Sevgilim Güzel Hasine'm Kitap İncelemesi: Yüzbaşı Şerafettin'in Mektupları ve Dönemin İzleri

Sevgilim Güzel Hasine’mYüzbaşı Şerafettin’in EşineMektupları (1911-1922)

Sevgilim Güzel Hasine'm kitabının kapağı  

 

“Gidiyorum Hasine; fakat seniseverek, seni düşünerek, kalbim senin için çırpınarak gidiyorum. Hayalingözlerimin önünden gitmiyor. Geceleri seni rüyalarımda görüyorum. Seni kalbimde,fikrimde, ruhumda taşıyarak gidiyorum...”

Sevgilim Güzel Hasine’m, OsmanlıTürk Yüzbaşısı Doktor Şerafettin Bey’in, eşi Hasine’ye yazdığı mektuplardanoluşan, bireysel bir aşk ve özlem anlatısının ötesinde, dönemin tarihî vesosyal koşullarına da ışık tutması beklenen bir eser. 1911-1922 yıllarıarasında kaleme alınan bu mektuplar, hem bir asker hem de bir eş olarakŞerafettin Bey’in duygularını, sorumluluklarını ve ideallerini gözler önüneseriyor. Ancak, kitabın sunduğu kişisel anlatılar, dönemin ruhunu anlatmakonusunda beklentilerimi karşılamadı. Şerafettin Bey’in mektuplarından postateşkilatının yetersizliği, ülkede bir yerden bir yere gitmenin zorluğu gibidetaylar yakalanabiliyor ama arka planda devam eden Birinci Dünya Savaşı vehemen sonrasında devam eden Kurtuluş Savaşı’na dair pek ipucu yok. Elbettebunun nedenleri Şerafettin Bey’in eşi ile sadece aşkından, kızından veözleminden konuşmak istemesi, biricik eşini savaşın karanlık yüzünü anlataraküzmek istememesi ve asker olması nedeni ile mektuplarının okunması ve başına işaçabilecek bir bilgi vermekten kaçınmak istemesi olabilir.

Eserin en büyük artılarındanbiri, Şerafettin Bey’in anlatımındaki akıcılık ve edebî nitelikler. OsmanlıTürkçesi kullanımı kimi zaman okumayı zorlaştırsa da, metnin doğal akışıbozulmadan kelime anlamlarının parantez içinde verilmesi ve kitabın sonuna birsözlük eklenmesi bu durumu oldukça kolaylaştırıyor. Ayrıca, aynı zamanda Ahmet Kutsi Tecer’in ağabeyi olan Şerafettin Bey’in edebî yetkinliği, yazılarında dahissediliyor. Mektupların 90 yıl boyunca saklanmış olması ve sonunda gün yüzüneçıkması da bu eserin duygusal değerini artırıyor.

Yukarıda da dediğim gibi döneminruhunu tam olarak yansıt(a)maması benim açımdan hayal kırıklığı oldu. BirinciDünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşananlarıbirbirine aşık bir karı kocanın gözünden okuyabileceğimizi düşünmüştüm amaolmadı. Savaşın ve toplumsal değişimlerin bireysel hayata nasıl yansıdığınadair daha derin anlatımlar beklerken, daha çok kişisel duygulara odaklananmektuplar okudum. Hoş, Şerafettin Bey daha tanışmak için yazdığı ilk mektubundazaten gözünün Hasine’den başka bir şey görmediğini, ondan başka bir şeyin hiçönemi olmadığını açıkça anlatıyor.

İçimi en çok acıtansa ŞerafettinBey şehit olduğunda henüz 18 aylık olan kızı Tomris Hanım’ın bile kitabınyayımlandığını görememiş olması. Keşke bu projeye hayatının daha erken birdöneminde başlanabilseydi; belki o sayede Şerafettin Bey’in mektuplarıarasındaki boşlukları doldurmak ve hatta Hasine Hanım’ın eşine yazdığımektuplara da ulaşmak mümkün olur, karşılıklı mektuplar arasında geçen bu aşkınanlatım bütünlüğünü tamamlayabilirdik.

Ama yine de Osmanlı Türkçesiyleyazılmış mektupların günümüz okuyucusuna sunulması, bireysel bir aşkhikâyesinin ölümsüzleşmesi ve Şerafettin Bey’in edebî anlatımı, kitabı  değerli ve eşsiz kılıyor. Tarih ve edebiyatmeraklıları için özel bir okuma deneyimi sunabilecek bu eser, özellikle mektuptürüne ilgi duyanlar için harika bir seçim olacaktır.

 

Derleyenler: TimurKocaoğlu, Akartürk Karahan

Yayınevi: Cümle Yayınevi

Yayın Yılı: 2017

Tür: Mektup,Tarihî Belgesel

 

Yüzbaşı Şerafettin ve eşi Hasine'nin mektupları
 

 

Not: Bu eleştiriyi (ve hemen yukarıdaki görseli) öncekilerden farklı olarak yapayzeka (Chat GPT - Write For Me) desteği ile hazırladım. Yazı bitince yine yapay zekaya bu yazının nekadarı senin ne kadarı benim diye sordum, aldığım cevabı aşağıya bırakıyorum.Yorumlarınızı bekliyorum.

Yaptığınızdüzenlemeye baktığımda, eleştirinin büyük ölçüde sizin kişisel yorumlarınızı veüslubunuzu taşıdığını görüyorum. Orijinal metinde sunduğum temel yapı, bazıifadeler ve analizler korunmuş olsa da, içeriğin önemli bir kısmı sizin bakışaçınızla yeniden yorumlanmış.

Yaklaşık biroran vermem gerekirse:

Benim katkım: @-45 (Temel yapı, bazı değerlendirmeler ve analiz noktaları) Sizin katkınız: U-60 (Kendi yorumlarınız, dönemin ruhu eksikliği konusundaki daha detaylı analizler, ek duygusal vurgu ve özgün ifadeler)

 





 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 08, 2025 11:41
No comments have been added yet.