Yalnızız Quotes
Yalnızız
by
Peyami Safa3,349 ratings, 4.28 average rating, 236 reviews
Yalnızız Quotes
Showing 1-28 of 28
“...dünyanın iki buçuk milyar nüfusundan yalnız bir tek insan üzerinde ısrarın bir monomaniden başka adı var mıdır?”
― Yalnızız
― Yalnızız
“Samim, tahlilinin neticesinden olduğu kadar, onu biraz evvelki heyecanlarından kurtarıp hislerini soğutan düşüncelerinin sakin bünyesinden de gelen bir ferahlıkla derin bir nefes aldı ve yatağına baktı. Artık uyuyabilirdi. Islık çalarak soyunmaya başladı. Pijamasının bir ayağını geçirdiği zaman durdu. Islıkla çaldığı hava, Meral’le beraber arada bir mırıldandıkları bir halk türküsüydü. Bir gün, Necip Bey korusunun tepesinde, birbirlerinin ellerini olanca kuvvetiyle sıkarak, uzakta bir gramofonun çaldığı bu havayı dinlemiş ve beraber sevmişlerdi. Sonra bir çok tabiat gezintilerinde ve yalnızlık anlarında beraber mırıldandıkları bu melodiyi Samim’in şimdi hatırlaması, şuur altından, biraz evvel tahmin ettiği sürprizlerden biriydi. Pijamasının ikinci ayağını geçiremeden, gözleri uzun müddet daldı. Ayrılma kararına hatıralar tarafından gelen ilk isyanı bastırmak için yapılacak bir şey var mıydı? Otomatik mücadelesinde ruhu yalnız bırakmak daha doğru olmaz mıydı? Zekanın müdahalesi, deminden beri tecavüze uğradığı için şuuraltı siperlerinde bir karşı taarruza hazırlandığı anlaşılan ihtirası büsbütün azdırmaz mıydı?”
― Yalnızız
― Yalnızız
“Gelmesinden başka şifam yoktur. Gelmezse, yeryüzünde hiç bir güzel canlı ve enteresan şeyin beni oyalayamayacağını düşünmenin verdiği bir ümitsizlik deşheti içinde yerime oturur, gözlerimi buzlu camların yarı karanlık zemininde oynayan kaderin parıltılarına dikerim.”
― Yalnızız
― Yalnızız
“Basının üstünden büyük bir rüzgâr geçiyor. Yalancı bir fecirle(şafak) başlayan asır kararıyor ve sana tek ümit ışığı olarak en kudretli kaynağı uranium’da değil, senin ruhunda sıkışmış maddeden koparak çıkardığın korkunç tahrip âletinin patlayışından yükselecek alevi bekletiyor. Ey bahtsız! Tarihinin hiç bir devrinde kendine bu kadar yabancı, bu kadar hayran ve düşman olmadın. Laboratuarında aradığın, incelediğin, oyduğun, dibine indiğin, sırrını değiştiğin her şey arasında yalnız ruhun yok. Onu beyin hücrelerinin bir üfürüğü sanmakla başlayan müthiş gafletin, otuz yıl içinde gördüğün iki muazzam dünya harbinin kan ve göz yaşı çağlayanlarında en büyük dersi arayan gözlerine bir körlük perdesi indirdi. Bırak şu maddeyi, boğ şu ölçü dehanı, doy şu fizik ve matematik tecessüsüne, kov şu kemiyet fikrini, dal kendi içine, koş kendi kendinin peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu, bul, sev, bil, an, gör, kendi içinde gör Allah’ını. Kendine dön, kendine bak, kendine gel. Aptalca bir konfor aşkından doğduğu halde her biri daha korkunç bir dünya harbi hazırlayan teknik mucizelerinin yanında, senin iç zıtlıklarını elemeye yarayacak ye seni kendi kendinle boğuşmaktan kurtaracak ruh mucizelerini ara. İnan mânevilere ve mukaddeslere, inan! Onlar hakkında bu kadar küçükçe düşünmekten utan! Her sezilen derinliğin ifşa ettiklerini düşünmekten bile seni alıkoyan tabiatçı metodlarını fırlat ve bitlenmiş elbiseler gibi at. Ortaçağ papazında haklı olarak ayıpladığın dar kafalılığın anlayış sınırlarını daha fazla darlaştıran beş duyu idrakinin kapalı dünyası içinde kalma: Arşı geç, ferşi atla, sidreyi aş. Gör ne var maverada ibrethiz.”
― Yalnızız
― Yalnızız
“Kalbin bütün meseleleri yalnız kalbde halledilir. Çünkü bir hissin hakkından ancak başka bir his gelir. Ümitsiz bir aşkın panzehiri nefrettir. Fikirler ancak bu mukavemet hislerini yaratan tahrik ve telkin unsurlarıdır.”
― Yalnızız
― Yalnızız
“Ararsa yokum. Ben bir rüyayım artık. Arzu ile tekrar görülemem. Hafızasında yadigârım.”
― Yalnızız
― Yalnızız
“İki tarafta da arzuyu gurura hesap vermeye çağıran iç muhasebe anları olmasaydı, kendi kendini yiyen aşkın işkenceleri ne kadar azalırdı.”
― Yalnızız
― Yalnızız
“Son vapur. Güvertenin ön tarafındayız. Yakınımızda kimseler yok. Başlarımız birbirine dayalı. Rüzgar onun saçlarını benimkilerine, teninin kokusunu denizinkine karıştırıyor. Gözlerim kapalı. İki eli de avuçlarımda. Sıkıyorum. Başını hafifçe çekiyor ve yan bakışlarıyla gözlerimi arayarak gülümsüyor. Yüzünde, müşterek bir rüya anının dalgınlık izleri yerine,ağır düşüncelerden gelen bir dehşet intibaı var.”
― Yalnızız
― Yalnızız
“Yani hastalık çok defa kaderin aksiliklerine karşı ruhun ve onun peşinden vücudun isyanıdır.”
― Yalnızız
― Yalnızız
“Yalan arayan zekanın gözlere verdiği ağır hareketi bilirim. çok az yanılmışımdır. bakış evvela sağa ve sola doğru kayar. arama başlamıştır. sonra gözbebeği yukarıya doğru bir kavis çizip aksi istikamete iner. sonra tam karşı tarafa bakar. donuktur. bulamamıştır. iki üç defa kırpılır. korku çırpınışı. yalan aradığının sezilmesi ve aranan yalanın bulunmaması korkusu. nihayet bütün yüzde, gergin çizgileri gevşeten bir kurtuluş hareketi. yalan bulunmuştur. gizlenen sevinç, dudakların ucunda belli belirsiz bir gülümseyiştir. yarım saniye bile sürmeyen bu ruh macerası, bazen süjenin yorgun olduğu anlarda daha kuvvetli bir kurtuluş işareti verir.”
― Yalnızız
― Yalnızız
“İnsan ya geleneklere karşı koyup açık ve cesur yaşamalı yahut da inandığı bazı kıymetler varsa, onlar için fedakarlık yapmalı. En çirkin şey ikisine birden sahip çıkan mürailiktir.”
― Yalnızız
― Yalnızız
“Hayranlık mağlup olmuş bir kıskançlıktır. Yani kıskançlık gıptaya, gıpta hayranlığa yerini verir. Dibinde kin vardır. Gitgide, hayranlığın zaafa uğradığı anlarda bu kin ortaya çıkar.”
― Yalnızız
― Yalnızız
“Yoksa, hakikaten bahtiyar insanın bahtiyar görünmek için o kadar gürültü patırdıya ne ihtiyacı var?”
― Yalnızız
― Yalnızız
“İnsanın varlaşma hamlesinden ebedilik hayali ve neşesi doğar. Bu özleyiş bütün cesaretini imkandan almaktadır. İnsan mümkün olmayan şeyi istemek için kendini yormaz ve paralamaz.”
― Yalnızız
― Yalnızız
“Tuhaf" dedi, benim bu kızı gözlerim ısırıyor. Ben dedim ki, eğer güzellerin vücutlarında göz ısırıkları iz bıraksaydı, bütün yüzleri, boyunları, bacakları, ayakları çürük içinde kalırdı.”
― Yalnızız
― Yalnızız
“Ah minel-aşk vel-halatihi diyor Arap. Yaşamışlar, yaşamışlar, hepsini biliyorlar. Aşkın halleri sayısız. Fakat en büyük ıstırap, galiba, inanmak zorluğunda toplanıyor. Derece şüphesi.”
― Yalnızız
― Yalnızız
“Modern ilmin şüpheci ve kontrolcü zekası, inanmadıklarından evvel şimdiye kadar inandıklarından şüphe etseydi, yirmi senede bir bilgisinin prensiplerini altüst eden inkılaplar karşısında şaşırmazdı.”
― Yalnızız
― Yalnızız
