Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye Quotes

Rate this book
Clear rating
Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye by Ümit Özdağ
26 ratings, 4.31 average rating, 4 reviews
Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye Quotes Showing 1-12 of 12
“Suriyeli sığınmacıların Türkiye ve Türk milletine karşı tutumları da tepki doludur. Sığınmacıların önemli bir bölümü ülkelerinin içsavaşa sürüklenmesinden Esad gibi Türkiye'yi de sorumlu tutmaktadır. Bundan dolayı Türkiye'ye karşı içlerinde bir hınç, intikam duygusu ile yaşamaktadır. Gaziantep'te bir Türk esnafın yanında çalışan 18 yaşlarında bir Suriyeli genç kız patronuna aniden “İnşallah bizim başımıza gelen bir gün sizin başınıza da gelir!" diyerek beddua etmiştir.”
Ümit Özdağ, Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye
“Türk çocukları Suriye'de savaşırken Suriyeli gençler Fatihite "bodybuilding" yapıyor, Sultanahmet te nargile içiyor. AKP'nin Suriyeli sığınmacılar politikası sadece kadın ve çocukları korumuyor. Dolaylı olarak Gaziantep'te askerden yeni dönen ve kardeşini evlerinin önünde döven bir grup Suriyeliye müdahale eden Necati Bağcı'yı, önce omzundan Rambo bıçağı ile bıçaklayıp yere düşüren, sonra yerde gırtlağından bıçaklayan Suriyeli katilleri de; İstanbul'da Fatih'te gün ortasında sadece kendilerine güldüğünü iddia ettikleri için 16 yaşındaki İsmail Bayarı kaburgalarını kırarak kalbinden bıçaklayarak öldüren Suriyeli alçakları da; çocuklara tecavüz eden Suriyeli sapıkları da, uyuşturucu kaçakçısı Suriyelileri de, kadın satan Suriyelileri de koruyor. İstanbul'da 2022'de atış poligonlarında silahlı eğitim yapan genç Suriyelileri neden koruyor AKP? Suriyelileri korumak değil, Suriyelilerden korunmanın vakti mi geliyor? Özetle "Kadın ve çocukları koruyoruz..." sloganı gerçeğin sadece küçük bir bölümüdür ve arkasındaki büyük yalanı gizleyemez.”
Ümit Özdağ, Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye
“Ayrıca bedava sağlık hizmetlerinden istifade eden Suriyeliler, sağlık sistemi üzerinde çok büyük bir yük oluşturmaktadır. Türk vatandaşlarının para ödediği hizmeti, Suriyelilerin yıllardan bu yana bedava alması kabul edilebilir değildir. Bedava sağlık hizmetleri kapsamında tüp bebek tedavisi bile vardır. Üstelik Suriyeli hastaların "Ben Türk değilim. Suriyeliyim. Bana bekletmeden bakacaksın. Sıra falan beklemem!" şeklindeki saldırganlığı veya Türkçe bilmediği için annesinin hastalığını anlatamayan hasta yakınının Türk doktora "Sen Arapça öğren!" demesi, yan çıktılardır.”
Ümit Özdağ, Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye
“Milyonlarca Suriyeli çocuk, zaten ağır sıkıntıları olan Türk eğitim sistemi üzerinde ilave ağır sorunlar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Suriyeli sığınmacıların yer aldığı sınıflarda dil zorluğu çeken çocuklardan dolayı sınıfın genel eğitim seviyesi düşmektedir. Suriyeli öğrencilerin sayısının fazla olduğu okullarda çeteler oluşmaktadır. Türk veliler çocuklarını okullara sokmak için binlerce lira harcarken Suriyeli çocuklar aynı okullara sınavsız girmektedir.”
Ümit Özdağ, Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye
“2019'da "Türkiye Vilayeti" programını yani Türkiye'ye yönelik yeni saldırı politikasını ilan eden IŞİD, Suriyeli sığınmacılar üzerinden ülkemizde örgütlenme ve terör eylemleri stratejisini sürdürmektedir ve önümüzdeki dönemde de sürdürmesi muhtemeldir. Mayıs 2022'de IŞİD lideri İstanbul'da yakalanmıştır. IŞİD liderinin İstanbul'da yakalanmasının anlamı, bu örgütün lider kadrosu ve karargâhı için altyapının Türkiye'ye taşınmış olduğudur. Eylül 2019'da Gaziantep'te jandarma tarafından yakalanan canlı bombanın Suriyeli sığınmacı çıkması tesadüf değildir. Keza Nisan 2022'de Şanlıurfa'da IŞİD'li canlı bombacı son anda yakalanmıştır. Yukarıda bahsettiğimiz Suriyeli sığınmacılar arasında yetişen gençlik içinde mafya için uygun eleman devşirme ortamı, ne yazık ki IŞİD ve benzeri terör örgütleri için de mevcuttur.”
Ümit Özdağ, Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye
“Afganlar Türkiye'ye gelen en fakir ve eğitimsiz grup. Birçoğunda Hepatit-B, tüberküloz çok yaygın. Sivas'ta bir Afgan'da cüzam bile tespit edildi. Afganlar çok büyük bir sağlık tehdidi oluşturuyorlar. Bir iki sene sonra Türkiye'de ortaya çıkacak Afganistan kaynaklı büyük sağlık sorunlarını BM ve Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslararası kuruluşlar bekliyorlar.

Afganların Türkiye için oluşturduğu bir diğer tehdit de, beraberlerinde başta eroin maddesi olmak üzere, uyuşturucu getirmeleri. Ve Türkiye artık uyuşturucuda transit ülke olmaktan çıkıyor, bir hedef ülke ve pazar haline geliyor.”
Ümit Özdağ, Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye
“Türk vatandaşlığı verilenler ile birlikte kayıtlı 7 milyon Suriyeli Türkiye'de kalır ise Cumhurbaşkanlığı tarafından Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Merkezi'ne yaptırılan araştırmanın ortaya koyduğu 5,3 ortalama doğurganlık hızı üzerinde hesaplandığında 2040 yılında bu sayı 20 milyona yaklaşacaktır. 17 sene sonra 20 milyon Suriyelinin yaşadığı bir Türkiye'nin toprak bütünlüğünü muhafaza edemeyeceğini söylemeye bile gerek yok. Esasen Türkiye, Suriyeliler vatanlarına dönmezlerse 2040'tan çok önce bir iç savaşa sürüklenecektir.”
Ümit Özdağ, Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye
“Suriye İçsavaşı ve bu savaş sonrasında Suriye'nin kuzeyine yerleştirilmeye çalışılan PKK terör örgütü kontrolündeki bir Kürdistan, stratejik göç mühendisliğinin ilk hedefidir. Bu hedef, B. Lewis'in 1974'te başlayan Ortadoğu'nun Lübnanlaşması; Oded Yinon'un Irak'ın 3'e, Suriye'nin 4'e bölünmesi projelerinin Soğuk Savaş sonrası dünyaya taşınmasıdır. PKK kontrolündeki Kürdistan daha sonra Türkiye'de çıkarılacak bir içsavaşa müdahale için sıçrama noktası olacaktır.

Stratejik göç mühendisliğinin ikinci hedefi de Türkiye'de içsavaş çıkararak Türkiye'yi bölmek ve ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'sunda bir Kürdistan kurmaktır. Ancak Türkiye'de sosyolojik olarak tek bir millet, yani Türk milleti olduğu için Türk-Kürt veya Alevi-Sünni üzerinden içsavaş çıkarmak bütün gayretlere rağmen mümkün olmamıştır.

İçsavaş için bir dış "patlayıcı fünyeye” ihtiyaç vardır. Bu patlayıcı fünyenin Anadolu'ya yabancı, ikinci bir millet olarak getirilen Suriyeli Araplar olması tasarlanmıştır. Her ne kadar çok farklı bir teolojik, sosyolojik, tarihi kategori olan Ensar-Muhacir ilişkisini siyasal bir masala dönüştürerek Türk halkının önüne koyanlar, Suriyelilerin suça karışma oranının Türklerin suça karışma oranından daha az olduğunu iddia etseler de durum öyle değildir. Uluslararası Kriz Grubu tarafından açıklanan rakamlara göre sadece 2017 yılında Suriyeliler ile Türk vatandaşları arasında 181 şiddet olayı gerçekleşmiş ve 35 kişi hayatını kaybetmiştir. Öte yandan 2011'den Haziran 2020'ye kadar Suriyelilere yönelik toplam 141 toplu saldırı ve şiddet eylemi gerçekleşmiştir. Bunlar, ısrarla dikkat çektiğimiz ateşlenmek istenen içsavaşın uzaktan gelen ayak sesleridir.

Tekrar edelim, bu modern kavimler göçü, Türkiye'nin Türk milleti ve Türk kültürüne dayanan demografik yapısını tehdit edecek bir süreci tetiklemiştir. Bu demografik istila ve değişim sürecini istatistik biliminden istifade ederek gelecek projeksiyonu ile daha da açık görebiliriz. Vatandaşlık verilenler de dahil olmak üzere 2023 Haziran itibariyle Türkiye'de 7 milyon Suriyeli vardır.

Unutmayalım ki Türk Devleti, Osmanlı İmparatorluğu döneminde dahi yüzlerce yıl Arap tebaasının kitleler halinde Anadolu'ya yerleşmesine asla izin vermemiştir. Osmanlı Devleti, Irak ve Suriye coğrafyasında yaşayan Şammar aşiretinin Anadolu'ya girmesini engellemek ve Araplar arası kavgalara son vermek ve hacca giden hacı adaylarının yolda soyulmasını engellemek amacı ile 17. yüzyılda Türkmen aşiretlerini Rakka'ya zorunlu iskâna tabi tutmuştur. Oysa bugün Anadolu'da Suriyeli Araplar AKP'nin milli intihar niteliği taşıyan politikası neticesinde hızla artan yeni bir millet olarak varlık bulma yolundadır.”
Ümit Özdağ, Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye
“Öte yandan da Türkiye Ottawa Sözleşmesi'ne 25 Eylül 2003'te katılmış, anlaşma 1 Mart 2004'te yürürlüğe girmiştir. Böylelikle Türkiye, 1 Mart 2014'e kadar tüm mayınları temizleme yükümlülüğü altına girmiştir. 2007-2013 arasında sınırımızdaki mayınlar aşamalı olarak temizlendi. Hatta temizleme ihalesinin 49 yıllık kullanım karşılığı bir İsrail firmasına verilmesi düşünüldü. Kamuoyu tepkisi bu adımın atılmasını engelledi. Temizlenen sınır bölgesinden sığınmacılar ve selefi cihatçı örgütler geçti ve geçiyor. Bir süre sonra mayınların yerine duvar örüldü. Bu arada mayınların temizlenmesinin masrafını ve duvarın parasını Türk milleti ödedi.

Mayınların sökülmesi politikası, K. M. Greenhill'in stratejik göç mühendisliğini tanımlarken ifade ettiği: "(...) hatta normalde kapalı olan sınırların açılıp basitçe geçişin kolaylaştırılması..." cümlelerini anımsatmaktadır. Gerçekten mayınlar sökülmeden önce Türkiye-Suriye sınırını geçmek çok zor ve riskli iken mayınların sökülmesinden sonra bu bölge, sadece sığınmacılar için değil, dünyanın dört bir yanından gelen teröristler için de kolay bir geçiş güzergahı haline gelmiştir. Bütün bunların plansız gelişmeleri olduğunu düşünmek mümkün değildir.”
Ümit Özdağ, Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye
“1990'da Irak'ın Kuveyt'i işgali sonraısnda ABD'nin müdahalesi ile Irak'ın bölünme süreci başlamıştır. Ancak daha ilk aşamada bölünmesi planlananın sadece Irak olmadığı anlaşılmaktadır. Gazeteci Güneri Cıvaoğlu, 1991'de Suudi Arabistan'da Türk büyükelçisinin aldığı randevu ile iki Amerikalı subay ile görüştüğü zaman kendisine, ABD'nin Irak'tan çekilmesinden sonra, Amerikan ordusunun bırakacağı silahlara sahip olacak olan Kürtlerin Türkiye'den toprak isteyeceğini, Türkiye'nin ya bu toprakları vereceğini ya da savaşacağını ifade etmiştir.”
Ümit Özdağ, Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye
“Yinon'un makalesini Kudüs Amerikan Girişimcilik Enstitüsü'nün raporu izlemiştir. Raporda, "Ortadoğu'da ulusalcılık ve ulusal kimlik yok edilmeli, bunun için de Ortadoğu Osmanlılaştırılmalıdır. Böylece, bölgede Batı çıkarlarına karşı çıkabilecek bir ulusal güç ve direnç kalmayacak, sistemler rahatlıkla işleyecektir..." denmektedir.”
Ümit Özdağ, Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye
“23 Haziran 1919'da İngiltere, Fransa, İtalya, Amerika, Yunanistan, Japonya ve Sırbistan ortak bir bildiri yayımlayarak şöyle derler:
Türk milleti Türk milleti, yabancı soyları yönetme yetkisinden yoksundur. Tarih boyunca hangi ülke Türklerin eline geçtiyse o ülke maddi ve kültürel geriliğe gömülmüş, hangi ülke Türklerin elinden kurtulduysa o ülke maddi ve kültürel bakımdan yükselmiştir. Tarihi boyunca Türkler, ellerine geçirdikleri ülkeleri değiştirmemiş, yıkmıştır. Çünkü Türklerde geliştirme yetisi yoktur, yalnız yıkmayı bilirler. Türkler bozuk ahlaklı, entrikacı bir ulustur. Bu gerekçeyle topraklarını parçalayacak ve Türkleri biz yöneteceğiz.”
Ümit Özdağ, Demografik İşgal - Kavimler Göçüyle İşgal Edilen Türkiye