Waiting for the Moon Quotes

“Uyumak, uyumak, uyumak ve bir daha hiç uyanmamak istiyordu. Büyük bir çaresizliğin içine düştüğünü hissediyordu ve bir çıkış yolu, onu gülümsetecek bir şey bulamıyordu. Her şeyden arındırılmış bu yerde göz gezdirirken kıymetli ya da önemsenmeye değer bir şey bulamıyordu.”
― Kristin Hannah, Waiting for the Moon

“Geriye ne kalmıştı ki? Her 'merhaba', 'hoşça kal' anlamına geliyordu.”
― Kristin Hannah, Waiting for the Moon

“Onu sevdiğini nasıl anladın?"
"Dışarıda yağmur yağdığını nasıl anlarsın? Ya da acıktığını, üşüdüğünü veya yorulduğunu nasıl anlarsın? Darwin bunun en şiddetli içgüdü olduğunu düşünüyordu -türlerin devamı için doğa kendine bir eş bulur- ve belki de haklıydı. Ama o duyguyu hissettiğinde bunun bilim olduğunu düşünmüyorsun. Büyü, diyorsun.”
― Kristin Hannah, Waiting for the Moon

“Keşke geri gelseydi... Keşke hiç gitmeseydi...
Anlamıyor muydu? Ondan başka kimsesinin olmadığını anlamıyor muydu? Onsuz bu dünyanın ürkütücü, tuhaf, soğuk, yalnız ve boş bir yer olduğunu anlamıyor muydu?”
― Kristin Hannah, Waiting for the Moon

“Bana öğretmen gereken bir şey var, Ian," dedi Selena.
Ian onun yüzünü nazikçe kavradı. "Neymiş o, tanrıçam?"
"Bana sensiz yaşamayı öğret.”
― Kristin Hannah, Waiting for the Moon

“Yüzümü beğendin," dedi Selena.
"Çok güzelsin."
"... aynaya baktığımda daha iyi olduğumu gördüm. Artık benimle kalacak mısın?
"Anlamadım."
"Artık çirkin değilim."
Ian'ın tebessümü yavaş yavaş kayboldu. Çekip gitmekle nasıl bir bencillik yaptığını düşünerek utandı. "Sen çirkin olduğun için gitmedim, Selena. Ben çirkin olduğum için gittim.”
― Kristin Hannah, Waiting for the Moon

“Kalbi onunla konuşuyordu, yüksek sesle ve daha önce hiç bilmediği bir açıklıkla... Kalbi ve ruhu kederden, hüzünden ve gözyaşı dökmekten yorulmuştu.
Nefes almaktan ama gerçekten yaşamamaktan...”
― Kristin Hannah, Waiting for the Moon