bir an geliyor ve o anda yola çıkıyorsunuz.

Gençken bu tür arayışları fazlasıyla edebi bulur, pek deciddiye almazdım. Ama “o şehir arkandan gelir” derler ya, aslında nereyegiderseniz gidin, ne derdiniz varsa onları da yanınızda taşırsınız anlamınagelen bir deyiştir. Mecazen evinde huzuru olmayan, o huzuru hiçbir yerde bulamaz diyeaçıklanır. Doğru olup olması da önemli değil çünkü biliyorsunuz, kimse durmuyor, kimse kalmıyor,illa “yola çıkıyor”. Çünkü insanın doğasında tatminsizlik kadar arayış davardır.

Belki de yolculuk dediğimiz şey, hiçbir yere varmadandeğişmeyi öğrenme biçimidir.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on October 13, 2025 14:00
No comments have been added yet.


Levent Cantek's Blog

Levent Cantek
Levent Cantek isn't a Goodreads Author (yet), but they do have a blog, so here are some recent posts imported from their feed.
Follow Levent Cantek's blog with rss.