Yaprak Dökümü Quotes

Rate this book
Clear rating
Yaprak Dökümü Yaprak Dökümü by Reşat Nuri Güntekin
5,432 ratings, 3.73 average rating, 243 reviews
Yaprak Dökümü Quotes Showing 1-9 of 9
“Cocuktan, evlattan saadet beklemek cok bos bir hayalmis.”
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü
“Çirkin bir kalbin içine uyanık bir ruh koymak niçin? Beğenilmediğini her yerde, her şeyde ihmal edildiğini daha çabuk fark etsin diye mi? Çirkinin ağzındaki güzel söz, âcizin ağzındaki haklı söz kadar boş, faydasız bir şeydi.”
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü
“Babam fazla namuslu adammış..."Bir babanın çocuklarına bırakacağı en kıymetli miras temiz bir isimdir," der gidermiş... Temiz bir isim, bir miktar dünyalıkla beraber olursa âlâ. Fakat züğürt evlatlarda ancak bir, nihayet iki göbek dayanabilir.”
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü
“Ali Rıza Bey, bu muammanın bir eşini de gerek kendisinin gerek karısının Ayşe’ye olan
muamelelerinde buluyordu. Beş çocuktan ellerinde bir bu küçük kız kalmıştı. Bu vaziyette bütün ötekilerin muhabbetini Ayşe’ye vermek, onu beş kere fazla sevmek icap etmez miydi? Halbuki çocuğa evin içinde dolaşan, hatta ayak altına geldikçe itilip kakılan bir kedi muamelesi yapılıyordu. Anlaşılan çocuklarla fincan takımları arasında pek fark yoktu. Kırıla kınla bir tek kaldıkları gibi işe yaramaz oluyorlar, bir köşeye atılıyorlardı.”
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü
“Evet, karısı pek haksız değildi. Fikret, galiba yanlış terbiye edilmişti. Çirkin bir kalbin içine uyanık bir ruh koymak niçin? Beğenilmediğini, her yerde, her şeyde ihmal edildiğini daha çabuk fark etsin diye mi? Çirkinin ağzındaki güzel söz, acizin ağzındaki haklı söz kadar boş, faydasız bir şeydi.

Ali Rıza Bey, bu nokta üzerinde düşündükçe içindeki şüpheler kuvvetleniyordu: Evet, Fikret yanlış terbiye edilmiştir. Bu çirkin kız ne kadar anlarsa o kadar isteyecek, neticede o kadar ıstırap çekecekti. Keşke onu hayatta bir erkek gibi çalışıp çarpışacak dişli, tırnaklı, duygusuz ve fikirsiz bir kız olarak yetiştirseydi.

Çocuğu gerçi bugünkü emsalsiz Fikret olmaz, kendisi onu “kızım” diye düşünürken duyduğu
saadetten mahrum kalırdı. Fakat ne ziyam var; o mesut olurdu ya!”
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü
“Ali Rıza Bey, eskiden idare meclisine girerken aldığı ciddi vaziyetle içeri girince kızlar pullu,
boncuklu tuvaletlerinden çıkan çıplak kollarını kanat gibi sallayarak koşuyorlar, şımarık çığlıklarla,
— Babacık... Cici, güzel babacık, diye boynuna sarılarak bir koltuğa oturtuyorlar, bisküviler,
sandviçler getirip zorla ağzına sokmaya çalışıyorlardı.
Misafirlere karşı bu, ne iğrenç sahtekârlıktı: Ali Rıza Bey, kızlarını, biraz evvel kuliste itip
kaktıkları ihtiyar bir aktörü perde açılınca rol icabı öpüp koklamaya başlayan tiyatro kızlarına
benzetiyor, hem onlardan hem kendinden iğreniyordu. Ne yapsın ki birçok şey gibi buna da tahammül
etmeye mecburdu. Bu mesut aile komedisini oynamak suretiyle davetliler arasında çocuklarına belki
bir koca avlayacaktı.”
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü
“Her şey gibi sevmek de parası, vakti, az çok rahatı olan insanlara mahsus bir imtiyazmış.”
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü
“Çirkinin ağzındaki güzel söz, acizin ağzindaki haklı söz kadar böş faydasız bir şeydi.”
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü
“çirkin bir kalbin içine uyanık bir ruh koymak niçin? Beğenilmediğini her yerde, her şeyde ihmal edildiğini daha çabuk fark etsin dıye mi?”
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü