Yenişehir'de Bir Öğle Vakti Quotes

Rate this book
Clear rating
Yenişehir'de Bir Öğle Vakti Yenişehir'de Bir Öğle Vakti by Sevgi Soysal
2,839 ratings, 4.33 average rating, 242 reviews
Yenişehir'de Bir Öğle Vakti Quotes Showing 1-13 of 13
“Bu türk kızları böyle, kefe gibi ağır olurlar. bunlarda böylesi makbul. Al bunları, boynuna bağlayıp denize atla. Öbür dünyaya asık suratla gitmek için bundan iyisi olmaz. Ulan güzel kızsın, gülücen de pulların mı dökülecek?”
Sevgi Soysal, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
“Korkma, aydınlığı bir ucundan da olsa görenlerin işi değil korkmak. Karanlıktaki çocuklar korkar. Biz ne çocuğuz, ne de her yer karanlık.”
Sevgi Soysal, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
“Kim korkusunu daha iyi gizler, bıçkınlığa dönüştürürse o kazanır”
Sevgi Soysal, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
tags: korku
“فقط أولئك الذين لديهم شيء يخفونه هم من يحرصون على بناء الجدران”
Sevgi Soysal, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
tags: walls
“لم يرغب في أن يقترب أحدٌ ويشاركه في الضوء الذي اعتقد أنه عثر عليه بنفسه بعد سنواتٍ من الجهد العبثي داخل متاهة. سيطرت عليه رغبةٌ في التملك لم يستطع التغلب عليها، أراد أن يستأثر لنفسه بفكرة، اكتشاف، خلاص، إيمان، ضوء، صداقة، حب؛ والتي هي في الواقع أكثر الأمور إنسانية ووجوبًا للمشاركة”
Sevgi Soysal, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
“لا تخافي، الخوف ليس لمن يستطيعون رؤية النور، حتى لو بقعة صغيرة منه. الأطفال يخافون في الظلام. ونحن لسنا أطفالًا، ولا كل ما يُحيط بنا ظلامٌ”
Sevgi Soysal, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
tags: fear
“حاوطها الخوف مثل دائرة. دائرة الخوف هذه كانت ملجأها الوحيد في ظلمة جدار الجفاء. فكانت تنغلق على نفسها في غرفتها، وتغرق في الأفكار المأساوية المخيفة لساعات. بحثت عن شيء تتمسك به في دائرة الخوف هذه. هكذا بدأت في القراءة. كانت تقرأ كل ما تقع عليه يدها. عندما تقرأ، تتخلص لبعض الوقت من الكوابيس المخيفة التي تجثم على صدرها. فالعالم بدا مكانًا أكثر مرحًا بكثير في المجلات واللكتب التي تقرؤها مقارنةً بما هو عليه في أحلامها المزعجة التي تعيش فيها.”
Sevgi Soysal, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
“Mevhibe Hanım çocuklarını bu ev içi saatinin parçaları gibi görür. Onlar, akreple yelkovanın aynı yönde dönebilmesi için yerlerinde durmalıdırlar. Ayakkabılarını ve ellerini kirletmeden. Kendi başlarına bir şey yapmaları bu gidişi bozar. Çocuklar için, bu makinenin içinde, bu makineyi belirli bir biçimde işletmekten başka bir durum söz konusu olmayacağına göre, onlar ancak bu makineden koparak aynı yönde dönmenin aracı olmaktan kurtulabilirler. Ama o zaman makinenin çalışmayacağını bilir Mevhibe Hanım. Buna göz yummaya da hiç niyeti yoktur. Çocukları ise, aslında belirli bir makinenin parçası olduklarını bildiklerinden, bu makineden kopsalar da tek başlarına anlamsız bir parça olarak kalmak ya da beğendikleri makineye uyamamak ya da uydukları makinenin yine beğenmedikleri bir makine olması korkusuyla olumsuz bir sınırda yaşarlar.”
Sevgi Soysal, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
“Yok, öğrendim. Karanlığı öğrendim anne. Alacakaranlığı. Tam karanlık olmasa da, alacakaranlık çok kötü bir şey. İnsan oraya buraya çarpıyor. Şimdi karanlığı öğreniyorum, zifiri karanlığı...Bu gece biri bana, 'Tam karanlığı bilmeyenler, dünyayı aydınlatacak bir ışığın da ne olduğunu bilmezler, bunu aramazlar' dedi.”
Sevgi Soysal, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
“+ Artık korkacak mısın?
- Senin yanındayken korkmam.
+ Hayır, bensiz de korkmamalısın. Cesur kişiler gibi tutalım ellerimizi. Selamlaşmak için, birbirimize dayanmak için değil. Şimdi, bir yığın alışkanlığın var örneğin senin bunları bırakabilir misin?
- Evet.
+ İşte ben, bu alışkanlıklarından biri olmak istemem. Senin düzenle olan bağlarından biri. Sabahki diş fırçan, ya da kolunun altına sürdüğün deodorant. Bunların günlük mutluluğunda, rahatlığında belki sadece ufak bir payları var. İşte ben bu gündelik mutluluğun daha büyük bir payı olmak istemem. O zaman yine beni seversen, bu sevgi kabulümdür.”
Sevgi Soysal, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
“Uygar insan affetmez ve unutmaz Hatice Hanım'a göre, uygar insan cezalandırır; affetmek ve unutmak barbarlık, ilkelliktir, bu memleket yumuşak kalplilikten kalkınamamaktadır.”
Sevgi Soysal, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
“Tam tersi, demişti Ali, asıl senin gibi, sorunlara sadece okuyarak yaklaşanlar katıdır. Olaylar karşısında gerekli uyum ve değişim gücü genellikle yoktur onlarda. Çünkü aslında suçlu ve korkaktırlar. Kim ki bir şeyi gizlemek ister, duvar çekmeye meraklı olur. Küçük burjuva aydınları, aslında bir suçluluk duygusuyla düşüncelerine gem vuramayıp alıp başlarını giderler. Kendilerini değiştirememe korkusu, onlara sözde her şeyi bir çırpıda değiştirme ataklığı verir. Bazen teoriyi, korkaklık ve suçluluklarını gizleyecek bir duvar gibi kullanırlar. Hareketlilik ve esnekliğin gerekli olduğu durumlarda bu katı, dural duvar olayların gücüne, baskısına dayanamayıverir ve ardından korku ve suçluluk sırıtır.”
Sevgi Soysal, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
“Ağabeyinin batırmış olduğu paraları düşünüp hırslanmak günlük işlerinden biriydi.”
Sevgi Soysal, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
tags: aile