Oldtimer - Klasik Okuma Grubu discussion
This topic is about
Beşinci Çocuk
Okuma arkadaşı arıyorum!
>
Doris Lessing - 5. Çocuk
date
newest »
newest »
Aleksitimi isminde bir hastalık varmış. Az önce duydum ve aklıma Ben geldi. Duygusal alışverişin pek olmadığı ailelerin çocuklarında da görülürmüş. Wikipedia’da şöyle diyor :Aleksitimi (İngilizce: Alexithymia), duyguları tanımlama ve açıklama konusunda subklinik yetersizlik ile karakterize kişilik oluşumudur.Aleksitiminin temel özellikleri; duygusal farkındalıkta, sosyal bağlılıkta ve kişilerarası ilişkilerde bozukluk olarak sıralanabilir.Ayrıca aleksitimili bireyler başkalarının duygularını anlamada ve empati kurmakta zorluk yaşamakta ve duygusal yanıt vermekte yetersiz kalmaktadırlar. Aleksitiminin genel nüfusun yaklaşık % 10'unda görüldüğü düşünülmekte ve bazı psikiyatrik hastalıklarla birlikte görüldüğü bilinmektedir.
Aman Allahım...Beşinci Çocuk sanırım grupta en fazla yorum alan kitaplardan biri oldu :)Aslında üzerinde bu kadar konuşmak bir bakıma kitabın başarısını gösteriyor. Ne güzel tartışma yaratabilecek bir kitap yazabilmek..
Ancak tartışdıkça iyice aklım karışıyor. Ben'de bir sorun var mı yok mu gerçekten tam bir muamma. Ben'de sorun varsa ne anlamamız gerekiyor. Çocuğu sorgusuz süalsiz ölüme terkeden bir kurumun mevcudiyeti tüyler ürpertici mesela.
Ben'de sorun yok ve ailenin sevgisizliğini anlatmaya çalışan bir metinse de belli ki yetersiz kalmış ki tam ne olduğunu anlayamadık.
Özetle ben kitap başarılı mı başarısız mı onu bile anlamadım galiba. Doris Lessing nasıl bir algı yaratmak istemiş sanırım bir konsensus oluşturabilecek kadar anlamış değiliz.
Kafa karıştırıcı gerçekten ve benim hala ara ara aklıma geliyor kitaptan bölümler. Hala Neandertal ve mağara imgelerini nereye oturtacağımı bilemiyorum mesela:)) Farklı okumalara çok açık ve bu yüzden tam olarak ne anlatmak istediğini anlayabilir miyiz, anlamalı mıyız ya da yazar kendi de biliyor mu emin değilim :))) Hayatın farklı dönemlerinde okudukça anlamı değişebilecek kitaplardan.
En basitinden edebi kurgu mu okudum, korku/gerilim mi okudum fantastik bir eser mi okudum onu bile tek seferde cevaplayamıyorum.
Sanırım okuduğumuz dönem biçimine karar vermeyi etkiliyor. Korku ve gerilim bence "Beşinci Çocuk" .
fakat gerilimden daha ziyade "korku algısı" zamanla evrilen birşey.
Bu sebeple bizi ikilemde bıraktığı konusunda biraz yazara yükleniyoruz sanki.
Kitapla ilgili bolca SPOİLER içeren bir yorum yapacağım.Öncelikle iyi ki önce İyi Terörist’i okumuşum, zira yazarın belli bir tarzı var. Sevilmeyen ana karakterin bakış açısı oldukça güvenilmez. İyi Terörist’te Alice karakterinin anlatışının ne kadar güvenilmez olduğu çok belirgindi, iki sayfa arayla tamamen çelişkili ifadeler mevcuttu. En sonunda Alice’in güvenilmez bir anlatıcı olduğu bariz oluyordu.
Aslında bu kitapta da yine güvenilmez bir anlatıcı var bence -ki böyle olduğuna özellikle Dr Gilly sahnesi sonrasında iyiden iyiye karar verdim ve çok rahatladım. Zira daha önceki okumamda beni rahatsız eden şeylerin aslında yazarın değil de Harriet’in düşünceleri olduğu ve - naçizane görüşüm- bence yazarın bunları eleştirmek istediğini düşündüm.
Ben konusunda Pınar’ın bahsettiği Harriet’in gebelik sırasında çılgınca kullandığı ağrı kesicileri hiç sorgulamaması bence de çok dikkat çekici. Ayrıca belli ki hamilelik süresi yanlış hesaplanmış. Diyorlar zaten yanlış hesap olabilir mi diye, bir değil iki ay yanlış bence. Kaldı ki kendi 8 ay diye hesaplıyor ve erken doğum için doktoru zorluyor kendince, ben süresinin 8 ay olduğunu da pek düşünmüyorum. Makrozomik bir bebek doğuruyor, miad büyük ihtimalle.
Baştan beri aile üyeleri tarafından sevil(e)meyen bir çocuk var. Ben’in hayvanları öldürdüğü de tam net değil, kedi ve köpek ölüyor ve tabi ki herkes Ben’i suçluyor. Benim aklıma bir ara Paul da geldi, ama kimse bir başkasını sorgulamıyor.
Ben bence de temelde ilgisiz ve sevilmeyen bir çocuk. Burada mağdur olan Ben, ne Harriet ne de David. Özellikle David sorumsuz. David’in “bolca çocuk yapalım, para konusunda babam James’ten de para almak hiç hoşuma gitmez, nasıl okuyacaklar hiç dişünmedim, Ben benim değil Harriet’in çocuğu” bakış açısı beni sinirlendirdi.
Doktorların vurguladığı ve kitapta bolca geçtiği üzere Harriet’in bütün gebelikleri sorunlu aslında. En son tahammül sınırlarını aştığında ise beşinci çocukta Harriet dayanamıyor, sanki önceki gebeliklerinde hiç sorun yaşamamış sanıyor. Halbuki biz okumuştuk yine sorunlu oldu bu gebeliği de şeklinde. O nedenle de Ben’i baştan itibaren sevmiyor, içini tırmıklayan bir canavar onun gözünde zavallı Ben.
En son doğduğunda Ben, kimse ilgi göstermiyor. Kimse konuşmuyor. Odaya kitleniyor. Haliyle motor becerileri yerinde ama sosyal ve bilişsel becerileri geride bir çocuk oluyor zamanla. Yanında konuşulduğunda öğrenebilecek bir çocuk başlarda, sonralarında bolca uyuşturucu madde enjekte ediliyor, motorcu çetecilerle ‘takılıyor’ ve akademik olarak başarısız bir çocuk oluyor.
kaba saba motorcu çetesiyle birlikte bolca zaman geçiriyor. Onlara öykünüyor. Başkalarına öykünmenin çocuklar için normal olduğu mesela Jane ile ilgili sahnede vurgulanmış bence.
Jane, büyük kardeşleri Luke ve Helen masal dinlerken onları izliyor daha çok, onları taklit ediyor. Jane yaptığında bu hareketler normal, ancak Ben televizyon izlerken diğer büyük kardeşlerini taklit ettiğinde bu tabi ki Ben’in canavar, başka bir tür, mağara adamı olduğu anlamına geliyor. İyi Terörist’te de bu tekniği yazar sık kullanıyordu.
Ben konusunda doktorlar, uzmanlar, öğretmenler normal derken, aile üyeleri anormal olduğunu söyleyenler. Dr Gilly sahnesi özellikle çok açıklayıcı bence.
Ben de Renin ile benzer şekilde Ben günah keçisi olarak görülüyor diye düşündüm.
Harriet postpartum depresyondan muzdarip, aslında David de depresyonda. Ben otizm spektrum bozukluğunu çağrıştırdı bana açıkçası.
içeriği bilinmeyen Harriet tarafından devamlı enjekte edilen “uyuşturucu” maddenin Ben’in gelişimini ne kadar etkilediği de muamma. Belki de okulda eğitimi aksatan oydu, zira okula gitmeden mutlaka o uyuşturucu maddeyi vuruyor annesi. Evde ilgi alaka yok, uyuşturularak okula yollanıyor ve motorcu çetecilerle takılıyor. Nasıl öğrensin ki, nasıl akademik olarak başarılı olsun ki?
Ayrıca doktorlar ısrarla normal diyor, bilişsel fonksiyonlarda gerilik, regresyon saptanmıyor. Aslında başlarda, eğer uyaran alırsa öğrenebiliyor da. Kimse konuşmadığından kendisiyle geç konuşuyor belki de.
Bizim, Harriet’in çarpık bakış açısından olayları görmemiz, aynı İyi Terörist’teki Alice gibi, gerçek neydi konusunda şüpheye düşmemizi ve farklı yorumlar yapabilmemize olanak sağlıyor. Bu da kitabın başarısı bence, çünkü konu üzerine düşündürüyor.
Engelli bireylere Harriet ve ailenin geri kalanının çarpık bakışı Down sendromlu Amy karakteriyle önce gösteriliyor, William’ın Amy’i kabullenememesi gibi David de Ben’i kabullenmiyor. Engelli olmak değil aslında farklı olmak yetiyor, zaten Jane’in bizi de yollayacak mısınız sorusuna Luke’un o bizden biri olmadığı için -yani farklı olduğu- yollandı cevabı da bunu vurgulamak için sanki.
Sonuç olarak konuştukça konuşulacak bir kitap :)
Merube wrote: "Kitapla ilgili bolca SPOİLER içeren bir yorum yapacağım.Öncelikle iyi ki önce İyi Terörist’i okumuşum, zira yazarın belli bir tarzı var. Sevilmeyen ana karakterin bakış açısı oldukça güvenilmez. ...
Ne kadar zengin içerikli bir değerlendirme olmuş Merube. Kitap boyunca bizi rahatsız eden düşüncenin ya da eğilimlerin yazarın kendi değil yarattığı karakterin düşüncesi olduğuna ben de katılıyorum. Hatta okumamın üzerinden bir süre geçtikten sonra şöyle düşündüm, yazar aslında romandaki hiç bir karaktere bir diğerinden daha fazla sempati beslemiyor (ya da ne bileyim hiç birini 'sevimli' göstermiyor mu demeliyim).
Merube wrote: "Kitapla ilgili bolca SPOİLER içeren bir yorum yapacağım.Öncelikle iyi ki önce İyi Terörist’i okumuşum, zira yazarın belli bir tarzı var. Sevilmeyen ana karakterin bakış açısı oldukça güvenilmez. ..."
Hah işte beklediğim yorum geldi :)
Ne güzel, uzun uzun yazmışsın Merube. Çok teşekkür ederiz...
Ve de ne güzel bir sohbet oldu değil mi herkesin katılımıyla?
Merube çok güzel ifade etmişsin.Yazar başarılı bir kurgu ve bolca sorgu konusu yaratmış.
Kitabın benim fikrime göre yorucu kısmı da bundan-sürekli sorgulamadan- ileri geliyor. Birde üstüne kadın olduğum için kendimi Harriet'ın yerine koyup sürekli empati yaptım.
Bu kadar üzerine konuşuluyorsa bence de yazar iyi iş çıkarmış.
Bu yorumlardan sonra İyi Terörist'i okuma listeme aldım. Okumadığım için üzüldüm.
Zeynep wrote: "Eeee ne yapacağız peki Altın Defter'i de okuyacak mıyız?"Altın Defter'e ben varım! :)
Dün 10 tane kitap siparişi verdim. Sanırım bugün bir 10'luk liste daha gelecek görünüyor:)
kübraterzi wrote: "Zeynep wrote: "Eeee ne yapacağız peki Altın Defter'i de okuyacak mıyız?"Altın Defter'e ben varım! :)
Dün 10 tane kitap siparişi verdim. Sanırım bugün bir 10'luk liste daha gelecek görünüyor:)"
Altın Defter'de sorun baskısı kalmamış. Can Yayınlarına sorduk tekrar yapmayacaklarını söylediler. Yine de katılım olursa bence açalım başlık. Pek keyifli oldu bu sohbetler...
Ülkü wrote: "Merube wrote: "Kitapla ilgili bolca SPOİLER içeren bir yorum yapacağım.Öncelikle iyi ki önce İyi Terörist’i okumuşum, zira yazarın belli bir tarzı var. Sevilmeyen ana karakterin bakış açısı olduk..."
Katılıyorum Ülkü, dediğiniz gibi yazar karakterlerine pek sempati beslemiyor. Bence özellikle ana karakterleri sevmiyor.
Bu arada Ben’in kapatıldığı “kurum”ve benzerleri konusunda İngiliz Kraliyet ailesini de içine alan bir skandal vardı, sanırım benzer yıllarda. Hatta Crown dizisinde bir bölümde de ele alınmıştı. Yazar belki etkilenmiştir ne dersiniz?
Ayrıca Ben ve arkadaşlarının “devrimci” yorumlarda bulunmaları ve konu hakkında hiç kitap okumayıp hiç doğru düzgün bilgi sahibi olmamaları da bana yine İyi Terörist’i hatırlattı. Pınar’ın dediği gibi benzer zaman dilimlerinde yazılmış benzer kitaplar sanırım. Ancak İyi Terörist’ten daha iyi bir kitap Beşinci Çocuk bence. İyi Terörist’te uzun uzun anlatılan ev ile ilgili sahneler belli bir yerden sonra yeter bitsin artık bu kitap dedirtmişti bana :). Ne dersiniz?
Zeynep bence de çok keyifli oldu, iyi ki birlikte okuduk. Çok teşekkür ederim herkese
Lessing okumalarına devam edeceksek baskısı olan bir kitap seçelim bence, Altın Defter’i en azından bir süre daha bulamayacağımız kesin.
kübraterzi wrote: "Merube çok güzel ifade etmişsin.Yazar başarılı bir kurgu ve bolca sorgu konusu yaratmış.
Kitabın benim fikrime göre yorucu kısmı da bundan-sürekli sorgulamadan- ileri geliyor. Birde üstüne kadın ..."
İyi Terörist o kadar da güzel değildi aslında ama yazarın tekniğini anlamak açısından faydalıydı. Beklentin düşük olsun bence :)
Zeynep wrote: "Merube wrote: "Kitapla ilgili bolca SPOİLER içeren bir yorum yapacağım.Öncelikle iyi ki önce İyi Terörist’i okumuşum, zira yazarın belli bir tarzı var. Sevilmeyen ana karakterin bakış açısı olduk..."
Kesinlikle çok dolu bir okuma oldu Zeynep. Çok iyi değerlendirmeler yapıldı. Ben çok keyif aldım buradan sürekli yorumları takip etmekten.
Merube wrote: "Ülkü wrote: "Merube wrote: "Kitapla ilgili bolca SPOİLER içeren bir yorum yapacağım.Öncelikle iyi ki önce İyi Terörist’i okumuşum, zira yazarın belli bir tarzı var. Sevilmeyen ana karakterin bakı..."
Kesinlikle İyi Terörist'teki ev tadilat işleri ne gereksiz detaylardı...tabii onu da özellikle yapmış aslında Alice'in hedefi ne, amacı ne o kadar belirsiz ki iyice onu vurgulamak için.
Kübra, bence hatta İyi Terörist'i okumasan bile olur. Tek başına okuma ile çekilecek kitap değil :))
Ne kadar cok ve detaylı yorum yapılmış. Hiç aklımda olmayan bir yazardı ama yorumlar heveslendirdi beni de. Neyse ki yorumlara göz atarken hiç spoiler almadım. :)
Renin wrote: "Beşinci Çocuk’un devamı olan Ben, in the World’ü okudum. Ve bu konuda hiç konuşmak istemiyorum. 🙄":)))))))
Renin wrote: "Beşinci Çocuk’un devamı olan Ben, in the World’ü okudum. Ve bu konuda hiç konuşmak istemiyorum. 🙄"Meğerse Lessing düz mantıkla yazan bir yazarmış ve de aslında onun derinlikle eleştirdiğini sandığımız yaklaşımı düpedüz ve derinliksiz mi? Ben meğerse gerçekten de annesinin ve babasının bakış açısından anlatılan çocuk mu? Anne ve babanın sapkın bakış açısı dediğim meğer Lessing’in bakışı mı??? Aklımda deli sorular :))
Yani o kadar pişmanım ki bu devam kitabını okuduğuma, bahsedip sizin de ilk kitaptan aldığınız keyfi bozmak istemiyorum. Şu kadarını söyleyeyim: İlk kitapta ucu açık bırakılan, acaba öyle mi böyle mi dediğimiz ne kadar konu varsa, heppppsini bir sonuca bağlamış. Bir çuval inciri de böylece berbat etmiş. Bütün büyüsü, cazibesi gitmiş hikayenin. İlk kitapta anlatılanlarla açıkça çelişen açıklamalar da cabası. Bir de sirk gibi bir ortam: Londra, Brezilya, Fransa, Arjantin, kokain ticareti, seks işçileri, sinema sektörü, yaşlı kadınlar ve yetersiz kamu sağlığı hizmetleri, komşuluk ilişkileri, Avrupa Birliği’ne girişle İngiltere’de toprak rantının artışı, tarım sektöründeki sıkıntılar, GEL VATANDAŞ, 3 tanesi 5 lira!İçeriği bir kenara bırakıp üsluba bakacak olursak, orası da ayrı bir cehennem. Alışveriş listesinden alınanların üstünü çizer gibi, hızlı hızlı, özensizce geçiştirmeler, aniden yazarın okuyucuya haddini bildirmeye karar verdiği beyanat anları, neler neler..
Renin wrote: "Yani özetle: Beşinci Çocuk’u beğendiyseniz, Ben, in the World’ü sakın okumayın."Tüh ya sende aramızda kurban oldun be Renin...sana bunu unutturtucak birşeyler yapmamız lazım :)
Books mentioned in this topic
Ben, In the World (other topics)Beşinci Çocuk (other topics)


Burada ise çocukla ilgilenen ve ileride kendi değer sistemi haline getireceği kuralları öğreten kimse yok. O kadar doğal ki çocuğun vahşileşmesi..