Medarı Maişet Motoru Quotes
Medarı Maişet Motoru
by
Sait Faik Abasıyanık861 ratings, 3.93 average rating, 56 reviews
Medarı Maişet Motoru Quotes
Showing 1-3 of 3
“Motorun sahibi sarhoş herifin biridir. Biridir ama sevilmeye layıktır. İnsanın en fenasında bir iyi tarafın bulunduğunu biliyoruz. Biz o iyi tarafı bulmaya, ondan istifade etmeye mahkumuz, mecburuz.”
― Birtakım İnsanlar
― Birtakım İnsanlar
“Şu karşıki sandalı görüyor musun? Bakın sahile yaklaşıyor. Onu yürüten şey nedir? Kürekleri değil mi? Ya şu uçan martılar! Kanatları yolunsa artık uçabilir mi? Düşünce de böyledir. Dört duvar arasına kapatılmak istenirse kanatsız kuş, küreksiz sandal oluverir ve bütün manasını kaybeder.”
― Birtakım İnsanlar
― Birtakım İnsanlar
“Yabancı bir yere ilk defa inip hiç lüzumsuz, manasız bir his duymadan, toprağa -varsa bir battaniye atıp- yıldız seyretmeden, memleket, sevgili ıvır zıvır düşünmeden uyumak...
Belki böyle bir şey iyi insanlara nasip oluyor. Belki biz; zayıf, karışık, kötü insanlar, yabancı bir yerde ağlamaklı oluyoruz.
İnsanların oturduğu, tarlanın yeşerdiği, çocukların oynadığı toprak, neden insanoğluna yabancı olsun? Olmasın. Yalnız anamızın babamızın, sevgilimizin, arkadaşımızın zincirlerine bağlıyız da, ondan bir türlü, karışık hislerden kurtulamıyor, bir türlü, rahat edemiyoruz.
Bu zincirleri kırmalıyız. Doğduğumuz yerden beş kilometre uzak da bir, beş yüz, beş bin kilometre uzak da bir olmalıdır. Orada da, bulursak battaniyemizi, bulamazsak Allah'ın kuru otlarını toplayıp uzanmalıyız. Toprak kazmaya gelen rençberler uyuyor. İyi, basit, bağlarını koparmış insanlar her yerde uyuyabilirler. Kendimi o rençberlerle beraber görüyor, onların yerine koyuyorum:
Ekmek, tuz, domates, iki nefes cıgara, bir iki toprak kazıcı arkadaş, bir fincan kahve günümüzü hoşça ikmal eder. Kötü rüyaları bol yemek yiyen midesi bozuklara terk ederek yukarıda saydıklarımıza küçük, basit, zararsız ilaveler, tarhlar yaparak yaşamak, bin türlü yaşama tarzından bir tanesidir.”
― Birtakım İnsanlar
Belki böyle bir şey iyi insanlara nasip oluyor. Belki biz; zayıf, karışık, kötü insanlar, yabancı bir yerde ağlamaklı oluyoruz.
İnsanların oturduğu, tarlanın yeşerdiği, çocukların oynadığı toprak, neden insanoğluna yabancı olsun? Olmasın. Yalnız anamızın babamızın, sevgilimizin, arkadaşımızın zincirlerine bağlıyız da, ondan bir türlü, karışık hislerden kurtulamıyor, bir türlü, rahat edemiyoruz.
Bu zincirleri kırmalıyız. Doğduğumuz yerden beş kilometre uzak da bir, beş yüz, beş bin kilometre uzak da bir olmalıdır. Orada da, bulursak battaniyemizi, bulamazsak Allah'ın kuru otlarını toplayıp uzanmalıyız. Toprak kazmaya gelen rençberler uyuyor. İyi, basit, bağlarını koparmış insanlar her yerde uyuyabilirler. Kendimi o rençberlerle beraber görüyor, onların yerine koyuyorum:
Ekmek, tuz, domates, iki nefes cıgara, bir iki toprak kazıcı arkadaş, bir fincan kahve günümüzü hoşça ikmal eder. Kötü rüyaları bol yemek yiyen midesi bozuklara terk ederek yukarıda saydıklarımıza küçük, basit, zararsız ilaveler, tarhlar yaparak yaşamak, bin türlü yaşama tarzından bir tanesidir.”
― Birtakım İnsanlar
