Kırlangıç Çığlığı Quotes

Rate this book
Clear rating
Kırlangıç Çığlığı Kırlangıç Çığlığı by Ahmet Ümit
3,342 ratings, 4.19 average rating, 233 reviews
Kırlangıç Çığlığı Quotes Showing 1-15 of 15
“İşte bu yüzden seviyordum bu çocuğu, kötülük karşısında şaşkınlığını hâlâ koruyabildiği için. Kötülüğe hiçbir zaman alışamadığı için.”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı
“Çaresizlikten öz çocuklarının organlarını satan Suriyeli ailelerden çok daha aşağılık mahluklardı bunlar. Mahluk diyorum ama gerçekte bizim gibi insandılar. Çıkar için her türlü kötülüğü yapmaya yatkın bir ruha sahiptiler, sonra da kendilerini bağışlarlardı. İnsanın en büyük kepazeliği işte bu bağışlama duygusuydu. Kötülüklerin sürekli tekrar etmesinin nedeni de bu olabilirdi. Kendimizi hoş görmemiz, eninde sonunda inandırıcı bir gerekçe bulmamız. Olmadı, ben aciz bir kulum, her türlü kötülüğü yapabilir, suçu işleyebilirim, ama yaradanıma sığınır, kendimi bağışlatırım ucuzluğu.”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı
“Çok empati kuruyorsunuz Başkomserim,' dedi samimi bir tavırla. 'Ne dünya bu kadar hassasiyeti kaldırır, ne insanlar bu kadar inceliği... Hakikat çok daha basittir, çok daha acımasız. Siz yaşça da başça da büyüksünüz benden. Söyledikleriniz benim için hem emirdir, hem de onları yerine getirmekten şeref duyarım. Ama bir an, sadece bir an bu genç arkadaşınıza kulak verirseniz kendinizi kandırmayın derim... Kötü, kötüdür Başkomserim. Suçluları anlamaya çalışmak tamam da merhamet göstermeyin lütfen. Çünkü kurbanlara haksızlık oluyor...' Evet, alıngan bir sesle böyle söyledi.”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı
“Biz sadece birini kırtaracağız, öteki çocuklar ne olacak Nevzat? Her gün Suriyeli çocuklar ölüyor. Belki ölümden daha kötü işler geliyor başlarına. Ne olacak bu böyle?"
İyi olacak, hepsi geçecek, dünya bir kardeşlik bahçesine dönüşecek, hepimiz mutluluk içinde yaşayacağız, demeyi çok isterdim ama artık yalan söylemeyi kendime yediremiyordum.
"Eskiden nasılsa, yine öyle olacak," diye söylendim. "Ama korkarım hiç iyi olmayacak. Eskiden de berbat bir yerdi dünya, eskiden de rezildi insanlar, şimdi de öyle. Belki daha da fena. Karamsar konuşuyorum belki, ama geleceğe güvenimi yitirdim Evgenia. O kadar çok hayal kırıklığına uğradım ki, artık umut etmek istemiyorum. En saf, en masum sandığımız kişiler bile binbir hesap içinde. Hem de kirli, kanlı hesaplar. En fenasına hazır olmak lazım. O zaman daha az mutsuz oluruz...”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı
“Ne yapıyorsun baba?" der gibi bakıyordu. "Bizim ölümümüze neden olduğun yetmezmiş gibi, şimdi de kendini mi öldürteceksin?" Göz kapaklarımı indirdim, kızımın haklı uyarısını duymazdan geldim. Böylece gerçeklerden kaçmak istedim, ama ölülerden öyle kolayca kurtulamazsınız. Uykunun o yumuşak, o sımsıkı örtüsü bile koruyamaz sizi.”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı
“İtiraf etmeliyim ki bu meyhaneye her adım attığımda başka bir ülkeye gelmiş gibi, başka bir dünyanın kapısından içeri girmiş gibi hissederim. Vahşetin, öldürmenin, yok etmenin olmadığı bir dünya... Şefkatin, sevginin, alabildiğine hoşgörünün olduğu bir ülke... Biliyorum, hakikat değil, biliyorum bir yanılgı ama hoş bir yanılgı. Ve bütün bu kepazeliklere rağmen hayatın hâlâ güzel olduğunu, Müzeyyen Abla'nın söylediği şarkının aksine, son ihtimalin ölmek olmadığını anlatan bir yanılgı.”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı
“Şunu unutmayın arkadaşlar, hayat her zaman katilin aleyhine çalışır. Mutlaka bir açık verir, hiç istemese de ipuçları bırakır, yeter ki biz onları görmesini bilelim.”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı
“Keşke mesleğe bağlılık olsaydı Zeynepcim, bu çok daha ağır bir durum. Bu, meslek dışında başka bir hayatının olmaması... Ama ne diyebiliriz ki, adam yıllardır böyle yaşamış, böyle mutlu olmuş. Hadi işin bitti denince bırakıp gidemiyor işte..."
"Biz de mi öyle olacağız?" diye yineledi, ama bu kez sesi adamakıllı hüzünlüydü. Zekai'ye mi üzülüyordu, yoksa aynı kaderi paylaşacak olma ihtimalimize mi, anlamak zordu.”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı
“Adam hayal dünyasında yaşıyordu. Kendisi mükemmel biriydi, elbette yetiştirdiği çocuklar da öyle olacaktı. Çok iyi tanırdım bu türden insanları, başarısızlıkla, kötülükle, en küçük bir olumsuzlukla bile yüzleşmek istemezlerdi. Hatta olumsuzluğun var olduğunu da kabul etmezlerdi. Kendileri iyi oldukları zaman bütün dünyanın da iyi olacağını zannederlerdi. Üstelik hayat sürekli olarak onları düzeltmesine rağmen vazgeçmezlerdi bu aptalca iyimserliklerinden.”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı
“Geçmişin kamburunu çoktan söküp attım sırtımdan. Artık sadece bugün ilgilendiriyor beni. Manadan söz ediyorum, hayatı ölümle kutsamaktan, ruhu ızdırapla yüceltmekten, tanrıların önünde eğilmekten değil, onlarla aynı tahta oturmaktan. O benzersiz ürperişi, o derin korkuyu, kudretin sarhoş ettiği o serkes ruhun kendi anlamını bulmasından söz ediyorum.”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı
“Sesler, kokular, şarkılar, elbette biraz da içkinin etkisiyle ama daha çok sevdiğim kadının varlığıyla dünyayı, hatta kendimi unutup sevda denen o büyülü evrende kaybolmuştum.”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı
“Ve anladım ki benliğimizin farkına vardığımız an, acının pençesinde kıvrandığımız andır.”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı
“Vicdanını yitirmiş bir dünyadan başka nedir ki cehennem?”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı
“Çünkü kötüler gider ama köyülük kalır.”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı
“Her insanın içinde iyi bir yer vardır, bozulmamış bir saflık, her şeye rağmen bir parça masumiyet. Bilmiyorum, belki yine aptalca bir iyimserliğe kapılmıştım.”
Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı