Cengiz Çandar's Blog, page 164
May 7, 2025
Sigorta şirketlerinden dev ödeme! 1 yılda 153 milyar TL tazminat
Trafik, kasko ve ferdi kaza sigortasında geçen yıl sigortalılara yapılan ödemeler ile eksper ve masraf ödemeleri dahil toplam 3 milyon 954 bin 425 mağdura 152 milyar 865 milyon 209 bin 235 lira tazminat ödemesi gerçekleşti.
AA muhabirinin, 1-7 Mayıs Karayolu Güvenliği ve Trafik Haftası dolayısıyla Türkiye Sigorta Birliği (TSB) 2024 yılı verilerini içeren Motorlu Taşıtlar Sigorta İstatistikleri’nden derlediği bilgilere göre, söz konusu dönemde bu üç branşta ödenen toplam tazminat tutarı 152 milyar 865 milyon 209 bin 235 lira ve ödeme yapılan mağdur sayısı 3 milyon 954 bin 425 oldu.
Türkiye’de trafiğe çıkan tüm motorlu taşıtlar için yasal olarak yaptırılması zorunlu tutulan ve kaza durumunda karşı tarafın zararlarını karşılamayı amaçlayan trafik sigortası kapsamında sigorta şirketlerinin ödedikleri toplam tazminat tutarı 91 milyar 70 milyon 835 bin 499 lira, ödeme yapılan mağdur sayısı 2 milyon 503 bin 964 oldu.
Dönem sonu itibarıyla henüz sonuçlanmamış dosyalar için ayrılan muallak tazminat tutarı 59 milyar 616 milyon 179 bin 635 lira ve buradaki mağdur sayısı 858 bin 748 kişi olurken, önceki dönemden devreden muallak tazminat tutarı 37 milyar 174 milyon 390 bin 692 lira ve mağdur sayısı 864 bin 185 kişi olarak kaydedildi.
Tazminat ödenen 2 milyon 889 bin 32, muallak 852 bin 164 ve devreden muallak 832 bin 370 dosya kaydedildi.
Trafik sigortası kapsamında tüm araç tiplerinde toplam 25 milyon 606 bin 686 teminat verilirken, yazılan prim tutarı 161 milyar 14 milyon 125 bin 250 lira oldu.
Araç tiplerine göre en çok tazminat 51 milyar 44 milyon 69 bin 240 lira ve 1 milyon 415 bin 716 mağdurla otomobillere ödendi. Otomobili, 19 milyar 587 milyon 922 bin 103 lira ve 559 bin 464 kişiyle kamyonet izledi.
KASKODA GEÇEN YIL ÖDENEN TAZMİNAT 62 MİLYAR LİRAYA YAKLAŞTI
Bir motorlu taşıtın çeşitli sebeplerle zarar görmesi durumunda oluşabilecek maddi kayıpları karşılayan, isteğe bağlı yapılabilen ve araç sahibinin kendi aracını güvence altına alan kasko sigortası kapsamında ödenen tazminat tutarı 61 milyar 756 milyon 788 bin 819 lira ve mağdur sayısı 1 milyon 449 bin 257 kişi oldu.
Muallak tazminat tutarı 17 milyar 652 milyon 128 bin 818 lira olurken, devreden muallak tutarı 11 milyar 908 milyon 755 bin 934 lira olarak açıklandı.
Muallakta 260 bin 61, devreden muallakta ise 262 bin 31 mağdur bulundu. Tazminat ödenen dosya sayısı 1 milyon 443 bin 471 olarak kaydedilirken, muallak 258 bin 815 ve devreden muallak 257 bin 35 dosya bulundu.
Kasko kapsamında tüm araç tiplerinde toplam 9 milyon 289 bin 702 teminat verilirken, yazılan prim tutarı 112 milyar 328 milyon 938 bin 406 lira olarak kaydedildi.
Araç tiplerine göre en çok tazminat 43 milyar 603 milyon 658 bin 692 ile otomobillere, 6 milyar 706 milyon 218 bin 912 ile kamyonetlere ve 5 milyar 230 milyon 512 bin 125 ile çekicilere ödendi.
FERDİ KAZADA 38 MİLYONA YAKIN ÖDEME YAPILIRKEN EN ÇOK TAZMİNAT 31 VE ÜSTÜ KOLTUKLU OTOBÜSLERE VERİLDİ
Sigortalının kaza sonucu hayatını kaybetmesi veya sakatlık durumu yaşaması halinde, kendisine veya ailesine maddi destek sağlayan ferdi kaza sigortasında toplam tazminat tutarı 37 milyon 584 bin 917 lira, ödeme yapılan mağdur sayısı 1204 oldu.
Muallak tazminat tutarı 243 milyon 199 bin 580 lira olurken, devreden muallak tutarı 156 milyon 877 bin 684 lira olarak açıklandı. Muallakta mağdur sayısı 2 bin 102, devreden muallakta ise 2 bin 160 kişi oldu.
Tazminat ödenen dosya sayısı 745 olurken, muallakta 1420 ve devreden muallakta 1542 dosya bulunduğu kaydedildi.
Ferdi kaza sigortası kapsamında tüm araç tiplerinde toplam 157 bin 993 teminat verilirken, 142 milyon 323 bin 407 liralık prim yazıldı.
Araç tiplerine göre en çok tazminat 23 milyon 178 bin 226 lira ile 31 ve üstü koltuklu otobüslere verilirken, 10-17 koltuklu minibüslere 9 milyon 296 bin 365 lira ödeme yapıldı. (AA)
Sigorta şirketlerinden dev ödeme! 1 yılda 153 milyar TL tazminat yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Yeni kriz kapıda! Trump, Basra Körfezi’ne ‘Arap Körfezi’ diyecek
Donald Trump’ın, Basra Körfezi’ni “Arap Körfezi” ya da “Arabistan Körfezi” olarak adlandıracağı bildirildi.
ABD yönetiminde ismi paylaşılmayan yetkililere dayandırılan habere göre Trump, gelecek hafta Suudi Arabistan ziyaretinde yeni duyuru yapacak.
Buna göre Trump, uluslararası arenada Basra Körfezi olarak tanınan bölgeye “Arap Körfezi” ya da “Arabistan Körfezi” adını verecek.
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Trump’ın 13-16 Mayıs tarihlerinde Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne gideceği açıklamıştı.
FARKLI TANIMLAMALAR
ABD ordusu uzun yıllardır yaptığı açıklamalar ve yayımladığı görüntülerde bölgeyi tek taraflı olarak “Arap Körfezi” olarak adlandırıyor.
Google Haritalar’da “Basra Körfezi (Arap Körfezi)” olarak görünen bölge, Apple Haritalar’da ise sadece “Basra Körfezi” şeklinde geçiyor.
16. yüzyıldan bu yana yaygın “Basra Körfezi” ismiyle tanınan bölgeyi, Orta Doğu’daki birçok ülke “Arap Körfezi” olarak isimlendiriyor.
Arap Yarımadası’nın kuzeyini, İran’ın güneybatısındaki Hint Okyanusu’na bağlayan bölge, önemli petrol ve doğal gaz yatakları arasında bulunuyor.
2017’DEKİ TARTIŞMA
Trump’ın ilk döneminde, 2017 yılında söz konusu bölge için “Arap Körfezi” adını kullanması tartışmalara yol açmıştı.
Dönemin İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ABD Başkanı Trump’ın “coğrafya çalışması” gerektiğini öne sürmüştü.
O dönemin İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, açıklamasında, “Herkes Trump’ın dostluğunun en yüksek teklifi verene satılacağını biliyordu. Şimdi coğrafyasının da satıldığını biliyoruz.” demişti.
MEKSİKA KÖRFEZİ TARTIŞMASI
Trump, 20 Ocak’ta Beyaz Saray’da imzaladığı kararnameyle Meksika Körfezi’nin adının “Amerika Körfezi” olarak değiştirilmesi emrini vermişti.
Söz konusu kararnamede, “Başkan Trump, hükümete sağduyu getiriyor ve Amerikan medeniyetinin temellerini yeniliyor.” ifadesi yer almıştı. (AA)
Yeni kriz kapıda! Trump, Basra Körfezi’ne ‘Arap Körfezi’ diyecek yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Yeni Zelanda’da 16 yaş altına sosyal medya yasağı reddedildi
Yeni Zelanda’da hükümet ortaklarından ACT New Zealand partisi, 16 yaşın altındaki çocukların sosyal medyaya erişimini yasaklamayı öngören yasa tasarısını reddetti.
Koalisyon ortağı Ulusal Partinin milletvekili Catherine Wedd tarafından sunulan ve Başbakan Christopher Luxon’ın da desteklediği tasarı, sosyal medya şirketlerine kullanıcıların yaşını doğrulama ve 16 yaşından küçüklerin platformlara erişimini engelleme yükümlülüğü getirmeyi öngörüyor.
Radio New Zealand’ın (RNZ) haberine göre, ACT New Zealand partisi, söz konusu yasa tasarısını geri çevirdi.
Parlamento konuşmasında tasarıyı “basit ve yanlış” olarak nitelendiren ACT lideri David Seymour, “Apar topar hazırlanmış bir yasaklama, gerçek sorunu çözmez. Ebeveynlerin sürece dahil edilmesiyle çözülebilir. Ulusal Partinin önerdiği çözüm bunu içermiyor.” dedi.
Sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkisinden “gerçekten endişe duyduğunu” belirten Seymour, internetin karmaşıklığının göz ardı edildiğini vurguladı.
Seymour, “Avustralya’nın hatalarından ders çıkarmalıyız, aynı hataları onlarla birlikte yapmamalıyız.” ifadelerini kullandı.
Tasarıyı savunan Wedd ise ülkenin gençler üzerindeki sosyal medya risklerini azaltmak adına daha fazlasını yapması gerektiğini belirtti.
Koalisyonun diğer ortağı ve Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı Winston Peters ise teklifin “çok gerekli bir düzenleme izlenimi verdiğini” ve bir hükümet tasarısı olarak sunulması gerektiğini söyledi.
ACT’nin reddettiği için tasarı, ancak hükümet dışındaki diğer partilerin desteğiyle kabul edilebiliyor.
Avustralya, geçen yıl benzer bir yasayı kabul ederek dünyada 16 yaş altına sosyal medya yasağı getiren ilk ülke olmuştu.
Mevcut durumda birçok sosyal medya platformu teknik olarak 13 yaş altındaki kullanıcıların erişimini yasaklasa da bu yasağın uygulanmasında ciddi açıklar bulunuyor.
Öte yandan bazı platformlar algoritmalarıyla özellikle gençler arasında bağımlılık yaratmakla eleştiriliyor. (AA)
Yeni Zelanda’da 16 yaş altına sosyal medya yasağı reddedildi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturması! Firari Gülibrahimoğlu’nun mal varlığına el konuldu
İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında firari şüpheli Murat Gülibrahimoğlu’nun mal varlığına el konuldu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu zanlılar hakkında “suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” suçlarından yürütülen yolsuzluk soruşturması sürüyor.
Soruşturma kapsamında şüpheli Murat Gülibrahimoğlu’nun suçtan elde ettiği geliri, kendi hesapları ile birinci ve ikinci derece yakınlarının hesaplarında bulundurduğu tespit edildi.
Şüphelinin malvarlığını devretmek veya satmak, banka hesaplarındaki ve bankaların bünyesinde bulunan kişisel kasalardaki para, altın gibi değerli eşyalarının kaçırılmasını önlemek amacıyla Gülibrahimoğlu’nun şirketi Güney Cebeci Madencilik Sanayi Ticaret AŞ’ye, mal varlığına, kripto varlıklarına, ve banka hesaplarına el konulmasına karar verildiği öğrenildi. (AA)
İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturması! Firari Gülibrahimoğlu’nun mal varlığına el konuldu yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Google’a reklam pastası uyarısı: Ya sat ya da dağıt
Türkiye’de de yıllık dijital reklam gelirlerinin yaklaşık 4 milyar dolarlık aslan payını kontrol eden Google’a karşı ABD’den yeni bir hamle daha geldi. ABD hükümeti, Google’ın dijital reklam pazarındaki tekelini sona erdirmek amacıyla, şirketin AdX reklam borsası ve DFP reklam sunucu sistemini elden çıkarmasını önerdi.
Millilet’ten İsmail Şahin’in haberine göre; dünyanın en büyük arama motoru 200 milyar dolara yakın gelir sağladığı çevrim içi reklam tekelini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Federal bir yargıcın şirketin iki çevrimiçi reklam teknolojisi pazarına yasa dışı olarak hakim olduğuna karar vermesinin ardından ABD Adalet Bakanlığı, Alphabet Google’ın AdX reklam pazarını ve reklam sunucusu DFP’yi elden çıkarmasını önerdi. Mahkeme dosyasında yer alan öneride “Yasaları çiğnemenin yollarını bulan bir sanıkla karşı karşıyayız” ifadelerini kullanan ABD hükümeti avukatı Julia Tarver Wood, Google’ın davranışlarını değiştireceğine dair verdiği güvencenin reddedilmesini istedi. Wood, “Tekrarlayan bir tekelciyi olduğu gibi bırakmak sorunu çözmez” diye konuştu.
Yargıç, Google ve Adalet Bakanlığı’nın şirketin online yayıncılar tarafından kullanılan reklam araçlarındaki hakimiyetine yönelik olası çözüm önerilerini dinledikten sonra Cuma günü Eylül ayı için bir duruşma tarihi belirledi. Adalet Bakanlığı, elden çıkarmalar da dahil olmak üzere önerilen çözümlerin Google’ın tekellerini sona erdirmek ve reklam borsası ve yayıncı reklam sunucusu pazarlarında rekabeti yeniden tesis etmek için gerekli olduğunu söyledi.
AVRUPA’DA DA OLDU
Bu talep, ABD hükümetinin Google’a karşı yaptığı ikinci bölünme çağrısı oldu. Hükümet, Google’ın dünya lideri konumundaki arama motoru işine ilişkin ayrı bir davada da Chrome tarayıcısının elden çıkarılmasını talep ediyor.
Google’ın Düzenleyici İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Lee-Anne Mulholland ise “Adalet Bakanlığı’nın reklam teknolojisi araçlarımızı elden çıkarmaya zorlamaya yönelik ek teklifleri Mahkeme’nin bulgularının çok ötesine geçmekte, hukuken hiçbir dayanağı bulunmamakta ve yayıncılara ve reklamverenlere zarar verecektir” iddiasında bulundu.
AdX ya da Ad Exchange, yayıncıların satılmamış reklam alanlarını gerçek zamanlı olarak satın almak üzere reklamverenlerin kullanımına sunabildiği bir pazar. Reklam borsaları ile birlikte bu teknoloji, haber yayıncılarının ve diğer çevrimiçi içerik sağlayıcılarının reklam satarak para kazanmalarını sağlıyor. Geçtiğimiz yıl Google, AdX’i satma teklifiyle AB antitröst soruşturmasını sona erdirmek için önemli bir adım attı ancak Avrupalı yayıncılar teklifi yetersiz bularak reddetti.
TÜRKİYE’DEN YILDA 4 MİLYAR $ ÇEKİYOR
Google, Türkiye’de dijital reklam gelirlerinin yüzde 60’ından fazlasını kontrol ediyor. Türkiye’nin dijital reklam gelirinin 2023 yılında 3 milyar dolar. 2024 yılında ise 4 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Bu dünyada birinci olduğumuz fındık, kuru incir ve kuru üzüm ihracat rakamlarının toplamından daha büyük bir bütçeye denk geliyor.
FİLİSTİN’DE İHLALLER
Google, dijital mecralardaki tekel konumunu sadece kâr amaçlı değil insan hakları ihlalleri yapmak için de kullanıyor. İsrail hükümeti ile ordusuyla işbirliği yapan Google Nimbus projesiyle İsrail hükümetine yapay zekâ ve bulut altyapısı sağlıyor. İsrail Savunma Bakanlığı ile bağlantılı olan ve casus yazılım ‘Pegasus’u geliştiren NSO Group’a yazılım sağlıyor. Google’ın arama motorunda kullanılan fotoğraf bulma uygulamasının, İsrail ordusu tarafından fişleme ve hedef bulma amacıyla kullanılıyor. Google’ın YouTube ve arama algoritmaları Filistin yanlısı içerikleri bastırıp görünürlüğünü azaltıyor. Google’ın İsrail-Filistin çatışmasında tarafsızlık ilkesine uymadığını savunan çalışanları da hemen işten çıkartılıyor.
REKLAMDAN ÇEYREK TRİLYON CEPTE
Google, 2023’te sadece reklamdan 237 milyar dolar kazanç sağlarken, bu durum, şirketin gelirlerinin yüzde 77’sini reklamlarla elde ettiğini gösterdi. 2024 yılı toplamında bu rakamın 250 milyar doları aştığı hesaplanıyor.
TEKELCİLİKTEN 100 MİLYAR DOLAR CEZA ALABİLİR
Bernstein analistlerine göre Googla’a açılan davaların sadece tekelcilik iddiaları 100 milyar doları bulabilir.
İşte bazı cezalar:
■ AB alışveriş davası (2017) 2.4 milyar euro.
■ AB Android soruşturması (2015) 4.3 milyar euro.
■ ABD kişisel veri gizliliği 7.8 milyar dolar.
■ AB’de AdSense davası (2019) 1.49 milyar euro.
■ Avrupalı 32 medya grubu 2.1 milyar euroluk telif ve reklam geliri davası açtı.
Google’a reklam pastası uyarısı: Ya sat ya da dağıt yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Bayraktar TB2T-AI SİHA’dan yeni rekor
Bayraktar TB2T-AI SİHA, 37 bin 96 feet’e çıktığı uçuşla kendi irtifa rekorunu kırdı.
Baykar’dan yapılan açıklamaya göre, Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar TB2T-AI, test faaliyetlerinde bir başarıya daha imza attı.
Turbo motor ve üstün yapay zeka sistemleriyle donatılan milli SİHA, Keşan’da gerçekleştirilen test uçuşunda 37 bin 96 feet irtifaya ulaşarak kendi rekorunu tazeledi.
Bayraktar TB2T-AI, sahip olduğu güçlü turbo motor sayesinde 30 bin feet’in üzerine çok kısa bir sürede tırmanma yeteneğini daha da ileri taşıdı. Yeni nesil SİHA, 21 Şubat 2025’te yapılan uçuş testinde 30 bin 318 feet’e çıkmıştı. Keşan’da devam eden uçuş testlerinde 37 bin 96 feet’e ulaşan milli SİHA, yüksek irtifada uzun süreli görev yapma kabiliyetini sergiledi.
Milli SİHA, bu rekorla yüksek irtifa performansını tescilledi. Mevcut SİHA’lara kıyasla çok daha hızlı tırmanma ve uzun süre yüksek irtifada kalma yeteneğine sahip olan Bayraktar TB2T-AI, 160 knot (300 km/s) üzerindeki hızıyla hava üstünlüğünü destekleyen kritik bir güç unsuru olmaya devam ediyor. Artırılmış kalkış ağırlığı ve faydalı yük kapasitesiyle muharebe sahasında daha uzun süre ve daha etkili görev yapacak şekilde tasarlandı.
YAPAY ZEKA DESTEKLİ OTONOM UÇUŞ
Bayraktar TB2T-AI SİHA bünyesine entegre edilen yeni nesil 3 yapay zeka bilgisayarıyla hava muharebesinde üstün otonom yetenekler sunuyor.
Yeni nesil milli SİHA en zorlu elektronik harp ortamlarında arazi referanslı görsel seyrüsefer yapabilme kabiliyeti de kazandı. Gelişmiş yapay zeka sistemleri sayesinde görsel navigasyon ile araziyi tanıyor ve yön tayin edebiliyor. Hedefleri analiz ederek tespit ve teşhis yapabiliyor. Görsel olarak pistleri tanıyarak otonom iniş-kalkış gerçekleştirebiliyor. Dinamik rota planlaması yaparak en uygun uçuş rotalarını belirleyebiliyor.
Milli SİHA, her türlü zorlu şartın üstesinden gelebilecek kabiliyete sahip olarak uçuyor. Gökyüzünde gelişen acil durumlarda yapay zeka destekli sistemleri sayesinde otomatik olarak güvenli şekilde üsse geri dönüş yapabilme özelliği, bu yeni irtifa seviyesinde de operasyonel güvenliği en üst seviyeye çıkarıyor.
2014’te envantere giren, yüzde 93 yerlilik oranıyla üretilen ve dünyanın dört bir tarafında görev yapan Bayraktar TB2 SİHA’lar, Aralık 2024’te 1 milyon saatlik uçuş süresini başarıyla geride bıraktı. Böylece Türk havacılık tarihinin en uzun süre gökyüzünde kalan milli hava aracı Bayraktar TB2 oldu. Bayraktar TB2 SİHA’lar Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilatı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve orman yangınları ile mücadele amacıyla Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapıyor.
REKORLARIN SAHİBİ
Bayraktar TB2, 16 Temmuz 2019’da Kuveyt’te katıldığı demo uçuşunda yüksek sıcaklık ve kum fırtınası gibi zorlu coğrafi ve iklim şartlarında tam 27 saat 3 dakika kesintisiz uçarak başka bir rekor kırdı.
Türk havacılık tarihinde ilklere imza atan milli SİHA Bayraktar TB2, 31 Mayıs 2024’te gerçekleştirdiği test uçuşlarında savaş jetlerinin önemli kaçış manevralarından biri olan otonom fıçı tonosu manevrasını başarıyla gerçekleştiren dünya üzerindeki ilk ve tek SİHA olarak havacılık tarihine geçti. Bayraktar TB2, 9 Nisan 2025’te yapılan testte ise otonom virilden kurtarma manevrasını başararak dünya havacılık tarihinde bir ilke daha imza attı.
Bayraktar TB2 SİHA’lar Türkiye’nin terörle mücadelesinde üstlendiği kritik rollerin yanı sıra görev aldığı uluslararası operasyonlarda da üstün performanslarıyla kendilerini kanıtladı. Dünyanın her köşesinde görev yapan Milli SİHA’lar, Libya, Ukrayna, Mali, Burkina Faso’daki savaşların yanı sıra 30 yıllık Karabağ işgalinin sona erdirilmesinde de kilit rol oynadı.
Bayraktar TB2 SİHA’lar, dünya üzerinde birçok noktada rekabete dayalı süreçlerin sonunda ülkelerin envanterlerine girmeyi başardı. 2023’te Kuveyt Savunma Bakanlığının yürüttüğü rekabetçi sürecin kazananı olan Bayraktar TB2, Amerika, Avrupa ve Çinli rakiplerini geride bırakarak önemli bir ihracat sözleşmesine imza attı. Bu başarı Baykar’ın küresel ölçekteki etkisini pekiştirirken, 2024 yılında NATO ve AB ülkelerindeki varlığını daha da güçlendirdi. Hırvatistan ile 19 Kasım 2024’te imzalanan anlaşma sayesinde Bayraktar TB2, NATO üyesi 6 ülkenin ve AB üyesi 4 ülkenin envanterine girdi.
DEPREMLERDEN ORMAN YAYGINLARIYLA MÜCADELEYE
Milli SİHA’lar güvenlik görevlerinin yanında deprem ve sel gibi felaketler, arama kurtarma operasyonları, düzensiz göç takibi ve orman yangınlarıyla mücadele gibi sivil görevlerde de etkin rol alıyor.
24 Ocak 2020’de meydana gelen Elazığ Sivrice merkezli 6,8 büyüklüğündeki depremde görev alan Bayraktar TB2 İHA’lar, 6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde 2 bin 417 saat 6 dakika uçarak görev icra etti. Bu kapsamda toplamda 8’i Baykar Hızlı Haritalama Podu entegreli 42 Bayraktar TB2 görev aldı. Orman yangınlarıyla mücadele kapsamında ise 2020 ile 2024 yılları arasında 4 bin 91 yangın Bayraktar TB2 İHA’lar tarafından ilk anda tespit edilerek büyümeden söndürüldü.
Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA AR-GE sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. 2023’te 1,8 milyar dolarlık ihracat yapan Baykar, Türkiye’de tüm sektörlerde en fazla ihracat gerçekleştiren ilk 10 firma arasında yer aldı. Dünya insansız hava aracı ihracat pazarının en büyük firması olan Baykar, 2024 yılında da küresel ölçekteki başarısını sürdürdü ve gelirlerinin yüzde 90’ını ihracattan elde ederek 1,8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
İhracatın Şampiyonları Ödülü alan Baykar, 2021, 2022 ve 2023 yıllarında Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. 2023’te sektör ihracatının üçte birini tek başına yapan Baykar, 2024’te de savunma ve havacılık sektörünün toplam ihracatının dörtte birini tek başına gerçekleştirerek Türkiye’yi küresel SİHA ihracat pazarında lider konuma taşıdı.
Dünyanın en büyük insansız hava aracı şirketi olan Baykar’ın halihazırda imzalanan sözleşmelerinin yüzde 97,5’i ihracat kaynaklı gerçekleşti. Bayraktar TB2 SİHA için 34 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 11 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı. (AA)
Bayraktar TB2T-AI SİHA’dan yeni rekor yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
May 6, 2025
Harvard’dan Trump’a sert tepki! Akademik özgürlüğü tehdit ediyor
Harvard Üniversitesi Rektörü Alan Garber, Donald Trump yönetiminin “üniversiteye kabul edilenlerin detaylıca inceleme ve fakülteye alımlarda söz sahibi olma” gibi isteğinin akademik bağımsızlığı tehdit ettiğini söyledi.
İlk olarak kampüsündeki Filistin’e destek gösterileriyle, daha sonra da çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programlarını sürdürdükleri gerekçesiyle federal hükümetin hedefi haline gelen Harvard Üniversitesi ile Trump yönetimi arasındaki anlaşmazlık sürüyor.
Harvard Rektörü Garber, Wall Street Journal gazetesine verdiği röportajda, üniversitelerde ideolojik çeşitliliğin artırılmasını hedefleyen girişimlere karşı olmadığını ancak bu hedeflere ulaşmak için federal hükümetin önerdiği yöntemlerin ciddi sorunlar barındırdığını vurguladı.
Trump yönetiminin, okul idaresine yönelttiği taleplerden bazılarının çözülmesi gereken “gerçek” sorunları ele aldığını kabul eden Garber, yönetimin bu sorunları ele alma biçiminin ise sakıncalı olduğunu aktardı.
Garber, federal hükümetin, üniversitenin tüm öğrenci kabul kayıtlarını ayrıntılı biçimde inceleme ve fakülteye kimin alınacağı konusunda söz sahibi olma gibi taleplerinin akademik bağımsızlığı tehdit ettiğini belirtti.
BİLİMSEL ÇALIŞMALAR RİSK ALTINDA
Federal fonların büyük kısmının bilimsel araştırmaları desteklemek için kullanıldığına işaret eden Garber, fonlarda yaşanan kesintinin, ulusal çıkarlara hizmet eden ve büyük önem taşıyan araştırmaların sonlanmasına neden olduğunu kaydetti.
Garber, yönetimin, üniversitenin vergi muafiyetini kaldırma yönündeki girişimlerinin hukuka aykırı olduğunu savunarak “Vergi muafiyeti statüsü, eğitim ve araştırma misyonunu yerine getirebilmesi için eğitim kurumlarına tanınmış bir haktır. Bunun kaldırılması, üniversitenin temel işlevlerini ciddi şekilde sekteye uğratır.” ifadelerini kullandı.
TRUMP İLE HARVARD ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIK
Federal hükümet, aralarında Harvard’ın da olduğu birçok üniversiteyi, başta Filistin’e destek için düzenlenen kampüs protestoları ile çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programlarını gerekçe göstererek federal fonlarını dondurmakla tehdit etmişti.
Bu bağlamda yönetim, Harvard’a sağlanan 2,2 milyar dolarlık fonun ve 60 milyon dolarlık sözleşme bedelinin dondurulmasına karar vermişti. Üniversite de federal hükümetin fonları dondurmasının hukuka aykırı olduğunu savunarak bu kararı engellemek üzere, Trump yönetimine dava açmıştı.
Trump, Truth Social sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Harvard’ın vergi muafiyetini kaldıracağız. Hak ettikleri bu!” ifadelerini kullanmıştı.
ABD basınına konuşan uzmanlar, Trump’ın yasalar gereği vergi muafiyeti statüsüne sahip kuruluşların bu haktan mahrum bırakılmasını talep edemeyeceğini vurgulamıştı.
Kongrenin 1998’de çıkardığı yasa çerçevesinde Başkan’ın doğrudan ya da dolaylı olarak ABD Gelir İdaresinden (IRS) vergi mükelleflerini araştırması, denetlemesi veya bu kuruluşların vergi muafiyeti statüsünü kaldırmasını talep etmesi yasak. (AA)
Harvard’dan Trump’a sert tepki! Akademik özgürlüğü tehdit ediyor yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Tarihi ziyaret! Şara ve Macron Paris’te bir araya gelecek
Fransız basınında yer alan haberlere göre, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın Paris’i ziyaret edeceği haberleri yer aldı.
Söz konusu haberlere göre, Elysee Sarayı, Şara’nın Avrupa’daki ilk ziyareti kapsamında yarın Fransa’nın başkenti Paris’e geleceğini duyurdu.
Elysee Sarayı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Paris’te ağırlayacağı Şara’ya, halkının tüm unsurlarına saygı gösterilen, özgür ve istikrarlı yeni Suriye’nin inşası için desteğini dile getireceğini bildirdi. (AA)
Tarihi ziyaret! Şara ve Macron Paris’te bir araya gelecek yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Tlaib’ten sert çıkış: ABD, İsrail’in Gazze’deki soykırımına ortak oluyor
ABD Kongre üyesi Demokrat Rashida Tlaib, İsrail’in Gazze’ye saldırılarını genişletme planına ilişkin ABD’yi de ” ABD, bu soykırımda suç ortağıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Tlaib, X sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, İsrail’in Gazze’ye saldırılarını genişletme planına tepki gösterdi.
İsrail’in, 64 gündür Gazze’ye yardımların girişini engellediğinin altını çizen Tlaib, “Savaş suçlusu (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu, tüm Filistin nüfusunu zorla sürgün etme, etnik temizlik yapma, Gazze’yi yerle bir etme ve ilhak etme planını açıkladı.” ifadesini kullandı.
İsrail’in planının, başından beri bu olduğunu vurgulayan Tlaib, “ABD, bu soykırımda suç ortağıdır.” değerlendirmesini yaptı.
GAZZE’DE İŞGALİ GENİŞLETEN PLAN
İsrail güvenlik kabinesi, Gazze’ye yönelik saldırıların genişletilmesi planını dün kabul etmişti.
Söz konusu plan, Gazze’de daha fazla bölgenin işgal edilmesini ve “tampon bölgelerin” genişletilmesini içeriyor.
Planda, ayrıca İsrail ordusunun işgal ettiği bölgelerden geri çekilmemesi ve Filistinlilerin zorla Gazze’nin güneyine göç ettirilmesi de yer alıyor.
Planın kabul edilmesi sonrası yerel basına konuşan İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Gazze’yi kalıcı olarak işgal edeceklerini söylemişti.
İsrail basını, ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu’ya bu ay yapacağı ziyaret sona erinceye kadar esir takası anlaşmasına varılmaması halinde ordunun Gazze Şeridi’ne geniş çaplı saldırıları başlatmayı planladığını yazmıştı. (AA)
Tlaib’ten sert çıkış: ABD, İsrail’in Gazze’deki soykırımına ortak oluyor yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
İsrail’e füze yağdı, uçuşlar durdu! Binlerce yolcu mahsur kaldı
Uluslararası hava yolları şirketleri, Yemen’de İran destekli Husilerin 4 Mayıs’ta İsrail’deki Ben Gurion Havalimanı’nı balistik füzeyle vurmasının ardından Tel Aviv uçuşlarını askıya alma kararını uzattıklarını açıkladı.
İsrail merkezli internet sitesi Calcalist’in haberine göre, Lufthansa Grubu’na bağlı hava yolları Eurowings, Swiss, Austrian Airlines ve Brussels Airlines, Tel Aviv uçuşlarının askıya alındığı tarihi 11 Mayıs olarak güncelledi.
İtalyan Hava Yolları (ITA) uçuşların askıya alınma kararının 11 Mayıs, Amerikan hava yolu United Airlines 9 Mayıs, Macar hava yolu şirketi Wizz Air ise 8 Mayıs’a kadar uzatıldığını duyurdu.
Aegean Airlines (Yunanistan), British Airways (İngiltere), Delta Air Lines (ABD) ve Ryanair (İrlanda) ise İsrail’e uçuş yasağını 6 Mayıs’a kadar uzattı.
Öte yandan, İsrail’deki Yedioth Ahronot gazetesi, hava yolu şirketlerinin İsrail’e uçuşları askıya almasının ardından binlerce İsraillinin yurt dışında mahsur kaldığını belirtti.
Yemen’deki Husiler, 4 Mayıs’ta, Tel Aviv’deki Ben Gurion Havalimanı’nı balistik füzeyle vurmuştu.
Saldırı sonrasında limanda uçak iniş ve kalkışları askıya alınırken, füzenin düştüğü bölgede 15 metre çapında bir çukur oluştuğu aktarılmıştı.
Aynı gün Husiler, İsrail’e dönük olarak kapsamlı bir hava ablukası uygulayacaklarını duyurmuş ve uluslararası hava yollarını İsrail’e uçuşlarını iptal etmeye çağırmıştı.
İsrail ise 5 Mayıs’ta Yemen’in batısındaki Hudeyde Limanı ile Bacil çimento fabrikasına saldırı düzenlemişti.
Husiler, söz konusu saldırılarda 2 kişinin öldüğünü, 42 kişinin yaralandığını duyurmuştu. (AA)
İsrail’e füze yağdı, uçuşlar durdu! Binlerce yolcu mahsur kaldı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Cengiz Çandar's Blog
- Cengiz Çandar's profile
- 6 followers

