Kısa Türkiye Tarihi Quotes

Rate this book
Clear rating
Kısa Türkiye Tarihi Kısa Türkiye Tarihi by Sina Akşin
388 ratings, 3.93 average rating, 32 reviews
Kısa Türkiye Tarihi Quotes Showing 1-5 of 5
“Milliyetçilik ya da ulusçuluk ilkesi, saldırgan, yayılmacı olmayan (“yurtta sulh, cihanda sulh”), yani barışçıl bir ilkedir. Irkçılıkla ilgisi yoktur. Dikkat edilirse, Atatürk “Ne mutlu Türk olana” dememiş, “Ne mutlu Türküm diyene” demiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin her yurttaşı Türktür, ister Rum, ister Çerkez, ister Kürt, ister Ermeni, ister Yahudi, ister Arap olsun. Bu ulusçuluk, sağcı, tutucu bir ulusçuluk değildir. Tutucu (sağcı) ulusçular için yeterli sayılan, Türkiye’yi bölgesinin ya da İslam âleminin en güçlü devleti yapmak gibi sınırlı hedeflerle yetinmeyen bir ulusçuluktur. Türkiye dünyanın en ileri, en uygar ülkeleriyle ve her alanda yarışabilmelidir. Askerlik ya da iktisatta olduğu kadar, sanat ve yazında, insan hakları ve bilimde de ön safta olmalıdır. Oysa sağ ulusçular genellikle vurguyu iktisat, askerlik ve siyasete yaparlar.”
Sina Akşin, Kısa Türkiye Tarihi
“Tanzimat döneminde Avrupa'nın büyük devletlerinin oynayacağı bu rol ünlü Tanzimat paşalarından Fuat Paşa tarafından şöyle açıklanmıştı:
"Bir devlette iki kuvvet olur. Biri yukardan, biri aşağıdan gelir. Bizim memlekette yukarıdan gelen kuvvet cümlemizi eziyor. Aşağıdan ise bir kuvvet hasıl etmeye imkân yoktur. Bunun için pabuççu muştası gibi yandan bir kuvvet kullanmaya muhtacız. O kuvvetler de sefaretlerdir.”
Sina Akşin, Kısa Türkiye Tarihi
“Tanzimat, Osmanlı'nın yarı sömürge durumuna düşmesiyle birlikte geldiği için, birçok ulusçu yazarımız onu pek de hoş bulmazlar. Gerçekten de Osmanlı Devletinin çok düşkün bir zamanına denk gelmiştir. Ama Tanzimat'ın halkımızın insan hakları, hukuk devleti, demokrasi mücadelesinin başlangıcı olduğunu da unutmamak gerekir. Başka bir deyişle 'papaza kızıp oruç bozmak' durumuna düşmemeliyiz. Kim olursa olsun, herkesin insan haklarına ve hukuk devletine (hatta demokrasiye) gereksinimi vardır.”
Sina Akşin, Kısa Türkiye Tarihi
“Bazı kesimler Lozan'ın 'hezimet olduğunu ileri sürmüşlerdir. Kanıt olarak Ege adalarından daha fazlasının, Batı Trakya'nın, Musul'un elde edilmemesi, Boğazların askersizleştirilmesi gibi örnekler verilmiştir. Bu gibi iddiaların ciddiye alınır bir yanı olduğu söylenemez. Lozan, belirli bir güce sahip belirli ülkelerin giriştikleri büyük ve tarihsel bir pazarlıktır. Pazarlık, konferans olarak 5,5 ay sürmüştür. Aslında kesinti dönemi de pazarlık için 'manevralar'ın yapıldığı bir dönem olarak kabul edilirse, 8 ay eder. Pazarlık tıkanınca ya taraflardan biri ödün verecektir, ya savaşsız savaş durumunun belirsizliklerine ya da savaşa gidilecektir. Bir ev ya da otomobil pazarlığında olduğu gibi, bir barış konferansında da iki taraf için de bol keseden 'ucuza gitti' iddiasında bulunulabilir, fakat genellikle de bu tür iddiaları ispat etmek olanaksızdır, çünkü her pazarlığın pek çok etkenin iç içe yumak halinde bulunduğu karmaşık bir yapısı vardır. Lozan'ı Sevr ile karşılaştırmak, sanırım her insaf sahibine birincisinin 'zafer' mi, 'hezimet' mi olduğu konusunda yeterli bir fikir verebilmelidir.”
Sina Akşin, Kısa Türkiye Tarihi
tags: lozan
“27 Mayıs'tan sonra birçok sol fikirli aydında yeni, ilerici bir Türkiye'nin doğmakta olduğu umudu uyanmıştı. Seçimler bu umutları kırınca, bazı sol aydınlar parlamenter süreçten ümit kesmeye başladılar. Parlamentoculuk 'cici demokrasi', 'Filipin demokrasisi' diye alaya alınmaya, 'parlamento dışı muhalefet'ten söz edilmeye başlandı. Kimileri de sosyalizmi getirmek için askeri darbeden medet ummaya başladılar. Doğan Avcıoğlu ve Milli Demokratik Devrim hareketinin başında bulunan Mihri Belli, değişik biçimlerde de olsa bu görüşteydiler.”
Sina Akşin, Kısa Türkiye Tarihi