This Is Not a Diary Quotes
This Is Not a Diary
by
Zygmunt Bauman132 ratings, 3.83 average rating, 12 reviews
Open Preview
This Is Not a Diary Quotes
Showing 1-13 of 13
“Milan Kundera'nın söylediği gibi: Cervantes Don Kişot'u mitlerden, maskelerden, basmakalıplardan, önyargılardan ve önyorumlardan örülü perdeyi yırtmak için gönderdi, içinde bulunduğumuz ve anlamaya çabaladığımız dünyayı sıkı sıkı örten perdelerden... Ancak perde kalkmadıkça ya da yırtılmadıkça boşuna uğraşıyoruz. Don Kişot bir fatih değildi, 0 fethedilmişti. Ancak, yenilgisi ile, bize gösterdiği, “hayat denen kaçınılmaz yenilginin karşısında yapabileceğimiz tek şey durup onu anlamaya çalışmaktır” oldu. Bu Miguel de Cervantes'in büyük, çığır açan keşfiydi; bir kere bulundu mu bir daha unutulamazdı. Beşeri bilimlerle uğraşan bizler önümüzde serili duran bu keşfin izlerini takip ediyoruz. Cervantes sayesinde buralardayız.
Perdeyi yırtmak, hayatı anlamak... Bunun anlamı ne? Biz, insanlar, iyinin ve kötünün, güzelin ve çirkinin, gerçeğin ve yalanın birbirlerinden kesin bir şekilde ayrıldığı ve asla bir diğerine karışmadığı, böylece şeylerin nasıl olduğundan, nereye gidebileceğimizden ve nasıl ilerleyebileceğimizden emin olduğumuz sıradan, temiz ve saydam bir dünyayı tercih ediyoruz; çaba gerektiren bir anlayış olmadan hükümlere ulaşmayı ve kararlar almayı hayal ediyoruz. İşte bizim bu hayalimizden ideolojiler doğdu. Görüşümüzü kapatan o kalın perdeler. . . Bizim bu etkisizleştirici eğilimimize Etienne de la Boétie "gönüllü kölelik” adını verdi. Cervantes bizim bu tür bir
kölelikten çıkmamızı istiyordu; dünyanın tümüyle çıplak, rahatsız, ancak özgürleştirici gerçekliğini sunarak;
anlam çokluğu gerçekliğini ve onarılamaz mutlak gerçekler açığını. Bu tür bir dünyada, kesin olan tek şeyin hiçbir şeyin kesin olmaması olduğu bir dünyada, tekrar tekrar ve sonuç almaksızın kendimizi ve birbirimizi anlamaya, iletişim kurmaya ve birbirimiz için yaşamaya çalışacağız.”
― This Is Not a Diary
Perdeyi yırtmak, hayatı anlamak... Bunun anlamı ne? Biz, insanlar, iyinin ve kötünün, güzelin ve çirkinin, gerçeğin ve yalanın birbirlerinden kesin bir şekilde ayrıldığı ve asla bir diğerine karışmadığı, böylece şeylerin nasıl olduğundan, nereye gidebileceğimizden ve nasıl ilerleyebileceğimizden emin olduğumuz sıradan, temiz ve saydam bir dünyayı tercih ediyoruz; çaba gerektiren bir anlayış olmadan hükümlere ulaşmayı ve kararlar almayı hayal ediyoruz. İşte bizim bu hayalimizden ideolojiler doğdu. Görüşümüzü kapatan o kalın perdeler. . . Bizim bu etkisizleştirici eğilimimize Etienne de la Boétie "gönüllü kölelik” adını verdi. Cervantes bizim bu tür bir
kölelikten çıkmamızı istiyordu; dünyanın tümüyle çıplak, rahatsız, ancak özgürleştirici gerçekliğini sunarak;
anlam çokluğu gerçekliğini ve onarılamaz mutlak gerçekler açığını. Bu tür bir dünyada, kesin olan tek şeyin hiçbir şeyin kesin olmaması olduğu bir dünyada, tekrar tekrar ve sonuç almaksızın kendimizi ve birbirimizi anlamaya, iletişim kurmaya ve birbirimiz için yaşamaya çalışacağız.”
― This Is Not a Diary
“Hacer pedazos el velo, comprender la vida... ¿Qué significa esto? Nosotros, seres humanos, preferiríamos habitar en un mundo ordenado, limpio y transparente donde el bien y el mal, la belleza y la fealdad, la verdad y la mentira estén nítidamente separados entre sí y donde jamás se entremezclen, para poder estar seguros de cómo son las cosas, hacia donde ir y cómo proceder. Soñamos, con un mundo donde las valoraciones puedan hacerse y las decisiones puedan tomarse sin la ardua tarea de intentar comprender. De este sueño nuestro nacen las ideologías, esos densos velos que hacen que miremos sin llegar a ver. Es a esta inclinación incapacitadora nuestra a la que Étienne de La Boétie denominó . Y fue el camino de salida que nos aleja de esa servidumbre el que Cervantes abrió para que pudiésemos seguirlo, presentando el mundo en toda su desnuda, incómoda, pero liberadora realidad: la realidad de una multitud de significados y una irremediable escacez de verdades absolutas. Es en dicho mundo, en un mundo donde la única certeza es la certeza de la incertidumbre, en el que estamos destinados a intentar, una y otra vez y siempre de forma inconclusa, comprendernos a nosotros mismos y comprender a los demás, destinados a comunicar y de ese modo, a vivir el uno con y para el otro.”
― This Is Not a Diary
― This Is Not a Diary
“...el "multiculturalismo" (y el "culturalismo en general), en su esfuerzo por proporcionar un apoyo académico (o, para ser más precisos, una pátina promocional) a la práctica multiculturalista, es en sí mismo un ejercicio de encubrimiento. Lo que intenta tapar y expulsar del debate público es la cruda realidad de la discriminación y la privación sociales.”
― This Is Not a Diary
― This Is Not a Diary
“Después de todo, ¿qué diferencia hay entre vivir y dar explicaciones sobre la vida?”
― This Is Not a Diary
― This Is Not a Diary
“Planeta ze swoimi ograniczonymi zasobami jest w stanie zaspokoić ludzkie potrzeby, ale nie ludzką chciwość.”
― This Is Not a Diary
― This Is Not a Diary
“Al parecer, soy incapaz de pensar sin escribir.”
― This Is Not a Diary
― This Is Not a Diary
“Dirilen Tarih Meleği üzerine....
«Angelus Novus dalıp seyrettiği bir şeyden uzaklaşmak üzereymiş gibi duran bir meleği anlatır. Gözleri dik dik bakıyor, ağzı aralık, kanatları iki yana açılmış. Tarih Meleği bu şekilde betimlenir. Yüzü geçmişe dönüktür, Bizim olaylar zinciri olarak gördüğümüzü, o üst üste binmiş yıkıntılardan oluşan tek bir felaket olarak görür ve onu ayaklarının önüne fırlatır. Melek, kalıp ölüleri uyandırmak ister ve kırılıp dökülenleri bütün hâline getirmeyi. Ancak cennetten gelen bir rüzgâr esmektedir; kanatları bu rüzgâra öyle kapılmıştır ki artık onları kapatamaz. Önündeki yıkıntı gökyüzüne doğru büyürken fırtına onu sırtını döndüğü geleceğe karşl koyamadlğı bir şekilde savurur. Bu fırtına bizim gelişme dediğimiz şeydir.”
Walter Benjamin, Paul Klee'nin çizimine bakıp yazmış bunları. Bu çizimden sızan önermelerden ilham alan Benjamin “tarihsel gelişim”e tapınanların, ihtiram edenlerin, saray şairlerin, dalkavukların ve yolcuların inancını, daha büyük bir mutluluğun planları, hayalleri ve umutlarının çekip yürüttüğü bu hareket hâlindeki tarih temsilini alaşağı ediyor. Benjamin aydınlık bir geleceğin bizi ileriye doğru çekmediği, ancak geçmişin karanlık korkularıyla itilip kovalandığımız ve koşmaya zorlandığımız konusunda ısrar ediyor. Benjamin'in en özgün keşfi “gelişim”i her zaman ve hâlâ ...-e doğru bir hareketten ziyade -den kaçış olduğunu söylemesi.”
― This Is Not a Diary
«Angelus Novus dalıp seyrettiği bir şeyden uzaklaşmak üzereymiş gibi duran bir meleği anlatır. Gözleri dik dik bakıyor, ağzı aralık, kanatları iki yana açılmış. Tarih Meleği bu şekilde betimlenir. Yüzü geçmişe dönüktür, Bizim olaylar zinciri olarak gördüğümüzü, o üst üste binmiş yıkıntılardan oluşan tek bir felaket olarak görür ve onu ayaklarının önüne fırlatır. Melek, kalıp ölüleri uyandırmak ister ve kırılıp dökülenleri bütün hâline getirmeyi. Ancak cennetten gelen bir rüzgâr esmektedir; kanatları bu rüzgâra öyle kapılmıştır ki artık onları kapatamaz. Önündeki yıkıntı gökyüzüne doğru büyürken fırtına onu sırtını döndüğü geleceğe karşl koyamadlğı bir şekilde savurur. Bu fırtına bizim gelişme dediğimiz şeydir.”
Walter Benjamin, Paul Klee'nin çizimine bakıp yazmış bunları. Bu çizimden sızan önermelerden ilham alan Benjamin “tarihsel gelişim”e tapınanların, ihtiram edenlerin, saray şairlerin, dalkavukların ve yolcuların inancını, daha büyük bir mutluluğun planları, hayalleri ve umutlarının çekip yürüttüğü bu hareket hâlindeki tarih temsilini alaşağı ediyor. Benjamin aydınlık bir geleceğin bizi ileriye doğru çekmediği, ancak geçmişin karanlık korkularıyla itilip kovalandığımız ve koşmaya zorlandığımız konusunda ısrar ediyor. Benjamin'in en özgün keşfi “gelişim”i her zaman ve hâlâ ...-e doğru bir hareketten ziyade -den kaçış olduğunu söylemesi.”
― This Is Not a Diary
“Birçok kişinin en büyük modern filozof olduğuna inandığı Hegel, özgür olmak için kişinin zorunluluk’un farkında olması gerektiğini söylüyordu: başarılı olmak ve bozguna uğramamak için kişi doğanın değişmez yasalarını sabırla öğrenmeliydi (yani kaçınılmaz ve imkânsız arasındaki farkı). Doğanın empoze ettiği sınırlamalar bir kere öğrenildi mi – imkânlı ve imkânsız arasındaki sınır çizildi mi- bu öğrenilmiş bilgi ile insanlar uygulanabilir hedefler ve gerçekleştirebileceği planlar yapabilirdi; planların bozulması ve beklentilerin altüst olması yerine. Kısacası doğanın inatçı yasalarına teslim olmak insanın etkin eylem kapasitesini artırırken aynı zamanda insanın seçme özgürlüğünün alanını da genişletir.”
― This Is Not a Diary
― This Is Not a Diary
“Don Quijote no fue conquistador, fue conquistado. Pero en su derrota, tal como nos enseñó Cervantes, demostró que 'la única cosa que nos queda frente a esa ineludible derrota que se llama vida es intentar comprenderla'.”
― This Is Not a Diary
― This Is Not a Diary
“Don Quijote no fue conquistador, fue conquistado. Pero en su derrota, tal como nos enseñó Cervantes, demostró que 'la única cosa que nos queda frente a esa ineludible derrote que se llama vida es intentar comprenderla'.”
― This Is Not a Diary
― This Is Not a Diary
“Don Quijote no fue conquistador, fue conquistado. Pero en su derrota, tal como nos enseñó Cervantes, demostró que .”
― This Is Not a Diary
― This Is Not a Diary
“Todas las medidas emprendidas en nombre del "rescate de la economía" se convierten, como tocadas por una varita mágica, en medidas que sirven para enriquecer a los ricos y empobrecer a los pobres.”
― This Is Not a Diary
― This Is Not a Diary
“Todas las medidas emprendidas en nombre del <> se convierten, como tocadas por una varita mágica, en medidas que sirven para enriquecer a ricos y empobrecer a los pobres.”
― This Is Not a Diary
― This Is Not a Diary
