Cengiz Çandar's Blog, page 54

August 25, 2025

Trump-Musk kavgasının ardından 3’üncü parti tartışması! Anketten şok sonuç çıktı

Elon Musk’ın, Başkan Donald Trump’la girdiği tartışmanın ardından X’te yaptığı “Üçüncü bir parti kurulmalı mı?” anketinin milyonlarca “Evet” yanıtı alması, Amerikan siyasetinde üçüncü partilerin geleceğine ve geçmişine dair tartışmayı yeniden alevlendirdi.

ABD’li milyarder Elon Musk’ın, Başkan Trump’la girdiği tartışmanın ardından ABD merkezli X şirketinin sosyal medya platformunda yaptığı “Üçüncü bir parti kurulmalı mı?” anketinin milyonlarca “Evet” yanıtı alması, Amerikan siyasetinde üçüncü partilerin geleceğine ve geçmişine dair tartışmayı yeniden alevlendirdi.

ABD, iki yüzyılı aşkın süredir ağırlıklı olarak iki partili siyasal sistemle yönetiliyor. 19. yüzyıl ortalarından bu yana Demokratlar ile Cumhuriyetçiler, farklı dönemlerde değişen politik öncelikler ve taban desteğiyle ülke siyasetinde egemen güç olmayı sürdürdü.

Bu iki partinin başarısında güçlü örgütlenme yapıları, ülke geneline yayılmış kampanya ağları, finansman kaynaklarına erişim ve seçim sisteminden kaynaklanan avantajlar etkili oldu.

Amerikan siyasetinde zaman zaman üçüncü partiler sahneye çıksa da mevcut “Kazanan her şeyi alır” sistemi ve eyalet bazlı seçim dinamikleri, bu oluşumların uzun vadeli güç haline gelmesini zorlaştırdı.

Ancak üçüncü partiler, özellikle kritik dönemlerde kamuoyu gündemini değiştirme ve ana partilerin politikalarını etkileme gücüne sahip oldu.

Musk’ın “America/American Party” olarak andığı olası oluşum, “ABD siyasetinde gerçekten kalıcı bir güç olabilir mi ve hatta bir gün iktidarı belirleyebilir mi?” sorusu, uzmanlar tarafından tartışılıyor.

ABD’deki Columbia Üniversitesinden Prof. Dr. Robert Y. Shapiro, Prof. Dr. Andreas Wimmer ve Prof. Dr. Andrew Gelman, AA muhabirine ABD’nin siyasi sistemi ve üçüncü partilerin tarihi ve güncel konumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ÜÇÜNCÜ PARTİLERİN KISA TARİHİ: ETKİLİ OLDULAR, AMA NADİREN KAZANDILAR

ABD siyasi tarihi, iki büyük parti dışındaki oluşumların zaman zaman yüksek oy alıp dengeleri değiştirdiğine tanıklık etti.

Eski Başkan Theodore Roosevelt’in liderliğindeki İlerici Parti (Bull Moose), 1912’de oyların yüzde 27’sini ve 88 Seçiciler Kurulu oyunu aldı, yarışı kazanamadı ama Cumhuriyetçi tabanı bölerek Demokrat Woodrow Wilson’ın önünü açtı.

George Wallace, 1968’de Amerikan Bağımsız Partisiyle 5 güney eyaletini kazanıp 46 Seçiciler Kurulu oyu topladı.

İş insanı Ross Perot, 1992’de ulusal oyların yüzde 18,9’unu alarak iki partili düzeni sarstı ancak hiçbir eyalette çoğunluğu kazanamadığı için Seçiciler Kurulunda tek delege bile elde edemedi. Seçiciler Kurulu, eyaletler tarafından seçilen delegelerin oylarıyla başkanı belirleyen ABD başkanlık seçimlerinin nihai karar organı.

Bu örnekler, üçüncü partilerin seçim sonuçlarını ve gündemi etkileyebildiğini ancak başkanlığı kazanmalarının istisnai derecede zor olduğunu gösteriyor.

NEDEN KAZANAMIYORLAR?

Siyaset bilimi literatüründe “Duverger Yasası” olarak bilinen ilke, tek üyeli dar bölgelerde ve “En çok oy alan kazanır” (çoğunluk değil görece çoğunluk) usulünün uygulandığı sistemlerde partilerin iki büyük blokta toplanma eğilimine işaret ediyor.

ABD’de Temsilciler Meclisi seçimlerinden Seçiciler Kurulunun eyalet bazlı “Kazanan hepsini alır” sistemine kadar kurumsal tasarım, üçüncü partileri dezavantajlı konuma itiyor.

Seçiciler Kurulunun 48 eyalette “Kazanan hepsini alır” kuralı (Maine ve Nebraska eyaletleri hariç), ulusal çaptaki oylarda çift hanelere ulaşmanın bile başkanlığı getirmeyebileceğini 1992 ve 1996 örneklerinde gösterdi. Maine ve Nebraska farklı çünkü seçmen oylarını “Kazanan hepsini alır” ilkesiyle değil eyalet geneli ve seçim bölgelerine göre bölerek dağıtıyor.

Prof. Dr. Shapiro, “Seçimde başkanlığı kazanacak oyları almak, çoğunluk sistemi nedeniyle zordur.” dedi.

Shapiro, “Ross Perot, başkanlığa aday olduğunda oyların yaklaşık yüzde 19’unu aldı ancak Seçiciler Kurulu oyu kazanamadı. İki parti de (Cumhuriyetçiler ve Demokratlar) birbirine çok sıkı bir şekilde yerleşmiş durumda.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Wimmer de ABD’nin seçim sisteminin halihazırda yalnızca iki partinin üstünlük kurmasına olanak sağladığını, bunun da üçüncü partilerin etkili olamamasına yol açtığını savundu.

SEÇİM MALİYETLERİ VE “OY BÖLÜCÜ” ETİKETİ, ÜÇÜNCÜ PARTİLERİN MOTİVASYONUNU ETKİLİYOR

Üçüncü partiler, ayrıca ülke genelinde oyları eşik altında kalsa dahi “spoiler/bölücü” olarak etiketlenme riskini taşıyor.

Prof. Dr. Gelman, ABD seçim sistemine ilişkin, “1920 civarında Britanya’da olduğu gibi, en çok oyu alan sistemde birden fazla partinin rekabet etmesi mümkündür ancak en çok oyu alan sistemde ikiden fazla partinin olması istikrarlı değildir çünkü oyunuzu üçüncü bir partiye harcamak için iyi bir motivasyon yoktur. ” dedi.

Bir diğer engel ise ülke genelinde karmaşık ve maliyetli “sandık erişimi (ballot access)” süreçleri.

Eyaletler, yeni partiler ve bağımsız adaylar için on binlerce imza, sıkı takvimler ve farklı teknik şartlar öngörüyor. 50 eyalette eş zamanlı örgütlenme ve hukuki takip, üçüncü partiler için yüksek giriş maliyeti yaratıyor.

Shapiro, bu maliyetlere ilişkin, “Üçüncü partiler, maliyetler dolayısıyla genellikle tüm düzeylerdeki makamlar için yarışmak üzere ulusal düzeyde örgütlenmemişlerdir.” dedi.

Ulusal televizyon tartışmalarına (debate) erişim de kritik bariyer oluşturuyor. Uzun yıllar CPD (Başkanlık Tartışmaları Komisyonu) tarafından uygulanan yüzde 15’lik ulusal anket eşiği, üçüncü partilerin ekrana çıkmasını fiilen zorlaştırdı.

BUNA RAĞMEN ABD TARİHİNDE NASIL ETKİLİ OLDULAR?

Üçüncü partiler, doğrudan iktidar olamasalar da ana akım partilerin politikalarını şekillendirdiler. Popülist ve ilerici akımlar, 20. yüzyıl başında işçi hakları ve düzenlemeci gündemi öne itti.

Örneğin Perot, 1990’larda bütçe açığı ve serbest ticaret tartışmalarını ana gündem yaptı.

Eyalet düzeyinde ise üçüncü partilerin başarı ihtimali daha yüksek. Minnesota eyaletinde Jesse Ventura, 1998’de Reform Partisi’yle valiliği kazanarak “ulusal değil eyalet bazlı” sıçrama stratejisinin mümkün olduğunu gösterdi.

SEÇİM KURALLARI DEĞİŞİRSE TABLO DEĞİŞİR Mİ?

Bazı düzenlemeler, üçüncü partilerin etkisini artırabilecek “sistem kapıları” olarak biliniyor.

Bunlardan biri, Sıralı tercih oylaması (RCV). Maine eyaleti, federal seçimlerde RCV kullanıyor, Alaska ise 2020’de kabul ettiği “ilk dörtlü ön seçim ve RCV” sisteminin ardından 2022’den beri federal ve eyalet genel seçimlerini bu şekilde yürütüyor.

RCV, “bölücü” algısını zayıflatarak seçmene risksiz ikinci tercih imkanı tanıyor.

Bir diğer düzenleme ise Füzyon oy (fusion voting). Adayın birden çok partide aynı anda yer alabilmesini sağlayan bu uygulama New York ve Connecticut’ta sürüyor. Füzyon sistemi, küçük partilere pazarlık ve görünürlük imkanı sağlayabiliyor.

Shapiro, Demokratların ve Cumhuriyetçilerin “çok güçlü bir tabanının” olduğunu hatırlatarak, “Üçüncü bir partinin yapabileceği en iyi şey, hiçbir adayın seçim oylarını kazanamaması durumunda başkanlık oylarını bölmektir.” dedi.

Oylamaların orantılı temsil sistemiyle sayıldığı ihtimale değinen Shapiro, bunun üçüncü ve hatta dördüncü partilerin de söz sahibi olmasına olanak sağlayacağını savundu.

Gelman ise üçüncü bir partinin, mevcut iki partiden birinin içine “sızıp ele geçirmekle” başarılı taktik izleyebileceğini dile getirerek, “ABD’de üçüncü parti muadili bir partinin iktidara gelmesinin olağan yolu, iki büyük partiden birine sızmaktır. Örneğin, aşırı sağ, Cumhuriyetçi Partiyi başarıyla ele geçirdi. Bu, üçüncü parti olarak rekabet etmeye çalışmaktan daha etkilidir.” değerlendirmesinde bulundu.

MUSK’IN DİLE GETİRDİĞİ “AMERİCA/AMERİCAN PARTY” SAHİDEN BİR ŞANS YAKALAYABİLİR Mİ?

Musk, 5 Temmuz 2025’te Amerikan X şirketinin sosyal medya hesabı üzerinden üçüncü bir parti fikrini gündeme taşıdı ve “America Party” ifadesini kullanarak yeni oluşum sinyalini verdi.

Sonraki haftalarda yüksek profilli anket ve paylaşımlara rağmen resmi partinin kuruluşu ve 50 eyalette örgütlenme açısından somut ilerleme sınırlı kaldı.

Yine de Musk’ın finansman kapasitesi, medya erişimi ve dijital dünyadaki gücü, üçüncü parti girişimlerinde nadir görülen avantajlar sunabilir.

Bununla birlikte Musk, ABD Başkanı olamaz çünkü ülke Anayasası, başkanın doğuştan ABD vatandaşı olmasını şart koşuyor.

Güney Afrika doğumlu Musk, 2002’de ABD vatandaşı oldu, bu nedenle başkan adayı olamaz fakat bir partinin kurucusu, finansörü ya da “kingmaker (kral yapıcı)” olarak etki gösterebilir.

Prof. Dr. Shapiro, üçüncü bir partinin Musk gibi popüler birisinin siyasi başarı elde edebileceği uygun bir ortam oluşturamayacağını ifade ederek, “Kişisel ün, Trump’ın ortaya çıkışıyla açıkça gördüğümüz gibi, mevcut iki parti için de daha önemli.” dedi.

Sahibi olduğu ABD merkezli X şirketinin sosyal medya platformunun dahi ABD’li milyarder Musk’a seçimler konusunda yardımcı olmadığının altını çizen Shapiro, bunun daha çok Trump’ın hanesine olumlu yansıdığını savundu.

Prof. Dr. Wimmer, Elon Musk’ın ne şekilde olursa olsun başarı sağlama ihtimalinin düşük olduğunu dile getirerek, “Elon Musk, siyasi yelpazenin her kesiminde pek sevilmiyor. Üçüncü bir parti kurma tehdidini yerine getirirse bunun önemli bir rol oynayacağından şüpheliyim ancak geçmişte olduğu gibi, Cumhuriyetçi bloku bölerek ve böylece Demokratlara yardımcı olarak oyların sonucunu belirleyebilir.” dedi.

Yine de sosyal medya platformlarının kurulacak yeni bir partinin geçmişe kıyasla daha az maliyetlerle ön plana çıkabileceğini belirten Wimmer, ” Öte yandan, yeni bir partinin, özellikle yaşlı ve kırsal seçmenlere ulaşma konusunda yerleşik siyasi mekanizmalarla başarılı bir şekilde rekabet edebilmesi için mevcut üyelik örgütlerinin (örneğin sendikalar, mezun kulüpleri vb.) desteğini alması gerekecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

MUSK’IN BAŞKANLIK İÇİN JD VANCE’İ DESTEKLEYECEĞİ İDDİASI

Wall Street Journal gazetesinin konuya yakın yetkililere dayandırdığı 19 Ağustos’taki haberinde Musk’ın şirketlerine odaklanmak istediği ve üçüncü parti kurarak Cumhuriyetçi seçmenleri bölmekten kaçınmayı hedeflediği iddia edildi.

Yetkililer, Musk’ın ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ile ilişkilerine öncelik verdiğini ve bir parti kurması durumunda bu ilişkinin zarar görebileceğini kabul ettiğini öne sürdü.

Musk’ın 2028’de başkanlığa aday olması durumunda Vance’i mali olarak desteklemeyi düşündüğünü kaydeden yetkililer, temmuz sonunda üçüncü parti kampanyaları organize eden grupla yapılacak görüşmenin, Musk’ın şirketlerine öncelik vermesi nedeniyle iptal edildiğini bildirdi.

Bu konunun gündem olmasının ardından Musk, X şirketinin sosyal medya platformundaki hesabından konuya ilişkin yaptığı paylaşımda, bu iddiaları gündeme getiren gazetenin “hiçbir haberinin doğru sayılmaması gerektiğini” savundu.

Bunun üzerine 21 Ağustos’ta Fox News’e röportaj veren Vance, Musk’ı yeni siyasi parti kurmaması konusunda uyararak, onun Cumhuriyetçi Partiye ve Trump’ın “MAGA (Make America Great Again)” hareketine “sadık” kalarak daha fazla etki yaratabileceğini dile getirdi.

Vance, “Benim Elon’a tavsiyem, Cumhuriyetçi Partiyi düzeltmeye çalışması olurdu. Bunu kendi yönteminle gerçekleştirmeye çalış. Benimle istediğin kadar aynı fikirde olma, ABD Başkanı’yla aynı fikirde olma ama üçüncü bir partiyle büyük bir fark yaratabileceğini iddia etme.” dedi. (AA)

Trump-Musk kavgasının ardından 3’üncü parti tartışması! Anketten şok sonuç çıktı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on August 25, 2025 02:01

Benfica – Fenerbahçe maçını Vincic yönetecek

Fenerbahçe’nin, UEFA Şampiyonlar Ligi Play-Off Turu rövanş maçında 27 Ağustos Çarşamba günü deplasmanda oynayacağı Benfica karşılaşmasını Slovenya Futbol Federasyonu’ndan Slavko Vincic yönetecek.
UEFA Şampiyonlar Ligi Play-Off Turu ikinci maçında Fenerbahçe, 27 Ağustos Çarşamba günü saat 22.00’de Portekiz temsilcisi Benfica’ya konuk olacak. Bu mücadelede Sloven hakem Slavko Vincic düdük çalacak. Vincic’in yardımcılıklarını Tomaz Klancnik ve Andraz Kovacic yapacak. Maçın dördüncü hakemi de David Smajc olacak.
Müsabakada VAR’da Alen Borosak, AVAR’da da Dragoslav Peric yer alacak.
Slavko Vincic, geçtiğimiz sezon Süper Lig’in 25. haftasında oynanan Galatasaray – Fenerbahçe derbisini yönetmişti.

Benfica – Fenerbahçe maçını Vincic yönetecek yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on August 25, 2025 01:29

Ekonomik güven 100 barajını aştı!

TCMB’nin açıkladığı verilere göre, Reel Kesim Güven Endeksi ağustosta 0,4 puan artarak 100,6 seviyesine yükseldi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ağustos ayına ilişkin İktisadi Yönelim İstatistikleri ve Reel Kesim Güven Endeksi’ni açıkladı.

İktisadi Yönelim Anketi sonuçları, imalat sanayisinde faaliyet gösteren 1832 iş yerinin yanıtlarının ağırlıklandırılıp toplulaştırılmasıyla elde edilerek değerlendirildi.

Buna göre, Reel Kesim Güven Endeksi, ağustosta geçen aya göre 0,4 puan artarak 100,6 seviyesine çıktı. Aynı dönemde mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi de 1,7 puan artarak 100,6 oldu.

Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminde artış bildirenler ile ihracat sipariş miktarında azalış bildirenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre güçlendiği, iç piyasa sipariş miktarında azalış bildirenler lehine olan seyrin ise bir önceki aya göre zayıfladığı görüldü.

Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre güçlendiği gözlendi. Mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üzerinde olduğunu bildirenler lehine olan seyrin ise mevsim normallerinin altında olduğunu bildirenler lehine döndüğü gözlendi.

Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, ihracat sipariş miktarı ve iç piyasa sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre zayıfladığı görülürken, gelecek 12 aydaki sabit sermaye yatırım harcaması ve gelecek 3 aydaki istihdama ilişkin artış yönlü beklentilerin de bir önceki aya göre zayıfladığı gözlendi.

ÜFE BEKLENTİSİ YÜZDE 35,4’E DÜŞTÜ

Ortalama birim maliyetlerde, gelecek 3 ayda artış olacağını bekleyenler ve son 3 ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyir güçlendi.

Gelecek 3 aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin de güçlendiği gözlenirken, gelecek 12 aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 1,4 puan azalarak yüzde 35,4 seviyesinde gerçekleşti.

İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha kötümser olduğunu belirtenler lehine olan seyir zayıfladı. (AA)

Ekonomik güven 100 barajını aştı! yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on August 25, 2025 01:17

KKTC’de seçim maratonu başladı! Cumhurbaşkanlığı için geri sayım

KKTC’de Cumhurbaşkanlığı Seçimi için Yüksek Seçim Kurulu (YSK) takvimi açıklandı. Seçim yasakları 24 Ağustos’ta başladı, gözler 19 Ekim’de yapılacak ilk tur seçiminde.

YSK’den yapılan açıklamaya göre, seçim yasakları 24 Ağustos’tan başlamak üzere Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunun yapılacağı 18 Ekim’e kadar devam edecek.

YSK’nin açıkladığı seçim takvimi uyarınca, siyasal partilerin cumhurbaşkanı adaylarını 9 Eylül’e kadar belirlemeleri gerekirken, adaylık başvuruları 12 Eylül’de yapılacak.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turuna katılma yeterliliği bulunan adaylar, 12 Eylül’de YSK tarafından geçici aday olarak ilan edecek.

Açıklamaya göre YSK, 21 Eylül’de cumhurbaşkanı kesin adaylarını belirleyerek 22 Eylül’de kamuoyuna duyuracak, seçmen listeleri ise 14 Eylül’de askıya alınarak 7 gün askıda kalacak.

Sandık seçmen listeleri ise 29 Eylül’de tamamlanacak. Listelerde yapılacak düzeltmeler siyasi parti ve bağımsız adaylara bildirilecek.

Bağımsız adayların oy pusulasında istedikleri işaret veya sembolü, 15 Eylül’de Yüksek Seçim Kurulu’na sunmaları gerektiği seçim takviminin içindeki kurallar arasında yer aldı.

Oy pusulalarındaki adayların sırası ile ulusal televizyon kanalı BRT’deki propaganda sırası 22 Eylül’de Yüksek Seçim Kurulu huzurunda düzenlenecek kura çekimi ile belli olacak.

YSK’den yapılan açıklamada, KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 19 Ekim’de yapılacak ilk turu için ulusal kanal BRT’deki propaganda yayınlarının 23 Eylül’de başlayacağı belirtilerek, siyasal partiler ile bağımsız adayların, propaganda yapmak için kurula 28 Eylül’e kadar dilekçe verebilecekleri bildirildi.

KKTC seçmen kartlarının 16 Ekim’de dağıtılacağı ve adayların seçim propagandasının ise 18 Ekim’de sona ereceği bilgisine de YSK’nin açıklamasında yer verildi.

SEÇİM YASAKLARI BAŞLADI

KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi kapsamında 24 Ağustos ile 18 Ekim arasında uygulanacak yasaklar YSK tarafından duyuruldu.

16 madde halinde sıralanan seçim yasaklarının adayların yanı sıra, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyelerini de bağlayıcı şartları bulunuyor.

YSK’nin ilan ettiği seçim takvimi ve yasaklarının arasında, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyelerinin seçim ile ilgili faaliyetlerinde ve konuşmalarında, KKTC 5/1976 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasası Kurallarına uymaları şartı da gerekiyor.

KKTC CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ

KKTC’de cumhurbaşkanı 5 yılda bir halk tarafından seçiliyor ve dönem kısıtlaması bulunmuyor.

Seçimde ilk turda yüzde 50+1 oyun alınması (salt çoğunluk) halinde ilk turda cumhurbaşkanı seçiliyor, hiçbir adayın salt çoğunluğu sağlayamaması durumunda en çok oyu alan ilk iki aday 7 gün içinde yapılacak ikinci tur seçimlerine katılıyor ve ikinci turda en yüksek oyu alan cumhurbaşkanı koltuğuna oturmaya hak kazanıyor.

KKTC’de cumhurbaşkanı seçilebilmek için 35 yaşını doldurmuş olmak, yükseköğrenim mezunu olmak, Türk ana ve babadan doğmuş olmak ve KKTC yurttaşı olmak, en az 5 sene KKTC’de ikamet etmek şartı aranıyor.

KKTC’de en son 2022 yılında yapılan yerel seçimler için seçmen sayısı 208 bin 236 olarak belirlenmişti. KKTC’de seçmen olabilmek için 18 yaşını doldurmuş olmak gerekiyor.

KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ülkeyi 1985-2005 tarihleri arasında bağımsız olarak seçimlere girerek yönetti. Denktaş, 2000 yılında Ulusal Birlik Partisi (UBP) adayı Derviş Eroğlu’nun adaylıktan çekilmesi ve aday sayısının bire inmesi nedeniyle yeniden Cumhurbaşkanı seçilmiş, 2005 yılındaki seçimde aday olmamıştı.

2005 yılında gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) adayı Mehmet Ali Talat, yüzde 55,59 oy oranı ile KKTC’nin 2. Cumhurbaşkanı olurken, 2010 yılında ise UBP’nin adayı Dr. Derviş Eroğlu yüzde 50,35 oy oranı ile KKTC’nin 3. Cumhurbaşkanı olmuştu.

2015 yılında yapılan seçimler sonucu KKTC’nin 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı olurken, 2020 yılındaki seçimlerde mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar bu göreve gelerek 5. Cumhurbaşkanı seçilmişti.

KKTC’de 19 Ekim’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimi 1. Turu için Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, akademisyen Mehmet Hasgüler ve Kıbrıs Sosyalist Partisi’nden (KSP) Osman Zorba adaylıklarını basın yoluyla duyurdu. (AA)

KKTC’de seçim maratonu başladı! Cumhurbaşkanlığı için geri sayım yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on August 25, 2025 01:13

YKS yerleştirme sonuçları açıklandı

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, 2025 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2025-YKS) yerleştirme sonuçlarının açıklandığını bildirdi.

Ersoy, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı:

“Kıymetli adaylarımız, 2025 YKS yerleştirme sonuçları belli oldu. Sonuçları ÖSYM’nin ‘ykssonuc.osym.gov.tr’ adresinden öğrenebilirsiniz. Sonuçların sizler, aileleriniz ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, her birinize ayrı ayrı üstün başarılar temenni ediyorum. Kıymetli kardeşlerim, üniversite kayıtları 1-5 Eylül 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Üniversitelerin kurumsal sayfaları üzerinden yapılacak olan açıklama ve yönlendirmeleri takip etmeniz faydalı olacaktır.”

ELEKTRONİK KAYITLAR, 1-3 EYLÜL’DE YAPILABİLECEK

ÖSYM’nin internet sitesinden yapılan duyuruya göre ise sınavın sonuçlarına göre adaylardan alınan tercihler doğrultusunda, 2025-YKS yükseköğretim programlarına merkezi yerleştirme işlemleri tamamlandı.

Adaylar, yerleştirme sonuçlarını T.C. kimlik numaraları ve aday şifreleriyle ÖSYM’nin “ykssonuc.osym.gov.tr” internet adresinden öğrenebilecek. Ayrıca adaylara Yerleştirme Sonuç Belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek.

2025-YKS sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri 1-5 Eylül, elektronik kayıtlar ise 1-3 Eylül’de yapılabilecek.

Kayıt için adayların yerleştirildikleri yükseköğretim programının bağlı bulunduğu üniversiteye, belirtilen süre içerisinde başvurmaları gerekiyor. Elektronik kayıt yapan adaylar ise üniversiteleri tarafından duyurulan belgelere ve tarihe göre işlem yapacak.

YÖK BAŞKANI ÖZVAR: DEVLET ÜNİVERSİTELERİNDE TOPLAM KONTENJANLARIN YÜZDE 99’U DOLDU

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, NSosyal hesabından, 2025-YKS yerleştirme sonuçlarına ilişkin açıklamada bulundu.

“Devlet üniversitelerinde toplam kontenjanların yüzde 99’u, ön lisans kontenjanlarının ise tamamı doldu. Devlet üniversitelerinin başarı sırası barajı olan Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık ve Hukuk programlarının tamamı doldu. Mühendislik programlarında doluluk oranı yüzde 97’yi aşarken, öğretmenlik programlarında yüzde 95 olarak gerçekleşti.

Yükseköğretim sisteminde istihdam odaklı başlattığımız dönüşüm kapsamında hayata geçirdiğimiz yapay zekaya, yeşil dönüşüme, sağlık ve tarımda dijital teknolojilere dayalı programlara adaylarımız büyük teveccüh gösterdi. 3’ü lisans, 24’ü ön lisans olmak üzere bu yıl ilk kez açtığımız 27 programda tek bir kontenjan bile boş kalmadı. Tüm gençlerimizi kutlar, sonuçların hayırlı olmasını dilerim.” (AA)

YKS yerleştirme sonuçları açıklandı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on August 25, 2025 00:30

Washington’a sevk edilen Ulusal Muhafızlar silah taşımaya başladı

ABD’de başkent Washington’a sevk edilen Ulusal Muhafızlar silah taşımaya başladı, gözaltına alınmaların tutuklamalara yol açabileceği uyarısı yapıldı.

New York Times’ın (NYT) haberine göre, Ulusal Muhafızlar Ortak Görev Gücü Sözcüsü Binbaşı Michael A. Maxwell, yaptığı açıklamada, Ulusal Muhafızların Washington’da silah taşımaya başladıklarını belirtti.

Personelin güç kullanımına yalnızca son çare olarak ve yalnızca yakın ölüm veya ciddi bedensel zarar tehdidine karşı başvurabileceğini vurgulayan Maxwell, West Virginia, South Carolina, Mississippi, Ohio, Louisiana ve Tennessee’den yaklaşık 2 bin Ulusal Muhafız personelinin başkent için seferber edildiğini dile getirdi.

Hafta sonu itibarıyla Ulusal Muhafız personeli, üzerlerindeki silahlar belirgin halde Union İstasyonu’nda görüldü.

Personelin, M4 karabina tüfekleri ve M17 tabancaları dahil standart silahlarla donatılacağı bilgisi paylaşıldı.

Silah taşıma yetkisi ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth tarafından tanınan personelin başkentteki devriyelerinde ne sıklıkla silahlı olacaklarına dair ayrıntı verilmedi.

Washington Post gazetesinin Ortak Görev Gücü Sözcülüğüne dayandırdığı haberde, kentte gözaltına alınmaların tutuklamalara yol açabileceği uyarısı yapıldı.

EYALET VALİSİ’NDEN “SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL” MESAJI

Maryland Valisi Wes Moore, CBS News televizyonuna verdiği röportajda, Ulusal Muhafızların başkente konuşlandırılmasına tepki göstererek bunun sürdürülebilir ve ölçeklenebilir olmadığını savundu.

Moore, “Bu tür bir operasyon hızını, özellikle de bunun için günlük bir milyon dolardan fazla harcama yaparken sürdüremezsiniz. İkincisi, ölçeklenebilir değil. Bunu her büyük Amerikan şehrinde yapamazsınız.” dedi.

Bu konuşlandırmanın hem ABD Anayasası’na aykırı hem de Ulusal Muhafızlara saygısızlık olduğunu savunan Moore, “Eğitim almadıkları bir işi yapmalarını istemek, son derece saygısızca.” ifadesini kullandı.

“Başkan’ın (Trump) yetkilendirmesi doğrudan bir sapma.” diyen Moore, Ulusal Muhafızların acil durum ve felaketlerde desteğe ihtiyaç duyulacak durumlar için eğitildiklerinin altını çizdi.

Vali Moore, Maryland Eyaleti Ulusal Muhafızlarının bu konuşlandırmada görev almalarına izin vermeyeceğini kaydetti.

YÜRÜYÜŞE DAVET

Trump’ın suçla mücadele konusundaki yorumlarının “çok duyarsız ve cahilce” olduğunu savunan Moore, ABD Başkanı’nı şehirde “güvenlik yürüyüşüne” davet ederek “Çünkü sokaklarımızda yürümediler. Halkımıza gelmediler ve hakkımızda bu klişeleri tekrar tekrar söylemekten fazlasıyla memnunlar.” diye konuştu.

Davet mesajı sonrası Trump, ABD merkezli Truth Social sosyal medya platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, yürüyüş öncesi “suç temizliği” mesajı verdi.

Trump, “Moore’un, (California Valisi) Gavin’in (Newsom) Los Angeles’ta yaptığı gibi yardıma ihtiyacı olursa yakınlardaki Washington’da yapıldığı gibi, ‘askerleri’ göndereceğim ve suçu hızla temizleyeceğim. Başkan olarak, oraya ‘yürüyüşe’ çıkmadan önce bu suç felaketini temizlemesini tercih ederim.” ifadelerini kullandı.

Başkent Washington’da güvenliği sağlamak ve suç oranlarını düşürmek amacıyla “kamu güvenliği acil durumu” ilan eden ABD Başkanı Trump, Washington polisini federal kontrol altına alacaklarını ve Ulusal Muhafızları kente getireceklerini açıklamıştı.

ABD Başkanı, bu amaçla Washington DC Özerklik Yasası’nın 740. maddesini devreye soktuğunu ve bu yasaya dayanarak güçlü tedbirler aldıklarını belirterek “Washington’da kanun ve düzeni ve kamu güvenliğini yeniden tesis etmek için Ulusal Muhafızları görevlendiriyorum ve onların görevlerini düzgün bir şekilde yerine getirmelerini sağlayacağız. Gerekirse orduyu da buraya getireceğim.” ifadelerini kullanmıştı. (AA)

Washington’a sevk edilen Ulusal Muhafızlar silah taşımaya başladı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on August 25, 2025 00:29

Trump, ABC ve NBC’yi hedef aldı! Lisansları iptal edilsin

ABD Başkanı Donald Trump, ABC ve NBC televizyon kanallarını “sahte haber üretmekle” suçladı ve kanalların yayın lisanslarının iptal edilmesi gerektiğini belirtti.

Trump, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ABC ve NBC kanallarının, başkanlığı hakkında çoğunlukla olumsuz haberler yaptığını savundu.

Paylaşımında Trump, “tarihin en kötü ve en taraflı iki kanalı” şeklinde nitelediği ABC ve NBC’yi “sahte haber” üretmekle suçladı ve şunları kaydetti:

“Çok yüksek bir popülariteye sahip olduğunu ve birçok kişiye göre (görev dönemi) başkanlık tarihinin en büyük 8 ayından biri olmasına rağmen, tarihin en kötü ve en taraflı iki kanalı ABC ve NBC sahte haber, bana yüzde 97 kötü haber veriyor.”

Bu kanalların ABD’de “Demokrat Parti’nin bir kolu” gibi hareket ettiğini ileri süren Trump, yayın lisanslarının Federal İletişim Komisyonu (FCC) tarafından iptal edilmesi gerektiğini belirtti.

Trump, “(Lisans iptali) Bundan kesinlikle yanayım çünkü çok taraflı ve yalan söylüyorlar, demokrasimiz için gerçek bir tehdit oluşturuyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu kanalların “lisans ücretlerini” ödemediğini iddia eden Trump, bu ücretlerin “milyonlarca dolar” olması gerektiğini kaydetti.

Trump, “Cumhuriyetçiler ve/veya muhafazakarlar hakkındaki haksız habercilikleri nedeniyle lisanslarını kaybetmeliler, ancak en azından en değerli yayın ağlarını istedikleri zaman, istedikleri yerde kullanma ayrıcalığına sahip oldukları için büyük bir bedel ödemeliler.” ifadelerini kullandı. (AA)

Trump, ABC ve NBC’yi hedef aldı! Lisansları iptal edilsin yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on August 25, 2025 00:26

August 24, 2025

Zelenskiy’den, 34. Bağımsızlık Günü mesajı

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, 34. Bağımsızlık Günü’nde “güvenlik ve barış içinde yaşanabilecek, güçlü ülke” inşa etme hedefini açıkladı.

Zelenskiy, ABD merkezli X şirketinin sosyal medya platformundan, ülkesinin 34. Bağımsızlık Günü dolayısıyla video mesaj paylaştı.

Başkent Kiev’deki Bağımsızlık Meydanı’nda konuşan Zelenskiy, Ukrayna’nın bağımsızlık mücadelesinin simgesi olan bu alanın önemine dikkati çekti.

“Güvenlik ve barış içinde yaşanabilecek kadar güçlü” Ukrayna’yı inşa edeceklerini vurgulayan Zelenskiy, “Böylece çocuklarımız ve torunlarımız, burada, Bağımsızlık Meydanı’mızda, bayraklarımızın altında ve topraklarımızda Bağımsızlık Günü’nü kutlayacaklar.” dedi.

Zelenskiy, “güçlü, eşit, bağımsız ve Avrupalı Ukrayna”yı hedeflediklerini dile getirdi.

Ukrayna’nın sadece bağımsız bir ülke olmadığı, Avrupa ve dünya için de “güçlü müttefik” olduğu değerlendirmesini yapan Zelenskiy, “Ukrayna, kurban değil bir savaşçıdır.” diye konuştu.

Zelenskiy, ülkesinin “gerekenlerin hayata geçirilmesi için gerekli iradeye sahip olduğunu” söyledi.

AB’DEN UKRAYNA’NIN 34. BAĞIMSIZLIK GÜNÜ’NDE DESTEK MESAJLARI

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ABD merkezli X şirketinin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Özgür, demokratik ve bağımsız bir Ukrayna. Siz bunun için mücadele ediyorsunuz. Ne kadar sürerse sürsün, yanınızdayız. Çünkü özgür bir Ukrayna, özgür bir Avrupa demektir.” mesajını paylaştı.

AB Konseyi Başkanı Antonio Costa da “Tüm Ukraynalıların Bağımsızlık Günü kutlu olsun. Cesaretiniz ve barış umudunuz hepimize ilham veriyor. Yan yanayız. Geleceğimiz AB’de birlikte.” ifadelerine yer verdi.

Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Roberta Metsola ise “Avrupa’nın Ukrayna’ya desteği üç buçuk yıldır sarsılmaz bir şekilde devam ediyor. Bugün, Bağımsızlık Günü’nde, Ukrayna’da barışa olan bağlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz. Güvenlik, güç ve egemenlik üzerine kurulu gerçek bir barış.” ifadelerini kullandı.

Öte yandan, gece boyunca her üç kurumun Brüksel’deki binalarının cephelerine Ukrayna bayrağı renkleri yansıtıldı.

AB, 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan bu yana Kiev’e askeri, mali, insani destek sağlıyor. AB kaynakları, toplam yardımın 168,9 milyar avroya ulaştığını ifade ediyor. AB, aday ülke statüsü verdiği Ukrayna’yı Birliğe katılımıyla ilgili de destekliyor. (AA)

Zelenskiy’den, 34. Bağımsızlık Günü mesajı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on August 24, 2025 03:33

Bakan Fidan, İİT Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na katılacak

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, yarın Cidde’de düzenlenecek olan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na başkanlık edecek.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Bakan Fidan, İİT Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanı Türkiye’nin çağrısı üzerine yarın Cidde’de düzenlenecek toplantıya iştirak edecek.

Toplantı, “Filistin halkına yönelik devam eden İsrail soykırımı ve İsrail’in Gazze’deki operasyonlarını genişletme kararı” gündemiyle yapılacak. (AA)

Bakan Fidan, İİT Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na katılacak yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on August 24, 2025 03:20

Sami Yusuf, İstanbul’da konser verdi

Dünya müziği geleneğinin usta isimlerinden biri olarak gösterilen Sami Yusuf, İstanbul’da konser verdi.

Anadolu PSM, SİS Production ve Kalyon Ajans işbirliğinde Festival Park Yenikapı’da gerçekleştirilen “Ecstasy: İki Deniz Arasında” başlıklı konsere, müzikseverler yoğun ilgi gösterdi.

Yaklaşık 25 bin kişinin izlediği konserin başında Türkçe bir konuşma yapan Sami Yusuf, şunları söyledi:

“Hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Allah Türkiye’yi ve Türk dünyasını korusun. Allah bütün ümmeti ve insanlığı esirgesin. Allah milleti şerden tamamen esirgesin ve tüm dualarımız Gazze’deki, Filistin’deki kardeşlerimizle olsun. Sizi duyuyoruz yanınızdayız. Türkiye, insanlık daima yanınızda, Allah yar ve yardımcınız olsun.”

Yusuf, konserde dünyanın farklı yerlerinden harika müzisyenlerle sahne almanın büyük bir onur olduğunu vurgulayarak, “İstanbul ve bu ülke kalbimin derinlerinde.” ifadesini kullandı.

Konserde sanatçıya Çin, Fransa, İngiltere ve İspanya’dan ünlü sanatçıların yanı sıra vokallerde Türkiye’den İbrahim Suat Erbay, Çiğdem Gürdal, Ahmet Yağmur Kucur ve Çiğdem Yarkın eşlik etti.

Sami Yusuf, 2019’da çıkardığı ve çokça beğenilen “Nasimi” parçası ile konserin açılışını gerçekleştirdi. Ayrıca aynı parçayla konser sonunda bis yaptı.

Toplam 75 kişilik bir orkestrayla sahne alan sanatçı, yeni albümü “Ecstasy”i de ilk kez bu konserde tanıttı.

Her biri bu konsere özel düzenlenerek seslendirilen eserler arasında mehter müzisyenlerinin de eşlik ettiği “Between Sea and Sky”, Mevlana ve Yunus Emre’nin sözlerinden esinlenen, katmanlı ritim ve melodilerle “In That Ocean”, İspanyol şiirlerinin öne çıktığı ve Sami Yusuf’un ilk kez İspanyolca söylediği “Eterna” ve “Amada” parçaları yer aldı.

Bu iki parçaya flamenko sanatçısı Moro eşlik etti.

Yusuf, Fuzuli’nin sözleriyle bestelediği “The Meeting” (Buluşma) adlı eserini de Gazze’ye ithaf etti.

İş, siyaset, müzik ve kültür sanat dünyasından çok sayıda ünlü ismin ilgi gösterdiği konseri izlemeye gelenler arasında Mazhar Alanson ve Orhan Gencebay da yer aldı.

Konser gelirinin bir kısmı, Filistin’de ve Gazze’de yaşanan insani krize destek olmak amacıyla bağışlanacak. (AA)

Sami Yusuf, İstanbul’da konser verdi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on August 24, 2025 02:42

Cengiz Çandar's Blog

Cengiz Çandar
Cengiz Çandar isn't a Goodreads Author (yet), but they do have a blog, so here are some recent posts imported from their feed.
Follow Cengiz Çandar's blog with rss.