Cengiz Çandar's Blog, page 258

February 1, 2025

Havada görsel şölen: Venüs ve hilal…

Toronto’da Hilal ve Venüs aynı kadrajda buluştu. Ortaya enfes gördüntüler çıktıb

Kanada’nın Toronto şehrinde, binaların üzerinden yükselen hilal ve Venüs gezegeni bir arada görüntülendi.

Bu tarihi günler öncesinden bekleyen binlerce amatör fotoğrafçı da bu anı ölümsüzleştirdi. (Mert Alper Derviş-AA)

Havada görsel şölen: Venüs ve hilal… yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 01, 2025 22:51

NASA YR4 için tarih verdi: 22 Aralık 2032

 ABD Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA), yeni tespit edilen ve 2024 YR4 adı verilen bir asteroidin sekiz yıl içinde Dünya’ya çarpma ihtimalinin yüzde 1.33 olduğunu bildirdi.

ABC News’un haberine göre, NASA’nın Dünya’ya Yakın Nesne Çalışmaları Merkezi, yaptığı analizlerde, geçen yıl tespit edilen söz konusu gök cisminin 22 Aralık 2032’de Dünya’ya çarpma olasılığını inceledi.

2024 YR4’nin 8 yıl içinde Dünya’ya çarpma ihtimalinin yüzde 1.33 olduğu sonucuna ulaşılırken bu oran düşük bir olasılık gibi görünse de şimdiye kadarki en yüksek çarpma olasılıklarından biri olarak öne çıkıyor.

Söz konusu gök cismi 2024 YR4 ilk olarak 27 Aralık 2024’te Şili’deki Río Hurtado teleskobu tarafından tespit edilirken boyutlarının ise 40 ila 100 metre genişliğinde olduğu tahmin ediliyor.

Öte yandan, gök bilimciler, 2024 YR4’ün büyük ölçekte yıkıma yol açmayacağı ancak çarpması halinde yalnızca 50 kilometrelik bir alanda hasar bırakabileceğini ön görüyor.

Gök cisminin çarpabileceği yerler arasında ise doğu Pasifik, kuzey Güney Amerika, Afrika ve Güney Asya gösteriliyor.

Uluslararası uzay ajansları, 2024 YR4’ün izlenilmeye devam edileceği ve çarpma ihtimaline karşı ise asteroidin yönünün değiştirilmeye çalışılacağı kaydediliyor. (AA)

NASA YR4 için tarih verdi: 22 Aralık 2032 yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 01, 2025 22:43

Kanada’dan ABD’ye gümrük misillemesi!

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, ABD Başkanı Donald Trump’ın uygulama kararı aldığı ek gümrük tarifelerine misilleme olarak, ABD’den yapılan 155 milyar Kanada doları (yaklaşık 107 milyar dolar) değerindeki ithalata yüzde 25 gümrük vergisi koyacaklarını açıkladı.

Trudeau, düzenlediği basın toplantısında, ABD’den yapılan 155 milyar Kanada doları değerindeki ithalata yüzde 25 gümrük vergisi uygulanacağını, bu tarifelerin 30 milyar Kanada doları değerindeki mallar için salı gününden itibaren, 125 milyar Kanada doları değerindeki mallar için ise 21 gün içinde yürürlüğe gireceğini aktardı.

ABD’nin uyguladığı tarifeler gibi Kanada’nın yanıtının da geniş çaplı olacağını ifade eden Trudeau, uygulamanın alkollü içki, meyve suyu, sebze, parfüm, giyim, ayakkabı, ev aletleri, mobilya, spor malzemeleri, kereste, plastik gibi ürünleri kapsayacağını kaydetti.

Kanada için güçlü duracaklarını vurgulayan Trudeau, “Yanıtımızın bir parçası olarak, bazıları kritik mineraller, enerji tedariki ve diğer ortaklıklarla ilgili olmak üzere, tarife dışı çeşitli tedbirleri değerlendiriyoruz.” dedi.

– “Tarifeler Amerikan halkı için gerçek sonuçlar doğuracak”

Trudeau, bu durumun Kanadalılara zarar vereceğine ancak Amerikan halkı için de gerçek sonuçlar doğuracağına dikkati çekerek Amerikalılara seslendi.

Kanada Başbakanı Trudeau “Kanada’ya yönelik gümrük vergileri işlerinizi riske atacak, potansiyel olarak Amerikan otomobil montaj fabrikalarını ve diğer üretim tesislerini kapatacak. Marketteki yiyecek, pompadaki benzin de dahil olmak üzere sizin için maliyetleri artıracak.” ifadelerini kullandı.

Trudeau, gümrük vergilerinin Amerikalıların güvenliği için hayati önem taşıyan malların uygun fiyatlı tedarikine erişimini de engelleyeceğini belirterek, bunun birkaç yıl önce müzakere edilip imzalanan serbest ticaret anlaşmasını da ihlal edeceğini belirtti.

Kanada ile ABD’nin birlikte, dünyanın gördüğü en başarılı ekonomik ve askeri ortaklığını inşa ettiğini dile getiren Trudeau, “Eğer Başkan Trump, ABD için yeni bir altın çağ başlatmak istiyorsa, en iyi yol bizi cezalandırmak değil Kanada ile ortaklık kurmaktır.” diye konuştu.

Trudeau, Kanada’nın kritik minerallere, güvenilir ve uygun fiyatlı enerjiye, istikrarlı demokratik kurumlara, ortak değerlere ve ABD’nin ihtiyacı olan doğal kaynaklara sahip olduğunu vurgulayarak, birlikte çalışmaya hazır olduklarını bildirdi.

Sınırının halihazırda güvenli ve emniyetli olduğunu ancak her zaman yapılacak daha çok iş bulunduğunu kaydeden Trudeau, ABD’ye fentanil akışının ve yasa dışı geçişlerin yüzde 1’inden daha azının Kanada’dan geldiğini belirtti. (AA)

Kanada’dan ABD’ye gümrük misillemesi! yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 01, 2025 22:39

ABD ‘vergi listesi’ni genişletiyor: Çin’den sonra Kanada

ABD yönetimi, Kanada ve Meksika’dan ithal edilen mallara yüzde 25, Çin’den yapılan ithalata yüzde 10 oranında ek gümrük vergisi getirildiğini duyurdu.

ABD Başkanı Donald Trump, Kanada, Meksika ve Çin’den yapılan ithalata ek gümrük verigisi getirilmesini öngören bir karaname imzaladı.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Kanada ve Meksika’dan yapılan ithalata yüzde 25, Çin’den yapılan ithalata ise yüzde 10 ek gümrük vergisi uygulanacağı bildirildi.

Kanada’dan ithal edilen enerji kaynaklarına ise yüzde 10’luk daha düşük bir tarife uygulanacağı kaydedildi. (AA)

ABD ‘vergi listesi’ni genişletiyor: Çin’den sonra Kanada yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 01, 2025 22:21

Rusya saldırılarını artırıyor!

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna ordusunun Rus toprağı Kursk bölgesinin Suca kentindeki bir yatılı okula füze saldırısı düzenlediğini bildirdi.

Bakanlık, Ukrayna ordusunun Kursk bölgesindeki eylemlerine dair açıklamada bulundu.

Açıklamada, “Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, Suca şehrindeki yatılı okula füze saldırısı düzenleyerek savaş suçu işledi. Füzeler Ukrayna’nın Sumi bölgesinden fırlatıldı.” ifadelerine yer verildi.

Bunun kışkırtıcı bir eylem olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Bu provokasyonla Kiev rejiminin Kursk bölgesindeki Russkoye Poreçnoye köyünde yaptığı vahşeti kamuoyundan gizlenmesi amaçlandı. Sivil unsura yönelik saldırı, Kiev’in başında olanların terörist ve insanlık dışı doğasını bir kez daha gösterdi.” (AA)

Rusya saldırılarını artırıyor! yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 01, 2025 22:19

Petro’dan Trump’a ‘faşist’ tepkisi

 Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, ABD Başkanı Donald Trump’ın göçmenlere yönelik politikasını “faşizm” uygulamalarına benzetti.

Özel bir televizyona konuşan Petro, Trump’ın göçmen politikalarını ve iki ülke arasındaki diplomatik gerginliği ele aldı.

Petro, Trump’ın her göçmene suçlu gözüyle baktığını vurgulayarak, “Nüfus gruplarını kriminalize etmemeliyiz. Her beyaz Amerikalı sömürücüdür diyemem, çünkü büyük bir hata yapmış olurum. Beyaz oldukları için hepsinin yağmacı olduğunu ve suç işlediğini söyleyemem, çünkü 1933’te Almanya’da olan buydu. Dini bir grubu kriminalize ettiler ve altı milyon insanın yok edilmesiyle sonuçlandı.” dedi.

ABD’deki göçmenlere sert muamelede bulunulduğunu savunan Petro, “Bugün ABD şehirlerinin sokaklarında baskınlar var. Bugün size belgelerinizin olup olmadığını sormuyorlar, yüzünüze bakıyorlar, ancak bir bakışta ırk testini geçemeyen herkesi dövüyorlar. Bu faşizmdir, eski bir ırkçılıktan doğmuştur.” ifadelerini kullandı.

Gazetecinin, “Yani Donald Trump’ın faşist olduğunu mu söylüyorsunuz?” sorusuna Petro, “Nüfusun çoğunluğunun desteğini kazanmak için nüfus gruplarını kriminalize etmeye yönelik bu tutum, Hitler’in 1933’te halkının desteğini kazanmak için Yahudilere ve sosyalistlere karşı kullandığı tutumla tamamen aynıdır.” yorumunda bulundu.

– “Ne düşündüğümü bilmiyor, ne bildiğimi de pek bilmiyor”

Cumhurbaşkanı Petro, Trump’ın kendisiyle ilgili yanlış yönlendirildiğini dile getirerek, “Ekonomik olarak oldukça güçlü olan ve ABD’de yaşayan birçok Kolombiyalının onun için komünist (kendisine kast ederek) öcü vs. gibi bir fikir oluşturduğunu biliyorum. Benimle hiç konuşmadı, ne düşündüğümü bilmiyor, ne bildiğimi de pek bilmiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Petro, 30 Ocak’taki açıklamasında, düzensiz göçmenlerin ABD’den sınır dışı edilme şeklini “toplama kamplarına” benzetmişti.

Kolombiya lideri Petro ile ABD Başkanı Donald Trump arasında bir süredir, düzensiz göçmenlerin sınır dışı edilme sürecine ilişkin gerginlik yaşanıyor. (AA)

Petro’dan Trump’a ‘faşist’ tepkisi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 01, 2025 22:18

14 yıl sonra Annem Ankara’da buluştular

Kanal D’nin başrollerini Bergüzar Korel ile Mehmet Günsür’ün paylaştığı Annem Ankara’nın güçlü oyuncu kadrosuna sürpriz bir isim katıldı. Ünlü oyuncu Belçim Bilgin, 14 yıl sonra Annem Ankara’nın başrol oyuncusu Mehmet Günsür ile aynı projede buluştu. Günsür’ün Aşk Tesadüfleri Sever’deki rol arkadaşı Bilgin, Sevinç karakteriyle izleyici karşısına çıkacak.

14 YIL SONRA AYNI PROJEDE
Sevinç karakteriyle 9.bölüm itibariyle Annem Ankara’da izleyiciyle buluşacak olan Belçim Bilgin, 2011’de vizyona giren Aşk Tesadüfleri Sever filminden 14 yıl sonra Mehmet Günsür ile bir kez daha aynı projede yer alacak. Başak Angigün’ün kendi hayat hikayesinden yola çıkarak kaleme aldığı dizide Bilgin, olayların seyrini değiştirecek.
GERÇEK BİR HİKAYE
Faruk Teber’in yaptığı, BKM imzalı Annem Ankara’nın başrollerini Bergüzar Korel ve Mehmet Günsür paylaşıyor.
GÜÇLÜ KADRO
Dizinin güçlü oyuncu kadrosunda Korel ve Günsür’ün yanı sıra; Özgürcan Çevik, Gökçe Eyüboğlu, Sevinç Erbulak,Yıldıray Şahinler ve Güler Ökten, Sinem Uslu, Muharrem Türkseven, Mustafa Açılan, Dilek Çelebi, Hakan Akın,Fatma Toptaş, Durukan Çelikkaya, Ezgi Gör, Selen Özbayrak, Başak Akan, Mustafa Enis Bilir, Beyza Şekerci, Cansu Dağdelen, Ediz Gülsuyu, Mert Tanık, Naz Özgülüş, Egemen Ulaş Önkal  Mehmet Can Akça, Yasin Pehlivan yer alıyor.
Annem Ankara, her çarşamba saat 20.00’de Kanal D’de

14 yıl sonra Annem Ankara’da buluştular yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 01, 2025 02:09

Modern zamanların ozanı: Barış Manço

Anadolu rock ve pop müziğin önde gelen isimlerinden şarkıcı, besteci, söz yazarı ve TV programcısı Mehmet Barış Manço, vefatının 26’nci yılında anılıyor.

Usta sanatçı İsmail Hakkı Manço ile Türk müziği sanatçılarından Rikkat Uyanık çiftinin çocukları olarak 2 Ocak 1943’te Üsküdar’da dünyaya geldi.

Manço ailesi ilk çocuklarına “Savaş” ismini verirken, İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde doğan ikinci çocuklarına ise “Mehmet Barış” ismini vermeyi uygun buldu. Manço’nun daha sonra Oktay ve İnci ismini taşıyan iki kardeşi daha oldu. Anne ve babası 3 yaşındayken ayrılan Barış Manço, çocukluğunu babasının yanında geçirdi.

Kadıköy Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu’nda başladığı eğitimine Galatasaray Lisesi’nde devam eden usta sanatçı, babasının vefatının ardından Galatasaray’dan ayrıldı ve eğitimini Şişli Terakki Lisesi’nde tamamladı.

– “Bu dünyaya şarkıcı olarak gelmedim”

Manço, ilk grubunu 1958’de Galatasaray Lisesi’nde okurken “Barış Manço ve Kafadarlar” adıyla kurdu ve ilk bestesini “Dream Girl” adıyla çıkardı. Ünlü sanatçı, müzik hayatındaki ilk konserini yine Galatasaray Lisesi’nin konferans salonunda verdi.

“Harmoniler” grubuyla 1962’de ilk 45’lik plağını çıkaran Manço, henüz 19 yaşındayken yayımladığı bu albümde, İngilizce sözlü “Twist in USA” ve “The Jet” isimli iki parçaya imza attı.

Usta sanatçı, bu albümün ardından bir yıl sonra Belçika’da bulunan ağabeyi Savaş Manço’nun yanına giderek, Belçika Güzel Sanatlar Akademisine kaydoldu. Bu okulda resim, grafik, desen ve iç mimari okuyan Manço, bir taraftan da gece bekçiliği ve garsonluk gibi işlerde çalıştı.

Müzikle bağını koparmayan Barış Manço, bir röportajında kendisini şöyle tanımlıyordu:

“Barış Manço şarkı söyler, ikincisi çocuk programı yapar, üçüncüsü dünyayı gezer. Bu toplum beni şarkı söylerken tanıdı ve çocuklarla ilgilenirken bir daha tanıdı ve bu arada dünyayı dolaşıp başka insanları anlatan kişi olarak tanıdı. Ben bu dünyaya şarkıcı olarak gelmedim. Benim birinci işim bu değil. Ben düşüncelerimi bu dünyaya aktarmak için geldiğime inanıyorum. Bu düşünceler bazen müzik eşliğinde daha güzel, daha şirin, daha hoş algılanıyor. Onun için bana verilen bu nimeti kullandım.”

Yabancı müzisyenlerden oluşan “Vahşi Kediler” grubuyla da bir süre çalışan Manço, 1964’te doldurduğu biri İngilizce, ikisi Fransızca üç şarkılık 45’liği Fransa’da yayınlandı. 12 Ocak 1965’te Paris Olympia Konseri’ni veren sanatçı, Mazhar Alanson ve Fuat Güner’in öncülüğündeki “Kaygısızlar” grubuyla 1967’de “Kol Düğmeleri”ni çıkardı.

– “Dağlar Dağlar” plağı kariyerinde dönüm noktası oldu

Dönemin aranjman modasına tepki gösteren Barış Manço, “Kızılcıklar Oldu mu?”, “Derule”, “Kirpiklerin Ok Ok Eyle” gibi türküleri rock’n roll ve twist tarzlarında seslendirdi. “Sychedelic” müzik akımından da etkilenen grup, “Ağlama Değmez Hayat” şarkısıyla başarı yakaladı.

“Altın Plak” ödülü kazanan bu albümün ardından Barış Manço ve Kaygısızlar, Fransa’ya gitti. Burada plak çalışması yapılsa da albüm uzun süre piyasaya sürülmedi ve Kaygısızlar ile yollarını ayıran Barış Manço, 1970’te yurda döndü.

Sanatçının 1970’de bestelediği “Dağlar Dağlar” plağı kariyerinde adeta dönüm noktası oldu ve Manço’ya kariyerindeki tek Platin Plak Ödülü’nü kazandırdı. Dönemin ünlü müzisyenlerinden Cüneyd Orhon’un da eşlik ettiği plak, kısa sürede 700 bin sattı.

Dönemin ünlü müzik gruplarından “Moğollar” ile de bir süre çalışan Barış Manço’nun, Anadolu turnesi sırasında otobüsü dinamitli saldırıya uğradı. Manço’nun saçlarının uzun olması dolayısıyla gerçekleştirildiği öne sürülen saldırıda sanatçılar yara almadı. Antalya’da ise müzisyenlerden birinin yabancı uyruklu olması nedeniyle gözaltına alınan Barış Manço, ilk duruşmada serbest kaldı.

– 1976’da ilk İngilizce albümünü yayınladı

Barış Manço daha sonra Moğollar’la yolları ayırıp “Kurtalan Ekspres”i kurdu. İsmini İstanbul’dan Güneydoğu’ya giden trenden alan Kurtalan Ekspres’in o yıllardaki kadrosunda Murat Ses, Nur Moray, Celal Güven, Özkan Uğur ve Engin Yörükoğlu gibi müzisyenler vardı. Grupta ayrılıklar yaşanırken Kurtalan Ekspres’e Manço’nun uzun yıllar birlikte çalışacağı Ahmet Güvenç ve Bahadır Akkuzu dahil oldu.

Askerliğini yedek subay olarak Polatlı ve Amasya’da yapan Barış Manço, daha sonra Kurtalan Ekspres’le Anadolu turnelerine çıktı.

İlk yıllarında kısa saçlı olarak sahneye çıkan usta sanatçının Türkiye’de herkesin hafızasına kazınan uzun saçları, otantik kıyafetleri, bilezik, yüzük ve kemerle tasarladığı imajı ile tiyatral yetenekleri oldukça ilgi çekti.

Barış Manço, ilk uzunçaları (LP) “2023”ü, 1975’te çıkardı. “Progresif rock” esintileri taşıyan albümde Cumhuriyet’in 100. yılı anısına bestelediği enstrümantal şarkısı “2023”ün yanı sıra “Yine Yol Göründü Gurbete” ve “Yol Verin Ağalar Beyler” gibi şarkılar beğeni topladı.

Yurt dışında da başarılı olmayı hedefleyen Manço, Belçika’ya gitti ve 1976’da “Baris Mancho” adlı ilk İngilizce sözlü albümünü yayınladı.

“Yeni Bir Gün” albümünü ise 1979’da müzikseverlerin beğenisine sunan sanatçı “Hey” dergisinin, “Yılın Erkek Sanatçısı” ve “Yılın Albümü” ödüllerini aldı. Aynı yıl çıktığı Anadolu turnesinin tüm gelirlerini sağır ve dilsiz çocukların eğitimi ve tedavisi için bağışlayan Manço, daha sonra Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya ve Kıbrıs’ta konserler verdi.

– “Sözüm Meclisten Dışarı” albümüyle büyük beğeni topladı

Belçika’daki konserden dönerken 24 Ağustos 1979’da Edirne’de bir trafik kazası geçiren Manço, bir süre sahnelerden uzak kaldı ve 1981 yılının sonlarına doğru “Sözüm Meclisten Dışarı” albümüyle büyük beğeni topladı.

“Gül Pembe”, “Ali Yazar Veli Bozar”, “Alla Beni Pulla Beni” gibi hit şarkıların yanı sıra en iyi Türkçe sözlü rock şarkılarından “Dönence”yi de barındıran albümün pek çok şarkısı, bir süre TRT’nin denetleme kuruluna takılarak, televizyon ve radyoda çalınamadı.

Halkla kurduğu bağı 1983’te “Estağfurullah Ne Haddimize”, 1985’te “24 ayar”, 1986’da “Sahibinden İhtiyaçtan” albümleriyle güçlendiren Manço, 1989’da “Darısı Başınıza”, 1992’de “Mega Manço”, 1995’te “Müsaadenizle Çocuklar”, 1996’da “Live in Japan” albümlerini sevenleriyle buluşturdu.

Müzikte açtığı yolun yanı sıra şarkı sözleriyle de kültür hayatına önemli katkılarda bulunan Manço, birçok şarkısının son kıtasında, tıpkı halk şiiri geleneğinde olduğu gibi kendi ismine yer verdi. “Modern Çağ Ozanı” olarak adlandırılan ve eserlerinde unutulan değerleri hatırlatan Manço, şarkılarında toplumsal konulara ve ailenin önemine de dikkati çekti.

Daha önce kısa bir evlilik yapan Barış Manço, 1979’da Lale Çağlar’la dünya evine girdi ve çiftin “Doğukan Hazar” ve “Batıkan Zorbey” ismini verdikleri iki oğulları oldu.

– “Baba Bizi Eversene” filminin başrolünde yer aldı

İçindeki çocuğu hiçbir zaman kaybetmediğini ifade eden usta sanatçı, sinema filmi olarak sadece yönetmen Oksal Pekmezoğlu’nun 1975’te çektiği “Baba Bizi Eversene” filminin başrolünde yer aldı.

Barış Manço, yaklaşık 15 yıl boyunca planladığı “7’den 77’ye” programı projesini, 1988’de TRT yönetimine kabul ettirmeyi başardı ve çocuklara öğütler verdiği “Adam Olacak Çocuk”, yaşlılara saygının önemine dikkati çektiği “İkinci Kahvaltı”, dünyayı dolaştığı “Dönence” ve Türkiye’yi dolaştığı “Dere Tepe Türkiye” gibi bölümleri olan programı, TRT 1, TGRT ve ATV’de 1988-1998 yılları arasında 10 yıl boyunca her pazar öğleden önce yayımlanarak, güç bir rekora imza attı.

“Türk televizyonlarının ilk gezgini” olarak da gösterilen Barış Manço, 5 kıtada 140 değişik yörede 800 bin kilometreye yakın yol kat etti ve 1990’da Ertuğrul Fırkateyni’nin Japonya’ya gelişinin 100. yılı dolayısıyla düzenlenen “Türk-Japon dostluğu” etkinlikleri kapsamında gittiği Japonya’da büyük bir coşkuyla karşılandı. Verdiği konserlerde şarkılarında Japonca sözlere de yer veren Barış Manço’ya “Min-On Vakfı Yüksek Şeref Madalyası” verildi. Manço, buradaki konser kaydını da “Live in Japan” adıyla yayımladı.

Türk dünyası ile de çok iyi ilişkiler geliştiren usta sanatçıya, Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov tarafından “Türkmen vatandaşlığı” verildi. Belçika ve Fransa da sanatçıyı birçok kez ödüllendirdi.

– 40 yıllık sanat hayatında 200 besteye imza attı

İlk albümüne Cumhuriyet’in 100. yılının kutlanacağı “2023” ismini veren Barış Manço, bir röportajında, “Benim birkaç hayalim var, 80 yaşındayken elimde bastonum, belki kolumda Doğukan, onun yardımıyla çıkarım sahneye ve senfoni orkestrasına 2023’ü çaldırmak en büyük ideallerimden birisi.” demişti.

Müzik hayatını anlattığı “40. Yıl” şarkısını besteleyen Barış Manço, bir döneme damgasını vuran şarkılarını yeniden düzenleyerek seslendirdi. Daha önce de tansiyon sıkıntıları yaşayan sanatçı, 31 Ocak’ı 1 Şubat 1999’a bağlayan gece, saat 23.30 sıralarında ani tansiyon düşmesi sonucu fenalaştı. Ambulansla Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi’ne kaldırılan 56 yaşındaki Barış Manço, müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Sanatçının cenazesi, Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan törenin ardından Levent Camisi’nden kaldırılarak, Kanlıca Mezarlığı’na defnedildi.

Yaklaşık 40 yıllık sanat hayatında 200 besteye imza atan, ulusal ve uluslararası alanda pek çok ödüle layık görülen sanatçının ödüllerinin tamamı ise şöyle:

1980’de “Altın Orfe” Ödülü, 1987’de “Belçika Kültür Elçisi”, 1991’de “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı”, “Hacettepe Üniversitesi Onursal Doktora ve Japonya Soka Üniversitesi Kültür ve Barış Ödülü”, 1992’de “Belçika Krallığı Leopold II Şövalyesi Nişanı” ve “Fransız Kültür Bakanlığı Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı”, 1994’te Kocaeli Üniversitesi Barış Diploması, 1995’te Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı Türkmen vatandaşlığı, 1995’te Pamukkale Üniversitesinden onursal doktora, 1995’te “Japonya Min-On Vakfı Yüksek Şeref Madalyası”, 1997’de “Belçika Liege Prensliği Onursal Hemşerilik Beratı” (AA)

Modern zamanların ozanı: Barış Manço yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 01, 2025 00:24

Suikastın 46. yılında Abdi İpekçi anılıyor

Milliyet gazetesinde 25 yıl genel yayın yönetmenliği yapan ve Türk basınının önemli isimlerinden biri olan Abdi İpekçi, İstanbul’da uğradığı suikastın 46. yılında anılıyor.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, İstanbul’da 9 Ağustos 1929’da dünyaya gelen Abdi İpekçi, Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra bir süre hukuk fakültesine devam etti. Gazeteciliğe duyduğu ilgi onu bu mesleğe yönlendirdi.

Yeni Sabah, Yeni İstanbul ve İstanbul Ekspres gibi gazetelerde muhabirlik ve yazı işleri müdürlüğü yapan İpekçi, 1954’te henüz 25 yaşındayken Milliyet gazetesinin başına geçti.

Objektif haberciliği esas alan İpekçi, haberde iki tarafın da görüşünün alınması ilkesine önem verdi. 1960’lı yıllarda “Milliyet Anayasası” adını verdiği bir dizi gazetecilik ilkesini belirleyerek, Türk basınında etik standartların yükselmesine katkıda bulundu.

Türkiye Gazeteciler Sendikası, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı ve Uluslararası Basın Enstitüsü’nün ikinci başkanlığını da üstlenen İpekçi, basın özgürlüğünün gelişmesi için çalıştı.

Öldürüldüğü gün, 1 Şubat 1979’da Ankara’da dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile görüşen İpekçi, İstanbul’a döndükten sonra Milliyet gazetesine uğradı. Akşam saatlerinde gazetenin sahibi Ercüment Karacan’ın evinde yemeğe katılmak üzere eşi Sibel İpekçi’yi de almak için gittiği Maçka’daki evinin önünde suikasta uğradı.

Direksiyon başındayken açılan ateş sonucu göğsünden vurulan İpekçi, kaldırıldığı Şişli Etfal Hastanesi’nde 50 yaşında hayatını kaybetti.

Tetikçi, İpekçi’den sonra Papa’ya suikast düzenledi

Tetikçi Mehmet Ali Ağca 11 Temmuz 1979’da yakalandı ancak 23 Kasım 1979’da Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçırıldı. Yargılanmasına gıyabında devam edilen Ağca, 28 Nisan 1980’de idam cezasına çarptırıldı.

Ağca, 13 Mayıs 1981’de ise Vatikan Meydanı’nda Papa 2. Jean Paul’e suikast girişiminde bulundu.

İtalya’da ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasına rağmen, Papa tarafından affedildi ve 2000 yılında Türkiye’ye iade edildi. Ağca, Türkiye’de 10 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 18 Ocak 2010’da tahliye edildi.

Abdi İpekçi’nin ailesi ve meslektaşları, suikastın arkasındaki bağlantıların tam olarak açığa çıkarılmadığını savunarak, yıllarca adalet arayışlarını sürdürdü.

“Saçlarımdan bir tutam koptu, yere yığıldım”

Kızı Nükhet İpekçi, babasının ölüm haberini Fransa’da aldığı anı, katıldığı bir televizyon programında şu sözlerle anlattı:

“O sabah, içimde bir ağırlık vardı. Çok sevdiğim bir arkadaşım yanımdaydı. Babamdan gelen bir mektubu açmasını istedim. Mektuba bakarken birden ağlamaya başladı. Derken kapı çaldı ve Milliyet’in Paris Muhabiri Misel Perlman geldi. ‘Baban hasta’ dedi. Şüphelendim ve Milliyet’in Londra Muhabiri Kasım Yargıcı’yı aradım. Telefonda ‘Nükhet, başın sağ olsun’ dedi. O an telefonu elimden düşürdüm, saçlarımdan bir tutam koptu, yere yığıldım.”

Tarafsız haberciliği, gazeteciliğe getirdiği etik ilkeleri ve basın özgürlüğüne yaptığı katkılarla Türk basın tarihinin unutulmaz isimleri arasında yerini alan Abdi İpekçi için her yıl ailesi, meslektaşları ve sevenleri tarafından Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında anma töreni düzenleniyor.

Suikastın 46. yılında Abdi İpekçi anılıyor yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 01, 2025 00:21

Çekmeköy’de korkutan yangın

İstanbul Çekmeköy’deki bir lastik deposunda çıkan ve tekstil atölyesine de sirayet eden yangına itfaiye ekiplerince müdahale edildi.

Alemdağ Mahallesi Saray Caddesi’nde bulunan ve 3 bin metrekare kapalı alana sahip lastik deposunda henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.

İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ile sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.

Yoğun dumana neden olan yangına itfaiye ekipleri müdahale ediyor.

Kısa sürede büyüyen yangın deponun yanındaki tekstil atölyesine de sıçradı.

İtfaiye ekipleri 53 araç ve 133 personelle yangına müdahalesini sürdürüyor.

Çevrede bulunan iş merkezleri ve depolara sirayet etmemesi için yangın kontrol altına alınmaya çalışılıyor.

Öte yandan, yanan lastik deposunda ara ara patlama sesleri duyuluyor. (AA)

Çekmeköy’de korkutan yangın yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 01, 2025 00:18

Cengiz Çandar's Blog

Cengiz Çandar
Cengiz Çandar isn't a Goodreads Author (yet), but they do have a blog, so here are some recent posts imported from their feed.
Follow Cengiz Çandar's blog with rss.