Cengiz Çandar's Blog, page 171
April 30, 2025
Mercedes-Benz’de kar alarmı! İlk çeyrekte yüzde 43 düştü
Mercedes-Benz’in faaliyet karı, ilk çeyrekte Çin’deki zayıf lüks otomobil satışları nedeniyle azalırken, şirket ABD tarafından açıklanan tarifelerin kazançlarını olumsuz etkileyebileceğini bildirdi.
Mercedes-Benz, yılın ilk çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarını duyurdu.
Şirketin ocak-mart döneminde düzeltilmiş faaliyet karı (FAVÖK), geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 40,7 azalışla 2 milyar 289 milyon avroya geriledi. Şirketin net karı ise yaklaşık yüzde 43 düşüşle 1 milyar 731 milyon avroya indi.
Söz konusu dönemde satışlar yüzde 7,41 azalarak 33,22 milyar avroya geriledi.
Alman üreticinin araç teslimatları, ilk çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,6 düşerek 446 bin 300 adede geriledi.
Şirket açıklamasında, ABD tarafından otomobil ithalatına yönelik açıklanan gümrük tarifelerinin tamamının yürürlüğe girmesi ve yıl sonuna kadar yürürlükte kalması durumunda Mercedes-Benz’in faaliyet karının, serbest nakit akışının ve satış gelirlerinin “olumsuz etkileneceği” belirtildi.
Açıklamada, “Tarife politikaları, hafifletici tedbirler ve bunların özellikle müşteri davranışları ve talep üzerindeki potansiyel doğrudan ve dolaylı etkilerine ilişkin mevcut oynaklık, yılın geri kalanı için iş gelişimini güvenilir bir şekilde değerlendirmek için çok yüksek.” ifadeleri yer aldı. (AA)
Mercedes-Benz’de kar alarmı! İlk çeyrekte yüzde 43 düştü yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Orta Asya’da art arda depremler paniğe neden oldu! Uzmanlar uyardı
Orta Asya’da iki haftada peş peşe meydana gelen depremler bir yandan endişeye neden olurken diğer yandan geçmişte yaşanan yıkıcı sarsıntıları yeniden gündeme getirdi.
AA muhabirinin Özbekistan Sismoloji Enstitüsünden edindiği bilgiye göre, son iki haftada bölgede büyüklüğü 4’ün üzerinde 12 deprem meydana geldi. Buna göre Tacikistan 7, Afganistan 3, Özbekistan ve Kırgızistan 1’er kez sallandı.
Depremlerin ilki 13 Nisan’da yerel saatle 09.24’te Tacikistan’ın Dağlık Badahşan Bölgesi’nde 5,8 büyüklüğünde kaydedildi, aynı gün bölgede 4,3 ve 4,4 büyüklüklerinde iki deprem daha oldu.
14 ve 15 Nisan tarihlerinde bölgede 4,2 büyüklüğünde iki deprem kaydedilirken son olarak 21 ve 22 Nisan tarihlerinde yine 4,2 büyüklüğünde depremler meydana geldi.
Sonraki deprem üsleri daha güneye, Afganistan topraklarına kayarken bu ülkede 16 Nisan’da 6,3 ve 4,2 büyüklüklerinde, 19 Nisan’da ise 5,5 büyüklüğünde sarsıntılar yaşandı.
Kırgızistan’da ise 14 Nisan’da 4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi, 21 Nisan’da ise aynı büyüklükteki deprem Özbekistan’da kaydedildi.
Tacikistan’da can kaybı ve hasarlara yol açan deprem, bölge halkı arasında endişeye neden olurken deprem üssüne yakın bölgelerde yaşayan bazı vatandaşlar, sarsıntının tekrarlanacağı korkusuyla evlerini terk edip geçici olarak diğer bölgelere taşındı.
Tacik makamları, bu depremlerde 1 çocuğun hayatını kaybettiğini; aralarında okul, hastane ve diğer altyapı tesislerinin de bulunduğu 100’e yakın yapının yıkıldığını, 300’den fazla ev ve binanın hasar gördüğünü bildirdi.
Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman’ın talimatıyla depremle ilgili hükümet komisyonu oluşturulurken depremden en çok etkilenen Raşt ve Tacikabad ilçelerinde afetin etkilerini ortadan kaldırmak için çalışmalar başlatıldı.
Hükümet kararıyla depremden etkilenen her aileye yüklü miktarda tazminat ödenmesi kararlaştırılırken ayrıca deprem bölgesine insani yardımların ulaştırılması istendi.
Başbakan Kahir Rasulzade, deprem bölgesini ziyaret ederek afet sonuçlarının ortadan kaldırılması ve yeni binaların inşasıyla ilgili çalışmaları yerinde inceledi. Rasulzade ayrıca, durumdan endişe etmemelerini istediği depremzedelere, afetten etkilenen her aileye gereken yardımın yapılacağını bildirdi.
Bu depremler, geçmişte bölgede yaşanan yıkıcı sarsıntıları akıllara getirdi.
GEÇMİŞTEKİ BÜYÜK DEPREMLER
Tacikistan’daki Pamir Dağları’nda 1911’de meydana gelen ve 200’e yakın kişinin hayatını kaybettiği 7,4 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki en büyük ve yıkıcı depremlerden biri olarak öne çıkıyor.
Deprem sonucunda oluşan heyelanla bir ırmağın önünü tamamen kapatan 567 metre yüksekliğinde, 5 kilometre uzunluğunda ve 3,2 kilometre genişliğinde doğal baraj oluştu.
Bölgedeki su kaynaklarının akışını ve arazi özelliklerini tümden değiştiren depremin oluşturduğu baraj, zamanla Sarez köyünün de aralarında bulunduğu arazide, daha sonra adını verdiği büyük bir gölün oluşmasına neden oldu.
Bugün 70 kilometre uzunluğa ve 500 metre derinliğe sahip Sarez Gölü’nde 17 kilometreküp su birikirken barajı oluşturan kütlenin yeniden kayma olasılığı bölge ülkeleri için büyük tehlike oluşturmaya devam ediyor.
Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta 1948’de meydana gelen 7,3 büyüklüğündeki sarsıntı da çok sayıda insanın hayatını kaybettiği deprem olarak biliniyor.
O dönemde eski Sovyet yönetimi, depremde ölenlerin sayısına ilişkin net sayı vermezken bazı kaynaklar, depremde 10 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini iddia ediyor.
Tacikistan’ın Garm bölgesindeki Hait kasabasında 1949’da meydana gelen 7,4 büyüklükteki deprem de bölgedeki en yıkıcı depremler arasında yer alıyor.
7 binden fazla insanın hayatını kaybettiği ve birçok köyün yerle bir olduğu deprem, 25 kilometrekare alanda heyelan ve toprak kaymalarına neden oldu.
“ORTA ASYA’DA OLASI DEPREMLER İÇİN KOŞULLAR OLUŞMUŞTU”
Özbek jeofizikçi Rustam Aminov, Orta Asya’nın Avrasya ve Hint tektonik levhalarının aktif olarak hareket ettiği bölgede yer aldığını belirtirken dünyanın sismik faal bölgelerinden olan Orta Asya’daki depremlerin esasen Tien-Şan ve Pamir Dağları ile Talas-Fergana ve Kopetdağ bölgelerinde meydana geldiğini belirtti.
Aminov, son yıllarda bölgede meydana gelen deprem sayısının azaldığına dikkat çekerken bunun, depremlerin periyodik olarak kaydedildiği Orta Asya için normal bir durum olmadığını ve olası depremler için koşulların oluştuğu anlamına geldiğini vurguladı. Aminov, “Bölgenin sismik faal bölgelerinde olası depremler için koşullar oluşmuştu.” dedi.
Bundan dolayı son günlerde depremlerin arka arkaya sıklıkla meydana gelmesinin bölge halkında tedirginlik uyandırdığını dile getiren Aminov, insanların bu sarsıntıları daha büyük depremler izleyebileceğinden endişe ettiğini sözlerine ekledi. (AA)
Orta Asya’da art arda depremler paniğe neden oldu! Uzmanlar uyardı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Trump’ın temsilcisi açıkladı: Putin ile görüşmelerde neler konuşuldu?
ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden şekillendirilmesi için uzun yıllardır ilk kez bir fırsat gördüğünü bildirdi.
Witkoff, bir radyo programında yaptığı açıklamada, Putin ile gerçekleştirdiği görüşmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Putin ile birden fazla kez toplantı yaptığını ve bu görüşmelerin genelde oldukça uzun sürdüğünü hatırlatan Witkoff, “(Putin) Rusya’nın ABD ile ilişkilerini yeniden yapılandırma fırsatını on yıllardır ilk kez görüyor. Bu durum oldukça açık.” ifadelerini kullandı.
Rusya Devlet Başkanı Putin, 11 ve 25 Nisan’da Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’u kabul etmiş, bu görüşmelerde Ukrayna krizinin çözümü ele alınmıştı.
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya-Ukrayna Savaşı’nı sona erdirme konusunda iyimser ancak gerçekçi olduğunu belirtmişti. (AA)
Trump’ın temsilcisi açıkladı: Putin ile görüşmelerde neler konuşuldu? yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Kuzey Kore’nin yeni silahı ortaya çıktı! Kim Jong-un bizzat denetledi
Kuzey Kore, Nampho limanında gerçekleştirdiği testte yeni destroyerinin silah sistemlerini denedi.
Kuzey Kore Merkezi Haber Ajansına (KCNA) göre, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ülkenin liman kenti Nampho’daki test atışını yerinde izledi.
Bu kapsamda, “çok amaçlı destroyerin” silah sistemindeki güdümlü füze, uçaksavar füze ve gemideki otomatik silahlar gibi askeri mühimmat denendi.
Kim, “tehditlere karşı kendilerini savunmak için nükleer silahlanmanın güçlenmesi konusunda adım atılması gerektiğini” savundu. (AA)
Kuzey Kore’nin yeni silahı ortaya çıktı! Kim Jong-un bizzat denetledi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Bakan Uraloğlu duyurdu! 1 Mayıs’ta toplu taşıma ücretsiz
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Başkentray, Marmaray, İZBAN, Sirkeci-Kazlıçeşme raylı sistem hattı ve Gayrettepe-İstanbul Havalimanı-Arnavutköy metrosunun ücretsiz hizmet vereceğini duyurdu.
Uraloğlu, yazılı açıklamasında, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Bakanlığa bağlı kent içi raylı sistemlerin ücretsiz hizmet vereceğini anımsattı.
Resmi Gazete’de 26 Nisan’da yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı’yla ücretsiz ulaşım imkanı sağlandığına işaret eden Uraloğlu, “İstanbul’da Marmaray, Sirkeci-Kazlıçeşme raylı sistem hattı ile Gayrettepe-İstanbul Havalimanı-Arnavutköy metrosu, Ankara’da Başkentray ve İzmir’de İZBAN ücretsiz hizmet verecek. Söz konusu hatlarımız tüm vatandaşlarımıza gün boyunca hızlı, kolay ve ekonomik ulaşım imkanı sağlayacak.” ifadelerini kullandı. (AA)
Bakan Uraloğlu duyurdu! 1 Mayıs’ta toplu taşıma ücretsiz yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
April 29, 2025
Harvard harekete geçti! İşte alınacak radikal önlemler…
ABD’de Harvard Üniversitesinin yönetimi, okul kampüsündeki antisemitizm ve Arap karşıtlığına yönelik iç raporların tamamlanması sonrasında üniversitenin bazı politikaları hakkında reform yapılacağını açıkladı.
Harvard Üniversitesi Rektörü Alan Garber, üniversite bünyesinde antisemitizm ve Arap karşıtlığı temelinde yapılan iç raporlama çalışmalarının ardından paylaştığı mektupta, eğitim kurumunun son bir yılda “gerekli değişiklikleri ve temel ilerlemeyi” gerçekleştirdiğini ancak daha fazla adım atılacağını açıkladı.
“Üniversitenin, fikirlerin hoş karşılandığı ve gerçeği arama ruhuyla tartışıldığı bir yer olmasını sağlamak için” çabalarını katlayacaklarını belirten Garber, öğrencilerin okula kabulü ve işe alma konularında da güncellemelere gidileceğini ifade etti.
Garber, okul müfredatının da antisemitizm ve Arap karşıtlığı konusundaki standartları yansıtacak şekilde gözden geçirileceğini belirtti.
Okul kampüsünde yayımlanan The Harvard Gazette tarafından da paylaşılan mektupta, diğer değişiklikler arasında öğrenciler ve personel için zorunlu antisemitizm eğitimi ve İbranice, Yahudilik, Arap-İslam çalışmaları üzerine genişletilmiş akademik çalışmaların teşvik edileceği bilgisine yer verildi.
ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, üniversitelerin geçen yıl kampüs protestolarında antisemitizmi kontrol etmek için “yeterli çabayı ortaya koymadığı” iddiası üzerine Garber, Harvard’ın hükümetin taleplerine boyun eğmeyeceğini belirtmiş ve bu talepleri akademik özgürlük ve tüm üniversitelerin özerkliği açısından bir “tehdit” olarak nitelendirmişti.
TRUMP İLE HARVARD ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIK
Trump yönetimi, aralarında Harvard’ın da olduğu birçok üniversiteye yönelik, başta Filistin’e destek için düzenlenen kampüs protestolarıyla çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programlarını gerekçe göstererek, federal fonları dondurma tehdidinde bulunmuştu.
Bu bağlamda yönetim, Harvard’a sağlanan 2,2 milyar dolarlık fonun ve 60 milyon dolarlık sözleşme bedelinin dondurulmasına karar vermişti.
Üniversite de federal hükümetin fonları dondurmasının hukuka aykırı olduğunu savunarak bu kararı engellemek üzere Trump yönetimine dava açmıştı. (AA)
Harvard harekete geçti! İşte alınacak radikal önlemler… yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Bakan Şimşek, ekonomi gündemini değerlendirdi
Bakan Şimşek, ABD’nin gümrük tarifelerinin etkilerini değerlendirerek, “Avrupa’nın tedarik zincirlerini çeşitlendirmesi gerekecek, Asya’da şu anda kırılma var. Türkiye’ye tedarik anlamında fiyattan bağımsız ilave talep gelecektir.” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, BloombergHT ve HaberTürk ortak yayınında ekonomi gündemine ilişkin soruları yanıtladı.
ABD temaslarına ilişkin bilgi veren Şimşek, toplantıların oldukça verimli ve yoğun geçtiğini, 60’ın üzerindeki toplantıda 2 binin üzerinde yatırımcıya hitap ettiğini söyledi. Şimşek, ülkedeki siyasi gelişmeler nedeniyle programın dayanıklılığının kendisine sorulduğunu bildirerek, “Bizim burada çok net bir yol haritamız var. Şu an itibarıyla geçmişte de bugün de içerideki gelişmelerden bağımsız olarak enflasyonu düşürmek birincil önceliğimiz. Bu konuda herhangi bir irade değişikliği yok. Programa olan siyasi destekte de herhangi bir gerileme yok. Tam aksine programa çok güçlü destek söz konusu. Bizim gündemimiz, özetle vatandaşımızın gündemi.” diye konuştu.
“TEDARİK ANLAMINDA FİYATTAN BAĞIMSIZ İLAVE TALEP GELECEK”
Şimşek, ABD’nin uyguladığı gümrük tarifelerinin Türkiye’ye yansımasına ilişkin değerlendirmede bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütün bu küresel şok nereden kaynaklandı? Yeni Amerika yönetiminin korumacı tarife açıklamalarıyla başladı. Türkiye’ye uygulanan ilave gümrük tarifesi yüzde 10. Avrupa Birliği bizim iki katımız. Asya’daki birçok ülke bizim 3 ila 5 katımız. Dolayısıyla büyük bir avantaj orada da var. Nasıl? Avrupa’nın tedarik zincirlerini çeşitlendirmesi gerekecek, Asya’da şu anda kırılma var. Bu kırılma yaşanırken Türkiye’ye tedarik anlamında fiyattan bağımsız ilave talep gelecektir. Geldiğini biliyoruz, duyuyoruz. Asya’daki üreticilerin yeni dönemden nemalanmak için Türkiye’ye yatırımlarını kaydırma ihtimalleri yüksek. Hem gelişmiş dünyadan hem de o gelişmiş dünyaya eskiden rahat şekilde mal satanlar tekrar Türkiye’ye imalat sanayi yatırımlarını artırabilirler.”
Türkiye’nin fon çıkışı konusunda diğer ülkelere göre içerdeki gelişmelere de bağlı olarak bir miktar daha fazla etkilenmiş olabileceğini aktaran Şimşek, “Ortalık yatıştığı zaman Türkiye’nin çok ciddi avantajları olduğu ortaya çıkacak.” ifadesini kullandı.
Şimşek, küresel kırılmalara karşı en büyük ilacın bölgesel entegrasyon olduğuna dikkati çekerek, ülkenin bu anlamda büyük avantajları olduğunu anlattı. Şimşek, şartların Avrupa Birliği ile entegrasyon sürecinin güçlenmesini gerektirdiğini söyledi.
Küresel büyüme yavaş seyrettiğinde küresel emtia fiyatlarının düşmesinin Türkiye için avantaj olduğunu belirten Şimşek, “Petrol fiyatları bir ara 70-80 dolar aralığındaydı, şimdi 60 civarına kadar indi. Şu anda 65-70 aralığında. Bu, Türkiye açısından inanılmaz olumlu etkilere sahip. Hem enflasyonu hem de cari açığı aşağı çeken bir niteliğe sahip.” değerlendirmesinde bulundu.
“YATIRIM AYAĞINI ÇOK GÜÇLÜ DESTEKLEYECEĞİZ”
Şimşek, enflasyonun Merkez Bankasının hedef patikası içerisinde kalacağının altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:
“Beklentilerde sınırlı bir kötüleşme var, doğru. Lirada sınırlı bir değer kaybı var, bunlar enflasyonu yukarı çeken faktörler. Petrol fiyatlarındaki düşüş çok net şekilde dezenflasyonist. Tabii ki program tepki verdi, finansal koşullar içeride sıkılaştı. Yani ekonomide özellikle iç talep daha da yumuşayacak. Programda herhangi bir değişikliğe ihtiyaç yok. Biz yüzde 70 olasılıkla enflasyonun yüzde 19 ile 29 arasında olacağını öngörmüştük. Orta nokta olarak yüzde 24’ü belirlemiştik. Merkez Bankamız, bugün itibarıyla hala yüzde 24’e rahat ulaşabileceğine inanıyor. Enflasyonla ilgili kafamızda bir tereddüt yok.”
Büyüme verisine ilişkin de değerlendirmede bulunan Şimşek, “Büyümede bir yavaşlama söz konusu olabilir. Beklentilerde bir bozulma söz konusu. İkincisi, içeride finansal koşullar daha sıkı, üçüncüsü dünyada muhtemelen daha yavaş. Biz de arz yönlü bazı tedbirler alıyoruz. Bütçede kaynakları daha üretken, verimli ve rekabet gücünü artırıcı alanlara kaydıracağız. Geçen sene başlattığımız tasarruf ve verimlilik paketi süreci devam edecek. Ayrıca, Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı’nı büyütme üzerinde çalışıyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız yeni teşvik sisteminde çalışmaların sonuna geldi, o da arz yönlü olarak devreye girecek. Özetle yatırım ayağını çok güçlü destekleyeceğiz.” dedi.
Şimşek, ihracatçılara verilen destekleri artırmayı planladıklarını ve bu konuda ilave çalışmalar yapacaklarını da söyledi.
YENİLENEBİLİR ENERJİ ÜRETİMİ ARTACAK
TBMM’de enerjide dönüşümü hızlandıracak önemli bir reform olduğunu belirten Şimşek, “Özellikle izin süreçlerini ve yatırımların hayata geçişini hızlandıracak çok güçlü bir reform çabası. Burada özellikle Türkiye’nin enerjide dışa bağımlığını azaltmak bizim için en büyük öncelik.” diye konuştu.
Şimşek, sağlıklı sürdürülebilir büyümenin devamı için arz yönlü tedbirler alacaklarına işaret ederek, “Cari açık, programda öngördüğümüzden daha düşük olacak. Çünkü petrol fiyatlarındaki düşüş bu haliyle kalırsa cari açığı 7-8 milyar aşağı çekecek. Avro dolar paritesinin 1 civarına düşmüşken tekrar 1,1’in üzerine çıkması nette Türkiye’nin dış ticaret açığını 4 milyar dolar iyileştirecek. Bu ikisini topladığınız zaman milli gelirin yaklaşık yüzde 1’i kadar, eğer bu seviyeler korunursa cari açığımızda programa göre iyileşme olacak. Biz yüzde 2’lik cari açık öngörmüştük. Cari açık bunun oldukça altında olacak. Bizim için en kritik değişkenlerden birisi bu.” değerlendirmesinde bulundu.
“KURUMLAR VERGİSİ İÇİN GELİR İDARESİ İLE TEKRAR GÖRÜŞECEĞİM”
Kurumlar vergisi beyannamesi için gelen süre uzatma taleplerini değerlendiren Şimşek, şunları kaydetti:
“Kurumlar vergisi beyannamesinin son tarihinin 30 Nisan olduğu bir yıl öncesinden belirli. Dijital bir çağdayız, bütün veriler elektronik ortamda. Artık muhasebe el yordamıyla yapılmıyor. Ona rağmen tabii ki uzatma talepleri her zaman oluyor. Gelir İdaresiyle bir istişarede bulunduk, arkadaşlar bir ihtiyaç olmadığını düşündüklerini söylediler. Ancak bu yönde epey talep var. Bu konuda dün parti grubumuzdan da bu yönde talepler iletildi. Ben genelde arkadaşların teknik görüşüne saygı duyarım, benim çalışma tarzım o. Ben şimdi toplantı sonrası Gelir İdaresi Başkanımızla tekrar görüşeceğim gerekirse 1-2 gün belki uzatırız.” (AA)
Bakan Şimşek, ekonomi gündemini değerlendirdi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
TÜİK açıkladı! Türkiye’de işsizlik oranı azaldı
Türkiye’de işsizlik oranı, martta bir önceki aya göre 0,3 puan azalışla yüzde 7,9’a geriledi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), mart ayına ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaş grubundaki işsiz sayısı, martta bir önceki aya kıyasla 65 bin azalarak 2 milyon 807 bin kişiye indi. İşsizlik oranı ise 0,3 puan düşüşle yüzde 7,9 seviyesinde gerçekleşti. Böylece işsizlik oranı veri setinin yeniden hesaplanarak oluşturulduğu Ocak 2005’ten bu yana en düşük seviyesine geriledi. İşsizlik oranı, son 20 yılda ilk kez 8’in altını görmüş oldu.
İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,5, kadınlarda yüzde 10,6 olarak tahmin edildi.
Söz konusu ayda 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfustaki işsizlik oranı, bir önceki aya göre 0,1 puan artışla yüzde 15,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı erkeklerde yüzde 11, kadınlarda yüzde 22,6 olarak hesaplandı.
TÜİK, bazı ayların verilerinde ise revizyona gitti.
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı, martta bir önceki aya göre 391 bin kişi artarak 32 milyon 597 bine yükseldi. İstihdam oranı da 0,6 puan artışla yüzde 49,2 olarak gerçekleşti. Bu oran erkeklerde yüzde 66,9 iken kadınlarda yüzde 31,9 olarak kayıtlara geçti.
Mevsim etkisinden arındırılmış iş gücü martta bir önceki aya göre, 325 bin kişi artarak 35 milyon 404 bin kişi oldu. İş gücüne katılma oranı da 0,4 puan yükselişle yüzde 53,4 olarak gerçekleşti. İş gücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,6 iken, kadınlarda yüzde 35,7 olarak hesaplandı.
İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi, martta bir önceki aya göre 0,3 saat artışla 43,7 saat oldu.
Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel iş gücü ve işsizlerden oluşan atıl iş gücü oranı, martta aylık bazda 0,3 puan artarak yüzde 28,8 olarak belirlendi. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,9 iken işsiz ve potansiyel iş gücünün bütünleşik oranı yüzde 20,1 olarak tahmin edildi. (AA)
TÜİK açıkladı! Türkiye’de işsizlik oranı azaldı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Trump ekonomisinin ilk 100 günü!
Başkanlık koltuğuna ikinci kez oturan Trump, ABD’nin ticaret partnerlerine yönelik bir uyguladığı bir askıya aldığı gümrük vergileriyle küresel ticarette ve ekonomide belirsizliklerin artmasına yol açtı.
ABD Başkanı Donald Trump, görevinin ilk 100 gününde izlediği tarife politikasıyla küresel ticarette gerilimin tırmanmasına ve belirsizliklerin artmasına neden oldu.
Beyaz Saray’daki başkanlık koltuğuna 20 Ocak’ta ikinci kez oturan Trump, bugün görevindeki 100’üncü gününü tamamlıyor. İlk 100 gününde, seçim kampanyası sırasında verdiği tarife sözlerini tutan Trump, küresel ekonomide derin yankılar uyandırdı.
“Önce Amerika” sloganıyla yola çıkan Trump, dış ticaret açığını azaltma, yerli üretimi güçlendirme ve haksız ticaret uygulamalarına karşı koyma hedefiyle yeni tarifeleri duyurdu.
KARŞILIKLI TARİFELERLE ABD’NİN TÜM TİCARET PARTNERLERİNİ HEDEF ALDI
Görevinin ilk 100 gününde ilk olarak Kanada, Meksika ve Çin gibi büyük ticaret partnerlerine yönelik tarifeler getiren Başkan Trump, çelik, alüminyum ve otomobil gibi stratejik sektörleri hedef alan adımlarla da dikkati çekti.
Trump, ticaret politikasındaki en vurucu adımı 2 Nisan’da atarken, “Kurtuluş Günü” olarak tanımladığı bu günde karşılıklılık esasına dayalı tarifeleri duyurdu. Temel tarife oranının yüzde 10 olacağını bildiren Trump, diğer ülkelerin uyguladığı tarifeler ve tarife dışı engelleri hesaba katarak ülkeye göre değişen gümrük vergisi oranlarını açıkladı.
Özellikle Çin’e uygulanan tarifeler, fentanil krizi gerekçesiyle getirilen vergilerle birlikte yüzde 145’e ulaştı. Çin’den ithal edilen bazı ürünlere uygulanan gümrük vergileri ise daha önce yürürlükte olan tarifelerle birlikte toplamda yüzde 245’i buldu.
TARİFE MÜZAKELERİNDE HENÜZ BİR ANLAŞMA HABERİ YOK
Kanada ve Meksika’ya yönelik tarifelerde sağlanan geçici muafiyetler, ABD-Meksika-Kanada Anlaşması (USMCA) çerçevesinde belirli ürünlere esneklik tanınması ve karşılıklılık esasına dayalı tarifelerin 90 gün durdurulması, Trump’ın sert ticaret hamlelerini diplomasiyle dengeleme çabasını yansıttı.
Ancak, tarife politikaları ABD’nin ticaret partnerleriyle ilişkilerinde gerilimlere yol açarken, tarifeler ve ülkelerle yürütülen ticaret müzakerelerine ilişkin çelişkili açıklamalar küresel piyasalarda belirsizlikleri artırdı.
Müzakerelerin nasıl ilerlediği ve Çin ile görüşmelerin gerçekten başlayıp başlamadığı belirsizliğini korurken, hala bir anlaşma haberi gelmedi.
Trump her fırsatta bu politikaların Amerikan işçisini ve ekonomisini koruma amacı taşıdığını vurgularken, ekonomistler, tarifelerin Amerikalı tüketicilere artan maliyetler ve enflasyon olarak yansıyabileceği uyarısında bulunuyor. Ayrıca, tarifelerin ABD ekonomisi için resesyon riskini artırdığına işaret ediliyor.
Trump’ın ticaret vizyonunun ekonomide korumacılığın sınırlarını zorlarken küresel ticaret düzeninde yeni bir dönemin kapısını araladığı belirtiliyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, ABD Başkanı Trump yönetiminin 100 günde ticaret politikasında attığı adımlar şöyle:
20 OCAK
– Beyaz Saray, ticaret politikası önceliklerinin ana hatlarının belirlendiği “Önce Amerika Ticaret Politikası Genelgesi”ni yayımladı ve federal kurumlara 1 Nisan’a kadar haksız ticaret uygulamalarını inceleme talimatı verildi.
1 ŞUBAT
– ABD Başkanı Donald Trump, fentanil ve göçmen sorununu gerekçe göstererek Kanada ve Meksika’dan ithal edilen mallara yüzde 25, Çin’den yapılan ithalata yüzde 10 oranında ek gümrük vergisi getirilmesine yönelik kararnameyi imzaladı.
Kanada’dan ithal edilen enerji kaynaklarına yüzde 10’luk daha düşük bir tarife uygulanırken, söz konusu tarifelerin 4 Şubat’ta yürürlüğe gireceği bildirildi. Kararnamede, ülkelerin misilleme yapması halinde tarifelerin artırılabileceği aktarıldı.
3 ŞUBAT
– ABD Başkanı Trump, Meksika’nın sınır güvenliğini artırması karşılığında bu ülkeye getirilen yüzde 25’lik gümrük vergisini 1 ay durdurduğunu açıkladı.
– Trump, Kanada’ya yönelik açıkladığı gümrük vergilerinin de sınır güvenliğini artırmaya yönelik alacakları önlemler karşısında 30 gün süreyle durdurulacağını bildirdi.
4 ŞUBAT
– ABD’nin 1 Şubat’ta açıkladığı Çin’den ithal edilen ürünlere yönelik yüzde 10 oranındaki gümrük vergisi yürürlüğe girdi.
10 ŞUBAT
– ABD Başkanı Trump, çelik ve alüminyum ithalatına yüzde 25 gümrük vergisi uygulanmasına yönelik kararnameleri imzaladı. ABD’nin tüm ülkelerden yaptığı çelik ve alüminyum ithalatına istisnasız uygulanacak tarifelerin 12 Mart’ta yürürlüğe gireceği bildirildi.
13 ŞUBAT
– ABD Başkanı Trump, ülkelere karşılıklılık esasına dayalı gümrük vergileri uygulama planına ilişkin bir başkanlık kararını imzaladı.
Ticarette adaleti sağlamak amacıyla karşılıklı tarife uygulamaya karar verdiğini belirten Trump, “Ülkeler ABD’ye ne uygularsa onu uygulayacağız.” dedi. Trump, KDV’nin bir tarife olarak değerlendirileceğini ifade ederek, ülkeler tarafından sağlanan sübvansiyonlara da bakılacağını kaydetti.
21 ŞUBAT
– ABD Başkanı Trump, Amerikan şirketlerine uygulanan dijital hizmet vergileri gibi yabancı hükümetler tarafından getirilen vergilere karşı tarifeler dahil olmak üzere karşılık verici adımların değerlendirilmesine yönelik bir karara imza attı.
– Trump, Çin’in ABD’nin teknoloji, kritik altyapı, sağlık, tarım, enerji, ham madde ve diğer stratejik sektörlerine yatırım yapmasını kısıtlamaya yönelik bir kararı da imzaladı.
25 ŞUBAT
– ABD Başkanı Trump, Ticaret Bakanlığına bakır ithalatına yönelik soruşturma başlatma talimatı veren bir kararname imzaladı.
1 MART
– Trump, Ticaret Bakanlığına kereste ithalatının ABD ulusal güvenliğine tehdit oluşturup oluşturmadığına ilişkin bir soruşturma yürütmesi talimatını veren kararname imzaladı.
4 MART
– ABD’nin Kanada ve Meksika’dan ithal edilen mallara yönelik bir ay süreyle askıya alınan yüzde 25 oranındaki gümrük vergileri yürürlüğe girdi.
– Çin’e mevcut tarifelere ek yüzde 10 gümrük vergisi getiren kararnamede yapılan değişiklikle de bu ülkeye yönelik ek tarife oranı yüzde 20’ye çıkarıldı.
6 MART
– Trump, Meksika ve Kanada’ya yönelik tarifelerde ABD-Meksika-Kanada Anlaşması (USMCA) ile uyumlu malların 2 Nisan’a kadar muaf tutulmasını öngören düzenlemeleri imzaladı. Düzenlemeyle, USMCA gerekliliklerini karşılayan otomobiller de tarifelerden muaf tutulan ürünler arasında yer alırken, Kanada menşeli potasa (çiftçilerin kullandığı gübre) uygulanan gümrük vergisi oranı ise yüzde 10’a düşürüldü.
12 MART
– Trump’ın 10 Şubat’ta açıkladığı çelik ve alüminyum ithalatına yönelik yüzde 25 oranındaki tarife yürürlüğe girdi.
25 MART
– ABD Başkanı Trump, Venezuela’dan petrol veya gaz satın alan ülkelere 2 Nisan’dan itibaren yüzde 25 tarife getirileceğini bildirdi.
Venezuela’nın kasıtlı ve hileli bir şekilde on binlerce suçluyu gizli bir şekilde ABD’ye gönderdiğini öne süren Trump, bu dahil birçok nedenden dolayı Venezuela’ya “ikincil tarife” olarak bilinen uygulamanın başlatılacağını duyurdu.
26 MAR
– Trump, ithal otomobil ve hafif ticari araçlar ile temel otomobil parçalarına yüzde 25 gümrük vergisi uygulanmasına yönelik kararnameyi imzaladı.
2 NİSAN
– ABD Başkanı Trump, ABD’nin ticaret partnerlerine karşılıklılık esasına dayalı tarifelerin uygulanmasını öngören kararnameyi imzaladı.
Temel tarife oranının yüzde 10 olacağını belirten Trump, ülkelerin uyguladığı tarifeleri ve tarife dışı engelleri hesaba katarak ülkeye göre değişen gümrük vergisi oranlarını paylaştı.
Bu kapsamda tüm ülkelere getirilen yüzde 10 oranındaki temel gümrük vergisinin 5 Nisan’da, ülkelere özel olarak belirlenen daha yüksek oranlı ek tarifelerin ise 9 Nisan’da yürürlüğe gireceği bildirildi.
3 NİSAN
– Trump yönetiminin ithal otomobil ve hafif ticari araçlar ile temel otomobil parçalarına getirdiği yüzde 25’lik gümrük vergisi yürürlüğe girdi.
5 NİSAN
– ABD’nin ticaret partnerlerine getirdiği yüzde 10’luk temel tarife oranı yürürlüğe girdi.
8 NİSAN
– Karşılıklılık esasına dayalı tarifelere misilleme olarak ABD’den ithal edilen ürünlere yönelik yüzde 34 oranında tarife açıklayan Çin’e uygulanacak tarife oranında düzenlemeye gidildi. Bu kapsamda, 9 Nisan’dan itibaren geçerli olmak üzere Çin’e yüzde 50 oranında ek gümrük vergisi uygulanacağı bildirildi.
9 NİSAN
– Trump yönetiminin 2 Nisan’da duyurduğu, ABD’nin ticaret partnerlerinin uyguladığı tarifeler ve tarife dışı engeller hesaba katılarak belirlenen ve ülkeye göre değişen ek tarifeler yürürlüğe girdi.
Karşılıklılık esasına dayalı ek tarifelerin yürürlüğe girmesinin üzerinden 24 saat geçmeden ABD Başkanı Trump, Çin hariç diğer ticaret ortakları için ek tarifelerin 90 gün süreyle durdurulduğunu duyurdu.
Trump, Çin’e uygulanan tarifeyi ise yüzde 125’e çıkardığını açıkladı. Böylece, ABD’nin Çin’e uyguladığı toplam tarife oranı, fentanil krizi nedeniyle uygulanan yüzde 20’lik gümrük vergisi oranı da dahil edildiğinde yüzde 145’e ulaştı.
11 NİSA
– ABD yönetimi, karşılıklı tarife uygulamalarına ilişkin düzenlemeler kapsamında akıllı telefonlar, bilgisayarlar ve çipler gibi bazı teknoloji ürünlerini ek gümrük vergilerinden muaf tuttu.
ABD İç Güvenlik Bakanlığına bağlı ABD Gümrük ve Sınır Koruma Kurumu tarafından yayımlanan düzenlemeye göre, bilgisayarlar, akıllı telefonlar, çipler, çip üretiminde kullanılan makineler, işlemciler, modemler, güneş panelleri ek tarifelerden muaf tutulacak teknoloji ürünleri arasında yer aldı.
14 NİSAN
– ABD yönetimi, ithal ilaçlar ile yarı iletkenler ve yarı iletken üretim ekipmanlarının ulusal güvenliğe etkilerini incelemek üzere iki ayrı soruşturma başlattı.
15 NİSAN
– ABD Başkanı Trump, kritik mineraller, nadir toprak elementleri, işlenmiş kritik mineraller ve bunlardan türetilen ürünlerin ithalatının ulusal güvenlik açısından oluşturduğu risklerin araştırılması talimatı veren bir kararname imzaladı
17 NİSAN
– ABD Ticaret Temsilciliği (USTR), Çin merkezli gemi sahipleri ve Çin yapımı gemilerin işletmecilerinden net tonaj ya da konteyner sayısına göre ücret alınmasına yönelik planını açıkladı.
Açıklamada, yeni önlemlerin iki aşamada hayata geçirileceği ve ilk 180 gün boyunca herhangi bir ücret uygulanmayacağı kaydedildi. Bu sürenin sonunda Çin merkezli gemi sahipleri ve işletmecilerine ABD seferi başına net tonaja göre ve Çin yapımı gemilerin işletmecilerinden de net tonaj veya konteyner bazında ücretler alınacağı bildirilen açıklamada, bunların kademeli olarak artırılacağı ifade edildi.
22 NİSAN
– ABD yönetimi, orta ve ağır vasıta kamyonları, yedek parça ve türev ürünlerinin ithalatının ulusal güvenliğe etkilerini incelemek üzere soruşturma başlattı. (AA)
Trump ekonomisinin ilk 100 günü! yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Narin cinayetinde yeni gelişme! 15 sanık için istenen ceza belli oldu
Diyarbakır’da, Narin Güran cinayetiyle ilgili 6’sı tutuklu 12 sanık ile suça sürüklenen 3 çocuğun yargılandığı davaya ilişkin Cumhuriyet savcısı mütalaasını sundu.
Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin tutuklu sanıklar Birsen, Fuat ve Maşallah Güran, Salim Güran’ın işçisi Mehmet Selim Atasoy, Mehmet Şevket Kaya ve Muhammed Kaya ile tutuksuz sanıklar Şeyma Kaya, Hediye Güran, İbrahim Halil Güran, Barış Güran, Kurtuluş Güran ve Ömer Faruk Güran ile suça sürüklenen çocuklar R.A. (16), M.G. (16) ve İ.K’nin (17) “suçluyu kayırma” suçundan yargılandığı davada, Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını tamamladı.
Savcı, celse arasında hazırladığı 10 sayfalık mütalaayı Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sundu.
Mütalaada, Narin Güran’ın kaybolduğu ihbarının ardından başlatılan arama çalışmaları ve yürütülen soruşturma ile bu süreçte yaşanan gelişmelere yer verildi.
6’sı tutuklu 12 sanık ile suça sürüklenen 3 çocuğun soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki ifadelerinin de yer aldığı mütalaada, değerlendirme kısmında şunlar kaydedildi:
“Sanıkların ve suça sürüklenen çocukların verdikleri beyanların kendi aralarında çelişkili ve tutarsız olduğu, yargılamada netleşen maddi delillerle de uyuşmadığı, buna rağmen ısrarla aynı şekilde beyanda bulunmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, jandarma personelinin sürekli takip edilip dinlenilerek çalışmalara engel olunmaya çalışıldığı anlaşıldı. Bazı sanıkların ellerinde bulunan çubuklarla yangın çıkmasına sebebiyet verdiği, bazı sanıkların bulduğunu iddia ettiği terlik ile olayın seyrini değiştirmek istediği, bazı sanıkların ise telefon kayıtlarını silerek organize bir biçimde olayın ve gerçek fail ya da faillerin tespitine engel olmaya çalıştıkları belirlenmiştir. Bu tür beyanlar ve eylemler sebebiyle araştırmaların farklı mecralara yöneltildiği ve cinayet eylemi ile eylemi gerçekleştirenlere yönelik araştırma yapılmasının açıkça engellendiği, şüphelilerin verdikleri gerçek dışı beyanlarıyla, tutanakta bulunduğu şekilde yangın çıkararak, jandarma personelini takip ederek ve dinleyerek, jandarma personelini yönlendirici asılsız ihbarlarda bulunarak, telefon kayıtlarını silerek suç işleyen kişilerin araştırmadan kurtulmalarına imkan sağlamak suretiyle ortak saikle hareket ederek üzerlerine atılı ‘suçluyu kayırma’ suçunu işledikleri anlaşılmıştır.”
Mütalaada, sanıklar Barış Güran, Birsen Güran, Fuat Güran, Hediye Güran, İbrahim Halil Güran, Kurtuluş Güran, Maşallah Güran, Mehmet Selim Atasoy, Mehmet Şevket Kaya, Muhammed Kaya, Ömer Faruk Güran ve Şeyma Kaya’nın eylemlerine uyan TCK’nin 283/1,53/1 ve 63. maddeleri uyarınca, suça sürüklenen çocuklar İ.K, M.G’nin eylemlerine uyan TCK’nin 283/1, 31/3, 63. maddeleri ile Çocuk Koruma Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, suça sürüklenen çocuk R.A’nın eylemine uyan TCK’nin 283/1, 31/2, 63. maddeleri ile Çocuk Koruma Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca 6 aydan 5 yıla kadar ayrı ayrı cezalandırılmaları talep edildi.
Tutuklu sanıklar Birsen Güran, Fuat Güran, Maşallah Güran, Mehmet Şevket Kaya, Mehmet Selim Atasoy ve Muhammed Kaya’nın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, suç için kanunda öngörülen ceza miktarı, sanıkların suçluları kayırmak amacıyla gerektiğinde gerçeğe aykırı delil de üretmek suretiyle eylemde bulunmaları hususu göz önüne alındığında delil karartma ve kaçma şüphesinin varlığı nazara alınarak hükümle birlikte tutukluluk hallerinin devamının talep edildiği mütalaada, sanıklar Kurtuluş Güran, Ömer Faruk Güran ve suça sürüklenen çocuk M.G. hakkında uygulanan adli kontrol tedbirlerinin devamı istendi.
Mütalaada, sanıkların ve suça sürüklenen çocukların gerçekleştirdikleri eylemin niteliği, olayın oluş biçimi, eylemden sonraki ve yargılama sürecindeki tutum ve davranışları dikkate alınarak haklarında TCK’nin 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığı ifade edildi.
Savcı mütalaasında, sanıkların işledikleri suçun kasti suç olması nedeniyle haklarında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmolunması durumunda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 53. maddesinin 1. fıkrası gereğince belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarını, suça sürüklenen çocuklar hakkında 5395 sayılı kanun hükümleri ile mahkemenin gerekli görmesi halinde 5395 sayılı Kanunun 5. maddesindeki koruyucu ve destekleyici tedbirlerin uygulanmasını istedi.
6’sı tutuklu 12 sanık ile suça sürüklenen 3 çocuğun yargılanmasına 2 Mayıs’ta devam edilecek.
Olay
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca, merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta 2024’te kaybolan ve 8 Eylül 2024’te Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin 6’sı tutuklu 12 kişi ile suça sürüklenen 3 çocuk hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmıştı. Başsavcılık tarafından, 12 kişi hakkında “suçluyu kayırma” suçundan 6 aydan 5’er yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından, çocuklar R.A. (16), M.G. (16) ve İ.K. (17) hakkında aynı suçtan hazırlanan iddianame ise 2. Çocuk Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.
Diyarbakır 2. Çocuk Mahkemesi’nin, kendilerindeki dosyanın, Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 6’sı tutuklu 12 sanık hakkında açılan davayla birleştirilmesi yönündeki talebi kabul edilmişti.
ANNE, AĞABEY VE AMCAYA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI VERİLMİŞTİ
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim 2024’te kabul edilmişti.
Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım 2024’te başlanmış, mahkeme heyeti 28 Aralık 2024’teki duruşmada, tutuklu sanıklar Yüksel, Enes ve Salim Güran’ın “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Narin’in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi’ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar’ın da “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 4 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmalarına ve tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti. (AA)
Narin cinayetinde yeni gelişme! 15 sanık için istenen ceza belli oldu yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Cengiz Çandar's Blog
- Cengiz Çandar's profile
- 6 followers

