Cengiz Çandar's Blog, page 161

May 9, 2025

Güney Afrika, ABD’nin ülkedeki beyaz çiftçilere mülteci statüsü vermesine itiraz ediyor

Güney Afrika hükümeti, ABD yönetiminin zulme ve ayrımcılığa uğradıkları iddiasıyla ülkedeki beyaz çiftçilere mülteci statüsü vermesine itiraz ediyor.

Güney Afrika Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, ABD’nin Güney Afrika’daki beyaz çiftçilerin zulüm ve ayrımcılığa uğradığı iddiasının resmi veriler ışığında “asılsız” olduğu belirtildi.

Açıklamada, ABD’nin Güney Afrikalılara mülteci statüsü vermesinin tamamen siyasi amaçlı ve Güney Afrika’nın anayasal demokrasisini sorgulamak için tasarlanmış olduğu vurgulandı.

Geçmişte, beyaz ırkçı apartheid yönetiminin zulmünü yaşamış Güney Afrika’nın her türlü ayrımcılığa karşı yorulmadan çalışan bir ülke olduğuna dikkat çekilen açıklamada, hükümetin azınlıkların ve savunmasız grupların haklarının korunması ilkesine bağlı olduğu kaydedildi.

Açıklamada, “Güney Afrika, ABD’nin iddia edilen mülteci statüsüne ilişkin değerlendirmelerine itiraz ederken, ülkeden ayrılmak isteyen vatandaşların bunu yapmasını engellemeyecektir. Çünkü aynı zamanda Anayasa’nın 21(2) bölümünde yer alan hareket ve seçim özgürlüğü, özellikle ülkeyi terk etme hakkını da gözetir.” ifadeleri kullanıldı.

Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanı Alvin Botes’in ABD’li mevkidaşı Christopher Landau ile dün gerçekleştirdiği görüşmede, Güney Afrika’nın bu konudaki endişelerinin paylaşıldığı belirtilen açıklamada, Güney Afrika’nın ABD ile egemenliğe ve hukukun üstünlüğüne dayalı karşılıklı saygı temelinde yapıcı diyaloğa bağlı kaldığı vurgulandı.

– Güney Afrikalı beyazlara mültecilik meselesi

ABD Başkanı Donald Trump, Güney Afrika’nın 63 milyonluk nüfusunun yüzde 8’inden fazlasını oluşturan beyazların “siyahların liderliğindeki hükümet tarafından ırk ayrımcılığına” uğradığını iddia ediyor.

Güney Afrika’daki beyaz toplumun büyük bölümünü, yüzyıllar önce sömürge döneminde gelen Hollanda kökenli çiftçilerin torunları olan Afrikaner etnik grubu oluşturuyor.

Beyaz Saray’dan 7 Şubat’ta yapılan açıklamada, Güney Afrika’nın “2024 tarihli Toprak Kamulaştırma Yasası”, İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanında (UAD) açtığı “soykırım” davası ve İran ile “yakın ilişkiler” kararı gerekçe gösterilerek, bu ülkeye yönelik yardımlara son verilmesine ilişkin yürütme kararı alındığı belirtilmişti.

Trump, ayrıca Güney Afrika yönetiminin kendilerine kötü davrandığını ileri sürerek, “beyaz Güney Afrikalı çiftçilere” mülteci statüsü verilmesini gündeme getirmişti.

ABD hükümetinin, Güney Afrika’nın yürütme başkenti Pretorya’ya gönderdiği ekiplerin, 8 binden fazla başvuruyu incelemesinin ardından yaklaşık 100 kişiye mülteci statüsü verilmişti.

The New York Times gazetesinin ulaştığı belgeler ve yetkililere dayandırdığı haberine göre, ABD yönetiminin ilk beyaz Güney Afrikalı mülteci grubunu gelecek hafta ülkeye getirmeye hazırlandığı bildirilmişti. (AA)

Güney Afrika, ABD’nin ülkedeki beyaz çiftçilere mülteci statüsü vermesine itiraz ediyor yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on May 09, 2025 23:25

İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını genişletme planına tepkiler sürüyor

Brezilya Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yayımlanan açıklamada, İsrail’in askeri operasyonu büyütmeyi öngören yeni planından duyulan derin üzüntü ifade edildi.

Açıklamada, İsrail’in bu adımının uluslararası hukuku hiçe saydığı ve Gazze’deki varlığını sürdürmeye yönelik bir girişim olduğu vurgulandı.

İsrail’e söz konusu plandan vazgeçmesi çağrısı yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“İsrail’in saldırıyı genişletme kararı, çatışmaların durdurulması ve rehinelerin serbest bırakılması yönünde yürütülen müzakerelere zarar verebilir. Sivillerin yerinden edilmesine yol açacak her türlü askeri operasyonun, Filistin’deki ölüm ve yıkımı artıracağı, trajik insani durumu daha da ağırlaştıracağı uyarısı yapıldı.”

İsrail’in, Gazze’de temel hizmetlerin devamını sağlama yükümlülüğü bulunduğuna işaret edilen açıklamada, insani yardım malzemelerinin bölgeye girişine izin verilmesi çağrısı yinelendi. (AA)

İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını genişletme planına tepkiler sürüyor yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on May 09, 2025 23:17

ABD-Meksika arasında ‘Google’ krizi

Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, Google’a, ABD’de kullanılan harita uygulamasında “Meksika Körfezi” adını “Amerika Körfezi” olarak değiştirdiği gerekçesiyle dava açtıklarını duyurdu.

Başkent Meksiko’daki Ulusal Saray’da düzenlenen günlük basın toplantısında konuşan Sheinbaum, Google’ı daha önce bu konuda uyardıklarını ancak taleplerinin karşılık bulmadığını belirtti.

Sheinbaum, “Google zaten dava edilmiş durumda. Halihazırda bir ilk karar var ve bu kararı bekliyoruz.” ifadesini kullandı.

Körfezin, ABD kıyılarına denk gelen kısmında “Amerika Körfezi” adının kullanılmasına itiraz etmediklerini vurgulayan Sheinbaum, “Ancak Google, körfezin tamamını bu şekilde adlandıramaz. Bu uluslararası bir meseledir. Bizim talebimiz, Google’ın ‘Amerika Körfezi’ adını yalnızca ABD topraklarına denk gelen bölüme yerleştirmesi, Meksika ve Küba’ya denk gelen kısımlar içinse ‘Meksika Körfezi’ ismini kullanmasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

Sheinbaum, ABD Başkanı Donald Trump ile telefon görüşmelerinde bu konunun gündeme gelmediğini kaydetti.

Trump, 20 Ocak’ta Beyaz Saray’da imzaladığı kararname ile Meksika Körfezi’nin adının “Amerika Körfezi” olarak değiştirilmesi emrini vermişti.

Google, 11 Şubat’ta haritalar uygulamasında “Meksika Körfezi” isminin “Amerika Körfezi” olarak değiştirildiğini duyurmuştu. (AA)

ABD-Meksika arasında ‘Google’ krizi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on May 09, 2025 23:16

Büyükelçi atamaları Resmi Gazete’de

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yapılan büyükelçi atamalarına ilişkin kararlar, Resmi Gazete’de yayımlandı.

Buna göre, Yeni Zelanda nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğine, Personel Genel Müdür Yardımcısı Melih Karalar, Tayland Krallığı nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğine ise Ekonomik ve Ticari İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Julide Kayıhan atandı. (AA)

Büyükelçi atamaları Resmi Gazete’de yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on May 09, 2025 23:09

İsrail basını: Yemen’deki saldırı genişleyecek İran da vurulacak

İsrail basını, ordunun Yemen’deki saldırılarını genişletmeyi ve İran’daki bazı hedefleri vurmayı planladığını bildirdi.

Yedioth Ahronoth gazetesinde adı paylaşılmayan güvenlik kaynaklarına dayandırılan haberde, İsrail’in Yemen’deki Husilere yönelik saldırılarında “herhangi bir kısıtlama olmayacağı” belirtildi.

“İran, Yemen’le karşılıklı saldırılardan zarar görmeden çıkmayacak.” ifadelerine yer verilen haberde, Tel Aviv yönetiminin, Husilerin fırlattığı ve “İran yapımı” olduğunu iddia ettiği füzelere karşılık olarak İran’ı hedef almayı planladığına işaret edildi.

İsrail’in, devam eden Husi saldırılarına “daha güçlü ve geniş çaplı” şekilde karşılık vereceği aktarıldı.

Haberde, İsrailli güvenlik kaynaklarının, Tel Aviv’in şu anda İran’daki doğrudan hedefleri vurma seçeneklerini değerlendirdiği ve Yemen’deki füze fırlatma rampaları ile altyapıya yönelik saldırılarını yoğunlaştırmayı planladığına ilişkin ifadelerine yer verildi.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Yemen’den atılan füzenin ardından Husilere şiddetli saldırılar düzenleyecekleri tehdidinde bulunmuştu.

İsrail’de ana muhalefetteki Gelecek Var Partisi lideri Yair Lapid ise Netanyahu hükümetinin Husiler karşı “korkaklığı ve oyalanmayı bırakması” gerektiğini belirterek, Yemen’e yönelik saldırıları genişletmesi çağrısında bulunmuştu.

Lapid, “İsrail, Husi füzelerinin kitlesel bir insani felakete yol açmasını ya da ekonomiyi felç etmeye devam etmesini oturup bekleyemez.” ifadelerini kullanmıştı.

Husiler 4 Mayıs’ta Ben Gurion Havalimanı’nı vurmuştu

Yemen’deki Husiler, 4 Mayıs’ta Tel Aviv’deki Ben Gurion Havalimanı’nı balistik füzeyle vurmuştu.

Füzenin düştüğü noktada 15 metre çapında bir çukur oluştuğu belirtilmiş, 4 kişinin yaralandığı bildirilmişti.

Aynı gün Husiler, İsrail’e dönük olarak kapsamlı bir hava ablukası uygulayacaklarını duyurmuş ve uluslararası hava yollarını İsrail’e uçuşlarını iptal etmeye çağırmıştı.

Çok sayıda uluslararası hava yolu şirketi, İsrail’e uçuşlarını askıya almıştı.

İsrail ise 5 Mayıs’ta Yemen’in batısındaki Hudeyde Limanı ve Bacil çimento fabrikasına, 6 Mayıs’ta da Sana Uluslararası Havalimanı’na saldırı düzenlemişti.

ABD ile Husiler arasında sağlanan ateşkes

Umman Dışişleri Bakanı Bedir el-Busaidi, 6 Mayıs’ta ABD ile Husiler arasında Kızıldeniz ile Babu’l Mendeb Boğazı’nda saldırılara son verilmesi konusunda ateşkes sağlandığını açıklamıştı.

ABD Başkanı Donald Trump ise Yemen’deki Husilerin artık savaşmak istemediklerini kendilerine ilettiklerini belirterek, “Husiler artık savaşmak istemediklerini açıkladılar. Biz de buna saygı duyacağız ve onları bombalamayı durduracağız. Teslim oldular, artık gemileri havaya uçurmayacaklarını söylüyorlar.” ifadelerini kullanmıştı.

İsrail devlet televizyonu KAN’a konuşan İsrailli yetkililer, ABD Başkanı Donald Trump’ın Husileri bombalamayı durduracaklarına ilişkin açıklamasının, Tel Aviv yönetiminde “şok etkisi” yarattığını aktarmıştı. (AA)

İsrail basını: Yemen’deki saldırı genişleyecek İran da vurulacak yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on May 09, 2025 23:07

Kahramanmaş’ta tıra çarpan kamyonetteki 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı

Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesinde kamyonetin tıra çarpması sonucu 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı.

Kahramanmaraş-Kayseri kara yolunda plakası ve sürücüsünün ismi öğrenilemeyen kamyonet, Tekir Mahallesi yakınlarında aynı yönde seyreden tıra arkadan çarptı.

İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Sağlık ekiplerince yapılan kontrolde, kamyonette bulunan 1 kişinin hayatını kaybettiği belirlendi.

Kazada yaralanan kamyonet sürücüsü, ambulansla Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. (AA)

Kahramanmaş’ta tıra çarpan kamyonetteki 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on May 09, 2025 23:03

Yozgat’ta refüje devrilen minibüsteki 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı

Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinde minibüsün refüje devrilmesi sonucu 1 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi yaralandı.

A.B. (63) yönetimindeki 60 AEG 963 plakalı minibüs, D-200 kara yolu Oluközü mevkisinde kontrolden çıkarak refüje devrildi.

İhbar üzerine kaza yerine sağlık, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Ekiplerin yaptığı kontrolde sürücünün olay yerinde yaşamını yitirdiği belirlendi.

Kazada yaralanan araçtaki F.Ö. (47) ve İ.B. (41) ise sağlık ekiplerince Akdağmadeni Devlet Hastanesine kaldırıldı. (AA)

Yozgat’ta refüje devrilen minibüsteki 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on May 09, 2025 02:38

Anadolu’dan dünyaya ulaşan başarı hikayesi: Leyla Gencer

Dünyada “Türk Divası” (La Diva Turca) olarak ün yapan, ​​​​​​​Milano, Roma, Venedik, Viyana, Paris, Buenos Aires, Londra, Rio de Janeiro ve Chicago’da birçok kez başrolde sahne alan Leyla Gencer, vefatının 17. yılında yad ediliyor.

Asıl adı Ayşe Leyla Çeyrekgil olan sanatçı, tüm dünyada opera sanatına katkıda bulunan ve gelmiş geçmiş en iyi beş kadın opera sanatçısı arasında yer alıyor.

Usta sanatçı, kariyeri boyunca 23 bestecinin 72 eserini repertuvarına aldı, 1950’den 1983’e kadar dünyanın önemli opera sahnelerinde, ünlü operaların başrollerini başarıyla yorumladı.

Safranbolu’nun Yörük köyünden Hasanzade İbrahim Çeyrekgil ile aslen Polonyalı Alexandra Angela Minakovska’nın çocuğu olan Gencer, 10 Ekim 1928’de Polonezköy’de dünyaya geldi.

Sanatçı, Fransız bakıcısından dil öğrenerek Fransız klasiklerini okumaya başladı, çocukluğunda edebiyat, tiyatro, müzik, sanat ve kültürün her alanında geniş bilgi edindi.

Babasını genç yaşta kaybeden Gencer, 18 yaşındayken İbrahim Gencer ile evlendi. Evlendikten sonra da eğitimine devam eden sanatçı, kariyeri boyunca eşi tarafından desteklendi.

Reine Gelenbevi, Cemal Reşit Rey ve Muhittin Sadak’tan eğitim aldı

Notre Dame de Sion’un ardından gittiği İstanbul İtalyan Lisesi’nden mezun olan Gencer, bir süre Beyazıt Kütüphanesi’nde çalıştı.

Leyla Gencer, İstanbul Konservatuvarında şan eğitimi aldığı sırada Reine Gelenbevi, Cemal Reşit Rey ve Muhittin Sadak’ın öğrencisi oldu.

Konservatuvardaki ilk gününde La Scala’da sahneye çıkmayı kafasına koyan Gencer, 1946-1949’da İstanbul Şehir Korosunda solo sanatçısı olarak yer aldı.

Ankara Devlet Konservatuvarına şan eğitimi vermek üzere davet edilen ünlü İtalyan sanatçı Arangi Lombardi’yi ziyaret ederek sesini dinleten Gencer, performansıyla sanatçıyı etkiledi. Lombardi, Gencer’in konservatuvarı bırakarak kendisiyle Ankara’ya gelmesini isteyince, sanatçı İstanbul Konservatuvarındaki eğitimini yarıda bıraktı. Gencer Ankara’da, İtalyan tenor Apollo Granforte, Adolfo Camozzo, Di Ferdinando, George Reinwald ve Domenico Trizzio’nun da öğrencisi oldu.

Usta sanatçı, 1949’da operanın bağlı bulunduğu Devlet Tiyatrosu sınavlarına girdi. Sınavı kazanan Gencer, operanın solist kadrosunda yer olmadığından koro kadrosuna alındı.

Operaya “Santuzza” rolüyle adım attı

Opera kariyerine 1950’de Ankara Devlet Tiyatrosunda sahnelenen “Cavalleria Rusticana” eserindeki “Santuzza” rolüyle adım atan sanatçı, İtalya’da da ilk kez bu rolle seyirci karşısına çıktı.

Gencer, ilk sahne deneyimine ilişkin TRT’de 1990’da yayınlanan röportajında, “Ben sahneye ilk adımımı Ankara Devlet Operasında attım ve ‘Cavalleria Rusticana’ ile başladım. Sene 1950, 15 Ocak. 15 Ocak 1990’da Rossini seminerime başladım İstanbul Devlet Tiyatrosunda. Bu benim için çok güzel bir olaydı. Aradan şöyle bir 40 sene geçmiş yani kolay değil.” ifadelerini kullanmıştı.

Sanatçı, La Scala’ya ilk gittiğinde yaşadıklarını da aynı röportajda şu sözlerle dile getirmişti:

“Ben ilk kez İtalya’da Scala’ya gittiğim zaman, (Antonio) Ghiringhelli diye bir umum müdürü vardı. Harpten sonra uzun seneler kaldı. Beni ilk defa Scala’ya davet ettiği zaman, ‘Siz büyük bir kariyer yapmak isterseniz bir İtalyan ismi alın.’ dedi bana. ‘Hayır. Ben kendi ismimle kariyer yapmak istiyorum.’ dedim. ‘Ama senin ismin bir Türk ismi. İtalyan ismi alırsan diğer Amerikalı arkadaşların gibi, daha çabuk isim yaparsın.’ dedi. ‘Zararı yok. Ben daha yavaş isim yaparım ama kendi Türk ismimle yapacağım.’ dedim. Yani insan hiçbir zaman köklerini inkar etmemeli.”

Birçok resmi devlet resepsiyonunda sahne alan Gencer, 1953’te ABD Başkanı Dwight Eisenhower için Çankaya Köşkü’nde verilen konserde, Henry Purcell’a ait “Didone” aryasını söyledi.

“Napolili Türk” olarak anıldı

Leyla Gencer, Fransız Parlamento Başkanı ve Dışişleri Bakanı için ise Faust operasının “Mücevherler” aryasını seslendirdi.

Türkiye ile İtalya arasında 1953’te gerçekleştirilen kültür anlaşması kapsamında, Roma’da bir resital vermek üzere görevlendirilen Gencer’in yaşamı ve kariyeri, büyük başarı elde ettiği konserin ardından farklı bir yön kazandı. Konserdeki performansı dolayısıyla RAI Stüdyoları Genel Müdürü ve Müzik Yönetmeni Mairo Labroca, sesini dinletmesi için Gencer’i Napoli’deki San Carlo Operası’na gönderdi.

Gencer, San Carlo Operası ile 1954’te Napoli’de gerçekleştirilen yaz festivalinde yeniden “Santuzza” rolünü oynadı. “Yevgeni Onegin” ve “Madam Butterfly”da başrol alan sanatçı, “Madam Butterfly” operası için yıl içinde 23 kez sahne aldı.

“Napolili Türk” olarak anılmaya başlayan usta sanatçı, “La Traviata”daki “Violetta” rolünü, Avrupa’nın çeşitli kentlerindeki operalarda canlandırdı, uluslararası festivallere katıldı ve piyano eşliğinde resitaller verdi.

Leyla Gencer, 1956’da San Francisco’da rahatsızlanan Renata Tebaldi’nin yerine aynı yıl “San Francesca de Rimini” operasında sahne aldı. San Francisco Operası ile 1957’de “La Traviata” eserinde “Violeta”yı seslendiren sanatçı, “Lucia di 74 Lammermoor” adlı eserde ise Maria Callas’ın yerine “Lucia” rolünü üstlendi.

La Scala’daki başarısıyla primadonna oldu

Konservatuvara girdiği ilk günden itibaren hayalini kurduğu, operanın merkezi sayılan Milano’daki La Scala’da 26 Ocak 1957’de sahneye çıkan sanatçı, Francis Poulenc’in “Les Dialogues de Carmelites” operasındaki başarısıyla primadonnalığa yükseldi.

Unutulmaz sanatçı, Milano’da La Scala’da Verdi, Bellini, Donizetti, Mozart, Monteverdi, Tchaikovsky ve Puccini’nin de aralarında bulunduğu ünlü bestecilerin eserlerini başarıyla yorumladı.

Londra Royal Albert Hall ve New York Carnagie Hall’de orkestra eşliğinde çok sayıda konser veren sanatçı ayrıca Roma, Napoli, Venedik, Viyana, Paris, San Francisco, Köln, Buenos Aires, Rio de Janeiro, Bilbao ve Chicago’da sahne aldı.

Leyla Gencer, son kez 1985’te Venedik Fenice Tiyatrosu’nda opera seslendirdi, 1994’te Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü Altın Madalyası’nı aldı.

İtalya’da Caruso Ödülü aldı

Konserlerini 1992’ye kadar sürdüren, sonraki yıllarda genç sanatçılar yetiştiren Gencer, Ankara ve İstanbul’da opera seminerleri verdi.

Unutulmaz sanatçı, Türkiye’de opera sanatının tanınması ve gelişmesi için birçok çalışmaya imza attı, araştırmacı yönüyle Türk ve dünya operasına önemli katkılarda bulundu. Dönemi itibarıyla unutulmuş birçok opera eserini tozlu arşivleri tarayarak gün yüzüne çıkaran sanatçı, yorumladığı eserleri yeniden opera dünyasına kazandırdı.

“Devlet sanatçısı” ünvanını 1988’de alan sanatçı, 2007’de İtalya’da Caruso Ödülü’ne layık görüldü.

Opera dünyasına yeni yetenekler kazandırmayı amaçlayan “Leyla Gencer Uluslararası Şan Yarışması” sanatçı adına ilk kez 1995’te düzenlenmeye başladı.

Ayrıca 2004’te Türkiye’de Leyla Gencer adına gümüş hatıra parası basıldı.

Birçok ülkeden ve kurumdan sayısız ödülle nişan alan Gencer’e, pek çok ülke vatandaşlık teklifinde bulundu. Tekliflerin tamamını geri çeviren sanatçı, “Ben, Anadolu çocuğuyum.” diyerek, yaşamı boyunca Türk vatandaşlığını onurla taşıdı.

Hakkında, Zeynep Oral’ın yazdığı “Tutkunun Romanı: Leyla Gencer” kitabının yanı sıra birçok yazı ve araştırma kaleme alınan Gencer, kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle 10 Mayıs 2008’de Milano’daki evinde hayata veda etti. (AA)

Anadolu’dan dünyaya ulaşan başarı hikayesi: Leyla Gencer yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on May 09, 2025 02:34

Aşk biter ve ilişki denilen asıl hikaye başlar

Psikiyatrist Gülcan Özer’in, gazeteci Yenal Bilgici ile hazırladığı nehir söyleşi kitabı ‘Bu İlişkiyi konuşmalıyız’, su gibi akan bir sohbet tadında ilişkilerin aşk, evlilik, flört ve cinsellik gibi tüm pencerelerini tek tek aralıyor.

Hülya ÇELİK/KitapSanat

Bir insana aşık olduysanız, aşkınızı flörtleşme ve evlilik, ardından ebeveynlik takip ettiyse ve ilişkiniz belli bir yaşa ulaştıysa; tüm bunları bir de ilişkinin içinde bireyselleşmeyi kaybedip aynılaşma hali takip etmeye başladıysa; sorunlar ve sorgulamalar da başlıyor demektir.

‘Neden bu insana aşık oldum?’, ‘İlişkimiz neden ve nasıl bu hale geldi?’, ‘Bu ilişkinin içinde neye dönüştüm?’ gibi sorularla dolan ve havasız kalan hayatımızda bir pencere açıp hava
almak için koştuğumuz ilk yerlerden biri de işin uzmanı terapistler oluyor.
Psikiyatrist Gülcan Özer’in video ve kitaplarının benzer sorunlarda ilk
başvurulan kaynaklardan olduğunu çok iyi biliyorum. Çift ve aile terapisi alanının önde gelen isimlerinden Gülcan Özer’in gazeteci-yazar Yenal Bilgici ile hazırladığı nehir söyleşi kitabı ‘Bu İlişkiyi Konuşmalıyız’ da geçtiğimiz günlerde başvuru kaynaklarımızın arasına eklendi.
Yenal Bilgici’nin daha önce Kronik Kitap’tan çıkan nehir söyleşilerini takip edenler, ‘Bu İlişkiyi Konuşmalıyız’ın da nasıl su gibi akıp giden bir sohbet olduğunu tahmin edecekler-
dir. Aşkla başlayan bu sohbet ilişkilerimizdeki flört, evlilik, cinsellik, sınır koyma, ebeveynlik gibi tüm konulara değiniyor. Aşkı sürekli genişlemek isteyen bir ülkeye benzetiyor Özer,
ülkelerin nasıl sınırlara ihtiyacı varsa ilişkilerin de sınırlara ve samimi mesafelere ihtiyacı var diyor. Aşkın bir ilişkiye dönüşmesi için birtakım değişim ve vazgeçişler gerektiğini anlatıyor.
Hayat daima aşkı yener
Carl Gustav Jung’un ilişki tarifi, Gülcan Özer’in tanımıyla birebir örtüşüyor: “İlişkiler kimyasal tepkimeye benzer, tepkime gerçekleşirse tepkimeye girenler kılık değiştirir.”
Bu hepimizin yaşadığı durum aslında. Aşık oluyoruz, bambaşka bir kılıkta göğün yedinci katına kadar yükseliyoruz ama aşk bir noktada doyuma ulaşıp düşüşe geçmeye başlıyor. Eğer manzarasını sevdiğimiz bir katta durabiliyorsak ne âlâ. Yükseklerde uçuşan halimizden güvenli bir kata inip yerleşme halimize “İlişki” diyor Özer; tutku ve coşkunun yerini sakinlik alıyor. Aşk irtifa kaybettikçe gerçeklik devreye girmeye başlıyor. Bu noktadan sonra kendiliğindenlik bitip de ilişki emek gerektirmeye başlayınca gerçeklerle yüzleşiyoruz işte.
Özer’in dediği gibi “Her ilişkinin bir ömrü var” ve ne yazık ki çoğu zaman hayat aşkı yeniyor.
Sohbet bir yerde narsistlere de geliyor elbette, ne de olsa çağımızın hastalığı. Herkes bir narsiste kapıldığından şikayetçi hep. Narsist öyle bir ilgi gösterir ki ayaklarınızı yerden
keser, sizi kendine çeker diyor Özer.
Narsistik tutumla narsistik kişilik bozukluğunu karıştırmamamız gerektiğini de ekleyen Özer, “Narsistik kişilik bozukluğu konuşulduğu kadar yaygın değil.” diyor.
250 sayfalık bir ilişki sohbetini özetlemek elbette çok zor ama birkaç cümleye indirmek gerekirse şunu söylüyor: Biz zamanla dönüşüyoruz, partnerimiz de öyle. Bu dönüşümde
birbirimizi kaybetmemek için samimi mesafemizi, kendimize ve partnerimize özenimizi, cinselliğimizi korumamız, ‘7 günah’ı işlemememiz; eğer birbirimizi kaybedersek de nezaket
ve teşekkürle ilişkimizi kapatmamız gerekiyor. Sohbetin son halkasını ise çift terapisi oluşturuyor. Her ilişkinin bir parmak izi var ve ilişkilerimizde yaşadığımız sorunların çözümleri de parmak izlerimiz gibi tek ve bize özel.

Aşk biter ve ilişki denilen asıl hikaye başlar yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on May 09, 2025 02:29

Samsun Devlet Opera ve Balesi “Bir Tenor Aranıyor” müzikalini sahneleyecek

“Müzikallerin Oscar’ı” olarak bilinen Tony Ödülleri de dahil olmak üzere birçok ödül alan Ken Ludwig’in eğlenceli müzikali “Bir Tenor Aranıyor”, Samsun’da yeniden sahneye konulacak.

Rejisörlüğünü Evin Atik’in üstleneceği müzikalin dekor tasarımı Kaan Güreşçi’ye, kostüm tasarımı Gülay Korkut Dinç’e, koreografisi Şebnem Şenel’e, ışık tasarımı ise Oğuz Murat Yılmaz’a ait.

Sahnelendiği tüm illerde kapalı gişe oynanan eserde, Verdi’nin “Otello” operasını seslendirmek için gelen ünlü tenor Tito Merelli’nin başından geçen komik olaylar silsilesi anlatılıyor.

Türkçe sahneye konulacak iki perdelik eserin konusu özetle şöyle:

“Zevk ve sefaya düşkünlüğüyle bilinen ünlü tenorun, eşi Maria ile arasının bozulması çok da uzun sürmez. Yediği yemeklerden de midesi bozulan Tito’nun içtiği ilaçlar ağır gelir, temsile çıkamaz ve yerine başrolü oynamak üzere yeteneği keşfedilmeyen Max çıkar.”

“Bir Tenor Aranıyor” müzikali yarın saat 20.00’de Atatürk Kültür Merkezi Aydın Gün Sahnesi’nde sanatseverlerle buluşacak. (AA)

Samsun Devlet Opera ve Balesi “Bir Tenor Aranıyor” müzikalini sahneleyecek yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on May 09, 2025 02:15

Cengiz Çandar's Blog

Cengiz Çandar
Cengiz Çandar isn't a Goodreads Author (yet), but they do have a blog, so here are some recent posts imported from their feed.
Follow Cengiz Çandar's blog with rss.