Toprak Ana Quotes

Rate this book
Clear rating
Toprak Ana Toprak Ana by Chingiz Aitmatov
5,052 ratings, 4.33 average rating, 419 reviews
Toprak Ana Quotes Showing 1-29 of 29
“İyilik, yola düşen, yoldan toplanan bir şey değildir. Tesadüfen ele geçen bir şey de değildir. İnsan iyiliği ancak başka bir insandan öğrenir.”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“Demiri nasıl tavında dövmek gerekiyorsa, çekiç darbelerini nasıl soğutmadan indirmek gerekiyorsa her kelimeyi de öyle tam zamanında söylemek gerekiyordu. O anı geçince söz soğuyor, katılaşıyor, insanın yüreğine taş gibi oturuyor ve bu ağırlığı kaldırıp atmak hiç de kolay olmuyordu.”
Chingiz Aitmatov, Toprak Ana
“Mutluluk, birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“Mutluluk,yaz yağmuruna
benzemez.
Umulmadık anda birden bire
boşanmaz insanın tepesinden.
Azar azar gelir.
İnsanın hayata ve çevresine karşı
davranışları getirir mutluluğu,
Azar azar birike birike.
Gerçek mutluluk böyle doğar.”
Chingiz Aitmatov, Toprak Ana
“İşin en korkunç yanı, çocukların neden aç kaldıklarını, niçin yiyecek bulamadıklarını anlayamaması.”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“-Suvan, mutlu olacağız değil mi? Cevap verirdi:
-Toprak ve su insanlar arasında eşit olarak paylaştırılınca, kendi tarlamız olunca, kendi tarlamızı sürüp eker, kendi ürünümüzü kaldırınca, biz de mutlu olacağız.”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“Bir insanın kaderi, dağdaki patika gibidir: bazen çıkar, bazen iner, bazen de dibi görünmeyen bir uçurumun başına gelip durur.Insan tek başına böyle bir yolda ilerleyemez ama birleşenler, birbirine omuz verenler her engeli aşarlar.”
Chingiz Aitmatov, Toprak Ana
“İnsanlar savaşmadan yaşayamazlar mı?
-Çok güç bir soru sordun Tolgonay. Nice nice milletler savaş sonunda yok olup gittiler, nice nice şehirler yanıp kül oldu ve toprak olarak üzerimde insan ayağının izini görmek için yüzyıllarca
beklediğim çağlar oldu. İnsanlar ne zaman bir savaş başlatacak olsa, onlara şöyle diyordum: Durun! Kan dökmeyin!. Şimdi de tekrar ediyorum: Ey dağların, denizlerin öbür tarafındaki insanlar, siz ki mavi göğün altında yaşıyorsunuz, savaş neyinize gerek?
Ben toprağım, bana bakın! Ben herbiriniz için aynıyım ve siz de benim gözümde eşitsiniz. Benim için önemli olan sizin sözleriniz değildir. Ben sizin dostluğunuza muhtacım, çalışmanıza, beni işlemenize! Saban izine bir çekirdek, bir tohum tanesi atın, size yüz katını vereyim, küçük bir fidan dikin kocaman bir çınar vereyim! Evler kurun, temel olayım!”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
tags: war
“Candan istediğim, şey öğretmen olmaktı. Ama, beyaz tebeşir ve cetvel yerine, elime asker tüfeği almak zorunda kaldım. Bunun sorumlusu da ben değilim.”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
tags: war
“Yapılacak çok işimiz var daha ve ben seninle uzun bir ömür geçirmek istiyorum...”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“Bu, emekçi oğlumun nasırlı ellerinden çıkan ekmekti. Tarlayı süren, buğdayı yetiştiren, hasadı kaldıran, tarlada çalışan insanlarımızın, halkımızın ekmeğiydi. Kutsal ekmek! Oğlumla övünüyor, çok büyük bir gurur duyuyordum. Ama bunu kimse bilmiyordu. İşte o anda anladım ki, bir ananın mutluluğu, milletinin mutluluğundan doğuyor, aynı kökten olan ağacın dalları gibi bir kökten geliyor. Kaderi de onun kaderiyle bir oluyor. Çektiğim bütün acılara, hayatın bana indirdiği korkunç darbelere rağmen bugün de bu düşüncedeyim. Ne olursa olsun, milletim yaşıyor, ben de yaşıyorum.”
Chingiz Aitmatov, Toprak Ana
“Gecenin tam ortasında gökyüzünü seyre daldım. Ve yukarıda başak burcu yolunu, samanyolunu gördüm. Gümüş parlaklığındaki serpintilerini yıldızların arasına yayarak ufuk boyunca uzanıyordu. Suvakul'un sözlerini hatırladım ve düşündüm ki, başak toplayıcı oradan elinde kocaman bir sepetle o gece geçmiş, o çok büyük kucağındaki sap ve samanı saça saça gitmişti. Sonra birdenbire kendi kendime şöyle dedim: eğer hayallerimiz gerçekleşecekse, benim Suvankul'um, ilk biçtiği buğday saplarını tıpkı böyle kucaklayıp evimize getirecekti. Bu, onun biçtiği ilk buğday, ilk ürün olacaktı. Kucağında bu kokulu buğday saplarını taşırken, geçtiği yerlere döküp saçacak ve gerisinde parlak bir iz bırakacaktı.”
Chingiz Aitmatov, Toprak Ana
“Bugün kendi kendime diyorum ki, eğer dünyadaki bütün insanlar, o gün bizim köyde olduğu gibi hep iyi şeyler düşünseydiler, çocuklarını, kardeşlerini, babalarını, eşlerini bizim kadar çok sevseydiler, belki savaş hiç başlamazdı.”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“Savaş kanlı çizmeleriyle insanları kırk yıl çiğneyip ezebilir, onları öldürebilir, her şeyi yakıp yıkabilirdi ama, insan denen varlığa baş eğdiremez, değerini düşürüp onu gerçek anlamda mağlup edemezdi.”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“İnsanlar ne zaman bir savaş başlatacak olsa, onlara şöyle diyordum: Durun! Kan dökmeyin!. Şimdi de tekrar ediyorum: Ey dağların, denizlerin öbür tarafındaki insanlar, siz ki mavi göğün altında yaşıyorsunuz, savaş neyinize gerek?”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“Söyle bana Toprak Ana, gerçeği söyle: İnsanlar savaşmadan yaşayamazlar mı?”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“Neleri olacaksa gelecekte olacaktı. Onların hayatı gelecekte, tamamen hayallerinde idi. Savaşın keskin baltası kendilerini de yıkmıştı, umutlarını da.”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“Bu dünyadan insanlar göçüp gider ama yaptıkları iyi şeyler kalır.”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“-Söyle bana toprak ana, oğlunu bir kerecik, bir anlık görebilmek için böyle tarifsiz acılara gömülen bir ana nerede, ne zaman görülmüştür?
-Ben görmedim, duymadım Tolgonay. Zaten dünya dünya olalı böyle bir savaş da görmedi.”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“Yere bakınırken, uzun bir sıra yapmış karıncaları gördüm. Buldukları taneleri sapların, çöplerin arasından kaldırıp götürmek için çok zorlanıyor, yine de hiç durmadan çalışıyorlardı. Hemen yanlarında oturan insanın kendilerininkinden daha büyük dertlere gömülmüş olduğunu bilemezlerdi elbet. Bu insan da en az onlar kadar telaşlıydı ve o anda bu küçük işçilere imreniyordu... Telaşlanacak ne vardı bu karıncalar için, rahat rahat çalışsaydılar ya! Ama, savaş olmasaydı ben onlara imrenecek miydim? Böyle düşününce biraz utandım.”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“Ne de çabuk geçiyor zaman. Hayat dediğimiz şey çok ilginç ve bizim şimdilerde ondan vazgeçmeye hiç niyetimiz yok.”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“-Ey Güneş, bak, bu benim karımdır! Ne kadar güzel değil mi? Yüzgörümlüğü olsun diye ışınlarını gönder, sıcaklığını, aydınlığını ver!..”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“-Kara toprak, sevgili toprak ana, hepimizi sinesinde barındıran sensin! Bizlere mutluluk vermeyeceksen neye yarar senin toprak ana oluşun? Dünyaya niçin geliyoruz? Biz senin çocuklarınız, bize mutluluk ver, bizi mutlu kıl toprak ana!”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“Geleceğin ne getireceğini kimse bilemezdi ve şimdi olanları düşünüp üzülmenin de hiçbir yararı yoktu. Önemli olan sonundaki zaferi kazanmaktı.”
Chingiz Aitmatov, Toprak Ana
“Bir ananın mutluluğu milletin mutluluğundan doğuyor, aynı kökten olan ağacın dalları gibi bir kökten geliyor.”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır.”
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana
“Bak Tolgonay, sen ve ben kim idik? Halkımız sayesinde büyüyüp adam olmadık mı? Öyleyse iyi ve kara günlerde beraber olacağız, mutluluğu da, felaketi de paylaşmasını bileceğiz. Her şey yolundayken biz de halimizden memnunduk, şimdi bir felaketle karşı karşıya isek, herkes kendi başının çaresine baksın diyemeyiz ya.”
Chingiz Aitmatov, Toprak Ana
“Bazıları uğradıkları felaketi pek çabuk unutarak yeni bir yola girmekte hiç tereddüt etmediler. Bazıları ise geçmişten kopamadı, kopma gücünü kendinde bulamadı ve umutsuzca çırpınıp durdu olduğu yerde. Aliman işte bu sonunculardan idi. Olanları unutamıyor, yazgısını kabul edemiyordu. Bana gelince bağışlanmaz bir hata işlediğimi söyleyebilirim: Zayıf olduğum için acıma hissimi yenemedim.”
Chingiz Aitmatov, Toprak Ana
“Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk, birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.”
Chingiz Aitmatov, Toprak Ana