Yol Kadındır Quotes
Yol Kadındır
by
Gülfer Akkaya1 rating, 5.00 average rating, 0 reviews
Yol Kadındır Quotes
Showing 1-10 of 10
“(Heterodoksi) tanımı Alevilik ya da sonradan Alevilik adı altında toplanacak olan inançlar için doğru bir kavram değildir. Örneğin Hristiyanlıkta Protestanları, İslamda Şiiliği bu kavramla açıklamak mümkün ve doğru; oysa Alevilik kendi başın bambaşka, özgün bir inançtır. Bu yanıyla heterodoksi kavramı Aleviliği karşılamadığı gibi Alevilik bu kavramla adlandırıldığında –amaç bu olmasa da- bizzat onun inkarına, yok edilmesine, ona karşı uygulanan asimilasyon politikalarının sürdürülmesine hizmet etmiş olacaktır.
(…)
Alevilik inancında ‘yol bir sürek bindir’ olarak tanımlanır. Bu çeşitliliğe bakıldığında bırakın Aleviliğin heteredoksi oluşunu, ontolojik olarak kendi içinde heteredoksiye müsaade etmemektedir. Çünkü heteredokside bir merkez, ana akım, yani temel, asıl olan, iktidar olan bir akım vardır. Diğerleri ona göre şekillenir, tanımlanır. Alevilikte böyle tek merkez yoktur. Yol’un tüm sürekleri değerlidir, eşittir. Yol bu süreklerin birliğidir, bu süreklerin toplamıdır. Farklılıklar ise muhalefet, sapma ya da zındıklık değil, aksine Alevileri oluşturan toplumların toplumsal, kültürel ve tarihselliklerinin ürünüdür.
(…)
Ahmet Yaşar Ocak’ın da haklı olarak belirttiği gibi, peygamber sonrasındaki hilafet meselesi üzerindeki tartışmalar, kavgalar Aleviliğin değil, Şiiliğin doğuş tarihidir. Oysa söz konusu bu tez Aleviliğin Şiilikten doğduğu şeklinde yanıltıcı varsayıma dayanmaktadır. Bu ise tarihsel olguya kesinlikle uymaz. Çünkü Kerbela olmasaydı da Alevilik olacaktı. Aleviliğin kökeninin ve doğuşunun ne hilafet kavgalarıyla ne de bu kavgaların cereyan ettiği mekanla ne de zamanla uzaktan yakından en ufak bir ilişkisi yoktur.”
― Yol Kadındır
(…)
Alevilik inancında ‘yol bir sürek bindir’ olarak tanımlanır. Bu çeşitliliğe bakıldığında bırakın Aleviliğin heteredoksi oluşunu, ontolojik olarak kendi içinde heteredoksiye müsaade etmemektedir. Çünkü heteredokside bir merkez, ana akım, yani temel, asıl olan, iktidar olan bir akım vardır. Diğerleri ona göre şekillenir, tanımlanır. Alevilikte böyle tek merkez yoktur. Yol’un tüm sürekleri değerlidir, eşittir. Yol bu süreklerin birliğidir, bu süreklerin toplamıdır. Farklılıklar ise muhalefet, sapma ya da zındıklık değil, aksine Alevileri oluşturan toplumların toplumsal, kültürel ve tarihselliklerinin ürünüdür.
(…)
Ahmet Yaşar Ocak’ın da haklı olarak belirttiği gibi, peygamber sonrasındaki hilafet meselesi üzerindeki tartışmalar, kavgalar Aleviliğin değil, Şiiliğin doğuş tarihidir. Oysa söz konusu bu tez Aleviliğin Şiilikten doğduğu şeklinde yanıltıcı varsayıma dayanmaktadır. Bu ise tarihsel olguya kesinlikle uymaz. Çünkü Kerbela olmasaydı da Alevilik olacaktı. Aleviliğin kökeninin ve doğuşunun ne hilafet kavgalarıyla ne de bu kavgaların cereyan ettiği mekanla ne de zamanla uzaktan yakından en ufak bir ilişkisi yoktur.”
― Yol Kadındır
“Hem Kürtlerde hem Türklerde güneşin dişi kutsallığı, ilkbaharda ateş yakılarak kutlanan ve o ateşin üzerinden sırayla bir kadın, bir erkeğin atladığı Nevruz-Newroz, Alevi aşıkların şiirlerinde yer verdikleri toprak, can, ateşin etrafında çember halinde oturup dualar etmek, içki ve danlar eşliğinde ayinler yapmak kadim, kadıncıl bir inancın binlerce yıllık serüvenleridir. Bu böyle bir serüvendir ki onu yok etmek isteyen erkek egemenliğine rağmen birçok unsurunu hayatta tutabilmiş ve erkek egemenliğinin içinde dahi kendisini bütünselliğinden kopartan, tek tek unsurlar haline dönüştüren erkek egemenliğine rağmen tarihsel hafızasını kaybettirmeyerek var olabilmeyi başarabilmiştir.”
― Yol Kadındır
― Yol Kadındır
“Bütün din-inançlar birbirini her zaman etkilemiştir. Aksi düşünülemez. Oysa inançlar birbirinden etkilenirler. Etkilenmekle aynı şey olmak birbirinden çok farklıdır. Bugün Alevilik inancı için İslam’a dahildir diyerek buna ilişkin Hz. Ali ve 12 İmamları gerekçe gösterenlerin gözden kaçırdıkları budur. Bunlar Aleviliğe İslam’dan geçmiştir; ama bunlar Aleviliğe çok sonradan dahil olmuş, Aleviliğin birçok unsurundan sadece biridir ve elbette asla tamamı değildir. Alevilik bunun çok öncesi ve çok daha fazlasıdır. Bu unsur dahilken bile inkar edilmeyecek olan şey Aleviliğin kadim ve kendi felsefesi, teolojisi bulunan bir inanç olduğudur. Başka bir inançtan etkilenince o inancın kendisi ya da mezhebi olunsaydı bugün tek tanrılı din-inançların hepsini bir tek ad altında toplamamız gerekecekti. Ve mesela İslam’a Yahudiliğin bir mezhebi gibi bakmamız gerekirdi. Bu mümkün mü?”
― Yol Kadındır
― Yol Kadındır
“Kadınlara neden cadı diyor erkek egemen dinler? Çünkü cadıların olağanüstü güçleri vardır. O güçlerle toplumu ellerinde tutup değiştirebiliyorlardı. Kadınların cadılık diye atfedilen bu güçleri sihir değil aslında politik bir güçtü ve çok tanrıçalı-tanrılı dönemlere dayanıyordu. Kadınların sahip olduğu en büyük olağanüstü güç neydi? Var etmek, kendinden yaratmak… ilk yaratıcılar elbette ana tanrıçalardı. Yani kadınlar. Sonra tanrıçalar doğurmaya başlayacaklardı. Bunlarla da yetinmeyip hastalıklara karşı derman dağıtacak, ölüme karşı insanın yaşam süresini uzatacaklardı. Tarihteki ilk tıpçılar kadınlardı. Hastalıkları iyileştireceklerdi. Yani sadece var etmekle kalmayıp, ölümün daha erken gelmesini engelleyecek olan hastalıkları iyileştirmenin yollarını bulacakalardı. Böylece ölümsüzlüğü değilse bile ömrü uzatmış oluyorlardı.”
― Yol Kadındır
― Yol Kadındır
“Alevilik inancının başat unsurları arasında yer alan doğa ve kadınların varlığı yine bu kadıncıl-kadim geçmişten kaynaklanmakta. Alevilik inancı kadınları çeşitli simge ve efsanelerle görünür kılar. Dağlar, nehirler, kimi hayvanlar bu figürler arasındadır. ‘Daha eski bir külte sahip olduğu kuvvetle muhtemel olan Munzur suyunun daha eski bir tarihi olmalıdır.’ der Aksoy ve böylece Aleviliğin İslam gibi tek tanrılı inançların çok ötesinde ve onları aşan temel yanına değinmiş olur. Yanılmaz da. İslamlaştırmaya ve böylece başkalaştırılmaya çalışan bir figür olarak Munzur için de Düzgün Baba gibi eski bir tanrıydı der. Eski uygarlıklarda bir nehrin tanrı ya da tanrıçalaştırıldığı bilinmekte. Çünkü su zaten ana tanrıçanın yaratılış efsanesinin ana maddesi idi. Ana tanrıçanın kendi de sudan var olmuştu.”
― Yol Kadındır
― Yol Kadındır
“Alevilikte de hayvan figürleri ve o hayvanlarla tanrıça ve tanrılar gibi ilişki içinde olan Alevi evliyaları mevcut. Bir geyiğe bindiği rivayet edilen ve adını ondan alan Geyikli Baba, kadın erkek eşitliğine inanan, bunun için hayatı boyunca mücadele eden, kucağında her zaman ikisi de tanrıçaları simgeleyen hayvanlar olan aslan ve geyikler (ya da ceylan) görülen Hace Bektaş-ı Veli, ki kimi resimlerde güvercinle de görülür, gücünden dolayı aslan olarak rivayet edilen, aslan resimleriyle temsil edilen Ali, dağda keçilerini otlatan ve bir mağarada yaşayan Düzgün Baba bunlar arasında. Bunca veri ve havada asılı duran şüpheden sonra Düzgün Baba'nın erkek olup olmadığı da soru olarak akıllara takılmıyor değil,. Çünkü ataerkil tarih sadece olay ve olguları değil, kendi lehine dönüştürerek yazdığı tarihin içinde yer alan kimi kililerin, tanrıçaların dahi cinsiyetlerini de değiştirmiş, erkeğe dönüştürmüştür. Tıpkı ziyaretlerin adlarını değiştirip erkekleştirdiği gibi.”
― Yol Kadındır
― Yol Kadındır
“Dağ, çobanlık kültünü Dersim Aleviliğinde de görmekteyiz. Düzgün Baba keçileri olan ve dağda yaşayan bir evliya idi. Onun mağarası çok yüksek bir dağın doruğundaydı ve tabii ki Düzgün Baba erkekti. Bu akıllara kadıncıl inançların erkekleştirilerek sürdürüldüğünü göstermesi açısından önemli.”
― Yol Kadındır
― Yol Kadındır
“Gürdal Aksoy tarihin giderek aslan tasvirlerini takip ettiğinde onların tanrıçalarla bağlantılı olduğunu aktarır. Tanrıça Atargatis çeşitli paralar üzerinde ya bir aslanla ya da bir aslana binmiş olarak tasvir edilir. Antik dönemlerde bugünkü Dersi'i kapsayan bölgede tanrıça Anahita'nın da iki mühür üzerinde İştar gibi aslan üzerinde gösterilmiştir.”
― Yol Kadındır
― Yol Kadındır
“Sümerlerde ve sonrasında birçok toplumda görüyoruz ki aslan, şimdilerde bilindiği gibi erkekliği değil, dişiliği temsil ediyor. Aslanın erkekliği ve onun gücünü temsil etmesi, ataerkil toplumlarda erkeklerin kadınların güç ve iktidar unsurlarına el koyup kendilerine mal etmesinin tipik örneklerinden. Farklı dönem ve toplumlarda aslanın üzerinde yükselen tanrıça figürlerinin olduğu taş kabartmalar bunun en güzel delili. Aslanın dişiliği temsil etmesine Dersim Aleviliğinde de rastlıyoruz.”
― Yol Kadındır
― Yol Kadındır
“Bu kitap Aleviliğin kadim ve kadıncıl bir inanç olduğuna dair edindiğim şüphenin labirentlerinde Ana Tanrıçaların ışığına uzanan kadıncıl YOL'dur. Tanrılar tarafından unutturma gazabı ile üzeri örtülmeye çalışılan Ana Tanrıça ve Tanrıçaların varlığını unutmayı süpürerek ortaya çıkarma çabasıdır.”
― Yol Kadındır
― Yol Kadındır
