Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Quotes

Rate this book
Clear rating
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Matmazel Noraliya'nın Koltuğu by Peyami Safa
1,320 ratings, 4.01 average rating, 95 reviews
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Quotes Showing 1-11 of 11
“On cahili dokuz âlime tercih eden bir sistemde bilginin demagojiye mağlup olmasına şaşar mısınız?

****

Henüz içinde birkaç teknik buluştan başka hiçbir zekâ marifeti olmayan bir dünyada, nenin nesi olduğunu bilmeyen insanın, üç asırda bir değiştirdiği dogmaların hiçbirini ispat edecek durumda olmadan giriştiği bütün akide savaşlarının birbiri kadar çirkin olduğunu anlattı.

****

Ve zamanı unutmak için artık oturduğum katta saat dahi bulundurmayacağım.

****

Yani uzviyet, muhtevası olan ruh gibi, içinde bulunduğu çevreye intibak edemediği için geriye çekilmiş, büzülmüş, kurumuş bir haldedir. Bu tiplerde ferdiyet ve intibak zıtlaşır. İntibak zorlaştıkça ferdiyet artar. Çünkü intibak daima ferdiyetten bir fedakarlık pahasına mümkündür.

****

Hürriyeti yanlış anlayan bir dünyadayız. İnsan hür doğmaz. Eğer kendi ben'i ile mücadeleye başlayan bir irade destanının kahramanı değilse, eğer kendi nefsine galebeden ve kendi ihtiraslarına hakimiyetten başlayan bir hürleşmeye doğru merhale merhale yol almıyorsa, eğer hürriyeti şahsiyetiyle beraber gelişmiyorsa, insan, en hür nizam içinde de hür değildir.”
Peyami Safa, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
“Bir tarafın hatası gerçeği 'hususi ve ferdi'ye bağlamaması, öteki tarafın hatası 'umumi ve müşterek'e bağlamasıdır. Bir şey var olabilmek için hususi ve umumi vasıflara aynı derecede muhtaç olduğuna göre, gerçeği bunlardan yalnız birine bağlamak mümkün değildir.”
Peyami Safa, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
“İnsanın siyasi hürriyeti ne iktisadi, ne de ruhi hürriyetinden ayrı düşünülebilir. Hürriyet problemi tek bir bütündür. Parçalanmaz. Hürriyetin şahsiyetle münasebetini aramaya hukukçu, yalnız fertle devlet arasındaki münasebet planında kalınca, aptalla zekiye, bilgisizle alime, görgüsüzle görgülüye aynı rey hakkını tanımak zorunda kalır. Böyle bir hürriyet ve müsavat anlayışıyla iki ahmak bir dahiden üstündür.”
Peyami Safa, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
“Dört sene vardır ki bir harbi umumi çıkmış olup milyonlarca insan birbirini telef etmektedir. Tarihi beşeri dolduran bütün muharebeler, benliğini öldürmesini bilmeyen insanın bir gaye uğruna ölmesini öğrenmesi için Cenabıhakkın ana verdiği kanlı derslere benzer.”
Peyami Safa, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
“Tereddüdün ve tercih zaruretinin esaretinden kurtulmuş bir hürriyet var mıdır?”
Peyami Safa, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
“Kendinizi hasta farzetmeyiniz. Hastalık, çok defa bu zandır.”
Peyami Safa, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
“Sen felsefeyi bırak, yine Tıp Fakültesine dön, diyordu Mister Joe, orada tabiatın kanunlarıyla daha yakından temas edecek ve kendini daha iyi anlayacaksın. Tıpta doktor, felsefede hasta olursun.”
Peyami Safa, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
“Hürriyete ve mes'uliyete inanan bir adamın asla filozof olamıyacağını Ferit ilk defa o anda düşündü.”
Peyami Safa, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
“Ferit düşündü. Hastalık teyzenin kendisi değil. Hastalık namazla Swing arasında. Memleketin hastalığı.”
Peyami Safa, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
“Henüz içinde birkaç teknik buluştan başka hiç bir zeka marifeti olmayan bir dünyada, nenin nesi olduğunu bilmeyen insanın, üç asırda bir değiştirdiği doğmaların hiç birini isbat edecek durumda olmadan giriştiği bütün akde savaşlarının birbiri kadar çirkin olduğunu anlattı: "Bunlar aynı manastır kavgalarıdır". Hangi akidenin misyoneri olursa olsun, İncil veya Kur'an diliyle konuşan eski, yeni, sağ, sol bütün ideolojilerden herhangi birinin içine kapanmış bir adamın bir Budist rahipten bir santim daha yüksek bir düşünce şerefine sahip olmadığını söyledi: "Bunlar aynı manastır papazlarıdır". Ve ayağa kalktı: "Anlaşıldı mı dostum? Ben Türk değilim, insan değilim, hayvan değilim, tıbbiyeli değilim, felsefeci değilim, aşık değilim, zengin değilim, fertçi değilim, cemiyetçi değilim, milliyetçi değilim, Vafi beyin ecinnileri arasında oturan, iradesi çarpılmış, bir hafta sonra ne yapacağını bilmeyen, tenbel, hiç bir şeye yaramaz, ve ömrünün yarısı Avrupa'da hariciye memurluklarında geçmiş, ayyaş, zanpara, Hedonist, ciddiyetin yalnız hayvanlara yakıştığına inandığı için dünyanın bütün dramlarına kahkahayı basan ve bunun için "Gülener" soyadını alan bir baba ile, yarı sanatkar, yarı deli, erkek düşkünü, veremli ve veremden iki yetişkin kızını kaybetmiş, ayyaş kokainman, Paris'te okuduğu için kültürlü, genç yaşında ölmüş bir ananın desencarte, demesuer, desoriente, deracine, degenere bir oğluyum.”
Peyami Safa, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
“Marksizmin ilmini sevmez, fakat ruhunu severdi. Asla gerçekleşmiyeceğini bildiği büyük emellerinden biri de bu ruhu o ilmihalden kurtarmaktı: Bir satırını yazmadığı ne eserler tasarlamıştı. Tıptan felsefeye atlayışının sebeplerinden biri bu arzu idi, felsefede kalamayışının sebeplerinden biri de bu iradesizlik.”
Peyami Safa, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu