Yürümek Quotes

Rate this book
Clear rating
Yürümek Yürümek by Sevgi Soysal
1,352 ratings, 4.18 average rating, 100 reviews
Yürümek Quotes Showing 1-11 of 11
“Çizgisini tamamlamış bir çember içinde ne kadar ilerlenebilir?”
Sevgi Soysal, Yürümek
“Hantal, çirkin bir büfeyi ardından sürüklemek gülünçtür. Büfenin otuz taksidini ödemek için, büfeyi yedi yıl cilası bozulmadan kullanmak için harcanan bütün çabalar gülünçtür. On lira, yirmi lira için büfeyi dar merdivenlerden yukarı çıkarmaya uğraşan iki hamalın çabalarının anlamı var yalnız.”
Sevgi Soysal, Yürümek
“Yeni kapıları açmak gerek, yanlış kapıları, doğru kapıları, ama açmak, mutlaka açmak.”
Sevgi Soysal, Yürümek
“Bir gün bir postanede rastlaşmış iki insanın birbirlerinden alabildiğine hoşlanmış olmaları güzel geçici bir rastlantı mı yalnızca? “Birine rastlamış, sevmiş, tad almıştım, şimdi geçti, hiçbir iz kalmadı bende.” denebiliyorsa, bu rastlantıyı unutmak, hiç olmamış saymak gerekmez mi? Benim sana, senin bana verdiğimiz yalnızca bir adsa, bu alışveriş niçin bir “Hadi eyvallah!”la bitmesin? Ben yalnızca senin için güzel olacaksam, sana beğendirmek için kendimi, olanları umursamayıp en güzel bakışımla geleceksem yatağına, sen bütün bunları unutturacaksan bana, unutturmak için hiç bakmayacaksan pencereden, o kısa unutma anından sonra, vücutlarımızın bize acı veren gerginliğini giderdikten sonra bu pencereyi kapatarak unuttuğumuz, dışında, uzağında kaldığımız dünya nasıl yabancımız olursa, öyle yabancı oluruz birbirimize. Bir kısa anın ardından ayrı yönlere giden trenlere bineriz. Ya da o trenlere bile yetişemeyip tükenmişin üstünde çoğalırız.”
Sevgi Soysal, Yürümek
“Hiçbirimiz ötekinden daha iyi değiliz. Aynı yolda, yalnızca bir adım ilerde, aynı yolda, aynı alışkanlıklarla, yalnızca bir adım ilerde. Biraz daha atak, biraz daha serseri olmak, o kadar. Gece ilerliyor. İçkiler tükendi. Meraklar, yorgunluklar. Şimdi giderler. Hiçbir şey değişmemiş olur. Yemekten sonra oturduğumuz koltuklardan, hiçbir şey yapmamış, hiçbir şeyi değiştirmemiş, geliştirmemiş olduğumuz halde yorgun, ölesiye yorgun kalkarız; kapımızı kapar, bakarız yüzyüze, yabancı.”
Sevgi Soysal, Yürümek
“Memet hep küçük kalmıştır elbiselerinin içinde, hep bir şeyden küçük, bir lacivert elbiseden bile.”
Sevgi Soysal, Yürümek
“Kimse kendiliginden bir seyi birakmiyor, kapanmis bir kapinin tokmagini bile; oyle eli tokmaga yapismis, kapinin sadece kapanmis oldugunu, acilabilecegini unutmus, tokmaga yapismis eller.”
Sevgi Soysal, Yürümek
“Hangi ahmak, bir insanın karpuzu sırf karpuza hayır işlemek için taşıdığına inanır?”
Sevgi Soysal, Yürümek
“Hakkı'yla otuz taksitte parasını ödedikleri hantal büfeyi hamallar yüklendiler. Çatı katına çıkan dar merdivenlerden zorlukla yukarı çıkardılar büfeyi. Hantal, çirkin bir büfeyi ardından sürüklemek gülünçtür. Büfenin otuz taksidini ödemek için, büfeyi yedi yıl cilası bozulmadan kullanmak için harcanan bütün çabalar gülünçtür. On lira, yirmi lira için büfeyi dar merdivenlerden yukarı çıkarmaya uğraşan iki hamalın çabalarının anlamı var yalnız.”
Sevgi Soysal, Yürümek
“Baskaldiran ayak uydurmaya calismamali asla. Ayak uydurmaya calistigi an, otekilerle arasinda acilmis ucuruma, kendi actigi ucuruma dusuverir.”
Sevgi Soysal, Yürümek
“Bir cantanin dususu, bunca gereksiz hamalligin bir anda yere sacilisi ve bir canlinin oyunu, nesesi, hic bosluk birakmadan ardarda gelebiliyorsa, demek ki hic bir sey dural degil, yeter ki beceriksiz olabilelim, yeter ki cantamizi dusurmekten korkmayalim, yeter ki yerlere sacilan esyalarimizin ardindan yas tutmayalim.”
Sevgi Soysal, Yürümek