İnceleme : İblis'i Öldür
Timur Soykan’ın İblis’i Öldür adlı romanı, karanlık bir dünyada gerçeği arayan iki polis memurunun soluk soluğa mücadelesini anlatan etkileyici bir polisiye olmasının yanı sıra, aynı zamanda Türkiye gerçeğine atılmış bir çıpa gibi geldi bana. Her ne kadar yazarla aynı dünya görüşünü paylaşmasam da, yani olaylara aynı pencereden bakmasak da, bardağın bir yarısının dolu ve diğer yarısının boş olduğu gerçeğinde aynı noktada buluşuyoruz. Bu da dünyada birlikte yaşayabilmemiz için yeterli bir neden bence.
Kitap, sadece bir suç hikayesi anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumun derinliklerine işlemiş yozlaşmayı ve bireyin vicdanıyla olan savaşını da gözler önüne seriyor. Yazar, tarikat, ticaret ve siyaset üçgeninde sıkışmış emniyet teşkilatında yaşananları sürükleyici bir dille ele alarak okuru içine çeken bir anlatım sunuyor.
Burada konu edilen tarikat yapıları, önceki dönemdeki FETÖ ve günümüzdeki Menzil Cemaati’ni çağrıştırıyor. Zaten yazarın televizyon programlarını takip ederseniz, bu düzlemde konuştuğunu görebilirsiniz. Tabii hukuki nedenlerden ötürü bunu açıkça ifade edememiş.
Romanın en çarpıcı yönlerinden biri, kahramanların sıradan birer polis memuru olmaktan çıkıp sistemle savaşan figürlere dönüşmeleri. Emekliliğini bekleyen yorgun bir komiser ile hırçın ve sistemle sorunlu bir diğerinin yolları kesişip, onları adaletin peşinde tehlikeli bir oyunun içine sürüklüyor. Soykan, karakterlerin iç çatışmalarını, korkularını ve cesaretlerini ilmek ilmek işleyerek okurun onlarla bağ kurmasını sağlıyor. Gerilim arada kopsa da genel olarak eksilmiyor fakat her sayfada gerçeklerle yüzleşmek giderek zorlaşıyor.
Kitap, bireyin kendini kandırarak sahte bir huzura sığınmasının sonuçlarını da sert bir şekilde sorguluyor. “İblis neden hep kazanır?” sorusuyla başlayan giriş, sadece romanın değil, aynı zamanda toplumsal bir gerçeğin de özeti gibi. İnsanların boyun eğmeyi, sorgulamamayı ve sistemin bir parçası olmayı tercih etmeleri, roman boyunca işlenen temel temalardan biri. Yazar, ülkemizdeki adalet ve vicdan kavramlarını sert bir dille eleştiriyor diyebiliriz.
Bu yüzleşme sanal bir modelde ilerlemiyor, aksine oldukça gerçekçi, FETÖ’nün 15 Temmuz öncesinde kurduğu hükümdarlığa bakınca bunu daha net anlayabiliyoruz. Fakat karakterlerden birinin geçmişte onlarla temasta olan biri olarak seçilmesi ve finalde duygusuzluğa mahkûm edilmesi bana bence biraz acımasız geldi. Sürprizin tadını kaçırmadan, detayları okuyuculara bırakıyorum.
Bu küçük rahatsız edici ayrıntıları görmezden gelirsek, İblis’i Öldür başarılı bir eser. Timur Soykan’ın yepyeni eserlerini dört gözle bekliyorum.
Teşekkürler.
İblis'i Öldür
Kitap, sadece bir suç hikayesi anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumun derinliklerine işlemiş yozlaşmayı ve bireyin vicdanıyla olan savaşını da gözler önüne seriyor. Yazar, tarikat, ticaret ve siyaset üçgeninde sıkışmış emniyet teşkilatında yaşananları sürükleyici bir dille ele alarak okuru içine çeken bir anlatım sunuyor.
Burada konu edilen tarikat yapıları, önceki dönemdeki FETÖ ve günümüzdeki Menzil Cemaati’ni çağrıştırıyor. Zaten yazarın televizyon programlarını takip ederseniz, bu düzlemde konuştuğunu görebilirsiniz. Tabii hukuki nedenlerden ötürü bunu açıkça ifade edememiş.
Romanın en çarpıcı yönlerinden biri, kahramanların sıradan birer polis memuru olmaktan çıkıp sistemle savaşan figürlere dönüşmeleri. Emekliliğini bekleyen yorgun bir komiser ile hırçın ve sistemle sorunlu bir diğerinin yolları kesişip, onları adaletin peşinde tehlikeli bir oyunun içine sürüklüyor. Soykan, karakterlerin iç çatışmalarını, korkularını ve cesaretlerini ilmek ilmek işleyerek okurun onlarla bağ kurmasını sağlıyor. Gerilim arada kopsa da genel olarak eksilmiyor fakat her sayfada gerçeklerle yüzleşmek giderek zorlaşıyor.
Kitap, bireyin kendini kandırarak sahte bir huzura sığınmasının sonuçlarını da sert bir şekilde sorguluyor. “İblis neden hep kazanır?” sorusuyla başlayan giriş, sadece romanın değil, aynı zamanda toplumsal bir gerçeğin de özeti gibi. İnsanların boyun eğmeyi, sorgulamamayı ve sistemin bir parçası olmayı tercih etmeleri, roman boyunca işlenen temel temalardan biri. Yazar, ülkemizdeki adalet ve vicdan kavramlarını sert bir dille eleştiriyor diyebiliriz.
Bu yüzleşme sanal bir modelde ilerlemiyor, aksine oldukça gerçekçi, FETÖ’nün 15 Temmuz öncesinde kurduğu hükümdarlığa bakınca bunu daha net anlayabiliyoruz. Fakat karakterlerden birinin geçmişte onlarla temasta olan biri olarak seçilmesi ve finalde duygusuzluğa mahkûm edilmesi bana bence biraz acımasız geldi. Sürprizin tadını kaçırmadan, detayları okuyuculara bırakıyorum.
Bu küçük rahatsız edici ayrıntıları görmezden gelirsek, İblis’i Öldür başarılı bir eser. Timur Soykan’ın yepyeni eserlerini dört gözle bekliyorum.
Teşekkürler.
İblis'i Öldür
No comments have been added yet.