Kırmızı Saçlı Kadın Quotes

Rate this book
Clear rating
Kırmızı Saçlı Kadın Kırmızı Saçlı Kadın by Orhan Pamuk
21,502 ratings, 3.74 average rating, 2,193 reviews
Kırmızı Saçlı Kadın Quotes Showing 1-30 of 37
“İnsan hepsini aynı anda düşünemiyor ama görebiliyordu. Aklımdaki kelimelerin, aklımdaki hayallere yetişememesi gibi bir şeydi bu. Kelimeler duygularıma yetişemiyor ve yetersiz kalıyorlardı.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“Bu birey olma merakı ve telaşı yüzünden Avrupai zenginlerimiz değil birey, kendileri bile olamadılar." dedi. "Avrupai Türk zenginleri Allah'a inanmazlar, çünkü kendilerini bir şey sanırlar. Onların bireyliği önemlidir. Çoğu, herkes gibi olmadığını kanıtlamak için Allah'a inanmaz. Üstelik bunu söyleyemezler bile. Oysa inanç herkes gibi olmak işidir. Din alçakgönüllülerin cenneti ve tesellisidir.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“What we learned from these painstakingly detailed miniatures was how ephemeral all those ancient lives had been, how quickly they’d all been forgotten, and how vain we were to think that we could grasp the meaning of life and history by learning a handful of facts.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“Is the need for a father always there, or do we feel it only when we are confused, or anguished, when our world is falling apart?”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“There were some thoughts—such as a memory of running under the pouring rain, and how it felt—that I couldn’t even begin to put into words…Yet their image was clear in my mind.”
Orhan Pamuk, The Red-Haired Woman
“Kuvvetli, kararlı bir babamız olsun, bize neyi yapıp neyi yapmayacağımızı söylesin isteriz. Niye? Neyi yapıp neyi yapmayacağımıza, neyin ahlaklı ve doğru, neyin ise günah ve yanlış olduğuna karar vermek zor olduğu için mi? Yoksa suçlu günahkar olmadığımızı işitmeye her zaman ihtiyaç duyduğumuz için mi? Bir babaya ihtiyacı her zaman mı vardır, yoksa, kafamız karıştığı, dünyamız dağıldığı, ruhumuz daraldı vakit mi isteriz babayı?”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“Sizin saçınızın kırmızısı doğuştan, benimki ise kendi kararım" dedim hemen anında.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“takvime uzun uzun baktığımı gören yaşlı, güngörmüş ev sahibi yanıma geldi. ona bu resmin ne olduğunu sordum. şehname'de, rüstem'in sührab'ı öldürdükten sonra oğlu için ağladığı sahne olduğunu söyledi. yüzünde "nasıl bilmezsiniz?" diyen gururlu bir bakış vardı. iranlılar, batılılaşma yüzünden geçmiş şairlerini ve efsanelerini unutan biz türkler gibi değiller diye düşündüm. özellikle şairlerini unutmazlar.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“When there is no one to observe us, the other self we keep hidden inside can come out and do as it pleases. But when you have a father near enough to keep an eye on you, that second self remains buried within.”
Orhan Pamuk, The Red-Haired Woman
“Bir yandan bunu hissediyor,diğer yandan içimden geçenlerin hepsinin boş birer hayal olduğunu düşünüyordum.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“Kırmızı Saçlı Kadın'ın arada aklıma geldiğini değil Ali'den,aslında kendimden bile saklamak istiyordum.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“Beni hayata bağlayan,bana iyimserlik veren bir şey vardı bu hayalde.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“Tiyatro sahnelerinde yıllarca ağladıktan sonra,hayatta içtenlikle ağlayan bir kadına dönüşmem raslantı değildir.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“Benim saçımın kırmızısı doğal" dedi masanın öbür ucundaki kırmızı saçlı kadın. Hem özür diler gibiydi, hem de gururlanıyordu: "Bakın, doğal kırmızı saçlılarda olduğu gibi benim yüzümde, kollarımda çiller var. Tenim beyaz ve gözlerim de yeşil."
Herkes bu kadına cevabım ne olacak diye bana döndü.
"Sizin saçınızın kırmızısı doğuştan, benimki ise kendi kararım" dedim hemen anında.
Her zaman böyle hazırcevap değilimdir ama bu çok düşündüğüm bir konuydu. "Sizin için Allah vergisi, doğuştan kader olan şey, benim için bilinçle yapılmış bir seçimdir.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“Kuvvetli, kararlı bir babamız olsun, bize neyi yapamayacağımızı söylesin isteriz. Niye? Neyi yapıp neyi yapamayacağımıza, neyin ahlaklı ve doğru, neyin ise günah ve yanlış olduğuna karar vermek zor olduğu için mi? Yoksa suçlu ve günahkâr olmadığımızı işitmeye her zaman ihtiyaç duyduğumuz için mi? Bir baba ihtiyacı her zaman mı vardır, yoksa, kafamız karıştığı, dünyamız dağıldığı, ruhumuz daraldığı vakit mi isteriz babayı?”
orhan pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“Babam bizi terk etti!" dedim.
"O zaman sana babalık etmemiş," dedi Kırmızı Saçlı Kadın. "Sen de kendine başka bir baba bul. Herkesin babası çoktur bu ülkede. Devlet baba, Allah baba, Paşa baba, Mafya babası... Burada kimse babasız yaşayamaz.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“Seni de evine bırakalım" diyerek Ali'yi kamyonette yanlarına alınca, bir anda biz ustamla yalnız kaldık. Kamyonetin yüklüğünden arkaya dönüp bize el sallayan Ali'nin arkasından uzun uzun baktık. Dünyanın ne kadar sessiz olduğunu bir kere daha anladım.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“Parfois, je nous imaginais plongés ensemble dans la lecture d’un livre, puis nous embrassant et faisant l’amour. Épouser la fille avec qui on a lu avec enthousiasme des livres nourris par un idéal de jeunesse était pour mon père le plus grand bonheur qui soit. C’est ce qu’il avait dit à ma mère une fois, en parlant du bonheur de quelqu’un d’autre.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“İnsan hepsini aynı anda düşünemiyor ama görebiliyordu. Aklımdaki kelimelerin, aklımdaki hayallere yetişememesi gibi bir şeydi bu. Kelimeler duygularıma yetişemiyor ve yetersiz kalıyorlardı.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“I'd discovered how proud and fragile men could be, the sense of self that courses through their veins. I knew that fathers and sons were capable of killing each other. Whether it was father's killing their sons, or sons killing the fathers, men always emrged victorious , and all that was left for me to do was weep.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“When you grow up without a father, you think there is no center and no end to the universe, and you think you can do whatever you want...," said Serhat. "But eventually you find you don't know what you want, you start looking for some sort of meaning, some focus in your life: someone to tell you no.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“Already I was imagining how we would get married, make love, and live happily ever after in a home of our own. I couldn't take my mind off the time I'd seen her in the doorway: her quick gestures, her little hands, her tall frame, the curve of her lips, and her tender, sorrowful expression - and, most of all, the teasing look that had crossed her face as she laughed. Such dreams blossomed all over my mind like wildflowers.

Sometimes I pictured us reading a book together, before at last kissing and making love. According to my father, the greatest happiness in life was to marry the girl you'd spent your youth reading books with in the passionate pursuit of a shared ideal.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“If you act as if nothing has happened, and if nothing more comes of it, you will indeed find that nothing has happened after all.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“I thought: I am most completely myself when nobody’s watching. I had only just begun to discover this truth. When there is no one to observe us, the other self we keep hidden inside can come out and do as it pleases. But when you have a father near enough to keep an eye on you, that second self remains buried within.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“Şairi önce asacaksın, sonra darağacının altında ağlayacaksın.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
tags: şair
“I was reminded of a horrifying aphorism my father had taught me, expressing the ambivalence of officials toward gifted artists and writers who criticize their regimes: “Poets must first be hanged, then mourned at the gallows.”
Orhan Pamuk, The Red-Haired Woman
“Our wealthy, Westernized classes are so obsessed with individualism, they’ve forgotten how to be themselves, let alone how to be individuals,” he said. “These Westernized Turks are too conceited to believe in God. Their individuality is all they care about. Most choose not to believe in God just to prove they’re not like everyone else, though they won’t even acknowledge that’s the reason why. But faith is precisely about being like everyone else. Religion is the haven and the consolation of the meek.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“(...) what I really hoped to find on these trips wandering the shops, the cinemas, and the museums of the Western world was an idea, an object, a painting - anything at all - that might transform and illuminate my own life.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“By then I’d already learned that thoughts sometimes come to us in words, and sometimes in images. There were some thoughts - such as a memory of running under the pouring rain, and how it felt - that I couldn’t even begin to put into words … Yet their image was clear in my mind. And there were other things that I could describe in words but were otherwise impossible to visualize: black light, my mother’s death, infinity.”
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın
“he’d have me wash whatever ingredients were on hand—potatoes, eggplant, lentils, tomatoes, fresh peppers—before meticulously chopping everything up himself and throwing it with a knob of butter into the small pot we’d brought from Gebze. This was then placed on the gas stove over a low flame. It was my responsibility to watch this pot until sunset, making sure its simmering contents didn’t stick.”
Orhan Pamuk, The Red-Haired Woman

« previous 1