Kalanlar Quotes

Rate this book
Clear rating
Kalanlar Kalanlar by Tezer Özlü
1,679 ratings, 4.04 average rating, 134 reviews
Kalanlar Quotes Showing 1-25 of 25
“İnsanın başkalarına söylemek istedikleri kendi duymak istedikleridir.Yazdıkları,okumak istedikleridir.Sevmesi sevilmeyi istediği biçimdedir.”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Şunu öğrenmelisin: Sen hiçbir işe yaramaz değilsin. Seni senden çalan toplumdur.”

Tezer Özlü, ‘Kalanlar’, sayfa 60”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Artık giderek dünya insanları bana birer fabrika ürünü gibi görünüyor.”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Ben aslında sürekli özlüyor ve bir özlem durumunda yaşıyorum. Bu yüzden özlemlerim yok. Yalnız bir kavrama bu. Bütünselliğin kavranması. Bitirilmişliğin. Bir yolculuğun sonu. Başlangıcı olmayan yatay bir yolculuğun sonu. Kendi yuvarlağım çevresinde dönen bir yolculuğun.
Şimdi okunmuş kitapları yeniden okuyorum. Şimdi bildik müzikleri yeniden dinliyorum. Yenmiş yemekleri yeniden yiyorum. Sevip yitirdiklerimi yeniden seviyorum. Şimdi uykusuzluğumu yeniden uyuyorum. Şimdi açlığımda yeniden acıkıyorum. şimdi gittiğim kentlere yeniden gidiyorum. Şimdi havada uçuyor, raylarda, su yüzeylerinde, yaşama ve ölüme karşı duyduğum aynı umursamazlıkla dolaşıyorum. Tartışmaları biliyorum. Duyguları. Korkuları. Sözcükleri. Her dili anlıyorum. Anlıyor ama kavrayamıyorum.”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Kültür bir şeye cesaret edebilme sorunudur. Okumaya cesaret edebilme, bir görüşe inanmaya cesaret edebilme, görüşlerini açıklayabilme cesaretidir.”

Tezer Özlü, ‘Kalanlar’, sayfa 60”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Şimdi seni neden bu kadar çok sevdiğimi anladım, çünkü kendim ölmüştüm ve yalnızca başkalarının canlılığını algılayabiliyordum.”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Tanımadığın sürece her acı dayanılabilir.”
Tezer Özlü, Kalanlar
“İnsanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. Yazdıkları, okumak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir.”

Tezer Özlü, ‘Kalanlar’, sayfa 61”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Yalnız yaşı olmayan ve dünyaları kendi içlerinde taşıyan insanlara dayanabildiğimi görüyorum.”
Tezer Özlü, Kalanlar
“...Uzun zamanım kalmadı. Önümde kalan zaman benim zamanım, benim can sıkıntım, benim hiç'im, ama benim olacak. Kırk yıldır düşündüğüm halde, düşünmeye zamanım olmadığı duygusundayım. Varoluşumuzun en ilginç yanı bu düşünsel oyun. Acı,sevgi,kurtuluş,yalnızlık, mutluluk, kin, ölüm, ağaç,dağ, deniz, çocuk, adam, gece, sabah, evlerin duvarları, dünya, dünyayı saran boşluk, sonsuzluk, hepsi düşüncede oluşuyor. Hayır "cogito ergo sum" demeyeceğim. Peki ne diyeceğim? "Varım, öyleyse düşünüyorum.”
Tezer Özlü, Kalanlar
“İçimde inip çıkan yaşamı ben de Berlin’de buldum. Acı içinde sevinç, gerilim ve rahatlık, insanlar arasında yalnızlık, ölüm özlemi içinde yaşam, günlerin uzantısı olan geceler, gecesiz gündüzler, sonsuz sokaklar, sokaksız sonlar.”

Tezer Özlü, ‘Kalanlar’, sayfa 54”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Can sıkıcı, küçük burjuva, memur evimin yanına bir de karanlık, kara, ortaçağımsı, Hıristiyan, sörlerin yönettiği bir lise ekleniyor. Dokuz yılımı geçirmek zorunda kaldım bu okulda, ta ki bir nisan günü kaçıp, Paris’e gidinceye dek. Orada Montparnasse bulvarında bir kahveye oturdum. Sıcak bir nisan yağmuru yağıyordu. En sonunda yaşamın tam ortasındaydım. Bu okuldan bugün bile kaçarım. Okula çıkan sokaklardan bir daha hiç geçmedim. Bu hapishane bana bir dil verdi. Bir dil ve onunla birlikte ikinci bir dünya. Her iki dünyaya da ait olmayayım diye. Hiçbir yerde yaşamamaya hüküm giyeyim diye.”

Tezer Özlü, ‘Kalanlar’, sayfa 47”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Nedir bir dil? Bir dil bazen Berlin’in eski evlerinden birinin bir cephesidir, bazen iyi asfaltlanmamış bir cadde, bazen yalnız bir gecedir. Berlin’de. Bazen beyaz, ince bir gövde, bazen bir yazarın bir cümlesidir yalnız Almancada tadına varılabilen. Bazen bir insanın sevimli yüzüdür, bazen insana nereden geldiğini soran bir yaşlıdır.”

Tezer Özlü, ‘Kalanlar’, sayfa 45”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Bazan bir şey yaşarken olaya dışardan bakıp, o olayı yazmak için yaşadığım duygusuna kapılıyorum. O zaman içimden bir ses, karşındakine haksızlık ediyorsun, diyor. Olmaz böyle bir şey, diyor. Olayın içine girmeye çalışıyorum. O zaman da kendime haksızlık ediyormuşum gibi oluyor. Böylece kendi özüm ve gözetimim (yazmak için) arasında gidip geliyorum.”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Düşün bu adamların yalnızlığını,hem yalnızlıktan bunalıp ölüyorlar, hem de kapılarına kimse kapıyı çalmasın diye şifre yaptırıyorlar...”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Tren kalkarken çocukluğumu aldım.Ardından tüm gözyaşlarımı çocukluğuma karıştırdım.”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Gülüyorlar. Bulurlar hep gülecek bir şeyler.”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Berlin, 6 Kasım 1982

...
Her şey can sıkıcı. İstanbul'un sıcak yaz gecelerindeki uzun, törensel gecelerini düşündüm. Güzel Türkiye'nin her zaman bir tutukevi olduğunu, tutukevi olarak kalacağını düşündüm. Bizler içinse, yani gerçekten tutuklu, ya da kendi seçmeleriyle tutuklu olmuş olanlar içinse, hiçbir yerde kurtuluş olmadığını. Oradaki uzun yaşamamız bitmeyen bir kavga gibi gelmiştir bana. Orada uzun yıllar, neredeyse otuz yıl, hiç huzur bulamadığımı düşündüm. Gürültünün, müziğin, komşu kavgalarının ne kadar acı verici olduğunu, yıllar boyu beni ezdğini düşündüm. Ben Anadolu'dan Grunewald'a kadar gelmek zorundaymışım meğer sessizliği algılamak için. Ayağımın altına hışırdayan yaprakların sesini duymak için.

...”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Dünyanın acısı olmasaydı taze yeşil yapraklar üzerindeki güneş ışınlarının anlamı olmazdı.”

Tezer Özlü, ‘Kalanlar’, sayfa 60”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Çılgınlığı bilmeden aklın sınırları son derece can sıkıcı.”

Tezer Özlü, ‘Kalanlar’, sayfa 47”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Otobüs dağ yamaçlarının virajlarında ilerliyor. Ağaçlar gri. Gri ağaçların gerisindeki göl gri. Gri su durgun duruyor. Sıcaklık da gri. Gölden beyaz, bembeyaz bir ceset çıkartılıyor. Bir gencin ceseti. Bu bir yazın başlangıcı. Ve ben sonraları çocuk olarak elma ağaçlarının üzerinde olacağım.”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Uzandığımda her şey üzerime yığıldı. Tavana kadar uzanan çini soba, duvar kağıtları, kentler. Yorgunum.”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Çok ender yaşanılan kimi aşklar gibi.
Öyle bir aşk yaşamışsındır ki,
bir daha artık böylesini yaşayamam dersin.
Ask sözcüğüne anlam veren,
bedenin tüm hücrelerinde,
sinirlerinin her atomunda duyduğun hir duygudur.
Sonra bir gün, bir rastlantı, yeniden aynı heyecan, aynı coşku, aynı yoğunlukta yaşanan anlar...
Inanamazsın. Bir düsteyim sanırsın. Kitaplar da benim için öyledir.
Eski aşklara dönemezsin, ama eski kitaplara dönebilirsin.”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Hiç kimseyle birlikte yaşlanmak istemiyorum. Kendimle bile.”
Tezer Özlü, Kalanlar
“Yeşil yayla rengi bugün gri yeşile dönüştü. Çok uzakta hafif dağ tepeleriyle çevrili. Kız kardeşim olması gerekenbir kızın elini tutuyorum. Doğa ölmüş. Çocuklar ölmüş. Onlarla birlikte her şey. Küçük kentin göl kıyısında son bulduğu yerde büyük otlar bitiyor.”

Tezer Özlü, ‘Kalanlar’, sayfa 43”
Tezer Özlü, Kalanlar