Nutuk Quotes

Rate this book
Clear rating
Nutuk Nutuk by Mustafa Kemal Atatürk
5,591 ratings, 4.82 average rating, 235 reviews
Nutuk Quotes Showing 1-23 of 23
“Benim en büyük eserim, Türkiye Cumhuriyeti'dir.”
Mustafa Kemal Atatürk, Söylev
“Devlet adamı olarak hiçbir zaman aklımızdan çıkaramayız ki, hilafet orduları bu ülkeyi baştan başa harabeye çevirmişlerdir. Hilafet orduları kurulması olasılığını hiçbir zaman gözden uzak tutmayacağız... Türk ulusu en acıklı sıkıntılarını halife ordusundan çekmiştir. Bir daha çekmeyecektir."
"Bir hilafet fetvasının Dünya Savaşı belasına bizi attığını hiçbir zaman unutmayacağız. Bir hilafet fetvasının, ulus ayağa kalkmak istediği zaman, ona düşmanlardan daha kötü bir şekilde saldırdığını unutmayacağız."
"Tarihin herhangi bir döneminde, bir halife, aklından bu ülkenin mukadderatına karışmak isteğini geçirirse, o kafayı mutlaka koparacağız!”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Fakat yüzyıllar boyunca olduğu gibi, bugün de milletlerin cahilliğinden yararlanarak, siyasi ve kişisel çıkar sağlamak için dini alet ve araç olarak kullanmak girişiminde bulunacaklardır.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Asil bir milleti utanılacak bir duruma düşüren sefil
Saltanatın atadan oğula geçmesi gibi yanlış bir usulün sonucu olarak büyük bir makam, tantanalı bir unvan elde edebilmiş bir sefilin, asil bir milleti nasıl utanılacak bir duruma düşürebileceği, kolayca anlaşılır.
Vahdettin gibi kendi özgürlüğünü ve yaşamını milletin içinde tehlikede görebilecek kadar alçak bir yaratığın bir dakika bile olsa, bir milletin başında bulunduğunu düşünmek ne acıklıdır?

Biz Türkler bütün tarihimiz boyunca özgürlük ve bağımsızlığa sembol olmuş bir milletiz! Değersiz hayatlarını iki buçuk gün daha fazla ve alçakça sürdürebilmek için her türlü alçalmayı uygun gören halifeler oyununu da sahneden kaldırabileceğimizi gösterdik.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Efendiler" dedim, "egemenlik ve saltanat, hiç kimse tarafından, hiç kimseye, bilim gereğidir diye, görüşmeyle, tartışmayla verilmez. Egemenlik, saltanat, kuvvetle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk ulusunun egemenlik ve saltanatına el koymuşlardı. Bu zorbalıklarını altı yüzyıl sürdürmüşlerdi. Şimdi de Türk Ulusu bu saldırganların hadlerini bildirerek, egemenlik ve saltanatını, ayaklanarak, kendi eline gerçekten almış bulunuyor. Bu bir oldubittidir. Söz konusu olan, ulusa saltanatını, egemenliğini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız sorunu değildir. Sorun, zaten oldubitti haline gelmiş bir gerçeği ifadeden ibarettir. Bu, kesinlikle olacaktır. Burada toplananlar, Meclis ve herkes sorunu doğal karşılarsa, fikrimce uygun olur. Aksi takdirde, yine gerçek, yöntemine uygun olarak ifade olunacaktır. Fakat, ihtimal bazı kafalar kesilecektir.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Efendiler, bu fırsatla saygıdeğer ulusuma şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki asıl özü çok iyi analiz etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulusal egemenliğe dayanan, kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak!
Bu kararın dayandığı en güçlü düşünce ve mantık şuydu: Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu ilke ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık dünyası karşısında uşak olmak konumundan daha yüksek bir muameleye layık olamaz.
Yabancı bir devletin koruma ve kollayıcılığını kabul etmek, insanlıktan yoksunluğu, güçsüzlük ve uyuşukluğu kabul etmekten başka bir şey değildir. Gerçekten bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, başlarına isteyerek bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.
Oysa Türk'ün onuru, gururu ve yeteneği çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!
O halde, ya bağımsızlık ya ölüm!
İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Suriye’de aradığını bulamayan Fransa, zararını Türkiye’den kapatmak istiyor. İtalya, namuslu bir emperyalist olduğundan, savaşa, ancak Anadolu’nun bölüşülmesinde pay almak için girdiğini açıktan açığa söylüyor. İngiltere’nin oyunu biraz daha incedir.

İngiltere, Türk’ün birliğini, çağdaşlaşmasını, gerçek bir bağımsızlık kazanmasını, gelecekte bile istemiyor. Yeni imkân ve görüşlerle tamamen çağdaş ve kuvvetli bir Müslüman - Türk hükûmeti, başında Hilâfet de olursa, İngiltere’nin elindeki müslüman esirleri için kötü bir örnek olur. İngiltere, Türkiye’yi bütünü ile ele geçirebilse, kafasını kolunu koparır, birkaç yılda sadık bir sömürge durumuna sokar. Buna, memleketimizde en başta ve özellikle dinî sınıflar çoktan taraftardırlar. Fakat bunu, Fransa ile dövüşmeden yapabilmek mümkün olamayacağından taraftar olamaz. Fakat, Türkiye’yi bütün olarak korumak gereği duyulursa, yani bölüşmenin büyük askerî fedakârlıklarla yapılabileceğini anlarsa, Lâtinleri sokmamak için Amerikan görüşünü tutar ve destekler. Nitekim, İngiliz siyasetçileri arasında zaten bu görüşe eğilimli olanlar vardır. Morisson (Morison) gibi ünlü kimseler Amerikan’ın Türkiye’de manda kurmasını istiyorlar.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Dolayısıyla, biz her araçtan, yalnız ve ancak bir bakış açısıyla yararlanırız. O bakış açısı şudur: Türk milletini, uygar dünyada hak ettiği yere yükseltmek ve Türk Cumhuriyeti'ni sarsılmaz temelleri üzerinde, her gün daha da güçlendirmek ve bunun için de zorbalık düşüncesini öldürmek...”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Gelecek kuşakların, Türkiye'de cumhuriyetin ilanı günü ona en acımasız bir şekilde saldıranların başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla sanmayınız! Aksine Türkiye'nin aydın ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinenlerin gerçek yüzlerini çözümlemekte ve belirlemekte hiç de kararsızlığa düşmeyeceklerdir.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Saygıdeğer milletime tavsiyem
Bu fırsatla saygıdeğer milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki asıl özü çok iyi analiz etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Gerçi bir Bursa mebusu, bütün yasama hayatında, hiçbir vakit kürsüye çıkmamış ve hiçbir vakit mecliste, millet ve cumhuriyet menfaatlerini savunmak için bir tek kelime dahi söylememiş olan Bursa Mebusu Nurettin Paşa, yalnız şapka giyilmesi aleyhinde uzun bir önerge vermiş ve bunu savunmak için kürsüye çıkmıştır. Şapka giydirilmesinin 'Anayasaya, millî hâkimiyete ve kişi dokunulmazlığına aykırı bir muamele' olduğunu iddia etmiş ve bunun 'halka uygulanmamasının bir kanunla sağlanmasına' çalışmıştır.
Fakat Nurettin Paşa'nın, millet kürsüsünden alevlendirmeyi başardığı taassup ve gericilik duyguları, o da birkaç yerde yalnız birkaç gericinin, İstiklal Mahkemelerinde hesap vermeleriyle söndü.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Gerçi bir Bursa mebusu, bütün yasama hayatında, hiçbir vakit kürsüye çıkmamış ve hiçbir vakit mecliste, millet ve cumhuriyet menfaatlerini savunmak için bir tek kelime dahi söylememiş olan Bursa Mebusu Nurettin Paşa, yalnız şapka giyilmesi aleyhinde uzun bir önerge vermiş ve bunu savunmak için kürsüye çıkmıştır. Şapka giydirilmesinin "Anayasaya, millî hâkimiyete ve kişi dokunulmazlığına aykırı bir muamele" olduğunu iddia etmiş ve bunun "halka uygulanmamasının bir kanunla sağlanmasına" çalışmıştır.
Fakat Nurettin Paşa'nın, millet kürsüsünden alevlendirmeyi başardığı taassup ve gericilik duyguları, o da birkaç yerde yalnız birkaç gericinin, İstiklal Mahkemelerinde hesap vermeleriyle söndü.”
Mustafa Kemal ATATÜRK, Nutuk
“Saygıdeğer efendiler, sizi günlerce alıkoyan uzun ve ayrıntılı konuşmam, en sonunda, geçmişte kalmış bir dönemin hikâyesidir. Bunda, ulusum için ve gelecekteki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek bazı noktalar belirtebilmiş isem, kendimi mutlu sayacağım.
Efendiler, bu konuşmamla, ulusal hayatı bitmiş sanılan büyük bir ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını, bilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.
Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan bu yana çekilen ulusal felaketlerden doğan uyanışın ve bu sevgili vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.
Bu sonucu Türk gençliğine emanet ediyorum.
Ey Türk gençliği! Birinci görevin, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar korumak ve savunmaktır.
Varlığının ve geleceğinin tek temeli budur. Bu temel, senin en değerli hazinendir. Gelecekte de, seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır. Bir gün, bağımsızlık ve cumhuriyeti savunma zorunluluğuna düşersen, göreve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanak ve koşullarını düşünmeyeceksin! Bu olanak ve koşullar çok elverişsiz bir nitelikte görünebilir. Bağımsızlık ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir zaferin temsilcisi olabilirler. Zorla ve aldatmacayla sevgili vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve ülkenin her köşesi fiili olarak ele geçirilmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve daha korkunç olmak üzere, ülkenin içinde iktidara sahip olanlar aymazlık ve sapkınlık ve hatta hainlik içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını istilacıların siyasi emelleriyl birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde yorgun ve bitkin düşmüş olabilir.
Ey Türk geleceğinin evladı! İşte, bu durum ve koşullar içinde bile görevin, Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun güç, damarlarındaki soylu kanda mevcuttur!”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Dolayısıyla, biz her araçtan, yalnız ve ancak bir bakış açısından yararlanırız. O bakış açısı şudur: Türk ulusunu, uygar dünyada hak ettiği yere yükseltmek ve Türk Cumhuriyeti'ni sarsılmaz temelleri üzerinde, her gün daha çok güçlendirmek... ve bunun için de zorbalık düşüncesini öldürmek...”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Efendiler, bu yazıların anlamı ve bu düşüncelerden amacın ne olduğu bugün kolaylıkla anlaşılmaktadır. Yarın, daha açık bir şekilde anlaşılacaktır. Gelecek kuşakların, Türkiye'de cumhuriyetin ilanı günü, ona en acımasız bir şekilde saldıranların başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla sanmayınız! Aksine, Türkiye'nin aydın ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların gerçek anlayışlarını çözümlemekte ve belirlemekte hiç de kararsızlığa düşmeyeceklerdir.
Onlar kolaylıkla anlayacaklardır ki, çürümüş bir hanedanın, halife unvanıyla başının üstünden zerre kadar uzaklaşmasına olanak bırakmayacak şekilde korunmasını zorunlu kılan bir devlet şeklinde, cumhuriyet rejimi ilan olunsa bile, onu yaşatmak mümkün değildir.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Yeni Türkiye’nin ve yeni Türkiye halkının, artık, kendi yaşam ve mutluluğundan başka düşünecek bir şeyi yoktur... Başkalarına verebilecek bir parçası kalmamıştır! dedim.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“İnsanlıkta din konusundaki uzmanlık ve derin bilgi, her türlü yanlış inançlardan arınarak gerçek bilim ve tekniğin ışıklarıyla tertemiz ve mükemmel oluncaya kadar, din oyunu aktörlerine her yerde rastlanacaktır.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Yalnız, ben, ordumuzun varlığını ve gücünü, paramızla orantılı bulundurmak teorisini kabul edenlerden değilim. 'Paramız vardır, ordu yaparız; paramız bitti, ordu dağılsın...' Benim için böyle bir sorun yoktur.
Efendiler, para vardır veya yoktur, ister olsun ister olmasın, ordu vardır ve olacaktır. Bu noktada bir anımı da anlatayım. Ben ilk defa bu işe başladığım zaman, çok akıllı geçinen bazı kişiler bana sordular: 'Paramız var mıdır?.. Silahımız var mıdır?' 'Yoktur' dedim. O zaman, 'O halde ne yapacaksın?' dediler. 'Para olacak, ordu olacak ve bu ulus bağımsızlığını kurtaracaktır!' dedim. Görüyorsunuz ki, hepsi oldu ve olacaktır.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Tam bağımsızlık, bizim bugün üstlendiğimiz görevin özüdür. Bu görev, bütün ulusa ve tarihe karşı üstlenilmiştir. Bu görevi üstlenirken, uygulanabilirliği hakkında şüphe yok ki çok düşündük. Fakat sonuçta vardığımız düşünce ve inanç, bunda başarılı olabileceğimizdir. Biz, böyle işe başlamış adamlarız. Bizden öncekilerin yaptıkları yanlışlar yüzünden, ulusumuz sözde var sanılan bağımsızlığına gerçekte sahip değildi. Şimdiye kadar Türkiye'yi uygarlık dünyasında kusurlu gösteren neler akla gelebilirse, hep bu yanlışlıktan ve hep bu yanlışlığa boyun eğmekten doğmaktadır. Bu yanlışlığa boyun eğmenin sonucu, mutlaka, ülke ve ulusun bütün saygınlığını ve bütün yaşama yeteneğini kaybetmesine ve ondan yoksun kalmasına yol açabilir. Biz, yaşamak isteyen, saygınlık ve onuruyla yaşamak isteyen bir ulusuz. Bir yanlışlığa boyun eğmek yüzünden bu niteliklerden yoksun kalmaya dayanamayız. Bilgin ya da cahil, ulusumuzun istinasız tüm bireyleri, belki içinde bulunduğu güçlüklerin tamamen farkına varmaksızın, bugün yalnız bir amaç etrafında toplanmış ve fakat sonuna kadar kanını akıtmaya karar vermiştir. O amaç, tam bağımsızlığımızın elde edilmesi ve devam ettirilmesidir.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Efendiler, bilirsiniz ki, hayat demek, mücadele ve çarpışma demektir. Hayatta başarı, mutlaka mücadelede başarıyla mümkündür. Bu da, manevi ve maddi kuvvete, güce dayanır bir durumdur. Bir de, insanların uğraştığı bütün sorunlar, karşılaştığı bütün tehlikeler, elde ettiği başarılar, toplumsal, genel bir mücadelenin dalgaları içinden doğagelmiştir.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“İnsaf ve merhamet dilenmekle ulus işleri, devlet işleri görülemez; ulusun, devletin onur ve bağımsızlığı korunamaz...
İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir ilke yoktur. Türk ulusu, Türkiye'nin gelecekteki çocukları, bunu bir an akıllarından çıkarmamalıdırlar.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk
“Ulusumuzun esas çıkarlarında yabancıların bizce hiç önemi yoktur. Biz, hareket çizgimizi yabancıların dedikodusuna uydurmak zayıflığını kabul etmeyenlerdeniz. İç ve dış durumları bütün açıklığıyla biliyoruz. Attığımız adım rastlantı sonucu değil, derin düşüncelere ve sağlam temellere ve bütün ulusun düzenli örgüte bağlı gerçek kuvvetine; kararlılığına ve iradesine dayanmaktadır. Ulus, egemenliğini tam anlamıyla bütün dünyaya tanıttırmaya kesin karar vermiştir.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk