The Day Lasts More than a Hundred Years Quotes
The Day Lasts More than a Hundred Years
by
Chingiz Aitmatov8,255 ratings, 4.33 average rating, 658 reviews
Open Preview
The Day Lasts More than a Hundred Years Quotes
Showing 1-30 of 31
“Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider gelirdi... Bu yerlerde demiryolunun her iki yanında ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği Sarı Özek uzar giderdi. Coğrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden başlıyorsa, bu yerlerde de mesafeler demiryoluna göre hesaplanırdı. Trenler ise doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider, gelirdi...”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Trains in these parts went from East to West, and from West to East . . .
On either side of the railway lines lay the great wide spaces of the desert - Sary-Ozeki, the Middle lands of the yellow steppes.
In these parts any distance was measured in relation to the railway, as if from the Greenwich meridian . . .
And the trains went from East to West, and from West to East . . .”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
On either side of the railway lines lay the great wide spaces of the desert - Sary-Ozeki, the Middle lands of the yellow steppes.
In these parts any distance was measured in relation to the railway, as if from the Greenwich meridian . . .
And the trains went from East to West, and from West to East . . .”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Böyle korkunç olaylar bazen insanların da başına gelebilir. Üstesinden gelemediği çelişkilerle baş başa kalan insan, moral bakımından derinden derine sarsılır ama bunu kimseye söyleyemez, çünkü kimse ona yardım edemez. Bu korkunç bir yer kayması gibidir, tehlikeyi görürsünüz, ama bir şey yapamazsınız.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Siz bu dünyada gerçeğin nerede olduğunu, gerçek mutluluğun nerede bulunduğunu bilmiyorsunuz. Duygu bir şarkıdan başka bir şey değilse, şarkı söylemek niçin ayıp olsun? Aşk varsa ve hele âşık olmak Allah vergisi ise, niçin ayıp olsun? Dünyada en büyük sevinç, âşık olanın sevinci, sevmek-sevilmek sevinci değil midir? Sizler bana şarkı söylediğim için, geçkin yaşımda başıma gelen aşkı, o yüce sevgiyi geri tepmediğim için, çıldırmış, bunamış diyorsanız, ben de sizin yanınızda bir dakika durmam, çeker giderim. Herkese bir yer vardır bu dünyada. Atım Sarala'ya biner, sevgilimin yanına giderim. Ordan da onunla birlikte başka dünyalara geçeriz, tâ ki şarkılarımız, türkülerimiz ve bizim davranışlarımız sizi rahatsız etmesin.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“All that had taken place in many years of life at Boranly-Burannyi junction, all this great strain over a long time, all the troubles, difficulties and joys he had lived through - all this had to be expressed in a few words of farewell in the few minutes of laying to rest. How much, yet how little, is given to a man!”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Her zaman öyle değil midir? Kayıplar zamanla unutulur, acılar körelir.”
― Gün Olur Asra Bedel
― Gün Olur Asra Bedel
“Gitmekle kendinden kaçıp kurtulacağını mı sanıyorsun? Nereye gidersen git, üzüntülerin de seninle beraber gelecektir. ... Herkes gidebilir, herkes kaçabilir ama, herkes kendine hakim olamaz, herkes kendine karşı zafer kazanamaz.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Everything on earth is important to them, except death. [...] If death is nothing to them, then it follows that life also has no value for them. What is their purpose in life? For what and how do they live?”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Добро отберут у тебя — не пропадешь, выживешь. А душа останется потоптанной, этого ничем не загладишь.”
― И дольше века длится день…
― И дольше века длится день…
“They say on the radio that our children will live better, easier lives in the future, but clearly you think that things will be more difficult for them than it has been for us. There’ll be an atomic war, perhaps?’ ‘Well, yes and no; but it’s not only to do with the bomb. Perhaps there won’t be a war at all – even if there is, it’ll not be soon. Nor am I talking about food problems. Simply, the wheel of time is gathering speed. They’ll have to approach everything on their own, using their own mind, and partly they’ll have to answer for what we did in the past. It’s always hard to have to think things out. Therefore, I say, life will be harder for them than it has been for us.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Elinden malını mülkünü, varını yoğunu alsalar, bundan ölmezsin. Bunları yine edinebilirsin. Ama senin onurunu kırar, ruhunu öldürürlerse, işte buna çare yoktur.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Ah, yaşam böyle işte! Dünyaya gelmesen hiçbir şey görmezsin, gelsen dertten kurtulamazsın.”
― Gün Olur Asra Bedel
― Gün Olur Asra Bedel
“Küçük Mutluluklar...
İşte budur insanları mutlu kılan, daha fazlasına ne gerek var?”
― Gün Olur Asra Bedel
İşte budur insanları mutlu kılan, daha fazlasına ne gerek var?”
― Gün Olur Asra Bedel
“Burada toprak çok, alabildiğine geniş, ama senin payına kala kala üç arşınlık yer kaldı.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“İnsan bunları yaşadıkça öğreniyor ve herhalde öğrenmek için yaşıyordu.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Tuhaf, insan sürekli yanyana olunca bazı şeyleri farketmiyor, ya da birdenbire farkediyor.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Dünyada hiçbir şey, hiç kimse çaresiz, korunmasız kalmamalıydı.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Bazen ona öyle gelirdi ki o bu dünyaya onun için gelmiştir, onu düşünmek, onu mutlu etmek için, denizden ve güneşten topladığı enerjiyi ona taşımak, ona vermek için yaşamaktadır. Yaşamasının aslı, amacı budur.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Hayat böyleymiş! Her şey korkunç, karışık, anlaşılmaz. İşin bir başı bir de sonu var, ortasında ise herkes kaderini yaşıyor.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Düşünmek, her zaman acı veren ağır bir iştir.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Dualar işte bunun için okunuyordu. Başka türlü Tanrı'ya sesini duyuramazsın, niçin yaratıp niçin öldürdüğünü soramazsın ki!”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Zaman ne kadar geçerse geçsin, bazı konularda hiçbir şeyi değiştirmez.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Ya bazı bilim adamları Tanrı olmak hırsına kapılmışlarsa?”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Eğer ölümün onlar için hiçbir önemi yoksa, yaşamanın da yoktur. Öyleyse niçin ve nasıl yaşıyor bu insanlar?”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Öyle acılı sözler söylermiş ki, belki Allah'ın bile gücüne gidermiş.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Kazangap’ı öfkelendiren ikinci olay, Yedigey ve Ukubala’nın Kumbel’den gelip Boranlı’ya yerleşmelerinden yıllar sonrasına rastlar. Artık çocukları olmuş, büyümüş, Boranlı’ya kök salmışlardı. Bir bahar akşamıydı. Sürüleri ağıla kapatmış, koyun-kuzuların arttığını görüp memnun olmuşlardı. Yedigey şaka olsun diye Kazangap’a:
- Ee, Kazake, sen ve ben zengin insanlar, kulaklar olduk. Yakında bir kere daha malımızı mülkümüzü alıp bizi sürmesinler sakın! dedi.
Kazangap, Yedigey’e sert sert baktı, bıyıkları da diken diken oldu:
- Sözüne dikkat et Yedigey! dedi.
- Şaka yaptım Kazake, şakadan anlamaz mısın?
- Bazı şeyler vardır ki onlarla şaka yapılmaz!
- Ama Kazake, neredeyse üzerinden yüz yıl geçti bu olayın...
- Asıl mesele de bu işte. Zaman ne kadar geçerse geçsin, bazı konularda hiçbir şeyi değiştirmez. Elinden malını mülkünü, varını yoğunu alsalar, bundan ölmezsin. Bunları yine edinebilirsin. Ama senin onurunu kırar, ruhunu öldürürlerse, işte buna çare yoktur...”
― Gün Olur Asra Bedel
- Ee, Kazake, sen ve ben zengin insanlar, kulaklar olduk. Yakında bir kere daha malımızı mülkümüzü alıp bizi sürmesinler sakın! dedi.
Kazangap, Yedigey’e sert sert baktı, bıyıkları da diken diken oldu:
- Sözüne dikkat et Yedigey! dedi.
- Şaka yaptım Kazake, şakadan anlamaz mısın?
- Bazı şeyler vardır ki onlarla şaka yapılmaz!
- Ama Kazake, neredeyse üzerinden yüz yıl geçti bu olayın...
- Asıl mesele de bu işte. Zaman ne kadar geçerse geçsin, bazı konularda hiçbir şeyi değiştirmez. Elinden malını mülkünü, varını yoğunu alsalar, bundan ölmezsin. Bunları yine edinebilirsin. Ama senin onurunu kırar, ruhunu öldürürlerse, işte buna çare yoktur...”
― Gün Olur Asra Bedel
“Bu Sabitcan gevezesini okutup başlarına bela etmişlerdi. İlk bakışta onu bir adam sanırdınız.. Çok şey dinlemişti. Her şeyi bilir görünürdü. Yatılı okullara, enstitülere göndermişlerdi onu. Ama adam olamamış, okumuş cahillerden biri olup çıkmıştı. Övünmeyi, içki içmeyi, kadeh tokuşturmayı çok sever, buna karşılık elinden hiçbir iş gelmezdi. Kocaman bir sıfır, bir hiçti o! Babasına hiç çekmemişti. Ama ne gelirdi elden, katlanırdınız işte.”
― Gün Olur Asra Bedel
― Gün Olur Asra Bedel
“Tevekkül Allah'a! Köpeğin efendisi varsa kurdun da Tanrı'sı vardır.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
“Zarife de kendine göre Yedigey'in iyiliğini istemiş ve bu konuda vicdanının sesine uymuştu. Bunun için Zarife'yi suçlamıyor, ona kızamıyordu. Zaten insan sevdiğine kızamazdı ki! Daha çok kendisini suçluyor, kendisini kusurlu buluyordu. Sevdiği kadın acı çekeceğine kendisi acı çeksindi. Bırakıp gitse bile onu hep sevgiyle anardı.”
― The Day Lasts More than a Hundred Years
― The Day Lasts More than a Hundred Years
