ZİNDAN GÜNLÜKLERİ - X 1. KISIM
Başlangıç Notu: Uzun bir bölüm olduğu için iki parçaya bölünerek bu bölüm verilecektir.
10. Bölüm "CADI AVI" Lord Fernard mantar ağırlıklı çok leziz bir kahvaltı sofrası hazırlatmıştı konuklarına. Herkes şüpheci bir şekilde yaklaşsa da yemeklere Eva'nın gönül rahatlığıyla yemesi üzerine diğerleri de zehirlenme korkusu olmadan yemeklerini yemişlerdi. Firb endişeli gibiydi, yemeğini yerken aşırı sessizdi. Thomas durumdan şüphelenmişti ve en sonunda dayanamadı. "Dostum, buraya geldiğimizden beridir ağzını bıçak açmıyor. Dün gece sabaha karşı odaya geldin, uykusuz kaldığın da belli oluyor. Derdin nedir, yardımcı olmak isterim." Firb'in derdini paylaşmak gibi bir niyeti yoktu, onun yerine: "Dün odaya geldiğimde gayet horulduyordun, anlaşılan hepimizi ayakta uyutuyormuşsun da haberimiz yokmuş." diye takıldı. Gereksiz yere yapılan esprilere gelemeyen Thomas: "Uykum hafiftir benim, kapıyı açınca uyanmıştım ama sonra tekrardan daldım." diye Firb'ın sözlerine alındığını belirtti. "Şaka yapmıştım, ama sanırım fazla kaçtı bu sefer ki. Özür dilerim." diye düzeltmeye çalıştı durumu hemen Firb. Ama Thomas daha başka bir şey demedi. Yemeğine devam etti. Lord Fernard kahvaltıdan sonra özür dileyerek yanlarından ayrıldı. Bugün başka bir şehre gitmesi gerekiyordu. "Siyasi meseleler, ama gitmem lazım." diye belirtmişti sadece. "Merak etmeyin, sevgili eşim Katherine burada kalacak. Herhangi bir sıkıntınız oldu mu ona söylemeniz yeterlidir." Eva, Lord Fernard'ın elini samimi bir şekilde sıkarak: "Konukseverliğinize müteşekkiriz. Babama burada geçirdiğim huzur dolu günleri anlatmak için sabırsızlanıyorum." dedi. "Bu sözleriniz beni onurlandırdı, Prenses." dedi Lord Fernard ve ardından ayrıldı. Firb genelde odasından ayrılmıyordu. Safiel, Alenthas ve Sacokhan da bahçede dolaşarak vakit geçiriyorlardı. Bu uygun anı fırsat bilen Thomas, Eva ile yalnız konuşmak için yanına gitti. "Ormanda geçirdiğimiz konforsuz iki günün ardından handa uzun bir süreliğine son kez bir yatakta uyuyorum diye düşünmüştüm, ama yanılmışım. Burada handan bile daha rahat bir gece geçirdik ve karnımız da epey doydu." diye sözlerine başladı Thomas. "Biliyorum, handan beridir grubun huysuz ihtiyar rolüne büründüm. Ama bilmem sen de fark ettin mi, sadece ben değil grubun her bir üyesinde bir değişiklik var. Firb'daki durum hele çok dikkatimi çekiyor benim, belki aşırı gözlemci olduğumdan da kaynaklanıyor olabilir." diye asıl konuya girdi hemen ardından. "Ona biraz zaman ver, düzelecektir." dedi Eva sadece. Ama Thomas bu tavrın ne olduğunu biliyordu: "Sen ne olduğunu biliyorsun. Bu Sacokhan'ın zenginliği ya da Safiel'in kedisi gibi ses çıkartmayacağım bir durum değil, çünkü bunun başımıza bir iş çıkarabilecek bir mesele olduğunu anlayacak kadar tecrübem var." "Ne olduğunu anlatırsam bunu saklayabilecek misin, çünkü diğerleri bilirse Firb'e bir daha güvenmezler." dedi ciddi bir şekilde Eva. "İşte buna inanmam, o benim kadim bir dostumdur. Ne yapmış olabilir ki, güvenimizi sarsacak kadar?" diye sordu şaşkınlık içinde Thomas. "Yıllar önce Firb buradaydı ve bir cinayete karıştı. Prenses Katherine'i öldürdü, tam ayak bastığın noktada." diye gerçeği söyledi Eva. "Şaka yapıyor olmalısınız çünkü Lord Fernard'ın eşi Katherine'den bahsediyorsunuz ve o içeride, yaşıyor." dedi hemen Thomas, yüzünde alaycı bir ifade vardı ve Eva'nın şaka yaptığını düşünüyordu. "O Katherine değil, bir cadı. Firb zamanında ona çalışıyordu, daha doğrusu ortaktılar. Uzun bir süre beraberdiler, sonra cadının burada kurulu bir düzen kurmasına yardım etti ve kendisi de bir daha bir yerde uzun bir süre duramaz oldu, gezmeye başladı. Göçebe bir hayata işte böyle başlamıştı. Firb eskiden, şimdi tanıdığın Firb değildi." Thomas: "Sanırım biraz oturmam lazım." diyebildi, yıllardır tanıdığı dostunun geçmişini bilmiyordu ve umursamamıştı zaten, çünkü böyle bir geçmişi olacağını tahmin etmemişti. "Peki, sen gerçeği nereden biliyorsun?" diye sordu ardından. "Cadı ile isteyerek ayrılmadılar, cadı amacına ulaşınca tüm delilleri yok etmek istedi ve Firb'ı da lanetledi. Bir kurbağa olarak hayatına başlayan Firb'ın karşısına neyseki ben çıkmıştım, onu bu lanetten kurtardım ve gerçeği anlatmasını sağladım. Bunu sır olarak saklamasına yardımcı oldum, yoksa insanlar ve elfler arasında bir sorun çıkabilirdi." "Elflerle konunun ne alakası var?" "O cadı bir elfti, dahası uzaktan bir akrabamdı ve Prenses Katherine ile Lord Fernard'ın düğününe konuk olduğumuz gece Katherine'in aslında bir cadı olduğunu fark etmiştim. Ardından Firb çıktı karşıma bir kurbağa olarak ve lanetinden kurtulmasına yardım ettim. Gerçeği ortaya çıkartamadık ama çünkü cadı bizi tehdit etmişti, babamın da bu işin içinde olduğu yalanını ortaya dökeceğini söylemişti. Biz de cadı olan kuzenimin, zavallı Fernard ile evlenmesine ses çıkartamadık ve konu böyle kapandı. Firb da göçebe hayatına başlayınca olayın üzerine gidemedim bir daha da ben." Thomas yüzünü buruşturdu ve kızmaya başladı: "Bunu sizden beklemezdim, babanızın adını temize çıkartabilirdiniz. Bu riske girmeniz gerekirdi, Lord Fernard'ın bir cadıyla evlenip sahte bir mutluluk yaşıyor olması kadar hastalıklı bir durum daha düşünemiyorum." "Biliyorum, ama kişisel meselelerim vardı. Yakın zamanda ailemden gizli evlenmiştim, ama eşim Alasten Feler hapishanesine götürülmüştü ve ben ailemden bile yardım alamıyordum. İhanete uğramıştım ve dahası o hainin üstüne üstlük bir insanı kandırıp onunla evlenmesine tanık olmuştum." "Yoksa o cadı, sizin düğününüzde şahit olan ve ardından size ihanet eden dostunuz mu?" "Evet, aynen öyle. Biz ona Kıvılcımların Büyücüsü derdik, babam ona Ahu gözlüm diye takılırdı, ama artık uzun zamandır gerçek adını bile unutmuş olmalı Katherine adını kullandığı için. Firb'ın lanetini üzerinden kaldırması ve Alasten ile olan evliliğimi saklaması karşılığında, onun Lord Fernard'ı kandırıp kendisini Prenses Katherine gibi göstermesine ses çıkartmadık biz de." diye tüm gerçeği paylaştı Eva. "Şimdi ne yapacağız peki, yine ses çıkartmadan duracak mıyız? Seni zamanında tehdit etmiş, ama şimdi elinde bir koz var mı? Ben bu gerçeği bilirken sessiz kalamam, diğerlerine de anlatırsak onlar da aynı tepkiyi vereceklerdir. Hadi ama Prenses, haklı olduğumu sen de biliyorsun." diye ikna ediyordu Thomas. "Hayır, bunu yapamayız." diye sesi duyuldu arkadan Firb'ın. "Hiç geldiğini duymadık bile." diye durumu toparlamaya çalıştı Thomas, ama Firb'in her şeyi duyduğunu biliyordu. "Buradan hemen gitmemiz lazım, o cadı çok güçlü. Alenthas'a diyelim, hemen gemisini bulup gidelim buradan." dedi Firb, sesindeki korku fark ediliyordu. "Dur biraz, öyle pat diye gidilmez. Bir kere gemimin bir korsan gemisi olmadığı yalanı ortaya çıkmadan gemiye binmemiz gerekiyor, bu pek de zeki olmayan insanların geminin adının Eniz Osması olmadığını anlamaları yakındır." diye söylendi Alenthas konuyu konuşmak için tüm grup toplandığında. Geminin esas adı Deniz Yosması idi, ama Alenthas geminin adını saklamak için baş harflerini silmişti. "Beni çok şaşırttın, Firb. O cadıyı yakaladılar mı diye sana sormuştum, cadıyla olan anını anlattığında. Ama gerçek çok ama çok farklıymış." dedi Safiel. Şaşkınlık mı yoksa hayranlık mı duyuyordu, pek de anlaşılmıyordu. "İtiraz ediyorum, bir cadıdan bahsediyoruz. Eski meseleler yüzünden başımıza iş açmayı reddediyorum, hem onu cadı diye öldürdük diyelim görünüşü değişmezse bu sefer Lord Fernard ile düşman olmaz mıyız? Zaten bir prens veledini kurtarmak için kıçımızı tehlikeye atıyoruz, bir de üstüne üstlük bir korsan gemisine binmemiz gerekiyor. Daha fazlasına onay vermiyorum." diye konuştu Sacokhan. "Biliyorum grupta yeniyim, ama bu sahnede birimizin de durup biz ne yapıyoruz diye sorması gerekmiyor mu?" diye patladı Alenthas. Ardından: "Karnımız doydu, sırtımız rahata erdi diye saçmalamayın, bir cadıdan bahsediyoruz. Elime aldım meşaleyi, yaktım cadıyı diye olmuyor bu işler. Pek korsan olduğum söylenemez ama çok cadı gördüm sayılır, unutmayın ben aslında bir şamanım ve en iyilerinden olduğum söylenir." diye ekledi. "Farklı bakış açıları için teşekkür ederiz, ama burada sorulması gereken soru şu olmalı: Bir cadı var, bu cadıdan haberimiz varken arkamızı dönüp nasıl yola devam edebiliriz? Vicdanımıza bu konuda nasıl hesap vereceğiz?" diye konuştu Thomas. "Bir rahipten de bu beklenirdi zaten." diye sıkıntısını dile getirdi Alenthas hemen. "Emekli bir rahip." diye düzeltti Eva. Sonra da: "Thomas haklı, dostlar. Bu gerçeği uzun zamandır bilmeme rağmen elimden bir şey gelmiyordu, ama daha fazla sessiz kalamam. Hatamı telafi etmeliyim." dedi. Firb'e döndü ve: "Hatamızı telafi etmeliyiz." diye ekledi. “Ben senin yanındayım, Prenses. Sen beni gruba geri aldın, seni yarı yolda bırakmayacağım. Bana güvenebilirsin." dedi gülümseyerek Safiel. "Teşekkür ederim, büyücü dostum." diye karşılık verdi Eva, ama Safiel onu duymamıştı bile, kedisiyle ilgilenmeye başlamıştı çoktan.
"Bu işi bitirelim o halde." diye son sözü söyledi Firb kararlı bir ses tonuyla.
10. Bölüm "CADI AVI" Lord Fernard mantar ağırlıklı çok leziz bir kahvaltı sofrası hazırlatmıştı konuklarına. Herkes şüpheci bir şekilde yaklaşsa da yemeklere Eva'nın gönül rahatlığıyla yemesi üzerine diğerleri de zehirlenme korkusu olmadan yemeklerini yemişlerdi. Firb endişeli gibiydi, yemeğini yerken aşırı sessizdi. Thomas durumdan şüphelenmişti ve en sonunda dayanamadı. "Dostum, buraya geldiğimizden beridir ağzını bıçak açmıyor. Dün gece sabaha karşı odaya geldin, uykusuz kaldığın da belli oluyor. Derdin nedir, yardımcı olmak isterim." Firb'in derdini paylaşmak gibi bir niyeti yoktu, onun yerine: "Dün odaya geldiğimde gayet horulduyordun, anlaşılan hepimizi ayakta uyutuyormuşsun da haberimiz yokmuş." diye takıldı. Gereksiz yere yapılan esprilere gelemeyen Thomas: "Uykum hafiftir benim, kapıyı açınca uyanmıştım ama sonra tekrardan daldım." diye Firb'ın sözlerine alındığını belirtti. "Şaka yapmıştım, ama sanırım fazla kaçtı bu sefer ki. Özür dilerim." diye düzeltmeye çalıştı durumu hemen Firb. Ama Thomas daha başka bir şey demedi. Yemeğine devam etti. Lord Fernard kahvaltıdan sonra özür dileyerek yanlarından ayrıldı. Bugün başka bir şehre gitmesi gerekiyordu. "Siyasi meseleler, ama gitmem lazım." diye belirtmişti sadece. "Merak etmeyin, sevgili eşim Katherine burada kalacak. Herhangi bir sıkıntınız oldu mu ona söylemeniz yeterlidir." Eva, Lord Fernard'ın elini samimi bir şekilde sıkarak: "Konukseverliğinize müteşekkiriz. Babama burada geçirdiğim huzur dolu günleri anlatmak için sabırsızlanıyorum." dedi. "Bu sözleriniz beni onurlandırdı, Prenses." dedi Lord Fernard ve ardından ayrıldı. Firb genelde odasından ayrılmıyordu. Safiel, Alenthas ve Sacokhan da bahçede dolaşarak vakit geçiriyorlardı. Bu uygun anı fırsat bilen Thomas, Eva ile yalnız konuşmak için yanına gitti. "Ormanda geçirdiğimiz konforsuz iki günün ardından handa uzun bir süreliğine son kez bir yatakta uyuyorum diye düşünmüştüm, ama yanılmışım. Burada handan bile daha rahat bir gece geçirdik ve karnımız da epey doydu." diye sözlerine başladı Thomas. "Biliyorum, handan beridir grubun huysuz ihtiyar rolüne büründüm. Ama bilmem sen de fark ettin mi, sadece ben değil grubun her bir üyesinde bir değişiklik var. Firb'daki durum hele çok dikkatimi çekiyor benim, belki aşırı gözlemci olduğumdan da kaynaklanıyor olabilir." diye asıl konuya girdi hemen ardından. "Ona biraz zaman ver, düzelecektir." dedi Eva sadece. Ama Thomas bu tavrın ne olduğunu biliyordu: "Sen ne olduğunu biliyorsun. Bu Sacokhan'ın zenginliği ya da Safiel'in kedisi gibi ses çıkartmayacağım bir durum değil, çünkü bunun başımıza bir iş çıkarabilecek bir mesele olduğunu anlayacak kadar tecrübem var." "Ne olduğunu anlatırsam bunu saklayabilecek misin, çünkü diğerleri bilirse Firb'e bir daha güvenmezler." dedi ciddi bir şekilde Eva. "İşte buna inanmam, o benim kadim bir dostumdur. Ne yapmış olabilir ki, güvenimizi sarsacak kadar?" diye sordu şaşkınlık içinde Thomas. "Yıllar önce Firb buradaydı ve bir cinayete karıştı. Prenses Katherine'i öldürdü, tam ayak bastığın noktada." diye gerçeği söyledi Eva. "Şaka yapıyor olmalısınız çünkü Lord Fernard'ın eşi Katherine'den bahsediyorsunuz ve o içeride, yaşıyor." dedi hemen Thomas, yüzünde alaycı bir ifade vardı ve Eva'nın şaka yaptığını düşünüyordu. "O Katherine değil, bir cadı. Firb zamanında ona çalışıyordu, daha doğrusu ortaktılar. Uzun bir süre beraberdiler, sonra cadının burada kurulu bir düzen kurmasına yardım etti ve kendisi de bir daha bir yerde uzun bir süre duramaz oldu, gezmeye başladı. Göçebe bir hayata işte böyle başlamıştı. Firb eskiden, şimdi tanıdığın Firb değildi." Thomas: "Sanırım biraz oturmam lazım." diyebildi, yıllardır tanıdığı dostunun geçmişini bilmiyordu ve umursamamıştı zaten, çünkü böyle bir geçmişi olacağını tahmin etmemişti. "Peki, sen gerçeği nereden biliyorsun?" diye sordu ardından. "Cadı ile isteyerek ayrılmadılar, cadı amacına ulaşınca tüm delilleri yok etmek istedi ve Firb'ı da lanetledi. Bir kurbağa olarak hayatına başlayan Firb'ın karşısına neyseki ben çıkmıştım, onu bu lanetten kurtardım ve gerçeği anlatmasını sağladım. Bunu sır olarak saklamasına yardımcı oldum, yoksa insanlar ve elfler arasında bir sorun çıkabilirdi." "Elflerle konunun ne alakası var?" "O cadı bir elfti, dahası uzaktan bir akrabamdı ve Prenses Katherine ile Lord Fernard'ın düğününe konuk olduğumuz gece Katherine'in aslında bir cadı olduğunu fark etmiştim. Ardından Firb çıktı karşıma bir kurbağa olarak ve lanetinden kurtulmasına yardım ettim. Gerçeği ortaya çıkartamadık ama çünkü cadı bizi tehdit etmişti, babamın da bu işin içinde olduğu yalanını ortaya dökeceğini söylemişti. Biz de cadı olan kuzenimin, zavallı Fernard ile evlenmesine ses çıkartamadık ve konu böyle kapandı. Firb da göçebe hayatına başlayınca olayın üzerine gidemedim bir daha da ben." Thomas yüzünü buruşturdu ve kızmaya başladı: "Bunu sizden beklemezdim, babanızın adını temize çıkartabilirdiniz. Bu riske girmeniz gerekirdi, Lord Fernard'ın bir cadıyla evlenip sahte bir mutluluk yaşıyor olması kadar hastalıklı bir durum daha düşünemiyorum." "Biliyorum, ama kişisel meselelerim vardı. Yakın zamanda ailemden gizli evlenmiştim, ama eşim Alasten Feler hapishanesine götürülmüştü ve ben ailemden bile yardım alamıyordum. İhanete uğramıştım ve dahası o hainin üstüne üstlük bir insanı kandırıp onunla evlenmesine tanık olmuştum." "Yoksa o cadı, sizin düğününüzde şahit olan ve ardından size ihanet eden dostunuz mu?" "Evet, aynen öyle. Biz ona Kıvılcımların Büyücüsü derdik, babam ona Ahu gözlüm diye takılırdı, ama artık uzun zamandır gerçek adını bile unutmuş olmalı Katherine adını kullandığı için. Firb'ın lanetini üzerinden kaldırması ve Alasten ile olan evliliğimi saklaması karşılığında, onun Lord Fernard'ı kandırıp kendisini Prenses Katherine gibi göstermesine ses çıkartmadık biz de." diye tüm gerçeği paylaştı Eva. "Şimdi ne yapacağız peki, yine ses çıkartmadan duracak mıyız? Seni zamanında tehdit etmiş, ama şimdi elinde bir koz var mı? Ben bu gerçeği bilirken sessiz kalamam, diğerlerine de anlatırsak onlar da aynı tepkiyi vereceklerdir. Hadi ama Prenses, haklı olduğumu sen de biliyorsun." diye ikna ediyordu Thomas. "Hayır, bunu yapamayız." diye sesi duyuldu arkadan Firb'ın. "Hiç geldiğini duymadık bile." diye durumu toparlamaya çalıştı Thomas, ama Firb'in her şeyi duyduğunu biliyordu. "Buradan hemen gitmemiz lazım, o cadı çok güçlü. Alenthas'a diyelim, hemen gemisini bulup gidelim buradan." dedi Firb, sesindeki korku fark ediliyordu. "Dur biraz, öyle pat diye gidilmez. Bir kere gemimin bir korsan gemisi olmadığı yalanı ortaya çıkmadan gemiye binmemiz gerekiyor, bu pek de zeki olmayan insanların geminin adının Eniz Osması olmadığını anlamaları yakındır." diye söylendi Alenthas konuyu konuşmak için tüm grup toplandığında. Geminin esas adı Deniz Yosması idi, ama Alenthas geminin adını saklamak için baş harflerini silmişti. "Beni çok şaşırttın, Firb. O cadıyı yakaladılar mı diye sana sormuştum, cadıyla olan anını anlattığında. Ama gerçek çok ama çok farklıymış." dedi Safiel. Şaşkınlık mı yoksa hayranlık mı duyuyordu, pek de anlaşılmıyordu. "İtiraz ediyorum, bir cadıdan bahsediyoruz. Eski meseleler yüzünden başımıza iş açmayı reddediyorum, hem onu cadı diye öldürdük diyelim görünüşü değişmezse bu sefer Lord Fernard ile düşman olmaz mıyız? Zaten bir prens veledini kurtarmak için kıçımızı tehlikeye atıyoruz, bir de üstüne üstlük bir korsan gemisine binmemiz gerekiyor. Daha fazlasına onay vermiyorum." diye konuştu Sacokhan. "Biliyorum grupta yeniyim, ama bu sahnede birimizin de durup biz ne yapıyoruz diye sorması gerekmiyor mu?" diye patladı Alenthas. Ardından: "Karnımız doydu, sırtımız rahata erdi diye saçmalamayın, bir cadıdan bahsediyoruz. Elime aldım meşaleyi, yaktım cadıyı diye olmuyor bu işler. Pek korsan olduğum söylenemez ama çok cadı gördüm sayılır, unutmayın ben aslında bir şamanım ve en iyilerinden olduğum söylenir." diye ekledi. "Farklı bakış açıları için teşekkür ederiz, ama burada sorulması gereken soru şu olmalı: Bir cadı var, bu cadıdan haberimiz varken arkamızı dönüp nasıl yola devam edebiliriz? Vicdanımıza bu konuda nasıl hesap vereceğiz?" diye konuştu Thomas. "Bir rahipten de bu beklenirdi zaten." diye sıkıntısını dile getirdi Alenthas hemen. "Emekli bir rahip." diye düzeltti Eva. Sonra da: "Thomas haklı, dostlar. Bu gerçeği uzun zamandır bilmeme rağmen elimden bir şey gelmiyordu, ama daha fazla sessiz kalamam. Hatamı telafi etmeliyim." dedi. Firb'e döndü ve: "Hatamızı telafi etmeliyiz." diye ekledi. “Ben senin yanındayım, Prenses. Sen beni gruba geri aldın, seni yarı yolda bırakmayacağım. Bana güvenebilirsin." dedi gülümseyerek Safiel. "Teşekkür ederim, büyücü dostum." diye karşılık verdi Eva, ama Safiel onu duymamıştı bile, kedisiyle ilgilenmeye başlamıştı çoktan.
"Bu işi bitirelim o halde." diye son sözü söyledi Firb kararlı bir ses tonuyla.
Published on April 13, 2014 08:19
No comments have been added yet.