Bir Adam Yaratmak Quotes
Bir Adam Yaratmak
by
Necip Fazıl Kısakürek867 ratings, 4.38 average rating, 55 reviews
Bir Adam Yaratmak Quotes
Showing 1-4 of 4
“Yabancılığın bir sırrı var. Kurcalanmaz, örselenmezse iki insan arasında bir büyü bırakabilir.”
― Bir Adam Yaratmak
― Bir Adam Yaratmak
“Hayat bir şeyi yapınca o şey tamamdır. Olur musu, olmaz mısı yoktur. Olmuştur. Hayat yapar, izah etmez ve kabul ettirir. Bütün sanatı burada. Bizse hayattan soramadığımız hesapları bir tasavvurdan isteriz.”
― Bir Adam Yaratmak
― Bir Adam Yaratmak
“Allah’ım ben yok olamam! Her şey olurum yok olamam. Parça parça doğranabilirim. Nokta nokta lekelere dönebilirim. Tütün gibi kurutulabilir, ince ince kıyılır, bir çubuğa doldurulur, içilir, havaya savrulabilirim. Fakat yok olamam. Madem ki bu kadar korkuyorum yok olamam. Eczahane camekanlarında ispirto dolu bir kavanoz içinde düşürülmüş bir çocuk ölüsü gibi, yumruk kadar bir et parçasına inebilir, bir şişeye hapsedilebilirim. Fakat şişenin camından yine dışarıyı seyreder, önümden geçenleri görür, kendimi bilir ve duyar, kendimi ve Allah’ımı düşünebilirim. Razı değilim Allah’ım! Yok olmaya, kalmamaya, gelmemiş olmaya, mevcut olmamaya razı değilim. (Sükut, müzik.) Bu dünyada bırakamıyacağım hiçbir şey yok. Ne deniz, ne ağaç, ne şehir, ne ev, ne kadın, ne de ben. (Eliyle göğsüne çarpar) Bu kalıbım, bu zarfım, bu kafesimle ben. Onların hepsini bırakabilirim. Fakat şuurumu bilmek, duymak, var olmak şuurumu bırakamam. Razıyım bir toz parçası olayım. İnsanlar üzerime basarak geçsin. Canım acısın duyayım. Canımın acıdığını duyayım. Razıyım bir kertenkele olayım. Kızgın yaz günlerinde bir bahçe duvarına tırmanayım. Tırnaklarımı tuğlalara geçireyim. Yeşil ve ıslak sırtımı güneşe vereyim. Fakat güneşle sırtım arasındaki öpüşmeyi duyayım. Tuğlaların incecik zerrelerini sayayım. Kovuklardaki böceklerin, bir boru içinden bakar gibi bana baktıklarını göreyim ve düşüneyim. Razıyım bir nokta olayım. Fakat o noktaya bütün kainat bütün mevcudiyle dolsun. Ben yok olamam. Ağlarım, tepinirim, çatlarım, çıldırırım, ölürüm, fakat yok olamam. (Sükut, müzik.) Her şey benim olsun, vereyim, gökler, yıldızlar, gökteki Samanyolu, ay, dünya vereyim. Fakat aklım bana kalsın! (Acı acı ulur) aklım bana kalsın! Aklım!..”
― Bir Adam Yaratmak
― Bir Adam Yaratmak
“Bu gözler, baktığı zaman gören, gördüğü şeyin hayalini ayna gibi içine aksettiren bu gözler nerede? Onlar birer fincan renkli suydu, Toprağa döküldü. Bahar olup bulutlara karıştı. (Sesi birden coşar.Gitgide kendisini kaybediyor) Nerede bu adam Osman? Gözünü, yüzünü, ellerini, ayaklarını bırak bütün terkibiyle terkibinin tek ve yegane manasiyle nerede bu adam? Eridi, dağıldı, kurudu, ufalandı, silindi değil mi? Ya erimek, dağılmak, kurumak, ufalanmak, silinmek de ne demek? Her şey erir, dağılır, kurur, ufalanır, silinir. Fakat bu adamın terkibinden çıkan, terkibinin mihrak noktasından fışkıran hayat alevleri, varlık şevk ve kudreti, var olmak haz ve emniyetin nasıl silinir? Bu haz ve emniyet iradesi nasıl olur da miskin eczamızı birbirine lehimlemez? Leşimizi ensesinden kavrayıp ayağa kaldırmaz. Yoksa asıl giden silinen o mu? (Sukut, müzik.) Hayır! O Silinmiyor. Belki değil yüzde yüz silinmiyor. Çatlarım yine inanmam. Silinemez. Fakat nereye gittiğine, nerede gezdiğine nasıl olduğuna aklımız ermiyor. Osman ! Aklımız yetmiyor. Onun için çıldırıyoruz. Şu resme bak! Bir takım nebatlardan çıkarılmış boyasıyla, muşambası ve çerçevesi karşımızda. O bir şeyin kendisi değil taklidi. O şeyin kendisi yok taklidi var. Bu nasıl güneş ki kendisi yok, dalgalarda aksi var? (sukut, müzik.) Yaşamıyoruz. Resimlerimiz, fotoğraflarımız kadar yaşamıyoruz. Mendilimiz, gömleğimiz, potinlerimiz kadar yaşamıyoruz. (Hızla dönüp masasını gösterir.) Bir sigara kağıdını şu masaya koy üstüne bir taş bırak, kapıları kapa ve git! Üç yüz sene sonra gel yerinde bulursun.Belki sararmış, belki buruşmuş, fakat yine o! Bir sigara kağıdı kadar yaşayamıyoruz, kefenimizden evvel çürüyoruz. Duyuyorum! Kulak ver, sen de duyarsın! Toprak altında milyarlarca kurdun çıtır çıtır dut yapraklarını yiyen milyarlarca ipek böceği gibi milyarlarca ölüyü yediğini duyuyorum. (Çılgın) Ölüler! Gözsüz kulaksız kurtların içtiği köpüklü şampanya damlaları! Tozun toprağın mezeleri! Korkunç bir saklambacın korkunç oyuncuları. Kurtarın beni ebedilikten! Öldüm sizi araya araya… Kurtarın beni düşünmekten!”
― Bir Adam Yaratmak
― Bir Adam Yaratmak
